YYÜ GCRIS Basic Database

YYÜ GCRIS Basic Database, which is a part of Van Yüzüncü Yıl University (YYÜ) Research Ecosystem, is an Institutional repository at international standards that allows searching and discovering all research outputs.

Recent Submitted Publications

Master Thesis
Kafkasya Birlik Mecmuası (1970-1972)
(2025) Hekimoğlu, Servet; Qasımov, Cavid
II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan Kafkasyalı mühacirler, kimlik ve kültürlerini koruyabilmek amacıyla çeşitli kültür dernekleri kurmuş, bu dernekler aracılığıyla birçok gazete ve dergi yayımlamışlardır. Bu yayınlar, Kafkasya kökenli toplulukların kültürel belleğini canlı tutmada ve ortak bir aidiyet duygusu geliştirmede önemli bir araç olmuştur. Bu kapsamda, 1970 yılında Kafkasyalı mühacir bir aileye mensup Şerafettin Terim ve Turhan Yavuz Marşan öncülüğünde yayımlanmaya başlayan 'Kafkasya Birlik Mecmuası', söz konusu yayın faaliyetlerinin dikkat çekici örneklerinden biridir. Aylık olarak çıkarılması planlanan mecmuanın; 1, 2, 5, 12, 13, 14, 15 ve 16. sayıları bağımsız, 3-4, 6-7, 8-9 ve 10-11. sayıları ise çift sayı hâlinde birleştirilmiş olarak yayımlanmıştır. Toplamda 16 sayı çıkan bu dergi, 'Türkiye Kafkas-Abhaz Kültür Derneği' ile iş birliği içinde faaliyet göstermiştir. Dergide, Kafkasya'nın tarihine, kültürel mirasına ve toplumsal yapısına ilişkin çok sayıda yazıya yer verilmiştir. Ancak mecmuanın amacı yalnızca kültürel aktarımla sınırlı kalmamış; aynı zamanda Çarlık Rusya'sı ve daha sonra Sovyetler Birliği tarafından anayurtlarından zorla göç ettirilen Kuzey Kafkasyalıların ortak bilincini diri tutmak ve onların birliğini sağlamak da temel hedefler arasında yer almıştır. Kafkas kökenli gazeteci ve düşünce insanlarını aynı yayın etrafında toplayarak dikkate değer bir entelektüel birliktelik oluşturmayı başaran 'Kafkasya Birlik Mecmuası', 1972 yılında yayın hayatına son vermiştir. Ancak bu kısa süreli yayın deneyimi, Kafkas diasporası açısından derin ve kalıcı bir kültürel etki bırakmış, sonraki yıllarda benzer girişimlere ilham kaynağı olmuştur.
Master Thesis
Köpeklerde Kastrasyon Operasyonu Sonrası Bazı Hormon Seviyelerinin Değerlendirilmesi
(2025) Arıtay, İbrahim; Kayıkcı, Caner
Veteriner hekimlikte, özellikle kriptoşidizm ve sokak hayvanlarında gonad durumunun belirlenmesi için yeni tanı yöntemlerine ihtiyaç vardır. Anti-Müllerian hormonu (AMH), fonksiyonel gonadal dokunun varlığını tespit etmede umut verici bir belirteçtir. Bu çalışmada, erkek köpeklerde kastrasyon sonrası AMH düzeylerinin değişimi, yaş, testis ağırlığı ve diğer hormonlarla ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Hayvanların ağırlıkları, sağ testis ve sol testis ağırlıklarının ortalamaları sırasıyla 31.39kg, 18.9gr ve 20.35gr olarak hesaplanmıştır. Hayvan vücut ağırlıkları ve hormonlar arasında anlamlı bir korelasyon tespit edilememiştir. Benzer şekilde testis ağırlıkları ile hormonlar arasında korelasyon tespit edilememiştir. Hayvan ağırlıkları ile ortalama testis ağırlıklarının korelasyon hesaplaması yapıldığında aralarında pozitif korelasyon saptanmıştır. 0. gün, 1. gün, 3. gün, 7. gün, 15. gün alınan kan örneklerinden yapılan ELISA testi sonucu kan serum AMH grup ortalama değerleri sırasıyla 8.1 ng/ml, 7.05 ng/ml, 7.0 ng/ml, 7,07 ng/ml, 6.6 ng/ml olarak, LH grup ortalama değerleri sırasıyla 84.64 mIU/ml, 78.89 mIU/ml, 81.01 mIU/ml, 87.51 mIU/ml ve 85.54 mIU/ml olarak, serbest testosteron grup ortalama değerleri ise sırasıyla 1144.02 pg/ml, 974.35 pg/ml, 992.58 ng/ml, 841.14 pg/ml, 731.59 pg/ml olarak belirlenmiştir. Yapılan ROC analizi ile AMH seviyelerinin hayvanın kısırlaştırılma durumuna göre kesme değeri (Cut off) 7.30 ng/ml olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak AMH seviyesi kısırlaştırma sonrası ölçüm yapılan günlerde tespit edilebilir seviyenin altına düşmemiş olmakla beraber kısırlaştırma öncesi ve sonrası değerler anlamlı derecede düşüş gösterdiği ve yapılan ROC analizi sonucunda kısırlaştırma sonrası 1.günden itibaren AMH değerinin erkek köpeklerin gonad durumlarının test tespitinde kullanılabileceği belirlenmiştir.
Master Thesis
Etlik Damızlıklarda Yumurtalara Demir ve Çinko Nanopartküllerinin in Ovo Enjeksiyonunun Embriyonun Metabolizmasına Etkisi
(2025) Tunç, Jiyan; Babacanoğlu, Elif
Bu çalışmada farklı embriyonik keselere in ovo (İO) enjeksiyon yöntemi ile L-arjinin kaynaklı demir (Fe) ve çinko (Zn) mineralleri ile bu iki mineralin kombinasyonuna ait nano partiküllerin enjeksiyonunun embriyo/civciv gelişimi, karaciğer dokusunda transferrin reseptör (TFRC) ve metallothionein (MT) genlerin mRNA gen ekspresyon ve glikojen düzeyleri, kemik gelişimi ve mineralizasyonu, vücut bileşimi, kalıntı sarı kese bileşimi ve kan serumu Fe ve Zn düzeyleri üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Deneme materyalini ROSS 308 genotipine ait 1200 adet kuluçkalık yumurtalarda gelişen embriyolara enjeksiyon yapılmayan grup (K) ve kuluçkanın 14.5'uncu gününde sarı keseye ve 17.5'uncu gününde amniyon keseye 80 μg düzeyinde organik nano Fe (Fe1, Fe2) ve Zn (Zn1, Zn2) mineralleri ile bu iki mineralin kombinasyonuna (FeZn1, FeZn2) ait gruplar deneme desenini oluşturmuştur. Embriyonik yaşın 16 ve 19'uncu günlerinde embriyo gelişimi etkilenmezken, Fe1 grubunda göğüs kası ağırlığı (P=0.06) ve Zn2 grubunda karaciğer ve kalp ağırlıkları (P=0.01) artmıştır. Çıkışta civciv gelişimi, kemik gelişimi ve bileşimi ile kemik mineralizasyonu üzerine nano organik mineral enjeksiyonunun etkisi önemsizken, sağ tibia çapı K grubuna göre Fe1 grubunda önemli düzeyde daha yüksek, Fe2 grubunda ise daha düşük saptanmıştır (P=0.02). Çıkışta K grubuna göre Zn1 grubunda tüm vücut KM içeriği daha düşük ve HK içeriği daha yüksek (P=0.03), sarı kese HY içeriği Fe2 grubunda daha düşük (P=0.04), sarı kese Fe düzeyi Fe1 grubunda daha düşük (P=0.04) ve serum Fe düzeyi Fe1 ve Fe2 gruplarında daha yüksek (P=0.06) saptanmuştır. Tüm Zn enjekte edilen gruplarda karaciğer MT mRNA gen ekspresyonu ve Fe enjekte edilen gruplarda ise karaciğer TFRC mRNA gen ekspresyon düzeyi artmıştır (P<0.01). Günlük yaştaki etlik civcivlerin karaciğer glikojen düzeyi nano minarel enjeksiyon gruplarında K grubuna göre önemli düzeyde artmıştır (P<0.01).
Master Thesis
Bronş Lavajı Uygulanan Hastalardan Alınan Örneklerde Microsporidia Sıklığının Araştırılması
(2025) İlhan, Eren; Aydemir, Selahattin
Microsporidia türleri zorunlu hücre içi parazitlerdir. Mikrosporidiyozisin klinik seyri, enfeksiyonun yerleşim yerine ve konakçının bağışıklık durumuna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazı microsporidia türleri alt solunum yoluna yerleşerek pulmoner mikrosporidiyozise sebep olabilir. Bu çalışma, akciğer rahatsızlığı olan hastalarda microsporidia sıklığının araştırılması amacıyla yapılmıştır. Bu çalışma, 12.2024-06.2025 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarında yürütüldü. Çalışmaya Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Hastanesine başvurup bronş lavajı uygulanan ve HIV negatif olduğu bilinen 65 hasta dahil edildi. Kanser, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kronik böbrek yetmezliği gibi immünsistemi zayıflatıcı bir hastalığı olan veya immünsistemi baskılayan herhangi bir ilaç kullanan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Mikrosporidia varlığının araştırılması amacıyla, hastalardan alınan bronş lavajı örnekleri modifiye trikrom boyama ve PCR yöntemleri ile incelendi. İncelemeler sonucunda hastaların üçünde (%4,6) pulmoner mikrosporidiyozis saptandı. Ancak modifiye trikrom boyama yöntemiyle sadece bir (%1,5) hastada microsporidia sporu saptandı. Sonuç olarak, bireyin immün durumuna bakılmaksızın akciğer rahatsızlığı olan hastalarda microsporidia etkenlerinin akla getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Master Thesis
Dilsiz Kavalda Üfleme Teknikleri
(2025) Berge, Ezmir Memo; Akıncı, Alkan
Bu tez çalışması, dilsiz kaval çalgısında üfleme tekniklerine bağlı olarak ortaya çıkan entonasyon problemlerini incelemek ve bu sorunlara çözüm üretmek amacıyla hazırlanmıştır. Dilsiz kavalda sabit bir dil mekanizmasının bulunmaması, ses üretiminin tamamen icracının nefes kontrolü, dudak pozisyonu ve üfleme açısına bağlı olmasına yol açmaktadır. Bu durum, özellikle başlangıç seviyesindeki icracılarda doğru ses üretimini zorlaştırmakta ve entonasyon hatalarını artırmaktadır. Araştırmanın amacı, nota temelli üfleme egzersizleri geliştirerek entonasyon kontrolünü sağlamak ve dilsiz kaval eğitimine katkı sunmaktır. Çalışmada literatür taraması yapılmış, yedi alan uzmanından görüş alınmış ve bu veriler tematik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Geliştirilen egzersizler, dört farklı üfleme kademesi çin tasarlanmış ve nefes kontrolü, dudak kaslarının güçlendirilmesi ve parmak- üfleme senkronizasyonu üzerine odaklanmıştır. Bulgular, egzersizlerin entonasyon hatalarını azaltmada, ton kontrolünü geliştirmede ve teknik becerileri artırmada etkili olduğunu göstermektedir. Uzman görüşleri, dudak kaslarını geliştiren ek çalışmaların ve dilsiz kaval için yeni etütlerin hazırlanmasının önemini ortaya koymuştur.