YYÜ GCRIS Basic Database
YYÜ GCRIS Basic Database, which is a part of Van Yüzüncü Yıl University (YYÜ) Research Ecosystem, is an Institutional repository at international standards that allows searching and discovering all research outputs.

Recent Submitted Publications
Brian Friel'ın Dancing At Lughnasa ve The Volunteers Adlı Eserlerinde İrlanda Folklörüne Ait Sosyo-Kültürel Ögeler
(2025) Kaplan, Kevser; Barlık, Memet Metin
İrlanda tiyatrosu, İrlanda'nın karmaşık sosyo-politik manzarasını ve çalkantılı tarihini yansıtan, uzun zamandır siyasi ifade için güçlü bir araç olmuştur. İrlanda tiyatrosunun ilk günlerinden beri oyun yazarları sahneyi acil siyasi sorunları ve kültürel kimliği ele almak için bir platform olarak kullandılar. Diyaloğu, empatiyi ve toplumsal farkındalığı geliştirmede sanatın dönüştürücü gücüne dair içgörü sunan güçlü bir ifade aracı olmuştur ve ulusal kimliğin yeniden tanımlanması, sömürgecilik sonrası miraslar, toplumsal eşitsizlikler ve zorluklar dahil olmak üzere siyasi sorunlarla yüzleşmek çok mümkündür. Oyunlarda kendini tanımlamalar ve kültürel kimlikler. Bu tez, Brian Friel'in ikonik eserleri 'Gönüllüler' ve 'Lugnasa'da Dans'taki İrlanda siyaseti ve ideolojik akımların ikili bir incelemesine girişiyor. Titiz karakter analizi, sembolik yorum ve dilsel seçimlere gösterilen yakın ilgi sayesinde bu çalışma, Friel'in, İrlanda'nın tarihine ve siyasi ortamına ilişkin kendi karmaşık anlayışından kaynaklanan siyasi nüansları kişisel yaşam anlatılarına nasıl kusursuz bir şekilde ördüğünü ortaya koyuyor. 'Gönüllüler'de Friel, 20. yüzyılın başlarındaki İrlanda'nın karmaşık dünyasında olağanüstü bir ustalıkla geziniyor. Her biri İrlanda kimliğine ve özerklik mücadelesine dair farklı bakış açılarını simgeleyen çok çeşitli karakterlerden yararlanan Friel'in karmaşık diyaloğu, ülkenin sosyo-politik karmaşıklığını yansıtıyor. İngilizce ve İrlanda lehçelerini birleştiren dil seçimleri, İrlanda halkının katmanlı kimliklerini yansıtıyor. Tarihi el yazmaları ve geleneksel müzik gibi semboller, İrlanda'nın tarihi ve kültürel mirasına kanal görevi görerek Friel'in politik olanı kişisel olanla kusursuz bir şekilde iç içe geçirmesine olanak tanıyor. 'Lugnasa'da Dans Etmek' konusuna dönersek Friel, İrlanda yaşamının farklı bir yönünü yakalıyor ve Mundy kardeşleri 1930'ların kırsal İrlanda'sının arka planında çerçeveliyor. Kız kardeşlerin bireysel gidişatları İrlanda'nın daha büyük yolculuğuyla örtüşüyor; gelenek ile modernite, kırsal ile kentsel ve yerel ile ulusal arasındaki toplumsal gerilimleri özetliyor. Bir sembolizm ustası olarak Friel, İrlanda'nın uyum ve kendini keşfetme arayışını yansıtan bir anlatı oluşturmak için radyo ve Lughnasa festivali gibi unsurları kullanıyor. Brian Friel'in Kuzey İrlanda'da büyüyen kendi deneyimlerinden yola çıkan siyasi ideolojisi, bu oyunlara ustaca işlenmiştir. İrlanda kimliğinin siyasi coşkuyla kesiştiği noktada yön veren bir oyun yazarı olarak Friel'in çalışmaları, onun İrlanda'nın sömürgecilik tarihi, milliyetçiliği ve devam eden kendi kaderini tayin etme mücadelesi hakkındaki keskin farkındalığını ortaya koyuyor. Bu farkındalık, her biri İrlanda'nın sosyopolitik dokusunun benzersiz bir yönünü temsil eden karakterlerinin ikilemleri ve diyaloglarında yankılanıyor. Bu tez sentez olarak Brian Friel'in İrlanda siyaseti ile kişisel deneyimlerini birleştirme konusundaki derin ustalığını açığa çıkarıyor. 'Gönüllüler' ve 'Lughnasa'da Dans Etmek' yalnızca İrlanda tarihinin farklı ancak birbiriyle bağlantılı dönemlerine açılan pencereler değil, aynı zamanda Friel'in siyasi bilincinin yansımalarıdır. Dilsel seçimler, sembolizm ve karakter dinamiklerinin analizi yoluyla bu çalışma, Friel'in eserlerinin, İrlanda'nın çalkantılı siyasi mücadelelerden gelenek ile modernlik arasındaki hassas dansa kadar olan yolculuğunu nasıl özetlediğini aydınlatıyor; bunların tümü, Friel'in İrlanda siyasi anlatısına ilişkin karmaşık anlayışına dayanıyor.
Sulu Çözeltilerde Bulunan Kirleticilerin Adsorpsiyonunda Modifiye Aktif Karbon ve Kil Kullanımının İncelenmesi
(2025) Alayont, Esra Kulaksız; Durak, Halil; Bayrak, Yüksel
Bu çalışmada, Kochia scoparia L. bitkisi ve bentonit kili kullanılarak sulu çözeltilerde bulunan Reaktif Black 5 tekstil boyar maddesi ve 5-Florourasil kanser ilacı etken maddesi adsorpsiyon yöntemi ile giderilmiştir. Yapılan çalışmada adsorplayıcı maddelere çeşitli modifikasyon işlemleri uygulanmıştır. Adsorpsiyon ve modifikasyon işlemlerinde optimum şartlar belirlenerek, adsorpsiyon işlemi; adsorpsiyon izotermi, adsorpsiyon kinetiği ve adsorpsiyon termodinamiğine göre incelenmiştir. Modifikasyon ve adsorpsiyon işlemlerine TGA, FT-IR, BET, EDX, SEM, UV-vis. Spektrofotometresi analizleri uygulanarak açıklanmıştır. Modifiye aktif karbon ile Reaktif Black 5 tekstil boyar maddesi giderimi pH 2'de adsorpsiyon dengeye ulaştığında %97.23 oranında gerçekleştiği hesaplanmıştır. Gerçekleşen adsorpsiyon izoterminin Temkin izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin yalancı ikinci mertebeden kinetik hız modeline uygunluk gösterdiği, adsorpsiyon prosesinin endotermik olduğu ve kendiliğinden gerçekleşmediği belirtilmiştir. Modifiye aktif karbon ile 5-Florourasil kanser ilacı etken maddesi gideriminin pH 4'te, adsorpsiyon dengeye ulaştığında %66.24 oranında gerçekleştiği hesaplanmıştır. Gerçekleşen adsorpsiyon izoterminin Langmuir izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin yalancı ikinci mertebeden kinetik hız modeline uygunluk gösterdiği, adsorpsiyon prosesinin endotermik olduğu ve kendiliğinden gerçekleşmediği belirlenmiştir. Modifiye bentonit ile Reaktif Black 5 tekstil boyar maddesi gideriminin pH 2'de adsorpsiyon dengeye ulaştığında %92 oranında gerçekleştiği hesaplanmıştır. Gerçekleşen adsorpsiyon izoterminin Temkin izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin yalancı ikinci mertebeden kinetik hız modeline uygunluk gösterdiği, adsorpsiyon prosesinin endotermik olduğu ve kendiliğinden gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Modifiye bentonit ile 5-Florourasil kanser ilacı etken maddesi gideriminin pH 6'da adsorpsiyon dengeye ulaştığında %51.21 oranında gerçekleştiği hesaplanmıştır. Gerçekleşen adsorpsiyon izoterminin Langmuir izotermine, adsorpsiyon kinetiğinin yalancı ikinci mertebeden kinetik hız modeline uygunluk gösterdiği, adsorpsiyon prosesinin endotermik olduğu ve kendiliğinden gerçekleşmediği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Mekânsal Değişimin Kentsel Makroform Boyutunda İncelenmesi; Van İli Örneği
(2025) Bayram, Merve; Kemeç, Serkan
Yerleşmeler, tarihsel süreç boyunca hem doğal çevrenin hem de toplumsal dinamiklerin etkisiyle sürekli bir değişim, dönüşüm ve gelişim süreci içerisinde olmuştur. Bu dönüşüm yalnızca kentlerin fiziksel yayılımını değil; aynı zamanda sosyo-kültürel yapının, ekonomik faaliyetlerin ve yasal-yönetsel kararların şekillenmesini de kapsamaktadır. Bu unsurlar, kent dokusunun ve kentsel lekelerin değişimini tetikleyerek kentsel formun evrimini belirleyen temel faktörler arasında yer almıştır. Kentsel form, bir yerleşimin fiziksel yapısını tanımlayan ve onu diğerlerinden ayıran başlıca unsurlardan biri olarak, bu evrimin hem ürünü hem de belirleyicisi konumundadır. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı, Van kenti Metropoliten Alanı (Edremit, İpekyolu ve Tuşba ilçeleri) sınırları içerisinde, tarihsel süreçte meydana gelen mekânsal değişimi analiz ederek, kentsel makroformun oluşumunu etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Çalışmada, farklı dönemlerde ve farklı büyüklüklerde hazırlanan imar planları ile bu planların kent üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak incelenmiş; kentsel alanların makroform tespiti yapılmıştır. Ayrıca, Van kentinin mekânsal deseni üzerinde etkili olan dinamikler analiz edilmiş ve planlama yaklaşımının zaman içerisindeki değişimi değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, doğal ve yapay eşiklerin tarihsel yerleşim süreci ile imar planlarına yansıyan ya da yansımayan yönleri detaylı biçimde ele alınmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma; tarihsel değişim süreci ile bu değişime etki eden coğrafi (topografya, hidroğrafya), afet riski gibi fiziksel faktörleri; imar planlarının hazırlanma sürecinde karşılaşılan zorlukları, yasal ve yönetsel süreçlerin etkilerini ve kent üzerindeki fiziksel ile sosyo-ekonomik eşikleri bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmiştir. Çalışma, Van kentinin tarihsel-mekânsal gelişimini kapsamlı bir şekilde ortaya koyarak, bölgesel ölçekte yapılacak mekânsal analizlere ve kentsel makroform araştırmalarına örnek teşkil edecek nitelikte olup, hem mevcut akademik yazına önemli bir katkı sağlamayı hem de Van kenti özelinde yapılan ilk örneklerden biri olarak sonraki araştırmalara kaynak oluşturmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, Van kentinde yaşanan mekânsal değişimlerin gelecekte yapılacak planlama çalışmalarına ışık tutması hedeflenmekte ve sürdürülebilir, bütüncül bir kentsel gelişim anlayışına katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Anahtar kelimeler: Doğal ve yapay eşikler, İmar planları, Kentsel makroform, Kent planlaması, Mekânsal gelişim, Tarihsel süreç ve değişim, Van Metropoliten Alanı, Sürdürülebilir kentsel gelişim
Türkiye'de Yetişen Helvella L. Türlerinin Morfolojik ve Moleküler Karakterizasyonu
(2025) Terman, Şuheda Sümeyye; Tekpınar, Ayten; Akçay, Mustafa Emre
Helvella, Ascomycota bölümünün Helvellacae familyasında yer alan; düzensiz loblu, eyer, kadeh ya da fincan şeklinde apotezyum yapılarıyla karakterize edilen bir mantar cinsidir. Türkiye, zengin bir mikobiyotaya sahip olmasına rağmen, Helvella cinsi üzerine kapsamlı çalışmalar oldukça sınırlıdır. Türkiye'nin farklı ekolojik bölgelerinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda tür bulunduğu düşünülmekte; bu nedenle Helvella cinsine yönelik güncel ve kapsamlı bir taksonomik revizyona ihtiyaç duyulmaktadır. Doktora tez çalışmasında, 2022-2024 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmalarıyla doğadan toplanan ve çeşitli fungaryumlardan temin edilen örnekler morfolojik ve moleküler yöntemlerle değerlendirilmiş; tür teşhisleri yapılarak filogenetik ilişkileri ortaya konmuştur. Tez kapsamında elde edilen örneklerin, makroskobik ve mikroskobik özellikleri dikkate alınarak morfolojik tanımlamaları yapılmıştır. Makroskobik karakter olarak apotezyum, sap, reseptakulum ve himeniyum yapıları, mikroskobik karakter olarak ise askus, askospor, parafiz, excipulum gibi tanısal özellikler incelemiştir. Mikroskobik seviyede yapılan çalışmalar için distile su, melzer, pamuk mavisi, Congo red ve KOH (potasyum hidroksit) gibi belirteçlerden yararlanılmıştır. Ayrıca, çalışmada tanımlanan Helvella türlerinin tamamı için genişletilmiş morfolojik betimlemeler yapılmış; daha önce eksik ya da yetersiz şekilde belgelenmiş bazı türlerin tanımlamaları güncellenmiştir. Buna ek olarak, Türkiye'de yayılış gösteren Helvella türlerinin ayırt edilmesine olanak tanıyan, morfolojik ve ekolojik karakterlere dayalı yeni bir teşhis anahtarı oluşturulmuştur. Moleküler sistematik çalışmaları kapsamında, beş farklı DNA barkod bölgesine ait [Transkribe edilen aralayıcı bölgeler (ITS), büyük alt ünite (LSU), uzama faktörü 1-alfa (TEF1-α), RNA polimeraz 2 (RPB2) ve ısı şok proteini 90 (HSP90)] DNA dizileri elde edilerek filogenetik analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu bölgelere ait ayrı ayrı diziler elde edildikten sonra birleştirilmiş veri setleriyle dörtlü (ITS/LSU/TEF1-α/HSP90) ve beşli (ITS/LSU/TEF1-α/RPB2/HSP90) çoklu lokus analizleriyle kombine filogramlar oluşturulmuştur. Elde edilen diziler üzerinden Bayesian Inference (BI) yöntemine dayalı filogenetik ağaçlar oluşturularak, morfolojik verilerle desteklenen tür sınırları ve kladal yapılar ortaya konmuştur. Çalışma kapsamında analiz edilen 50 örnekten 26 farklı tür tanımlanmış olup, bu türler Helvella cinsinin Acetabulum, Crispa, Elastica ve Lacunosa kladları içerisinde sınıflandırılmıştır. Tanımlanan türlerden; Acetabulum kladında yer alan H. arctoalpina, Elastica kladında bulunan H. capucina, H. pubescens, H. rivularis ve Lacunosa kladına ait H. alpina, H. dryophila, H. pseudoalpina, H. sublactea türlerinin ülkemiz mikotası için yeni kayıtlar olduğu belirlenmiştir. Bu tez çalışmasıyla, Helvella cinsinin Türkiye'deki taksonomik çeşitliliği ve filogenetik ilişkilerine yönelik şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı değerlendirme yapılmıştır. Morfolojik ve moleküler verilerin birlikte kullanılması sayesinde, tür teşhislerinde karşılaşılan problemlerin büyük oranda çözümlendiği, bazı geleneksel tür tanımlarının ise moleküler veriler ışığında yeniden ele alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca elde edilen bulgular, yalnızca Türkiye mikobiyotası için değil, Helvella cinsinin küresel ölçekte sistematik konumlandırılması açısından da önemli katkılar sunmaktadır. Sonuç olarak, bu çalışma yalnızca mevcut bilgi boşluklarını doldurmakla kalmayıp, gelecekte yapılacak ekolojik, evrimsel ve koruma temelli mikolojik araştırmalara da güçlü bir zemin hazırlamaktadır. Türkiye'nin mantar çeşitliliğine dair farkındalığın artırılması ve mikofloristik envanterlerin güncellenmesi açısından bu tez, temel bir başvuru kaynağı niteliğinde olmaktadır. Anahtar kelimeler: DNA barkodlama, Helvella, HSP90, ITS, LSU, RPB2, TEF1-α, Yeni kayıt
DC-DC Boost Dönüştürücü için Kullanılan Pid Kontrolcüsünün Parametrelerinin Belirlenmesinde Gri Kurt ve Kızıl Tilki Algoritmasının Kullanılması
(2025) Tutar, Nevrez Deniz; Saraçoğlu, Rıdvan; Üzmuş, Hasan
Bu çalışmada, DC-DC boost dönüştürücü devresinin çıkış gerilimini sabit referans değerinde tutmak amacıyla PID tabanlı bir kontrol sistemi tasarlanmış ve PID kazanç parametreleri GWO, RFO ve ABC algoritmaları ile optimize edilmiştir. Sistem performansı; geçici rejim davranışları, aşım, yerleşme süresi ve ISE, IAE, ITAE hata kriterlerine göre değerlendirilmiş, ayrıca yük direnci (R) ve giriş gerilimi (Vin) değişkenlikleri altında algoritmaların adaptif kontrol kabiliyetleri test edilmiştir. Gerçekleştirilen analizler sonucunda, GWO algoritması sabit ve direnç değişkenliği koşullarında en düşük hata kriterlerine ulaşarak öne çıkmıştır. Bu koşullarda IAE, ISE ve ITAE değerleri açısından diğer algoritmalara kıyasla daha başarılı sonuçlar üretmiş; ayrıca sistemin referans değere hızlı oturmasını sağlamıştır. Vin değişkenliği gibi dışsal bozulmalar altında ise GWO, RFO ve ABC algoritmaları benzer seviyede hata değerleri vermiştir. GWO'nun sistem tepkisinde gözlemlenen aşım, diğer algoritmalara kıyasla biraz daha yüksek olsa da bu aşım kısa sürede sönümlenmiş ve sistem hızlı şekilde kararlı duruma ulaşmıştır. Ayrıca, algoritmaların hata kriterleri (IAE, ISE, ITAE) bazında sıralı istatistiksel karşılaştırmasını yapmak amacıyla Friedman testi uygulanmıştır. Yapılan bu çoklu karşılaştırmalı analiz sonucunda, GWO algoritması istatistiksel olarak en iyi genel performansı sergileyen yöntem olarak öne çıkmıştır. Test sonuçlarına göre GWO, her üç hata kriteri açısından da en düşük sıralama ortalamalarına sahip olmuş; bu da algoritmanın hem sabit hem de değişken koşullarda diğerlerine kıyasla daha istikrarlı ve başarılı bir performans sunduğunu istatistiksel olarak da doğrulamaktadır. Sonuç olarak, her üç algoritma PID optimizasyonunda etkili sonuçlar vermiştir. GWO, genel hata performansı, geçici rejim başarısı ve istatistiksel üstünlükleri ile öne çıkarken; ABC algoritması daha yumuşak ancak daha geç tepki veren bir yapı sunmuştur. RFO ise düşük aşım avantajına sahip olmakla birlikte bazı hata kriterlerinde geri planda kalmıştır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda, benzer sistemlerde yüksek global arama kapasitesi ve hızlı yakınsama özelliği sunan GWO gibi optimizasyon algoritmalarının tercih edilmesi, kontrol sistemlerinin performansını artırmak açısından daha uygun bir strateji olabilir.