Browsing by Author "Çelik, Mehmet"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Alienation in Works of Yusuf Atılgan and Oğuz Atay(2003) Aydoğdu, Hamza; Çelik, MehmetArticle Candida Globosa’nın Etken Olduğu Bir Piyojenikkaraciğer Apsesi Olgusu(2019) Sunnetcioglu, Mahmut; Baran, Ali Irfan; Karahocagil, Mustafa Kasim; Çelik, Mehmet; Arslan, YusufPiyojenik karaciğer apsesi bakteriyel veya fungal etkenlere bağlı gelişebilen, nadiren görülen bir hastalıktır. Uygun antibiyotik ve drenaj ile mortalitesi önemli ölçüde azaltılabilir. Bu yazıda ateş, sağ yan ağrısı, iştahsızlık, bulantı şikayetleriyle başvuran, radyolojik görüntülemelerde subhepatik karaciğer apsesi saptanıp perkütan apse drenajı uygulanan ve apse kültüründe Candida globosa üreyen, kaspofungin tedavisi sonrası kliniği düzelen bir olgu sunuldu. Karaciğer apselerinde bakteriyel ajanlar sıklıkla izole edilmekle beraber fungal ajanlar da enfeksiyon etkeni olarak karşımıza çıkabilmektedir. ( Sakarya Tıp Dergisi 2019, 9(3):550-553Article Ensefalomyelit İle Seyreden Bir Kızamık Olgusu(2020) Baran, Ali Irfan; Sunnetcioglu, Mahmut; Karahocagil, Mustafa Kasim; Çelik, Mehmet; Mentes, OsmanKızamık, bulaştırıcılığı yüksek olan enfeksiyonlardan biridir ve dünyadaki önemli morbidite ve mortalite nedenleri arasındadır. Erişkin dönemde komplikasyon hızı ve mortalitesi yüksek olan ciddi bir hastalıktır. Ensefalomiyelit, kızamık enfeksiyonun en fatal komplikasyonudur. Bu yazıda, bölgemizdeki kızamık salgını döneminde bilinç bozukluğu ve kismi motor defisit ile seyreden nadir görülen kızamık ensefalomyelit olgusunun sunulması amaçlandı.Article Erişkin Kist Hidatik Vakalarının Retrospektif Değerlendirilmesi(2024) Çelik, Mehmet; Baran, Ali Irfan; Altındağ, Deniz; Arslan, Yusuf; Tarcan, Tayyar; Sunnetcioglu, Mahmut; Alkan, SevilAmaç: Bu çalışmanın amacı kist hidatik nedeniyle takip edilen erişkin hastaların özelliklerini değerlendirmekti. Yöntem: Çalışmaya Ocak 2015-Eylül 2021 tarihleri arasında kist hidatik tanısı konan 18 yaş üstünde hastalar dahil edildi. Hastalara ait klinik, laboratuvar, radyolojik özellikler retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya 66 hasta dahil edildi. Hastaların %59,1’i kadın cinsiyette olup, yaş ortalaması 40.9±15.60 yıldı. Hastaların en sık tarifledikleri başvuru semptomu karın ağrısıydı (%42,4). En sık tutulum yeri sırasıyla karaciğer (%78,8) ve akciğerdi (%18,2). Hastaların büyük çoğunluğunda soliter kist (%84,8) vardı. Laboratuvar tetkiklerinde en sık saptanan bulgu total IgE yüksekliğiydi (%74,1). İndirekt hemaglütinasyon (IHA) testi, test edilen hastaların % 77,4’ünde pozitif olarak saptandı. Sonuç: Çalışmamızda kist hidatiğin en sık karaciğerde görüldüğü, sıklıkla tek organ tutulumu şeklinde olduğu, laboratuvar tanısında total IgE yüksekliğinin kist hidatik hastalığınını kesin tanısını koydurmasa da tanıya yardımcı olabileceği sonucuna varıldı.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Karbapenemaz Üreten Enterik Bakteriler E-test(epsilometer Test) ile Doğrulanması ve Hastane Kökenli Enfeksiyon Tanısı Alan Olgularda Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi(2018) Çelik, Mehmet; Sünnetçioğlu, MahmutEnterobacteriaceae; insanda enfeksiyon etkeni olarak sıklıkla izole edilen, çok sayıda bakteri cinsini ve türünü içeren bir ailedir. Antimikrobiyal direnç son yıllarda tüm dünyada hastanede yatan hastalarda anlamlı derecede artış göstermiştir. Karbapenemleri hidrolize eden β-laktamazlar (karbapenemazlar) en güçlü β-laktamazlardır. Çalışmamızda, karbapenemaz dirençli olarak sonuçlanan enterik bakterilerin E-test yöntemiyle doğrulanması ve hastane kökenli enfeksiyon tanısı alan olgularda risk faktörlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı laboratuvarına Ağustos 2016-Ağustos 2017 tarihleri arasında çeşitli kliniklerden gönderilen otomatize sistemi sonucuna göre karbapenem dirençli Enterobacteriaceae ailesi üyesi olduğu saptanan 70 suş dahil edilmiştir. Bu suşlar E-test yöntemi ile MİK değerleri saptanarak EUCAST standartlarına göre duyarlı, orta derecede duyarlı ve dirençli olarak değerlendirildi. Hastane kökenli enfeksiyon tanısı alan hastaların risk faktörlerini değerlendirmek amacıyla daha önceden hazırlanmış olan standart forma demografik veriler kaydedildi. Çalışma sonucunda, 70 hastanın 50'inde (%71.4) izole edilen bakteri hastane kökenli enfeksiyon etkeni olarak kabul edilmiştir. Mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen izolatların kliniklere göre dağılımında, izolatların en sık Anestezi yoğun bakım ünitesinden (YBÜ) gönderildiği görülmüştür. Hem hastane kökenli enfeksiyon hem de kolonizasyon etkeni olarak en sık izole edilen bakteri K. Pneumoniae idi. Otomatize sistem sonucuna göre en yüksek direnç ertapenemde görülmüştür. İmipenem dirençli suşların %68'i, meropenem dirençli suşların %84.3'ü, ertapenem dirençli suşların %84.1'i, kolistin dirençli suşların %87.5'i E-test ile dirençli suşları saptama hususunda korelasyon göstermiştir. Hastane kökenli enfeksiyon tanısı alan hastaların komorbit durumlarınının değerlendirilmesinde, en sık görülen komorbid faktör hipertansiyondu. Çalışmamızda enfeksiyon tanı-tedavi süresince gelişen enfeksiyoz nedenler veya altta yatan diğer tıbbi nedenlere bağlı mortalite %36 oranında izlenmiştir Karbapenemaz dirençli enterik bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlar ülkemizde de son yıllarda belirgin bir artış göstermiştir. Bazı temel politikaları uygulayarak, karbapenem direncinin yayılmasının azaltılabileceği düşünülerek hareket edilmelidir.Article Kırım - Kongo Kanamalı Ateşi: 10 Olgunun Değerlendirilmesi(2021) Arslan, Yusuf; Sunnetcioglu, Mahmut; Çelik, Mehmet; Mentes, Osman; Baran, Ali IrfanAmaç: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, 2002 yılından itibaren ülkemizde epidemik olarak görül- meye başlayan zoonotik bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Bu sunuda Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi tanısı alan 10 olgunun klinik, epidemiyolojik ve laboratuvar bulgularının değerlendiril- mesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metod: 2011-2016 tarihleri arasında Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyo- loji servisimizde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi tanısı ile yatırılarak takip edilen 10 olgu retros- pektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Takip edilen tüm olgularımız nisan-ağustos tarihleri arasında başvurmuştu. Olguları- mızın dördü kadın altısı erkek idi. Ortalama yaş 42.7±10.75 yıldı. Yedi olguya PCR, üç olguya ise ELISA yöntemiyle tanı konuldu. Hemorajik semptom gözlenen iki olgudan birine kan ürünü desteği sağlandı. Ribavirin tedavisi sadece bir olguya verildi. Bununla birlikte tüm olgulara des- tek tedavisi verildi. Klinik tablosu düzelen tüm olguların ayaktan takipleri yapılacak şekilde ta- burculuğu yapıldı. Sonuç: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nadir görülen bir hastalıktır. Özellikle bahar ve yaz ayla- rında ateş şikayetiyle başvuran, trombositopeni, lökopeni, karaciğer fonksiyon testlerinde bo- zulma görülen hastalarda kene temas öyküsü sorgulanmalı ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ta- nısı atlanmamalıdır.Article Menenjitle Karışan Bir Nörobehçet Olgusu(2020) Arslan, Yusuf; Karahocagil, Mustafa Kasim; Sunnetcioglu, Mahmut; Çelik, Mehmet; Baran, Ali IrfanBehçet hastalığı, kronik, relapslarla seyreden, etiyolojisi bilinmeyen sistemik vaskülitik bir hastalıktır. Santral sinir sistemi tutulumu Nöro-Behçetolarak tanımlanmakta olup Nöro-Behçette nörolojik komplikasyonların prevelansı %3 ile %10 arasında değişmektedir. Bu yazıda klinik ve beyinomurilik sıvısı bulgularıyla başlangıçta menenjit tanısıyla takip edilen, kısmi iyileşme görülen, takip sürecinde genel durum bozukluğu ve nörolojikbulguların kötüleşmesi sonrasında yapılan tetkikler ve radyolojik incelemeler sonucunda Nöro-Behçet tanısı konan ve immunsupresif tedavilerle yanıtalınan bir olgunun sunulması amaçlandı.Master Thesis The Teachers and Administrators Those Who Have Duties in Primary Education Opinions Are About the Teacher's Performance Evaluation With Multi Sources(2006) Çelik, Mehmet; Tozlu, Necmettin125V. BÖLÜM5. ÖZET SONUÇ VE ÖNER LERBu bölümde, araştırmanın özeti, araştırmada ulaşılan sonuçlar ve bu sonuçlardoğrultusunda sunulan önerilere yer verilmiştir.5.1 ÖZETAraştırma, ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerinperformanslarının çoklu kaynaklarla değerlendirme sisteminin uygulanabilirliğininbelirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla ilköğretim okullarında görev yapanöğretmen ve yöneticilerin, öğretmen performansının çoklu kaynaklarladeğerlendirilmesi konusundaki görüşlerine başvurulmuştur.Araştırmanın evreni, 2005-2006 öğretim yılında Van ili merkezinde görevyapan yönetici ve öğretmenleri kapsamaktadır. Araştırmanın örneklemini, isetabakalı yöntemle 6 eğitim bölgesinden rastlantısal olarak seçilen 18 resmi, 3 özelolmak üzere toplam 21 ilköğretim okulunda görev yapan 49 yönetici ve 333öğretmen oluşturmaktadır.Araştırmanın veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Anketihazırlamak için konuyla ilgili literatür tarama çalışması yapılmıştır. Yapılançalışmalarla elde edilen madde havuzundaki ifadeler hakkında uzman ve öğretmengörüşlerine başvurularak 35 maddeden oluşan anket elde edilmiştir. Ankette ilk beşmadde, öğretmen performansının çoklu kaynaklarla değerlendirilmesi; 6-10 arasımaddeler, öğretmen performansının değerlendirilmesinde öğrenci görüşlerininalınması; 11-15 arası maddeler, öğretmen performansının değerlendirilmesinde veligörüşlerinin alınması; 16-20 arası maddeler, öğretmen performansınındeğerlendirilmesinde zümre öğretmenlerinin görüşlerinin alınması; 21-25 arasımaddeler, öğretmen performansının değerlendirilmesinde, değerlendirilenöğretmenin görüşlerinin alınması; 26-30 arası maddeler, öğretmen performansınındeğerlendirilmesinde, yöneticilerin görüşlerinin alınması; 31-35 arası maddeler,öğretmen performansının değerlendirilmesinde, müfettişlerin görüşlerinin alınmasıile ilgilidir.Kişisel özellikleri kapsamında tanımlanabilecek cinsiyet, okul türü ve meslekikıdem gibi bağımsız değişkenlere göre, ilköğretim okullarında görev yapan yöneticive öğretmenlerinin belirttikleri görüşleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmek üzereKhi-kare ( x 2 ) çözümlemesi yapılmıştır.Yapılan bu araştırmada; cinsiyet, okul türü, kıdem değişkenlerine göre verilencevaplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Anlamlılıkdüzeyi .05 olarak alınmıştır.