Browsing by Author "Çetin, Doğan"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Comprehensive Investigation of Biological Activities and Pharmacological Properties of New Indole-Artesunate Hybrid Molecules(2025) Çetin, Doğan; Konuş, MetinTüm dünyada en önemli ölüm nedenlerinden biri olan kanser hastalığının vakaları dünya çapında sürekli olarak artmaktadır. Bu sebeple kanser tedavisi için güçlü farmasötiklerin geliştirilmesine olan ihtiyaç da artmaktadır. Bu çalışmada, indol halkası ve artesunat maddesinin birleştirilmesiyle elde edilen 11 adet indol-artesunat hibrit molekülünün biyolojik ve farmakolojik özellikleri kapsamlı bir şekilde araştırılması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda bileşiklerin antioksidan potansiyelleri beş farklı yöntemle (DPPH, ABTS, Galvinoksil, Fosfomolibden ve FRAP) test edildi. Bileşiklerin farklı kanser hücre hatlarında ve sağlıklı bir hücre hattındaki sitotoksik özellikleri MTT yöntemiyle belirlendi. Sitotoksik potansiyelleri belirlenen bileşiklerin, kanser hücreleri üzerindeki koloni oluşturma ve invazyon kapasiteleri, yara iyileştirme potansiyelleri ve apoptotik etkileri ile apoptotik yolaktaki genlerin mRNA ifadesin üzerindeki etkileri araştırıldı. Çalışmanın sonucunda, fosfomolibden yöntemi hariç diğer antioksidan kapasite yöntemlerinde bileşiklerin antioksidan kapasite tespit edilmedi. MTT yöntemiyle sitotoksik özellikleri test edilen bileşiklerin sekizinin çeşitli hücre hatlarında etkili olduğu tespit edildi. Ishikawa hücre hattında D1 ve D6 bileşiklerinin EC50 değerleri (20.22 μM ve 22.90 μM) pozitif kontrol olarak kullanılan paklitaksel maddesinin EC50 değerine (19.3 μM) oldukça yakın değerdeydi. HepG2 hücre hattında, D1 ve D2 bileşiklerinin EC50 değerleri (5.43 μM, 5.63 μM) pozitif kontrol olarak kullanılan paklitaksel maddesinin EC50 değerine (4.5 μM) oldukça yakın ve D3 bileşiği (2.75 μM) pozitif kontrolden daha iyi aktivite sergiledi. Koloni oluşturma potansiyelleri test edilen bileşiklerin; kontrol grubuna göre genel olarak %90'dan daha fazla koloni oluşumunu engellediği tespit edildi. İnvazyon özellikleri araştırılan D1 ve D2 bileşiklerinin HepG2, Ht-29 ve Panc-1 kanser hücre hatlarında invazyonu belirgin düzeyde inhibe ettiği tespit edildi. Yara iyileştirme yönteminde test edilen tüm maddelerin kontrol grubuna göre hücre göçünü engellediği görüldü. Hem Annexin-V/PI yöntemiyle hemde apoptotik yolaktaki genlerin mRNA ifadelerinin Real-Time PCR ile analizi sonucunda bileşiklerin apoptozu indüklediği tespit edildi. Tüm bu sonuçlara bakıldığında, bu çalışmada kullanılan bir yada birden fazla bileşiğin daha ileri çalışmalarla kanser ilacı olma potansiyeli bulunmaktadır. Bu yüzden çalışmada kullanılan bileşiklerin in vitro ve in vivo uygulamalarda detaylı analizleri yapılmalıdır.Master Thesis Determination of Antioxidant Capacities of 2,3-Diaryl Derivatives That Might Have Drug Potential and Analyse Their Effects on Gst-Α Isozyme(2018) Çetin, Doğan; Konuş, MetinSerbest radikaller son yörüngelerinde bir veya birden fazla eşlenmemiş elektron içeren moleküllerdir. Bu moleküller elektron açıklarını kapatmak için elektron ararlar ve diğer moleküllerden elektron alarak kararlı hale geçmeye çalışırlar. Bunu yaparken DNA hasarı, protein modifikasyonları ve lipit peroksidasyonu gibi istenmeyen oksidasyon reaksiyonlarına neden olarak hücreye zarar verirler. Serbest radikallerin bu zararlı etkilerini ortadan kaldıran vücudun savunma sistemine antioksidanlar denmektedir. Antioksidan moleküller GST'ler gibi enzimatik ya da askorbik asit gibi enzimatik olmayan moleküller olabilirler. Bu tez çalışmasında ilaç olma potansiyeli taşıyan yeni sentezlenmiş iki farklı 2,3-Diaril-Benzotiyofen türevinin (3-(5-Bromo-tiyofen-2il)-1-etil-2-fenil-1H-indol ve 3-[2,2']Bitiyofenil-5-il-1-etil-fenil-1H-indol) antioksidan kapasiteleri 5 farklı (DPPH, ABTS, Galvinoksil, Fosfomolibden ve FRAP metodu) antioksidan kapasite metoduyla belirlendi ve ayrıca bu maddelerin GST A1-1 izozimi üzerinde inhibisyon ya da aktivasyon özellikleri araştırıldı. Çalışmanın sonucunda en yüksek antioksidan kapasite yüksekten düşüğe doğru fosfomolibden, FRAP ve ABTS metotlarında görüldü. DPPH ve galvinoksil metotlarında ise antioksidan aktivite belirlenemedi. GST A1-1 izozimiyle yapılan çalışmada ise her iki maddeninde hem aktivasyon (madde 1 (1, 10 ve 25 μM) ve madde 2 (1, 5 ve 10 μM)) hemde inhibisyon (madde 1 (25, 50 ve 100 μM) ve madde 2 (25, 100 ve 250 μM)) özellik gösterdiği görüldü.Article Dondurarak Depolamaya Karşılık Geleneksel Depolama Yönteminde Nar ve Portakal Sularının Toplam Antioksidan Kapasitelerindeki Değişimler(2023) Babat, Ceylan Fidan; Gök, Rümeysa; Kadıoğlu, Kübra; Tatli, Hatice; Yılmaz, Esra; Çetin, Doğan; Yılmaz, CanBu çalışmanın amacı, hasat sonrası ürün kaybının önlenmesi için Akdeniz bölgesindeki evlerde halen kullanılan çam iğneleri ve pamuk tohumları kombinasyonundan oluşan geleneksel depolama ve dondurucuda (-20 ̊C) depolama yöntemlerini nar ve portakal meyvelerinin antioksidan kapasitesini korunma yetenekleri açısından karşılaştırmaktır. Meyveler geleneksel depolama ve dondurucuda depolama grupları olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Geleneksel depolama grubunda; meyveler bir bütün olarak, tasarlanan kasalarda depolanmıştır. Dondurucuda depolama grubunda ise meyveler sıkılmış ve meyve suları -20 ̊C'de depolanmıştır. İlk antioksidan kapasite ölçümleri meyve örnekleri laboratuvara gelir gelmez 2,2-difenil-1-pikrilhidrazil yöntemi kullanılarak yapılmış, ikinci ve üçüncü ölçümler ise sırasıyla 3. ve 6. aylarda gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar her iki depolama yönteminin 3 aylık depolama süresince toplam antioksidan kapasiteyi koruma yetenekleri açısından benzer olduklarını, geleneksel depolama yönteminin en az üç aylık depolama için güvenilir bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir. Altı ay sonunda ise geleneksel depolama ile depolanan nar ve portakalların antioksidan aktivitelerinde %20 ve %33 oranında kayıp gerçekleşirken dondurucuda depolanan meyve sularının antioksidan aktivitelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir değişim gözlenmemiştir.Article Yaygın Kullanılan Beş Farklı Antioksidan Kapasite Metodunun Şalgam Suyu Üzerinde Tekrarlanabilirliğinin ve Tutarlığının Test Edilmesi(2019) Ozdogan, Nızamettın; Konus, Metın; Çetin, Doğan; Yılmaz, Can; Kayhan, Abdussamet; Kızılkan, Nurhan DidemAntioksidanlar, serbest radikallerin oluşmasını ya da radikalleri süpürerek hücrenin hasar görmesiniengelleyen ve genellikle yapısında fenolik grup taşıyan moleküllere denmektedir. Antioksidanmoleküller, vücut tarafından üretilebilmekte ya da gıdalar aracılığıyla vücuda alınabilmektedir.Günümüzde antioksidan kapasite ölçümleri için kullanılan birçok farklı metot bulunmaktadır. Bumetotlar genellikle test edilen maddelerin serbest radikalleri içeren bir çözelti içerisine eklenerekölçülmesiyle gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemler kullanılan tepkenin özelliğine bağlı olarak farklısonuçlar verebilmektedir. Bu çalışmada, ticari olarak satılan ve ev yapımı olan şalgamnumunelerinde beş farklı antioksidan kapasite metodunun (DPPH, ABTS, galvinoksil,fosfomolibden ve FRAP) tekrarlanabilirliği ve tutarlığı test edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, testedilen şalgam suyu örneklerin antioksidan aktivitelerine bakılarak değerlendirme yapılmıştır. Buörneklerinin antioksidan aktivitelerinin sıralamasına bakılarak yapılan (yüksekten düşüğe doğru)değerlendirme sonucunda DPPH, Galvinoksil, Fosfomolibden ve FRAP metodlarında ki sonuçlarınbirbirine oldukça benzer olduğu belirlenmiştir. Buna karşın, ABTS metoduna göre elde edilensıralama ise diğer metotlara göre farklılık göstermiştir. Çalışma sonucunda, DPPH, galvinoksil,fosfomolibden ve FRAP metotları sonuçlarının tutarlı ve tekrarlanabilir olduğu belirlenmiştir.Article Yaygın ve Yaygın Olmayan Sirke Çeşitlerinin Antioksidan Kapasite Düzeylerinin Değerlendirmesi(2020) Konus, Metın; Yılmaz, Can; Çetin, DoğanSirke, mayalanabilir farklı hammaddeler kullanılarak elde edilen bir fermantasyon ürünüdür. Eski zamanlardanberi birçok uygarlık tarafından kullanılan sirke, mutfaklarda tatlandırma ve dezenfeksiyon gibi birçok işlevesahiptir. Sirke içerisinde barındırdığı çeşitli fenolik bileşikler, aminoasitler, vitaminler, organik asitler gibimaddeler sayesinde antimikrobiyal, antioksidan, antidiyabetik ve antikarsinojenik özellikleri ile sağlık üzerindede birçok faydalı etkiye sahiptir. Bu çalışmada yaygın olarak marketlerde bulunan üzüm, elma ve nar sirkelerininyanı sıra nadir bulunan kuşburnu, alıç, enginar ve karadut sirkeleri ile birlikte toplam yedi farklı sirke örneğininantioksidan kapasiteleri 2,2-difenil-1-pikrilhidrazil (DPPH) ve galvinoksil yöntemleri kullanılarak belirlenmiştir.Çalışmanın sonucunda test edilen sirke örneklerinin antioksidan kapasite düzeyleri yüksekten düşüğe doğrusıralandığında DPPH yöntemine göre: nar > kuşburnu > alıç > karadut > enginar > üzüm > elma şeklinde olduğuve galvinoksil yönteminde ise: nar > kuşburnu > alıç > enginar > karadut > üzüm > elma şeklinde olduğugörülmüştür. Bu sonuçlara göre enginar ve karadut sirkeleri hariç test edilen sirke örneklerinin antioksidanözelliklerinin her iki yöntemle de benzer sonuçlar sergilediği görülmektedir. Enginar ile karadut sirkelerinin DPPHve galvinoksil yöntemlerine göre farklı sonuçlar vermesi; farklı metotlar kullanmanın antioksidan kapasitedüzeylerinin belirlenmesinde daha doğru sonuçlar elde edilmesindeki önemini göstermektedir.