Browsing by Author "Çetinkaya, Osman"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis A Study on Inducing of Triploidy by Heat Shock in Rainbow Trout (Oncorhynchus Mykiss W., 1792)(1998) Kankaya, Ertuğrul; Çetinkaya, OsmanVIII öz Bu çalışmada, gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yumurtalarına ısı şoku uygulamasıyla triploidi oluşturulması incelenmiştir. Gökkuşağı alabalığının gametleri olgun anaçlardan elde edildi ve suni olarak döllendi. Döllenen yumurtalar 3 gruba ayrıldı. Birinci grup kontrol olarak kullanıldı. Diğer iki gruba 28±0.5 °C'de 10 ve 15 dk ısı şoku uygulandı. Döllenen ve şoklanan yumurtalar klasik inkübasyon şartlarında kuluçkalandı. Yavrular 23 hafta boyunca beslendi. Deneme gruplarında döllenme ve yumurtadan çıkış oranlan belirlendi. Uygulanan ısı şoku metodunun etkinliği direk kromozom sayımı ve eritrosit büyüklük ölçümüyle araştırıldı. Kromozom preparasyonlan embriyolardan ve fingerlinglerin ön böbrek kısmı kullanılarak hazırlandı. Deneme gruplarında eritrositlerin küçük ve büyük eksenleri oküler mikrometrede ölçüldü, hücre hacimleri hesaplandı. Kromozom sayısı kontrol grubunda 2n=60 ve 10 dk şok uygulanan grupta 3n=90 bulundu. Eritrosit büyüklük ve hacmi şok uygulanan grupta kontrol grubundan önemli olarak' daha büyük bulundu. Eritrosit büyüklük ve hacimlerinin istatistik analizi diğer iki gruptan ayırt edilebilen (diploid ve triploid) ve tetraploid olarak adlandırılan diğer bir poliploidi grubunun varlığını gösterdi. Gökkuşağı alabalığında triploidi oluşturmak için 28 °C'de 10 dk ısı şoku uygulaması başarıyla kullanılabilmektedir. Eritrosit büyüklüğü ve İmcminin incelenmesi bu türde ploidy seviyelerinin ayrımında kullanılabilir. Anahtar Kelimeler: Gökkuşağı alabalığı, Oncorhynchus mykiss, Isı şoku, Ploidi, Triploidi, Kromozom, Eritrosit büyüklüğü ABSTRACT A STUDY ON INDUCING OF TRIPLOIDY BY HEAT SHOCK IN RAINBOW TROUT (Oncorhynchus mykiss W., 1792) In this study, inducing triploidy in rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) by applying heat shock on the eggs was investigated. Gametes of rainbow trout were stripped from ripe adults and fertilized artificially. Fertilized eggs were divided into 3 groups. The first group used as control, heat shock at 28± 0.5 °C were applied to two others groups for 10 and 15 minutes. Fertilized and shocked eggs were incubated until to hatching of sac fry in ordinary incubation conditions. The hatched frys were raised for 23 weeks. Fertilization and hatching ratios were determined for trial groups.IX Effectiveness of applied heat shock method were investigated by chromosome counts and erythrocyte size and volume measurements. Chromosome preparations were made from whole embryos and head kidney of the raised fingerlings. Minor and major axes of erythrocytes were measured in ocular micrometer and cell volumes were calculated. Chromosome counts were found 2n=60 for untreated control group and 3n=90 for 10 minutes shock applied group. Erythrocyte sizes and volumes were found bigger in shock applied groups significantly than control group. The statistical analysis of erythrocytes size and volumes were showed that another polyploidy group, namely tetraploid, can be distinguish other two groups (diploid and triploids). Applying of the heat shock in 28 °C for 10 minutes for inducing triploidy in rainbow trout can be used with succes. Erythrocyte size and volume investigations can be used to differ ploidy levels in this species. Key Words: Rainbow trout, Oncorhynchus mykiss, Heat shock, Ploidy, Triploid, Chromosome count, Erythrocyte sizeMaster Thesis A Study on Reproductive Biology of Inci Kefali (Chalcalburnus Tarichi)(1996) Elp, Mahmut; Çetinkaya, OsmanÖZET Bu çalışmada Van Gölü ve göle dökülen akarsularda yaşayan İnci Kefalinin (Chalcalburnus tarichi) bazı üreme özellikleri araştırılmıştır. Nisan 1994 - Ağustos 1995 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmada, 587si Van Gölü'ne dökülen Karasu Çayı'ndan, 374'ü Van Gölü'nden olmak üzere toplam 961 İnci Kefali incelenmiştir. Ayrıca kontrollü şartlarda kuluçkalanan yumurtalardan çıkan ve Karasu Çayından doğal ortamından elde edilen 35 İnci Kefali larvası üzerinde morfolojik incelemeler yapılmıştır. Örnekler Van Gölünden Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampusu açığından, Karasu Çayından altı noktadan avlanmıştır. Avcılık Van Gölünde fanyalı ağlar ile, Karasu Çayında serpme ağlan, çevirme ağı ve tül kepçeler ile yapılmıştır. Örneklenen fertlerin boy, vücut ve gonad ağırlıkları, cinsiyetleri belirlenmiş, dişilerde yumurta sayımı, operkulum örneklerinden yaş tayinleri yapılmıştır. Fertlerin Kondisyon Faktörü, Gonadosomatik indeks (GSI) değeri, cinsiyet oram, fekundite, fekundite-boy, fekundite-ağırlık, fekundite-yaş ilişkisi hesaplanmış; gonadlann morfolojik ve histolojik gelişimi, sekonder cinsiyet farklılıkları, yumurta morfolojisi ve özellikleri incelenmiştir. Yumurtlama alanları, kuluçka süresi ve larva gelişimi tesbit edilmiştir. İncelenen İnci Kefallerinin I+- VDI+ yaşlı fertlerden oluştuğu, IV+ yaşlı fertlerin en yüksek orana (%37.70) sahip olduğu bulunmuştur. İncelenen fertlerin, çatal boylan 4.8- 22.5 cm arasında değişmiş, en yüksek oranda 18 cm'lik boy; ağırlıklan 1-112 g arasında deyişmiş, en yüksek oranda 60 g 'lık ağırlık grubu bulunmuştur. Cinsel olgunluğa ulaşan fertlerde erkek: dişi oram üreme alanı Karasu Çayı örneklerinde 1:1, beslenme ve kışlama ortamı Van Gölü örneklerinde 1:1.8 olarak hesaplanmıştır. Farklı zamanlarda elde edilen örneklerin cinsiyet oranlan arasındaki farklılık, Karasu Çayında önemsiz ( P>0.05), Van Gölünde ise önemli bulunmuştur (PO.05). Gölden alman örneklerde dişiler daha fazla çıkmaktadır. Karasu Çayı ve Van Gölü örnekleri birlikte ele alındığında dişilerin populasyonda daha yüksek oranda (1:1.13) olduğu görülmektedir (P<0.05). Erkekler üreme alanında dişilerden daha uzun süre kaldığından, Karasu çayında cinsiyet oram erkeklerin lehine yükselerek 1:1 'e ulaşmaktadır.İncelenen İnci Kefallerinden 11+ yaşlı olanların cinsel olgunluğa ulaşma oranı %47'iken, m+ yaşlı fertlerde bu oran %85'dir. Buna göre İnci Kefali 11+ ve esas olarak III+ yaşta üremektedir. III+ yaşta erkek bireyler ortalama 13.16 cm çatal boyda ve 21.79 g ağırlıkta; dişi bireyleri 2.45 cm çatal boyda ve 21.15 g ağırlıktadır. Sekonder cinsiyet karakteri olarak üreme dönemi boyunca erkeklerin baş bölgesinde tüberküllere rastlanmıştır. Bunun dışında erkek ve dişi fertler arasında cinsiyetle açıklanabilecek morfolojik farklılık belirlenememiştir. Araştırmada kullanılan fertlerin kondisyon değerleri maksimum Nisan örneklerinde (K=l. 11 1+0.085), minimum Ekim örneklerinde (K=l. 007+0.096) bulunmuştur. Tüm örnekleme dönemlerinde erkek ve dişi fertlerin Kondisyon Faktörleri arasındaki farklılık önemsiz bulunmuştur (P>0.05). GSİ değeri, dişi bireylerde Ağustos-Eylül aylarında minimuma (1994'te erkeklerde 1.42, dişilerde 2.48; 1995 'de erkeklerde 1.61, dişilerde 2.15) düşmektedir. Bu aylarda ovaryum ve testisleri çıplak gözle ayırdetmek zor olup, sağlıklı cinsiyet tesbiti için gonadlann mikroskop altoda incelenmesi gerekmektedir. Ekim ayından itibaren ovaryumlar granule görünüş kazanmakta, olgun ve olgunlaşmakta olan fertlerde cinsiyet dış bakı ile kolayca tesbit edilebilmekte, GSFde yükselmeye başlamaktadır. Bu dönemden sonra ovaryumlar gri-yeşil renkte ve granule görünüşte, testisler süt beyazı renkte ve pürüzsüz görünüştedir. Aralık ayma gelindiğinde bazı fertlerin ovaryumlannm sarımtırak bir renk aldığı görülmüştür. Bu dönemde ovaryumlarm histolojik kesitleri incelendiğinde oogenesis sürecinde vitellojenik fazın başladığı görülür. Aralık ayında GSI değeri erkeklerde 3.66, dişilerde 6.49'a ulaşmaktadır. Nisan ayının ikinci yarısına kadar GSI'de çok önemli artışlar görülmemiştir. Mayıs ayında örneklenen fertlerde ovaryumlann belirgin şekilde büyüdüğü ve histolojik kesitte yumurtada çekirdek göçünün başladığı görülmüştür. Ovaryumlar üreme döneminin başlangıcı olan Mayıs ayının ikinci yansında maksimum büyüklüklerine ulaşmaktadır. Bu dönemde GSI değeri dişilerde 1994'te 18.35, 1995'de 18.67; erkeklerde 1994'te 9.39, 1995'de 8.74 olarak belirlenmiştir. Yapılan örnekleme çalışmaları ve incelemelere göre İnci Kefalinin Mayısın ilk yarısında Karasu Çayına girdiği ve yoğun olarak 15 Mayıs - 15 Haziran tarihleri arasında yumurtalarını sığ alanlarda bulunan taş, çakıl ve bitkiler üzerine bıraktığı görülmüştür. Karasu çayında yumurtaların yoğun olarak Ablangaz köprüsünün Van Gölü tarafında,çayın köprü eşiği nedeniyle küçük bir şelale yaparak döküldüğü noktadan itibaren yaklaşık 250 m'lik alanda bırakıldığı belirlenmiştir. Fekundite hesaplamaları amacıyla yumurta sayımı yapılan 51 fertte ortalama Bireysel fekundite 8745±479 adet, Relatif fekundite 140±55 adet/g olarak bulunmuştur. Ortalama bireysel fekundite 8745, üreme yaşı 3, balığın ömrü 8 yıl alındığında Spesifik fekundite 41.21 olarak hesaplanmıştır. Bu değer yumurtadan ergin balığa dönüşümdeki ölüm oranı açısından orta düzeydeki populasyonlann sahip olduğu Spesifik Fekundite değerleri (10-50) arasında yer almaktadır. Populasyonda fekundite ile yaş, boy ve ağırlık ilişkileri incelendiğinde Bireysel fekunditenin en iyi göstergesinin ağırlık olduğu logBF=2.65+0.704xlogW (r = 0.801), bunu sırasıyla Bireysel fekundite-boy logBF=1.48+1.94xlogL (r=0.706) ve Bireysel fekundite-yaş logBF=2.96+1.39xlogYaş (r=0.639) olduğu görülmektedir. Relatif fekundite ile boy, ağırlık ve yaş arasında negatif ilişkiler bulunmuştur. Boy, ağırlık ve yaş arttıkça relatif fekundite düşmektedir. İnci Kefali yumurtalarının yuvarlak küresel şekilli, ortalama 1.60±0.02 mm çaplı, soluk san renkli, demersal, birbirlerine ve çevrelerinedeki cisimlere yapışma özelliğine sahip olduğu belirlenmiştir. Kontrollü şartlarda tanklarda 19±1°C sabit sıcaklıkta kuluçkalanan yumurtalardan larvalar 66-90 saatte çıkarken, 15-30°C arasında değişen sıcaklıkta larvalar 97-144 saatte çıkmaktadır. Değişken su sıcaklığı kuluçka süresini uzatmaktadır. Yumurtadan çıkan prelarvalann boyu 5.4-7.5 mm arasında, ortalama 6.18±0,15 mm bulunmuştur. İnci Kefali larvalarının yumurta kesesi 15-20°C su sıcakhğınnda, 3-5 gün sonra çekilmekte ve prelarval dönemden postlarval döneme geçilmektedir. Prelarval dönemin sonunda vücut üzerinde üç sıra halinde baştan kuyruğa uzanan yıldız şekilli pigment hücreleri görülmüştür. Bunlardan iki sıra sırt yüzgeci altoda, bir sıra ise omurganın altında yer almaktadır. Larvalar yumurtadan çıktıktan 4-5 hafta sonra, vücutlarındaki pigmentasyonun morfoloji ve lokalizasyonunun olgun fertlere benzemeye başladığı belirlenmiştir.Article Adi Mürdümük (Lathyrus Sativus) Katılan Rasyonların Aynalı Sazan (Cyprinus Carpio) Fingerlinglerinin Büyüme ve Yem Değerlendirme Özelliklerine Etkileri(1996) Çetinkaya, Osman; Güzel, Şenol-Article Balıklarda Çinko (Zn) İhtiyacı ve Toksisitesi(1998) Çetinkaya, OsmanÇinko balıklar için esansiyeldir ve balıkta diğer iz elementlerden daha yüksek oranda bulunur. Zn doğada sülfıt, karbonat formlarında ve hidrate silikatlar içinde bazı metallerle birlikte bulunur, madencilik ve diğer endüstriyel işlemlerle suya girer, önemli bir çevre kirleticidir, balıklar üzerinde toksik etkiye sahiptir. Fonksiyonları, metalloenzimlerde, enzim aktivitelerinde ve nükleoproteinlerdeki yapısal ve fonksiyonel görevleri ile ilgilidir. Balıkta Zn solungaçtan ve daha etkin olarak sindirim kanalı yoluyla emilir. Zn eksikliğinde gözde katarakt, büyüme gerilemesi, yüksek mortalite, yüzgeç ve deride aşınma ile cücelik semptomları görülür. Balıklarda Zn ihtiyacı tür, yaş, cinsel olgunluk, rasyonun bileşimi, su sıcaklığı ve su kalitesine göre 15-200 mg/kg yem arasında değişir. Balık yemlerinde Zn'nun biyoelverişliliği rasyon bileşenlerine bağlıdır, yemde aşırı kalsiyum vefıtik asit elverişliliği düşürür. Zn Toksisitesi balık türü ve yaşına, özellikle suyun sertliğine ve diğer su kalitesi kriterlerine, Zn konsantrasyonlarına alıştırmaya bağlıdır. Sertliğin artışı Toksisiteyi azaltır. Zn subletal konsantrasyonlarda balıklarda üreme, büyüme ve immuniteyi geriletir, davranışı değiştirir. Suda tolere edilebilir maksimum Zn alabalıkgiller için 0.03-0.5 mg/l; sazangiller için 0.3-2.0 mg/l olarak belirlenmiştir.Article Chalcalburnus Tarichi Pallas, 1811 (Cyprinidae)' de Sindirim Sistemi ve Yüzme Kesesi Gelişiminin Histolojik Olarak İncelenmesi(2001) Elp, Mahmut; Kankaya, Ertuğrul; Çetinkaya, Osman; Ünal, GülerThe histological development of the digestive system and swim bladder of Chalcalburnus tarichi larvae and their histology in adults were studied under light microscopy. After hatching, the digestive tract is a simple undifferentiated tube. Exogenous feeding started on the 6th day. The yolk sac was absorbed completely on the 9th day. The goblet cells appeared first in the bucco-pharyngeal cavity and oesophagus on the 4th day, in the anterior on the 9th day and in the posterior intestine on the 5th day. The digestive tract was differentiated as the buccal cavity, pharynx, oesophagus post-eosophageal swelling and intestine on the 5th day. At the same time, taste buds and pharyngeal teeth also started to form. In the oesophagus, the circular muscle was observed on the 9th day and the longitudinal muscle in one-year-old fish. In the intestine, the circular muscle was observed on the 35th day and the longitudinal muscle in two-year-old individuals. The wall of the digestive tract is composed of epithelial, submucosa, muscle and serosa layers. The liver lobules formed on the 3rd day and the cells began to reserve glycogen on the 10th day. The pancreatic acina formed on the 5th day and the tubular in one-year-old fish. The liver and pancreas ducts opened into the anterior intestine before the exogenous feeding started. The swim bladder was observed as one lobuled on the 4.5th day and two lobuled on the 35th day.Master Thesis Determination of Some Heavy Metal Levels in Water, Sediment and Inci Kefali (Chalcalburnus Tarichi, Pallas 1811) Samples From Lake Van, Turkey(2008) Türkoğlu, Mustafa; Çetinkaya, OsmanBu çalışmada Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nden alınan su, sediment ve inci kefali (Chalcalburnus tarichi, PALLAS 1811) örneklerinde ağır metallerden Cd, Cu, Zn ve Pb konsantrasyonları 2006 ve 2007 yıllarında incelenmiştir.Araştırma sonunda, ağır metal konsantrasyonunun sediment > balık > su olduğu gözlenmiştir. Balık dokuları arasında en fazla ağır metal birikimi karaciğerde olmuş, kastaki oranlar ise daha düşük bulunmuştur. Bu ağır metallerden en yüksek konsantrasyonda gözlenen çinkodur, diğer ağır metaller su sediment ve balık örneklerinde değişim göstermektedir. Su ve balık örneklerindeki Cd, Cu, Zn ve Pb değerleri kabul edilebilir sınırların altındadır. Söz konusu ağır metaller su, sediment ve balıkta en fazla Van İskele örneklerinde bulunmuştur. Bu noktada kaydedilen ağır metal varlığının nereden kaynaklandığı araştırılmalıdır.Gölü besleyen su kaynakları ve atık su deşarjlarının ağır metal yönünden incelenmesi gereklidir. Balık örneklerinde karaciğerde ağır metal düzeyi daha fazla gözlendiğinden tüketim esnasında buna dikkat edilmelidir.Article İnci Kefalinde (Chalcalburnus Tarichi Pallas, 1811) Lipom Olgusu(2002) Ünal, Güler; Çetinkaya, Osmanİnci kefali (Chalcalburnus tarichi), Van gölü havzasında ekonomik öneme sahip endemik bir cyprinid türüdür. Bir inci kefalinin sol dorso-lateral bölgesinde görülen tek loplu, ceviz şekilli bir kitle makroskopik ve mikroskobik olarak incelendi. Bu kitle lipom olarak tanımlandı.Article İnci Kefalinde Chalcalburnus Tarichi (P., 1811) Gonad Gelişiminin Histolojik Olarak İncelenmesi(1999) Elp, Mahmut; Çetinkaya, Osman; Ünal, GülerBu çalışmada, Van Gölü ve göle dökülen akarsuların endemik türü, anadrom karakterli, inci kefalı (Chalcalburnus tarichi, P., 1811) balıklarında gonad gelişimi histolojik olarak incelenmiştir. Oogenesis sürecinde, kromatin-nükleolus, perinükleer, kortikal alveoli, vitellogenik, olgunlaşma ve ovulasyon olmak üzere 6 gelişim fazı belirlenmiştir. Oositlerin ovulasyon fazına kadar çaplan 31-957 pm arasında değişmiştir, incelenen fertlerde vitellogenik faz Ekimde başlamış, ovulasyon 36 aylık ve daha yaşlı fertlerde Mayıs-Haziran aylarında gerçekleşmiştir. Ovulasyondan sonra bir miktar yumurta atılamayıp, atretik folikülü oluşturmaktadır. Testislerde spermatogenesis'de. olgunlaşmamış, olgunlaşan ve olgun testis şeklinde 3 gelişim fazı belirlenmiştir. Spermlerin Aralık ayında şekillenmeye başladığı, 36 aylık ve daha yaşlı bireylerde Mayıs-Haziranda bırakıldığı belirlenmiştir.Master Thesis Investigations on Physical, Chemical and Biologic Features of Şamran Water, Van, Turkey(2008) Şen, Mesut; Çetinkaya, OsmanBu çalışma, Van'a 25 km uzaklıkta, Gürpınar ilçesinin 6 km. güneybatısındaki kaynaktan çıkan ve tarihi bir kanalla ve kapalı borularla Van İl merkezine nakledilen Şamran Suyu'nun su kalitesi ve biyolojik özelliklerini incelemek amacıyla yapılmıştır.Şamran suyu üzerinde, 2007-2008 yıllarında 4 örnekleme noktasında, yerinde su sıcaklığı, pH, debi, iletkenlik, çözünmüş oksijen, tuzluluk ölçümleri ile alınan su örneklerinde sertlik, alkalinite, kalsiyum, magnezyum, klorür, bikarbonat, ortofosfat, nitrat, nitrit analizleri yapılmıştır. Ölçüm ve analiz sonuçları ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiştir.Yapılan ölçüm ve analiz sonuçlarına göre, Şamran Suyu'nun akış rejiminin düzensiz olduğu, bu düzensizliğin kalite değişimine yansıdığı, sertlik ve tuzluluğun düşük suyun C3S1 sınıfında olduğu belirlenmiştir. Kaynağında içilebilir nitelikte olan su, Van Gölüne ulaşıncaya kadar çeşitli faktörler tarafından kirletilmektedir. Şamran Suyu temel olarak içme ve sulama suyu, alabalık üretimi, değirmencilik, elektrik üretimi, rekreasyon amacılarıyla kullanılmaktadır.Şamran suyu'nun kaynağında içme, sulama ve alabalık yetiştiriciliği su standartlarına uygun olduğu görülmektedir. Şamran kanalı ile açıktan Van il merkezine nakledilen sulama suyu'nun kirlenmesinde başlıca tarımsal ve evsel atıkların rol oynadığı ve bu atıkların besleyici elementlerin konsantrasyonunu arttırdığı, mikrobiyal florayı olumsuz etkilediği görülmektedir. Bu nedenle suyun kalitesini korumak için evsel ve tarımsal atıkların suya girişi kontrol edilmelidir.Anahtar Kelimeler : Kirlenme , Su Kalitesi, Şamran SuyuMaster Thesis The Investigation of the Water Quality of the Akköprü Stream Inflowing to Lake Van, Turkey(2007) Cantürk, Nihat; Çetinkaya, OsmanBu çalışmada, Van Gölü'ne dökülen Akköprü Deresi'nde su kalitesi değişimini incelemek amacıyla, bazı su kalitesi ve kirlenme parametrelerinin analizleri yapılmıştır. Akköprü Deresi üzerinde belirlenen beş örnekleme noktasında, Nisan 2005 ile Mart 2006 tarihleri arasında her ay yerinde ölçümler ve alınan su örneklerinde laboratuarda analizler yapılmıştır. Çalışmada debi, su sıcaklığı, elektriksel iletkenlik, pH, kalsiyum, magnezyum, total sertlik, total alkalinite, karbonat, bikarbonat, klorür, çözünmüş oksijen, oksijen doymuşluğu, orto-fosfat, nitrat, nitrit, amonyum azotu parametreleri üzerinde durulmuştur. Yapılan yerinde gözlem ve ölçümler, laboratuar analizlerinin sonuçları, dere su kalitesi ve değişimi ile kirlenme açısından değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmelerde, derenin akış rejiminin çok düzensiz olduğu ve bu düzensizliğin kalite değişimine yansıdığı, dere su kalitesinin memba mansap yönünde değiştiği, suyun I. ve II. kalite sınıflarına girdiği ve bazı parametreler açısından dere suyunda kirlenmenin başladığı görülmektedir. Kalite değişimi ve kirlenme üzerinde dereye karışan Şamran Suyu, Kirman Deresi ve yüzey akışların etkili olduğu; kalite değişim ve kirlenmede tarımsal, evsel ve sanayi atıklarının rol oynadıkları sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Akköprü deresi, Atık, Kirlilik, Su kalitesiArticle Van Gölü Havzası Su Kaynaklarında Yaşayan Balık Populasyonlarının Karşılaştığı Problemler ve Çözüm Yolları(2006) Çetinkaya, Osman; Şen, Fazıl; Elp, MahmutBu çalışma Van Gölü havzası su kaynaklarda yaşayan balık populasyonlarının karşılaştıkları problemler ve bu problemlerin çözüm yollarının ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Yapılan incelemelerde dere yatakları üzerine kurulan kum ocakları ve kum yıkama yerlerinin akarsuların taban yapısını tahrip ettiği, suyu bulandırdığı gözlenmiştir. Faaliyetler özellikle inci kefali, siraz ve bıyıklı balığın üreme göçü zamanında daha etkili olmaktadır. Oluşan bulanıklığın ve taban yapısının tahrip edilmesi yetişkin bireyleri olumsuz etkilediği gibi yatağa bırakılan yumurta ve yumurtadan çıkan larvaların kitlesel ölümüne sebep olabilecek niteliktedir. Nazik Gölünde üreme döneminde üreme alanı niteliğindeki bol vejetasyonlu kıyı bölgelerinin boydan boya fanyalı ağlarla kapatılarak sazanların bu bölgelere giriş veya çıkışlarında avlanmaya çalışıldıkları gözlenmiştir. Van Gölü havzası yağış rejimi oldukça değişkendir, yağış rejimindeki düzensizlikten dolayı özellikle yaz mevsiminde kuraklık, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde seller yaşanmaktadır. Bitki örtüsünün tahrip edilmesinden dolayı oluşan seller dere yataklarında büyük tahribatlar yapmakta, derelerin tabanında ve banklarda bazı bölgelerde geniş aşınmalara sebep olabilmektedir. Dere yatakları üzerinde kurulan baraj ve regülatörlerin balık göçleri göz önüne alınmadan yapıldıkları, balık merdivenlerinin bulunmadığı görülmüştür. Balık populasyonlarını tehdit eden en büyük problemin akarsu yatakları üzerinde faaliyet gösteren kum ocakları olduğu gözlenmiştir. Dere yataklarında 1380 sayılı yasaya aykırı olarak faaliyette bulunan kum ocaklarının kapatılması, en azından düzene sokulması, akarsular üzerinde kurulan regülatör ve diğer yapıların balık geçişlerine uygun hale getirilmesi, havzadaki populasyonların devamlılığı için gereklidir.