Browsing by Author "Çiftçi, Yahya"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Other Kızıldağ (Refahiye-erzincan) Lisfenitlerinin Jeolojisi, Mineralojisi ve Au-pge Jeokimyası(2001) Çiftçi, YahyaSivas ili İmranlı ilçesi ile Erzincan ili Refahiye ilçesi arasında yer alan Kızıldağ bölgesinde yüzeyleyen Refahiye Ofiyolitli Karmaşığı'nın batı kesimindeki ultrabazik kayaçların (Kızıldağ Ofiyoliti) içinde silisleşme - karbonatlaşma türü alterasyonlar ile oluşmuş lisfenit türü kayaçlar bulunur. Bu kayaçlar, en yaygın olarak serpantinleşmiş ultramafitlerin içinde gelişmiş fay ve makaslanma zonlarına bağlı olarak oluşmuşlardır. Bunun dışında, aynı kayaçların yüzeyinde farklı kalınlıklarda kabuklar şeklinde gelişmiş olarak veya parçalanmış - atılmış bağımsız bloklar şeklinde de oluşmuşlardır. Kızıldağ lisfenitleri'nin XRD yöntemiyle belirlenen mineral parajenezleri başlıca $\\alpha$ - kuvars + dolomit; $\\alpha$ - kuvars + galenit + kalkopirit; $\\alpha$ - kuvars + ilmenit; ilmenit + $\\alpha$ - kuvars + gersdorfit; dolomit + kuvars; dolomit + kalsit + kuvars şeklindedir. Eser element, Au ve PGE açısından herhangi bir zenginleşme sunmayan oluşukların içinde yeralan kimi sülfürlü zonlar yer yer Ağ açısından zenginleşme göstermektedir. Çoğun-lukla \"2. Tip Lisfenitler\" (hidrotermal alterasyona bağlı) olarak sınıflandırılan kayaçların, oluşum ortamlarının uygun olmayışı nedeniyle asil metal zenginleşmelerine konu olmaları beklenmemektedir.Other Sivas-kızıldağ Ofiyolitlerinin (Orta Anadolu) Eser-element, Ni, Pge ve Au Jeokimyası(2002) Çiftçi, YahyaRefahiye Ofiyolitli Karmaşığı'na ait Kızıldağ (Sivas) Ofiyoiitleri genel olarak ultramafik tektonit kesime ait serpantinleşmiş dünit ve harzburjit; verlit; gabro, piroksenli gabro, hornblendli gabro; mikrogabro; meta - bazalt ve spilitik bazaltlardan oluşur. Bunlar, Neojen magmatizmasına ait aplit, granit, kuvars monzonit ve diyorit ile eş yaşlı volkanizma ürünleri olan andezit ve bazalt türü kayaçlar tarafından kesilmektedir. Ofıyolitler içinde yer yer 4630 ppm'e varan Ni zenginleşmelerinin, cevher mikroskopisi çalışmaları sonucunda linneit, bravogit, gersdorfit, millerit, hazlevodit ve pentlandit gibi nikel - sülfürlere bağlı olduğu saptanmıştır. Ultramafik kayaçlarda % 0.2 ila % 0.3 oranlarında bulunabilen NikePin % 0.46'ya varan zenginleşmeler gösterdiği, daha detaylı çalışmalar ile olasılıkla işletilebilir tenörlerde nikel zenginleşmelerinin bulunabileceği ortaya konmuştur. Çalışma alanındaki ultramafik kayaçlar, PGE açısından ilksel manto değerlerine göre farklı davranışlar göstermektedir. Os ve Ru açısından belirli oranlarda zenginleşme gözlenirken, Ir, Rh ve Pt'de fakirleşme gözlenir. Pd ise büyük farklılıklar göstermez. Jeokimyasal açıdan bu grupla birlikte değerlendirilen Au, genel olarak ilksel manto değerinin çok az üzerinde değerler sunmaktadır. Aynı kayaçlar eser element açısından değerlendirildiğinde ise; N-tipi MORB'a göre normalize edilmiş değerlerin U ve Ta dışında genellikle büyük oranda fakirleşmiş oldukları gözle-nirken, C l kondritlerine göre normalize edilmiş değerler bu konuda farklılıklar sunmakta, Th, U, Ta, La ve Ce'da yer yer 10 kata kadar zenginleşme gözlenmekte, diğer elementlerde (Sr, Nd, Zr, Sm, Tb, Y, Yb, Rb ve Ba) genel olarak bir fakirleşme gözlenmektedir.Research Project Sürdürülebilir Gelişme Kapsamında Van Gölü Kapalı Havzası için Yatırım Alanlarının İrdelenmesi(2002) Çiftçi, Yahya; Gülersoy, Zeren Nuran; Levent, Baycan Tüzin; Adızel, Özdemir; Kılınçaslan, TülayVan Gölü Kapalı Havzası, gerek doğal gerekse yapılaşmış çevre özellikleriyle kendine özgü, çok güçlü vé özel koşulları barındıran bir birimdir. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Ekonomik olarak diğer kaynağı zengin doğal, tarihsel ve kültürel yapısıdır. Bölge uluslararası kuş göç yolları üzerindedir ve havzanın sulak alan ve sazlıkları önemli bir yaban yaşamı barındırmaktadır. Projenin amacı, Van Gölü Kapalı Havzası'nda yapılacak yatırımların çevre değerlerini zedelemeden ve varolan ekolojik dengeleri bozmadan gerçekleştirilmesini sağlamak üzere kısıtların ve potansiyellerin saptanması ve ölçütlerin tanımlanmasıdır.Article Van Gölü Havzasının Çevre Jeolojisi(2008) Alkevli, Tolga; Çiftçi, Yahya; Işık, M. Akif; Yeşilova, ÇetinVan Gölü havzasında antik dönemlerden buyana madencilik faaliyetleri yürütülmüştür. Bilinen en yoğun hammadde üretimi ve metalürjik faaliyetler Urartu uygarlığının yüksek kalitede metal işlemeciliği ve özgün seramik üretimi yaptığı dönemde gerçekleşmiitir. Bu antik uygarlığın bir döneme isim verecek ölçüde metal işlediği göz önüne alınırsa, havzada birkaç bin yıldır madencilik faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel etkilerin gündemde olduğu anlaşılır. Bu havzadaki son alıcı ortam Van Gölü’dür. Dolayısıyla, bu kapalı havzada yürütülen her türlü iktisadi faaliyetten kaynaklanan kirlilik yükü son olarak Van Gölü’ne katılmakta ve bu gölün kimyasal bileşimi, yeni katılan anyon-katyon-ağır metal içeriğine bağlı olarak değişmektedir. Bu çalışmada evsel ve sanayi atıklarından kaynaklanan karışmalar ile tarımsal kirlenme kapsam dışında tutulmuş, jeolojik çevreye odaklanılmıştır. Bu kapsamda Van Gölü kapalı havzasında bulunan maden işletmeleri, endüstriyel hammadde ocakları, işletmeye konu olmamış mineralizasyon bölgeleri, doğal radyasyon kirliliği ve jeotermal sahalardan kaynaklanan çevresel etkiler değerlendirilmiştir. Kendi özgün jeokimyasal bileşimi havzadaki yoğun insan yerleşimleri ve sanayileşme nedeniyle giderek deüişmeye başlamış olan Van Gölü’nün insan kaynaklı kirleticiler dışında, uzun dönemde hangi jeokimyasal riskler altında olduğu tartışılmış, bu değişimde havzanın jeolojik yapısının rolü irdelenmiştir. Çalışma sonunda Van Gölü havzasındaki maden yataklarının lokasyon haritası güncellenmiş, maden işletmeleri ve jeolojik yapıdan kaynaklanan kirleticilerin Van Gölü’ne olan etkileri değerlendirilmiştir. Doğal mineralizasyon ve alterasyon alanlarının belirlenmesinde uzaktan algılama teknikleri kullanılmış, bu alanlardaki erozyon potansiyeli sayısal eğim haritaları kullanılarak tartışılmıştır. Öncel çalışmalarda saptanan doğal radyoaktif anomali alanlarının jeolojik iliıkisi irdelenmiştir. Sonuç olarak; havzada yürütülen kum-çakıl, pomza, taş ocağı, maden işletmesi gibi faaliyetlerin doğal erozyonu hızlandırdığı, bunun da kimyasal kontaminasyonun yanı sıra göle taşınan malzemedeki artışa neden olduğu gözlenmiştir. Kontrolsüz madencilik ve Van Gölü havzasının jeolojik - jeomorfolojik yapısı nedeniyle göl habitatı günden güne değişmekte ve kirlenmektedir. Bu nedenle, havzanın insan faaliyetlerinden ve doğal jeolojik çevreden kaynaklanan tüm kirletici unsurlarının birlikte ele alındığı bütüncül jeokimyasal çalışmaların yürütülmesi konusunda hızla projeler üretilmeli, bu çalışmalara dayanarak havzanın sürdürülebilir çevre yönetim sistemi oluşturulmalıdır.