Browsing by Author "Çirka, Mustafa"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bor ve Arıtma Çamur Uygulamalarının Börülcenin (Vigna Unguiculata L.) Mikro Element ve Ağır Metal İçeriğine Etkisi(2023) Çirka, MustafaBu çalışma, bor ve arıtma çamuru uygulamalarının börülce (Vigna unguiculata L.) bitkisin mikro element ve ağır metal içeriklerindeki değişimler üzerine etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Deneme, iklim odasında, tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme desenine göre 3 tekerrürlü olacak şekilde yürütülmüştür. Karagöz börülce çeşidinin kullanıldığı çalışmada dört doz bor (0 mg/kg, 50 mg/kg, 100 mg/kg ve 200 mg/kg bor) ve dört doz arıtma çamuru (%0, %2.5, %5 ve %10) deneme faktörleri olarak uygulanmıştır. Çalışma sonucunda arıtma çamuru uygulamaları ile börülcenin mikro element içerikleri hem artış hem de azalış göstermişken, ağır metal içeriklerinde alüminyum hariç diğerleri artış göstermiştir. En yüksek değerlere %5 ve %10 arıtma çamuru uygulamalarında ulaşılmıştır. Bor uygulamaları ile mikro element içerikleri genel olarak artış göstermiştir. Artan bor uygulamalarıyla birlikte bitkide Al, Cd, Co, Cr ve Pb gibi ağır metal içeriklerinde artış sağlanırken, As ve Ni içeriklerinde ise azalmaların oluğu tespit edilmiştir. Bor x arıtma çamuru interaksiyonunda arıtma çamurunun neden olduğu olumsuzlukları bor uygulamalarının tolere ettiği görülmüştür. Bu nedenle Börülce bitkisinde arıtma çamuru uygulamalarının neden olduğu değişken ağır metal içeriklerinin bor uygulamaları ile dengelenebileceği söylenebilir.Article Bor ve Arıtma Çamur Uygulamalarının Fasulyenin (Phaseolus Vulgaris L.) Ağır Metal ve Mikro Element İçeriğine Etkisi(2024) Atsak, Berrin; Çirka, MustafaBu çalışma, artan dozlarda bor ve arıtma çamuru uygulamalarının fasulye (Phaseolus vulgaris L.) bitkisinde ağır metal ve mikro element içeriğindeki değişimlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. İklim odasında tam şansa bağlı tesadüf parselleri deneme desenine göre hazırlanan araştırma, 3 tekerrürlü olacak şekilde yürütülmüştür. Standart bodur fasulye çeşidi olan Mina’nın kullanıldığı araştırmada, dört farklı bor dozu (B0:0 mg/kg, B10:10 mg/kg, B20:20 mg/kg, B40:40 mg/kg) ve dört farklı arıtma çamuru dozu (AÇ0:%0, AÇ5:%5, AÇ10:%10, AÇ20:%20) deneme faktörleri olarak kullanılmıştır. Araştırmada atık çamuru uygulamalarının kontrole kıyasla fasulyedeki mikro elementlerden alüminyum (Al), bakır (Cu), mangan (Mn) ve çinko (Zn), demir (Fe), krom (Cr), kurşun (Pb), nikel (Ni), arsenik (As), kadmiyum (Cd) ve kobalt (Co) gibi elementlerin içeriğini arttırmada etkili olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda bor içeriğinde de azalmaya neden olduğu gözlenmiştir. En yüksek mikro element ve ağır metal içerikleri %5 ve %10 arıtma çamuru uygulamalarında ölçülmüştür. Diğer taraftan bor uygulamalarının fasulye bitkisindeki alüminyum, bakır, bor, çinko, kobalt, mangan ve nikel içeriğini kontrol bitkilerine kıyasla yükselttiği, demir, arsenik, kadmiyum ve kurşun içeriklerini ise düşürdüğü tespit edilmiştir. Çalışma, arıtma çamuru uygulamaları sonucu artan metal içeriklerinin olumsuz etkilerinin bor uygulamalarıyla tolere edebileceğini göstermiştir. Bu tür bor uygulamalarıyla bitkilerde ağır metal kirliliğinin azaltılmasının mümkün olabileceği görülmektedir.Doctoral Thesis Collection and Evaluation of Fresh Bean (Phaseolus Vulgaris L.) Germplasm Grown at South of Eastern Anatolia(2012) Çirka, Mustafa; Çiftçi, VahdettinBu çalışma, 2009 ile 2011 yılları arasında Doğu Anadolu Bölgesi?nin güneyinde (Bitlis, Bingöl, Muş, Malatya, Tunceli, Elazığ, Hakkâri, Van) yetiştiriciliği yapılan taze tüketime uygun fasulye gen kaynaklarının toplanması, morfolojik ve fenolojik özelliklerin belirlenmesi, seleksiyon kritelerine göre taze tüketime uygun çeşit adaylarını tespit edilmesi, tespit edilen çeşit adaylarının ıslah programlarına alınması ve ticari anlamda çiftçiye kazandırılması amaçlanmıştır.Söz konusu illerden 2010 yılında toplanan 378 genotip derlenmiş olup, bu genotiplerden 61 sırık, 27 bodur 2011 yılında tartılı derecelendirme sonucu ümitvar bulunmuştur. 2011 yılında yapılan çalışma sonucunda ise, 30 sırık ve 8 bodur tip ümitvar tipler olarak belirlenmiştir. (Sırık çeşit adayları: BT-5, BT-38, BT-73, BT-76, BT-123, BT-124, ML-14, ML-44, ML-50, ML-64, ML-71, VN-1, VN-16, VN-17, VN-19, VN-28, VN-48, VN-49, TN-8, EL-42, HK-20, HK-37, HK-38, HK-51, BN-8, BN-12, BN-23, BN-25, MŞ-24 ve MŞ-48; Bodur çeşit adayları: HK-8, HK-18, HK-33, BT-68, ML-20, ML-25, ML-30 ve ML-60)Çalışmada sırık taze fasulye olan 4F-89 ile Helinda Gold ve bodur taze fasulye olan Yalova-5 ile Yalova-17 standart çeşitleri kontrol çeşitleri olarak kullanılmıştır. Çalışma sonunda standart çeşitler ile yerel çeşitler arasında farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: Sırık taze fasulye, bodur taze fasulye, Doğu Anadolu Bölgesi?nin güneyi, SeleksiyonArticle Doğu Anadolu'nun Güneyinde Yetiştirilen Taze Fasulye (Phaseolus Vulgaris L.) Gen Kaynaklarının Toplanması ve Fenolojik(2016) Çirka, Mustafa; Çiftçi, VahdettinBu çalışma 2009-2011 yılları arasında, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneyinde (Bitlis, Bingöl, Muş, Malatya, Tunceli, Elazığ, Hakkâri, Van) taze tüketim için yetiştiriciliği yapılan fasulye popülasyonlarından toplanan 378 genotipin fenolojik özelliklerin belirlenmesi ve taze tüketime yönelik kullanılabilecek ümitvar hatların seçilmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada 4F-89 ve Helinda Gold sırık, Yalova-5 ve Yalova-17 bodur fasulye çeşitleri kontrol olarak kullanılmıştır. Toplanan 378 hattın tartılı derecelendirilmesi ve fenolojik gözlemler sonucunda; 2010 yılında, 62 sırık ve 26 bodur; 2011 yılında ise, 88 hattın arasından 30 sırık ve 8 bodur taze fasulye ümitvar hat olarak belirlenmiştir. Çalışma sonunda standart çeşitler ile toplanan ve değerlendirilen hatlar arasında farklılıkların olduğu tespit edilmiştir.Master Thesis Effects of Urban Sewage Sludge and Boron Applications on Bean (phaseolus Vulgaris L.) Emergence Rate and Seedling Growth(2022) Atsak, Berrin; Çirka, MustafaBu çalışma, fasulyede (Phaseolus vulgaris L.) bor ve kentsel arıtma çamuru uygulamalarının bazı morfolojik özellikler ve kimyasal içerikler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre faktöriyel düzende 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Araştırmada bitki materyali olarak Mina bodur fasulye çeşidi kullanılmıştır. Çalışmada dört doz arıtma çamuru (AÇ0; %0, AÇ5; %5, AÇ10; %10, AÇ20; %20) ve dört doz bor (B0;0, B10;10, B20;20 ve B40;40 mg/kg) uygulaması kullanılmıştır. Denemede, gelişim kriterleri ile birlikte bitkide makro, mikro besin elementleri ve ağır metal içerikleri belirlenmiştir. Çalışmada arıtma çamuru ve bor uygulamalarının gövde ve kök uzunluğu, gövde ve kök yaş ağırlık, gövde ve kök kuru ağırlık üzerindeki etkileri önemli olduğu tespit edilmiştir. Faktörlerin etkisi morfolojik gözlemlerden yaprak alanı ve yaprak sayısı hariç tüm parametreler üzerinde önemli bulunmuş ve en uzun gövde uzunluğu (12.67 cm) B10xAÇ0, kök uzunluğu (27.33 cm) B10xAÇ0 ve en kısa gövde uzunluğu (7.33 cm) B0xAÇ10, kök uzunluğu (0.95 cm) B20xAÇ10 uygulamalarında tespit edilmiştir. Arıtma çamuru ve bor interaksiyonu tüm elementlerde önemi belirlenmiştir. Arıtma çamuru uygulanmış ortamlarda Fe, Cd, Ni, Pb, Al ve Na'da en yüksek değerler B10 uygulamasında, Al, Mn, Zn, Co, P ve B elementlerinde en yüksek değerler B40 uygulamasından elde edilmiştir. Arıtma çamuru uygulamalarında Ca, K, Mg ve B elementlerinde en yüksek değerler AÇ0 dozunda, Fe, Mn, Ni, As ve P elementlerinde AÇ5 dozunda ve Zn, Cu, Co, Cd, Al, Pb, Na ve Cr elementlerinde ise AÇ10 dozundan elde edilmiştir.Master Thesis The Effects of Urban Treatment Sludge on Output Rate and Seedling Development in Beans (phaseolus Vulgaris L.)(2020) Başdinç, Turgay; Çirka, MustafaBu çalışma, iklim odası şartlarında bodur (Efsane) ve sırık (Öz Ayşe) fasulye çeşitlerinin artan dozlarda (% 0, % 25, % 50, % 75, % 100) kentsel arıtma çamuruna bağlı olarak fide çıkış oranı ve fide gelişimini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Yapılan çalışmada, ilk çıkış ve ilk yaprak oluşumu süresi, fide boyu, kök uzunluğu, yaprak rengi, yaprak alanı, yaprak sayısı, fide yaş ağırlığı, fide kuru ağırlığı, kök yaş ağırlığı ve kök kuru ağırlığı gibi bitki morfolojik özellikleri ve bitkide Na, Ca, K, Mg, Cu, Fe, Zn, Mn, Co, Ni, Cr, Cd gibi bitki besin elementleri ve ağır metal içerikleri incelenmiştir. Yapılan morfolojik ölçümler, % 25 ve % 50'lik arıtma çamuru dozlarının fide çıkışı ve ilk gerçek yaprak oluşumuna olumlu yönde etkilediğini, % 75 ile % 100 dozlarda ise olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymuştur. Artan dozlarda arıtma çamurunun bitkide Cu, K, Mg, Mn ve Zn gibi ağır metal içeriklerinde istatistiki açıdan önemli bir artış gözlemlenirken Ni, Cd, Co, Cr, Fe, Na ve Ca değerlerinde ise bir azalmanın olduğu tespit edilmiştir. Bitkilerde Ca içeriğinin bitki gelişimi açısından yarayışlı miktarda olduğu belirlenmiştir. Cu, Cd, Ni, Mn, Zn ve Cr gibi ağır metal içeriklerinin yüksek oluşu ve buna bağlı olarak meydana gelen toksik etkiden dolayı bitki gelişimi olumsuz yönde etkilenmiştir. Ayrıca % 100 arıtma çamuru dozlarında bitki çıkışlarının olmadığı tespit edilmiştir. Efsane çeşidinin artan dozlarda arıtma çamuruna karşı olan direncinin Öz Ayşe çeşidine göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yapılan analizler neticesinde, bodur çeşidin sırık çeşidinden daha fazla ağır metal barındırdığı ve her iki çeşidin ağır metal içeriği toksik sınırının çok üzerinde olduğu ortaya konmuştur.Article Ekim Zamanı ve Sıra Arası Uygulamalarının Nohut Çeşitlerinde Verim ve Verim Özellikleri Üzerine Etkileri(2022) Kulaz, Haluk; Fatih,; Çirka, Mustafa; Baran, İshakBu araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi araştırma ve uygulama alanında 3 Ekim zamanı (28 Mart, 8 Nisan ve 22 Nisan) ve 3 sıra arası mesafesinin (15 cm, 30 cm ve 45 cm) ve 2 nohut çeşidinde (Azkan ve Çağatay) bitkisel ve verim özellikleri üzerine etkilerini belirlemek üzere yapılmıştır. Deneme tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre ve üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Bütün faktörlerin baklada tane sayıları üzerindeki etkileri önemsiz olmuştur. İki yıllık araştırmanın birleştirilmiş ortalama sonuçlarına göre bitki boyları 31.68-39.98 cm, bitki dal sayıları 3.25-7.65 adet bitki-1, ilk bakla yüksekliği 16.10-25.58 cm, bitkide bakla sayısı 6.69-16.95 adet bitki-1, bitkide tane sayısı 5.98-16.78 adet bitki-1, 100 tane ağırlığı 30.39-37.51 g, biyolojik verim 147-883 kg da-1, tane verimi 27.83-121.63 kg da-1 ve hasat indeksi % 23.75-%51.57 arasında yer almıştır. En yüksek tane verimi Çağatay çeşidinin 15 cm sıra arası ve 28 Mart ekimlerinden ve en yüksek biyolojik verim (883 kg da-1) Çağatay çeşidinin 45 cm sıra arası ve 28 Mart ekimlerinden elde edilmiştir. Geciken ekim zamanının bütün özelliklerde gerilemeye neden olduğu, bu sebeple yüksek değerler elde etmek için erken tarihte ekim yapılması gerektiği ortaya çıkmıştır. Tane verimi dışında en yüksek değerlerin 45 cm sıra arası ekimlerinden alındığı, bu nedenle yüksek bitkisel verimleri için sıra arası mesafenin daha geniş tutulması gerektiği, dar alanda bitkiler arası rekabetin bu verimleri sınırladığı görülmüştür. Van koşullarında 15 cm sıra arasında 28 Mart tarihinde yapılacak ekimlerin yüksek tane verimi için uygun olsa da diğer özelliklerde yüksek değerler elde etmek için daha geniş aralıklarda ekim yapılması gerektiği ve ekim zamanının sıra arası mesafeye göre bitkisel ve verim özellikleri üzerinde daha çok sınırlayıcı etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Article Kuraklık Stresi Altında Yetiştirilen Bakla (Vicia Faba L.) Bitkisinde Rizobakteri ve Alg Uygulamalarının Bitki Gelişimi Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi(2022) Çirka, Mustafa; Tunçtürk, Murat; Baran, İshak; Kulaz, Haluk; Tunçtürk, Rüveyde; Eryiğit, TamerBu çalışma, rizobakteri ve alg uygulamalarının, kuraklık stresi altında yetiştirilen baklada (Vicia faba L.) bazı fizyolojik ve biyokimyasal özelliklere olan etkisini belirlemek için yapılmıştır. Çalışma tesadüf parselleri deneme deseni’ne göre faktöriyel düzende 4 tekerrürlü olarak şekilde yürütülmüştür. Denemede bitki materyali olarak Filiz-99 bakla çeşidi kullanılmıştır. Çalışmada üç farklı kuraklık seviyesi (%100 NS, %50 K1 ve %25 K2) ve dört farklı biyolojik uygulama (Kontrol, Bacillus megaterium (B1), Azospirillum lipoferum (B2) ve Chlorella saccharophilia (A)) mavi yeşil alg kullanılmıştır. Kuraklık stresi klorofil, yaprak sıcaklığı ve MDA üzerindeki etkisi önemli bulunmuştur. En yüksek klorofil değerleri (44.45 ve 42.78 μg cm-2) ile K2 ve K1 uygulamalarından alınırken en düşük klorofil değer ise (36.82 μg cm-2) ile NS uygulamasından alındığı tespit edilmiştir. En yüksek yaprak sıcaklığı (25.91 oC) K2 ve en düşük yaprak sıcaklığı (24.78 oC) NS uygulamasından elde edilmiştir. Ayrıca, bakteri ve alg uygulamaları yaprak alanı ve Malondialdehit içeriği üzerindeki etkisi anlamlı görülmüştür. En yüksek yaprak alanı değeri (10.71 cm2) A uygulamasından alınırken en düşük değer (8.02 cm2) ise B1 uygulamasından saptanmıştır. En yüksek Malondialdehit içeriği (0.86 nmol g-1) kontrol gurubundan elde edilirken en düşük değerler ise (0.63, 0.67 ve 0.68 nmol g-1) ile B1, B2 ve A uygulamalarından elde edilmiştir. Çalışmada interaksiyon göz önüne alındığında, en yüksek MDA değerleri (0.85 ve 0.95 nmol g-1) olarak kontrol x K1 ve kontrol x K2 uygulamalarından elde edilmiştir.Article Nohutta (Cicer Arietinum L.) Fosfor ve Çinko Uygulamalarının Verim ve Verim Özellikleri Üzerine Etkileri(2024) Çirka, Mustafa; Kulaz, Haluk; Baran, İshakAmaç: Bu çalışma, Van deneme ve uygulama alanında kuru şartlarda yazlık yetiştirme sezonunda nohut bitkisinde fosfor ve çinko uygulamalarının, verim ve verim öğeleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Materyal ve Yöntem: Çalışma, 2015-2016 yılları arasında kuru şartlarda yazlık yetiştirme sezonunda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi deneme ve uygulama alanında yürütülmüştür. Deneme, tesadüf bloklarında faktöriyel deneme desenine göre 3 tekerrürlü olacak şeklide kurulmuştur. Çalışmada fosfor dozları TSP formunda 3 doz (0, 4, 8 kg da-1) ve çinko, %8’lik Zn kileyt formunda 4 doz (0, 100, 200, 300 ml 100-1) olacak şekilde uygulanmıştır. Çalışmada bitki boyu (cm), ilk bakla yüksekliği (cm), dal sayısı (adet bitki-1), tane sayısı (adet bitki-1), hasat indeksi (%), 100 tane ağırlığı (g), protein oranı (%), biyolojik verim (kg da-1), tane verimi (kg da-1) gibi parametreler incelenmiştir. Araştırma Bulguları: Denemede iki yılın ortalama değerleri bakımından fosfor ve çinko dozlarının bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, dal sayısı, bitkide bakla sayısı ve tane sayısı üzerine etkisi istatistiksel olarak önemsiz görülmüştür (P>0.05). Hasat indeksi, Biyolojik verim, 100 tane ağırlığı ve tane verimi gibi parametreler ise istatistiksel olarak önemli görülmüştür (p<0.05). Araştırma sonucunda, en yüksek tane verimi 108.10 kg da-1 ile fosforun 8 kg da-1 x 300 ml 100-1 çinko dozundan elde edilmiştir. Sonuç: Çalışmanın yürütüldüğü iklim ve toprak koşulları ve benzer koşullara sahip alanlarda yapılabilecek nohut yetiştiriciliğinde bu fosfor ve çinko dozlarının tavsiye edilebileceği sonucuna varılmıştır.Article Rizobakteri Uygulamalarının Kuraklık Stresi Altında Yetiştirilen Fasulyenin (Phaseolus Vulgaris L.) Bitki Gelişimi Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi(2022) Tunçtürk, Rüveyde; Çirka, Mustafa; Kulaz, HalukBu çalışmada, rizobakterilerin kurak şartlarda yetiştirilen fasulyenin (Phaseolus vulgaris L.) bazı biyokimyasal ve fizyolojik özellikler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Tesadüf parselleri deneme desenine göre faktöriyel düzende 4 tekerrür olarak kurulan denemede, bitki materyali olarak Akman-98 fasulye çeşidi kullanılmıştır. Çalışma, kontrol grubu (B0), azot fikse edici (B1), fosfor çözücü (B2) ve azot fikse edici + fosfor çözücü (B3) rizobakteri uygulamaları ile kurulmuştur. Araştırmada NS (Normal su=%100), K1 (Kuraklık 1 =%50) ve K2 (Kuraklık 2 =%25) olacak şekilde üç farklı kuraklık stresi uygulanmıştır. Çalışmada, yaprak alanı (cm2), klorofil oranı (µg/cm2), yaprak sıcaklığı (°C), yaprak dokularında bağıl su içeriği (%), yaprak dokularında iyon sızıntısı (%), yaprak dokularında membran dayanıklılık indeksi (%) ve malondialdehit içeriği (nmol/g) incelenmiştir. Araştırma sonucunda faktörlerin ortak etkileşimi neticesinde yaprak alanında en yüksek değer (55.31 cm2) ile B1xNS uygulamasından alınırken en düşük değerler (30.61 cm2 ve 32.20 cm2) ise B1xK1 ve B3xK2 uygulamalarından elde edilmiştir. Klorofil oranı incelendiğinde yüksek değer 41.33 (µg/cm2) ile B0xK1 uygulamasından ve en düşük değer ise 28.83 (µg/cm2) ile B3xK2 uygulamasından alınmıştır. Çalışmada yaprak dokularında iyon sızıntısına ait en yüksek değer %34.36 ile B3xK3 uygulamasından, en düşük değer ise %28.27 ile B1xK1 uygulamasından elde edilmiştir. Denemede yaprak dokularında membran dayanıklılık indeksine ait en yüksek değerler (%78.55 ve %78.51) B0xK2 ve B2xK3 uygulamalarından ve en düşük değerler (%68.57, %67.84 ve %68.98) ise sırasıyla B1xK2, B2xK1 ve B3xK3 uygulamalarından alınmıştır. Ancak daha gerçekçi sonuçların elde edilebilmesi için bu gibi çalışmaların tarla şartlarında da çalışılması gerekmektedir.