Browsing by Author "Öner, Ahmet Cihat"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Deneysel Olarak Florozis Oluşturulan Ratlarda Vitamin C ve Vitamin E'nin Serum Protein Fraksiyonları Üzerindeki Etkisinin Araştırılması(2021) Dede, Semiha; Çetın, Sedat; Yüksek, Veysel; Usta, Ayşe; Öner, Ahmet CihatBu çalışma, deneysel olarak kronik florozis oluşturulan ratlarda vitamin C (vit C) ve E (vit E)'nin serum protein fraksiyonları üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla planlandı. Materyal olarak Wistar-Albino ratlar kullanıldı (Her biri 8 rat içeren, 8 grup). Deneme grupları; kontrol grubu, deneysel florozis grubu, koruma grupları (16 hafta boyunca, içme suyu içeren günlük 150 ppm NaF içeren içme suyu/ad-libitum ile birlikte vit C (100 mg / kg), vit E (300 mg / kg) ve vit C + vit E (100 mg/kg + 300 mg/kg)) ve tedavi grupları (16 hafta boyunca 150 ppm NaF içeren içme suyu/ad-libitum verildikten sonra tedavi amacıyla 4 hafta vit C (100 mg/kg), vit E (300 mg / kg) ve vit C + vit E (100 mg/kg + 300 mg/kg)) olarak oluşturuldu. Deneme sonunda kan örnekleri toplandı ve serumlar alındı. Bu örneklerde serum protein fraksiyonları selüloz-asetat elektroforezi ile belirlendi. Deneysel florozis grubunda total protein yüzde gram açısından, alfa-1’in önemli oranda azaldığı ve beta globülinlerin arttığı tespit edildi. Korunma ve tedavi amacıyla vitamin C, vitamin E ve vitamin C+vitamin E birlikte verildiği gruplarda, değişen bu değerlerin kontrol grubuna yaklaştığı görüldü.Master Thesis Investigation of the Effect of Hemp Seed Oil on Acute Poisoning Caused by Paracetamol in Rats(2024) Geçioğlu, Ali; Öner, Ahmet CihatParasetamol, güvenirliği, etkinliği ve maliyet düşüklüğü ile en sık kullanılan ağrı kesici ve analjeziklerden bir tanesidir ve terapötik dozlarda güvenlidir Parasetamol (asetominofen) zehirlemmesi yaygın kullanımı ve kolay ulaşılması sebebiyle en sık bildirilen ve çalışılan intoksikasyonlardan biridir. Kenevir son yıllarda yapılan araştırmalar ve gelişmeler ışığında tedavi de kullanılabilecek bir bitki olmaya başlamıştır. Bu çalışmada her biri altı rat'tan oluşan 4 grup üzerinde 7 gün içerisinde gerçekleştirildi. Gruplar; Kontrol(K), Parasetamol(P), Kenevir tohumu yağı (KTY) ve Parasetamol+Kenevir tohumu yağı (P+KTY) olarak çalışıldı. Çalışma sonrasında rompun+ketalar anestezisi altında tüplere kan alındı. Comet analizi için 36 saat içerisinde kullanılmak üzere 0,2 ml EDTA' lı tüplere alınan kanlar +4oC'de saklandı. ALP, AST, ALT ölçümü için biyokimya tüplerine alınan kanlar, 4000 rpm de 10 dakika süresince +4oC'de santifüj edildi. Alınan kanlardan ALP, ALT, AST değerleri ile tam kandan Comet DNA hasar testi uygulandı. Parasetamol uygulaması ile tüm değerlerde kontrol grubuna göre istatistiksel olarak fark olduğu görüldü. Sonuç olarak Parasetamol ile şekillenen toksisitenin, kenevir tohumu yağı ile azaltıldığı ancak kontrol grubuna yakın değerler sağlayamadığı tespit edildi. Kenevir tohumu yağının parasetamol zehirlenmesindeki etkiyi azalttığı ancak tam bir tedavi sağlamadığı belirlendi.Doctoral Thesis Investigation of the Effect of Marbofloxacin, Diclofenac Sodium and Methylprednisolone on Serum Cytokine Levels and Biochemical Parameters in Systemic Endotoxemia Induced Rats(2012) Öner, Ahmet Cihat; Şahin, AliSistemik endotoksemi şekillendirilmiş ratlarda marbofloksasin, diklofenak sodyum ve metilprednizolonun serum sitokin seviyeleri ve biyokimyasal değerler üzerine etkisinin araştırılması. YYÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Van, 2012. Sepsis, yıllardır beşeri ve veteriner tıp dünyasının tedavisi güç ve mortalitesi yüksek hastalıklarından biridir. Çalışmamızda LPS ile deneysel endotoksemi oluşturulan ratlarda, marbofloksasin, diklofenak sodyum, metilprednizolon kullanılarak, bu ilaçların serum sitokin seviyeleri ve organ yetmezliğinin indirekt belirteçleri olan AST, ALT, ALP, GGT, BUN, kreatinin değerleri üzerine olan etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma için gerekli 186 adet rat, 5 gruba ayrıldı. Kontrol grubundan 0. saatte kan örnekleri alındı. Ratlarda endotoksemi oluşturmak amacı ile intraperitoneal (IP) yolla LPS (4mg/rat) uygulandı. Gelişen endotoksemiyi tedavi etmek için marbofloksasin IP yolla 100 mg/kg, diklofenak sodyum IP yolla 10 mg/kg, metilprednizolon IP yolla 10 mg/kg dozunda uygulandı. Daha sonra 1, 2, 4, 8, 12 ve 24. saatlerde tiyopental anestezisi altında kan örnekleri alınarak serum sitokin seviyelerine ve biyokimyasal değerleri ölçüldü. Sonuç olarak, mevcut araştırmada, LPS uygulamasının deney hayvanlarında sepsise neden olduğu ve karaciğer ile böbrek üzerine etkilerinin şekillendiği tespit edildi. Sepsis tedavisinde, metilprednizolon dışında diğer ilaçların tek başlarına kullanılamayacağı ancak kombine uygulamanın tercih edilebileceği sonucuna varıldı.Master Thesis Van İli İçme Sularında Mikroplastik Kalıntısınınaraştırılması(2024) Ayşin, Berivan; Öner, Ahmet Cihat; Tuncay, Rabia MehtapMikroplastikler, plastik atıkların çevresel etkileri ve sağlık üzerindeki potansiyel zararlarıyla giderek daha fazla endişe yaratmaktadır. Çevrede uzun süre kalıcılığını sağlayan plastik atıklar, fizikokimyasal ve biyolojik etkilerle parçalanarak mikroplastiklere dönüşmektedir. Bu tez çalışmasında Van ili içme sularında mikroplastik kalıntısının araştırılması amaçlanmıştır. Van il sınırları içerisinde toplam 10 farklı yerden, 3 farklı zamanda ve 4 farklı hazır plastik su örneğinden alınan 42 numunede araştırılmıştır. Araştırmada numuneler su kaynağından cam kavanozlara alınarak analiz edilinceye kadar saklanmış, analiz öncesi kompresör ve filtrasyon basamakları ile 0,45µm por genişliğine sahip, bölmeli filtre kağıtlarından su örnekleri geçirilerek mikroplastikler toplanmıştır. Filtre kağıtları stereo mikroskop altında görüntülendi. Mikroskop incelemesi sonrasında renk, tür ve şekil olarak mikroplastik varlığı belirlenmiştir. Görüntülenen ve tespit edilen mikroplastik örnekleri Taramalı Elektron Mikroskobu (Scanning Electron Microscope - SEM) ile analiz edildi. Stero mikroskop ve SEM analizleri sonuçları ile Van ili içme sularında polivinil klorür (PVC), Polietilen (PE), Polipropilen (PP), Polistiren (PS) mikoplastik kalıntılarının olduğu belirlendi. Elde edilen bulgular ile mikroplastiklerin içme suları ile canlıların vücuduna girebileceği hayatımız için tehlike arz edebileceği kanaatine varıldı.