Browsing by Author "Özdemir, Nihal"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Early Qtc Interval Prolongation After Primary Percutaneous Coronary Intervention May Have a Positive Impact(2021) Bilge, Önder; Karagöz, Ali; Erdogan, Emrah; Işık, Ferhat; Geçmen, Çetin; Kaymaz, Cihangir; Özdemir, NihalObjectives: Corrected QT (QTc) interval is prolonged in acute myocardial infarction and begins to shorten after successful reperfusion. Data on the early change of QTc after reperfusion and the prognostic significance of this change are limited. We aimed to evaluate the change of QTc interval in the first hour following successful primary percutaneous coronary intervention (pPCI) in ST-elevation myocardial infarction (STEMI) patients and its relationship with reperfusion parameters such as myocardial blush grade (MBG) and ST-segment resolution (STR%). Materials and Methods: Patients who presented with the first STEMI episode and underwent successful pPCI were included in the study. After pPCI, MBG and STR% were calculated. QTc measurements were made from the electrocardiography (ECG) recorded at admission (Pre-pPCI QTc), 1 hour after pPCI (Post-pPCI QTc), and the 24th hour. Results: One hundred and five patients who had successful pPCI with adequate ECG data were enrolled in the study. The mean Pre-pPCI QTc was 409±34 ms, and the mean post-pPCI QTc was 427±32 ms. A statistically significant prolongation was observed in the QTc interval after pPCI (QTc-Change) [21 ms (-3, 37 interquartile range (IQR)), p<0.001]. The median STR was 71% (60-83 IQR), and the median MBG was 2 (1-3 IQR). In the multivariable linear regression analysis, a significant relationship was observed between QTc-Change with MBG and STR%Conclusion: It was found that the QTc interval continued to prolong somewhat in the early period after successful pPCI in STEMI patients, and this QTc-Change was significantly associated with reperfusion parameters such as MBG and STR%. STR% and MBG were higher in those with higher QTc-Change.Article Yüksek Serum Trigliserit Seviyesi Karotis Stentleme Sonrası Dw-mrg ile Saptanan Sessiz İskemik Lezyonların Bir Prediktörü Olabilir(2022) Özdemir, Nihal; Acar, Rezzan Deniz; Bayram, Zübeyde; Efe, Süleyman Ç.; Kaymaz, Cihangir; Güvendi, Büşra; Karaduman, AhmetGiriş ve Amaç: Karotis arter stentleme (KAS) sonras ı sessiz iskemik lezyonlar (SİL) s ık gelişmektedir ve uzun dönem kötü prognoz ile ilişkilidir. Kan trigliserit (TG) seviyesinin KAS sonrası SİL üzerine etkisi iyi bilinmemektedir. Çalışmamızda, KAS yapılan hastalarda işlem öncesi serum TG seviyesinin işlem sonrası gelişen SİL üzerine etkisini inceledik. Yöntem ve Gereçler: Çalışmaya KAS yapılan 57 olgu alındı, KAS öncesi ve sonras ı difüzyon a ğırlıklı manyetik rezonans görüntüleme (DW-MRG) yapıldı. Çalışmanın primer sonlan ım noktası KAS sonrası yeni gelişen S İL’lerdi. Hastaların i şlem öncesi TG, total kolesterol, HDL ve LDL seviyelerinin primer sonlanım noktası üzerine etkisi araştırıldı. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların 46 (%80,7)’sı erkek olup, medyan yaş 69 (60-73) yıl olarak saptand ı. Olguların 27 (%47,3)’si semptomatikti. İşlem sonras ı hastaların 28 (%49,1)’inde DW-MRG’de ipsilateral yeni S İL saptandı. İpsilateral lezyonu olanlarda NASCET (North American Symptomatic Carotid Endarterectomy Trial) darlık yüzdesi ve semptomatik olma durumu daha yüksek izlenmiş olup aspirin kullananların oranı düşüktü. Çoklu lojistik regresyon analizinde, işlem öncesi TG seviyesi, işlem sonrası yeni gelişen ipsilateral SİL varlığının tek bağımsız prediktörü olarak saptandı. Tartışma ve Sonuç: Çal ışmamız, yüksek TG seviyesinin, KAS sonrası yeni gelişen S İL’ler için ba ğımsız risk faktörü oldu ğunu ortaya koymaktadır. SİL’ler daha sonraki iskemik olaylar için bir risk faktörü oldu ğundan, kan TG seviyesi, basit, ucuz, etkili ve değiştirilebilir bir markir olarak; erken medikal tedavi, erken girişim kararının verilmesi ve hastanın prognozu hakkında bilgi verebilir.