Browsing by Author "Özgökçe, Fevzi"
Now showing 1 - 20 of 23
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis A Revision of Exscapae F.n. Williams., Gypsophila L., Corymbosae Barkoudah and Ensifoliae Barkoudah Sections Belonging To Genus Gypsophila L. (Caryophyllaceae)(2013) Armağan, Metin; Özgökçe, FevziBu çalışmada Gypsophila L. (Caryophyllaceae) cinsine ait Exscapae F.N. Williams, Gypsophila L., Corymbosae Barkoudah ve Ensifoliae Barkoudah. seksiyonlarında yer alan 11 takson (G. serpylloides Boiss. & Heldr., G. adenophylla Barkoudah, G. peshmenii Güner, G. briquetiana Schischk., G. hakkiarica Kit Tan, G. pulvinaris Rech.f., G. davisii Barkoudah, G. graminifolia Barkoudah, G. brachypetala Trautv., G. tenuifolia M. Bieb. ve G. patrinii Ser.) araştırılmıştır. 2008 - 2012 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmaları ile seksiyonlara ait örnekler toplanmıştır. Bu materyaller üzerinde yapılan araştırmalar ile taksonların morfolojik, anatomik, ekolojik, palinolojik ve tohum yüzeyi özellikleri ile kromozom sayıları, doğal yayılışları, tehdit faktörleri ve habitatları araştırılmış ve bu incelemelere bağlı olarak yeni tehlike kategorileri önerilmiştir. Her bir taksonun ayrıntılı deskripsiyonu hazırlanmıştır. Diagnostik karakterler belirlenmiş, bu karakterlerle tür teşhis anahtarı hazırlanmıştır. DNA sekans çalışmaları ile taksonlar arası akrabalıklar ortaya konulmuştur. Bütün türlerin kromozom sayıları ilk defa bu çalışmada (G. tenuifolia hariç) belirlenmiştir. G. patrinii?nin Türkiye?de yayılışının olmadığı, G. hakkiarica?nın G. nabelekii Schischk.?nin bir sinonimi olduğu ilk defa bu çalışmada belirlenmiştir. Bilim dünyası için yeni bir tür olan G. karabukensis bu çalışma ile tanıtılmıştır. G. brachypetala tipten sonra ilk defa toplanmıştır.Article Comparison of Antioxidant Activity, Metal Chelating Power and Antibacterial Activity in Different Tissues of Alcea Calvertii (Boiss.) Boiss(2023) Biçek, Ayşe Gözde; Kartal, Denız Irtem; Özgökçe, Fevzi; Ozaktas, TugbaThe traditionally used plant Alcea calvertii (Boiss.) Boiss. (Malvaceae) was extracted by two more methods in addition to those used by the locals, in this study. It was found that ethanol extraction significantly improved the release of total phenolic content of all plant parts compared to extraction by infusion and traditional use. In addition, ethanol appears to be a good solvent for the extracting flavonoids and phenolic contents from A. calvertii. However, metal chelating power was found to be higher in the infusion extracts than in the ethanolic extracts. The antibacterial activities of all extracts from the plant parts were also tested. As a result, it has been confirmed in this study that A. calvertii is rich in phenolic compounds and flavonoids and has high antioxidant activity with strong metal chelating power, however, the right plant parts must come together with the right extraction method for this effect to occur.Article The Flora Of Kırmızı Tuzla (Karaçoban, Erzurum/turkey) And Bahçe Tuzlası (Malazgirt, Mus/turkey) And Their Environment(2009) Ünal, Murat; Özgökçe, Fevzi; Behçet, Lütfi; Karabacak, OsmanBu araştırma 2006-2007 yılları arasında, Kırmızı Tuzla (Karaçoban/Erzurum) ile Bahçe Tuzlası (Malazgirt/Muş) ve çevrelerinin florasını tespit etmek üzere yapılmıştır. Araştırma bölgesinde 75 familyaya bağlı 374 cins ve 1056 tür ve türaltı takson tespit edilmiştir. Bunlardan 70 takson B9 karesi için yeni kayıt, 4 takson kriptogam grubuna ve 1052 takson ise fanerogam grubuna aittir. Alandan toplam 101 (% 9. 56) endemik takson belirlenmiştir. Endemik ve nadir olan taksonların tehlike kategorilerine dağılımları: 2 takson kritik “CR”, 8 takson tehlikede “EN”, 30 takson zarar görebilir “VU”, 16 takson tehdit altına girebilir “NT”, 63 takson az endise verici “LC” ve 2 takson(Inula discoidea Boiss. ve Cicuta virosa L.) veri yetersiz “DD” şeklindedir. Inula discoidea Boiss. türü veri yetersiz kategorisinden (DD) çıkarılarak zarar görebilir (VU) kategorisine konuldu. En büyük üç familya; Asteraceae (170), Brassicaceae (97) ve Fabaceae (84)’dir. En büyük cinsler; Astragalus, Centaurea ve Silene’dir.Article The Flora of Özalp District (van-Turkey)(2007) Behçet, Lütfi; Özgökçe, FevziÖzalp (Van) ilçesinde 1996 ve 1998 yıllan arasında gerçekleştirilen bu araştırmanın arazi çalışmaları ile yaklaşık 7500 bitki örneği toplandı. 84 familya ve 423 cins'e ait 1250 tür, 170 alttür ve 72 varyete olmak üzere toplam 1492 takson tespit edildi. Bunlardan 1 tanesi tip örneğinden sonra ilk defa ve 1 tanesi de ikinci defa toplandı. İran-Turan fıtocoğrafîk bölgesinde yer alan çalışma alanında tespit edilen taksonlarm fîtocoğrafîk bölge elementlerine göre dağılımı şöyledir: İran-Turan elementi 632 takson (% 42.36), Avrupa-Sibirya elementi 96 takson (% 6.43), Akdeniz elementi 49 takson (% 3.28), Öksin elementi 30 takson (% 2.01) ve Hirkan-Öksin elementi 14 takson (% 0. 94) ve çok bölgeli veya fıtocoğrafîk bölgesi bilinmeyenler 671 takson (% 44.97)'dur. Alandaki taksonlarm 175'i (% 11.73) endemiktir. 1492 taksonun 5'i Pteridophyta, 1487'si Spermatophyta üyesidir. Spermatophyta üyelerinden 2 takson Gymnospermae ve 1485 takson Angiospermae üyesidir. Angiosperm lerin 1262 taksonu Dicotyledoneae ve 223 taksonu Monocotyledoneae sınıfına aittir. İçerdikleri takson sayısına göre alandaki en büyük 10 familya sırasıyla; Asteraceae 210 takson (% 14.07), Fabaceae 140 takson (% 9.38), Brassicaceae 129 takson (% 8.65), Poaceae 116 takson (% 7.78), Caryophyllaceae 114 takson (% 7.64), Lamiaceae 95 takson (% 6.37), Boraginaceae 70 takson (% 4.69), Apiaceae 62 takson (% 4.16), Scrophulariaceae 59 takson (% 3.95), Liliaceae 55 takson (% 3.69). En çok takson içeren ilk 10 cins sırasıyla; Astragalus 66 takson (% 4.42), Silene 37 takson (% 2.48), Alyssum 34 takson (% 2.28), Ranunculus 26 takson (% 1.74), Centaurea 25 takson (% 1.68), Salvia 18 takson (% 1.21), Scrophularia 16 takson (% 1.07), Allium 15 takson (% 1.00), Veronica 15 takson (% 1.00), Cerastium 15 takson (% 1.00). Tespit edilen taksonlarm Raunkiaer hayat formları sistemine göre dağılımı şöyledir: hemikriptofîtler 755 takson (% 50.60), terofıtler 382 takson (% 25.60), kıriptofıtler 175 takson (% 11.73), kamefıtler 155 takson (% 10.39), fanerofıtler 25 takson (% 1.68).Master Thesis Investigation of Anticancer Activity of Globularia Trichosanthafisch. & C.a.mey (globulariaceae)(2023) Can, Abdurrahman; Özgökçe, Fevzi; Nas, Mehmet SalihMide kanseri, Van ili ve çevresinde en çok karşılaşılan kanser tiplerinden biridir. Bölgede mide kanserine karşı pek çok bitki türü kullanılmaktadır. Bu bitkiler arasında en sık kullanılan bitki türü Globulariaceae familyasına ait Globularia trichosantha Fisch. & C. A. Mey.'dir. Globularia L. cinsine ait 11 taksondan 5'i ülkemiz için endemiktir. Globularia trichosantha ilişkili herhangi bir kanser ve tıbbi çalışmalarına rastlanmamıştır. Çalışmanın esas amacı, halkın doğadan elde ettiği ve kullanımı ile fayda sağladığı bitki türünün tespit edilerek bunu laboratuvar ortamında potansiyel tıbbi hammadde elde edilmesidir. Çalışmada G. trichosantha türüne ait herbaryum materyalleri arazide toplanmış ve bunlara ait video ve fotoğraf kayıtları alınmıştır. Bitki örneklerinin teşhisleri yapmak için Herbaryum materyali haline getirilmiş ve sonra VANF herbaryumunda saklanmıştır. Mide kanserine karşı halkın tükettiği bitkisel drogların; kullanım süreleri, kullanım şekilleri ve dozu belirlenmiştir. Yetişme habitatlarında toplanan G. trichosantha'nın kök ekstraktının antikanser aktivitesi araştırılmıştır. Araştırma in vitro ortamda, HGC-27, A549/BEAS-2B, DU-145/PNT1-A, HUVEC, CaCO-2, MCF-7, T98-G hücre hatlarında canlılık testi yapılmıştır. İlk etapta A549/BEAS-2B, DU-145/PNT1-A hatlarındaki canlılık testi sonuçları birbirine yakın çıktığından diğer hücre hatlarında zaman ve doza bağımlı değişikliğe gidilerek deneyler tekrarlanmıştır. 15.63 μg/ml, 31.25 μg/ml, 62.50 μg/ml, 125.00 μg/ml, 250.00 μg/ml ve 500.00 μg/ml dozlarında 24 ve 48 saatlik canlılık testleri sonucunda başta HGC-27 olmak üzere belirgin düzeyde hücre ölümlerinin gerçekleştiği görülmüştür. Daha sonra bitkinin içerik analizi LC/MS kullanılarak yapılmış ve analizde yüksek miktarda trans-sinamik asit, protokateşik asit, kafeik asit, kumarik asit, vanilik asit ve sirinjik asit varlığı tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ışığında öncelikle Moleküler Biyoloji ve Genetik olmak üzere Eczacılık ve Tıp gibi pek çok farklı bilim dalı için de temel teşkil edecektir. Sonuçta, G. trichosantha'nın ihtiva ettiği etken maddeler belirlenmiştir. Başta eczacılık sektörü olmak üzere mide kanserine karşı ilaç potansiyeli olan etken maddelerin elde edilmesi amaçlanmıştır.Master Thesis Investigation of Plants and Microorganisms Used in Rennet of Van Herby Cheese Prepared by Traditional Methods(2024) Erduran, Emra; Özgökçe, Fevzi; Özaktaş, TuğbaPeynir, dünya genelinde birçok tat ve formda üretilen, fermente süt bazlı bir grup gıda ürününün genel adıdır. Süt ve süt ürünleri arasında önemli bir yere sahip olan peynir, Türkiye'de de sıkça tüketilen bir gıda maddesidir. Bazı bölgelerde yerel peynirler, normal olarak bilinen peynirlerden daha farklı şekilde üretilip tüketilmektedir. Bu mahalli peynir çeşitlerinden biri olan Van Otlu peyniri, Doğu Anadolu'da ve Türkiye'de oldukça sevilen ve buna bağlı olarak tüketilen bir peynir çeşididir. Günümüzde Van Otlu peyniri henüz endüstriyel olarak büyük ölçekte üretilmediği için halk tarafından farklı yöntemler kullanılarak mayalama işlemi yapılmaktadır. Bu yöntemler arasından dikkat çekenler ise yıllardır peynir mayası yapımında kullanılan bazı bitkilerdir. Peynir mayasına katılan pek çok bitki türü bilinmektedir. Van Otlu peynir mayasının hazırlanmasında kullanılan Apiaceae familyasına ait Pimpinella oliverioides Boiss. & Hausskn. (Giha hevin) ilk kez bu çalışma ile tespit edilmiştir. Pimpinella L. cinsi Türkiye'de 29 takson ile temsil edilmekte olup bunlardan 7'si endemiktir. Pimpinella oliverioides türüne ait herbaryum materyalleri arazide toplanmış ve bunlara ait video ve fotoğraf kayıtları alınmıştır. Bitki örneklerinin teşhislerini yapmak için Herbaryum materyali haline getirilmiş ve Uluslararası VANF herbaryumunda saklanmıştır. Ayrıca bu bitkiden elde edilen maya içeriğindeki kültüre edilebilen mikroorganizmalar da tespit edilmiş ve morfolojik olarak ayırt edilen 15 mikroorganizma içinden proteolitik aktiviteye sahip Paenibacillus sp. moleküler olarak tanımlanmıştır.Article Karz (Garez) Dağı Florası (Tatvan, Bitlis/ Türkiye)(2019) Özgökçe, Fevzi; Keser, Ali MuratBu çalışma ile Karz (Garez) Dağı (Tatvan–Bitlis) Florası araştırıldı. 2009-2011 yılları arasında gerçekleştirilen bu araştırmanın arazi çalışmaları sonucunda yaklaşık 2000 bitki örneği toplandı. Toplanan bu bitki örneklerinin teşhisi sonucu alanda; 61 familya ve 286 cins’e ait 409 tür, 162 alttür ve 81 varyete olmak üzere toplam 652 tür ve türaltı takson tespit edilmiştir. Bu 652 taksonun 3’i Pteridophyta, 649’u Spermatophyta divisiosuna aittir. Spermatophyta üyelerinden 3’ü Gymnospermae ve 646’sı Angiospermae alt divisiosuna dahildir. Angiospermae’lerin 559’u Dicotyledones ve 87’i Monocotyledones sınıfında yer almaktadır. Alandan toplam 65 (% 9,96) endemik takson belirlenmiştir. Mevcut taksonlardan 3 tanesinin B9 karesi için yeni kayıt olduğu tespit edilmiştir.Research Project Kırmızı Tuzla (Bulanık-Muş), Bahçe Tuzlası (Malazgirt-muş) ve Çevrelerinin Florası(2007) Ünal, Murat; Özgökçe, Fevzi; Behçet, Lütfi-Other New Floristic Records on Dicotyledones for the Square B9 (özalp-Van) From Turkey(2001) Özgökçe, Fevzi-Article A Nex Genus (Leptaleum Dc.) Record for Turkey(2007) Özgökçe, Fevzi; Ünal, MuratMonotipik bir cins olan Leptaleum DC. (Cruciferae/Brassicaceae) Türkiye'den ilk defa kaydedilmektedir. Leptaleum filifolium (Willd.) DC un tanıtıcı özellikleri, yetişme ortamı ve koruma durumu belirtilmektedir.Research Project Norduz Yaylası (Van) Florası(2009) Özgökçe, Fevzi; Ünal, MuratMaster Thesis Revision of Hagenia A. Braun. Section Belonging To Genus Gypsophila L. (Caryophyllaceae) in Turkey(2011) Fidan, Mehmet; Özgökçe, FevziBu çalışmada Gypsophila L. (Caryophyllaceae) cinsine ait Hagenia A. Braun. seksiyonunda yer alan 4 takson (G. hispida Boiss., G. pilosa Hudson., G. nodiflora (Boiss.) Barkoudah ve G. venusta Fenzl.) araştırılmıştır. Revizyonun 2008 - 2010 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmaları ile Hagenia seksiyona ait toplam 400 örnek 13 farklı istasyondan toplanmıştır. Bu materyaller üzerinde yapılan araştırmalar ile taksonların morfolojik, anatomik, ekolojik, palinolojik, tohum yüzeyi, kimyasal analiz, doğal yayılış, tehdit faktörleri ve tehlike kategorileri ile habitat özellikleri araştırılmış, taksonomik problemleri çözülmüştür. Her bir taksonun ayrıntılı deskripsiyonu hazırlanmıştır. Diagnostik karakterler belirlenmiş, bu karakterler kullanılarak doğal tür teşhis anahtarı hazırlanmıştır. Her türün Dünya ve Türkiye'deki yayılışları belirlenmiş ve yayılış haritaları hazırlanmıştır. Bütün türlerin arazi ve herbaryum fotoğrafları ile morfolojik, anatomik, palinolojik açıdan ayırıcı taksonomik karakterlerin önem derecelerine göre bir sınıflandırılması yapılmış ve her biri ayrı ayrı fotoğraflanmıştır. Tüm biyometrik ölçümlerin istatistiki analizleri SPSS 10.01 istatistik programına göre yapılmış ve yorumlanmıştır.Ayrıca ekolojik faktörlere göre farklılık gösteren taksonlar değerlendirilmiş ve her taksonda kaç farklı saponin bulundurduğu tespit edilmiştir.Anahtar kelimeler: Gypsophila, Hagenia, Caryophyllaceae, Revizyon, Türkiye Florası.Article Secale Cereale L. (Çavdar) Meyvesi Dekoksiyon Ekstresinin Sağlıklı ve Diyabetli Farelerde Hipoglisemik Etkisinin Araştırılması(2002) Özbek, Hanefi; Tas, Abuzer; Tunçtürk, Murat; Özgökçe, Fevzi; Ceylan, EbubekirAmaç: Secale cereale L. (çavdar) meyvesi dekoksiyon ekstresinin, sağlıklı ve diyabetli farelerde hipoglisemik etkisinin araştırılması. Yöntem: Alloksanla diyabet oluşturulmuş farelere ve sağlıklı farelere Secale cereale L. ekstresi, glibenclamide (referans) ve serum fizyolojik (kontrol) oral yolla verilip; sıfırıncı, birinci, ikinci, dördüncü ve 24. saatlerde, farelerin kuyruk veninden kan alınarak açlık kan şekeri düzeyleri ölçüldü; sonuçlar tek yönlü varyans analizi ile test edildi. Bulgular: Secale cereale L. ekstresinin; alloksanla diyabet oluşturulmuş farelerde serum fizyolojik grubuna göre açlık kan şekerini birinci saatte (p<0.05) ve ikinci saatlerde (p<0.01) anlamlı derecede düşürdüğü, dördüncü ve 24. saatlerde bu etkinin görülmediği (p>0.05); glibenclamidein, serum fizyolojik grubuna göre açlık kan şekerini birinci, ikinci ve dördüncü saatlerde anlamlı derecede düşürdüğü (p<0.001), 24. saatte bu etkisinin ortadan kalktığı (p>0.05); glibenclamide'in, Secale cereale L.'ye göre açlık kan şekerini birinci ve ikinci saattlerde p<0.001, dördüncü saatte p<0.05 düzeyinde anlamlı derecede daha fazla düşürdüğü, 24. saattte ise her ikisi arasında anlamlı bir fark bulunmadığı gözlenmiştir (p>0.05). Sağlıklı farelerde gruplar arasında açlık kan şekeri yönünden yapılan ölçümlerde anlamlı bir fark saptanmamıştır. Sonuç: Secale cereale L. meyvesi dekoksiyon ekstresinin, referans ilaç olarak kullanılan glibenclamideden anlamlı derecede düşük düzeyde, yaklaşık dört saat süren zayıf bir hipoglisemik etki gösterdiği gözlendi.Article Sesamum İndicum L. Ve Apium Graveolens L. Ekstreleri Karboplatin Hepatotoksisitesine Karşı Koruyucu Mu(2004) Özgökçe, Fevzi; Özbek, Hanefi; Erdoğan, Ender; Kösem, MustafaAmaç: Bu çalışmada karboplatinin sıçan karaciğerinde yaptığı toksisite üzerine Sesamum indicum L. ve Apium graveolens L. ekstrelerinin koruyucu etkileri araştırıldı. Yöntem: Sprague-Dawley ırkı sıçanlardan oluşturulan gruplara serum fizyolojik (SF), karboplatin, karboplatin+Sesamum indicum L. (susam) sabit yağı (SSY), karboplatin+Apium graveolens L. (kereviz) sabit yağı (KSY), karboplatin+C vitamini ve karboplatin+E vitamini uygulandı. Bulgular: Çalışma gruplarına ait karaciğerlerde histopatolojik bulguya rastlanmadı. Serum ALT, ALP ve indirekt bilirubin seviyeleri karboplatin grubunda SF kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti ve karboplatinin biyokimyasal enzimler düzeyinde karaciğer hasarı yaptığı şeklinde yorumlandı. SSY ve KSY’nin ALT, ALP, AST ve indirekt bilirubin düzeyleri karboplatin grubundan anlamlı derecede düşüktü. Yalnızca SSY grubunun ALP değeri SF kontrol grubundan yüksek olarak tespit edildi, bunun dışında SSY ve KSY ile SF kontrol grubu arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı. C vitamini ve E vitamini gruplarına ait biyokimyasal değerler de SSY ve KSY’na benzer şekilde bulundu. SF, karboplatin ve SSY gruplarının günlük vücut ağırlığı değişimi birbirine benzer seyretti. KSY, C vitamini ve E vitamini gruplarının günlük vücut ağırlığı değişimi ise gittikçe azalan bir seyir gösterdi. Sonuç: SSY ve KSY’nin karboplatine bağlı karaciğer toksisitesini kısmen önleyebileceği sonucuna varıldı.Article Sıfır Değer Ağırlıklı Genelleştirilmiş Poisson Regresyonu Yardımıyla Van Gölü’nde Notonecta Viridis Delcourt, 1909 (Hemiptera: Notonectidae)’in Populasyon Değişimi Üzerinde Fiziko-kimyasal Çevresel Koşulların Etkilerinin Araştırılması(2011) Karaca, İsmail; Atlıhan, Remzi; Özgökçe, Mehmet Salih; Yıldız, Şükran; Kaya, Yılmaz; Yeşilova, Abdullah; Özgökçe, FevziEkolojik çalışmalarda türlerin populasyon yoğunluklarının belli periyotlarda abiotik ve biotik birçok faktöre bağlı olarak aşırı arttığı veya azaldığı sık rastlanan bir durumdur. Bu değişimin sonucu olarak populasyon takibi çalışmalarında örneklemelerde birey sayılarında sıklıkla çok fazla sayıda sıfır değeri ile aşırı artış ve azalış şeklinde dalgalanmalar görülebilir. Bu tür sayıma dayalı olarak elde edilen verilerin normal dağılım göstermemesi ve sıfır değerli gözlemlerin çok fazla sayıda olmasından dolayı dağılımın şeklinin sağa doğru çarpık olması, sıfır değer ağırlıklı regresyon yöntemlerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada 2005–2006 yıllarında Van Gölü kıyı şeridinde yerleşim alanları, akarsu giriş noktaları ve doğal alanlar olmak üzere birbirinden farklı karakterde 20 farklı örnekleme istasyonundan Notonecta viridis’in populasyon yoğunlukları aylık örneklemelerle izlenmiştir. Sonuçlar ZIGP regresyon yöntemiyle değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda ortalama, aşırı yayılım ve sıfır değer ağırlıklı gözlemler dikkate alındığında Notonecta viridis populasyon yoğunlukları üstünde her üç regresyonda da farklı örnekleme aralıkları ve istasyonların etkisinin önemli olduğu, çevresel faktörlerden HCO3’nun sıfır değer ağırlıklı modelde negatif yönde, diğer yöntemlerde ise pozitif yönde etkili olduğu görülmüştür. Ortalama regesyonda Fe, aşırı yayılım regresyonunda ise bunlara ilaveten Cl ve Mg’nin populasyon yoğunluğunu olumlu yönde etkilediği saptanmıştır. Notonecta viridis’in bazı istasyonlarda aşırı yoğun bulunması ve bazı istasyonlarda hiç bulunmamasının suyun fiziko-kimyasal özellikleriyle yakından ilgili olduğu sonucuna varılmıştır.Master Thesis The Flora of Karz (Garez) Mountain (Tatvan-Bitlis)(2011) Keser, Ali Murat; Özgökçe, FevziBu çalışma ile Karz (Garez) Dağı (Tatvan ?Bitlis) Florası araştırıldı. 2009-2011 yılları arasında gerçekleştirilen bu araştırmanın arazi çalışmaları sonucunda 1934 bitki örneği toplandı. Toplanan bu bitki örneklerinin teşhisi sonucu alanda; 63 familya ve 287 cins'e ait 433 tür, 135 alttür ve 88 varyete olmak üzere toplam 656 tür ve türaltı takson tespit edildi. 656 taksonun 3'ü Pteridophyta, 653'ü Spermatophyta divisyosuna aittir. Spermatophyta üyelerinden 3'ü Gymnospermae ve 650'si Angiospermae alt divisyosuna dahildir. Angiospermae'lerin 563'ü Dicotyledones ve 87'si Monocotyledones sınıfında yer almaktadır. Bu taksonlardan 3 tanesi B9 karesi için yeni kayıttır.Alandan toplam 69 (% 10,51) endemik takson belirlenmiştir. Endemik ve nadir taksonların tehlike kategorilerine dağılımları ise şöyledir: 1 takson kritik ?CR?, 7 takson tehlikede ?EN?, 17 takson zarar görebilir ?VU?, 5 takson tehdit altına girebilir ? NT?, 41 takson az endişe verici ?LC? ve 4 takson için veri yetersiz ?DD?.İran-Turan fitocoğrafik bölgesinde yer alan çalışma alanında tespit edilen taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı şöyledir; İran-Turan elementi 230 (% 35.06), Avrupa-Sibirya elementi 37 (% 5.48), Akdeniz elementi 9 (% 1.37), Öksin elementi 10 (% 1.52), Hirkano-Öksin 2 (% 0.30) ve çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyenler 369 (% 56.25)' dur.İçerdikleri tür ve türaltı takson sayılarına göre alanda en büyük ilk 10 familya sırasıyla; Asteraceae 99 (% 15,09), Brassicaceae 69 (% 10,51), Fabaceae 51 (% 7,77), Poaceae 48 (% 7,31), Caryophyllaceae 48 (% 7,31), Lamiaceae 40 (% 6,09), Scrophulariaceae 30 (% 4,57), Rosaceae 28 (% 4,26), ), Liliaceae 27 (% 4,11) ve Apiaceae 26 (% 3,96)'dır.Anahtar Kelimeler: Karz (Garez) Dağı, Flora, Tatvan, Bitlis, Türkiye.Master Thesis The Flora of Top (Katavin) Mountain (Patnos-Ağri)(2008) Emlik, Hüseyin; Özgökçe, FevziTop (Katavin) Dağı' nda 2006 ve 2007 yılları arasında gerçekleştirilen arazi çalışmaları ile toplam 1234 bitki örneği toplandı. 60 familya ve 251 cins'e ait 390 tür, 116 alttür ve 76 varyete olmak üzere toplam 582 takson tespit edildi. Belirlenen taksonlardan 2 tanesi B9 karesi için yeni kayıttır.İran-Turan fitocoğrafik bölgesinde yer alan çalışma alanında tespit edilen taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımı şöyledir: İran - Turan elementi 230 (% 39.51), Avrupa-Sibirya elementi 35 (% 6.01), Öksin elementi 10 (% 1.72), Akdeniz elementi 9 (% 1.55), Hirkan-Öksin elementi 3 (% 0.51) ve çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyenler 295 (% 50.68)' dir. Alandan toplam 47 (% 8.07) endemik takson belirlenmiştir. 582 taksonun 2'si Pteridophyta, 580'i Spermatophyta üyesidir. Spermatophyta üyelerinden 1'i Gymnospermae ve 579'u Angiospermae üyesidir. Angiospermae üyelerinin 481'i Dicotyledoneae ve 98'i Monocotyledoneae sınıflarına aittir.İçerdikleri takson sayısına göre alandaki en büyük 10 familya sırasıyla; Asteraceae 70 (% 11.96), Fabaceae 58 (% 9.91), Brassicaceae 50 (% 8.54), Lamiaceae 38 (% 6.50), Poaceae 36 (% 6.15), Liliaceae 34 (% 5.82), Caryophyllaceae 30 (% 5.13), Boraginaceae 27 (% 4.62), Rosaceae 24 (% 4.10) ve Apiaceae 22 (% 3.76),'dirEn çok takson içeren ilk 10 cins sırasıyla; Astragalus 18 (% 3.08), Silene 15 (% 2.57), Centaurea 11 (% 1.88), Ranunculus 11 (% 1.88), Gagea 10 (% 1.70), Trifolium 9 (% 1.54), Salvia 9 (% 1.54), Polygonum 7 (% 1.20), Alyssum 6 (% 1.02) ve Vicia 6 (% 1.02)' dır. Diğer cinslerin toplam takson sayıları 480 olup toplam floraya oranı % 82.47' dir.Tespit edilen taksonların Raunkiaer hayat formları sistemine göre dağılımı şöyledir; Hemikriptofitler 300 (% 51.64), terofitler 139 (% 23.93), kriptofitler 85 (% 14.62), kamefitler 29 (% 4.99) ve fanerofitler 28 (% 4.82)'dir.Alanımızda belirlenen taksonların 9'unda bilinen özelliklerden farklılık gösteren varyasyonlar ile bazı bilinmeyen özellikler tespit edilmiştir.Endemik ve nadir olan taksonların tehlike kategorilerine dağılımları: 3 takson tehlikede ?EN?, 4 takson zarar görebilir ?VU?, 5 takson tehdit altına girebilir ?NT?, 30 takson az endişe verici ?LC? ve 1 takson yetersiz verili ?DD? şeklindedir.Anahtar kelimeler: Flora, Top (Katavin) Dağı, Patnos, Ağrı, TürkiyeArticle Türkiye Florasına Brassicaceae (Cruciferae) Familyasından Yeni Bir Monotip Cins (Diptychocarpus Trautv.) Kaydı(2017) Fidan, Mehmet; Özgökçe, Fevzi; Pınar, Süleyman MesutBu çalışmada, monotipik bir cins olan Diptychocarpus Trautv. (Brassicaceae/Cruciferae) Türkiye'den (B9 Van) ilk defa kaydedilmiştir. Diptychocarpus strictus (Fisch. ex M.Bieb.) Trautv.’un tanıtıcı özellikleri betimlenmiş ve gösterilmiştir. Coğrafi dağılımı haritalanmış ve bu türün bölgesel ölçekte koruma statüsü tartışılmıştır.Article Türkiye'deki Gypsophila Cinsine Taksonomik Katkılar Ve Erzurum'dan Yeni Bir Takson: G. Venusta Subsp. Staminea(2021) Özçelik, Hasan; Özgökçe, FevziTürkiye Florası'ndaki Gypsophila türleri A, B, C ve D olmak üzere 4 gruba ayrılmıştır. Tek yıllıklar A grubundadır. Tek yıllıkların (A Grubu) mevcut teşhis anahtarı türleri ve alt türleri ayırt edememektedir. Dahası, bu grupta yeni tür kayıtları vardır. Gypsophila bitlisensis, G. elegans türleri ve G. heteropoda’nın alt türleri gibi bazı Gypsophila taksonları birbiriyle karıştırılmaktadır. Bu çalışmada, tek yıllık Gypsophila taksonları ve karışık alt türler gözden geçirilmiş, güncel teşhis anahtarları hazırlanmış ve G. venusta Fenzl subsp. staminea Özçelik ve Özgökçe Erzurum (Türkiye)'dan yeni bir takson olarak tanımlanmıştır. Türkiye'nin Gypsophila takson listesi de güncellenmiştir. Belirlendikleri lokalitelerden yeni örneklerin temin edilememesi nedeniyle G. gracilescens ve G. erikii’nin varlığı şüpheli olmasına karşın, halihazırda Türkiye’de 63 Gypsophila türü vardır. Taksonların taksonomik ve coğrafi karakterlerine ilişkin bazı gözlemler verilmiştir.Article Urtica Pilulifera L. Sabit Yağı Karboplatine'e Bağlı Hepatotoksisiteye Karşı Koruyucu Mu(2004) Sever, Betül; Özgökçe, Fevzi; Özbek, Hanefi; Kösem, Mustafa; Erdoğan, Ender; Cengiz, NureddinBu çalışmada karboplatinin sıçan karaciğerinde yaptığı toksisite üzerine Urtica pilulifera L. sabit yağının koruyucu etkisi araştırıldı. Sprague-Dawley ırkı sıçanlardan oluşturulan beş çalışma grubuna, sırayla serum fizyolojik (kontrol), karboplatin, kar-boplatin+ Urtica pilulifera L. (ısırgan otu) sabit yağı, karboplatin+vitamin C ve karboplatin+vitamin E uygulandı. Çalışma gruplarında karaciğerlere ait histopatolojik bulguya rastlanmadı. Serum alanin aminotransferaz, alkalen fosfataz ve indirekt bilirubin seviyeleri karboplatin grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti ve karboplatinin biyokimyasal enzimler düzeyinde karaciğer hasarı yaptığı şeklinde yorumlandı. Isırgan otu sabit yağının alanin aminotransferaz, alkalen fosfataz ve indirekt bilirubin düzeyleri karboplatin grubundan anlamlı derecede düşüktü. Isırgan otu sabit yağı ile kontrol grubu arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Vitamin C ve vitamin E uygulanan gruplarda belirlenen biyokimyasal değerler ise ısırgan otu sabit yağına benzer şekilde bulundu. Isırgan otu sabit yağı uygulamasının karboplatine bağlı karaciğer toksisitesini vitamin C ve E'ye eşit sayılabilecek derecede önleyebileceği sonucuna varıldı.