Browsing by Author "Özhan, Ceyda"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Comparison of Remifentanil, Alfentanil, and Fentanil -Administered With Propofol To Facilitate Laryngeal Mask Insertion(2010) Kurt, Ercan; Sızlan, Ali; Orhan, Mehmet Emin; Göktaş, Uğur; Özhan, Ceyda; Özhan, Mehmet ÖzgürAmaç:Minör cerrahideki hastalarda propofole eklenen farklı dozlardaki remifentanil, fentanil ve alfentanilin etkilerini birbirleriyle ve plasebo kontrollü olarak karşılaştırmayı amaçladık. Yöntem ve gereç: Bu çalışma çift kör, çok merkezli (GATA-Ankara ve 100. Yıl Üniversitesi-Van), plasebo kontrollü olarak yapıldı. Etik komite onayından sonra ASA I ve II sınıfı, yetişkin, 18-65 yaş arasında çalışmayı kabul eden 141 hasta çalışmaya alındı. İv. olarak hastalardan grup F’ye (n = 33) 1 μg kg–1 fentanil, grup A’ya (n = 33) 10 μg kg–1 alfentanil, grup R’ye (n = 36) 0,5 μg kg–1 remifentanil ve kontrol grubu C’ye (n = 39) salin, 2,5 mg kg–1 katkısız propofole ilave olarak 30 sn. üzerindeki sürede verildi. 90 sn. sonra LMA yerleştirildi. LMA yerleştirme kolaylığı değerlendirildi. Girişim sayısı, hava yolu sağlama kolaylığı ve hemodinamik değişiklikler kaydedildi.Specialist Thesis Comparison of the Effect of Postoperatively Given Lornoksixam and Paracetamol on Visual Analogue Scale, Hemodinamics and Stres Hormone Response(2009) Özhan, Ceyda; Katı, İsmailBu çalışmanın amacı postoperatif dönemde analjezik olarak kullanılan lornoksikam ve parasetamolün endokrin cevap ve postoperatif analjezi üzerindeki etkilerini karşılaştırmaktır. ASA I-II grubundan, 18-65 yaş arasında, genel anestezi altında tiroidektomi operasyonu uygulanacak olan 60 bayan hasta, Grup L ve Grup P diye adlandırılarak rastgele iki gruba ayrıldı (Grup L; n=30 ve grup P; n=30).Standart anestezi monitorizasyonundan sonra her iki grupta, anestezi indüksiyonu propofol ve fentanil ile yapılırken, endotrakeal entübasyonu kolaylaştırmak için vekuronyum uygulandı. Anestezi idamesi % 60 N20/ % 40 02 karışımı içinde uygulanan % 1-2 Sevofluran ile gerçekleştirildi. ACTH, kortizol, insülin ve büyüme hormonu ölçümleri için hastalardan preoperatif dönemde, ekstübasyondan sonra, postoperatif 1. ve 24. saatlerde kan örneği alınırken, idrardaki katekolamin metabolitlerinin ölçülmesi için operasyondan 12 saat önce ve sonra idrar örnekleri toplandı. Grup L'deki hastalara ekstübasyondan sonra ve postoperatif 12. saatte 8 mg lornoksikam (toplam 16 mg) uygulanırken, grup P'deki hastalara ekstübasyondan sonra ve sonraki 24 saat içerisinde 8 saat arayla 4 defa 1 gram parasetamol (toplam 4 gram) uygulandı. Çalışma süresince ilk bir saatte 10'ar dakika ve daha sonra 4' er saat aralıklarla hemodinamik ölçümler (noninvaziv kan basıncı, oksijen satürasyonu, nabız) ve VAS (Görsel ağrı skalası) değerlendirildi.Gruplar arası karşılaştırıldığında sonra, her iki grupta ekstübasyon sonunda ölçülen ACTH, büyüme hormonu ve kortizol değerlerinde preoperatif ölçüme göre artış, insülin değerinde ise azalma saptandı. Her iki grupta, postoperatif dönemde analjezik kullanılması ACTH, kortizol ve büyüme hormonundaki artışı azaltmakla beraber insülinde artışa yol açtı. Ancak bu etki lornoksikam grubunda daha belirgindi. İdrar katekolamin metabolitlerinde ise postoperatif dönemde artış mevcuttu. Çalışma süresince komplikasyon gözlenmedi.Sonuç olarak, bu çalışma cerrahi stresin stres hormon cevapları üzerinde belirgin etkisi olduğu ve bu etkilerin etkili postoperatif analjezik tedaviyle düzenlenebileceğini göstermektedir. Lornoksikamın postoperatif analjezi bakımından parasetamole göre daha üstün olduğunu ve bunun da lornoksikamın ek antiinflamatuar özelliğinden kaynaklandığını düşünmekteyiz. Yine de, her iki ilaç da postoperatif dönemde ağrı tedavisi için etkili ve güvenilir biçimde kullanılabilir.Anahtar kelimeler: Cerrahi stres, stres hormonları, lornoksikam, parasetamol, tiroidektomiArticle Katetere Bağlı Gelişen Pnömomediyastinum(2009) Göktaş, Uğur; Katı, İsmail; Özhan, Ceyda; Avcu, SerhatSantral venöz kateterizasyon, genellikle miyokard fonksiyon bozukluklarında ve majör kanama gibi durumlarda kullanılmaktadır. Pnömomediyastinum, santral venöz kateterizasyonda ender görülen bir komplikasyondur. Bu sunuda yinelenen santral venöz kateterizasyon girişimleri sonrasında gelişen ve fark edilmemiş pnömomediyastinum nedeniyle radyografik kontrolün önemini vurgulamak istedik.
