Browsing by Author "Üner, Serkan"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Determination of Sedimentological and Structural Geological Properties of Terrestrial Deposits of Lake Erçek Basin (van)(2023) Çetintaş, Ziya; Üner, SerkanDoğu Anadolu Platosu, Arabistan ve Avrasya levhaları arasında meydana gelen Kuzey-Güney sıkışma rejimi ve Bitlis Zagros Kenet Kuşağı boyunca gerçekleşen kıta-kıta çarpışması sonucunda meydana gelmiştir. Çarpışma zonunun kuzeyinde bulunan Erçek Gölü Havzası, bu sıkışmaya bağlı olarak Geç Pliyosen'de oluşmuştur. Havza adını, içerisinde bulundurduğu Türkiye'nin ikinci büyük soda gölü olan Erçek Gölü'nden almaktadır. Bu tez çalışması, Van'ın İpekyolu ve Özalp ilçeleri sınırları içerisinde kalan, yaklaşık 700 km2 alana sahip, D-B uzanımlı Erçek Gölü Havzası'nın jeolojik özelliklerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Erçek Gölü Havzası, Karbonifer-Miyosen yaşlı metamorfik kayaçlar, kireçtaşları, ofiyolitler ve türbidit çökelleri içeren bir temel üzerinde oluşmuştur. Yaklaşık D-B gidişli bindirme/ters faylar tarafından oluşturulan havzanın, jeolojik gelişiminde de bu sıkışma yapıları önemli rol oynamaktadır. Havzanın çökel dolgusunu oluşturan Saray Formasyonu çakıltaşlarının sedimanter fasiyes analizine göre, bu kayaçların örgülü akarsu ortamında çökeldiği belirlenmiştir.Pliyosen-Kuvaterner yaşlı Saray Formasyonu çakıltaşları içerisinde ölçülen fay düzlemlerinin paleogerilim analizleri, havzanın Geç Pliyosen'den günümüze kadar, önce KD-GB doğrultulu sonra da KB-GD doğrultulu sıkışma rejiminin etkisi altında kaldığını göstermektedir. Mevcut deprem kayıtları ve özellikle havza batısındaki fayların yoğun deprem aktivitesine sahip olması, güncel KB-GD doğrultulu sıkışma etkisinin kanıtıdır.Master Thesis Determination of Sedimentological, Structural, and Geomorphological Properties of Pliocene-Quaternary Terrestrial Deposits in Taşdöndüren Basin (güzelsu-Van)(2021) Ağırtaş, Yılmaz; Üner, SerkanAvrasya ve Arabistan plakaları arasında gerçekleşen Kuzey-Güney doğrultulu sıkışma ve sonrasında meydana gelen kıta-kıta çarpışması sonucunda Doğu Anadolu Platosu oluşmuştur. Bu sıkışma tektoniği etkisi ile Doğu Anadolu Platosu'nda bindirme fayları ya da doğrultu atımlı faylar tarafından oluşturulmuş birçok havza bulunmaktadır. Yine bu rejim ile oluşmuş K-G gidişli normal faylar ile oluşmuş havzadan ise şimdiye kadar literatürde bahsedilmemektedir. Bu çalışma Van'ın Güzelsu Bucağı sınırları içerisinde, yaklaşık 200 km2 alana sahip Taşdöndüren Havzası'nın sedimantolojik, yapısal jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bitlis Metamorfitleri, Yüksekova Karmaşığı ve Van Formasyonu türbiditlerinden oluşan bir temel üzerinde Pliyosen'de açılan Taşdöndüren Havzası'nın çökel dolgusu Büyükçay Formasyonu çakıltaşlarından oluşmaktadır. Sedimanter fasiyes analizine göre örgülü akarsu ortamında depolandığı belirlenen bu çökellerin jeolojik gelişiminde iklimsel etkiler yanında tektonizmanın da önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Taşdöndüren Havzası'ndaki kayaçların sedimantolojik, yapısal jeolojik ve jeomorfolojik özelliklerinin belirlenmesi bölgenin Pliyosen ve sonrası jeolojik evriminin anlaşılmasına ışık tutacaktır.Master Thesis Determination of the Geological Properties of the Quaternary Fluvial and Lacustrine Deposits in the Engil Valley (se Part of Lake Van)(2021) Ersayar, İmran; Üner, SerkanArap ve Avrasya plakaları arasındaki çarpıĢma zonunun hemen kuzeyinde bulunan Van Gölü Havzası, K-G sıkıĢma etkisi altında Pliyosen'de meydana gelmiĢtir. Havza, içerisinde dünyanın en büyük soda gölü olan Van Gölü'nü bulundurmaktadır. Van Gölü'ne boĢalan en büyük drenaj sistemlerinden biri olan Engil Nehri'nin vadisinde gözlenen, Kuvaterner yaĢlı travertenler ile gölsel ve akarsu çökellerinin sedimantolojik, jeomorfolojik ve yapısal jeolojik özelliklerinin belirlenmesi bu tez çalıĢmasının konusunu oluĢturmaktadır. Metamorfik kayaçlar, ofiyolitler ve türbidit çökellerinden oluĢan bir temel üzerinde bulunan Engil Vadisi içerisinden, vadiyi D-B doğrultulu olarak kesen Gürpınar Fayı geçmektedir. Kuzeye eğimli bir ters fay özelliği gösteren Gürpınar Fayı'nın konumu ve depremselliği, bu tez çalıĢması kapsamında yapısal ve jeomorfolojik verilerle ortaya konulmuĢtur. Yapılan arazi çalıĢmaları, Engil Vadisi'nin ve içerisinde bulunan kayaç gruplarının jeolojik geliĢiminde Gürpınar Fayı'nın önemli rolü olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Doğu Anadolu, Gürpınar Fayı, Jeomorfoloji, Sedimantoloji, Van, Yapısal jeolojiMaster Thesis Determination of the Structural Properties of the Kuşçu-Akbulak Basin (muradiye-Van)(2024) Hüseyni, Dilan; Üner, SerkanArabistan ve Avrasya levhaları arasında meydana gelen yakınsama ve sonrasında Bitlis Zagros Kenet Kuşağı boyunca gerçekleşen kıta-kıta çarpışması Doğu Anadolu Platosu'nu oluşturmuştur. Çarpışma zonunun kuzeyinde bulunan ve ilk olarak bu çalışma ile isimlendirilen Kuşçu-Akbulak Havzası, bu sıkışmaya bağlı olarak Kuvaterner'de oluşmuştur. Bu tez çalışması, Van'ın Muradiye ilçesi sınırları içerisinde bulunan, yaklaşık 200 km2 alana sahip, Kuşçu-Akbulak Havzası'nın yapısal jeolojik özelliklerinin ortaya konulması amacıyla yapılmıştır. Kuşçu-Akbulak Havzası, Paleozoyik-Miyosen zaman aralığında meydana gelmiş şistler, kireçtaşları, ofiyolitik kayaçlar ve türbiditlerden oluşan bir temel üzerinde bulunmaktadır. Yapılan jeolojik çalışmalar, havzanın KD-GB gidişli sol yanal doğrultu atımlı faylar (Kuşçu ve Çakmak) tarafından oluşturulduğunu göstermektedir. Bölgede bu faylarla birlikte, yaklaşık D-B gidişli bindirme/ters faylar da bulunmaktadır. Havzada ölçülen fay düzlemlerinin paleogerilim analizleri, bölgedeki tüm fayların KKB-GGD doğrultulu bir sıkışma rejimi ürünü olduğunu göstermektedir. Mevcut deprem kayıtları ve odak mekanizması çözümleri, havzadaki doğrultu atımlı faylar ile ters fayların birlikte çalıştığını göstermektedir. Anahtar kelimeler: Doğu Anadolu, Kuşçu-Akbulak Havzası, Paleogerilim analizi, Yapısal jeoloji, VanMaster Thesis Investigation of Sedimentologic, Geomorphologic, and Structural Features of Late Quaternary Fluvial and Lacustrine Deposits in Karasu Valley (East of Lake Van)(2014) Okuldaş, Cansu; Üner, SerkanVan Gölü Havzası'nın önemli akarsularından biri olan Karasu Nehri'nin vadisinde yapılan tez çalışmasında, Karasu Nehri'ne ait eski akarsu çökelleri ile bunlarla girik halde bulunan Van Gölü'ne ait eski göl ve kıyı çökellerinin sedimantolojik, yapısal ve jeomorfolojik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Van Gölü'nde meydana gelen su seviyesi oynamaları ve buna bağlı, akarsu akış rejimindeki değişimlerin belirlenmesi için, akarsu ve göl çökellerinin fasiyes analizi yapılmış, bu çökellerin çökelme alt ortam koşulları yorumlanmıştır. Çalışma alanındaki morfolojik ve yapısal unsurları belirlemek için; topoğrafik haritalardan ve Google Earth uydu görüntülerinden yararlanılmıştır. Yapılmış olan arazi çalışmalarında belirlenen yapısal ve jeomorfolojik veriler, Van Gölü doğusunda 25 km boyunca takip edilen D-B uzanımlı, bindirme karakterli bir fayın varlığını ortaya koymaktadır. Morfolojik ve yapısal veriler yardımıyla özellikleri belirlenen Alaköy Fayı, bölgenin aktif tektoniğinde önemli yer tutmaktadır. 23 Ekim 2011'de meydana gelen Van-Tabanlı depremi (Mw 7.2) sonrasında, artçı sarsıntıların en yoğun olarak görüldüğü bölge olan çalışma alanında, 3 ve üzeri büyüklükte (Mw ≥ 3) bir çok deprem kaydedilmiştir. Alaköy Fayı üzerinden ölçülen fay düzlemi kayma verileri Damian Delvaux'un Paleogerilim Analiz Programı'na (Win Tensor 4.0.4) göre değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar Alaköy Fayı'nın K-G yönlü sıkışma rejimi altında oluştuğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Alaköy fayı, depremsellik, jeomorfoloji, sedimantoloji, yapısal jeoloji, Van Gölü HavzasıMaster Thesis Investigation of the Sedimentological, Structural Geological and Geomorphological Properties of Ağrı Basin (eastern Anatolia)(2019) Demirkaya, Demirkan Fırat; Üner, SerkanAvrasya ve Arabistan plakaları arasındaki çarpışma zonunun kuzeyinde yer alan Ağrı Havzası, sıkışma tektoniğine bağlı olarak Geç Miyosen-Erken Pliyosen'de oluşmuştur. Yaklaşık yelpaze şekilli olarak oluşan havzanın oluşumu ve jeolojik evrimi, havzayı kuzeyden ve güneyden sınırlayan Eleşkirt-Yazıcı Fayı ile Ağrı Fayı'nın aktivitesine bağlı olarak gelişmiştir. Ağrı Havzası'nın çökel dolgusu Bulanık Formasyonu olarak isimlendirilen gölsel çökeller ve akarsu çökelleri ile başlamaktadır. Bu çökelleri Kuvaterner yaşlı akarsu çökelleri ve alüvyon yelpazesi çökelleri takip etmektedir. Ağrı Havzası'nda tez çalışması kapsamında, havzada ve yakın çevresinde bulunan aktif fayların yapısal özellikleri ve depremselliği incelenmiş, özellikle havza çökel dolgusun oluşturan göl ve akarsu çökellerinin sedimantolojik özellikleri ile havzada gözlenen jeomorfolojik unsurlar belirlenmiştir. Elde edilen tüm bu veriler ışığında, Ağrı Havzası'nın oluşum şekli ve jeolojik evrimi ortaya konulmuştur.Master Thesis Investigation of the Structural Characteristics of Yukaridikme Basin (caldiran-Van)(2020) Aksoy, Necmettin; Üner, SerkanArap ve Avrasya plakaları arasındaki çarpışma zonunun hemen kuzeyinde bulunan Yukarıdikme Havzası, K-G sıkışma etkisi altında Kuvaterner'de meydana gelmiştir. Havza, KD-GB gidişli, sol yönlü doğrultu atımlı fay karakterindeki İsmailbaba Fay Zonu içerisinde, Temrenli ve Aşağıdikme segmentlerinin sıçrama yaptığı bölgede yer almakta olup çek-ayır havza özelliği gösterir. Havzanın jeolojik evrimi, günümüzde de aktif bir depremselliğe sahip olan İsmailbaba Fay Zonu tarafından kontrol edilmektedir. Metamorfitler, ofiyolitler ve volkanik kayaçlardan oluşan bir temel üzerinde açılan Yukarıdikme Havzası'nın çökel dolgusu, havza kenarında gelişen alüvyon yelpazeleri ve güncel akarsu çökellerinden oluşmaktadır. Bu tez çalışması kapsamında, Van'ın Çaldıran İlçe merkezinin GD'sunda belirlenen bölge, Yukarıdikme Havzası olarak isimlendirilmiştir. Havzayı oluşturan İsmailbaba Fay Zonu ve bu zonun segmentleri (Temrenli ve Aşağıdikme) yine bu çalışma ile ilk kez tanımlanmıştır. Havzayı oluşturan sol yönlü doğrultu atımlı fay karakteri gösteren bu zonunun depremselliği ve havzada gözlenen jeomorfolojik unsurlar ışığında, Yukarıdikme Havzası'nın oluşum şekli ve jeolojik evrimi ortaya konulmuştur.Article Kargı Yelpaze Deltası'nın (Aksu Havzası, Antalya) Geç Miyosen Evrimi(2011) Dirik, Kadir; Çiner, Atilla; Üner, SerkanMiyosen Aksu Havzası, Afrika-Avrasya dalma batma zonunda, Anadolu yarımadasının güneyinde yer alan bir önül-ke (foreland) havzasıdır. Sığ denizel kırıntılılar ve karbonatlar ile karasal birimlerden oluşan havza çökel dolgusunda, kaba taneli yelpaze deltası çökelleri önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada, Tortoniyen'de havzanın batı kenarında depolanan, Kargı Yelpaze Deltası'nın yapısal ve sedimantolojik özellikleri incelenmiş, yelpaze deltasının gelişimi tektonizma ve deniz seviyesi oynamaları bakımından değerlendirilmiştir. Farklı seviyelerinde yama resifleri bulunan kaba taneli yelpaze deltası istifi, fasiyes özellikleri, çökelme süreçleri ve çökelme alt ortamları (alüvyon yelpazesi, kıyı-lagün, delta önü) bakımından incelendiğinde, yelpaze deltasının hem regresif hem de transgresif gelişim gösterdiği görülmektedir. Ardalanmalı şekilde bulunan karasal ve sığ denizel çökeller ile bunların üzerinde büyüyen mercan resiflerine ait kalıntılar bunun en güzel örnekleridir. Yelpaze deltasının depolanma karakterindeki değişkenlik, bölgesel tektonizma, buna bağlı deniz seviyesi oynamaları ve havzaya taşınan sediman miktarındaki değişimler ile açıklanabilmektedir. Konumu ve paleoakıntı yönleri ile Kargı Yelpaze Deltası, Aksu Havzası'nın oluşumunun ve evriminin anlaşılmasında anahtar bir role sahiptir.Article Pekişmemiş Sedimanlarda Depremlerle Oluşan Deformasyon Yapıları (Sismitler): Van Gölü Havzası, Doğu Anadolu(2010) Üner, Serkan; Üner, Tijen; Yeşilova, Çetin; Yakupoglu, TurkerDoğu Anadolu Platosu’nda yer alan havzalardan biri olan Van Gölü Havzası, sınırları içerisinde dünyanın en büyük soda gölü olan Van Gölü’nü bulundurmaktadır. Bu havza, Geç Pliyosen’de oluşmuş ve Kuvaterner’de etkili olan volkanizma ile son şeklini almıştır. Van Gölü Havzası’nda Kuvaterner yaşlı kumlu-siltli gölsel çökellerde çeşitli deformasyon yapıları bulunmaktadır. Pekişmemiş sedimanlarda sıvılaşma ya da akışkanlaşma sonucu oluşan bu deformasyon yapıları; büklümlü yapılar (basit-karma büklümlü yapılar ve top-yastık yapıları), su kaçış yapıları (tabak ve sütun yapıları) ve yük yapıları (alev yapısı) olmak üzere üç gruba ayrılır. Deformasyon yapıları üst basınç, fırtına kökenli dalgalar, yeraltısuyu seviyesindeki ani değişimler ve sismik sarsıntılarla oluşabilmektedir. Arazi gözlemleri, bölgesel tektonik ve sedimantolojik veriler ile konuyla ilgili önceki çalışmalar değerlendirildiğinde, bu deformasyon yapılarının sismik sarsıntılarla oluştuğu ve sismit olarak adlandırılabileceği sonucuna varılmıştır. Van Gölü Havzası’nda gölsel çökellerde farklı seviyelerde sismitlerin yaygın olarak gözleniyor olması, bölgenin Kuvaterner’de aktif bir tektonizmaya sahip olduğunu göstermesinin yanı sıra, bölgede 5 ve üzeri büyüklüklerde depremlerin sıklıkla meydana geldiğinin bir göstergesidir.Research Project Van Gölü Havzası'nda Depremlerle Oluşandeformasyon Yapılarını (Sismitler) Kullanarak Bölgeiçin M=5 ve Üzeri Büyüklüklerdeki Depremlerinoluşum Sıklığının Araştırılması(2017) Karabıyıkoğlu, Mustafa; Özsayın, Erman; Sağlam, Azad; Üner, SerkanSıvılaşmaya uygun, pekişmemiş sedimanlarda gözlenen deformasyon yapıları deprem dalgaları, ani üst basınç ya da fırtına kökenli dalgalar yardımıyla oluşabilmektedir. Deprem sırasında, şok dalgalarına bağlı sıvılaşma ile oluşan yapılar ?Sismit? olarak isimlendirilmektedir. M ? 5.0 büyüklüklerdeki depremler sırasında oluşabilen sismitler, bir bölgeyi etkileyen depremleri üreten fayın yaklaşık yerinin ve tekrarlanma sıklığının belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, Van Gölü çevresinde, eski göl çökelleri içerisinde bulunan bazı deformasyon yapılarının depremlerle oluştuğu ve sismit olarak tanımlanabileceği belirlenmiştir. Bir bölgedeki deformasyon yapılarının sismit olarak isimlendirilmesi için, yapıyı oluşturan sedimanların tane boyutunun sıvılaşma aralığında olması ve diğer tetikleme mekanizmalarına ait herhangi bir veri bulunmaması gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında sismitlerin belirlendiği 10 ayrı lokasyon için elek analizi ve fasiyes analizleri yapılmıştır. Bu lokasyonlardan alınan 33 adet karot örneği, OSL yöntemiyle yaşlandırılmıştır. Elde edilen veriler bu deformasyon yapılarının bölgede bulunan 4 aktif fay (Erciş, Van-Everek, Gürpınar ve Çakırbey fayları) tarafından oluşturulmuş olabileceğini göstermektedir. Özellikle Erciş Fayı?nın çok yakınında 5 lokasyondan alınan karot örneklerinin analizinden elde edilen yaş verileri, bölgede bulunan sismitlerin önemli bir kısmının 200 yıl ara ile oluştuğunu göstermektedir. Bu veri Erciş Fayı?nın yaklaşık 200 yılda bir M ? 5 büyüklüğünde deprem ürettiğini ortaya koymuştur. Bu 200 yıllık tekrarlanma aralığının tüm Van Gölü Havzası için geçerli olduğu düşünülmektedirArticle Van Gölü’nün (Doğu Anadolu) Holosen Kıyı Şeridi Gelişimi Üzerindeki Doğal ve İnsan Kaynaklı İtici Güçler: Jeolojik Bir Yaklaşım(2022) Üner, SerkanGöl kıyıları iklimsel, hidrolojik ve insan kökenli değişimlere oldukça duyarlıdır. Bu alanlar aynı zamanda doğal itici güçler ile insan kökenli değişimler arasındaki etkileşimi ortaya koymaktadır. Van Gölü kıyıları, doğal süreçler ve insan aktivitesinden önemli şekilde etkilenen dinamik alanlardır. Bu çalışma Van Gölü kıyı gelişimine ve bununla ilişkili itici güçlere odaklanmaktadır. Kıyı çizgisi değişimini etkileyen doğal süreçler kaya türü, su seviyesi oynamaları, dalga ve akıntılar, tektonizma ve flüvyal süreçler olarak belirlenmiştir. Van Gölü’nün doğu kıyıları, doğal aşınma ve depolanma süreçleri bakımından en duyarlı alanlardır. Dünya popülasyonunun önemli bir kısmının kıyılarda yaşaması gibi, bölge insanı da yaşamak için Van Gölü kıyılarını tercih etmektedir. Kıyı yerleşimleri ile setler ve limanlar gibi kıyı koruma yapıları, aşınma, sediman taşınması ve depolanma gibi doğal süreçleri olumsuz etkilemektedir. Barajlar ve nehir ıslah kanalları da, göle taşınan sediman miktarını azalttığı için dolaylı olarak kıyı gelişimini etkilemektedir. Bu insan kaynaklı baskılar, kıyı gelişimi üzerindeki doğal dengeyi tümüyle değiştirmektedir. Tüm bu çevresel faktörler, Van Gölü kıyı alanının mevcut koşullarının bir göstergesidir ve bu alanın korunması ve yönetimine ilişkin değerlendirmelerde daha geniş bir perspektif sunmaktadır.