Browsing by Author "İlik, Zehra Akman"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Evaluation and Cyto-Histopathological Comparison of Thyroid Fine Needle Aspirations in Van Yüzüncü Yıl University Dursun Odabaş Medical Center According To Bethesda Reporting System(2023) Arvas, Mehmet Selim; İlik, Zehra AkmanTiroid kanserleri tüm kanserlerin %1-3'ünü oluşturmaktadır. Ancak hem dünyada hem de ülkemizde sıklığı giderek artmaktadır. Bethesda sistemi 2017 yılında bazı noktalarda revize edildi. Bu çalışmada bölümümüzde 2015-2021 yılları arasında tanı alan tiroid aspirasyonlarını Bethesda sistemi'ne göre sınıflandırarak arşivlemeyi, yıllara göre tanı karşılaştırmasını yapmak ve sonrasında aspirasyon sonuçlarını mevcutsa histopatolojik tanılar ile korelasyonunu değerlendirmeği amaçladık. Literatür taramalarımızda Van yöresinde böyle bir çalışmaya rastlamadık. Bu veriler ile mevcut literatür ve diğer merkezlerin verileri ile karşılaştırarak bölgenin büyük merkezlerinden olan hastanemizin aspirasyon prediktif değerlerinin ortaya konması amaçladık. Çalışmamızda Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi'ne Ocak 2015-Eylül 2021 yılları arasında başvuran ve Tiroid ince aspirasyon sitolojisisi (TİİAS) yaptıran hastalar dahil edilerek göre arşiv taraması yapıldı. Biyopsi sonrası cerrahi müdahele yapılan histopatolojik tanıları olan vakalar arşivden seçilerek çalışmamıza dahil edildi. TİİAS yapılan olgular Bethesda sistemi'ne göre kategorize edilerek sınıflandırıldı; sitopatolojik tanılar karşılaştırıldı; her tanı için malignite oranları hesaplandı. Merkezimizde Ocak 2015-Eylül 2021 yılları arasında 6969 hasta TİİAS yaptırdığı tespit edildi. TİİAS yapılmış hastanın 1607(%23)'nün histopatolojik tanısının olduğu saptandı. TİİAS sonuçları %22,4'ü nondiognostik, %50,8'ne benign, %15,2'i Önemi belirsiz atipi (ÖBA), %2,2'i FN/FNŞ, %5,9'u malignite şüphesi, %3,6'sı malign pozitif olarak saptanmıştır. Bethesda sistemine göre nondiagnostik İİAS sonucu olan 108 olgunun 78'i benign, 30' malign histopatolojik tanısı almış ve malignite risk oranımız (ROM) %27.8'dir. Benign İİAS sonucu olan 629 olgunun 574'i benign, 55'i malign histopatolojik tanısı almış ve ROM %8.7'dir. ÖBA İİAS sonucu olan 215 olgunun 131'i benign, 84'i malign histopatolojik tanısı almış ve ROM %39,1'dir. FN/FNŞ İİAS sonucu olan 113 olgunun 52'i benign, 61'i malign histopatolojik tanısı almış ve ROM %54'dir. Malignite şüphesi İİAS sonucu olan 328 olgunun 63'i benign, 265'i malign histopatolojik tanısı almış ve ROM %80'dir. Malign İİAS sonucu olan 214 olgunun 13'ü benign, 201'i malign histopatolojik tanısı almış ve ROM %93,9'dur. İİAS sonrası cerrahi müdahele yapılan1607 hastanın 911'ine (%56.7) benign tiroid hastalıkları, 696'sine (%43.3) ise malign tiroid tanısı konulmuştur. Tanısal İİAS sitolojik tanı grupları malignite şüphesi ve malignite tanıları bir olarak gruplandırılıp sitolojik benign hastalık grubu ile kıyaslandığında, İİAS'nin duyarlılığı %89,4, özgüllüğü %88,3, PPD %86, NPD %91,3 ve doğruluk oranı ise %88,8 olarak hesaplanmıştır. Bu sınıflamaya göre yapılan Kappa analiz sonuçlarına göre İİAS ile nihai histopatolojik tanı arasında istatistiksel olarak anlamlı ve yüksek düzeyde (yeterli) bir uyumluluk olduğu saptandı (κ=0,774; p<0.001). Bölümüzde tiroid İİAS'lerdeki en önemli problem Nondiagnostik ve ÖBA oranımızın yüksek olmasıdır. Bu durumun önüne geçmek için yapılacak İİAS'lerin deneyimli kişiler tarafından USG eşliğinde yapılması, nodülün farklı yerlerinden çoklu örneklem yapılması ve prepasyon sorunların önüne geçilmesi gerekmektedir. ÖBA ROM oranımız (%39,1) literatürden fazla bulunmuştur. ÖBA tanısı alan olgularımızın malignite açısından literatürde bildirilen ve önerilenden daha fazla malignite kuşkusu içermesi nedeniyle merkezimizde radyolojik özelliklerin de dikkate alındığı yeni çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Reclassification and Cyto-Histopathological Comparison of Fine Needle Breast Aspirations at Van Yüzüncü Yil University Dursun Odabaş Medical Center According To Yokohama Reporting System, Van Yüzüncü Yil University, Faculty of Medicine, Department of Pathology, Specialization Thesis(2021) Karakoyun, Feyruz; İlik, Zehra AkmanBu çalışmada; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Patoloji Laboratuvarı'nda, Ocak 2011-Eylül 2020 yılları arasında, meme ince iğne aspirasyonu ve bunlara ait meme biyopsisi bulunan patoloji raporları kullanıldı. Bu dönemdeki raporlar geriye dönük olarak tek tek taranarak tüm sitoloji raporları ayıklandı. Daha sonra biyopsisi olan olgular histopatoloji arşivinden ayıklanarak çalışmaya dâhil edildi. Çalışmamıza 10 yaş ve üstü hastalar dâhil edildi. Olgular yaşları, cinsiyetleri ve hastalık tanıları olarak kategorize edildi. Çalışmada kullandığımız tüm sito-histopatolojik tanılar arşivimizdeki veriler kullanılarak oluşturuldu. Olgular Yokahama sistemine göre yeniden sınıflandırıldı; sitohistopatolojik tanılar karşılaştırıldı; her tanı grubu için malignite oranları hesaplandı. Hastanemizde Ocak 2011-Eylül 2020 yılları arasında Meme İnce İğne Aspirasyon Sitolojisi (İİAS) yapılan 1866 hasta tespit edildi. Memeden İİAS yapılan 1866 hastanın 138 (%7.4) 'ine biyopsi yapıldığı saptandı. İİAS sonucu yeterli hücre içermeyen 653 hastanın 25'ine biyopsi yapılmış ve bu grupta malignite riski %36 olduğu; İİAS sonucu benign olarak belirlenen 872 hastadan 60'ına biyopsi yapılmış ve bu hastalarda malignite riski %6.7 olarak tespit edildi. İİAS'de sitolojik atipi saptanan 154 hastanın 15'ine biyopsi yapılmış ve bu hastalarda malignite riskinin %46.7 olduğu; sitolojik malignite kuşkulu 59 hastanın 8'ine biyopsi yapılmış ve malignite riskinin %87.5 olduğu; sitolojik malignite saptanan 128 hastanın 30'una biyopsi yapılmış ve bu hasta grubunda malignite riskinin %100 olduğu mevcut verilerden saptandı. İİAS sonrası tru-cut biyopsisi veya tanısal cerrahi eksizyonel/insizyonel biyopsi ile verifiye edilen 138 hastanın 81'ine (%58.7) benign meme hastalıkları, 57'sine (%41.3) ise malign meme hastalıkları nihai tanısı konulmuştur. Tüm sitolojik tanı sınıflamaları içinde, malign sitoloji tanısının duyarlılığı %53, özgüllüğü %100, pozitif prediktif value (PPV) %100, negatif prediktif value (NPV) %75 ve doğruluk oranı ise %80 olarak hesaplanmıştır. Yapılan Kappa analiz sonuçlarına göre İİAS ve biyopsi arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede çok yüksek düzeyde bir uyum olduğu saptandı. (κ=0,903; p=<0,001). Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi tıp Fakültesi Patoloji Bölümünde tanısı konmuş 1800'de fazla hastanın meme sitoloji tanıları üzerinde prevalans çalışması yapıldı. Olgular Yokahama sistemine göre yeniden sınıflandırıldı. Sito/histopatolojik tanılar karşılaştırıldı. Her tanı grubu için malignite oranları hesaplandı. Yokohama sistemi henüz çok yeni olduğundan yaptığımız literatür çalışmasında ülkemizde ve dünyada yapılmış çok az sayıda çalışma olduğunu gördük. Çalışmamız bu alanda yapılmış sınırlı sayıda araştırmadan biri olması sebebiyle yapılacak benzer çalışmalar açısından literatüre değerli katkılar sunacaktır.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge The Role of the Golgi Phosphoprotein 2 in Neoplastic Lesions of the Cervix Uteri and Comparison of That Marker With Human Papillomavirus, P16 and Ki-67(2018) İlik, Zehra Akman; Bayram, İrfanAMAÇ: Serviks kanseri (SK), dünyada kadınlar arasında kansere bağlı morbidite ve mortaliteye neden olan en yaygın kanserlerden biridir. Golgi fosfoprotein 2 (GOLPH 2) geni, 73 kilodalton ağırlığında, GOLM1 geni tarafından kodlanan, tip II transmembran glikoprotein olup bir dizi kanserin progresyonu ve agresivitesi ile ilişkili bulunmuştur. Çalışmamızda serviksin prekürsör lezyonlarının derecelendirilmesinde ve ayırıcı tanısında kullanılan p16 ve Ki-67 gibi belirteçlerle GOLPH 2 ekspresyonunu karşılaştırmayı hedefledik. Ayrıca SK'lerinin ve serviksin prekürsör lezyonlarının majör etkeni olan yüksek riskli Human Papillomavirüs (HR HPV) ile genellikle viral enfeksiyonlarda artan ve karsinogenezis ile ilişkili bulunan GOLPH 2 proteini arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Nonneoplastik serviks (Kontrol) tanılı 19, düşük dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (LSIL; CIN I) tanılı 22, yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (HSIL; CIN II) tanılı 21, yüksek dereceli skuamöz intraepitelyal lezyon (HSIL; CIN III) tanılı 19 ve serviks skuamöz hücreli karsinom (SHK) tanılı 35 olgudan oluşan toplam 116 vaka belirlendi. Tüm vakalara p16, Ki-67 ve GOLPH 2 antikorları ile immünhistokimyasal boyama yapıldı. LR HPV ve HR HPV in situ hibridizasyon (ISH) yöntemi ile olguların sinyal paternleri araştırıldı. Ayrıca SHK olguları iyi (10 olgu), orta derecede (14 olgu) ve az diferansiye (11 olgu) olmak üzere 3 gruba ve erken evre 13 olgu ile ileri evre 22 olgu içeren 2 gruba ayrıldı. BULGULAR: Çalışmamızda GOLPH 2 ile kontrol grubunda %0, LSIL (CIN I) grubunda %0, HSIL (CIN II) grubunda % 33, HSIL (CIN III) grubunda % 52, SHK grubunda % 91 ''yüksek'' ekspresyon izlendi. p16 ile 71 olguda (%61,2) ve Ki-67 ile 44 olguda (%37,9) ''yüksek'' ekspresyon görüldü. LR HPV ISH ile 22 olguda pozitif boyanma ve HR HPV ISH ile 18'inde '0' (%15,5), 3'ünde epizomal (%2,6), 54'ünde integre (%46,6) ve 41'i mikst (%35,3) sinyal paterni izlendi. SONUÇ: Çalışmamızda; GOLPH 2'nin, serviksin prekürsör lezyonlarının tanısında p16 ve Ki-67'yle birlikte kullanılabileceği, LSIL/HSIL ve LSIL/SHK ayrımında faydalı olduğu görüldü. Bulgular GOLPH 2'nin, serviksin prekürsör lezyonlarının progresyonunda ve karsinogenezisinde rolü olduğunu düşündürmektedir. İleri evre SHK'lerde yüksek GOLPH 2 ekspresyonu nedeniyle tümörün agresivitesi ve prognostik önemi ile ilişkili olabileceği kanaatindeyiz. HR HPV ile SIL progresyonu arasında anlamlı bir ilişki saptanırken, LR HPV ile benzer sonuçlar elde edilemedi. GOLPH 2 ''yüksek'' ekspresyonuyla HR HPV enfeksiyonu arasında ve özellikle de HR HPV'nin integre sinyal paterniyle ile ilişkili olduğu bulundu. GOLPH 2'nin SHK diferansiasyonu ile ilişkisi saptanmadı.