Browsing by Author "Şensoy, Suat"
Now showing 1 - 20 of 46
- Results Per Page
- Sort Options
Article Biyokömür ve Çiftlik Gübresi Uygulamalarının Ispanakta Bazı Büyüme ve Gelişme Parametreleri Üzerine Etkileri(2024) Sadak, Aynur; Sadak, Aynur; Şensoy, Suat; Şensoy, Suat; Kına, EsraVan ekolojik koşullarında biyokömür ve çiftlik gübresi uygulamalarının ıspanakta bazı büyüme ve gelişme parametreleri üzerine etkilerini belirlemek amacıyla iki yıl boyunca sonbahar ve ilkbahar dönemlerinde yürütülen bu çalışmada, Matador ıspanak çeşidi kullanılmıştır. Uygulama olarak; kontrol ve kimyasal gübre (KG) (N:P:K: 12kg:8kg:12kg) uygulamasının yanında, KG’ye ilave edilen 3 farklı çiftlik gübresi (1, 2 ve 3 ton koyun gübresi/da) uygulaması ve KG’ye ilave edilen 3 farklı biyokömür (100, 200 ve 300 kg meşe odun kömürü/da) uygulaması yer almaktadır. Tesadüf parselleri deneme bloklarına göre dizayn edilen denemede, 8 gübre uygulaması, 2 tohum ekim dönemi (sonbahar dönemi (15 ekim) ve ilkbahar dönemi (15 mart) 3 tekerrürlü olarak toplamda 48 uygulama parseli oluşturulmuştur. Parsellere tohum ekimi çizi usulü ile yapılmıştır. Ispanakta incelenen bazı parametreler (sürgün yaş ağırlığı (g), sürgün kuru ağırlığı (g), bitki boyu (cm), yaprak kalınlığı (mm), gövde çapı (mm), sapa kalma oranı (%) ve toplam verim (kg/da)) doğrultusunda kullanılan gübre uygulamalarının istatistiki olarak önemli sonuçlar verdiği; Çiftlik gübresi 3 ton/da + kimyasal gübre uygulaması, en yüksek sürgün yaş ağırlığı (293.52 g), sürgün kuru ağırlığı (28.77 g), bitki boyu (37.25 cm), gövde çapı (9.33 mm) ve toplam verim (1502.9 kg/da) değerlerine ulaşırken, kontrol uygulamasının tüm bu parametrelerde en düşük değerlere sahip olduğu belirlenmiştir. Gübre uygulamaları arasında gözlenen farklılıklar, çiftlik gübresi uygulamalarında doz arttıkça bitki gelişimi ve verimde önemli artışların elde edildiğini göstermektedir. Ayrıca, biyokömür gübresinin de organik bir materyal olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Comparison of Variation Among Various Sihke Melon Populations With Phenological Method(2008) Şahin, Umut; Şensoy, SuatBu araştırmada, Van Merkez ilçesinden toplanmış olan değişik Sıhke kavun populasyonları arasındaki genetik akrabalık derecelerinin, fenotipik belirteçlerle belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ana materyalini değişik kaynaklardan elde edilmiş 15 adet Sıhke kavun genotipi oluşturmuştur. Bunlara ek olarak 2 adet yabancı standart kavun genotipi (Sembol F1 ve Sempati F1) ve Van Gölü Havzasından toplanmış fakat henüz karakterize edilmemiş 13 adet yerli kavun genotipi fenotipik karakterizasyon çalışmalarına dahil edilmiştir. Araştırmanın yetiştiricilik kısmı 2007 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bahçe Bitkileri Araştırma ve Uygulama Bahçesinde, Van koşullarında yaz aylarında yürütülmüştür. Fenotipik karakterizasyonda kullanılmak üzere, kavun genotiplerine ait toplam 67 adet ölçüm veya gözlemden yararlanılmıştır. Kavun genotipleri arasındaki genetik akrabalık dereceleri, fenotipik veriler kullanılarak elde edilen Öklid matrislerinden dendrogramlar, 2 ve 3 boyutlu ölçeklemeler oluşturularak incelenmiştir.Bu çalışmayla birlikte, Van yöresi Sıhke kavun populasyonlarının, yabancı ve yerli genotiplerle karşılaştırmalı olarak fenolojik ve morfolojik özellikleri ortaya çıkartılmıştır. Bununla birlikte Sıhke kavun populasyonunun kendi içerisindeki ve diğer yerli ve yabancı genotiplerle aralarındaki genetik ilişkiler ortaya çıkartılmıştır. Elde edilen fenolojik ve morfolojik veriler yardımıyla, toplanan bu kavun materyallerinin özellikleri belirlenmiş ve ileride ıslah çalışmalarında kullanılmak üzere önemli gen kaynakları belirlenmiştir. Sonuç olarak, elde edilen verilerin kavunda gen kaynaklarının yönetiminde kolaylık sağlayacağı, gen bankalarının ve ıslahçıların işlem gücü ve masraflarını büyük ölçüde azaltacağı ve ıslah çalışmalarına kaynak oluşturacak genotiplerin belirlenmesinde faydalı olacağı düşünülmektedir.Anahtar Sözcükler: Fenolojik, karakterizasyon, kavun, SıhkeDoctoral Thesis Determination of Drought and High Temperature Tolerant and Sensitive Bean Genotypes in Lake Van Basin(2014) Kabay, Turgay; Şensoy, SuatBu tez çalışmasında, Van Gölü Havzası'nda yetiştirilen 48 adet fasulye genotipinin kuraklığa ve yüksek sıcaklığa dayanıklılık durumları farklı ölçüm, analiz ve yöntemlerle belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, bu genotipler arasından seçilen 2 adet tolerant ve 2 adet hassas fasulye genotipi ile kuraklık ve yüksek sıcaklık stres koşullarında geliştirilen korunma mekanizmaları ve bu iki farklıstrese toleransın fizyolojik mekanizmalarıarasındaki ilişki ve bağlantılar olup olmadığının ortaya çıkarılması amacıyla iyon regülasyonu (Na, K ve Ca) ve antioksidatif enzim aktiviteleri (MDA, CAT, APX ve SOD) de ayrıntılı olarak çalışılmıştır. Çalışma sonucunda, kuraklık ve yüksek sıcaklık stresinin fasulye genotiplerinde bitki büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkilediği ve fasulye genotiplerinin stres faktörlerine karşıfarklıtepkiler verdiği belirlenmiştir. Özellikle antioksidatif enzim aktivitelerinin ve iyon regülasyonunun tolerant fasulye genotiplerinde kuraklık ve yüksek sıcaklık stresine toleransta oldukça etkili olduğu gözlenmiştir. Elde edilen sonuçlar ışığında kuraklık ve yüksek sıcaklık streslerinin detaylı incelenen tolerant genotiplerde genelde benzer mekanizmalarıharekete geçirdiği, iyon regülasyonu ve enzimatik değişimler çerçevesinde fasulye genotiplerinin kuraklık stresinden daha fazla olumsuz yönde etkilendiği tespit edilmiştir.Doctoral Thesis Determination of Genetic Relatedness Anthracnose Diseae (Colletotrichum Lindemuthianum) (Sacc. and Magnus) Lambs. Scrib.) Resistance With Phenotypic and Molecular Methods Among Bean Genotypes in Lake Van Basin(2012) Ekincialp, Aytekin; Şensoy, SuatVan Gölü havzasının değişik yörelerinden toplanmış olan toplam 95 fasulye genotipinin genetik akrabalık ilişkileri hem fenotipik hem de moleküler yöntemlerle incelenmiştir. Bunun yanı sıra fasulye genotiplerinin antraknoz hastalığının 11 no'lu izolatına karşı dayanıklılık durumları klasik hastalık bulaştırma yöntemiyle; antraknoza dayanıklılık genleri ile ilişkili moleküler belirteçlerin mevcudiyeti ise 4 SCAR ve 1 RAPD primeri kullanılarak belirlenmiştir.Fenotipik yöntemde, fasulye genotiplerine ait 61 adet ölçüm veya gözlemden yararlanılmış; moleküler yöntemde ise 28 primerden elde edilen 219 adet polimorfik ISSR belirteci ve 10 primerden elde edilen 76 adet polimorfik RAPD belirteci kullanılmıştır. Fasulye genotipleri arasındaki genetik akrabalık dereceleri, fenotipik ve moleküler veriler kullanılarak elde edilen değişik matrislerden (Öklid ve Jaccard katsayı matrisleri) dendogramlar ile iki ve üç boyutlu ölçeklemeler oluşturularak incelenmiştir.Fenotipik olarak incelenen genotiplerin % 69.5'nin Güney Amerika (Andean) ve % 30.5'nin Orta Amerika (Mesoamerican) orijinli olduğu ve genotipler arasında yüksek genetik çeşitliliğin olduğu saptanmıştır. Moleküler değerlendirmede kullanılan iki moleküler belirteç sistemi (ISSR ve RAPD) arasında orta seviyede (r > 0.54) korelasyon (P<0.001) belirlenirken, kullanılan iki katsayı matrisleri (Öklid ve Jaccard) arasında yüksek seviyede (r > 0.88) korelasyon (P<0.001) tespit edilmiştir.Fenotipik ve moleküler verilerin birlikte incelenmesi sonucunda, Güney Amerika ve Orta Amerika orijinli genotiplerin; bodur ve sırık genotiplerin; beyaz, diğer tek renkli ve çok renkli tohumlara sahip genotiplerin ayrı ayrı kümelenmelerde yer aldıkları gözlenmiştir. Bunun yanında özellikle G30, G89, G14 ve G28 gibi genotiplerin farklı dallanma ve pozisyonda oldukları gözlenmiştir. Van Gölü havzası fasulye genotipleri arasında yüksek bir genetik çeşitliliğin yanı sıra yöreler bazında da özellikle Van-Gevaş, Van-Erciş ve Bitlis-Tatvan orijinli genotipler arasında nispeten yüksek bir genetik çeşitlilik belirlenmiştir.Antraknoz hastalığının 11 no'lu izolatına karşı yapılan yapay inokulasyonda 4 tane dayanıklı genotip (G9, G12, G30 ve G86) belirlenmiştir. Moleküler yöntemlerde ise, 82 genotipin Co-42, 54 genotipin Co-4, 6 genotipin Co-10, 39 genotipin Co-6 ve 15 genotipin de Co-15 dayanıklılık genleri ile ilişkili belirteçleri taşıdığı belirlenmiştir. Sadece G81 no'lu genotip çalışılan bütün dayanıklılıkla ilişkili belirteçlere sahip olurken; G27, G28, G40, G76, G86 ve G89 no'lu genotiplerin çalışmada incelenen moleküler belirteçlerin hiçbirini taşımadığı belirlenmiştir.Anahtar kelimeler: Antraknoz, Belirteç, Fasulye, Genetik çeşitlilik Fenotipik ve moleküler karakterizasyon.Doctoral Thesis Determination of Genetic Variation and Antracnose Disease (Colletotrichum Lindemuthianum (Sacc. and Magn.) Lambs. Scrib.) Resistance With Phenotypic and Molecular Methods Among Some Bean Genotypes of Turkey(2012) Erdinç, Çeknas; Şensoy, Suat; Türkmen, ÖnderTürkiye'deki bazı fasulye genotipleri arasından seçilen 96 adet fasulye genotipi arasındaki genetik ilişkiler fenotipik ve moleküler belirteçler yardımıyla incelenmiştir. Bunların dışında kontrol çeşitlerinin de dahil edildiği genotiplerin ülkemizde yaygın olarak görülen ve yetiştiricilikte önemli bir sorun ve ekonomik kayıp oluşturan antraknoz hastalığı etmeni Colletotrichum lindemuthianum fungusunun 55 nolu ırkına karşı dayanıklılığı yapay inokülasyon yöntemi ile değerlendirilmiştir. Ayrıca, moleküler yöntemler kullanılarak fasulye genotiplerindeki antraknoza dayanıklılık genleriyle ilişkili belirteçlerin varlığı araştırılmıştır.Fenotipik karakterizasyon için 71 adet morfolojik özellik incelenmiş ve bunlar arasında yüksek korelasyon gösterenler değerlendirme dışı bırakılarak toplam 61 adet özellik kullanılmıştır. Moleküler karakterizasyonda net ve okunabilir bant veren 21 ISSR ile 8 RAPD primerine ait veriler kullanılmış; ISSR yönteminde 358 ve RAPD yönteminde ise 116 polimorfik bant elde edilmiştir. Fenotipik karakterizasyonda Öklid, moleküler karakterizasyonda ise Öklid ve Jaccard benzerlik indeksleri kullanılarak dendogram, 2 ve 3 boyutlu ölçeklendirmeler (MDS) oluşturularak genotipler arasındaki akrabalık ilişkileri belirlenmeye çalışılmıştır.Elde edilen veriler ışığında incelenen genotipler arasında belirgin fenotipik ve moleküler genetik farklılıkların olduğu; genotiplerin özellikle tohum özelliklerinde gösterdiği farklılıklara göre % 52 Güney Amerika (Andean) ve % 48 Orta Amerika (Mesoamerican) gruplarını temsil ettiği belirlenmiştir. Bunların yanı sıra Nei ve Shannon katsayıları kullanılarak genetik varyasyon ölçütleri belirlenmiş ve genotipler arasında yüksek genetik çeşitliliğin olduğu saptanmıştır.Colletotrichum lindemuthianum etmeninin neden olduğu antraknoz hastalığına dayanıklılığın belirlenmesinde yapılan yapay inokülasyon çalışmalarında 0-9 skalasına göre değerlendirilen genotiplerin 20 tanesinin 0-3 arasında değer alarak dayanıklı, 105 genotipin ise 4-9 skala değeri alarak duyarlı olduğu belirlenmiştir. Yine moleküler belirteçler yardımıyla genotiplerin daha çok Orta Amerika (Mesoamerican) kökenli Co-4, Co-42 ve Co-6 genleriyle ilişkili belirteçlere sahip oldukları görülmüştür.Master Thesis Determination of Germination and Emergence Characteristics in Different Growing Media of Cağ (bilacunaria Microcarpa) Plant Growing in Van Lake Basin(2025) Tuyer, Veysel Murat; Şensoy, SuatBu çalışma, Van gölü havzasında yetişen Cağ [Bilacunaria microcarpa (Sinonim, Hippomarathrum microcarpum (M.Bieb) B.Fedtsch.)] bitkisinin kültüre alınabilme potansiyelinin araştırılması, tohum çimlenme ve farklı ortamlarda çıkış özelliklerinin belirlenebilmesi, Cağ bitkisinin genetik çeşitliliğinin korunması ve tarımsal üretimde çeşitliliğin arttırılması sağlanabileceği amacıyla Cağ bitkisinin çimlendirme potansiyeli belirlenmiş ve fide çıkış denemesinde kontrol grubu olarak kullanılan toprak ile torf, perlit, kum, çiftlik gübresi ve bu ortamların birbiriyle kombinasyonlarının Cağ bitkisinin çıkış özelliklerinin belirlenmesinde kullanılma olanakları araştırılmıştır. Çalışmada çimlendirme denemesinde yeterli çimlenme olmadığından, tohumlar katlamaya tabi tutulmuştur. Çalışmanın fide çıkış denemesinde yetiştirme ortamı olarak 1: %100 toprak (kontrol) 2: %50 toprak + %50 torf 3: %50 toprak + %50 perlit 4: %50 toprak + %50 kum 5: %50 toprak + %50 çiftlik gübresi 6: %20 toprak + %20 torf + %20 perlit + %20 kum + %20 çiftlik gübresi kullanılmıştır. Çalışma altı uygulama, dört tekkerrürde. 2 farklı bölgeden alınmış tohumlarla viyollerde tesadüf parselleri deneme desenine göre yürütülmüştür. Çalışma sonunda fide çıkış zamanı, fide çıkı hızı, sürgün boyu, sürgün yaş ve kuru ağırlıkları, kök boyu, kök yaş ve kuru ağırlıkları, yaprak sayısı gibi parametreler Duncan çoklu karşılaştırma testi ile değerlendirilmiştir. Sonuç olarak; bu çalışma ile Cağ bitkisinin Bitlis ili koşullarında uygun ortam ve sıcaklık değerlerinde, tohumların uzun katlama süresine tabii tutulması halinde çıkış oranında önemli artışlar olmuştur. Van genotipinin (Genotip2), Bitlis genotipine (Genotip1) göre daha iyi sonuçlar verdiği ve fide yetiştirme ortamı bakımından da %50 toprak + %50 torf uygulamasının birçok özellikte ön plana çıktığı gözlemlenmiştir. Cağ bitkisi ile yapılacak çalışmalarda tohumların düşük sıcaklıkta bekleme ihtiyacının giderilmesinin hedefe ulaşmayı kolaylaştıracağı ve uygun yetiştirme ortamlarında tohumların daha erken yetişeceği vurgulanmıştır.Article Determination of Suitable Sowing Dates for Spinach Production in Van Ecological Condition(2011) Türkmen, Önder; Şensoy, Suat; Gorgun, YaseminVan koşullarında ıspanak yetiştiriciliği için uygun ekim zamanlarını belirlemek amacıyla iki yıl yürütülen bu çalışmada, sonbahar ekimi-ilkbahar hasadında üç ekim zamanı (Ekim ayı ortası, Kasım ayı başı ve ortası), ilkbahar ekimi-ilkbahar hasadında ise dört ekim zamanı (Mart ayı ortası, Nisan ayı başı, ortası ve sonu) uygulanmıştır. Birinci yıl Meridian ve Spinoza çeşitleri, ikinci yıl ise sadece Spinoza çeşidi kullanılmıştır. İlk yıl tohum ekim zamanları içerisinde en yüksek toplam verim, ortalama 4.00 t/da ile Ekim ayı ortası ekim zamanından elde edilmiştir. İlk yıl Spinoza çeşidinin ortalama verimi, Meridian çeşidinin ortalama veriminden 0.31 t/da daha yüksek bulunmuştur. İkinci yıl tohum ekim zamanları içerisinde en yüksek toplam verim, 4.57 t/da ile yine Ekim ayı ortası ekim zamanından elde edilmiştir. Her iki yılda da ilkbahar ekimlerinde sapa kalkma sorunuyla karşılaşılmıştır.Master Thesis Determination of the Yield and Quality Parameters of Some Capia Type Pepper Cultivars in Diyarbakir Conditions(2023) Ateş, Şükran; Şensoy, SuatÇalışma, Diyarbakır koşullarında bazı kapya biber çeşitlerinin verim ve kalite parametrelerini belirlemek amacıyla Gap Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Meerkezi Müdürlüğü' nde tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede 10 adet kapya biber çeşidi kullanılmıştır. Çalışmada agronomik ve fenolojik olarak çiçeklenme zamanı, bitki boyu, gövde kalınlığı, yaprak uzunluğu, yaprak genişliği, boğum arası uzunluğu, meyve uzunluğu, meyve çapı, meyve sap uzunluğu, meyve et kalınlığı ve dekara verim; kalite özellikleri olarak SÇKM (briks), pH, titre edilebilir asit ve C vitamin gibi özellikler belirlenmiştir. Deneme sonucunda çeşitlerin 441.28-1474.50 kg/da arasında verim değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, çeşitlerin % 50 çiçeklenme zamanının 21 Haziran-30 Haziran, bitki boyunun 47.34-58.08 cm, gövde kalınlığının 11.61-14.89 mm, yaprak uzunluğunun 82.71-109.72 mm, yaprak genişliğinin 37.40-52.08 mm, boğum arası uzunluğunun 39.28-54.64 mm, meyve uzunluğunun 79.64-125.33 mm, meyve çapının 24.63-42.80 mm, meyve sap uzunluğunun 21.31-37.65 mm, meyve et kalınlığının 2.41-3.83 mm, SÇKM değerinin 9.09-12.90 briks, pH değerinin 5.34-5.52, titre edilebilir asitliğinin % 3.03-3.74 ve C vitamini değerlerinin ise 1.05-2.18 mg/100 g arasında değiştiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak; incelenen bütün parametreler bakımından öne çıkan belirli bir çeşidin olmadığı görülmüş olup; yaprak uzunluğu, yaprak genişliği ve yaprak sap uzunluğu değerleri bakımından Diyar çeşidinin ön plana çıktığı belirlenirken, önemli bir kriter olan olan verim değerinde Semerkand çeşidinin en yüksek değere sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, insan vücudu için gerekli olana vitaminler arasında yer alan C vitamin tayini bakımından ise Bursa Yağlık çeşidinin ön plana çıktığı görülmüştür.Article Diyarbakır İli Bazı Yerel Kavun Genotiplerinin Meyve Özellikleri(2020) Tatar, Mevlüde; Şensoy, SuatBu çalışmada Diyarbakır merkez köyleri, Çermik ilçe ve köylerinden toplanan 18 yerli kavun genotipinde UPOV (2006+2014) TG/104/5 Rev kriterlerine göre meyve ağırlığı, meyve uzunluğu, meyve çapı, meyve şekil indeksi, SÇKM, meyve şekli, meyve et rengi, kabuk çizgiliği, kabuk rengi gibi özellikleri incelenmiştir. Araştırmada amaç bölgedeki yerel kavun genotiplerini toplamak, tanımlamak, belirgin özelliklerini ortaya koymak ve daha sonra yapılacak araştırma ve ıslah çalışmalarında yararlanılabilecek sonuçları ortaya koymaktır. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre; Diyarbakır yerel genotipleri yazlık ve kışlık iki gruba ayrılmıştır. UPOV kriterlerinde genelde en yüksek değerler yazlık grupta DK15, DK04, DK13, en düşük değerler DK18, DK09, DK08 genotiplerinde kışlık grubta ise en yüksek değerler DK03, DK07, DK14 ve en düşük değerler DK01, DK11 genotiplerinde elde edilmiştir.Master Thesis DNA Isolation and AFLP Optimization in Recombinant Inbred Lines Used To Map Iron Chlorosis Tolerance in Tomato(2009) Yaşar, Gül Betül; Şensoy, SuatBu tez çalışmasında demir eksikliğine toleransları belirlenmiş olan, duyarlı ve tolerant ebeveynlerden elde edilmiş resiprokal saf hatların, AFLP yöntemi ağırlıkta olmak üzere, bağlantı haritaları oluşturulmadan önce DNA izolasyonu yapılarak uygun PZR reaksiyon şartları ve gümüş nitrat tekniğiyle etkin bir şekilde görüntülenebilme etkinliklerini belirlemek amaçlanmıştır. Bu tezden elde edilecek ön bilgiler ışığında domateste rekombinant saf hatlar kullanarak Fe eksikliğine toleransta etkili QTL'leri içeren bir genetik harita ortaya çıkarılmasının ön adımı atılmış olacaktır. Domateste Roza x 227/1 ve 227/1 x Roza resiprokal melezlemelerinden elde edilen 224 adet rekombinant saf hattan (107 A hattı ve 117 B hattı) DNA izolasyonu, CTAB'lı ve ticari bir kitin prosedürüne göre olmak üzere iki farklı yöntemle yapılmış ve ebeveynler kullanılarak moleküler AFLP ön çalışmaları gerçekleştirilmiştir.Çalışmada denenen 64 primer çiftinden 57 tane primer çifti olumlu sonuç vermiştir. Sonuç veren 57 primer çiftinden 1535 toplam bant ve yaklaşık 126 polimorfik bant elde edilmiştir. Denenen primer kombinasyonlarının toplam okunabilir bant sayıları genelde beklenen düzeyde çıkmıştır. Ebeveyn hatlar arasındaki polimorfizm (%8,27) tür içi melezleme olması nedeniyle, beklediğimiz düzeyden az fakat yeterli düzeyde çıkmıştır.Anahtar Sözcükler: AFLP, Domates, DNA izolasyonu, Fe, Kloroz, Rekombinant saf hatResearch Project Domateste Oluşturulan Bir Resiprokal Rekombinant Saf Hat Populasyonunda Demir Klorozuna Toleransın Belirlenmesi(2009) Dasgan, Hayriye Yildiz; Abak, Kazim; Şensoy, SuatMaster Thesis Effect of Humic Acid and Foliar Potassium Applications on Growth, Yield and Yield Components of Melon(2020) Tahır, Ahmed Muhammed; Şensoy, Suat; Saeıd, Abdul Jabber IhsanBu çalışma, 2019 yaz döneminde Duhok eyaleti/Irak'Ta bir araştırma merkezi sebze araştırma alanında, hümik asit ve yaprakta potasyum uygulamlarının kavunun büyüme ve verimi üzerindeki etkisini etkilerini araştırmak için bir arazi çalışması şeklinde yürütülmüştür. Deneme, dört seviyede (0, 0.3, 0.6 ve 0.9 mg / L) yapraktan potasyum gübrelemesi ve dört seviyede (0, 500, 1000 ve 2000 mg / L) topraktan hümik asit uygulaması şeklinde yapılmıştır. Deneme, tesadüf bloklarında üç tekerrürlü 16 uygulamadan oluşmuştur. Vejetatif büyüme karakterleri, bazı yaprak mineral içeriği ve çiçeklenme özelliklerinin yanı sıra bazı verim ve kalite karakterleri ve meyve mineral içeriği incelenmiştir. Vejetatif büyüme karakterleri, potasyumun yaprak uygulaması ve hümik asit uygulamasından önemli ölçüde etkilenmemiştir. Farklı dozlarda hümik asit ve potasyum gübrelemesinin etkisi, her iki gübrenin uygulanmasıyla artan fosfor (P) hariç, yapraklardaki besin elementlerinin çoğunu (N, Ca ve K) önemli ölçüde artırmamıştır. Kavunun kantitatifverim karakterleri [meyve/bitki sayısı, toplam verim ve meyve nem içeriği (%)] uygulamalarda önemli ölçüde farklı çıkmamıştır. Potasyum ve hümik asit uygulamaları, meyve içeriğinde fosfor (P) ve kalsiyum (Ca)'un üzerinde önemli bir etkiye sahip olurken, kavun meyvelerinde azot (N) ve potasyum (K)'u önemli ölçüde arttırmamıştır. Farklı dozlarda hem hümik asit hem de potasyum uygulaması, meyvelerdeki karbonhidrat içeriğinde (%) ve suda çözünür kuru madde miktarını (SÇKM) önemli bir artışa yol açmakla birlikte, kontrol ile karşılaştırıldığında C vitaminde herhangi bir artış gözlenmemiştir. Anahtar kelimeler: Hümik asit, Kavun, Kalite, Potasyum, Verim.Master Thesis The Effect of Nano Silver Usage on Some Physiological and Morphological Properties of Leaf Lettuce in Deficit Irrigation Condition(2022) Kılıç, Hilal Karacan; Şensoy, Suat; Çakmakcı, TalipBu çalışma, kısıtlı sulama seviyelerinde uygulanan nano gümüş partiküllerinin kıvırcık salata bitkisinin, fizyolojik ve morfolojik özelliklerine etkilerini ortaya koyabilmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Saksı denemesi olarak yürütülen araştırmada 4 farklı sulama suyu miktarı (tam sulama-kontrol, %100; kısıtlı sulama, %80; kısıtlı sulama, %60; kısıtlı sulama, %40), 4 farklı dozda nano gümüş (0 ppm, kontrol; 20 ppm; 40 ppm; 80 ppm) uygulaması 3 tekerrürlü olarak toplamda 48 saksıda yürütülmüştür. Deneme sonunda, bitki boyu, baş çapı, yaprak sayısı, renk değerleri, yaprak taze ve kuru ağırlığı, klorofil miktarı (SPAD değeri), membran zararlanma indeksi, yaprak oransal su içeriği, lipit peroksidasyonu ürünü malondialdehit (MDA) ve enzim aktiviteleri (SOD, CAT ve APX), belirlenmiştir. Bunların yanında yaprakta makro-mikro besin elementi [fosfor (P), potasyum (K), magnezyum (Mg), kalsiyum (Ca), sodyum (Na), demir (Fe), mangan (Mn), bakır (Cu) ve çinko (Zn)], saksılardaki toprağın pH ve EC analizleri yapılmıştır. Bu çalışma sonucuna göre kuraklık stresi altında uygulanan nano gümüş dozları kıvırcık salata bitkisinin morfolojik ve fizyolojik değerleri üzerinde istatistiki açıdan önemli sonuçlar meydana getirmiştir. Genel olarak yapılan ölçümler incelendiğinde kuraklık stresi altında uygulanan nano gümüşün kırmızı kıvırcık salata bitkisinin değerlerini olumlu yönde arttırıcı özellikte olduğu gözlemlenmiştir.Doctoral Thesis Effect of Organic Fertilizer and Intercropping on Growth and Yield of Sweet Corn and Fresh Bean(2019) Fattah, Kamaran Mustafa Fattah; Şensoy, Suat; Esmaıl, Akram Othman2017 ve 2018 bahar mevsimi boyunca Qushtapa'daki özel bir çiftlikte, Irak'ın Erbil'in merkezine 30 km uzaklıkta, küresel konum sistemi (GPS) okuması (360 ON, 44001E), (0411359, 03997002UTM) ile tarla denemeleri yürütülmüştür.Birlikte yetiştiricilik ve organik gübrenin, tatlı mısırın (Zea mays L. var. saccharate, Sturt cv. Succar, F1) ve taze fasulyenin (Phaseolus vulgaris L. cv. Istride) büyüme ve verimi üzerindeki etkisi belirlenmiştir. Deneme, üç tekerrülü bölünmüş parseller deneme deseninde gerçekleştirilmiştir. Çalışma iki faktörden oluşmuştur: 1-)Üç ekim sistemi (B1: tatlı mısır, B2: taze fasulye ve B3: birlikte yetiştiricilik) ve 2-) Beş seviyedeki organik gübre (A1: 0, A2: 5, A3: 10, A4: 15 ve A5:20 kg organik gübre 7.8 m2.Sonuçlar, birlikte yetiştiriciliğin tatlı mısırdabitki başına yaprak sayısı, bitki başına dal sayısı ve koçan uzunluğu.Tek ürün tatlı mısır ve taze fasulyeda taze bakla taze veriminde 2017 ve 2018'de önemli bir etkisi olduğunu göstermiştir. 2017'de azami taze koçan verim değeri 21.68 ton/ha-1 21.52 ton/ha-1 olarak kaydedilirken, taze fasulyede bakla verimi 2017'de 12.02 ton/ha-1ve 2018'de 11.13 ton ha-1 olarak kaydedilmiştir. Bununla birlikte, organik gübreuygulamaları, tüm büyüme özelliklerinde ve taze mısır ve taze fasulye taze veriminde önemli ölçüde etkide bulunmuştur. Birlikteyetiştiricilikte LER değeri, 2017'de 1.08 ve 1.06, 2018'de 1.15 ve 1.10 olarak kaydedilmiştir. Çalışmada bazı büyüme özelliklerinde birlikte yetiştiriciliğin tek ürün talı mısır ve taze fasulye yeteştiriciliğine göre verim hariç üstün olduğusonucuna varılmıştır.Organik gübre miktarının parsel (7.8 m2) başına 15 ve 20 kg'a yükseltilmesi, büyüme özelliklerinin artmasına ve taze verimin artışın yol açmaktadır. Birlikte yetiştiricilik ve organik gübre [parsel (7.8 m2) başına 15 ve 20 kg] arasındaki etkileşim, taze verimin artmasına neden olmaktadır. Anahtar kelimeler: Taze Fasulye, Birlikte yetiştiricilik, LER, Organik gübre, Mısır, Verim.Master Thesis The Effect of Pgpr on Pepper Seedlings Under Drought Stress(2018) Sadak, Aynur; Şensoy, SuatBu çalışma, bitki büyüme düzenleyici kökbakterilerinin (PGPR) kuraklık stresi altında yetişen biber (Capscium annuum L.) fidelerin gelişimi üzerine etkilerini ortaya koyabilmek amacıyla iklim odası koşullarında saksı denemesi olarak yürütülmüştür. Bu bağlamda çalışmada kuraklık stresi altında yetişen bir adet sivri biber çeşidi (Mostar F1) ile iki adet PGPR izolatı (Ochrobactrum sp. CB36/1 ve Bacillus sp. CA41/1) kullanılmıştır. Fide yetiştirme ortamına PGPR uygulaması, 109 cfu/ml yoğunluğunda ilk kotiledon yaprakların yere paralel duruma geldiği aşamada 10 ml olarak, ikinci uygulama ise iki hafta sonra 15 ml olarak uygulanmış ve 20 gün sonra uygulamaların yarısında sulama tamamen kesilerek kuraklık stresi oluşturulmuştur. Denemede 0-5 skalası, sürgün yaş ve kuru ağırlıkları, sürgün boyu, kök yaş ve kuru ağırlıkları, kök boyu, gövde çapı, yaprak sayısı, membran zararlanma indeksi, yaprak oransal su içeriği, lipit peroksidasyonu ürünü malondialdehit (MDA) miktarı, katalaz (CAT) enzim aktivitesi, askorbat peroksidaz (APX) enzim aktivitesi, süperoksit dismutaz (SOD) enzim aktivitesi, klorofil miktarı ile besin elementleri (K, Ca, Fe, Cu, Mg, Zn ve Mn) gözlem ve analizleri yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre yapılan ölçüm ve analizlerde kuraklık stresi genel olarak olumsuz etki yaparken, bazı parametrelerde (Membran zararlanma indeksi, APX, CAT, Ca içeriği vb.) PGPR genelde olumlu düzeyde etkilere sahip olmuştur.Other Effect of Potassium on Emergence and Seedling Growth of Cucumber Grown in Salty Conditions(2000) Erdal, İbrahim; Şensoy, Suat; Türkmen, ÖnderBu araştırma, tuz stresi altında yetiştirilen hıyar fidelerinin gelişimi üzerine potasyum (K) uygulamasının etkisini görebilmek amacıyla iklim odasında saksı denemesi şeklinde yürütülmüştür. Yetiştirme ortamına 0,10,20 ve 30 mmol NaCl ve 0,75, 150 ve 300 mg/kg K uygulanmıştır. Bitkisel materyal olarak hıyarın kullanıldığı denemede, çıkış oranı ve süresi, gerçek yaprak görünme süresi, hipokotil boyu, kotiledon boyu ve genişliği, sürgün ve kök uzunluğu, yaprak sayısı ile kök ve sürgün ağırlıklarına tuz ve potasyumun etkileri araştırılmıştır. Araştırma sonucunda, artan dozlarda tuz ve potasyum uygulamalarının, çıkış ve fide gelişimini genelde olumsuz etkilediği belirlenmiştir.Other The Effect of Swage Sludge on the Emergence and Seedling Growth Cucumber(2001) Çırka, Mustafa; Türkmen, Önder; Şensoy, SuatAraştırma hıyarda (Cucumis sativus L.) çıkış ve fide kalitesine kentsel arıtma çamurunun etkilerini ortaya koyabilmek amacıyla iklim odasında saksı denemesi şeklinde yürütülmüştür. 2:2:1 oranında bahçe toprağı,' yanmış çiftlik gübresi ve poroza ile hazırlanan 250 g'hk tohum ekim harcında 100 g'hk çiftlik gübresine (kontrol) ikame dozlarda%25, %50, %75 ve %100 oranlarında kentsel arıtma çamuru kullanılmıştır. Uygulamalarda ek besin elementi takviyesi yapılmamıştır. Uygulamaların çıkış oranı ve süresi, hipokotil uzunluğu, kotiledon genişlik ve uzunluğu, gerçek yaprak çıkış süresi, sürgün ve kök boyu, sürgün ve kök yaş ve kuru ağırlıkları ile yaprak sayı ve alanına etkileri gözlenmiştir. Araştırma sonucunda kentsel antma çamurunun hıyarda çıkış ve fide kalitesine olumlu etki yaptığı saptanmıştır.Article The Effect of Use of Microalgae [Chlorella Vulgaris Beyerinck (Beijerinck)] In\rdifferent Fertilizer Applications on Plant Growth of Garden Rocket (Eruca\rvesicaria Ssp. Sativa Mill.)(2022) Sadak, Aynur; Şensoy, Suat; Can, Büşra Günsan; Kabay, TurgayThis study was carried out as a pot experiment in controlled greenhouse conditions in order to reveal\rthe effect of microalgae [Chlorella vulgaris Beyerinck (Beijerinck)] application on plant growth of\rrocket salad (Eruca vesicaria ssp. sativa Mill.) in different doses of fertilizer applications. Sieved\rsoil in 3-liter pots was used as the growing medium. Equal amount of irrigation was applied to all\rpots during the period from seed sowing to the end of the experiment. Microalgae application was\rapplied twice (100 ml and 150 per pot) to the seedling growing medium. As chemical fertilizer, 0%,\r50% and 100% of NPK (160 mg N kg-1, 80 mg P2O5 kg-1, and 100 mg K2O kg-1) were applied. As\rparameters in rocket plants, shoot length, shoot fresh weight, shoot dry weight, stem diameter, leaf\rarea, leaf relative water content, membrane damage index, total soluble content, and some nutrients\r(K, Ca, Na, Zn, Cu, and Mn) contents were examined. According to the data obtained, microalgae\rapplications were found to have a positive effect on plant growth in general. It was observed that\rthe values increased in most parameters examined in algae-applied applications compared to the\rcontrol group. Among the applications, the best values were found in 50% fertilizer + microalgae\rand 100% fertilizer + microalgae applications.Master Thesis Effects of Arbuscular Mycorhizal Fungus (AMF), Whey and Humic Acids on Fruit Yield and Quality of Melon (Cucumis Melo L.)(2014) Eser, Fuat; Şensoy, SuatBu çalışmada, Arbusküler Mikorhizal Fungus (AMF), peyniraltı suyu ve hümik asitin tekli, ikili ve üçlü ugulamalarının kavunda meyve verimi ve kalitesine etkileri iki yıl süren denemelerle araştırılmştır. Çalışmada hibrit kavun çeşidi (Ballık F1) AMF (Glomus intraradices) ile muamele edilerek yetiştirilen fidelere peyniraltı suyu ve hümik asit uygulamaları yapılmış, kavunda meyve verimi ve kalitesine etkileri araştırılmıştır. Araştırmada çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde; uygulamaların meyve verimini olumlu etkilediğini en yüksek verimin AMF, Peyniraltı suyu ve Hümik asitin bir arada kullanıldığı üçlü uygulamadan elde edildiği tespit edilmiştir.Master Thesis Effects of Arbuscular Mycorrhizal Fungi (AMF), Whey, and Humic Acid Applications on Seedling Growth and Fusarium Wilt in Melon(2011) Biçer, Şeyhmus; Şensoy, SuatBu çalışmada, AMF, peyniraltı suyu ve hümik asit uygulamalarının kavunda fide yetiştiriciliği ve fusarium solgunluğuna etkileri araştırılmıştır. İlk olarak 4 farklı hibrit kavun çeşidi (Süper Magnum F1, Extra Early Galia F1, Rambo F1 ve Sempati F1) üç farklı AMF türü (Gigaspora margarita, Glomus etunicatum ve Glomus intraradices) ile muamele edilerek, uygun hibrit kavun çeşit x AMF kombinasyonunun belirlenmeye çalışılmıştır. Bir sonraki aşamada ise viyollerde yetiştirilen kavun fidelerinde, AMF, peynir altı suyu ve hümik asit uygulamalarının fusarium solgunluğuna (Fusarium oxysporum f.sp. melonis (FOM)) etkileri araştırılmıştır. İlk çalışmada elde edilen sonuçlara göre Süper Magnum F1 çeşidi ile oransal mikorizal bağımlılık açısından en iyi sonuçlardan birisini veren Glomus intraradices mikorhiza türü, ikinci çalışmanın deneme materyalleri olarak kullanılmıştır.İkinci deneme, 8 hastalıksız ve 8 hastalıklı (FOm) olmak üzere toplam 16 farklı muamele grubundan (AMF, PAS ve HA'ın tekli, ikili ve üçlü kombinasyonlarını içeren) oluşturulmuştur. Sadece hastalığın bulunduğu FOM uygulamasında hastalık oranı en yüksek (% 60.8) derecede olduğu tespit edilmiştir. Fusarium solgunluğu hastalığını en fazla baskılayan uygulamanın ise peynir altı suyunun tekli (% 32.7) uygulaması olduğu görülmüştür. Genel itibari ile AMF, Peynir altı suyu ve Hümik asitin hastalığı baskılama ve kavunda fide gelişimini olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca, uygulamaların bazı besin elementlerinin alınımını arttırdığı görülmüştür.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »