Browsing by Author "Şimşek, Metin"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Anal Protrusion Caused by a Ventriculoperitoneal Shunt(2016) Gulsen, İsmail; Ağengin, Kemal; Melek, Mehmet; Sösuncu, Enver; Şimşek, Metin; Kıymaz, NejmiHidrosefalinin tedavisinde ventriküloperitoneal şant en yaygın kulanılan cerrahi yöntemdir. Ventrikküloperitoneal şantın peritoneal kateterinin bağırsağı perfore edip anal yoldan protrüze olması nadir bir komplikasyondur. Eğer erken tanı konulmazsa, kateter yoluyla taşınan gastrointestinal floradan dolayı şiddetli ventrikülit ve en sonunda sepsis gelişebilir. Bu olguda Hidrosefali tedavisi için ventriküloperitoneal şant takılan 3,5 yaşındaki kız çocuğun 40 ay sonra şantın peritoneal kateterinin kolonu perfore ederek anüsten dışarı çıktığı bir olgu sunulmuşturOther Atipik Yerle Tipik Yerleşimli Ciltalt Mli Ciltaltıkitle: Boyunda Hidatik Kist(2018) Beger, Burhan; Tekin, Hakan; Şimşek, Metin-Article Çocuklarda Ovaryan Teratomlar: 7 Yıllık Deneyimimiz(2020) Düz, Ebuzer; Beger, Burhan; Karaman, Erbil; Şimşek, Metin; Kızılyıldız, Baran SerdarAmaç: Torsiyon ile ilişkili olarak kist içine kanama nedeniyle kitle görünümü oluşabilmektedir ve over dokusunun kanlanması radyolojik olarak net değerlendirilemeyebilir. Bu nedenle torsiyone ve torsiyone olmayan MKT’ lerin tanısı ciddi bir ikilem olmaya devam etmektedir. Gereç ve Yöntem: CRP yüksekliği torsiyonun eşlik etiği vakaların %40’ında anlamlı derecede yüksek(>5mg/l) bulundu. En sık yapılan cerrahi, 14 vakada uygulanan fertilite koruyucu kistektomi (%77) idi. Bulgular: Torsiyon olan ve olmayan ovaryan teratomların laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri istatistiksel yöntemle karşılaştırıldı. Sonuçlar SPSS versiyon 24 kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirildi. Normallik kontrolleri Shapiro-Wilk testi ile yapıldı. Gruplar bağımsız örneklem ttesti ile karşılaştırıldı. İstatistiksel anlamlılık p <0.05 idi. Sonuç: Prospektif ve çok sayıda hasta ile çalışmanın planlanması uygun olacaktır. Benign ovaryan kitlelerde ilk tercih fertilite koruyucu cerrahidir. CRP, WBC ve CA19-9 özellikle torsiyon vakalarında işaretleyici olabilir.Article Pancreatic Injury Due To Blunt Abdominal Trauma in Children(2019) Akdenız, Hüseyın; Kızılyıldız, Baran Serdar; Şimşek, Metin; Beger, Burhan; Sönmez, BülentThe diagnosis and management of pediatric pancreatitis is often difficult. Blunt abdominal trauma is one of the most common causes of pancreatitis in childhood. This is a review of patients with blunt pancreatic trauma. Medical records of all children with blunt pancreatic trauma who were admitted to our clinic between July 2007 and December 2017 were analyzed retrospectively. There were 17 patients (7 girls, 10 boys) with a mean age of of 9.89±2.57 years (range, 3-14 years). The time from trauma to admittance to the clinic was mean 17±21.43 days (range, 0-63 days). The mechanism of injury was bicycle injuries in 7 (41.66%), a fall from height in 6 (35.29%), motor vehicle accidents in 3 (17.64%), and a fall from a horse in 1 (5.88%). All patients had serum pancreatic amylase elevation on admission (average, 1002.71±966.36 IU/L; range, 116-3163 IU/L). All the childen were initially managed non-operatively. In 8 patients (52.94%) the traumatic pancreatitis was complicated by development of a pseudocyst. The average diameter of the pseudocyst was 11.5±3.45 cm. The pseudocysts were resolved in 5 cases with percutaneous ultrasonography-guided fluid drainage and the remaining 3 required open surgery (2 cystogastrostomy, 1 surgical drainage). The average length of hospital stay was 18±15.91 days (range, 2–48 days). There were no deaths and no complications in any patients. Non-operative management of traumatic pancreatitis in the absence of complete duct transection is safe in children. Percutaneous drainage of traumatic pancreatic pseudocysts can be used as an effective and useful treatment option.specialization-in-medicine.listelement.badge Urogenital System Anomalies in New Borns in the Region of Van(2014) Şimşek, Metin; Melek, MehmetAmaç: Bu çalışmada 2009-2012 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üiversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde doğumu gerçekleşen bebeklerin ürogenital organ anomali sıklığını ve çeşitliliğini belirlemek ve aynı zamanda tespit edilen bu ürogenital sistem anomalilerinin doğum haftası, doğum ağırlığı, akraba evliliği, gebelikte ilaç kullanılması gibi parametrelerle olan ilişkilerini belirlemeyi amaçladık. Materyal ve metod: Yüzüncü Yıl Üiversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Servisinde doğumu gerçekleşen 250 bebek çalışmaya alındı. Bebekler Kadın Doğum ve Yenidoğan servislerinde muayene edildi. Saptanan dış genital organ bozuklukları kay¬dedildi. Ayrıca servis kayıtlarından yaralanılarak bebeğin doğum ağırlığı ve doğum haftası, anne-baba akrabalık dereceleri, annenin kaçıncı gebeliği olduğu, annenin gebeliğinde kullandığı ilaçlar ve bebeğin kardeşlerinde ürogenital anomali olup olmadığı araştırıldı. Bulgular: 250 vakalık serimizde 12 inmemiş testis (%8,44) saptadık, bunların 5 tanesi sağ (%3,73), 4 tanesi sol (%2,98) ve 3 tanesi ise bilateral (%2,24) inmemiş testis olarak belirlendi. Çalışmamızda 7'si sağ (%5,45), 4'ü sol (%3,1) ve 3 ü bilateral (%2,36) olmak üzere 14 olguda (%10,91) inguinal herni; 3'ü sağ (%2,24), 1'i sol (%0,74) ve 3'ü de bilateral (%2,24) olmak üzere 7 hidrosel (%5,22); 2 olguda fimozis (%1,50); 2 olguda penil kordi (%1,50); 1 olguda hipospadias (%0,74); 1 olguda mea darlığı (%0,74); 2 olguda mikropenis (%1,50); 1 olguda labial anomali (%0,86); 4 olguda labial füzyon (%3,45); 2 olgudada klitoromegali (%1,72) saptadık. Çalışmamıza dahil edilen 41 olgunun doğum ağırlıkları 2500 gr'ın altında idi ve bu bebeklerden 5 tanesinde inmemiş testis (%12,19), 5 tanesinde de ingünal herni (%12,19) mevcuttu. 209 olgunun ise doğum ağırlıkları 2500 gr'ın üzerinde idi. Bu olgulardaki inmemiş testis oranı % 3,34 (n:7 olgu), ingüinal herni oranı ise %4,30 (n:9 olgu) olarak belirlendi. Toplam 41 olgunun gestasyon yaşları 28-35 hafta arasında değişmekteydi ve bu olgulardaki inmemiş testis oranı %17,07 (n:7 olgu), İngünal herni oranı %17,07 (n:7 olgu) olarak tespit edildi. 209 olgunun gestasyon yaşları ise 36-42 hafta arasında idi. Bu olgulardaki inmemiş testis oranı %2,40 (n:5 olgu), inguinal herni oranı ise %3,35 (n:7 olgu) olarak saptanmıştır. Sonuç: Bu çalışmamızdan elde ettiğmiz sonuçlar değerlendirildiğinde; bebeklerin doğum ağırlığı azaldıkça inmemiş testis ve inguinal herni gibi ürogenital anomali sıklığının arttığı; gebelik haftaları arttıkça -özellikle inmemiş testis ve inguinal herni başta olmak üzere- ürogenital anomalilerin sıklığının azaldığı; inmemiş testis, inguinal herni ve hidroselin anlamlı olarak kardeşlerde de görüldüğü tespit edilmiştir. Akraba evlilikleri ve gebelikte ilaç kullanımı ile ürogenital anomali görülme sıklığı arasında bir ilişki saptanmamıştır. Dış genital organ anomalilerini erken yaşta saptayarak tedavi etmek gerekir. Bu nedenle temel sağlık görevlilerinin çocukların dış genital organ muayenelerini tam olarak yapmaları ve bir patoloji saptadıklarında uzmana sevk etmeleri gerekmektedir. Sorunun çözümünde; toplumun bilgilendirilmesi, eğiticilerin bu konuda eğitilmesi ve tüm hekimlerin yenidoğan bebeklerin genital muayenesine dikkat etmesi ve gereken önemi vermesinin çok önemli olduğu kanaatindeyiz.