Browsing by Author "Aşkar, Selvi"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Group I and Group IV Pulmonary Hypertension Respiratory Disorders in Sleep in Patients(2025) Yüce, Kemal; Aşkar, SelviPulmoner hipertansiyon (PH), pulmoner arteriyel basınçta yükselme ve bunun neticesinde sağ kalp yetmezliğiyle sonuçlanan pulmoner vasküler bir hastalıktır. Pulmoner Arteriyel Hipertansiyonu (PAH) (Grup I) ve Kronik Tromboembolik Pulmoner Hipertansiyonu (KTEPH) (Grup IV) olan hastalar uykuda solunum bozukluğu gelişme riski altındadırlar. Uykuda solunum bozuklukları Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu (OSAS), Santral Uyku Apne Sendromu (CSA), Uyku ile İlişkili Hipoventilasyon Bozuklukları ve Uyku ile İlişkili Hipoksi olarak tanımlanmaktadır. Amaç: Bu çalışma güncel literatür eşliğinde Grup I ve Grup IV PH hastalarında tüm uykuda solunum bozukluklarını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza, 18-80 yaş aralığında, daha önce uyku sırasında solunum bozukluğu tanısı almamış, prekapiller pulmoner hipertansiyon (PH) tanısı konulmuş ve en az 3 aydır stabil dönemde olan, vücut kitle indeksi (VKİ) <30 kg/m² olan toplam 51 hasta dahil edilmiştir. Bu hastaların 24'ü Grup I, 27'si ise Grup IV PH hastalarından oluşmaktadır.Öncesinde uykuda solunum bozukluğu tanısı almış, obstrüktif veya restriktif akciğer hastalığı olan hastalar çalışma dışı tutulmuştur. Çalışmaya katılım sağlayan hastaların yaş, cinsiyet, sigara içme durumu, ek hastalıklar, klinik bulguları, laboratuvar sonuçları-kan değerleri, polisomnografi (PSG) ve sağ kalp kataterizasyonu (SKK) sonuçları SPSS 25.0 programında istatistiksel analize tabi tutulmuştur. Bulgular: Çalışmaya ortalama 55 yaşında %66,7'si kadın olmak üzere toplam 51 hasta katılım sağladı.Tüm hastaların 19'unda (37,26%) Oksijen Desatürasyon İndexi (ODİ) (h) 20'nin üzerinde olup 32'sinde (62,75%) 20'nin altında ölçüldü . Tüm hastalarda ortalama ODİ 22,45±20/h olarak ölçüldü. Katılım sağlayan hastaların %88,2'sinde Obstrüktif Uyku Apne Sendromu (OSAS) saptandı. OSAS saptanan hastaların ODİ ortalaması 22,45± 20.24/h ,OSAS saptanmayan hastaların ODİ ortalaması 2.82± 2.59/h olarak ölçüldü. OSAS olan hastaların %55,56'sı Ağır OSAS, %24,44'ü Orta OSAS ve %20'si Hafif OSAS'tı. OSAS olan hastaların yaş ortalaması 56 olup, genel yaş ortalamasına yakındı. Hastaların %15,7'si sigara içmekte idi ve %19,6'sında Hipertansiyon (HT), %21,6'sında Diabetes Mellitus ( DM) bulunmaktaydı. OSAS olan hastaların ise %20,0'sinde HT, %22,2'sinde DM bulunmakta idi. OSAS saptanan hastalar ile saptanmayan hastaların SKK verileri olan ,Sağ Atriyum ortalama basıncı (RAP) (mmHg), Sistolik pulmoner arter basıncı (sPAB) (mmHg), Ortalama pulmoner arter basıncı (mPAB) (mmHg), Kardiak İndeks (CI)(lt/dk/m2), Pulmoner vasküler direnç (PVR) (wood units) ve Ortalama pulmoner kapiller Wedge basıncı (mPWP) (mmHg) ,ekokardiyografi verileri ,Beyin Natriüretik Peptid (BNP) değerleri ve 6 dakika yürüme testleri (6 DK YT)(m) arasında bir fark saptanmadı (p>0,005). Tüm PH hastalarının Epworth Uykululuk Skalalarının (ESS) yüksek olduğu ( ortalama 11,86 ) fakat OSAS saptanan ve saptanmayan hastalar arasında fark olmadığı görüldü (p>0,005).OSAS saptanan hastaların VKİ ve ODİ (h) ortalama değerleri ,OSAS olmayan hastaların ortalama değerlerinden istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksekti (p<0,05). Alt gruplar (GrupI ve Grup IV) analiz edildiğinde Grup IV hastalarda OSAS sıklığının (%92,6) Grup I'e (%83,3) göre daha fazla olduğu ve Grup IV içerisinde 6 DK YT'nin düşük olduğu hastalarda daha sık OSAS görüldüğü saptandı. Alt gruplar arasında HT ve DM hastalıkları varlığı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamakta idi. OSAS durumuna göre hastaların labaratuvar sonuçları birbirine benzer olup aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu Subgruplarda Grup IV ortalama efor sonrası sP02 (%) değerinin Grup I ortalama efor sonrası sP02(%) değerinden istatistiksel olarak daha yüksek olduğu ancak diğer parametrelerde, gruplar arası değerlerin birbirine benzer olduğu ve ortalamalar arasında gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadığı görüldü. Gruplar arasında PSG sonuçlarından; VKİ , ESS, Uyku Etkinliği (%), Arousals İndeks (h), En Yüksek Nabız, ODİ (h), Oksijen satürasyonunun %90 ın altında kalma süresi (D90) (min), REM dönemindeki Apne-Hipopne İndeksi (REM AHİ) (h) ve Ortalama sPO2 değerlerinde ve RAP (mmHg), sPAB (mmHg), mPAB (mmHg), CI (lt/dk/m2), PVR (wood units) ve mPWP (mmHg) değerlerinde ise gruplar arası istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Grup IV'te yer alan olgulardan OSAS olanların ortalama 6 DK YT değerlerinin OSAS olmayanlardan daha düşük olduğu ve yine Grup IV'te OSAS olan hastaların ortalama Demir Bağlama Kapasitesi (DBK) (ug/dL) değerlerinin, OSAS olmayan hastalardan istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek olduğu görüldü. Grup IV'te OSAS olan hastaların; ortalama VKİ ve ODİ (h) değerlerinin OSAS olmayanlardan daha yüksek; D90 (min), Arousals İndeks (h) ve Uyku Etkinliği (%) değerlerinin ise OSAS olmayan hastalardan anlamlı şekilde daha düşük olduğu görüldü. Sonuç: Pulmoner Hipertansiyon (PH) hastalarının büyük çoğunluğunda gündüz hipoksisi olsun ya da olmasın gece uyku ile ilişkili hipoksi mevcuttur. Bu hastalarda uyku ile ilişkili hipoksinin yanı sıra diğer uykuda solunum bozukluklarının (apne ,hipopne,hipoventilasyon) varlığı bir çok çalışmada gösterilmiştir. PH hastalarında saptanan uykuda solunum bozukluğu tedavi edilmezse kendisi de tekrarlayan aralıklı hipoksi atakları nedeni ile hipoksik vazokonstrüksiyona neden olup PH derecesini arttırabilmektedir.Saptanan uykuda solunum bozukluğunun tipine bağlı olarak oksijen tedavisinin yanı sıra bu hastalara Noninvaziv Mekanık Ventilasyon cihazları rapor edilmelidir. Bu yüzden bu hastalara Polisomnografi çalışmaları yapılıp , uygun tedavi başlanmalıdır. Anahtar Kelimeler: Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon, Uyku Apnesi Sendromu, Tıkayıcı, Hipoksi, Apne