Browsing by Author "Adak, Burhan"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Other Comparison of Intra-Articular Hyaluronic Acid and Physiotherapy in the Management of Knee Osteoarthritis(1998) Sakarya, M. Emin; Demiralp, Levent; Adak, Burhan; Tekeoglu, IbrahımBu çalışma diz osteoartritinin sağaltımında fizik tedavi ve intraartiküler hyalüronik asidin etkilenilin karşılaştırılması amacıyla . yapıldı. Diz osteoaıtriti olan hastalarda intraartiküler hyalüronik asidin ve fizik tedavinin etkileri 4 haftalık bir sağaltım programı sonunda; ağrı, eklem hareket açıklığı (range of motion, ROM), sabah eklem katılığı, 30 metre yürüme zamanı ve 10 basamak çıkma za-manı parametrelerine göre değerlendirildi. Hyalüronik asitle sağaltım gören grupta sabah eklem katılığı (p>0,05) dışındaki tüm pa-rametrelerde her iki grupta da iyileşme vardı Fizik tedavi gören gmpla karşılaştırıldığında, hyalüronik asitle sağaltım gören grup-ta 30-metre yürüme zamanı ve 10 basamak çıkma zamanı parametrelerinde daha büyük bir düzelme eğilimi vardı, fakat bu is-tatistikselolarak anlamlı değildi (p>0,05). Sonuç olarak; kısa dönemde diz osteoariti sağaltımında her iki yöntem de etkilidir. Hyalüronik asidin sabah eklem katılığına etkisi yoktur ve fizyoterapi daha ekonomiktir.Article Fibromiyalji Sendromundaki Uyku Bozuklukları Üzerine Trazodonun Etkisi(1998) Adak, Burhan; Çilli, Ali S.; Ağargün, M. Yücel; Tekeoglu, IbrahımAmaç: Bu çalışmada fibromiyalji sendromunda (FMS) sık görülen ve etiyolojisinde suçlanan uyku bozukluklarının tedavisinde trazodonun etkinliğinin araştırılması hedef alındı. Yöntem: Uyku kalitesini ölçmek için Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi (PUKİ) kullanıldı. Cinsiyet, yaş ve tedavi öncesi PUKİ değerleri açısından homojen olan 27 hastaya trazodon (50 mg/gün), 14 hastaya plasebo 3 hafta süreyle verildi. Kontrol PUKl değerlerindeki değişiklikler nonparametrik testlerle değerlendirildi. Bulgular: Trazodon ve plasebo grubunda başlangıç değerlerine göre uyku kalitesinin anlamlı derecede düzeldiği, plasebo grubuna göre trazodon grubundaki düşmenin anlamlı derecede daha fazla, kontrol PUKİ değerlerinin daha düşük olduğu bulundu. Sonuç: FMS'de özellikle uyku kalitesi şikayetleri üzerine trazodon plaseboya göre daha etkilidir.Other Hastane Personelinde Bel Ağrısı(1997) Adak, Burhan; Kara, Mehmet; Gürbüzoğlu, Nazım; Tekeoglu, IbrahımBu çalışmanın amacı Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde doktor, hemşire, hemşirelik öğrencileri ve hastabakıcılar arasında bel ağrısı sıklığını araştırmaktır. 76 doktor, 77 hemşire, 78 hemşirelik öğrencisi ve 77 hastabakıcı bu çalışmaya katıldı. Her bir katılımcının standart Bel Ağrısı Araştırma Formundaki soruları cevaplandırması istendi.-Sonuçların gösterdiğine göre doktorların % 44.73, hemşirelerin % 63.63, hemşirelik öğrencilerinin % 60.25 ve hastabakıcıların % 53.25'i bel ağrısından yakınıyordu ya da geçmişte ciddi bir bel ağrısı atağı geçirmişlerdi. Bel'ağrısı sıklığı hemşire ve hemşirelik öğrencilerinde ve hastabakıcılarda en yüksekti. Doktorlarda en düşük seviyedeydi. Bu, koruyucu önlemlere pek uyulmadığını gösteriyordu. Bel ağrısının en sık sebebi ise ağır kaldırma ve uzun süre ayakta durma idi. Personelin sadece % 10'u bel okulu hakkında bilgiye sahipti. Sigara içme oranı bel ağrılı gruplarda bel ağrısızlara göre daha yüksekti. Sonuçta bel koruyucu önlemleri bilmeyen, hasta kaldıran ve uzun süre ayakta duran hemşire ve mesleğe yeni adım atmış hemşirelik öğrencilerinin ve hastabakıcıların bel ağrısı için en riskli grubu oluşturdukları söylenebilir. Hastane personelinin bel ağrısının önlenmesi için eğitilmesi ve bel kaslarının güç ve dayanıkiığının artırılması için de düzenli egzersiz programına alınması gerektiği kanaatindeyiz.Other Hiperlipoproteinemilere Eşlik Eden Romatizmal Sendromlar: Bir Olgu Sunumu(1995) Tarakcioglu, Mehmet; Adak, Burhan; Tekeoglu, Ibrahım; Tuncer, İlyasFamilyal hiperkolesterolemili.heterozigot veya homozigot hastalar, özellikle ayak bileği^ dizler, el bileği ve proksimal interfalanjiyal eklemlerde tekrarlayıcı poliartrit veya tenosinovit atakları geçirebilirler. Yapılan bir çalışmada yetişkin heterozigot hastaların % 40'ında en az bir eklem atağı görülmüştür. Asil ağrısı veya tendonit % 29 hastada, oligaartiküler artrit % 7 hastada ve poliartiküler veya romatizmal ateş benzeri artrit % 40 oranında görülmüştür. Ateş, lökositoz ve yüksek ESR nadiren görülür. Antiinflamatuvar ilaçlar bu'atakların seyrini etkilemektedir. Sedimantasyon yüksekliği muhtemelen yüksek plazma LDL düzeyleriyle bağlantılıdır, Bu makalede hiperkolesteroleminin eşlik ettiği romatizmal ateş benzeri olgu klinik ve laboratuvar bulguları sunularak tartışıldı.Other de Lorme ve Oxford Egzersizlerinin Koroner Kalp Hastalığı Risk Faktörleri Üzerine Etkileri(1997) Büyükbeşe, Ali; Adak, Burhan; Celik, Ismail; Şekeroğlu, M. Ramazan; Kara, Mehmet; Tarakcioglu, Mehmet; Tekeoglu, IbrahımBu çalışmanın amacı, izotonik konsantrik tipteki De Lorme ve Oxford egzersizlerinin koroner risk faktörleri üzerine etkilerini araştırmaktı. Çalışmaya, 20 gönüllü, erkek, üniversite öğrencisi katıldı. Öğrenciler iki gruba ayrılarak 10 kişilik bir gruba günde bir defa olmak üzere bir ay süreyle De Lorme tekniğine göre, diğer gruba ise Oxford tekniğine göre quadriceps egzersizi yaptırıldı.' Egzersiz sonunda her iki grup için kan lipid değerlerinde istatistiksel açıdan önemli bir değişiklik gözlenmedi (p>0.05). Glukoz değerleri Oxford grubunda, egzersiz sonunda biraz yükseldi ancak, bu artış da önemsizdi (p=0.059). Egzersiz sonunda yalnızca Oxford grubundaki deneklerin fibrinojen değerlerinde önemli bir azalma oldu (p<0.05). Sonuç olarak, ağırlık azaltılarak yani Oxford tekniğine göre yapılan egzersizin kan fibrinojen düzeyinde bir azalmaya sebep olduğu, bunun dışında bir ay süreyle yapılan De Lorme ve Oxford egzersizlerinin koroner kalb hastalığı risk faktörleri üzerine önemli bir etkisinin olmadığı kanaatine varıldı.Master Thesis Postoperative Rehabilitation of Lomber Disc Herniation(1996) Özveren, Aysun; Adak, BurhanÖZ Lomber disk hemileri oldukça sık görülen bir sağlık sorunudur. Ağrı ve hareket limitasyonu ile günlük yaşamdaki bağımsızlığı önemli ölçüde etkilemektedir. Hastanın bağımsızlığa kavuşturulması ve eski aktif yaşantısına döndürülebilmesi için ilaç,cerrahi tedavi ile fizyoterapi-rehabilitasyon gibi çok yönlü tedavi yöntemlerine gereksinim vardır. Merkezimiz beyin cerrahi kliniğinde ameliyat edilen lomber disk hernili hastaların, ameliyat sonrası erken dönemde başlanıp sürdürülen egzersiz programı ve rehabilitasyon çalışmalarının programa alman ve alınmayan hastalar üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Tüm denekler operasyondan önce ve operasyondan sekiz hafta sonra modifiye schober, standart goniometrik ölçümler, abdominal ve alt ekstremite kas testleri ve postür analizi yönünden değerlendirilmiştir. Sonuçların literatür ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Lomber Disk Hernisi, Postoperatif Rehabilitasyon.specialization-in-medicine.listelement.badge Servikal Aks Düzleşmesi Olan Hastaların Mrg ve Fizik Muayene ile Etyolojilerinin Belirlenmesi(2003) Demirel, Adnan; Adak, BurhanI. ÖZET Bu çalışmanın amacı, servikal aks düzleşmesi olan boyun, boyun / baş, boyun / omuz-kol ağrısı olan hastaların fizik muayene, röntgen ve MRG ile incelenip servikal lordoz düzleşmesinin altında yatan nedenleri ortaya koymak ve ileri tetkikin ne kadar gerekli olduğunu ve fizik muayenenin önemini ortaya koymaktı. Olgularımızın en küçüğü 21, en büyüğü 48 yaşında olup yaş ortalaması 34.4 dü. Olguların 11 'i erkek 49'u kadındı. Olgularımız, boyun, boyun-baş, boyun-omuz ve kol ağrısı yakınması ile başvuran 60 hastanın iki yönlü servikal grafileri çektirilerek servikal lordoz düzleşmesi olan hastalar çalışmaya alındı. Tüm olgular boyun ağrısına neden olabilecek hastalıklar açısından ayrıntılı fizik muayene yapıldı ve her hastaya A-P ve lateral servikal grafi istenip lordoz açıları Cobb metodu ile değerlendirildikten sora MRG'leri istendi. İlk çekilen servikal grafiden 3-4 ay sora çektirilen MRG ların sonuçlarıda incelendikten sonra servikal lordoz düzleşmesinin altında yatan etiyolojik faktörler tasnif edildi. MRG sonuçlarında lordoz düzleşmesi olanlar kronik, düzleşme olmayanlar akut olarak kabul edildi. Yaptığımız çalışma kronik servikal aks düzleşmesi olan hastaların %62.5'in de fibromyalji sendromu, %35'sinde servikal herni, %47.5'in de gerilim tipi baş ağrısı, %30'un da anksiyete, %22.5'in de servikal spondiloz, %17.5'in de myofasial ağrı sendromu bulundu. Akut vakaların ise %50'si gerilim tipi baş ağrısı, %25'u servikal herni, %45'in de servikal spondiloz, %30'un da fibromyalji sendromu, %15'in de myofasial ağrı sendromu, %10'un da anksiyete, %10'un da depresyon bulundu. Bu çalışma her iki grupta da gerilim tipi baş ağrısı oldukça yüksek olup, kronik grupta psikiatrik bozuklukların ve fibromyalji sendromu' nun akut gruptan daha fazla olduğunu tespit ettik. Akut grupta ise kronik gruba göre servikal spondilozun arttığını ve fibromyalji sendromu ' nun azaldığını tesbit ettik. Bulduğumuz sonuçlarda; fibromyalji sendromu, gerilim tipi baş ağrısı ve psikiatrik bozuklukların yüksek olduğunu ve boyun ağrılarında ileri görüntüleme tetkiklerinin istenmeden önce mutlaka bu hastalıkların gözden geçirilmesinin faydalı olacağı görüşündeyiz. Ayrıca servikal aks düzleşmesinin servikal vertebral kolonda bazı patolojilere neden olabileceğini, bu nedenle tedavi edilmesi gerektiği görüşündeyiz.Other Spinal Intramedullary Dermoid Tumors Report of Two Cases(1997) Anlar, Ömer; Güven, Mehmet Bahadır; Uğraş, Serdar; Adak, Burhan; Orakdöven, Metin; Kıymaz, Nejmi; Yüceer, NurullahWe presented two cases of the spinal intradural intramedullary dermoid tumors (dermoid cysts). Two cases were admitted to the hospital with a history of backache, weakness of the lower extremities and urinary retention. Myelography and computed tomography with contrast were performed to the patients. Myelography showed subto¬ tal obstruction. Computed tomography with contrast media demonstrated low attenuation values. Both intramedullary tumors were subtotally excised by microsurgical techniques. Histopathological examinations con¬ firmed the dermoid tumor. Urinary retention was improved after the operation* Weakness of the lower extremities was also gradually recovered in two cases.Master Thesis The Incidence of Obesity in Van City in Primary and High School Students and Relationship To Exercise and the Other Factors(2001) Yıldız, Mehmet Emin; Adak, BurhanBu çalışma; Van ili ilköğretim ve lise okullarındaki öğrencilerin obesite sıklıklarının, beslenme alışkanlıkları, egzersiz durumu ve diğer faktörlerle ilişkisinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Araştırma kapsamına, 794' ü erkek ve 206' sı kız olmak üzere toplam 1000 öğrenci alınarak öğrencilerin, 'Vücut Kütle İndeksi'ne göre obesite durumları ve Deri Kıvrım Kalınlıkları (DKK) ölçülerek vücut yağ oranları hesaplandı. Ayrıca öğrencilerin kişisel ve ailevi bilgileri, beslenme alışkanlıkları ve aktivite durumlarını belirlemek üzere anket değerlendirilmesi yapıldı. Araştırma sonucunda; öğrencilerin %4.7' si obes bulundu. Erkeklerde bu oran %4.2 iken kızlarda %6.8'dir. Bunun yanında öğrencilerin %61.5'i de zayıf bulunmuştur. Bunun sebebi, kırsaldan büyük göçle gelen yoksullukla birlikte yetersiz beslenme ve yüksek fiziksel aktivite olduğu anlaşılmıştır. Sosyoekonomik düzeyi yüksek öğrencilerde obesite oranı %8.7 ile %23.7 arasında değişirken, sosyoekonomik düzeyi düşük olanlarda ise bu oran %1.8 ile %2.9 arasında değişmektedir. Babası veya annesi obes olanlarda obesite oranı yüksek bulunmuştur. Anne ve baba eğitim durumları ile obesite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Obeslerin aşırı ve dengesiz beslenmeleri yanında, daha az fiziksel hareket yaptıkları belirlenmiş olup zayıfların da yetersiz beslenme yanında çoğunun aktif spor yaptıkları anlaşılmıştır. Obeslerin beslenme davranışlarında sık sık, hızlı ve fazla yemek yeme eğiliminde oldukları tespit edilmiştir. Hareketli oyun ve aktif spor yapanlarda obes oranı düşmektedir. Obeslerin, pasif zaman sürelerinin obes olmayanlara göre daha fazla olduğu da anlaşılmıştır. Obes çocuklar için beslenmelerini düzenleyici ve fiziksel aktivitelerini arttırıcı eğitim programları geliştirilmelidir. Zayıf çocuklara da, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı edinmeleri ve aldıkları enerji kadar fiziksel aktivite yapmaları gerektiği bilinci kavratılmak ve yönlendirilmelidir.Anahtar Sözcükler: Obesite, Beslenme, Egzersiz, Öğrenciler, EğitimMaster Thesis The Problems and Incidance of Pes Planus in Soldiers Living in Van Area(1998) Baltaş, Mukadder Gün; Adak, Burhan; Göksoy, Turgutoz Pes Planus ülkemizde sıkça görülen bir problem olup insanlara fiziksel kısıtlamalar ve sorunları beraberinde getirmektedir. Buna karşılık Türkiye'de yapılmış geniş bir çalışmaya dayalı istatistiksel olarak bir veriye rastlanmamıştır. Çocukluk çağında saptanıp tedavi edilmekle birlikte hiç fark edilmeyen veya gözden kaçan durumlar insanlara ileriki yaşlarda sorunlar getirmektedir. Bu çalışmada Van J. Askeri Hastanesine çeşitli yakınmalarla genel kayıta müracaat eden 798 kişilik bir asker grubuna hazırladığımız pedograma basma uygulaması yaptık. Çalışmamız 13 Ocak 1997 tarihleri ile 4 Mart 1997 tarihleri arasında gerçekleşti. Yapılan testler sonucunda incelemeye aldığımız kağıtlardaki pes planus oranı % 27.5 olarak tespit edildi. Anahtar Kelimeler: Pes Planus, Pedogram.