Browsing by Author "Akköprü, Ahmet"
Now showing 1 - 18 of 18
- Results Per Page
- Sort Options
Article Aynısefa (Calendula Officinalis L.)’nın Kimyasal, Fizyolojik ve Morfolojik Gelişim Parametreleri Üzerine Bazı Endofitik Bakterilerin Etkisi(2023) Şelem, Ezelhan; Uçar, Ceylan Pınar; Tunçtürk, Rüveyde; Akköprü, Ahmet; Tunçtürk, MuratBu çalışmada, 11 endofit bakteri izolatının Calendula officinalis L. bitkisinde bazı morfolojik, kimyasal ve fizyolojik özelliklerine etkisi araştırılmıştır. Calendula officinalis L. bitkisine ait tohumlar; Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’ne ait olan iklim odasında, kontrollü şartlarda (% 65 nem, 25 oC sıcaklık ve 8/16 saatlik karanlık/aydınlık fotoperiyotta), 500 cc’lik saksılarda, torf + toprak + perlit (1:2:1) ortamına 7 tekerrürlü olarak yetiştirilmiştir. Endofit bakteri izolatlarının her birinin incelenen parametreler bakımından bitkilerde pozitif, negatif veya nötr olarak farklı etkilerde bulunduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda ölçüm ve gözlemleri yapılan parametrelerin tamamının istatistiksel olarak önemli olduğu sonucuna varılmıştır. İncelenen parametrelerden kök yaş (3.16-5.75 g) ve kök kuru (0.39-0.88 g) ağırlığı, gövde yaş (0.69-4.38 g) ve gövde kuru (0.50-0.75 g) ağırlığı, kök boyu (12.57-21.95 cm), azot balans indeksi (25.17-70.56 mg g-1), klorofil (18.99-27.45 mcg cm-2), flavonol (0.33-0.62 Dualex index), antosiyanin (0.108-0.041 Dualex index), yaprak alanı (6.21-16.7 cm2) ve bitki sıcaklığı (20.08-21.22 °C) istatistiksel olarak % 1 düzeyinde önemli görülürken; bitki boyunun, (7.50-10.00 cm) % 5 düzeyinde önemli olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda oluşturulacak uygun bitki-bakteri kombinasyonlarının çevre dostu ve sürdürülebilir C. officinalis üretimini mümkün kılacağı ön görülmektedir.Master Thesis Characterization of Endophytic Bacteria Isolated From Van Lake Basin and Determination of Antagonistic Effects Against Some Plant Pathogenic Bacteria in Vitro Conditions(2019) Babier, Yasin; Akköprü, AhmetSürdürülebilirlik açısından bitki gelişimini teşvik eden ve bitki hastalıklarını baskılayan PGPR'lar ve bu grupta yer alan, bitki dokusu içerisinde kolonize olabilmesiyle öne çıkan endofit bakterilerin tarımda kullanımı gün geçtikçe önemini arttırmaktadır. Bu çalışmada, Van Gölü Havzasında üretimi yapılan kültür bitkilerinden izole edilen 191 endofit bakteri seçici besiyerleri kullanılarak in vitro'da azot fiksasyon kabiliyetleri, fosfataz aktiviteleri, siderofor üretimleri, ACC-deaminaz üretimleri ve indol-3-asetik asit üretim kabiliyetleri yönünden karakterize edilmiştir. Karakterizasyon çalışmalarında gösterilen başarıya göre endofit bakteriler önceden belirlenen bir tartılı derecelendirme puanına tabi tutulmuş ve ilk 30 izolatın belirlenen 7 bitki patojenine karşı in vitro'da antagonistik etkileri değerlendirilmiştir. Karakterizasyon ve antagonizm sonuçlarına göre en başarılı 5 izolatın 16srRNA bölgesi dizi analizi yoluyla tanılamaları gerçekleştirilmiştir. In vitro testler sonucunda izolatların hiçbirinin azot fiksasyonu yapmadığı, % 20'sinin fosfataz aktivitesi gösterdiği, % 53.3'ünün indol-3-asetik asit ürettiği, % 13.9'unun ACC-deaminaz enzimi ürettiği ve % 75'inin siderofor ürettiği belirlenmiştir. V33K1, V35Y1, V34G1, V17G2, V30Y3, V38K1, V17K1 ve V36Y2 kodlu izolatının karakterizasyon çalışmalarında incelenen 5 özelliğin 4'üne sahip olduğu belirlenmiştir. V30Y3 ve V30G2 kodlu izolatların bütün patojenlere karşı engelleme zonu oluşturarak en başarılı izolatlar olmuştur. Antagonizm çalışmalarında kullanılan 30 izolatın 17'sinin en az 1 patojene karşı engelleme zonu oluşturduğu belirlenmiştir.Research Project Dedection of Viroid, Phytoplasma and Fungal Diseases of Stone Fruit Trees Grown in East Anatolia by Molecular Methods(2005) Selçuk, Muharrem; Polat, Bülent; Usta, Mustafa; Demır, Semra; Akköprü, Ahmet; Sipahioğlu, H. MuratDoğu Anadolu Bölgesinde yetiştiriciliği yapılan sert çekirdekli meyvelerdeki viroid, fitoplazma ve fungal hastalıkları belirlemek amacıyla 2003-2004 yıllarmm haziran-ekim aylan arasında geniş çaplı survey çalışmaları yürütülmüştür. Peach latent mosaic (PLMVd) ve Hop stunt (HSVd) viroidlerini araştırmada moleküler hibridizasyon (doku bastırma ve dot blot) testi kullanılmıştır. Testlenen 491 sert çekirdekli meyve örneğinin 16'smda viroid infeksiyonu tespit edilmiştir. Tespit edilen infeksiyonlarından 15'inin şeftalilerde PLMVd viroidine (%3) birinin ise kayısıda HSVd viroidine (%0.1) ait olduğu belirlenmiştir. Viroid hastalıklarından ileri gelen toplam infeksiyon oranı %3.2 olarak belirlenmiştir. HSVd viroidinin Doğu Anadolu bölgesindeki varlığı ilk defa bu çalışma ile tespit edilirken, bölgenin önemli kayısı yetiştiricisi illeri olan Malatya ve Elazığ'da PLMVd infeksiyonuna rastlanmamıştır. 'Candidates Phytoplasma prunorum\"un kayısılardaki varlığını tespit etmek amacıyla simptomatik örneklere gerçekleştirilen PCR testi sonucunda infekteli örneğe rastlanmamıştır. Bölgeden toplanan simptomatik sert çekirdekli meyve örneklerinden Armillaria mellea, Cytospora spp., Monilinia laxa, Stigmina carpophila, Chondrostereum purpureum, Fusarium spp., Rosellinia spp. ve Phytophthora spp fungusları tespit edilmiştir.Master Thesis Determination and Identification of Bacterial Soft Rot Pathogens on Potato Tubers in Erbil Province-Iraq(2021) Hamadameen, Waleed Ahmed; Akköprü, AhmetEkonomik açıdan en önemli ürünlerden biri olan Patates dördüncü ana gıda grubu olarak kabul edilir. Patates yumuşak çürüklüğü, Pectobacterium ve Dickeya türleri gibi çeşitli bakteriyel patojenler tarafından oluşturulur. Dünya çapında patates yumrularını etkileyen başlıca yıkıcı hastalıklardan biridir. Bu çalışma, Irak, Erbil bölgesinde patates yumuşak çürüklük hastalığına neden olan bakteriyel patojenleri geleneksel ve moleküler yöntemlerle belirlemeyi amaçlamaktadır. Örnekler Irak-Erbil ilinin çeşitli lokasyonlarındaki depo ve tarlalarda toplanmıştır. İzole edilen aday patojen bakteri izolatları ile biyokimyasal ve fizyolojik testler (KOH, oksidaz, katalaz, aşırı duyarlılık reaksiyonu, patojenite testi ve CVP ortamı) testler yapılmıştır. DNA izolasyonu yapılan patojen bakterilerin 16S rRNA bölgeleri PCR çalışması ile çoğaltılarak dizi analizi çalışması yapılmıştır. Çalışma sonucunda Erbil ilinde baskın yumuşak çürüklük patojeninin Pectobacterium carotovorum subsp. caratovorum olduğu bunu takiben Dickeya dianticola ve Dickeya solani'nin geldiği belirlenmiştir.Master Thesis Determination of Copper Resistance of Bacterial Canker Caused by Pseudomonas Syringae Pathovars Izolated From Stone Fruit Trees(2019) Husseını, Ahmad; Akköprü, AhmetDünyada sert çekirdekli meyvelerdeki önemli bakteriyel hastalıklardan biri olan bakteriyel kanser hastalığının mücadelesinde uzun süreden beri yoğun olarak bakırlı preparatların kullanımı direnç problemini doğurmuştur. Bu çalışmada, sert çekirdekli meyve yetiştiriciliğinde pestisit kullanımının düşük düzeyde olduğu Van Gölü Havzası ve yüksek düzeyde olduğu İzmir ili ve civarından elde edilen Pseudomonas syringae patovarlarının (syringae ve morsprunorum) bakır toleransı düzeylerinin in-vitro ve moleküler olarak belirlenmesi ve olası direnç mekanizmalarının tespiti amaçlanmıştır. In-vitro çalışmalarda, Metanol-glutamin agar ortamında (MGY) bakır sülfat ve 4 farklı bakırlı pestisitin izolatların gelişimi üzerine etkisleri Minimum İnhibisyon Konsantrasyonunu (MIC) ve % 50 Öldürücü doz (LD50) olarsak değerlendirilmiştir. Dirençle ilgili genleri copA ve cusA'nın varlığı PCR ile araştırılmış, dizi analizleri yapılarak izolasyon bölgeleri ve izolatlar arasındaki ilişki filogenetik ağacı oluşturularak incelenmiştir. Direnç seviyelerinin izolatlar ve kullanılan bakır formulasyonuna göre farlılık gösterdiği belirlenmiştir. Mancozeb ve Bordo karışımının birlikte olduğu formulasyonu en başarılı pestisit olur iken, yalnızca bakır etkili formulasyonlarda ise bakır oksiklorür en başarılı pestisit olmuştur. Tüm izolatlar içinde maksimum MIC değeri 2 mM olarak belirlenmiştir. İzolatların % 79'unun MIC değeri 1 mM ve altında kalmıştır. İzolatların yanlızca 4'ünde copA geni belirlenmiş ve bunların üçü İzmir bölgesinden izole edilmiştir. copA geninin dizileri patovarlara göre farklılık göstermemesine rağmen, izolatlar iki grup altında toplanmıştır. Hiçbir izolatın cusA genine sahip olmadığı tespit edilmiştir. Direnç genine sahip olmayan izolatlardaki direnç düzeyi farklılığının Chalkophore üretimi ile ilgili olabileceği belirlenmiştir.Article Domateste Alternaria Solani (Ell. & G. Martin) Sor.’ye Karşı Bazı Endofit Bakterilerin Etkisi(2020) Demır, Semra; Boyno, Gökhan; Akköprü, AhmetDünyada domates yetiştiriciliği yapılan tüm alanlarda erken yanıklık hastalığına neden olanAlternaria solani (Ell. and G. Martin) Sor. önemli derecede ürün kayıplarına neden olmaktadır. Buaraştırmada, 8 endofit bakteri (EB)’ nin (T2K2, T26Y1, G116S2, T13K1, V17G2, V30Y3, V38K1 veV40K2) A. solani’nin neden olduğu erken yanıklık hastalığına ve domatesin morfolojik gelişimparametrelerine olan etkileri araştırılmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında EB izolatlarının in-vivo’da bitkimorfolojik gelişimine ve in-vitro’da A. solani’ye karşı antagonistik etkilerine bakılmıştır. Bu çalışmadabaşarılı bulunan EB izolatları ile ikinci aşamaya geçilmiştir. Bu aşamada, seçilen EB izolatlarının A.solani ile enfekteli bitkilerin gelişim parametreleri ile hastalığa olan etkileri değerlendirilmiştir. EBizolatlarının hastalığı %11-53 oranında baskıladığı belirlenmiştir. In-vivo testlerde T13K1, V40K2 veV30Y3 izolatları hastalığa karşı en etkili uygulamalar olmuştur. Ayrıca V40K2 izolatı, hastalıksız vehastalık stresi altında bitkilerin gelişimini genel olarak arttırmıştır. Bu izolatı takiben enfektesizbitkilerde G116S2 izolatının kök yaş ağırlığını (0.49 g), enfekteli bitkilerde ise sürgün boyunu (59.17cm) arttırırken, T13K1 izolatı ise enfektesiz uygulamalarda sürgün yaş (3.14 g) ve kuru ağırlığını (0.34g) arttırmıştır. Enfekteli uygulamalarda negatif kontrole (K(-)) göre EB izolatları, bitki gelişiminiolumlu etkilerken, pozitif kontrole (K(+)) göre farklılık göstermiştir. Sonuç olarak, kullanılan EBizolatlarının pestisit ve sentetik gübre girdisini azaltma potansiyelinin olduğu, fakat bu etkininpatojen-endofit bakteri interaksiyonuna göre farklılık gösterebileceği belirlenmiştir.Master Thesis Effect of Endophytic Bacteria and Arbuscular Mycorrhizal Fungi on Bacterial Spot Disease of Pepper and Some Plant Growth Parameters(2020) Çakar, Kamuran; Akköprü, AhmetBu çalışmanın amacı, Arbusküler Mikorizal Fungus (AMF) Glomus mosseae ve iki rizobakterinin (Pseudomonas fluorescens WCS365 ve Pseudomonas sp. V31Y4) tek ve ikili uygulamalarının bitki büyüme parametreleri, klorofil, fosfor içeriği ve bakteriyel yaprak lekesi hastalığı (Xanthomonas euvesicatoria-Xe) üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Biber cv. Demre tohumları, iklim odasında AMF inokule edilmiş steril torf yetiştirme ortamına ekilmiştir. Rizobakteriler, biber fidelerine içirme yöntemi ile iki farklı dönemde uygulanmıştır. Patojen yapraklara püskürtülerek inokule edilmiştir. Hastalığın şiddeti çalışma sonunda 1-6 skalası yardımıyla değerlendirilmiştir. Biyolojik savaş elemanlarının hem tek hem de çift olarak uygulanmalarının bitki gelişimini olumlu yönde etkilediği gözlenmiştir. AMF ile yapılan uygulamanın kök yaş ağırlığını arttırdığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, AMF ve WCS365'in tek ve birlikte uygulamalarının P içeriğini arttırdığı belirlenmiştir. Tüm biyolojik savaş elemanları klorofil içeriğini kontrol gruplarına göre attırmıştır. AMF'nin kök kolonizasyonu patojen kombinasyonları ile azalmıştır, buna karşılık WCS365 uygulaması mikorizal kolonizasyonu arttırmıştır. Bakteri uygulamaları, hastalık şiddetini baskılamada AMF uygulamasından daha başarılı olmuş, fakat en başarılı sonuç AMF+WCS365+Xe'in üçlü uygulama grubundan elde edilmiştir. Anahtar kelimeler: Biber, Mikoriza, PGPR, Xanthomonas euvesicatoria.Doctoral Thesis Effects of Endophite Bacteria Applications on Some Morphological and Physiological Characteristics and Gene Expressions in Cucumbers Under Biotic and Abiotic Stress(2024) Uçar, Ceylan Pınar; Akköprü, Ahmet; Bektaş, YaseminBitki hastalıkları ile biyolojik savaşta genellikle biyolojik kontrol ajanının (BKA) etkinliği tek stres altındaki bitkilerde değerlendirildiği için doğada birden fazla strese maruz kalan bitkinin ve BKA'nın performansı tam olarak yansıtılamamaktadır. Bu çalışma, Pseudomonas syringae pv. lachrymans (Psl)'nin neden olduğu Hıyar Köşeli Yaprak Lekeli (HKYL) Hastalığı ve polietilen glikol (PEG) ile oluşturulan kuraklık stresine ardışık olarak maruz kalmış hıyarlarda endofit bakterilerin (EB) ve stres faktörlerinin birbirleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Her iki strese karşı ayrı ayrı başarılı olduğu tespit edilmiş EB Acinetobacter calcoaceticus V33K2 izolatı hıyarlara uygulanmış ve hidroponik ortamda ardışık olarak biyotik (Psl) ve abiyotik (kuraklık) strese maruz bırakılmıştır. Kuraklık stresinin önce uygulandığı gruplarda HKYL hastalık şiddeti %131, kuraklık şiddeti ise %50 oranında artmış, Psl önce uygulanmış gruplarda pozitif kontrole göre değişim gözlenmemiştir. Seçilen EB V33K2 izolatı HKYL hastalığını (%46) ve kuraklık stresinin (%11) etkilerini azaltmıştır. EB V33K2 iki strese maruz kalan bitkilerde ise sırasıyla kuraklık ve HKYL hastalık şiddetini; kuraklık stresi önceliğinde %22 ve 36, biyotik strese önceliğinde ise %11 ve 20 oranında azaltmıştır. EB V33K2 uygulamaları toplam klorofil, klorofil-a ve karotenoid içeriğinde önemli artışlar sağlamıştır. MDA içeriği EB uygulamasında en düşük düzeyde kalmıştır. Uygulama grupları arasında en yüksek prolin birikimi EB+PEG+Psl grubunda gözlenmiştir. PR-1 geninde ikili stres altında ve LOX-1 geninde ise tüm stres faktörleri altında 96. saatte EB uygulanan gruplarda uygulanmayan gruplara göre gen ifadesi yukarı yönlü ifadesinin daha fazla olduğu gözlenmiştir. SnRK-2.5 geninde ise ikili stres uygulamalarında 72. ve 96. saatte EB uygulanan grupların uygulanmayan gruplara göre yukarı yönlü indüklenmeyi arttırdığı gözlenmiştir. EB V33K2 uygulaması ikili stres koşullarında hıyar bitkilerinin sağlığı ve gelişimine önemli katkı sağlamıştır. Ancak bu konunun tam olarak anlaşılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.Master Thesis Effects of Endophyte Bacteria and Silicate on Common Bacterial Blight (xanthomonas Axonopodis Pv. Phaseoli) Disease in Common Bean(2021) Çelik, Ruken; Akköprü, AhmetBu tez çalışmasının amacı; silisyum dioksid (SiO2) ve bazı endofit bakterilerin (EB) tekli ve ikili inokulasyonlarının fasulyede Xanthomonas axonopodis pv. phaseoli'nin (Xap) neden olduğu adi yaprak yanıklığına ve bitki gelişimine etkilerinin belirlenmesidir. Önceki çalışmalar ile farklı bakteriyel patojenlere karşı etkinliği belirlenip, bazı özellikleri tespit edilmiş 5 EB çalışmada kullanılmıştır. Torf ve perlit (1/1) karışımından oluşan yetiştirme ortamında iklim odası koşullarındaki (14 saat aydınlık, 25±2 ̊C) bitkilerin yapraklarına patojen pülverize edilerek, EB bakteriler ise bitkilere kök boğazından içirme yöntemiyle uygulanmıştır. Yapılan ön in vivo çalışmalar ile hastalık kontrolü ve bitki gelişim parametrelerine göre en başarılı EB seçilmiştir. Ayrıca SiO2'in farklı uygulama şekli ve dozlarının hastalık şiddeti ve bitki gelişimine olan etkilerine göre en uygun olanları belirlenmiştir. İçirme yöntemi ile uygulanan 30 mM SiO2'in %41 düzeyinde hastalığı kontrol ettiği belirlenmiştir. En başarılı EB izolatı V30G2'nin hastalık gelişimini teksel olarak %41 düzeyinde baskılayabildiği gözlenmiştir. SiO2 ve V30G2 (Pseudomonas caspiana) izolatının birlikte kullanımının hastalık gelişimini %52 oranında baskıladığı ve bitki gelişimine pozitif etkileri olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca klorofil içeriğini önemli düzeyde arttırarak, bitki biyomasına pozitif katkılarda bulunduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak uygun kombinasyonlar ile EB ve SiO2'un birlikte kullanımının hastalık kontrolüne ve bitki gelişimine pozitif katkısı olabileceği belirlenmiştir. Bu yolla biyolojk savaşımın etkinliğinin arttırılarak pestisit ve sentetik gübre girdisinin azaltılabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Effects of Endophyte Bacteria Isolated From Plants Developed in Saline Environment on Angular Leaf Spot Disease (pseudomonas Syringae Pv. Lachrymans), Salinity Stress and Plant Growth of Cucumber(2020) Olur, Ümmügülsüm; Akköprü, AhmetBu çalışmanın amacı; Van Gölü bölgesindeki tuz yataklarında gelişen yabani bitkilerden endofitik bakterilerin (EB) izole edilmesidir. Elde edilen EB'lerin in vitro'da karakterizasyonu ve in vivo koşullarda hıyar bitkisinin gelişimine, Pseudomonas syringae pv lachrymans (Psl)'ın neden olduğu köşeli yaprak leke hastalığına ve tuz stresine karşı etkinliklerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. In vivo çalışmalar 16 saat aydınlık, 8 saat karanlık ve 24±2°C koşullarına sahip iklim odasında gerçekleştirilmiştir. EB'ler bitkiye tohum kaplama ve içirme şeklinde uygulanmıştır. Psl süspansiyonu ise bitki yapraklarına pülverize edilerek uygulamıştır. Tuz uygulamaları için 3 farklı tuz konsantrasyonu (40 mM, 80mM ve 120 mM) oluşturulmuştur. Uygulamalar dört günde bir olacak şekilde ve 4 defa bitkiye içirme biçiminde uygulanmıştır. Elde edilen 62 adet EB'nin % 40'ının fosfataz aktivitesine, % 96'sının siderofor üretebilme kabiliyetine, % 8'inin % 15'e kadar tuza dayandıkları ve hiçbirinin ACC-deaminaz aktivitesine sahip olmadığı belirlenmiştir. In vitro testlerde başarılı bulunan EB izolatlarının incelenen parametrelere göre farklı düzeylerde bitki gelişimini arttırdığı belirlenmiştir. Hastalığa karşı kullanılan bitkilerde G116S2 izolatının % 39 oranında Psl'yi engellediği gözlenmiştir. Tuz stresi altındaki bitkilerde ise T14K1 ve T13K1 izolatı 120 mM'de % 23 ve 40 mM'de sırasıyla % 41, % 9 oranında tuz şiddetini azaltmıştır. Aynı zamanda T26Y1 izolatının 80 mM tuz konsantrasyonunda kök ağırlığını, kök boyunu, gövde çapını, yaprak sayısını attırdığı belirlenmiştir. Ayrıca 80 mM tuz konsantrasyonunda T13K1, T14K1, G116S2 izolatları bitkinin su tutma kapasitesini arttırmıştır. Membran zararlanma indeksine karşı EB izolatları başarı sağlayamamışlardır. Anahtar Kelimeler: Bitki gelişimi, Endofit bakteri, Hıyar, Psl, Tuz stresi,Master Thesis Effects of Endophytic Bacteria and Pseudomonas Syringae Pv. Lachrymans on Plant Health and Population Dynamics in Cucumbers Grown Under Different Cultivation Environments(2023) Bazar, Bedia; Akköprü, AhmetBu çalışmanın amacı; steril olmayan toprak+kum, yarı steril torf+perlit ve steril hidroponik yetiştirme ortamlarında hıyar bitkilerine uygulanan endofit bakterilerin (EB) bitki gelişimine ve Pseudomonas syringae pv. lachrymans'ın (Psl) neden olduğu hıyar köşeli yaprak leke hastalığıa etkisinin ve bu yetiştirme ortamları ve uygulamaların EB ve Psl popülasyonu üzerine etkisinin belirlenmesi hedeflenmiştir. In vivo çalışmalar 16 saat aydınlık, 8 saat karanlık koşullarda 24±2°C koşullarına sahip iklim odasında gerçekleştirilmiştir. EB içirme ve daldırma yöntemi ile uygulanırken, Psl pülverize ederek uygulanmıştır. Populasyon takipleri için farklı zaman noktalarından kök ve sürgün örnekleri alınarak yapılmıştır. EB izolatları arasından seçilen G118K1T izolatının kökteki kolonizasyonunu gözlem sonuna kadar 105-6 CFU/g plant, toprak üstü aksamda ise 102-3 CFU/g doku aralığında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca EB popülasyonu yetiştirme ortamlarından ve patojen Psl tarafından önemli düzeyde etkilenmediği tespit edilmiştir. Yetiştirme ortamının Psl popülasyonu üzerine önemli bir etkisi gözlenmez iken, EB G118K1T'in Psl popülasyon gelişimi sınırladığı belirlenmiştir. Psl popülasyonu 105 CFU/g doku'dan aralığı 107 CFU/g doku'a doğru artış gösterirken, G118K1T uygulaması popülasyonu 106 CFU/g doku'da sınırlamıştır. Yetiştirme ortamlarındaki Hastalık şiddeti belirli zaman noktalarında farklılık göstermekle birlikte genel eğilim benzer olmuş ve %48-54 arasında değişmiştir. EB G118K1T uygulaması hastalık gelişim seyrini (AUPDC) önemli düzeyde sınırlandırmış ve yetiştirme ortamlarına göre %26-40 arasında etki göstermiştir. In vitro'da G118K1T'in Psl üzerine herhangi bir antagonistik etkisi gözlenmemiştir. Yetiştirme ortamlarının ve bu ortamlara EB G118K1T uygulamasının bitki biyomasını farklı düzeylerde etkilediği gözlenmiştir. Sonuç olarak farklı yetiştirme sistemlerinde EB G118K1T izolatının hastalık baskılama performansını önemli düzeyde korumuştur. EB G118K1T izolatı her üç ortamda da başarılı bir şekilde kolonize olmuş ve kolonizasyonunu gözlem sonuna kadar sürdürmüştür. Hastalık tablosundaki ve Psl popülasyonda gözlenen azalış korumanın uyarılmış bitki dayanıklılığı yoluyla olabileceğini göstermiştir.Master Thesis Isolation and Diagnosis of Pseudomanas Savastanoi Pv. Savastanoi, and Determination of the Prevalence and Insidance of Olive Knot Disease Caused by It at Mardin Province(2023) Oktay, Mehmet Nur; Akköprü, AhmetBu çalışmada; zeytinin yetiştiriciliğinin çok eski tarihlere dayandığı ve yerel çeşitleri barındıran Mardin ilinde Pseudomonas savastonoi pv. savastanoi'nin sebep olduğu Zeytin Dal Kanseri hastalığının şiddeti, oranı ve yaygınlığının belirlenmesi, ayrıca patojenin izolasyonu, biyokimyasal ve moleküler tanılanmasının yapılmasını kapsamaktadır. Mardin ili Nusaybin, Derik, Kızıltepe, Artuklu, Midyat, Savur ve Yeşilli ilçelerinde yapılan sörvey çalışmalarından elde edilen izolatların biyokimyasal tanılamasında Levan oluşumu, Oksidaz testi, IAA testi kullanılmıştır. İzolatların maleküler tanılaması indol asetitk asit bölgesine spesifik IAAF/F primerleri ile 16s rRNA bölgelerinin dizi analizleri ile yapıldı. İki yaşındaki Zeytin fideleri ile de patojenisite çalışmaları gerçekleştirilildi. Çalışma kapsamında 47 bahçe incelendi ve elde edilen izolatlardan 28'inin Ps pv. savastanoi olduğu tespit edildi. Midyat ilçesinde hastalık tespit edilemedi. Derik ilçesinde hastalığın yaygınlığının %86.66 düzeyinde olduğu belirlendi. Hastalık oranınında yine Derik ilçesi 3.54 ile ilk sırayı alırken, bunu takiben 3.38 ile Nusaybin ilçesi geldi. Hastalığın il geneli yaygınlığının %57.34, hastalık oranının ise %1.49 olduğu tespit edildi. Yetiştirilme bölgesi (ilçe) ile Hastalık şiddeti arasında bir ilişki olduğu tespit edildi. Ayrıca hastalık şiddetinin zeytin çeşitlerine ve pestisit uygulamasına göre değişiklik gösterdiği, fakat gübreleme ve sulama metodunun etkisinin olmadığı tespit edildi.Article Katı ve Sıvı Solucan Gübresi Uygulamalarının Farklı Yetişme Ortamlarında Fasulye Gelişimine ve Bakteriyel Adi Yaprak Yanıklığı Hastalığına Etkileri(2021) Akköprü, Ahmet; Öztürkci, YusufBu çalışmada, katı ve sıvı formlardaki Vermilkompostun farklı yetiştirme ortamlarında bitki büyümesi ve bakteriyel adi yaprak yanıklığı hastalığına etkisi araştırılmıştır. Vermilkompostun sıvı formu 1/100, 1/150, 1/200 oranlarında, katı formu ise %10, %20, %40 oranlarında torf ve toprak yetiştirme ortamına uygulanmıştır. Fasulye yaprak patojeni, Xanthomonas axonopodis pv. phaseoli (Xap), 107 CFU mL-1 konsantrasyonda yapraklara püskürtülerek uygulanmıştır. Uygulamaların bitki büyüme parametrelerine, toplam klorofil içeriğine ve hastalık şiddetine etkileri değerlendirilmiştir. Genel olarak uygulamaların bitki gelişimi ve hastalık şiddetine etkileri vermikompost formuna ve yetiştirme ortamına göre değiştiği belirlenmiştir. Sıvı vermikompost, toprak yetiştirme ortamında kök gelişimi üzerinde daha olumlu etkiler göstermiştir. Bununla birlikte, sıvı vermikompost hastalık şiddetini etkilememiştir. Katı vermikompostun %40'lık dozunun bitki büyümesini engellediği ve her iki büyüme ortamında kloroza neden olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, %10 ve %20'lik dozların bitki büyümesi üzerinde hiçbir olumsuz etkisi gözlenmemiştir. Ayrıca, torf yetiştirme ortamına %10 katı vermikompost uygulanması hastalık gelişimini %48 oranında azaltmıştır. Toprak ortamında ise %10’luk katı formdaki vermikompost %62, %20 dozunda ise %54 oranında hastalık gelişimini önlemiştir.Article Tuz Stresi Altında Gelişen Bitkilerden İzole Edilen Endofit Bakterilerin Bazı Bitki Gelişimini Teşvik Etme Mekanizmalarının ve Hıyar Fide Gelişimine Etkilerinin Belirlenmesi(2021) Olur, Ümmügülsüm; Uçar, Ceylan Pınar; Akköprü, AhmetAmaç: Endofit bakteriler (EB) stres altında gelişen bitkilerde, bitki gelişimi ve sağlığına katkı sağlayabilirler. Bu çerçevede çalışmanın amacı; tuzlu koşullarda yetiştirilen yabani bitkilerden endofitik bakterilerin izole edilmesi, bitki gelişimini teşvik etme (PGP) mekanizmalarının ve hıyar bitkisinin biyokütlesi üzerindeki etkilerini araştırmaktır.Yöntem ve Bulgular: Çalışmamızda Van Gölü havzasında yer alan bir doğal tuz kaynağı bölgesinde gelişen bitkilerden EB izolatlarının izolasyonu yapılmıştır. Bu izolatların PGP özelliklerinin belirlenmesi amacıyla; fosforu çözündürme kabiliyeti, ACC-D aktivitesi, siderofor üretimi ve farklı tuz (NaCl) konsantrasyonlarında gelişme yetenekleri incelenmiştir. Bitki gelişimine etkileri ise iklim odası koşullarında hıyar bitkisi üzerinde test edilmiştir. Amaranthaceae; Poaceae, Zygophyllaceae, Fabaceae; Chenopodiaceae, Hypericaceae familyalarına ait 26 bitkilerden 62 EB izole edilmiştir. Bu izolatlardan %40’ının fosfataz aktivitesine, %97’sinin ise siderofor üretme yeteneğine sahip olduğu belirlenmiştir. İzolatların %92’sinin 0,85 M de, %58’inin 1,28 M de, %8’inin 1,7 M de ve yalnızca bir izolatın ise 2.56 M NaCl varlığında gelişebildiği tespit edilmiştir. Bazı EB izolatlarının bitki sürgün ve kök yaş kuru ağırlığında önemli düzeyde artış sağladığı belirlenmiştir. Genel Yorum: Doğada stres altında gelişen bitkilerin, olumsuz çevre koşullarında mücadelelerine katkı yapacak, bitki sağlığı ve gelişimlerini destekleyebilecek bakterilere ev sahipliği yönünden oldukça yüksek potansiyele sahip oldukları belirlenmiştir.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Belirli karakterlere sahip, stres altında hayatta kalabilecek EB izolatların elde edilmesi için yapılan çalışmada stres altında gelişen bitkilerin tercih edilmesinin başarı şansını arttırabileceği gözlenmiştir.Master Thesis Using Endophytic Bacteria and Arbuscular Mycorrhizal Fungi as Alone and Its Combination Against To Angular Leaf Spot Disease (pseudomonas Syringe Pv. Lachrymans) of Cucumber(2019) Çelik, Yüsra; Akköprü, AhmetBu çalışmanın amacı, Endofit bakteriler (EB), Arbusküler Mikorizal Fungusların (AMF) ve bunların kombinasyonların, Pseudomonas syringae pv. lachrymans (Psl)'ın sebep olduğu Hıyar Köşeli Yaprak Leke Hastalığına, bitki biyokütlesine, klorofil ve fosfor içeriklerine etkileri araştırılmıştır. Ayrıca EB uygulamalarının mikorizal kök kolonizasyon üzerine etkileri de iklim odası çalışmaları ile belirlenmiştir. Endofit bakteriler; Ochrobactrum sp. CB36/1, Pantoea agglomerans CC37/2, Bacillus thuringiensis CA41/1, Pseudomonas fluorescens CC44 ile kaplanan 'Gordion F1' hıyar tohumları, AMF Glomus intraradices ve Gigaspora margarita inokule edilerek hazırlanan perlit yetiştirme ortamına ekilmiştir. Psl dört haftalık fidelere pulverize edilerek uygulanmıştır. Hastalık şiddeti Psl uygulamasından 14 gün sonra 0-6 skalasıyla değerlendirilerek deneme sonlandırılmıştır. EB'lerin teksel uygulamaları hastalık şiddetini önemli düzeyde azaltırken, AMF uygulamalarının herhangi bir etkisi gözlemlenmemiştir. Her iki mikorizal fungus türü ile Pseudomonas fluorescens CC44 ve Glomus intraradices ile Pantoea agglomerans CC37/2 konbinasyonları hastalık şiddetini baskılamada etkili olmuşlardır. Bununla birlikte Pantoea agglomerans CC37/2 izolatı Gigaspora margarita'nın kök kolonizasyonu artırdığı belirlenmiştir. Bitki gelişimi üzerine EB uygulamalarının olumlu etkilerinin daha fazla olduğu görülmüştür. Sonuç olarak uygun mikorizal fungus ve endofit bakteri kombinasyonlarının oluşturulması ile bitki gelişimi ve hastalık kontrolüne pozitif katkılar sunulabileceği görülmüştür.Article Van Gölü Havzasındaki Elmalarda Ateş Yanıklığı Problemi: Durumu ve Hastalığın Yaygınlık Oranı(2017) Akköprü, Ahmet; Kıpçak, CevdetBu çalışmada, Van Gölü havzasında yetiştirilen elma ağaçlarında Erwinia amylovora'nın neden olduğu ateş yanıklığı hastalığının saptanması, yaygınlık ve hastalık oranının belirlenmesi amaçlanmıştır. Surveyler 2015 yılı Mayıs - Temmuz ayları arasında Van ili; Merkez, Edremit, Gevaş, Erciş, Muradiye ilçeleri ile, Bitlis ili; Merkez, Tatvan, Adilcevaz, Ahlat ilçelerindeki 41 bahçede gerçekleştirilmiştir. Elde edilen izolatların tanılanması; biyokimyasal testlerle, G1-F/G2-R primerleri ile moleküler testlerle ve patojenisite testleri ile yapılmıştır. Havzadaki ortalama hastalık oranı %0.23, ortalama yaygınlık oranı ise %36 olarak belirlenmiştir. En yüksek hastalık oranı %6 ile Edremit'te saptanmıştır. Hastalık yaygınlık oranı ise en yüksek Erciş ilçesinde %66,6 düzeyinde tespit edilmiştir. Havzadaki ateş yanıklığı hastalığının yaygınlık oranının yüksek olmasına rağmen yetiştirilen tolerant çeşitler, uygulanan bakım işlemleri ve iklim şartları nedeniyle hastalık oranının düşük seviyede olduğu tespit edilmiştirResearch Project Van ve Çevresinde Gramineae Familyasına Ait Bitkilerde Arbusküler Mikorhizal Fungusların (Amf) Tür Çeşitliliğinin Nested-pcr Yöntemiyle Belirlenmesi(2007) Akköprü, Ahmet; Usta, Mustafa; Demır, Semra; Kaya, İlhan; Sipahioğlu, H. Murat; Aysan, Erizan-Article Van ve Civarında Yetiştiriciliği Yapılan Sert Çekirdekli Meve Ağaçlarında Tespit Edilen Viral ve Fungal Hastalık Etmenleri(2004) Polat, Bülent; Akköprü, Ahmet; Usta, Mustafa; Sipahioğlu, H. Murat; Demır, SemraVan ve yöresi sert çekirdekli meyve üretimi açısından önemli bölgelerimiz arasında yer almaktadır. Bu çalışmada Van ve civarında yetiştiriciliği yapılan sert çekirdekli meyvelerde sorun olan viral ve fungal hastalıklar araştırılmıştır. Prunus Necrotic Ringspot (Erik Nekrotik Halkalı Leke, PNRSV), Apple Chlorotic Leaf Spot (Elma Klorotik Yaprak Leke, ACLSV), Apple Mosaic (Elma Mozaik, ApMV), Prune Dwarf (Erik Cücelik, PDV) ve Plum Pox (Erik Şarka, PPV) virüslerinin tespiti için yapılan surveyler kapsamında ELISA ile test edilen 306 ağaçtan 154'ünü.kayısı, 45'ini kiraz, 23'ünü şeftali, 41'ini erik ve 32'sini vişne oluşturmuştur. Testlenen örneklerde PDV ve ACLSV infeksiyonları tespit edilmiştir. ELISA testleri ile ortaya konan virüslerden biri olan PDV'nin neden olduğu infeksiyon oranı kayısıda %0.6, kirazda %7.1 ve vişnede ise %31.2 olarak belirlenmiştir. ACLSV infeksiyonuna sadece şeftalilerde %39.1 oranında rastlanılmıştır. Kayısı, erik, vişne, kiraz ve şeftali örneklerinin hiçbirinde PNRSV, PPV ve ApMV infeksiyonlarına rastlanmamıştır. Virüslerden kaynaklanan ortalama infeksiyon oranı ise %7.8 olarak belirlenmiştir. Fungal etmenler açısından ise kayısı ağaçlarında %78 oranında Manilla laxa, %34 oranında Coryneum beijerinckii, %25 oranında Fusarium spp. ve Alternaria sp. ve %20 oranında Chondrostereum purpureum izole edilirken, erik ağaçlarında ise %44 oranında Manilla laxa, %15 oranında ise Taphrlna pruni izole edilmiştir.