Browsing by Author "Akkaya, İsmail"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Article Aktif Tektonizma Etkisi Altındaki Çaldıran (Van) Yerleşim Alanının Yüzey Dalgası Yöntemleriyle İncelenmesi(2021) Akkaya, İsmail; Alkan, AyhanÇaldıran (Van) yerleşim alanı ve çevresi deprem üretme potansiyeli son derece fazla olan aktif bir bölgede yeralmaktadır. Sağ yönlü doğrultu atım karakterli Çaldıran fay zonu bölgenin en önemli tektonik unsurlarındandır. Depreme bağlı yapısal hasarların, yerel zemin özelliklerinin ve yapı-zemin ilişkilerinin incelenmesinde kayma dalga hızı (Vs) temel parametrelerden birisidir. Bu çalışmada, aktif ve pasif kaynaklı yüzey dalgası yöntemleri uygulanarak elde edilen Vs hızlarından Van ili Çaldıran ilçesi yerleşim alanı ve çevresinin zemin özellikleri araştırılmıştır. Çalışma alanında 66 noktada mikrotremor ölçümü, 56 serimde Yüzey Dalgalarının Çok Kanallı Analizi (MASW), 39 serimde ise hem MASW hem de sismik kırılma ölçümleri yapılmıştır. Çalışma alanının mühendislik özelliklerinin ortaya konması ve deprem-zemin-yapı ilişkilerinin incelenmesi için bölgenin büyütme, periyot (t0), ilk 30 m’deki ortalama Vs hızını temsil eden Vs30, zemin sınıfı ve sismik zayıflık indisi (Kg) haritaları hazırlanmıştır. Elde edilen veriler kullanılarak, farklı doğrultularda iki boyutlu (2B) derinlik kesitleri oluşturulmuştur.Article Çaldıran Fay Zonu ve Cıvarındakı Coulomb Stress Transferı ve Deprem Tehlıkesı Analızı(2023) Alkan, Hamdi; Öztürk, Serkan; Akkaya, İsmailÇaldıran fay zonu (CFZ) bir çok yıkıcı deprem üreten ve depremsellik açısından önemli bir aktif zondur. Bu fay sisteminde, 1976 tarihinde bu yıkıcı depremlerin en sonuncusu (Ms = 7.3) meydana gelmiştir. Dolayısıyla bu fay zonunda sismotektonik b-değeri, deprem olasılığı, tekrarlama zamanı ve Coulomb gerilme değişimi parametrelerine bağlı olarak gelecek deprem potansiyeli ve pozitif/negatif gerilme değişimleri araştırılmıştır. Büyüklüğü 3.6'dan büyük olan depremler, sismotektonik parametrelerle ilgili olarak gerilme transfer yönünü araştırmak için kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, CFZ’nin güneydoğusu boyunca küçük b değerleri elde edilmişken, büyük b değerleri Van Gölünün doğusu civarında hesaplanmıştır. Diğer taraftan, CFZ’nin kuzeydoğusu mevcut stress birikimini temsil etmektedir. Benzer şekilde, 1976 depreminin Coulomb gerilme değişimi bu fay sisteminin kuzeybatısında gerilmelerin farklı derinliklerde biriktiğini göstermektedir. Ayrıca, daha önceki çalışmalardaki uzun dönem kayma oranları ve yatay öteleme değerleri dikkate alındığında, 6.0'dan büyük bir deprem için tekrarlama zamanı yaklaşık 302 yıldır. Sonuç olarak, bu karşılaştırmalı analizler bölgede sismik tehlike değerlendirmesinin etkilerini ve olası bir sonraki deprem oluşumunun tahminini açıklamaktadır.Article Deprem Kayıtlarından Elde Edilen Yatay/düşey Spektral Oranların Ters Çözümüyle Kayma Dalga Hız Yapısının Belirlenmesi: Van Gölü Doğusu Örneği(2022) Akkaya, İsmail; Alkan, HamdiVan Gölü doğusu farklı özellikteki aktif fayların varlığı sebebiyle deprem üretme potansiyeli yüksek olan bir bölgedir. Depremlere bağlı oluşan hasarların değerlendirilmesinde yeraltının fiziksel özelliklerinin ve deprem sırasındaki davranışının iyi bilinmesi gerekmektedir. Kayma dalgası hız değişimi ve anakaya derinliğinin belirlenmesi bu açıdan son derece önemlidir. Bu çalışmada 2011-2021 yılları arasında Van Gölü doğusunda meydana gelen ve farklı tipteki faylarda oluşmuş dokuz deprem verisinden yararlanılmıştır. 6 istasyonda kaydedilen depremler yatay-düşey spektral oran yöntemi ve Monte-Carlo ters çözüm algoritması ile analiz edilerek, kayma dalgası hız yapısı ve anakaya derinlikleri belirlenmiştir. İstasyonlar altında alüvyon birimlerinin kalınlığına bağlı olarak nispeten düşük frekans değerleri elde edilmişken, farklı kaya birimlerin varlığı baskın frekans değerlerini yükseltmiştir. Spektral oran eğrilerindeki farklı frekanslardaki pikler, jeolojik yapının özelliklerine bağlı olarak değişkenlik göstermiştir. İstasyon altı anakaya derinliği 10-350 m arasındadır. Artan anakaya derinlik seviyeleri yıkıcı depremlerin hasar oranını arttıran bir faktördür.Master Thesis Determination of the Regional Distribution of Buildings That May Be Risky for Van Province Ipekyolu Disrict(2022) Fidan, Osman; Akkaya, İsmailÜlkemizin gerçeği olan deprem ve depremlere bağlı yapısal hasarlarda mevcut yapı stokundaki problemler ve yapıların deprem tehlikesi altında risk teşkil etme ihtimaline karşı potansiyel risk taşıyan yapı veya yapıların bir öncelik haline getirilerek tespit edilmesi gerekmektedir. Riskli yapı tespitinde tek bir yapı için risk durumu belirleneceği gibi bölgesel bazda yapıların risk durumu da belirlenebilir. Dünyada ve ülkemizde kullanılan birçok yöntem bulunmaktadır.16.02.2019 tarih ve 30688 sayı ile Resmî Gazete 'de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nin Ek-2'sinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar (RYTEİE) kapsamında yapıların risk tespitini yapmanın koşulları daha da kolaylaşmıştır. Bu yönetmelik kapsamında herhangi bir bölgede risk teşkil edebilecek yapılar hakkında bilgiler alınarak risk haritası çıkarılabilmekte ya da elde edilen veriler ile bir dağılım yapılabilmektedir. Bu tez çalışmasında binaların bölgesel deprem risk dağılımını belirlemek için basitleştirilmiş yöntem kullanılarak Van İli İpekyolu ilçesin de yer alan Vali Mithat Bey ve Şerefiye mahallelerindeki riskli olabilecek yapıların bölgesel (mahalle bazında) dağılımı incelenmiştir. Ayrıca dünyada kabul görmüş yöntemlerden olan FEMA-154 yöntemi ve Kanada sismik tarama yöntemi kullanılarak elde edilen sonuçlarla RYTEİE yöntemine göre belirlenen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu amaç doğrultusunda bina özelliklerini ve deprem tehlikesini dikkate alan basitleştirilmiş yöntemler için oluşturulmuş tablolardan faydalanarak yapı performans puanları hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Deprem, Performans puanı, Riskli yapı, Yapısal düzensizliklerMaster Thesis Elastic Period Calculation Using Structural System Parameters for Low and Medium Height Reinforced Concrete Buildings(2020) Yiğit, Abdullah; Erdil, Barış; Akkaya, İsmailBetonarme binaların ön tasarımı sırasında binaya etkiyebileceği düşünülen sismik yatay deprem kuvvetinin hesabı, önceden belirlenen binanın doğal titreşim periyodu ile doğrudan ilişkilidir. Birçok ülkenin deprem yönetmeliklerinde çoğunlukla bina kat sayısına veya bina toplam yüksekliğine bağlı olarak doğal periyot bağıntısı elde edilmektedir. Fakat sadece bina yüksekliği veya bina kat sayısı dikkate alındığında periyot hesabı hatalı tasarımlara yol açabilmektedir. Çünkü periyot, kütle ve rijitlikle ilişkilidir. Kütle bina ağırlığına eşdeğer olarak kabul edilebilir. Fakat rijitlik bina boyutlarına, taşıyıcı eleman boyutlarına ve miktarına, beton malzemesi özelliklerine, kat yüksekliğine, dolgu duvar miktarına ve özelliklerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bu tez çalışmasında çerçeveli ve/veya perde duvarlı binaların rijitliğini ve kütlesini etkileyen faktörlerin yer aldığı teorik bir doğal periyot bağıntısı üretilmiştir. Bu bağıntı elde edilmeden önce Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi yerleşim alanında yer alan düşük yükseklikteki binalar bilgisayar ortamında modellenerek aynı binalardan elde edilen mikrotremor ölçümleri ile karşılaştırılmış ve binaların modellenmesi aşamasında dolgu duvarların önemli bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Bu çıkarımdan yola çıkılarak Van ilinde yer alan orta yükseklikteki binalar dolgu duvar içerecek şekilde modellenerek dinamik analizleri yapılmıştır. Tez kapsamında üretilen bağıntı düşük ve orta yükseklikteki bina modellerinden elde edilen doğal periyotlarla ve literatürde yer alan diğer doğal periyot bağıntıları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalar neticesinde binaların dolgu duvarlı olacak şekilde modellenmesinin gerekli olduğu, tez kapsamında önerilen periyot bağıntısının rijitlik ve kütleyi dikkate alması sebebi ile diğer bağıntılardan nispeten daha güvenilir sonuçlar verdiği belirlenmiştir.Master Thesis Investigation of Soil Properties of the Çaldiran (van) Settlement Area by Using Surface Wave Methods(2021) Alkan, Ayhan; Akkaya, İsmailAktif tektonizma etki alanında bulunan Çaldıran (Van) ilçesi ve çevresi depremsellik açısından son derece aktif bir bölgedir. Deprem potansiyeli kadar bölgedeki yapı ve zemin özellikleri de depremlerin şiddetini artıran etkenlerin başında gelmektedir. Bu nedenle mühendislik yapısının oturacağı zeminin doğru ve güvenilir bir şekilde tanımlanması gerekir. Jeofizik yöntemlerden elde edilen kayma dalga hızı (Vs) zeminin deprem sırasındaki davranışını belirlemede kullanılan en önemli parametrelerden birisidir. Bu tez çalışması kapsamında, Van ili Çaldıran ilçesi yerleşim alanı ve çevresinin zemin özelliklerini araştırmak için, alandaki farklı ölçü noktalarında aktif ve pasif kaynaklı yüzey dalgası yöntemleri uygulanmıştır. Tez çalışmasında, bu yöntemlerden Çok Kanallı Yüzey Dalga Analizi (MASW) yöntemi ve tek istasyon mikrotremor (H/V oranı, HVSR) yöntemleri kullanılmıştır. Rayleigh dalgalarının dispersif özelliğinden yararlanılarak yer altı tabakalarının Vs hızlarının derinliğe bağlı değişimleri yüzey dalgası analiz yöntemlerinden belirlenmiştir. Zemin hakim titreşim periyodu/frekansı ve büyütme değerleri ise mikrotremor yöntemlerinden belirlenmiştir. Çalışma alanının mühendislik özelliklerinin ortaya konması ve deprem-zemin yapı ilişkilerinin incelenmesi için bölgenin büyütme, periyot (t0), hız, ilk 30 m'deki ortalama Vs hızını temsil eden Vs30, yeraltısuyu, zemin sınıfı ve sismik zayıflık indisi (Kg) haritaları hazırlanmıştır. Elde edilen veriler kullanılarak, farklı doğrultularda derinlik kesitleri oluşturulmuştur. Çalışma alanında elde edilen tüm jeolojik ve jeofizik veri setleri, veri tabanı özelliğine sahip CBS-GIS tabanlı olarak haritalanmış ve gelecekte yapılacak diğer çalışmalar için güncellenebilir bir veri tabanı oluşturulmuştur.Article Jeofizik Verilerinden Elde Edilen Sismik Zayıflık İndisinin Yapı Hasar Dağılımının Belirlenmesinde Kullanılabilirliği(2020) Akkaya, İsmailJeofizik yöntemlerden biri olan mikrotremor yönteminin mühendislik uygulamalarındaki kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Mikrotremor verilerinin spektral oranından elde edilen zemin hâkim titreşim periyodu ve büyütme değerleri kullanılarak sismik zayıflık indisi (Kg) hesaplanabilmektedir. Kg zemin dinamik özelliklerine bağlı olarak değişen bir parametredir. Bu parametre ile bir alanın kuvvetli yer hareketine karşı dayanıklı veya zayıf kalma durumunun noktasal olarak değerlendirilmesi yapılabilmektedir. Çalışmada, Van yerleşim alanında 220 noktada mikrotremor ölçümleri alınarak yerleşim alanı için zayıflık indisi haritası oluşturulmuştur. Özellikle Van Gölüne yakın kesimlerde ve yapı yoğunluğunun olduğu merkez bölgelerde tehlike düzeyinin ve sismik zayıflık indisinin yüksek olduğu belirlenmiştir. 2011 Van depremi (Mw=7.1) sonrası bölgede incelenen binaların hasar durumları oluşturulan zayıflık indisi haritasına yerleştirilmiş ve yapıların hasar durumlarının zayıflık indeksi ile ilişkili olabileceği gözlenmiştir. Çalışma alanında özellikle Van Gölüne yakın kesimlerinde hem gevşek-suya doygun zemin yapısı hem yapı kalitesi hem de yüksek Kg değerlerinin elde edilmesi olası büyük bir depremde ortaya çıkabilecek yüksek ivme değerlerinde makaslama deformasyonu seviyesine bağlı zemin davranışının hasara neden olan plastik davranış ve göçme davranışına dönüşebileceği tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular yapısal hasarlarda yapı kalitesinin yanı sıra zemin tabakalarının dinamik davranışlarının ve yerel zemin koşullarının da etkili olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.Anahtar kelimeler: Mikrotremor, sismik zayıflık indisi, yapısal hasar, makaslama deformasyonu.Article Kayma Dalgası Hızı (Vs) Kullanılarak Erciş (Van) Yerleşim Alanının Sıvılaşma Potansiyelinin Değerlendirilmesi(2017) Akin, Mutluhan; Özvan, Ali; Akkaya, İsmail; Övün, Uğur; Akin, MugeVan İli, Erciş İlçesi yerleşim alanı ve çevresi Kuvaterner yaşlı güncel çökeller üzerinde yeralan, yeraltısuyu seviyesi sığ, çevresinde tarihsel ve aletsel dönemde büyük deprem üretmiş aktif fayların yeraldığı, 23 Ekim 2011 Van (Mw=7,1) depremi sonrasında belli kesimlerinde sıvılaşma olayının gerçekleştiği önemli bir yerleşim yeridir. Tüm bu veriler, Erciş ve yakın çevresi için olası büyük bir depremde sıvılaşma ve yanal yayılma türü yüzey deformasyonlarının meydana gelebileceğini işaret etmektedir. Bu nedenle çalışmada, Kayma dalga hızları (Vs) kullanılarak Erciş yerleşim alanı ve çevresinin üç farklı deprem senaryosu için sıvılaşma analizleri yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Erciş merkezinin yoğun olarak üzerinde bulunduğu eski göl çökellerinin sıvılaşma potansiyelinin \"düşük-orta\" olduğu belirlenmiştir. İnceleme alanının Van Gölü\"ne yakın kıyı kesimleri ile inceleme alanının batısında sıvılaşma potansiyelinin diğer kesimlere göre daha yüksek olduğu hesaplanmıştır. Ayrıca, Erciş yerleşim alanında 23 Ekim 2011 Van depremi sonrasında arazide gözlenen yanal yayılmalar ve sıvılaşmaların bu çalışmada ön görülen senaryolardaki sınırlarla örtüştüğü belirlenmiştirArticle Tahribatsız Yöntemlerle Farklı Kireçtaşlarının Mermer Olarak Kullanılabilirliğinin Belirlenmesi(2018) Özvan, Ali; Özvan, Elif Erdeve; Akkaya, İsmail; Tapan, Mücip; Bor, MesutGünümüzde, yapı taşlarının kullanılabilirliği doğrudan fiziksel ve mekanik testlerle belirlenmektedir. Yapıtaşları, kaya malzemenin kuru birim hacim ağırlığı, ağırlıkça su emme, donma sonrası ağırlık kaybı, tek eksenli basınç dayanımı ve donma sonrası tek eksenli basınç dayanımı değerlerine göre TS 10449 ve ASTM standartlarında belirtilen sınırlayıcı değerlerle karşılaştırma yapılarak kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yapıtaşının belirlenmesinde tahribatsız bir test yöntemi olan Vp ve Vs dalga hızı değerleri ile inşaat sektöründe kullanılacak yapı taşlarının değerlendirilmesi için yeni bir parametre önermektedir. Bu çalışma kapsamında, 7x7x7 cm3 boyutlarında 144 orijinal ve yıpranmış küp numunesinde altı farklı dokuya sahip yapı taşının Vp ve Vs dalga hızı ölçülmüştür. Bilinen test yöntemlerinden elde edilen sonuçlar, önerilen tahribatsız test yöntemi sonuçları ile karşılaştırılmış ve mevcut standartlara Vp ve Vs değerleri kullanılarak kabul edilebilir bir ölçüt önerilmiştir. Sonuç olarak, Vp değeri 5000 m/s’den Vs değeri de 2750 m/s’den büyük bulunan kireçtaşlarının yapı taşı olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.Article Van Bindirme Fayı Tampon Zonunun İl Afet Risk Azaltma Planı (İrap) Çerçevesinde Değerlendirilmesi(2021) Çetın, Hasan; Özvan, Ali; Özvan, Elif Erdeve; Akkaya, İsmailDeprem ihtimali taşıyan illerde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yürütülen İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında, şehirlerin risk haritası hazırlanmaya başlamıştır. Risk çalışmalarının öncelikli konularından biri de faya bağlı tampon bölgelerin belirlenmesidir. Fayın zeminlerde oluşturduğu deformasyon ve risk, yerleşim alanlarında alan kaybına ve değer kaybına neden olmaktadır. Olası deprem sırasında ortaya çıkacak can ve mal kayıplarının önüne geçilmesi için tampon bölgenin doğru belirlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Van Gölü doğusunda yer alan eski göl ve akarsu sedimanlarından oluşan Van/Bardakçı bölgesindeki Pleistosen-Holosen yaşlı kil çökellerinin mühendislik özellikleri ve bu zemini kesen bindirme fayının zemin özelliklerini nasıl etkilediği incelenmiştir. 23 Ekim 2011 (Mw=7.1) Van depremine neden olan ve bindirme karakterli Van Fayı’nın tavan ve taban blokları üzerinde yapılan sondajlar ile her iki blok içerisinden alınan zemin numuneleri üzerinde zeminin özellikleri belirlenmiştir. Arazide Standart Penetrasyon Testi (SPT) ve Menard Presiyometre Testi (MPT) yapılmıştır. Aynı zamanda, kil çökellerden örselenmiş ve örselenmemiş (UD) zemin numuneleri alınmış ve laboratuvarda bu numunelerin fiziksel ve mekanik özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde, bindirme fayına yakın kesimlerde tavan bloğunda zemin özelliklerinin taban bloğa nazaran daha düşük dayanım özellikleri gösterdiği tespit edilmiştir. Bindirme türü fay kuşaklarında zemine bağlı afet riski değerlendirildiğinde, tampon bölgenin fayın taban bloğuna göre, tavan bloğunda daha geniş tutulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Article Van Gölü Havzası ve Civarının Depremselliğine Genel Bir Bakış(2023) Toker, Mustafa; Akkaya, İsmail; Alkan, HamdiBu çalışma kapsamında, Van Gölü Havzası ve civarı için özellikle aletsel dönemde meydana gelmiş depremler ve bunların artçı şok verileri kullanılarak yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Farklı sismolojik parametrelerin kullanıldığı bu çalışmaların bulguları derlenerek, bölgenin gelecekteki deprem riski/tehlikesi karşısındaki durumu ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Aletsel ve tarihsel dönemde büyüklüğü 5.0 ve üzerinde olan birçok depremin meydana geldiği bölgede, son olarak 23 Ekim 2011 (Mw=7.1) ve 09 Kasım 2011 (Mw=5.8) tarihlerinde Van şehir merkezi civarında meydana gelen yıkıcı/hasar verici iki deprem bölgenin farklı özelliklerdeki aktif fay mekanizmalarına sahip olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, özellikle Van Gölü’nün hemen doğusu ile Çaldıran, Muradiye, Özalp, Saray ve Erciş civarında yakın gelecekte deprem tehlikesi diğer bölgelere göre büyük olarak ifade edilebilir. Ayrıca, Van Gölü Havzası ve civarının gerek jeofizik yöntemlere gerekse yapısal incelemelere dayalı farklı parametreler (zemin büyütmesi ve sismik hasar indisi gibi) kullanılarak zemin mühendislik özellikleri ve yapı-zemin etkileşimi açısından değerlendirmesi de bu çalışmada incelenmiştir.