Browsing by Author "Akkoyun, Hurrem Turan"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article Civa Iı Klorürün Sıçan Beyin Dokusunda Oluşturduğu Toksisiteye Karşı Borik Asidin Koruyucu Etkisinin İncelenmesi(2020) Melek, Sule; Şahin, Ömer; Ekin, Suat; Akkoyun, Hurrem Turan; İzgi, Mehmet Sait; Bengü, Aydın Şükrü; Akkoyun, Mahire BayramoğluBu çalışmada, sıçanlarda civa II klorür'ün meydana getireceği beyin hasarının engellenmesinde borik asit (BA)'in koruyucu etkileri araştırıldı. Deneyde 200-300 gr ağırlığında, 24 adet yetişkin, Wistar albino cinsi erkek rat kullanıldı. Ratlar, Grup I (Kontrol,n:8):İzotonik serum uygulandı (i.p), Grup II (civa II klorür (HgCl2),n:8):Oral yol ile (0.01 g/kg), Grup III (HgCl2+BA,n:8): Oral yol ile HgCl2 (0.01 g/kg/gün) + BA (3.25mg/kg/gün) (i.p) konsantrasyonda uygulaması yapıldı. Tüm gruplardaki ratlar 10. günün sonunda sakrifiye edilerek beyin dokuları alındı. Biyokimyasal parametrelerden SOD, CAT ve GSH-Px antioksidan enzim aktiviteleri ölçüldü. Ayrıca histopatolojik olarak değerlendirildi. SOD enzim aktivitesi değerlendirildiğinde; Hg uygulanan grupta kontrole oranla azaldığı (p˂0.001) görüldü. BA, uygulanan grupta ise aktivitenin HgCl2 grubu ile kıyaslandığında arttığı (p˂0.001) tespit edildi. CAT enzim aktivitesi değerlendirildiğinde; kontrole oranla HgCl2 ve HgCl2+BA uygulanan gruplarda aktivitede azalma (p˂0.001) olduğu görüldü. HgCl2 uygulanan grupla karşılaştırıldığında BA uygulanan grupta enzim aktivitesinde artış belirlendi. GSH-Px enzim aktivitesi değerlendirildiğinde ise; kontrol grubu ile kıyaslandığında HgCl2 (p˂0.001) ve HgCl2+BA (p˂0.05) uygulanan gruplarda aktivitenin azaldığı görüldü. Ayrıca HgCl2 uygulanan grup ile karşılaştırıldığında BA uygulanan grupta artış olduğu görüldü (p˂0.001). SOD, CAT ve GSH-Px gibi antioksidan enzim aktivitelerinin anlamlı olarak değiştiği ve beyin dokusu histopatolojik incelemede BA'nın koruyucu etkisi olabileceği düşünülmektedir.Conference Object Evaluation of the Effect of Allium Tuncelianum (Tunceli Mountain Garlic) Plant Extract on Behavioral, Antioxidant and Metabolomic Parameters in Rats(Wiley, 2025) Abbak, Nigar; Nemutlu, Emirhan; Recber, Tuba; Gul, Asli San Dagli; Akkoyun, Hurrem Turan; Akkoyun, Mahire Bayramoglu; Arihan, OkanArticle Kadmiyum ile Oksidatif Strese Maruz Kalan Sıçanların Beyin Dokusunda Astaksantinin Etkisi;biyokimyasal, Histopatolojik Değerlendirme(2018) Ekin, Suat; Bengü, Aydın Şükrü; Temel, Yusuf; Ciftci, Mehmet; Akkoyun, Mahire Bayramoğlu; Akkoyun, Hurrem Turan; Ulucan, AykutBu çalışmada, ratlarda kadmiyum (Cd), ile meydana gelen beyin hasarını önlemede astaksantinin (AST), koruyucu etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. 32 adet Winstar albino cinsi rat kontol, Kadmiyum (Cd), Astaksantin (AST), Kadmiyum (Cd)+Astaksantin (AST), olmak üzere dört gruba ayrıldı. 30. Günün sonunda rat beyin dokuları alındı. Beyin doku homojenatında malondialdehit (MDA), Glutatyon (GSH) seviyeleri ve süperoksitdismutaz (SOD) enzim aktivitesi ölçülerek, histopatolojik inceleme yapıldı. Beyin dokusu MDA, düzeyleri değerlendirildiğinde kontrol grubu ile kıyaslandığında Cd uygulaması yapılan grupta (p<0,01) ve yine Cd+AST uygulanan grupta artış (p<0,05) olduğu belirlendi. Cd uygulaması yapılan gruba oranla Cd+AST grubunda görülen azalmanın istatistiksel olarak önemli olduğu belirlenmişdir (p<0,01). GSH düzeyleri değerlendirildiğinde, Cd ve Cd+AST grupları, kontrol grubu ile kıyaslandığında gruplar arasında istatistiksel olarak azalışın olduğu belirlendi (p<0,05). SOD enzim aktivitesi değerlendirildiğinde ise Cd ve Cd+AST gruplarında, kontrol grubuna kıyasla görülen azalışın (p<0,01) istatistiksel olarak önemli olduğu, Cd grubuna oranla, Cd+AST uygulaması yapılan grupta SOD düzeyinde görülen artışın önemli olduğu belirlendi (p<0,05). Histopatalojik bulgular değerlendirildiğinde, Serebral korteks ve hipokampusta histopatolojik bulgular gruplar arasında farklılık gösterdi. Kontrol ve AST uygulanan gruplarda beyinde normal histolojik yapı gözlenirken, Cd uygulanan grupta ciddi lezyonlar görüldü. Cd+AST grubunda hafif dejeneratif lezyonlar gözlendi. Sonuç olarak, Cd uygulamasına bağlı olarak artan MDA düzeyi, AST uygulması ile azaldı. Cd uygulaması ile azalan GSH düzeyi ve SOD enzim aktivitesi AST uygulaması ile arttı. Aynı zamanda AST uygulmasının histopatolojik lezyonları azalttığı gözlemlendi. Bundan dolayı, AST’nin Cd kaynaklı beyin oksidatif hasara karşı koruyucu olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.Article Kadmiyumun Neden Olduğu Karaciğer Hasarında Cd34, Cd68 ve Cd3 İmmunekspresyonları ve Arı Ekmeğinin (Perga) Koruyucu Etkinliği(2024) Yaman, Turan; Akkoyun, Hurrem Turan; Keles, Omer Faruk; Akkoyun, Mahire BayramoğluKadmiyum (Cd), karaciğer de dahil olmak üzere vücudun birçok organında oksidatif strese neden olan güçlü çevresel toksik maddelerden biridir. Perga (Arı ekmeği), tıbbi özellikleri nedeniyle apiterapötik amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışma, Cd maruziyeti sonucu karaciğerde meydana gelen endotelyal hasar ve yangısal hücre aktivasyonu üzerine perganın etkinliğini araştırmak amacıyla yapıldı. Bu amaçla 32 adet erkek wistar sıçan rastgele kontrol, perga (0.5 g/kg perga), Cd (5 mg/kg CdCl2) ve perga + Cd (0.5 g/kg perga + 5 mg/kg CdCl2) olmak üzere 4 gruba (8 sıçan/grup) ayrıldı. Dört hafta boyunca günlük intragastrik Cd ve/veya perga uygulandı. Çalışma sonunda ratlar sakrifiye edilerek karaciğer doku kesitleri hematoksilen-eozin ve Masson’s Trichrom ile boyandı. İmmunohistokimyasal olarak karaciğer sinüzoidal endotelindeki reaktivite CD34, Kupffer hücrelerindeki reaktivite CD68 ve T-lenfosit hücrelerinin seviyeleri CD3 antikorları kullanılarak belirlendi. Cd'ye maruz kalma, karaciğer önemli histolojik değişikliklere neden oldu. İmmunohistokimyasal olarak Cd maruziyeti CD34, CD68 ve CD3 ekspresyonlarında artışa neden oldu. Öte yandan, Cd ve perga'nin birlikte işlenmesi bazı histopatolojik değişiklikleride kısmi iyileşmeye neden oldu. Cd grubu ile kıyaslandığında, Cd + perga grubunda CD34 ve CD68 pozitifliğinde azalma meydana gelirken gruplar arasında CD3 pozitif hücrelerin sayısında analamlı bir farklılık tepit edilmedi. Sonuçlar, rat karaciğerinde meydana gelen histopatolojik değişikliklerin ve yangının perga takviyesi ile kısmen iyileşme gösterebileceğini ortaya koydu.Master Thesis Research of Possibility the Transformation and Resistance Na-Tellurite Originated Plasmide at the Soil Bacteria Isolated From Natural Environment(2007) Akkoyun, Hurrem Turan; Dostbil, Y. NurselBu çalısmada Na-tellurit bilesiginin toprak bakterilerinden alkalifilik Bacillus spp. suslarında inhibitör etkisi arastırıldı. Bakteriler Na-tellurit bilesigine 1, 5, 10, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 90, 100, 120, 130, 140, 150, 160, 170, 175, 178 ve 180 ?g/ml artan konsantrasyonlara denendi. zolatların 1, 5, 10, 20, 30, 40, 50 ve 60 ?g/ml konsantrasyonlardaki Na-tellurit denemesinde çogunlukla dirençlilik gösterirken 70, 80, 90, 100, 110, 120, 130, 140, 150, 160, 170, 175, 178 ve 180 ?g/ml olarak denenen konsantrasyonlarda ise hassasiyet profili gösterdigi saptandı. Aynı sekilde 60, 70, 80, 90, 100, 120, 130, 150 ve 160 ?g/ml konsantrasyonlarda da plasmid kodlu dirençlilik gözlendi. 80 ?g/ml konsantrasyon denemesinde en fazla plasmid kodlu dirençlilik gösteren 5 ayrı sus belirlendi. zolatlar için MICs degeri ve 0.8 ?g/ml olarak belirlendi. Diger parametrelerde ise plasmid kodlu dirençlilige rastlanmadı. 180 ?g/ml konsantrasyon denemesinde de denenen hiç bir izolatın üremedigi ve %100 hassasiyet gösterdigi bulundu. zolatların Na-tellurit bilesigine ve Chloramphenikol antibiyotigine plasmid kodlu dirençliliginin saptanması için Acridine orange (20 ?g/ml)ve Ethidium Bromid (10-5 M) ile plasmid eliminasyonu yapıldı. zolatlarda Bacillus spp.'ye ait %60.86 Na-tellurit bilesigine hassasiyet, %39.13 dirençlilik fenomeni ve %21.10 oranında plasmid kodlu Na-tellurit dirençliligi bulundu. Na-tellurit bilesigine ve antibiyotige karsı dirençlilik genini tasıyan plasmidler (B. cereus T112-Na-TeR), Na-tellurit bilesigine ve antibiyotige hassasiyet gösteren susa (B. megaterium DSM 32-Na-TeS)transformasyonu yoluyla aktarıldı. zolatları arasında protoplast transformasyon yoluyla 108 transformant elde edildi. Agaroz jel elektroforezde seperasyonu yapıldı. Na-tellurit bilesigine ve antibiyotige dirençli suslardan izole edilen plasmidin 22.514 bp moleküler agırlıga sahip oldugu saptandı. Anahtar Kelimeler: Na-tellurite, Alkalifilik Bacillus spp. Plasmid, Protoplast Transformasyonu iArticle Stz İle Diyabet Oluşturulan Sıçanlarda Rosa Pisiformis(Christ) D.sons'un Bazı Metabolik Enzim Aktiviteleri Üzerine Etkisi(2021) Bengü, A. Şükrü; Akkoyun, Hurrem Turan; Temel, Yusuf; Ciftci, Mehmet; Ekin, Suat; Akkoyun, Mahire BayramoğluBu çalışmada Streptozotosin (STZ) ile diyabet oluşturulan sıçanlarda Rosa pisiformis (Christ) D.Sosn. (VANF F13827 END.) 'in bazı metabolik enzimler üzerine in vivo etkilerinin araştırılması amaçlandı. 32 adet wistar albino cinsi erkek sıçan dört gruba ayrıldı. Grup I:Kontrol, Grup II:Streptozotosin, Grup III: Rosa pisiformis, Grup IV: Streptozotosin + Rosa pisiformis. Deneysel çalışma 30 gün sürdürüldü ve enzim aktiviteleri spektrofotometrik olarak ölçüldü. Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz (G6PD) aktivitesinde R.p.meyve ekstraktı ve STZ+R.p meyve ekstraktı uygulanan gruplarda kontrolle kıyaslandığında anlamlı düzeyde artış görüldü(p˂0.001). 6-fosfoglukonat dehidrogenaz (6PGD) enzim aktivitesi diyabet oluşturulan grupta kontrole oranla azaldı. Aksine R.p meyve ekstraktı ve STZ+R.p meyve ekstraktı uygulanan grupta arttı. Glutatyon reduktaz (GR) enzim aktivitesi R.p meyve ekstraktı uygulanan grupta kontrole oranla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yükseldi (p˂0.001). Tioredoksin redüktaz (TrxR) aktivitesi diyabetik sıçanlarda kontrol ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak önemli bir azalma göstermezken, Rosa pisiformis meyve ekstraktı uygulanan grupta arttı. Glutatyon S-transferaz (GST) enzim aktivitesinin STZ uygulanan grupta kontrole oranla anlamlı şekilde azaldığı görüldü (p˂0.05). Sonuç olarak; Rosaceae familyasına ait endemik bir tür olarak yetişen Rosa pisiformis meyvelerinin sıçanlarda 6PGD, TrxR ve GST enzim aktiviteleri üzerine STZ'nin neden olduğu inhibisyonu azaltıcı yada önleyici etkisinin olabileceği düşünülmektedir.Article Tas-Tos Levels in Lower Extremity Ischemia-Reperfusion Damage in Rats Examined the Protective Effect of Quercetin(2017) Bengü, Aydın Şükrü; Akkoyun, Mahire Bayramoğlu; Demir, Halit; Arıhan, Okan; Atçalı, Tuğçe; Akkoyun, Hurrem Turan; Aydın, SevinçAmaç: Alt ekstremite iskemi reperfüzyon (I/R) hasarını önlemede Quercetin'in koruyucu etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada 30 adet 250-350 gr ağırlığında Sprague- Dawley cinsi erkek sıçanlar üç gruba ayrıldı. Birinci gruptaki sıçanlara iskemi-reperfüzyon işlemi yapılmaksızın anestezi işlemi, ikinci gruptaki sıçanların sol alt ekstremitelerine turnike yardımıyla 2 saat iskemi, 2 saat reperfüzyon, üçüncü gruba ise iskemi başlatılmadan 45 dk. önce 50 mg/kg (ip) quercetin uygulamasının ardından 2 saat iskemi, 2 saat reperfüzyon uygulaması yapıldı. Süre sonunda sıçanlardan doku örnekleri alınarak, total antioksidan kapasite (TAS) ve total oksidan statüsü (TOS) düzeyleri değerlendirildi. Bulgular: TAS değerlendirildiğinde; I/R grubunda kontrol grubuna oranla meydana gelen azalışın (p?0.001) anlamlı, kontrol grubuna oranla I/R+Q grubundaki azalışın (p?0.05), yine I/R grubuna oranla, I/R+Q grubunda meydana gelen artışın (p?0.001) istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi. TOS miktarları değerlendirildiğinde I/R grubunda kontrol grubuna oranla meydana gelen artışın (p?0.001), kontrol grubuna oranla I/R+Q grubundaki artışın (p?0.05), I/R grubuna oranla, I/R+Q grubunda meydana gelen azalışın (p?0.001) istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi. Sonuç: Sıçanlarda deneysel Alt Ekstremite İskemiReperfüzyon Hasarında Quercetinin koruyucu etkisi olduğu ve meydana gelen hasarı azalttığı belirlendi.