Browsing by Author "Aksoy, Halis"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Article Demir Eksikliği Anemisinde Hemoglobin, Hematokrit Değerleri, Eritrosit İndeksleri ve Etyolojik Nedenlerin Değerlendirilmesi(2000) Uygan, İsmail; Altun, Süreyya; Aksoy, Halis; Topal, Cevat; Dilek, İmdat; Tuncer, İlyasBu çalışmada, Van ve yöresinde demir eksikliği anemisi tanısı konulan hastalarda eritrosit indeksleri, hemogram sonuçları ve etyolojik nedenler incelendi. Çalışmaya 1996-1998 yılları arasında polikliniğimize başvuran 115'i erkek ve 255'i kadın olmak üzere 370 hasta alındı. Ortalama yaş erkek ve kadınlarda sırasıyla 41.9 ve 32.5 bulundu. Ortalama hemoglobin değeri erkeklerde 8.82 gr/dl ve kadınlarda 8.78 gr/dl, hematokrit erkeklerde %28.7 ve kadınlarda %28.6, MCV erkeklerde 72.0 fl ve kadınlarda 70.84 fl, RDW erkeklerde 17.02 ve kadınlarda 17.12 bulunurken, ortalama ferritin düzeyi erkeklerde 6.45 ng/dl ve kadınlarda ise 4.58 ng/dl olarak bulundu. Etyolojik neden olarak her iki grupta da başta gelen neden kan kaybının artmasıydı. Kan kaybı erkeklerde en fazla gastrointestinal kanaldan, kadınlarda ise genital yoldan olmaktaydı. Beslenme yetersizliği, barsak parazitleri ve pica ise etyolojide daha sonraki nedenleri oluşturmaktaydı. Sonuç olarak, bu yöremizde de demir eksikliği anemisi etyolojik nedenler açısından ve tanı konduğunda hastaların hemogram parametreleri bakımından yurdumuzun diğer bölgelerinden önemli bir farklılık taşımamaktadır.Other Hemodiyaliz Hastalarında Serum Leptin Düzeyinin Beslenme Durumu, Vücut Kitle İndeksi ve Vücut Yağ Oranıyla İlişkisi(2000) Tarakcioglu, Mehmet; Dülger, Haluk; Algün, Ekrem; Uygan, İsmail; Aksoy, Halis; Topal, Cevat; Erkoç, RehaLeptin yakın zamanda tanımlanmış, vücut ağırlığı, iştah ve ısı üretimi ile ilgili bir hormondur, adipositler tarafından üretilir, vücut yağ kitlesi ile korelasyon gösterir ve katabolizmasında böbreğin rolü vardır. Hemodiyaliz hastalarında leptin düzeyinin nasıl etkilendiğini ve beslenme durumunu etkileyip etkilemediğini araştırmak amacıyla kesitsel bir çalışma planladık. Çalışmaya 46 hemodiyaliz hastası (28 erkek, 18 kadın, ortalama yaş 42.5 +/- 15.9) ve 25 sağlıklı gönüllü (15 erkek, 10 kadın, ortalama yaş: 32.8 +/- 12.5) alındı. Hastalarda ve kontrol grubunda boy ve kilo ölçümü, \"Holtain skinfold caliper\" ile dört bölgeden cilt altı yağ dokusu kalınlığı ölçümü, yapıldı ve \"radioimmunoassay\" ile serum leptin düzeyleri (Linco Research, St Louis, Mo, USA) saptandı. Hemodiyaliz hastalarında diyaliz öncesi serum albumin, kolesterol ve BUN değerlerine bakıldı. Vücut kitle indeksi (VKİ) hemodiyaliz grubunda (21.7 +/- 4.0 kg/$m^2$) kontrol grubuna göre (24.1 +/- 4.4, p:0.027) anlamlı olarak düşüktü, yağ oranı (YO) (sırası ile % 21.0 +/- 6.49'ye karşı 21.7 +/- 9.8, p>0.05), yağ kitle indeksi (YKİ) (% 4.71 +/- 2.13'e karşı 5.52 +/- 3.11, p>0.05), leptin düzeyi (2.38 +/- 2.00 ng/ml'ye karşı 3.49 +/- 2.42, p>0.05) ve leptin/yağ kitle indeksi (L/YKİ) (0.51 +/- 0.41 ng/ml'ye karşı 0.62 +/- 0.34, p>0.05) açısından gruplar arasında anlamlı bir farklılık saptanmadı. Hemodiyaliz ve kontrol gruplarının her ikisinde de leptin düzeyi ile VKİ, YO, YKİ ve L/YKİ değerleri arasında pozitif anlamlı korelasyon saptandı. Ancak hemodiyaliz grubunda leptin ile serum BUN, kolesterol ve albumin değerleri arasında anlamlı bir korelasyon saptanmadı. Sonuç olarak serum leptin düzeyi hemodiyalize giren son dönem böbrek yetersizlikli hastalarda ve sağlıklı bireylerde farklılık göstermemekte, vücut kitle indeksi ve yağ oranı ile pozitif ve anlamlı korelasyon göstermektedir. Leptinin hemodiyaliz hastalarında BUN, kolesterol ve albumin değerleri ile belirlenen beslenme durumu ile korelasyonu yoktur. Leptinin üremik anoreksi ve beslenme yetersizliğindeki rolünün açıklığa kavuşturulması ve bunun da ötesinde üremik bir toksin olarak kabul edilip edilemeyeceğinin anlaşılabilmesi için ileri çalışmalara gereksinim olduğu açıktır.Other Nörobruselloz (Olgu Sunumu)(1997) Aksoy, Halis; Alıcı, Süleyman; Akdeniz, Hayrettin; Algün, Ekrem'Polikliniğimize fizik tedavi ve nöroloji kliniklerinden nakledilen ve yapılan tetkikler sonucu coombs' lu brusella aglutinasyon testi serumda pozitif gelerek kliniğimize yatırılan hastanın commbs 'lu brusella aglutinasyon testi beyin omurilik sıvısında (BOS) pozitif bulundu. Başlangıç tedavisinde seftriakson ve rifampin, idamede rifampin ve Y' doksisiklin kullanıldı. 30 gün yatarak tedavi gördü ve şifa ile taburcu edildi.Other Organik Fosfor İntoksikasyonları ile İlgili Retrospektif Araştırma(2000) Ayakta, Hayati; Tuncer, İlyas; Aksoy, Halis; Topal, Cevat; Meral, Cezmi; Durmuş, AhmetOrganik fosfor intoksikasyonları, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle tarımla uğraşan ve kırsal bölgelerde sık görülmekte olup, önemli morbidite ve mortalite sebebidir. Bu çalışmada, 1997-1999 yılları arasında, Van ve çevre illerden organik fosfor zehirlenmesi tanısı ile Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye servisinde takip ve tedavi edilen 34 olgu (23K, 11E) retrospektif olarak incelendi. Zehirlenmeler, kadınlarda ve genç populasyonda yaz aylarında daha sıklıkla gözlenmekteydi. Olguların çoğu kırsal kesimdendi (kırsal %61.7, merkez %39.3), gastrointestinal (GİS) yol ile %73 ve intihar amacıyla %64.7 tarım ilacı almışlardı. Klinik olarak sıklıkla muskarinik bulgular görüldü (myozis %82.4, bradikardi %64.7, hipersalivasyon %52.9, abdominal ağrı %52.9). Nikotinik bulgulardan ise en sık görüleni mekanik ventilasyon gerektiren solunum depresyonuydu (%20.5). Hastanede yatış süresi ortalama 6.7 (3-16) gün ve hastane mortalite oranı %5.8'di . Olguların %70'inde lökositoz, %5.8'inde lökopeni, %8.8'inde ALT ve AST değerlerinde yükseklik mevcuttu ve bu parametreler 3-4 gün içerisinde normalleşti. Olguların daha çok genç yaş grubunda olması, intihar amacıyla, GİS yol ile zehirlenmeleri ve kadınlarda sık görülmesi dikkate değer bulundu. Sonuç olarak özellikle kırsal ve tarımsal bölgede yaşayan genç ve kadın populasyon olmak üzere tüm bireylerin, kitle erişim araçları ile bu tür zehirlenmeler konusunda aydınlatılması, ilgili kurumlarca pestisidlerin satılması ve kullanılması ile ilgili denetimlerin yapılması gerektiği kanısına varıldı.Other Trombositopeni Ayırıcı Tanısında Psödotrombositopeni ( Olgu Sunumu )(1998) Algün, Ekrem; İlhan, Mahmut; Aksoy, Halis; Alıcı, SüleymanPsödotrombositopeni nedeniyle troınbosit sayımları düşük olduğu zannedilen hastalara gereksiz tetkik ve tedaviler yapılmakladır. Bir olgu nedeniyle bu konudaki literatür bilgisi taranarak ayırıcı tanıya nasıl gidileceği konusundaki görüşler sunuldu.Article Van İli Merkez ve Kırsal Kesimde Yaşayan Sağlıklı Erişkin Bireylerde Hemogram ve Ferritin Düzeyleri(2002) İlhan, Mahmut; Aksoy, Halis; Topal, Cevat; Koç, Reha; Türkdoğan, Kürşat; Sayarlıoğlu, Mehmet; Alıcı, SüleymanBu çalışmada merkezde ve kırsal kesimde 27 yerleşim biriminde sistematik örnekleme yöntemiyle belirlenen sağlıklı bireylerde gerçekleştirilen \"Van ilindeki erişkinlerde bazı önemli sağlık standartları ve bazı hastalıkların prevalanslarının araştırılması\" adlı saha çalışması veri tabanı kullanılarak hemogram ve ferritin düzeyleri araştırıldı. Hemogram değerleri için 642 ve ferritin düzeyleri için 310 bireyden kan örnekleri alındı. Hemogram aynı gün ve ferritin ise saklanan serumlardan daha sonra çalışıldı. Bireylerin yaş ortalaması erkeklerde 43 ± 15 yıl ve kadınlarda ise 38 ± 14 yıl idi. Erkeklerde ve kadınlarda sırası ile ortalama hemoglobin 15.3±1.7g/dl ve 13.4±1.7 g/dl (p=0.000), hematokrit %46±5 ve %41±5 (p=0.000), eritrosit 5.3±0.7x10 12/ I ve 4.8±0.5x10 12/ l (p=0.000), lökosit 7.4±2.2x10 9/ l ve 7.0±1.9x10 9/ l (p=0.016), trombosit 197±75x10 9/ l ve 221±75x10 9/ I (p=0.000), olarak bulundu. Kadınlarda %17.3 ve erkeklerde ise %11.9 oranında anemi saptandı (p=0.10). Ortalama ferritin düzeyleri sırasıyla erkek ve kadınlarda 169.5±21 µg/l ve 85±9µg/l bulundu (p=0.001). Ferritin erkeklerin %8.3'ü ve kadınların %8.8'inde normalden düşüktü (p=0.79). Ferritin için Van ilinde normal değerler erkekler için 106.5-232.5 µg/l, kadınlar için 58-112µ g/l olarak saptandı ve böylece literatüre bölgesel bilgiler yönünden katkı sağlandı. Sonuç olarak bu yörede yaşayan bireylerdeki hematolojik parametrelerin ülkemizin diğer yörelerindeki sonuçlara benzer olduğu görüldü.Article Van İlindeki Erişkinlerde Önemli Sağlık Standartları ve Bazı Hastalıkların Prevalanslarının Araştırılması. Metodolojinin İncelenmesi(2002) Alıcı, Süleyman; İlhan, Mahmut; Erkoç, Reha; Sayarlıoğlu, Mehmet; Türkdoğan, Kürşat; Dilek, İmdat; Aksoy, HalisVan ilindeki önemli sağlık problemleri ile ilgili yeterli sayıda epidemiyolojik çalışma yoktur. Yöremizin öncelikli sağlık sorunlarını ortaya çıkarmak ve çözümü için bir başlangıç noktası oluşturmak amacıyla kesitsel bir toplum taraması yapıldı. Van ilini nüfus dağılımı, sosyal ve coğrafi konum olarak temsil eden, merkezde üç sağlık ocağı ve dört merkez köyü, ve ilçelerde dokuz ilçe merkezi ve 11 köy seçildi. Bu yerleşim yerlerinden sistematik örnekleme yöntemi ile toplam 512 haneden seçilen 587 erkek ve 1447 kadın; toplam 2034 kişi değerlendirildi. Bireylerden anemnez alındı, fizik muayeneleri yapıldı, kan alındı ve gerekli olduğunda EKG çekildi. Veriler bilgisayara Excel v 7.0 programı kullanılarak girildi. Çalışmanın metodu, yapılma şekli, koşulları ve kısıtlamaları tartışıldı. Halkın bu tür çalışmalara yaklaşımı ilerideki çalışmaları özendirici nitelikte olup metodolojideki aksaklıkların giderilmesi ve teknik ve mali konularda daha kapsamlı ve gerçekçi yaklaşımlarla çok daha başarılı çalışmalar yapılabileceği kanaatine varılmıştır.Article Van Otlu Peynirinin Sıçan Sindirim Sistemi ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi(2005) Özbek, Hanefi; Aksoy, Halis; Uğraş, Serdar; Türkdoğan, Kürşat; Tuncer, İlyas; Öztürk, GürkanAmaç: Bu çalışmada otlu peynir yapımında kullanılan Allium sp. (sirmo), Anthriscus nemorosa (mendi, mendo), Ferula sp. (heliz) bitkilerinin ve bu bitkilerle yapılan peynirlerin sıçanların bazı kan parametreleri ile mide ve duodenum histolojisi üzerine etkileri araştırıldı. Yöntem: Her birinde beş erkek ve beş dişi sıçan bulunan sekiz çalışma grubu oluşturuldu. Kontrol grubuna (grup I) yalnızca standart pelet sıçan yemi verildi. Allium sp., Anthriscus nemorosa ve Ferula sp. bitkileri sırayla grup II, III ve IV’ün diyetine katıldı. Grup V, VI ve VII’ye içerisine sırayla Allium sp., Anthriscus nemorosa ve Ferula sp. katılmış otlu peynir, VIII. gruba ise ot katılmamış sade peynir üç ay süreyle verildi. Çalışmanın bitiminde ratlardan anestezi altında kan ve doku örnekleri alındı. Bulgular: Histopatolojik yönden herhangi bir patolojik bulguya rastlanmadı. V, VI ve VII. çalışma gruplarının serum trigliserid düzeylerinin yüksek olduğu saptandı. Alyuvar değeri yönünden V. ve VIII. grupların, hemoglobin ve hematokrit değerleri yönünden V. gruba ait değerlerin kontrol grubuna göre yüksek olduğu, ortalama eritrosit hacmi değeri yönünden ise V. ve VIII. gruplara ait değerlerin kontrol grubundan düşük olduğu saptandı. Sonuç: Tek başına ya da bitkilerle birlikte peynir alımının sıçan mide ve duodenumuna bir etkisinin olmadığı, otlu peynirlerin sıçan serum trigliserid düzeyini artırdığı sonucuna varıldı.Other Van Yöresinde Yaşayan Sağlıklı Yaşlı Bireylerde Serum Protein Düzeyleri(2002) Tarakcioglu, Mehmet; Avcı, Emin; Dülger, Haluk; Aksoy, Halis; Erkoç, Reha; Dilek, İmdat; Şekeroğlu, M. RamazanYaşlanma sürecinde bir çok biyokimyasal ve fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Bu çalışmada Van merkez ve çevre yerleşim birimlerinde yaşayan sağlıklı yaşlılarda serum total protein düzeyleri ve bunların elektroforetik fraksiyonlarının serum düzeylerinin araştırılması amaçlandı.Bu çalışmaya merkez ve çevre yerleşim birimlerinde yaşayan yaşları 50-85 (ortalama yaş 63± 7 yıl) arasında olan sağlıklı 165 yaşlı birey alındı. Kontrol grubunu ise yaşları 20-40 (ortalama yaş 32±8 yıl) arasında olan 25 sağlıklı yetişkin bireyler oluşturdu. Yaşlı grupta ortalama total protein 7,3±0,8 (g/dl), albumin 3,6±0,53 (g/dl) ve globulin 3,75±0,60 (g/di) olarak bulundu. Total protein ve albumin düzeyleri yaşlılarda kontrol grubuna oranla düşük bulundu, fakat sadece albumin düşüklüğü istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0.05). Elektroforetik olarak da serum albumin düzeyleri anlamlı olarak düşük (p<0.01) ve alfa-1 globulin ve gama-globulin düzeyleri anlamlı olarak yüksekti (p<0.05).Van ve çevresinde yaşayan sağlıklı yaşlılarda total protein düzeyleri normal sınırlar içinde bulunmakla birlikte, yaşlanmaya bağlı olarak albumin düzeylerinin azaldığı ve globulin düzeylerinin ise arttığı gözlenmiştir.