Browsing by Author "Aksoy, Hatice Tatar"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Early Regular Versus Late Selective Poractant Treatment in Preterm Infants Born Between 25 and 30 Gestational Weeks: a Prospective Randomized Multicenter Study(Taylor & Francis Ltd, 2014) Dilmen, Ugur; Ozdemir, Ramazan; Aksoy, Hatice Tatar; Uras, Nurdan; Demirel, Nihal; Kirimi, Ercan; Oguz, S. SunaObjective: Surfactant treatment in the early hours of life significantly decreases the rates of death and air leak, and increases survival without bronchopulmonary dysplasia (BPD) in preterm infants. We aimed to compare the impact of early surfactant (ES) administration to late selective (LS) treatment on neonatal outcomes in preterm infants. Methods: All preterm infants between 25 and 30 wks gestational age and who were not entubated in the delivery room and did not have any major congenital malformation or perinatal asphyxia were randomized to ES treatment (200 mg/kg Curosurf (R) administration in 1 hour after birth) or LS treatment (200 mg/kg Curosurf (R) administration in the first 6 h of life if needed). The patients were treated by nasal continuous positive airway pressure (nCPAP) treatment regardless of the surfactant requirement. Outcomes were the necessity of mechanical ventilation, nCPAP duration, the oxygen requirement duration, the rates of BPD, retinopathy of prematurity (ROP) and mortality, and the assesment of the following situations; (pneumothorax, patent ductus arteriosus (PDA), necrotizing enterocolitis (NEC), and intraventricular hemorrhage (IVH) >= grade III). Results: Among 159 infants enrolled in the study, 79 were randomized to ES and 80 to LS treatment groups. Thirty-five patients (44%) in the LS treatment group needed surfactant administration. Necessity of second dose surfactant administration was 8.9% in the ES treatment group. Although necessity of mechanical ventilation, nCPAP duration, oxygen need duration, rates of PDA, NEC, BPD, ROP stage >3 and mortality did not show a significant difference between groups, the ES treatment group had lower rates of pneumothorax and IVH >= grade III when compared to the LS treatment group. Conclusions: ES treatment decreases IVH (>= grade III) and pneumothorax rates but does not have any effect on BPD when compared to LS.Article Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisinde Doğan, Doğum Travması Nedeniyle Takip Edilen Yenidoğanların Tanı ve Prognozlarının İncelenmesi, Anne Dostu Hastane Modelinin Doğum Travmaları Üzerindeki Etkisinin Değerlendirilmesi(2018) Üstün, Yusuf; Aksoy, Hatice Tatar; Kahvecioğlu, Dilek; Yılmaz, Arzu; Özen, GülsümAMAÇ: Doğum travması, doğum eylemi sırasında bebeğin mekaniketkiler nedeniyle fiziksel zarar görmesidir. ‘Anne Dostu Hastane Programı’doğrultusunda gebelerin kendilerini daha rahat hissedecekleribir ortam sağlanarak doğum travması oranının azaltılması hedeflenmiştir.Bu çalışmada doğum travmalarının sıklığı, klinik özellikleri verisk faktörleri araştırılarak anne dostu hastane modelinin doğum travmalarıüzerindeki etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: Hastanemizde Ocak 2016- Mart 2018 tarihleriarasında doğan fiziksel doğum travması tanısıyla takip edilen 353bebek çalışmaya alınmıştır. Hastalar anne dostu hastane unvanı alınmasındanönce doğanlar (Grup 1) ve anne dostu hastane unvanı alınmasındansonra doğanlar (Grup 2) olarak iki gruba ayrıldılar. İki grupdoğum travması sıklığı, tipi, bebeklerin ve annelerinin demografikverileri ve doğum travması için risk faktörleri açısından karşılaştırıldı.BULGULAR: Anne Dostu Hastane unvanı kazanılmadan önce, toplam2474 hasta doğum yaptı ve bu dönemde genel travma oranı % 10,8olarak saptandı. Anne Dostu Hastane unvanı alındıktan sonra toplam530 canlı doğum gerçekleşti, bu dönem için travma oranı % 16 olaraksaptandı. Gruplar karşılaştırıldığında gestasyon haftası, doğum ağırlığı,anne yaşı, doğum şekli, primiparite ve gebelik takibi oranlarındaistatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken, canlandırma uygulamave hastaneye yatış oranlarında istatistiksel olarak anlamlı azalmakaydedildi. Gruplar arasında yumuşak doku travmaları açısından farkbulunmazken Grup 2’de intrakranial kanama ve kemik kırıkları görülmesıklığında azalma kaydedildi.SONUÇ: Çalışmamızda Anne Dostu Hastane Programı’yla genel doğumtravmalarında belirgin bir azalma kaydedilemese de yaşamı tehditeden intrakranial kanama sıklığında ve hastaneye yatış oranlarındabelirgin azalma kaydedilmiştir. Bu nedenle ‘Anne Dostu Hastane Programı’nın’yaygınlaştırılması gerektiğini düşünmekteyiz.