Browsing by Author "Aktaş, Nahit"
Now showing 1 - 19 of 19
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Development of Anti Bacterial Wound Cover Material From Hydrogels(2019) Keskeç, Yusuf; Aktaş, NahitBu çalışmada, hidrojellerden antibakteriyel yara örtü malzemesi geliştirme amaçlanmıştır, yara örtü malzemesi olarak kullanılmak üzere poli(hidroksimetilakrilamid) (p[NHMA]) hidrojeli seçilmiştir hidrojelleri laboratuvar ortamında sentezlenmiş ve şişme dengesi hesaplanıp şişmenin T= 400 dk civarında dengeye geldiği gözlemlenmiştir. p[NHMA] hidrojeli yapısal karakterizasyonlarının yapılabilmesi için (FT-IR) analizi yapılıp 3830,94-560,30 cm-1 dalga boyu aralığında spektrumları elde edilmiştir. p[NHMA] hidrojeli üzerine anti bakteriyel etki gösteren (Ag+)gümüş katyonu adsorpsiyonu denenmiştir. Cevap Yüzeyi Yöntemi (CYY) içindeki Merkezi Kompozit Dizaynı (MKD) modeli adsorpsiyonu etkileyen en önemli parametrelerin (başlangıç Gümüş (Ag+) derişimi (Co, mg/L), pH, sıcaklık (°C) ve hidrojel miktarı (g)) optimizasyonu için kullanıldı. MKD ile elde edilen quadratik modelden optimum değerler Co=10.74 mg/L, pH=3.15, sıcaklık 13.03°C ve hidrojel miktarı 0.12 g olarak belirlenmiştir. Bu koşullarda optimum verimi ise % 91.6364 olarak bulunmuştur. Optimizasyon aşamasından sonra; sonuçlar en çok bilinen adsorpsiyon izoterm modellerine uygulanmıştır. Adsorpsiyon denge bilgilerinin Langmuir izoterm modeline uyduğu gözlenmiştir. Ayrıca, termodinamik parametreler adsorpsiyonun ekzotermik karakterli olduğunu göstermiştir.Doctoral Thesis Development of L-Stein Sensor With Multi-Walled Carbon Nanotube Supported Metal Catalysts(2024) Selçuk, Kadir; Aktaş, Nahit; Kıvrak, Hilal DemirBu çalışmada L-sistein amino asidinin elektrokimyasal yöntemler ile tampon çözeltisi (PBS, pH 7.2) ortamındaki belirlenme aktivitesi incelenmiştir. Yapılan elektrokimyasal araştırmalarda camsı karbon elektrot (GCE) metal içerikli katalizörler ile modifiye edilmiştir ve L-sistein için elektrokimyasal bir sensör geliştirilmiştir. Araştırmanın tüm safhasında Ru, Pd, Mo, Ga, Co ve Pt içeren tuz çözeltileri ile karbon nanotüp (CNT) yüzeyleri etkileştirilerek kimyasal indirgeme neticesinde monometalik nanokatalizör sistemleri olan; Ru/MWCNT, Pd/MWCNT, Pt/MWCNT, Mo/MWCNT, Ga/MWCNT ve Co/MWCNT'ler sentezlenmiştir. Sentezlenen bu katalizörler X-ray kırınım spektroskopisi (XRD), X-ray enerji dağıtıcı spektroskopisi (EDX), Taramalı elektron mikroskopu (SEM), Geçirimli elektron mikroskopu (TEM) İndüklenmiş plazma-kütle spektroskopisi (ICP-MS), Breaneur-Emmet-Teller (BET) spektroskopisi ve Ultraviyole görünür bölge spektroskopisi (UV-Vis) gibi çeşitli karakterizasyonlara tabi tutulmuştur. GCE'ler, katalizör sistemleri ile modifiye edilerek L-sistein elektrooksidasyonu için elektrokimyasal aktiviteleri incelenmiştir. Modifiye edilen bu elektrotlar ile PBS ortamında yer alan L-sistein'in elektrooksidasyon-redüksiyon davranışları incelenmiştir. Elektrokimyasal sensör niceliklerini belirlemek adına hassasiyet, seçicilik, algılama türü ve girişim etkisi çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Döngülü voltametri (CV), diferansiyel puls voltametri (DPV) ve elektrokimyasal impedans (EIS) ile ileri elektroanalitik yöntemler kullanılmıştır. Bu doğrultuda Ru/MWCNT, Ga/MWCNT, Mo/MWCNT ve Co/MWCNT ile modifiye edilen GCE'lerin hassasiyetleri sırasıyla 4307.05, 114, 200, 65 µA/mMcm2 olarak tespit edilmiştir. İlgili elektrotların LOD/LOQ değerleri ise sırasıyla 0.353/1.060, 0.05/0.15, 0.25/0.75, 0.02/0.06 µM olarak belirlenmiştir. Bu kaalizörlerin analitik aralıkları ise 0-200, 0-200, 0–150, 10-500 μM olarak rapor edilmiştir. Yapılan bu elektroanalitik çalışmalar neticesinde Co/MWCNT katalizör sisteminin L-sistein'in hassas tespiti için diğer katalizörlere nazaran daha iyi performans verdiği tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde tüm katalizör sistemlerinin L-sistein'i hassas olarak algılayabilme yeteneğinin bulunduğu tespit edilip, en iyi elektrokimyasal sensör yanıtlarının Co/MWCNT ile modifiye edilmiş GCE'den alındığı belirlenmiştir.Master Thesis Enzymatically Synthesis of Polyaniline and Optimization of the Reaction Conditions(2008) Aldemir, Adnan; Aktaş, NahitAnilinin enzimatik oksidatif polimerleşme reaksiyonu sulu ortamda, oda sıcaklığında, polielektrolit bileşen varlığında, kesikli bir reaktörde gerçekleştirildi. Polimerleşme reaksiyonunu başlatmak için Trametes versicolor (ATTC 200801)'den elde edilen lakkaz enzimi kullanıldı. Reaksiyon koşullarının optimizasyonu için reaktörde başlangıç çözünmüş oksijen derişimindeki azalmaya bağlı olarak cevap yüzeyi yöntemi kullanıldı ve bu yöntemin sonuçları Design Expert 6.0 paket programının deneme sürümünde incelendi. Başlangıç reaksiyon hızını etkileyen parametreler ve başlangıç reaksiyon hızı üzerinde etkin olduğu aralıklar ortam pH'sı (3-8), monomer konsantrasyonu (10-122mM) ve sıcaklık (20-51oC) program değişkenleri olarak belirlendi. Belirlenen parametre aralıkları Design Expert 6.0 paket programına uygulanarak program tarafından önerilen 20 deney sırasıyla gerçekleştirildi. Elde edilen sonuçlar ile çalışma parametreleri arasındaki ilişki istatistiksel analiz yöntemi ile değerlendirildi.Master Thesis Enzyme Based Logic Systems for Information and Signal(2012) Korkmaz, Sevim; Aktaş, NahitBu çalışma da bilgi işlem için biyokatalitik reaksiyonları içeren biyomeleküler lojik sistemler kullanılmıştır. İlk olarak, kimyasal ve biyomoleküler bilgi işlem ve enzime dayalı sistemlerde ölçülebilirlik için gürültü kontrolü üzerinde durulmuştur. Daha sonra enzimatik reaksiyonlara dayanan tek lojik kapının optimizasyonu ve analizini gösteren sistemlere örnekler verilmiştir. Son olarak karaciğer hasarının tespiti için iki enzim girişli biyoişaretçilerin kullanılması gösterilmiştir. Alanin transaminaz (ALT), laktat dehidrojenaz (LDH) enzimlerinin çıkış sinyalini aktifleştirdiği, bunun da karaciğer hasarı olduğunun bir göstergesi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca çıkış sinyallerini ayrıştırmak için bu iki enzimin kullanıldığı sistem VE kapı fonksiyonu ile birleştirilerek EVET/HAYIR tanımlanması bu kapı fonksiyonuyla sağlanmıştır.Master Thesis Graphene Synthesis, Characterization Ve Glucose Oxidation of Prepared by the Cvd Technique(2018) Çağlar, Aykut; Kıvrak, Hilal Demir; Aktaş, NahitBu çalışmada, Kimyasal Buhar Biriktirme (CVD) yöntemi ile grafen sentezi yapılmıştır. Grafen sentezinde metan akış hızı (0.5-7.5 sccm), hidrojen akış hızı (0-50 sccm) ve süre (20-40 dk) parametreleri incelenmiştir. Bu parametreler ile 10 farklı grafen ITO (İndium Tin Oxide) elektrotu üzerine kaplanmıştır. ITO üzerine kaplanan grafen elektrotun glikoz oksidasyon aktivitesi araştırılmıştır. Bu 10 farklı grafenin fiziksel karakterizasyonu Raman Spektroskopisi, SEM ve XPS karakterize edilmiş ve döngüsel voltametre (CV) elektrokimyasal yöntemi ile aktiviteleri ölçülmüştür. Sonuç olarak ITO üzerine kaplanan 10 farklı grafen elektrot içerisinde en iyi aktiviteyi 7 numaralı elektrot göstermiştir. Anahtar kelimeler: CV, CVD, Glikoz oksidasyonu, Grafen, ITODoctoral Thesis Hydrogels and Synthesis of Composite, Characterisation and Some Radionuclides Removal From the Aqueous Medium.(2014) Alpaslan, Duygu; Aktaş, NahitBu çalışmada P(AN) esaslı kopolimerik hidrojeller, poliakrilonitril-ko-akrilamid (p(AN-ko-AAm)), poliakrilonitril-ko-akrilik asit (p(AN-ko-AAc)), poliakrilonitril-ko-2-N-vinilprolidin (p(AN-ko-N-VP)), poliakrilonitril-ko-vinilimidazol (p(AN-ko-VIm)), hidrojeller değişen bileşimlerde, kütle-yığın ve emülsiyon polimerizasyonu ile sentezlenmiştir. Kopolimer yapısındaki p(AN) amidoksime edilerek fonksiyonlaştırılan kopolimerik makrojellerin kullanım amacına uygun olarak saf suda ve farklı pH değerlerinde şişme, FT-IR, TG analizleriyle karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen makrojellerin kütlece şişme oranı ve fonksiyone grupları bakımından çevre teknolojilerinde absorban materiyali olarak kullanılmıştır. Sentezlenen hidrojeller uranyum ve toryum absorpsiyonunda absorban olarak kullanılmıştır. Absorpsiyon çalışmaları maksimum kapasite, absorpsiyon zamanı, farklı pH değerlerinde absorpsiyon ve absorpsiyon kinetiği gibi farklı parametrelerle çalışılarak makrojellerin performansları araştırılmıştır. Bu parametrelerin uygun koşulları tespit edilmiştir. Bu koşullarda absorpsiyon çalışmaları yapılmıştır. Elde edilen veriler kinetik eşitliklere uygulanarak absorpsiyon kinetiğinin uygun olduğu hız modeli ve uygun olduğu izoterm modeli tespit edilmiştir. Kütle-yığın ve emülsiyon polimerizasyonu sentezlenen makrojellerin gözenekli yapıda olması ve çeşitli fonksiyonel grupların absorpsiyon sürecinde aynı anda etkin olabilmesi nedeniyle, absorpsiyon mekanizmasının oldukça karmaşık olduğu ve elde edilen verilerin aynı anda birkaç izoterme uyabildiği görülmüştür. Makrojellerin maksimum absorpsiyon oranları; p(AN-ko-AAm) (0.25:1) 62 ± 0.2 mg/g mg/g, amid-p(AN-ko-AAm) (0.25:1), 220 ± 0.3 mg/g mg/g, p(AN-ko-AAc) (0.5:1) 342 ± 0.12 mg/g, amid-(AN-ko-N-VP) (0.5:1) 609 ± 0.38, p(AN-ko-VIm) (0.5:1) 81 ± 0.72 mg/g, amid-(AN-ko-VIm) (0.5:1) 406 ± 0.5 p(AN-ko-N-VP) (0.5:1) 51 ± 0.44 mg/g ve amid-(AN-ko- N-VP) (0.5:1) 327 ± 0.76 mg/g uranyum absorpladığı gözlenmiştir. p(AN-ko-AAm) (0.25:1) 72± 0.43 mg/g mg/g, amid-p(AN-ko-AAm) (0.25:1), 324 ± 0.2 mg/g mg/g, p(AN-ko-AAc) (0.5:1) 67 ± 0.7 mg/g, amid-(AN-ko- N-VP) (0.5:1) 306 ± 0.1, p(AN-ko-VIm) (0.5:1) 103 ± 0.3 mg/g, amid-(AN-ko-VIm) (0.5:1) 284 ± 0.1 p(AN-ko-N-VP) (0.5:1) 72 ± 0.44 mg/g ve amid-(AN-ko- N-VP) (0.5:1) 324 ± 0.76 mg/g toryum absorpladığı gözlenmiştir. Tez kapsamında çalışılan p(AN) esaslı p(AN-ko-AAm), p(AN-ko-AAc), p(AN-ko-VIm) ve p(AN-ko-N-VP) hidrojeller ile elde edilen sonuçlara göre, sentezlenen hidrojellerin uranyum ve toryum absorpsiyonu için absorban materyali olarak kullanılabilirliği gösterilmiştir.Master Thesis Implementing of Decreasing Sulphur From Heavy Fuel Oil of Zakho by Oxidation Desulphuriation (ods) Method(2018) Alı, Rebeen Ramzı; Aktaş, Nahit; Abdulkareem, Lokman A.Normal şartlarda ağır yakıtlar önemli miktarda Kükürt içermektedir. Yakıt, eliminasyon sürecinde problemlere sebep olan ağır karbon katmanlarından oluştuğu için bu kükürtün tasfiye edilmesi oldukça zordur. Bu çalışmada akaryakıtlardan kükürt oranının azaltılmasında sıklıkla kullanılan Oksidatif Kükürt Giderme tekniği (ODS) incelenecektir. ODS İki adımlı bir tekniktir: birinci adım sülfonları oluşturmak için yakıtın, kimyasal maddelerin ve katalizatörun birbiriyle etkileşime geçtiği adımdır. İkinci adım ise çözücü bir madde kullanarak bu sülfon kombinasyonunun ortadan kaldırıldığı adımdır. Bu reaksiyonlar doğal olarak çok yavaştır ancak bu reaksiyonların hızını arttırmak için süreçte bazı ek önlemler bulunmaktadır. Bu çalışmada, reaksiyonu hızlandırmak amacıyla karışımlar 1500 RPM ile karıştırılmıştır. ODS yoluyla ağır yakıttan kükürtün neredeyse tamamen ayrıştırıldığı reaksiyonun çeşitli faktörleri ve parametreleri incelendikten sonra sonuç belirgin olmuştur: %4.7 oranındaki kükürt içeriği %2.54'e indirilmiştir. Ayrıca asetik asitli H2O2 , formik asitli H2O2'den daha iyi sonuçlar kazandırmıştır. Performans üzerindeki etkileri bağlamında katalizatör miktarı, oksidan miktarı ve sıcaklık gibi diğer faktörler de değerlendirilmiştir. Bu incelemelerden ortaya çıkan ilginç biri bulgu şudur ki reaksiyonu sıcaklığını 65 C°'ye kadar arttırmak daha iyi sonuçlar doğurmaktadır ki bu Duhok rafinerisinde ODS tekniğiyle kükürtün ayrıştırılması işleminde görülmüştürMaster Thesis Investigation of Growth Kinetics of Lactobacillus Brevis Microorganism by RSM (Response Surface Methodology)(2014) Yiğit, Aybek; Aktaş, NahitBu çalışmanın amacı; gelişen teknolojiyle beraber endüstride iyi tanınan bakteri kültürlerinden Lactobacillus Brevis' in çoğalma koşullarını Cevap Yüzey Yöntemi (Design Expert 8.0.7.1 deneme sürümü) kullanarak optimize etmek ve çoğalma kinetiklerini araştırıp gözlemlemektir. Tezin kapsamı 2 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; uygun mikroorganizma ve bu mikroorganizmanın büyüme ortamları belirlenmiştir. Ayrıca çoğalma hızını etkileyen en önemli parametreler; pH, sıcaklık (°C) ve Cd iyonu derişimi (mg/L) olarak alınmış ve bu parametrelerin uygun aralıkları tespit edilmiştir. İkinci bölümde; cevap yüzey yöntemi içindeki merkezi kompozit tasarım ile özgül çoğalma hızı yanıt olarak alınarak yukarıda bahsedilen parametrelerin optimizasyonu çalışılmış ve Lactobacillus Brevis için en iyi özgün çoğalma hızı koşulları pH 5.72, sıcaklık 33.01oC ve Cd derişimi ise 34.01 mg/L olarak bulunmuştur. Bu optimum koşullar altında maksimum özgül çoğalma hızı 0.0797 1/saat olarak model eşitliğinden hesaplanmıştır. Ayrıca bu sonuç deneylerle doğrulanmıştır. Anahtar kelimeler: Cevap Yüzey Yöntemi, Lactobasillus Brevis, Merkezi Kompozit Tasarım, OptimizasyonOther A Kinetic Model Development for Phenol Removal Via Enzymatic Polymerization(2009) Aktaş, Nahit; Şengör, MihribanEnzymatic oxidative polymerization of phenol catalyzed by laccase enzyme extracted from Trametes versicolor (ATCC 200801) in an aqueous solution containing acetone was investigated in a batch system. The effects of initial phenol and dissolved oxygen concentrations on the initial reaction rate of oxidative polymerization were experimented. An interactive kinetic model as a function of phenol and dissolved oxygen concentrations was developed for enzymatic polymerization and corresponding bio-kinetic parameters have been evaluated through a non-linear regression program so called SYSTAT 10.0 trial version. The bio-kinetic coefficient of the developed model, which are $V _{max}, K _{mm}, K _{mO_2} $ and $k _2$ were obtained as 0.029 mg DO /L.min, 66.58 mg/L, 0.89 mg/L, and 254 $s^ {-1}$ respectively. The activation energy of oxidative phenol polymerization was calculated as 21.175 kJ/mol.Doctoral Thesis Mayaların Biyofilm Oluşturma Özelliklerinin Araştırılması(2010) Yönten, Vahap; Aktaş, NahitBu çalışmanın amacı; gelişen teknolojiyle beraber endüstride iyi tanınan bazı maya kültürlerinin büyüme koşullarını Cevap Yüzey Yöntemi (Design Expert 6.0 deneme sürümü) kullanarak optimize etmek ve biyofilm popülasyonlarını zirai madde, polipren karışımından meydana gelen plastik kompozit desteklerler (PKD) üzerinde araştırıp gözlemlemektir. Tezin kapsamı 2 bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde, maya kültürleri seçildi ve bu kültürler için optimum üretim koşulları, Plackett?Burman (PB), Steepest Ascent (SA) ve Merkezi Kompozit Tasarım (MKT) programları kullanılarak bulundu. İlk olarak, Plackett?Burman programında; bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkene yani biyokütle derişimine olan etkisini hesaplandı. Sonra SA programıyla en dik artış ve azalışları bularak seçilen parametreler için MKT deneyleri gerçekleştirildi. Son olarak maya kültürlerine ait büyümeyi ifade eden lineer olmayan eşitlikler elde edildi.İkinci bölümde ise maya kültürlerinin biyofilm popülasyonları, oluşturacakları birim alandaki koloni sayıları (BAKS) ve şeker tüketimleri hesaplanarak analiz edildi. Plastik kompozit destekler üzerinde mayaların biyofilm oluşturma özellikleri Striping-Sand Metod'u kullanılarak her bir maya kültürü için birim alandaki koloni sayıları hesaplanarak bulundu. Kullandığımız 4 çeşit maya kültürü için ayrı ayrı sayımlar yapılarak her bir destek üzerindeki biyofilm ölçümleri rapor edildi.Sonuç olarak yapılan çalışmada, maya kültürlerinin büyüme ortamları optimize edilerek her bir mayanın büyümesinde etkili olan parametreler seçildi ve optimum noktaları bulundu. Bulunan optimum ve etkili noktalarla her bir maya kültürü için birer model elde edildi. Bu modellerle birçok atık suyu değerlendirilmesi literatüre kazandırıldı. Ayrıca bu 4 maya kültürünün biyofilm oluşturdukları da gözlemlenip hesaplanmıştır. En iyi biyofilmi hem gram destek başına hem de aşılanan kültür hacmi başına PKD1, PKD2 ve PKD3 destekleri üzerinde 10-8 ile 10-9 BAKS/gr veya BAKS/ml arasında K. Marxianus kültürünün, PKD4 desteği üzerinde ise birim kültür hacmi başına C. İntermedia 1,5x108/ml gram destek miktarı başına ise hem K. Marxianus hem de K. Lactis mayaları 2,7x107/gr olarak en iyi sonucu vermiştir. Bu 4 maya kültürünün biyofilm oluşturma özelliklerini ispatımız endüstride organik asitler, enzimler, biyoyakıt gibi bazı ürünlerin eldesinde, çevresel bazı atıkların arıtmasında, tıpta bazı kültürlerin ilaçlara olan biyofilm direnci hesabında, önemli cihazlarda mikroorganizma korozyonu ve tutunması vb. gibi konularda optimizasyonla beraber hem zamandan hem de verimden kazanarak literatüre orijinal bir katkı yapacaktır.Anahtar kelimeler: Biyofilm, Cevap Yüzey Yöntemi, Mayalar, OptimizasyonDoctoral Thesis Preparation of Composite Hydrogel Materials for Agricultural Applications(2018) Dudu, Tuba Erşen; Aktaş, NahitSunulan tezde, dimetil akrilamit (DMAAm), maleik asit (MA) ve Nişastadan oluşan bir seri komposit hidrojel sentezlenmiştir. Metilenbisakrilamit çapraz bağlayıcı olarak kullanılmış ve bu komposit hidrojellerin tarımsal amaçlı kullanılabilirliği araştırılmıştır. Sentez redoks polimerizasyon tekniği ile gerçekleştirilmiş ve sentezlenen komposit hidrojellerin yüzeyi asit ve baz ile modifiye edilmiştir. Kullanım amacına uygun olarak; saf su, kuyu suyu, musluk suyu, baraj suyu ve farklı pH değerlerinde şişme, Fourier Transform Infrared Spektrofotometre ve Termogravimetrik analiz cihazları kullanılarak yapısal karakterizasyonları gerçekleştirilmiştir. Komposit hidrojel yapısına MA ve Nişastanın eklenmesi ile hidrojellerin denge şişme değerlerinin arttığı gözlenmiş ve en yüksek denge şişme değeri p(DMAAm-ko-MA-ko-Nişasta)/NaOH komposit hidrojeli için ölçülmüştür. Ayrıca sentezlenen komposit hidrojeller bitkiler için besin kaynağı olan üre ve sülfat iyonu absorpsiyonunda absorbent olarak kullanılmıştır. Absorpsiyon çalışmaları farklı üre ve sülfat iyonu konsantrasyonlarında, farklı pH değerlerinde ve farklı sıcaklık ortamlarında (oC) gerçekleştirilmiş ve komposit hidrojellerin absorpsiyon performansları araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre sentezlenen komposit hidrojellerin üre ve sülfat iyonu absorpsiyonu için iyi bir absorbent olacağı düşünülmüştür. Absorpsiyon çalışmaları tamamlandıktan sonra farklı pH değerlerinde, kuyu ve musluk suyu ortamlarında komposit hidrojellerin salım davranışları ve salım kinetikleri incelenmiştir. Farklı pH ve farklı su ortamlarında yapılan analizlerin sonuçları, tüm komposit hidrojellerin kümülatif iyon (üre ve sülfat iyonu için) salım miktarlarının % 10 ile % 100 arasında değiştiğini ve yavaş salımın gerçekleştiğini göstermiştir. Salım davranışları Sıfırıncı Derece Kinetik Model, Birinci Derece Kinetik Model, Higuchi Modeli, Korsemeyer-Peppas Modeli ile incelenmiştir. Salım kinetiğinin Korsemeyer-Peppas Modeline uyduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmanın son aşamasında ise üre ve sülfat iyonu yüklü komposit hidrojellerin tarımsal alanlarda kullanımının araştırılması amaçlanmıştır. Şişme, absorpsiyon ve salım deneyleri esas alınarak p(DMAAm-ko-MA-ko-Nişasta), p(DMAAm-ko-MA-ko-Nişasta)/HCl ve p(DMAAm-ko-MA-ko-Nişasta)/NaOH esaslı üç tür üre yüklü komposit hidrojelin kullanılmasına ve marul bitkisinin gelişimi üzerindeki etkilerinin incelenmesine karar verilmiştir. Deneme süresince bitki boyu, gövde çapı, yaprak sayısı, klorofil ve renk değerleri takip edilerek marul bitkisinin gelişimi üzerinde komposit hidrojellerin etkileri kontrol edilmiştir. Ayrıca denemenin son iki ayı bitkiye kuraklık stresi uygulanmış ve bitkinin verdiği tepkiler izlenmiştir. Deneme sonunda elde edilen veriler ve fotoğraflar sentezlenen komposit hidrojellerin toprak ve bitki yapısı için toksik olmadıklarını, toprak ve bitkilerin ihtiyacı olan nem ve gübreyi rahatlıkla yapılarında tutabildiklerini ve aynı zamanda kontrollü ve uzun sürede salabildiklerini göstermiştir.Doctoral Thesis Preparation of Nanowire-Polymer Brush Hybrid Systems for the Diagnosis of Human Papilloma Virus(2021) Badak, Mehmet Utku; Zengin, Adem; Aktaş, NahitBu çalışmada, ilk olarak farklı boylarda metal vasıtalı kimyasal aşındırma yöntemi ile silisyum nanoteller hazırlanmıştır. Daha sonra yüzeylere iyodosilan bağlandıktan sonra yüzeyde başlatılan tersinir katalizlenmiş zincir transfer polimerizasyonu ile poli(N-akriloil-L-valine) sentezlenmiştir. Hazırlanan polimer kaplı yüzeyler toplam yansıtmalı FT-IR spektroskopisi, XPS, elipsometre ve TEM gibi çeşitli yüzey analiz yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Yüzeylere daha sonra ilk prob ss-DNA bağlanmış ve yüksek yoğunlukta DNA bağlanması için optimizasyon çalışması yapılmıştır. Hazırlanan sensörün hem yüzeyde güçlendirilmiş Raman spektroskopisi (SERS) hem de yüzeyde güçlendirilmiş floresans (SEF) temelli olması için hem boyar madde hem de Raman etiketi ihtiva eden çekirdek kabuk yapısında altın-silika nanopartikülleri hazırlanmıştır. Prob ss-DNA bağlı yüzeylere, insan papilloma virüs DNA iplikçiği ile ilk hibridizasyon gerçekleştirilmiş ve ardından etiket DNA bağlı altın-silika nanopartikülleri ile sandviç hibridizasyon protokolü uygulanmıştır. Hazırlanan sensörün insan papilloma virüs (İPV) teşhisinde 1.4 fM gibi düşük tespit değerine, en az bir ay kararlılık ve en az 4 sefer tekrar kullanım özelliğine sahip olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte belirli bir derişim aralığında (0.1 nM-0.1 µM) hibridizasyonun floresans mikroskobu ile hem kalitatif hem de kantitatif olarak takip edilebileceği belirlenmiştir. Dizayn edilen sensör ile ticari olarak satın alınan kan eş değer madde içerisinde yüksek geri kazanım oranları (%98-%101) ile İPV teşhis edilebileceği gösterilmiştir. Sonuç olarak hazırlanan sensörün İPV teşhisi için klinik uygulamalarda kullanım alanı bulacağı düşünülmektedir.Doctoral Thesis Synthesis of Cdm (s, Se, Te) Bimetalic Quantum Point Structures and Photo-Electrochemical Glucose Electrooxidation Applications(2022) Çağlar, Aykut; Kıvrak, Hilal Demir; Aktaş, NahitBu çalışmada, TiO2-destekli Cd ve Cd-M (S, Se, Te) katalizörleri fotoelektrokimyasal glikoz elektrooksitlenme aktivitelerini incelemek için ıslak emdirme yöntemi ile hazırlanmıştır. Fotoelektrokimyasal glikoz elektrooksitlenmeye karşı CV ölçümleri ile en iyi aktiviteyi sağlayan indirgeme sıcaklığı (400 oC) ve Cd/TiO2 (%0.1) miktarı belirlendi. Daha sonra alaşım %0.1 CdM (S, Se, Te)/TiO2 bimetalik katalizörler farklı atom oranlarda ıslak emdirme yöntemi ile hazırlandı. Bu katalizörler ileri yüzey analitiksel yöntemler ile karakterize edildi. Ayrıca, fotoelektrokimyasal glikoz elektrooksitlenme ölçümleri döngüsel voltametri, kronoamperometri ve elektrokimyasal impedans spektroskopisi analizleri ile yapıldı. Bu ölçümler karanlıkta ve UV aydınlatma altında yapıldı. CV sonuçlarına göre %0.1 Cd/TiO2, %0.1 CdTe(50-50)/TiO2, %0.1 CdSe(50-50)/TiO2 ve %0.1 CdS(50-50)/TiO2 katalizörlerin hem karanlıkta hemde UV aydınlatma altında en iyi foto-katalitik glikoz elektrooksitlenme aktivitesi sergilemişlerdir. Her iki ölçümde de %0.1 CdTe(50-50)/TiO2 katalizörü en iyi fotokatalitik glikoz elektrooksitlenme aktivitesi sergilemiştir. Ayrıca, %0.1 CdTe(70-30)/TiO2 katalizörü diğer katalizörlere kıyasla en iyi fotokatalitik hidrojen peroksit elektrooksitlenme aktivitesi sergilemiştir. CdTe alaşımı farklı karbon destek malzemeleri ile sodyum borhidrür indirgeme yöntemi ile hazırlanarak %0.1 CdTe/CNT katalizörü diğer karbon destekli katalizörlere kıyasla en iyi fotokatalitik glikoz elektrooksitlenme aktivitesi sergilemiştir. Anahtar kelimeler: Cd, Farklı destek malzemeler, Fotoelektrokimyasal, Glikoz, Hidrojen peroksit, S, Se, Te.Doctoral Thesis Synthesis, Characterization and Investigation of Antioxidant Effect of Nanoparticles From Juniper (juniperus Oxycedrus L. Ssp. Oxycedrus) Plant Biopolymer(2024) Turan, Abdullah; Aktaş, Nahitİnsanoğlu ilk çağlardan beri çevresindeki bitki, mantar ve diğer canlıları kendi amaçları için kullanmaya başlamış ve zamanla hangisinin hangi amaçlar için kullanacağını öğrenmiştir. Bitkiler tarafından üretilen maddeler diğerlerine göre daha fazla önem kazanmış ve saflaştırılmaya başlanmıştır. Bugün kullanılan ilaçların büyük bir kısmı ya bitki ekstraktlarından elde edilen bileşikler ya da bu bileşiklerin türevleridir. Son zamanlarda teknolojik gelişmeler ile beraber bu bileşiklerden nanopartiküllerin sentezlenmesine olan ilgi artırmıştır. Bu doktora tezi kapsamında tıbbi ve farklı kullanım alanları olan ardıç (Juniperus oxycedrus L. ssp. oxycedrus) türünün meyve metanol ekstraktı (AE), ekstraktan elde edilen amentoflavone ve cuprassoflavone karışımı (AC) ve bunlardan elde edilen nanopartiküllerin (p(AE), p(AC)) sentezlenmesi hedeflenmiştir. Kullanılan bu malzemelerin kan uyumluluk testleri, antibakteriyel ve antioksidan özellikler araştırılmıştır. Sentezlenen nanopartiküllerin yüzey yükü ve boyut analizi, sıcaklığa bağlı yapısal bozunma davranışları, olası bağ yapıları ve morfolojik özellikleri çeşitli enstrümental analiz cihazları kullanılarak incelendi. Sentezlenen nanopartiküllere ayrıca ağrı kesici (parsetamol) ve antikanserojen (5-fluorouracil (5-Fu) ve Paklitaksel) ilaçlar yüklendi. İlaç yüklü bu partiküllerin farklı pH ortamında salım davranışı ve farklı ilaç salım kinetik modelleri incelenmiştir. Ayrıca deneysel olarak karaciğer harabiyeti oluşturulmuş sıçanlarda AC ve p(AC) nanopartiküllerin serum biyobelirteçlerinden aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), üre ve keratin (Cre) seviyeleri ile karaciğer, böbrek, dalak, beyin, akciğer, kan ve kalp dokularında katalaz (CAT), glutatyon redüktaz (GR), süperoksid dismutaz (SOD), glutatyon S-transferaz (GST) enzim aktiviteleri ve redükte glutatyon (GSH) seviyeleri ile lipid peroksidasyon (Malondialdehit) (MDA) düzeyleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında kullanılan ardıç meyve metanol eksraktı, AC p(AE) ve p(AC) nanopartiküllerin kana uyumlu, antioksidan ve antimikrobiyal özelliğe sahip olduğu tespit edildimiştir. Parasetamol yüklü p(AE) nanopartiküllerinden % 95 parasetamol salındığı gözlenmiştir. Farklı ilaç yüklenen p(AC) nanopartikülerinden ise pH 5.4'te % 97 parasetamol, pH 8'de % 90 paklitaksel ve pH 7.4'te % 99 5-Fu salındığı belirlenmiştir. İlaç yüklü nanopartiküllerin ilaç salım kinetik modelleri incelendiğinde p(AE) parasetamol için pH 7.4'te Higuchi modeline, p(AC) parasetamol için pH 5.4'te Krosmeyer-Peppas modeline, p(AC)5-Fu için pH 8'de Higuchi modeline ve p(AC) paklitaksel için pH 8'de Krosmeyer-Peppas kinetik modeline uyduğu görülmüştür. Sentezlenen partiküllerin sıçan uygulamalarında serum biyobelirteçlerinde genel olarak olumlu etki ettiği ve antioksidan enzimlerin aktivitesi ile GSH ve MDA seviyelerinde farklı dokularda farklılıklar olmasına rağmen genel olarak olumlu etki ettiği tespit edilmiştir.Master Thesis The Recovery of Valuable Metals From Aqueous Media by p(n-HMA-ko-ATU) Hydrogels(2012) Karakoyun, Necdet; Aktaş, NahitBu çalışmada, p (n-Hidroksimetil-Akrilamit-ko-1-Alil-2-tiyoüre), p (n-HMA-ko-ATU) hidrojelleri, n-Hidroksimetil-Akrilamit (n-HMA) monomeri ile ko-monomeri olan 1-Alil-2-Tiyoüre (ATU) ve çapraz bağlayıcı olarak N,N-Metilenbisakrilamit (MBA) eklenerek serbest radikal çapraz bağlanma kopolimerizasyonu ile sentezlenmiştir. p(n-HMA-ko-ATU) kopolimerleri, altın kazanımında sorbent olarak kullanılması çalışıldı. Elementel analiz ile kükürt (S) içeriği ve şişme deneyleri ile hidrojellerin karakteristik şişme davranışları incelenmiştir. Çözelti pH'ın altın absorpsiyonuna etkisi ve maden filizi örneklerinden altın iyonlarının kazanımı için çalışmalar incelenmiştir. Çözeltiden altın ölçümleri için Grafit Fırın Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi (GF-AAS) ve Alev Atomik Absorbsiyon Spektroskopisi (FAAS) kullanıldı.Anahtar sözcükler: Hidrojel; Soft materyaller; altın kazanımı, ekstraksiyon, ayırma ve saflaştırmaMaster Thesis The Use of Fly Ash in Construction Chemicals and Concrete(2020) Can, Eda; Aktaş, NahitBu çalışmada amaçlanan ağırlıkça %0, %6,93 ve %8,68 oranında uçucu kül kullanılarak Açık bekletme süresi yapışma mukavemeti, Başlangıç yapışma mukavemeti, Donma-çözünme çevriminde sonra yapışma mukavemeti, Erken çekme yapışma mukavemeti, Isıyla yaşlandırmadan sonra çekme yapışma mukavemeti, Basma eğilme testleri, basınç dayanımı, işlene bilirlik, ekonomikliğin değişmesi ile ilgili deneyler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca uçucu kül beton harcı karışımı UKBT-1 ve UKBT-2 numuneleri sırasıyla %70 uçucu kül ve %20 kireç ve %10 çimento ve %70 uçucu kül ve %30 kireç olacak şekilde hazırlanmıştır. Su emme oranı ve donma – çözünme deneyinin uygulanması deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma kapsamında beton ve yapı kimyasalları ürünlerinde uçucu kül kullanılarak yapılacak olan açık bekletme süresi yapışma mukavemeti, başlangıç yapışma mukavemeti, donma-çözünme çevriminde sonra yapışma mukavemeti, erken çekme yapışma mukavemeti, ısıyla yaşlandırmadan sonra çekme yapışma mukavemeti, basma eğilme testleri göz önünde bulundurularak beton ve yapı kimyasallarında işlene bilirlik, basınç dayanımın arttırılması, ekonomikliğin en alt seviyeye indirilmesi amaçlanmaktadır.Article Van Gölü Suyunun İyon Karakterizasyonuyla Su Kalitesinin Belirlenmesi(2017) Aktaş, Nahit; Alpaslan, Duygu; Öztürk, Erhan; Şahan, Tekin; Yiğit, Aybek; İrak, Zeynep Şilan Turhan; Ozturk, DilaraVan Gölü dünyanın en büyük sodalı gölü olmasının yanında tuzlu su özelliği de taşımaktadır. Van ve Bitlis illeriyle çevrili olan gölün kuzey ve batısında tümüyle volkanik, güneyinde metamorfik ve doğusunda ise baskın olarak sedimanter kayaçlar vardır. Bu çeşitlilik nedeniyle Van Gölü suyu, kimyasal parametreleri açısından araştırmacıların her dönem ilgisini çekmiştir. Bu çalışma kapsamında iyon kromatografisi yöntemiyle Van Gölü suyunun doğal kalitesini yansıtan anyon ve katyonların konsantrasyon düzeyleri araştırılmıştır. 8 farklı nokta ve 9 farklı derinlikten alınan su örneklerinin kimyasal analizi sonucunda ortalama pH değeri 9.52 düzeyinde bulunurken, elde edilen verilere bakıldığında ortalama derişim değerleri başlıca katyonlardan kalsiyum 355.3, magnezyum 117.1, sodyum 8 612.6, potasyum 473.6, lityum 0.3 ppm; başlıca anyonlardan florür 4.8, klorür 10.5, bromür 20.5, nitrat 3.7, fosfat 13.6, sülfat 2 900.4 ppm olarak bulunmuştur. Elde edilen sonuçların mevzuat kapsamında değerlendirilmesi sonucunda; Van gölü suyunun içerdiği iyonik bileşenler bakımından Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliğineki parametrelere göre IV. sınıf su kalitesinde olduğu bulunmuştur. Van Gölü Havzasında göl suyunun kalitesine yönelik çalışmalar geçmiş senelerde az sayıda yapılmış olmakla beraber bu analizler şimdiye kadar düzenli bir şekilde yapılmamıştır. Bu çalışma, kapsamlı bir araştırma olup kullanılan teknikler bakımından da önemli yenilikler içermektedir. Özellikle kromatografik teknikler bakımından bu alandaki çalışmalara orijinal katkılar yapacağı düşünülmektedirResearch Project Yeni Elektrokromik Polimerlerin Sentezi ve Optoelektronik Biyo-sensör Uygulamaları(2018) Aktaş, Nahit; Özkut, Merve İçliOrganik iletken polimerler, transistörler, güneş pilleri, kapasitörler, elektrokromik uygulamalar, sensörler, ışık saçan diyotlar gibi birçok uygulama alanına sahip malzemelerdir. Bu uygulamalar içerisinde yer alan elektrokromik malzemeler akıllı camlarda/ ekranlarda, kamuflaj malzemesi olarak, elektrokromik kağıtlarda kullanılmaktadırlar ve teknolojileri malzeme tasarımıyla geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu sebeple bu malzemeler günümüzde özelliklerinin daha da iyileştirilmesi ve ileri teknolojik cihaz uygulamalarının sağlanması için bilim insanları tarafından sıklıkla çalışılmaktadır. Bu projede, bugüne kadar literatürde çalışılmamış iletken elektrokromik polimerin (P1), monomerinden (1) elektrokimyasal yöntemle sentezi gerçekleştirilmiştir. Öncelikle monomer tasarımı yapılmıştır. Elde edilen polimerin düşük yükseltgenme potansiyeline sahip olması ve bant aralığının ayarlanabilmesi için elektron Verici-elektron Alıcı-elektron Verici (V-A-V) yöntem kullanılmıştır. Elektron alıcı grup olarak literatürde elektrokromik özellikleri polimerik bir yapı içerisinde ifşa edilmemiş, yapısında bulunan –NH grupları sayesinde kolaylıkla fonksiyonlandırılabilecek, aromatikliği oldukça yüksek olan indolo[3,2-b]karbazol grubu kullanılırken; elektron verici grup olarak çözünürlüğü sağlamak, düşük yükseltgenme potansiyeli ve dar bant aralığı elde etmek ve hem elektrokimyasal hem de açık hava koşullarında kararlı bir polimer sentezleyebilmek amacıyla 3,3-didesil-3,4- propilendioksitiyofen (ProDOT) kullanılmıştır. Elektron verici ve alıcı grupların sentezinden sonra, 1 monomeri Stille Kenetlenme Tepkimesi ile elde edilmiştir. Ardından 1, 1H NMR, 13C NMR, FTIR ve HRMS ile karakterize edilmiştir. 1 monomerinin elektrokimyasal polimerizasyonu ile elde edilen P1 polimerinin elektrokimyasal, spektroelektrokimyasal ve elektrokromik özellikleri ifşa edilmiştir. Yapılan literatür araştırmalarına bağlı olarak, P1 polimerinin indolokarbazol tabanlı ilk elektrokromik polimer olduğu görülmüştür. Nötral halde sarı, yükseltgenmiş halde cam göbeği renginde olan polimer CMY (Cam Göbeği-Magenta-Sarı) renk ayağından iki rengi (sarı ve cam göbeği) yapısında barındırmaktadır; iki polimerli bir elektrokromik cihazda bu polimerin kullanılması durumunda 800 farklı renk tonunun elde edilmesi olasıdır. Bu noktadan bakıldığında P1 polimeri elektrokromik polimerik malzemeler içerisinde önemli bir yere sahiptir.Research Project