Browsing by Author "Arslan, Şevket"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Article Atropa Belladonna ile Zehirlenme: Bir Olgu Sunumu(2006) Mete, Rafet; Dilek, İmdat; Demir, Cengiz; Dülger, Cumhur; Arslan, ŞevketAntikolinerjik zehirlenme zamanında tanınmadığında ölümcül klinik tablo oluşturabilmektedir. Atropa belladonna Linnaeus (L.), antikolinerjik etkiyle zehirlenme yapar. Bu yazıda bu bitkinin alımı sonucu zehirlenme gelişen bir olgu sunulmuştur. Altmış dört yaşında erkek hasta, bulantı, kusma, baş ağrısı, anlamsız konuşma, çarpıntı, vücudunda ve yüzünde kızarma ve idrar yapamama şikayetleriyle acil servisimize getirildi. Fizik muayenesinde hipertansiyon, ateş, taşikardi, midriazis, yüzünde kızarıklık ve ağız mukozasında kuruluk olduğu tespit edildi. Lökositoz dışında laboratuar bulgularında herhangi bir anormallik yoktu. Hastada antikolinerjik semptom ve bulguların varlığı ve hikayesinde de şikayetlerinin bir bitki alımından sonra başlamış olması nedeniyle zehirlenme düşünüldü. Daha sonra getirtilen bitkinin Atropa belladonna L. olduğu anlaşıldı. Fizostigmin olmadığından hastanın tedavisine konservatif olarak yaklaşıldı. Gastrik lavaj uygulandıktan sonra, aktif kömür başlandı. Hasta monitorize edildi ve ajitasyonu benzodiazepin ile kontrol altına alındı. Hipertermisi için de periferik soğutma uygulandı. Üriner retansiyonu idrar sondası ile giderildi. Sonuç olarak, ajitasyonu veya konfüzyonu olup zor konuşan ve dilate pupiller ile birlikte ateşi, antikolinerjik zehirlenme bulguları olan hastalarda Atropa belladonna L. ile zehirlenmenin de düşünülmesi ve zamanında müdahalenin hayati önem taşıyacağı bilinmelidir.specialization-in-medicine.listelement.badge Comparision of the Characteristics of Familial Cases and Sporadic Cases in Our Patients With Gastric Cancer(2008) Arslan, Şevket; İlhan, MahmutMide kanseri, dünyada kansere bağlı ölümlerin en sık görülen ikinci nedenidir. Mide kanserinin görülme sıklığı Van Yöremizde erkeklerde birinci, kadınlarda ise ikinci sırada yer almakta olup özellikle son dönemde tanı aldıkları için yüksek oranda ölüme neden olmaktadır.Bu çalışmada; mide kanserli hastalarımızda 2004 Kanada kriterleri göz önüne alınarak familiyal vakaların oranının saptanması ve bunların yaş, cinsiyet, kanserin histolojik tipi, kanserin evresi, kanserin lokalizasyonu, hastaların Hp durumu ve kan grubu açısından; familyal olmayan olgularla karşılaştırılması amaçlandı.Ocak 2001 ile Aralık 2005 tarihleri arasında Medikal Onkoloji Bilim Dalında poliklinik kayıdı olan histopatolojik tanısı konulmuş 200 mide kanserli hastanın dosya verileri değerlendirildi. Ayrıca hasta ve/veya yakınları ile görüşüldü. Görüşme çalışmanın birincil araştırmacısı tarafından sağlandı. 2004 Kanada kriterleri göz önüne alınarak ailevi faktörleri tesbit için 12 ana maddeden oluşan anket kullanıldı. Bu anketin başlangıcında; hastaya ait ad, soyad, adres, telefon numarası, dosya numarası kaydedildi. İlk 8 madde hastalardan alınan bilgiler, son 4 madde ise bilgilerin özeti idi.Çalışmamızda bölgemizde 1999 ICG-HCG kriterlerine göre familyal özellik gösteren vaka oranı %7.5 oranında iken, 2004 revize edilmiş çok uluslu Kanada kriterlerine göre ise %10 oranında saptanmıştır. 2004 Kanada kriterleri dikkate alındığında çalışmaya dahil edilen hastaların yaş ortalamaları nonfamilyal grupta 56,44±0,784; familyal grupta 53,30±2,904 olarak tespit edilmiştir. Cinsiyetleri nonfamilyal grupta 113 kişi (%62,77) erkek, 67 kişi (%37,23) kadın, familyal grupta 14 kişi (%70) erkek, 6 kişi (%30) kadın cinsiyette idi. Kanserlerinin histolojik tipleri familyal ve nonfamilyal grupta sırasıyla %23,8(n=3) ve %75,23 (n=82) intestinal tip; %76,92(n=10) ve %24,77 (n=27) diffüz tip idi (p<0.01). Kanser evreleri familyal ve nonfamilyal vakalarda sırasıyla %5 (n=1) ve %26,67(n=48) lokalize; %95 (n=19) ve %73,33 (n=132) ilerlemiş evredeydi (p<0.01). Familyal ve nonfamilyal vakalarda kanser lokalizasyonları sırasıyla %25 (n=5) ve %30 (n=54) proksimal yerleşimli; %65 (n=13) ve %63.89 (n=115) distal yerleşimli; %10 (n=2) ve %6.11 (n=11) hem proksimal hem de distal yerleşimliydi. Hp durumu; nonfamilyal grupta %9,38 (n=12) Hp negatif ve %90,62 (n=116) Hp pozitif; familyal grupta %100 (n=13) Hp pozitif idi (p<0.01). Kan grupları familyal ve nonfamilyal gruplarda sırasıyla %33,33 (n=2) ve %58,46 (n=38) A kan grubu; %16,67 (n=1) ve %10,77 (n=7) B kan grubu; %50 (n=3) ve %29,23 (n=19) O kan grubu idi. Nonfamilyal vakalarda %1,54 (n=1) AB kan grubu idi.Sonuç olarak olguların %10'u familyal tipte idi. Kanserlerin histolojik tiplerinden diffüz tip familyal grupta, intestinal tip ise nonfamilyal grupta anlamlı olarak yüksekti. İlerlemiş kanser evresi familyal grupta nonfamilyal gruba göre daha anlamlıydı. Hastaların yaş ortalamaları, cinsiyetleri, kanser lokalizasyonları ve kan grupları bakımından anlamlı fark yoktu. Van yöresinde mide kanseriyle ilgili yapılan çalışmaların ışığında özellikle kırsal kesim şartlarında yaşayan insanlarda üst abdomen ve epigastrium ile ilgili şikayetlerde endoskopik tarama mutlaka yapılmalıdır.Anahtar sözcükler: Mide kanseri, familyal