Browsing by Author "Arvas, Ösmetullah"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis Characterization of Orchardgrass (dactylis Glomerata L.) Using Morphological Traits and Molecular Markers(2021) Nabhan, Ahmad; Arvas, ÖsmetullahDomuz Ayrığı (Dactylis glomerata L.), soğuğa dayanıklı çok yıllık temel yembitkisi türlerinden birisidir. Bu çalışmada, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi florasında doğal olarak yayılış gösteren 43 Domuz Ayrığı'nın genotipinin morfolojik ve genetik çeşitliliğini değerlendirmek için toplam 12 morfolojik özellik ve 9 basit dizi tekrarı (SSR) kullanılarak yürütülmüştür. Morfolojik verilerin varyans analizine göre, incelenen tüm özelliklerde genotipler arasında önemli farklılıklar tespit edildi. Bu durum yüksek derecede fenotipik çeşitlilik olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, korelasyon katsayısı analizi, incelenen özelliklerin çoğu arasında anlamlı bir ilişki olduğunu belirlendi. Morfolojik özelliklerin ilk beş temel bileşenin varyasyonu toplam bilginin % 70.31'sini açıklamıştır. SSR markörünün sonuçlarıyla ilgili olarak, SSR primeri başına ortalama 6.78 allel olmak üzere toplam 61 allel tespit edildi. Primer başına ortalama 6,00 allel ile toplam 54 polimorfik allel bulundu. Polimorfizm Bilgi İçeriği (PIC) değerleri 0,320 ile 0,626 arasında değişti. Ortalama polimorfik oranın (88.89%), olması yüksek derecede genetik çeşitliliği yansıtmaktadır. Ortalama beklenen heterozigotluk (He) 0.178 ile 0.882 arasında değişti. Genetik Mesafesi 0.01 ile 0.66 arasında değişti. Sonuç olarak, Doğu Anadolu bölgesi doğal florasından toplanan Domuz ayrığı genotiplerinin ıslah materyali olarak zengin bir genetic varyasyona sahip olduğ belirlendi.Master Thesis Determination of Yield and Quality Characteristics of Some Alfalfa (medicago Sativa L.) Varieties in Mardin Conditions(2020) Aslan, Nuran; Arvas, ÖsmetullahBu araştırma, Mardin ekolojik şartlarında yetiştirilen bazı yüksek verimli Yonca (Medicago sativa L.) çeşitlerinin belirlenmesi amacıyla Kızıltepe-Köprübaşı Köyünde bulunan arazide, Tesadüfi Bloklar Deneme Desenine göre 3 tekerrürlü olarak 2017 yılında yürütülmüştür. Çalışmada Banat, Bilensoy-80, Frigos, SHN, Sunter, Şahin-42, Optimus ve Plato olmak üzere sekiz yonca çeşitleri kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, yonca (Medicago sativa L.) çeşitlerinin çıkış süresinde, kuru madde oranı, ana sap sayısı ve ADF oranlılarında çeşitler arasında önemli bir fark bulunmamaktadır. En yüksek bitki boyu 80.66 cm ile Sunter, en düşük ise 66.67 cm ile Banat çeşidi olmuştur. En yüksek ana sap kalınlığı 2.56 mm ile Bilensoy-80, en düşük ise 1.60 mm ile Optimus çeşidi gelmektedir. Metrekarede bitki sayısı en yüksek 712 m2/bitki ile Bilensoy-80, en düşük 642.33 m2/bitki ile Frigos çeşidi gelmektedir. En yüksek yaş ot verimi 2505 kg/da Bilensoy-80, en düşük ise 1596.66 kg/da ile Frigos çeşidindedir. En yüksek kuru ot verimi, 663.33 kg/da ile Bilensoy-80, en düşük ise 383.33 kg/da Optimus çeşidindedir. En yüksek ham protein oranı % 25.79 ile Şahin-42, en düşük % 19.57 ile Plato çeşidi gelmektedir. En yüksek ham protein verimi 145.58 kg/da ile Bilensoy-80, en düşük ise 95.10 kg/da ile Banat çeşidi gelmektedir. En yüksek NDF % 48.64 ile Şahin-42, en düşük ise % 42.16 ile Sunter çeşidi gelmektedir. En yüksek NYD % 147.62 ile Şahin-42, en düşük ise % 130.91 ile Sunter çeşidi gelmektedir. Elde edilen sonuçlara göre Mardin sulu koşullarında en uygun çeşitlerin Bilensoy-80 ve SHN olduğu sonucuna varılmış olup yöre yetiştiriciliği için ümitvar olduğu ve çiftçiler için yetiştiriciliğinin tavsiye edilebilir olduğu tespit edilmiştir.Article Doğu Anadolu Habitatlarından Domuz Ayrığı (Dactylis Glomerata L.) Türlerinin Moleküler Çeşitliliğinin ve Dağılımının Analizinde Buğday Ssr Markerlerinin Uygulanabilirliği(2023) Nabhan, Ahmad; Furan, Alp; Arvas, ÖsmetullahTürkiye, dünyanın flora çeşitliliği en fazla olan ülkelerinden biridir. Ayrıca, yüksek düzeyde bitki genetik çeşitliliğine sahiptir. Domuz ayrığı (Dactylis glomerata L.), dayanıklı ve çok yıllık bir bitki olması nedeniyle serin mevsimlerde kullanılan en önemli yem türlerinden biridir. Orchardgrass çeşitlerinin tanımlanması, çeşit kullanımını en üst düzeye çıkarmak ve yetiştiricilerin fikri mülkiyetini korumak için gereklidir. Dactylis glomerata L., morfoloji, kromozom sayısı ve dağılımı ile ayırt edilen çok sayıda alt türü olan allogam, değişken, monospesifik bir cinstir. Bu cinsin tek bir türü vardır, Dactylis glomerata L, özellikleri kapsamlı bir şekilde karakterize edilmemiş birden fazla alt türden oluşur. Buğday lokusları için tasarlanan dokuz SSR primerinin aktarılabilirliğini değerlendiren DNA tahlilleri kullanılarak, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde doğal olarak dağılmış sekiz yerel bölgeden 44 Domuz ayrığı genotipinin genetik çeşitliliği hesaplandı. Ortalama olarak, dokuz SSR primerinin her biri için toplam 61 alel için 6.78 alel keşfedildi. Primer başına ortalama altı olmak üzere toplam 54 polimorfik alel tanımlandı. Polimorfizm bilgi içeriği (PIC) değerleri %0,320 (WMC96) ile %0,626 (XBARC187) arasında değişmektedir. %88.89'luk ortalama polimorfizm oranı, çalışılan tüm genotipler arasında yüksek miktarda genetik çeşitlilik olduğunu göstermektedir. Beklenen ortalama heterozigotluk (He) 0,178 (Ağrı) ile 0,882 (Erzurum) arasında değişmekteydi. Genetik ayırma 0.01 ile 0.66 arasında değişmektedir. Sonuç olarak, bulgularımız, Doğu Anadolu'da toplanan Dactylis glomerata L. genotiplerinin, Domuz ayrığı bitkisi ıslah çabaları için çok çeşitli genetik materyal sağlayan zengin bir genetik çeşitlilik kaynağı olduğunu göstermektedir.Article The Effect of Biological Secondary Treated Domestic Wastewater on Agronomic Properties and Element Content of Some Forage Plants(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2024) Arvas, Ösmetullah; Taslı, İhsanBu çalışma, arıtılmış atık suların tarımda kullanımına olan ilginin artmasına sonucunda, evsel ileri biyolojik atık suyunun bazı yem bitkilerinin tarımsal ve besin içeriğine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Biyolojik işlemlerle arıtılan evsel atık su, saf su ile seyreltilerek otlak ayrığı (Agropyron cristatum Geartn), domuz ayrığı (Dactylis glomerata L.) ve yoncanın (Medicago sativa L.) bazı tarımsal özellikleri ve element içerikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Atık su %25, %50 ve %75 oranlarında saf su ile seyreltilerek tarla kapasitesine göre saksılara uygulanmıştır. Seyreltilmiş atık su uygulamasının otlak ayrığı, domuz ayrığı ve yoncanın bitki boyuna etkisi önemli olmuştur. İlk biçmeden itibaren yonca ve domuz ayrığının saksı başına yeşil ve kuru ağırlıkları artmış, en belirgin artış ise yoncada belirlenmiştir. Seyreltik arıtma suyu oranları üç bitkide de besin elementi ve metal konsantrasyonlarının artmasına neden olurken, yonca ve otlak ayrığında Se konsantrasyonunun azalmasına neden olmuştur. Her iki buğdaygil türünden farklı olarak atıksu oranı yonca Ca konsantrasyonunu önemli ölçüde etkilememiştir. Seyreltik atık su domuz ayrığının tüm elementlerle ilişkisini önemli ve pozitif olarak etkilerken, Se ile negatif yönde etkilemiştir. Atık su seyreltme oranlarının artmasıyla toprağın organik maddesi ve elektriksel iletkenlik ile toprak pH’sı düşmüştür. Seyreltilmiş evsel su uygulaması, toprağın organik maddesi ve elektriksel iletkenlik tepkileriyle ilişkili olarak bitki elementi alımının artmasına aracılık ederek besin ve metal konsantrasyonlarında önemli rol oynamıştır. Tuzluluk risk eşiğinin belirlenebileceği sulandırma oranı için, uzun süreli arazi çalışmalarının yapılması gerekmektedir.Master Thesis The Effect of Treatment Plant Waste Water on Development and Nutri̇ent Uptake of Some Wheat (poaceae) and Legumes (fabaceae)(2019) Taslı, İhsan; Arvas, ÖsmetullahBu çalışma Van Yüzüncü Yıl Üniveristesi Zirrat Fakültesi Tarla Bitkileri iklim odasında yürütülmüştür. Denemede, İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi suyunun saf su ile farklı oranlarda karıştırılarak elde edilen dört farklı sulama seviyesi uygulanmıştır. Deneme tesadüf parsellerinde üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Çalışmada, uygulamaların otlak ayrığı, domuz ayrığı ve yonca bitkilerinin gelişimi ve besin elementleri içeriğine etkisi incelemek amacıyla yürütülmüştür. Sulama seviyelerinin otlak ayrığının boyunda meydana getirdiği artış önemsiz bulunurken, domuz ayrığı ve yonca boyunda neden olduğu artış önemli bulunmuştur. Biçim dönemlerinin her üç bitkinin boyu üzerindeki etkisi önemli bulunmuştur. Sulama seviyesi ve biçim dönemlerinin Otlak ayrığı, domuz ayrığı ve yoncanın yaş ot ve kuru artışına etkileri önemli bulunmuştur. Dört sulama seviyesi her üç bitkide besin elementi ve metal artışına neden olurken, domuz ayrığı bitikisi dışında selenyum içeriğinde azalma ya neden olmuştur. Yoncanın kalsiyum içeriğindeki artış, Otlak ayrığının molibden içerğindeki artış ile Domuz ayrığının selenyum içeriğindeki artış ve azalış ise önemsiz bulunmuştur. Sulama seviyelerinin Ca ve Se dışındaki tüm besin elementleriyle ilişkisi pozitif ve önemli olmuştur. Sulmadaki atıksu oranının artmasıyla toprak pH'sında meydana gelen azalma besin elementi alımını kolaylaştırırıken, artan tuzluluk olumsuz bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre sulama suyu olarak kullanılacak suyun özelliklerine de bağlı olarak; sulama suyuna % 25'den fazla atık suyun karıştırılması tuzluluk riskini arttırabileceği belirlenmiştir. Tarla koşullarında yapılcak çalışma ile uygulanabilirliği yüksek sonuçlar eld etmek mümkün olabilecektir.Master Thesis The Effect of Wastewater Treatment Plant Water on the Nodulation and Nutrients in Alfalfa Plants (medicago Sativa L.)(2020) Yağan, Fatih; Arvas, ÖsmetullahArtılmış arıtma suyunun farklı oranlarının yoncanın (Medicago sativa L.) Bilensoy çeşidinin nodül gelişimi, agronomik verileri, bitki ve topraktaki bitki besin elementleri ve ağır metal içeriğine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma, saksı denemesi olarak tesadüf parselleri deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütüldü. Kontrol parseline %100 saf su uygulandı. Arıtılmış arıtma suyu % 25 atıksu + % 75 saf su, % 50 atıksu + % 50 saf su ve %75 atıksu + %25 saf su oranlarında uygulandı. Uygulamalar ile aktif nodül sayısı önemli seviyede azalırken, bitki çıkış sayısı, deneme sonunda ortamdan çekilme sayısı, yaş ve kuru ağırlığı (g/bitki) ile kök yaş ve kuru ağırlığının (g/bitki) etkilenmediği belirlendi. Otun P, K, Mg, Ca, Cu, Zn, Fe, Na, Co, Mo içeriği etkilenmedi, yalnızca Mn içeriğini etkisi önemli oldu. Otun Al ve As içeriğinde meydana gelen azalış ile Cd içeriğinde meydana gelen artış önemli oldu. Otun Cr, Ni, Pb ve Se konsantrasyonu etkilenmedi. Arıtma suyu uygulamaları kökün K, Mg, Ca, Cu, Zn, Fe ve Co bitki besin elementleri konsantarsyonunu etkilemedi. Ancak kökün Mn konsantarsyondaki artışı ile Mo konsantrasyonundaki azalması önemli oldu. Arıtma suyu toprağın pH, organik madde, nitrat, sülfat ve kireç içeriğine etkisi olmazken, EC'ine etkisi önemli oldu. Na dışında toprağın incelenen makro, mikro ve ağır metal içerikleri etkilenmedi. Genel olarak toprağın makro ve mikro besin elelmentleri ile ağır metal konsantrasyonları sayısal olarak azaldı. Nodül olşumunu engellemesi ve Na konsantrasyonunu arttırması nedeniyle, kentsel arıtılmış suyun yonca bitkisi sulamasında kullanılması önerilmemektedir.Other The Effects of Different Nitrogen Levels on Yield and Yield Components of Some Silage Sorghum (Sorghum Vulgare L.) Varieties Grown Under Irrigated Conditions in Van-Turkey(2002) Arvas, Ösmetullah; Yılmaz, İbrahim Hakkı; Keskin, Bilal; Akdeniz, HakkıSorghum (Sorghum vulgare L) is important crop in the arid and semi arid regions. A 2-year field experiment was conducted to determine the effects of nitrogen levels (0, 6, 12 and 18 kg/da N) on some yield and yield components of four sorghum cultivars (Grazer, Early-Sumac, Rox and Gozde-80). The experiment was a split plot with three replications. Main plots were assigned to nitrogen levels (0, 6, 12 and 18 kg/da) and sub-plots were assigned to sorghum (Rox, Grazer, Early-Sumac and Gozde-80) cultivars. In experiment, green herbage and dry matter yields, plant height, stem, leaf, and panicle ratio and crude protein ratio and crude protein yields were determined. Applied N increased the green herbage, dry matter yields and plant heights, but it not effected on the proportions of leaf, stem and panicle. It was concluded that "Grazer" was the most favorable cultivar under this Conditions. Optimum rate of nitrogen was 12 kg/da in irrigated conditions.Article Rizomlu Kırmızı Yumak (Festuca Rubra Var. Rubra) ile Tesis Edilen Yeşil Alanda Atıksu Arıtma Çamurunun Tesis Gübresi Olarak Değerlendirilmesi(2011) Çelebi, Şeyda Zorer; Çelebi, Rafet; Yılmaz, İbrahim Hakkı; Arvas, ÖsmetullahBu çalışma, 2007-2008 yıllarında rizomlu kırmızı yumak (Festuca rubra var. rubra) ile tesis edilen yeşil alanda atıksu arıtma çamurunun tesis gübresi olarak değerlendirilmesini belirlemek amacıyla Van'da yürütülmüştür. Tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak yürütülen bu çalışmada, atıksu arıtma çamurunun 3, 6, 9 ve 12 ton/da dozları ile kontrol olarak çiftlik gübresinin tesis gübresi olarak uygulanması değerlendirilmiştir. Araştırmada, rizomlu kırmızı yumağın bitki boyu, yeşil ot verimi, bitki ile kaplı alan, yabancı ot oranı, renk ve çim kalitesi değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, birinci yıl ilk dönemde alınan gözlemlerde bitki boyu, yeşil ot verimi ve bitki ile kaplı alan değerleri, atıksu arıtma çamurunun yüksek dozlarının kullanıldığı uygulamalarda düşük, daha sonraki dönemlerde ise yüksek bulunmuştur. Tesis gübresi olarak atıksu arıtma çamurunun kullanıldığı alanlarda renk ve çim kalitesi kriterleri, çiftlik gübresi kullanılan alanlara göre genel olarak her gözlem döneminde daha iyi sonuçlar vermiştir. Bu çalışma sonucunda, atıksu arıtma çamurunun rizomlu kırmızı yumağın çim performansını arttırdığı ve tesis aşamasında çiftlik gübresine önemli bir alternatif olabileceği düşünülmektedir.Master Thesis Root and Seeding Development in Early Seedling Period of Some Grass Forage Crops Grown in Irrigated Conditions(2021) Basan, Siyahan; Arvas, ÖsmetullahBu çalışma 2021 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi sera koşullarında yürütülmüştür. Çayır Kelp Kuyruğu (Phleum pratense), Çayır Salkım Otu (Poa pratensis), Domuz Ayrığı (Dactylis glomerata), Kamışsı Yumak (Festuca arundinacea), Kılçıksız Brom (Bromus inermis) çeşitlerinin fidelerinin farklı iki zamanındaki kök ve fide gelişimlerinin incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Deneme tesadüf parselleri faktöriyel düzende beş tekerrürlü olarak yürütüldü. Klorofil miktarı dışında, en yüksek bitki örtü sıcaklığı, fide ve kök uzunluğu, yaprak alan indeksi (YAI), kök hacmi, yaş ve kuru fide ağırlığı, yaş ve kuru kök ağırlığı ikinci söküm zamanında belirlendi. Beş türün ortalaması olarak, en yüksek kuru kök ağırlığı/kuru fide ağırlığı ikinci söküm zamanında elde edilmişse de, Çayır Kelp kuyruğu (0.84 gr) ve Domuz ayrığı (2.02 gr) türlerinde 1. Söküm zamanında elde edilmiştir. En yüksek toplam klorofil oranı Kamışsı yumakta, örtü sıcaklığı, kök uzunluğu ve kuru kök/kuru fide değerleri Domuz ayrığında, yaprak alan indeksi, kök hacmi, yaş ve kuru fide ağırlığı, yaş ve kuru kök ağırlığı Kılçıksız brom bitkisinde belirlendi. Kılçıksız brom fidesinin sulanabilir koşullarda, yerleşme ve rekabet açısından diğer türlerden daha üstün olduğu görülmüştür. Sürdürülebilir çayır mera tesisi için yaprak alan indeksi (YAI), kök hacmi, yaş ve kuru fide ağırlığı, yaş ve kuru kök ağırlığının dikkate alınması önerilmektedir.