Browsing by Author "Aslan, Logman"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Article 1998-2003 Yıl Arasında İncelenen Evcil Hayvan Tümörleri(2005) Yüksel, Hayati; Aslan, LogmanBu çalışmada, 1998-2003 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalına getirilen, değişik evcil hayvan türlerindeki tümör olguları patolojik yönden değerlendirildi. Olguların 26’sının iyi huylu, 8’inin kötü huylu olduğu görüldü.Article Artritis ve Omfalitisli Buzağılarda Serum İmmünoglobulin ve Nitrik Oksit Seviyeleri(2023) Gençcelep, Musa; Karasu, Abdullah; Ozkan, Cumalı; Aslan, Logman; Sancak, Tunahan; Kayıkcı, CanerOmfalitis ve artritis buzağılarda sıklıkla karşılaşılan ve ciddi ekonomik kayıplara sebep olan hastalıklardandır. Bu çalışmada omfalitisli ve artiritisli buzağılarda serum immünoglobulin ve NO düzeylerinin belirlenmesi ve sağlıklı buzağılara göre bu parametrelerdeki değişimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmanın hayvan materyalini Van ili ve çevresinden sağlanan 20 artritisli ve 20 omfalitisli değişik ırk, yaş ve cinsiyette buzağı (çalışma grubu) ile klinik olarak sağlıklı 15 buzağı (kontrol grubu) oluşturmuştur. Hayvanların klinik ve radyolojik muayeneleri yapılarak kan örnekleri toplandı. Kan örneklerinden, immünoglobulin A (IgA), immünoglobulin M (IgM), immünoglobulin G (IgG), gama glutamil transferaz (GGT) ve nitrik oksit (NO) düzeyleri ELİSA cihazı ile tespit edildi. Çalışmamızda artritisli buzağıların ortalama kan serum IgA, IgM, IgG, GGT ve NO seviyeleri sırasıyla 0.55 mg/ml, 4.63 mg/ml, 4.33 mg/ml, 29.63 ng/ml, 624.1 µmol/L olarak bulunmuştur. Omfalitisli buzağıların ortalama kan serum IgA, IgM, IgG, GGT ve NO seviyeleri sırasıyla 0.52 mg/ml, 4.39 mg/ml, 2.04 mg/ml, 28.51 ng/ml, 538.75 µmol/L olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, omfalitis ve artritis tanısı konan hayvanların serum IgA, IgM, IgG ve GGT seviyelerinde istatistiki olarak anlamlı bir fark gözlemlenmemiştir. Serum NO seviyelerinde ise omfalitis grubunda istatistiki olarak anlamlı bir fark gözlemlenmezken, artritis grubunda anlamlı bir fark gözlemlenmiştir.Article Atropine Sulphate Test Can Be an Aetiologic Indicator of Vagal Bradycardia Developed in a Megaoesophagus Case(Natl veterinary Research inst, 2007) Keles, Ihsan; Altug, Nuri; Kaya, Abdullah; Ozkan, Cumali; Yuksek, Nazmi; Aslan, LogmanAn acquired megaoesophagus in a calf has been described. The diagnosis of megaoesophagus was made based on clinical and laboratory examinations, using contrast radiography, and necropsy findings. Atropine sulphate was used to enlighten the relationship between damage in the N. vagus and bradycardia, which developed in the megaoesophagus case.Article Bir Buzağıda Rastlanan Atresia Ani Et Recti Ve Coccigeal Agenesis (Perosomus Elumbus) Olgusu(1998) Şındak, Nihat; Aslan, Logman; Alkan, İsmail; Gençcelep, MusaDefekasyon yapamıyor şikayetiyle Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine getirilen 2 günlük erkek bir buzağıda Perosomus elumbus olgusuna rastlandı. Buzağıda atresia ani et rektinin yanı sıra kuyruk yoktu. Klinik muayenede hayvanın genel durumununda dışkılayamamanın haricinde önemli bir komplikasyona rastlanmadı. Yapılan şirurjikal girişimde sol fossa paralumbalisten rektuma ulaşılarak rektum sol açlık çukurluğundan bölge derisine tespit edildi (Anus preaternaturalis).Article Bir Danada Rastlanan Özefagus Divertikulumu Olgusunun Sağaltımı(1998) Akgül, Yakup; Aslan, Logman; Alkan, İsmail; Şındak, NihatVeteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine 11.06.1998 tarihinde \"Yem yemiyor, yedikten hemen sonra kusuyor, zayıflıyor\" şikayetiyle getirilen 1 yaşında Holstein ırkı erkek bir danada klinik muayene sonucunda aşırı kaşeksi ve dehidrasyonla birlikte metabolik asidoz saptandı. Radyografide hastada özefagus divertikulumu olduğu tespit edildi. Olgu 3 gün boyunca antibiyotik ve iv. sıvı (%1.3'lük sodyum bikarbonat, isolyte, Dextrose, Macrodex, % 0.9'luk NaCl) tedavisinden sonra operasyona alınarak bölgedeki fazla oluşumlar kama tarzında alınıp erozyonlar dikildi. Bölge temizlendikten sonra 1 numara ipek ile Schmieden ve üzerine uygulanan lembert dikişleriyle özefagus kapatılarak, 5 gün süreyle iv. sıvı uygulamasına devam edildi. Bu süre içinde oral gıda verilmedi. İzleyen süreçte hasta 1 hafta boyunca lapayla beslenerek normal gıdaya geçildi ve taburcu edildi.Article Bir Montafon İnekte Sekum Dilatasyonu ve Dislokasyonu(2009) Karasu, Abdullah; Düz, Erkan; Aslan, Logman; Akgül, Yakup; Alkan, İsmail; Yavuz, EdaBu makalede 5 yaşlı Montafon bir inekte karşılaşılan sekum dilatasyon ve dislokasyonunun operatif sağaltımı ve sonuçları sunulmuştur. Ani iştahsızlık, süt veriminde gerileme ve gaita miktarında azalma şikayeti ile kliniğimize getirilen olguda gerekli fiziksel muayenelerin ardından sekum dilatasyonu ve dislokasyonu tanısı konularak operasyona karar verildi. Sekumun, ileo-ceacecolic bölgesinde tesbit edilen sekumun dilatasyonu ve torsiyonuna neden olduğu anlaşılan fitobezoar uzaklaştırıldı. Gerekli postopertif bakım yapılarak hayvan 20 gün izlendi ve herhangi bir komplikasyon şekillenmeksizin hayvanın iyileştiği gözlendi..Article Can Infrared Thermography Be Used To Predict Ear Tags Infections in Lambs(Univ Agricultural Sciences & veterinary Medicine Bucharest, 2015) Karakus, Ferda; Duzgun, Adem; Karakus, Murat; Aslan, LogmanEar tagging is one of the common husbandry procedures that cause not only pain and stress but also tissue reaction and infection. Reliable and non-invasive tools are needed to determine the stress and/or pain resulting from routine husbandry procedures commonly performed in farms. Thermal imaging is a non-invasive diagnostic method used in veterinary medicine. The aim of the study was to determine the usability of infrared thermography in prediction of infections caused by electronic and visual ear tags in lambs. We hypothesized that reactive temperature increase within the first hour in the ear tissue in response to the ear tags would trigger the formation of infection. The study was carried out on Akkaraman lambs (n = 60) reared under rural farm conditions. All lambs at two weeks of age were identified with an electronic ear tag (FDX-B, Allflex) on the left ear and an official plastic ear tag on the right ear. Before tagging, infrared images of the ear region were collected at a consistent distance from the left ear of the animal using an infrared camera (FLIR E50) in the barn. Tag insertion was performed by two practitioners at the same time. An hour after tagging, the thermal measurements of both ears were carried out again with infrared camera. The ears of lambs were individually checked in the week after tagging. The status of ear lesions was monitored until healing (about 8 weeks). Before tagging, the average thermal temperature of the left ear was measured as 16.68 degrees C. Electronic ear tags caused more problems than official ear tags. Infected ear rate in electronic and official ear tags was 80% and 50% respectively. Significant temperature differences existed between infected and non-infected ears (P < 0.05). All ear tags that caused further increase in reactive temperature resulted in an inflammatory reaction. As a result, early detection of inflammation is very crucial in terms of implementation of treatment and animal welfare. Ear lesions caused by ear tags in lambs can be early identified using infrared thermography. The preliminary findings of this study should be supported in subsequent studies.Article Chewing Lice (Phthiraptera: Amblycera, Ischnocera) on Several Species of Wild Birds Around the Lake Van Basin, Van, Eastern Turkey(Kafkas Univ, veteriner Fakultesi dergisi, 2015) Goz, Yasar; Dik, Bilal; Kilinc, Ozlem Orunc; Yilmaz, Ali Bilgin; Aslan, LogmanThis study was performed to detect chewing lice on the wild birds in Eastern Turkey, between April 2013-September 2014. 108 injured birds brought to Wild Animal Protection Center of Yuzuncu Yil University were examined for louse. The feathers of each bird specimens were inspected for louse, macroscopically. Collected lice samples on the birds were preserved in 70% ethyl alcohol and mounted on slides in Canada balsam after transparented in 10% KOH. Fifteen (14.95%) out of the 108 were found to be infested with at least one chewing louse species. Nineteen lice species in 15 genera were found on the infested birds. Goniocotes megalocephalus (Uchida, 1916) on the Helmeted Guineafowl (Numida meleagris); Actornithophilus piceus lari (Packard, 1870) on the Armenian Gull (Larus armenicus); Kurodaia fulvofasciata (Piaget, 1880) on the Long-legged Buzzard (Buteo rufinus); Laemobothrion sp. on the Golden Eagle (Aquila chrysaetos); Trinoton anserinum (Fabricius [J.C.], 1805) and Holomenopon sp. on the Greylag Goose (Anser anser) were recorded for the first time from Turkey in this study.Article Devekuşu Yavrularında Görülen Sarıkese Enfeksiyonu ve Sağaltımı Üzerine Araştırmalar(2008) Aslan, Logman; Karasu, Abdullah; Özkan, Cumali; Kaya, AbdullahBu çalışmada devekuşu yavrularında görülen sarı kese enfeksiyonun sağaltımında farklı sağaltım seçeneklerinin etkinliği araştırıldı. Bu enfeksiyon, deneme kapsamına alınan 120 yavrunun 36 tanesinde (%30) belirlendi. Hasta yavrular iki farklı tedavi grubuna ayrıldı. Birinci gruptaki (n=18) hasta yavrulara Amoksisilin+klavulonik asit ve B kompleks vitamin 5 gün süreyle kas içi yolla uygulandı. ikinci gruptaki (n=18) hasta yavrulara ise kese punksiyonla boşaltıldıktan sonra, kese içerisine % 0,1 rivanol solüsyonu ile lavaj yapıldı. Bunu takiben kese içerisine kristalize penisilin (20.000 IU) uygulandı. Aynı hayvanlara kas içi yolla da Amoksisilin+klavulonik asit ve B kompleks vitamin 5 gün süreyle uygulandı. Bu sağaltım uygulamaları sonucunda birinci grupta yer alan 16 hayvan tedaviye rağmen ölürken, ikinci grupta tedavi edilen hayvanlardan 12 tanesi öldü. Bu gruptaki 5 hayvan kombine uygulanan tedaviye olumlu cevap vererek iyileşti. Her ne kadar ölen hayvan sayısı çok görülse de ikinci tedavi grubunda 5 yavrunun tedaviye bağlı iyileşmiş olması önemlidir.Bu çalışma ile devekuşu yavrularında sarı kese enfeksiyonun morbidite ve mortalite oranın yüksek olduğu, devekuşu çiftliklerinde önemli bir yetiştirme sorunu olduğu ve hasta hayvanlarının tedavilerinde kombine ilaç kullanımının yanında kesenin lokal tedavisinin başarı şansını artıracağı ortaya konulmuşturArticle Diagnosis and Treatment of Hypophosphatemia in Young Turkeys(Univ Agriculture, Fac veterinary Science, 2012) Ozkan, Cumali; Kaya, Abdullah; Aslan, Logman; Akgul, YakupThis study was aimed to diagnose and to treat the disease of young turkeys showing hypophosphatemia symptoms in a farm. The material of this study was consisted of turkeys in both sexes, aged between 13-15 weeks. In the clinical examinations of the turkeys; weight loss, weakness, unwilling to walk, lameness and extremity fractures in some animals were determined. Blood samples were collected from 20 turkeys chosen randomly for biochemical analyses and mineral assays. Serum Ca, P, ALP, Mg, Cu, Zn, Fe, Mn and Co levels were analyzed. Phosphorus and Zn levels were found to decrease significantly whereas Ca, ALP, Mn levels and Ca/P ratio found to increase before treatment. For treatment purpose, phosphoric acid and vitamin D-3 were added to their drinking water. Clinical findings improved after treatment and biochemical parameters which were abnormal before treatment returned to normal values after treatment. As a result, hypophosphatemia was one of the most important reasons of foot problems and bone fractures during the growth period of the turkeys. It was also observed that adding phosphorus and vitamin D-3 in the drinking water for the purpose of treatment was considered to be beneficial. (C) 2011 PVJ. All rights reservedArticle The First Case of Rhipicephalus Turanicus From Red Hawk (Buteo Rufinus) in Van(2015) Aslan, Logman; Bıçek, Kamıle; Oğuz, Bekir; Değer, Serdar; Kılınç, Özlem Orunç; Özdal, NalanVan'da Bir Kızıl Şahinde (Buteo rufinus) İlk Rhipicephalus turanicus OlgusuKeneler birçok patojenin vektörlüğünde rol oynadıkları için veteriner hekimlikte önemli kabul edilirler. Bu çalışma bir kızıl şahinde görülen kene enfestasyonu üzerine yürütülmüştür. Van'da Temmuz 2010 yılında veteriner cerrahi kliniğine yaralanma şikâyetiyle getirilen kızıl şahinin göz çevresinde 11 ergin dişi kene toplandı. Stereo mikroskop altında incelenen kenelerin Rhipicephalus turanicus türü olduğu teşhis edilmiştir. Rhipicephalus turanicus bu çalışmayla Türkiye'de, kızıl şahinde ilk kez tespit edilmiştir.Article First Report on Heavy Uncinaria (Dochmoides) Sp (Nematoda: Ancylostomatidae) Infection in Brown Bear (Ursus Arctos) Cub, in Van Province, Eastern Anatolian Region of Turkey(Kafkas Univ, veteriner Fakultesi dergisi, 2015) Orunc Kilinc, Ozlem; Goz, Yasar; Yilmaz, Ali Bilgin; Aslan, LogmanOn April 2014, 6 months old male Brown bear cub that found in the Saray district of Van province was brought into Directorship of Wild Animal Protection of University of Yuzuncu Yil. Despite all the intervation, bear cub, very poor condition in clinically, dead after two days. In postmortem patological and parasitological examination were detecded severe hemorrhagic enteritis and many hookworms with white colour and approximately 1 cm diameter in surface of the small intestine. In stereo microscopic examinations, it was concluded that this worms are Uncinaria spp. This case report represents the first time Uncinaria spp. have been reported in Brown bear in Turkey.Article İki Sığırda Oküler Yassı Hücreli Karsinom Olgusu(2009) Karasu, Abdullah; Aslan, Logman; İlhan, Fatma; Atasoy, Nazmi; Tas, AbuzerBu makalede iki sığırda tespit edilen oküler yassı hücreli karsinom olgusunun klinik ve histopatolojik bulguları ile sağaltım sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlandı. Çalışmanın materyalini; 6 yaşlı, Montafon melezi inek (I. olgu) ile 7 yaşlı Simental bir inek (II. olgu) oluşturdu. I. olgunun sol gözünde tespit edilen tümoral kitle göz küresi ve eklenti organları ile birlikte alındı. II. olgunun sağ gözünde tespit edilen tümoral kitle ise total olarak ekstirpe edildi. Operasyonla alınan kitlelerin histopatolojik incelemesinde I. olgunun bulbar, II. olgunun ise alt göz kapağı konjunktivasından köken alan oküler yassı hücreli karsinom olduğu saptandı. Sonuç olarak sığırlarda oküler yassı hücreli karsinom olgularında yaşın, ırkın, hayvanın bulunduğu ortamın ve uygulanacak tedavinin önemli olduğu ve erken teşhis ve uygun bir tedavi yöntemiyle başarı şansının daha yüksek olacağı düşünülmektedir.Article Kedilerde Süksinilkolin ve Pankuronyumun Hematolojik Biyokimyasal ve Kas Gevşetici Etkilerinin Karşılaştırılması(2002) Altuğ, M. Enes; Aslan, Logman; Özbek, Hanefi; Tas, Abuzer; Atasoy, Nazmi; Gençcelep, MusaBu çalışmada, 20 adet Süksinilkolin grubu, 20 adet de pankuronyum grubu için olmak üzere toplam 40 adet sokak kedisi kullanıldı. Süksinilkolin 1,5 ve l mg/kg'lık dozlarda, pankuronyum ise 0,2 ve 0,1 mg/kg'lık dozlarda kullanıldı. Bu ilaçların etki başlama ve etki süreleri ile uygulama öncesi, 15. dakikası ve sonrası kalp atım sayıları, vücut ışılan, oksijen saturasyonu, $pCO_2 ve HCO_3$ değerlerine bakıldı. Her iki grupta da oksijen saturasyon değerlerinde hafif artış gözlendi(p<0,05). $pCO_2 HCO_3$ ve vücut ısısı değerlerinde hafif azalma gözledi. Kalp atım sayısına bakıldığında Süksinilkolin grubunda yüksek dozda artış (p<0,05), pankuronyum grubunda ise hem düşük dozda hem de yüksek dozda değişme gözlenmedi. Sonuç olarak, kısa süreli entübasyon gerektiren durumlarda süksinilkolinin, uzun süreli kas gevşemesi istenen olgularda pankuronyumun güvenli bir şekilde kullanılabileceği kanısına varıldı.Article Kızıl Şahinde (Buteo Rufinus) Humerus ve Antebrachium Kemiklerinin Bilgisayarlı Tomografi (Bt) ile Üç Boyutlu Olarak İncelenmesi(2024) Delibaş, Veysel; Soygüder, Zafer; Göya, Cemil; Aslan, Logman; Çakmak, GamzeKızıl şahin (Buteo Rufinus) Falconiformes takımında yer alan ve Accipitridae familyasının bir üyesi olarak bulunan orta boylu geniş kanatlara sahip bir yırtıcı kuştur. Kızıl şahin yabani bir kanatlı türü olup kanat teleklerindeki siyah renkli tüyleri ve kızıl rengiyle kolayca tanınmaktadır. Kanatlılarda ön veya torakal extremite kanat halinde gelişmiştir. Kanat (Ossa membri thoracicci) ise sırasıyla scapula, clavicula, os coracoides, humerus, antebrachium (ulna ve radius), carpus, metecarpus ve digiti’den meydana gelmektedir. Radyografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans gibi teknikler, anatomik yapıların ve organların en iyi görünümünü sağlamaları, invaziv olmamaları ve hassas teşhislere imkan vermeleri nedeniyle nesli tükenmekte olan türlerin ve yaban hayatında biyolojik verilerin değerlendirilmesine önemli derecede katkı sağlamaktadır. Bu çalışma ile önemli bir yırtıcı kuş olan Kızıl şahinin humerus ve antebrachium kemiklerinin multi dedektörlü bilgisayarlı tomografi ile 3D modellerini oluşturmak, ayrıca elde edilen modeller aracılığı ile belirtilen kemiklerin morfolojik ve morfometrik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Materiyal olarak 3 adet dişi ve 3 adet erkek olmak üzere toplam 6 adet ölmüş erişkin Kızıl şahin’e ait humerus ve antebrachium kemikleri kullanıldı. Morfolojik olarak sonuçlar incelendiğinde, bilgisayarlı tomografi ile elde edilen 3 boyutlu görüntülerin anatomik yapıları net bir şekilde ortaya koyduğu sonucuna varılmıştr. Morfometrik sonuçlar incelendiğinde Kızıl şahinlerde ortalama humerus uzunluğu, ortlama ulna uzunluğu ve ortalama radius uzunluğu cinsiyet ayrımı yapmaksızın sol ve sağ extremite için mm şeklinde belirtilmiştir. Ayrıca humerus, ulna ve radius kemiklerinin morfometrik ölçümleri sağ ve sol kanat arasında istatistiksel olarak karşılaştırılmış ve bazı değerler arasında p<0.05 değeri ile anlamlı bir farklılık olduğu sonucuna varılmıştır.Article Köpeklerde Rokuronyum ve ve Kuronyumun Etkilerinin Karşılaştırılması(2001) Ceylan, Ebubekir; Tombul, Temel; Abuzer, Taş; Atasoy, Nazmi; Altuğ, Muhammed Enes; Özbek, Hanefi; Aslan, LogmanBu çalışmada, 20 adet vekuronyum grubu, 20 adet de rokuronyum grubu olmak üzere toplam 40 adet sokak köpeği kullanıldı. Rokuronyum 0.25 ve 0.5 mg/kg'hk dozlarda, vekuronyum ise 0.06 ve 0.1 mg/kg'hk dozlarda kullanıldı. Bu ilaçların etki başlama ve etki süreleri ile uygulama öncesi, 15. dakikası ve- sonrası kalp atım sayıları, vücut ışılan ve oksijen saturasyon değerlerine bakıldı. Her iki grupta da vücut ısısında hafif azalma ve oksijen saturasyon değerlerinde hafif artış gözlendi. Kalp atım sayısına bakıldığında rokuronyum grubunda yüksek dozlarda artış, vekuronyum grubunda ise bazı vakalarda bradikardiye varan bir azalma gözlendi. Sonuç olarak kısa süreli entübasyon gerektiren durumlarda rokuronyumun, uzun süreli kas gevşemesi istenen olgularda vekuronyumun güvenli bir şekilde kullanılabileceği kanısına varıldı.Article Köpeklerde Tiletamin-zolazepam ve Tiletamin-zolazepam-xylazin Kombinasyonunun Ekg Üzerine Etkileri(1998) Aslan, Logman; Kılınç, Dide Kılıçalp; Alkan, İsmail; Şındak, NihatOlgular iki gruba ayrıldıktan sonra deneysel amaçla birinci gruba Tilelamin-zolazepam (10 mg/kg), ikinci gruba ise Tiletamin-zolazepam (10 mg/kg) ve Xylazin (lmg/kg) im yolla uygulanarak nabız sayısı ve EKG kayıtlarında oluşan değişiklikler incelendi. Tiletamin-zolazepamın tek başına uygulandığı köpeklerde nabız sayısının arttığı ve fizyolojik aritminin kaybolduğu gözlendi. Tiletamin-zolazepam-xylazin verilen olgularda ise nabız sayısının düşerek fizyolojik aritminin daha da arttığı anlaşıldı.Article Koyunlarda Akciğer Hastalıklarının Tanısında Direkt Radyografi ve Bronkografi Bulgularının Değerlendirilmesi(2001) Aslan, Logman; Gençcelep, Musa; Karaca, Mehmet; Bakır, Bahtiyar; Tütüncü, MehmetBu çalışmada, koyunların akciğer hastalıklarının tanısında klinik, radyografik ve bronkografik bulgular değerlendirildi. Çalışma materyalini 70'i akciğer hastalıklı, 30'u sağlıklı toplam J00 hayvan oluşturdu. Klinik, radyograflk ve bronkografik muayene sonucu; bronşitis (13), pnömoni (21), bronkopnömoni (19), aspirasyon pnömonisi (4), lober pnömoni (5) ve lober bron/copnömoni (8) tablosu tespit edildi. Kontrol ve deneme grubundaki hayvanların V/D, D/V, ayakta ve yan yatırılmış pozisyonda L/L direkt radyografileri ve bronkografileri çekildi. Radyograflk çekim için 60-100 kV, 20- 60 mAs ve Bucky-Grid kullanıldı. Bronkografi için kontrol ve deneme gruplarında toplam 41 hayvana yağda çözünmüş kontrast madde (Lipiodol ultra-fluide, 480 mg/ml Guebert) uygulandı. Deneme grubunda bronkografi yapılan 11 hayvandan 5 'inde, kontrol grubunda ise 30 hayvandan 4 'ünde kontrast maddeden kaynaklanan aspirasyon pnömonisi meydana geldi. Sonuç olarak; koyunlarda akciğer hastalıklarının tanısında radyografinin yararlı olduğu, bronkografi sırasında komplikasyon riskini azaltmak amacı ile yağda eriyen kontrast maddelerin dikkatli uygulanması, entübasyon tüpü yerine trakea halkaları arasının tercih edilmesi ve atılımı kolaylaştırıcı yöntemlerin kullanılması gerektiği kanısına varıldıArticle Medical and Surgical Treatment of Gastric Impaction in Juvenile Ostriches(Medwell online, 2009) Aslan, Logman; Karasu, Abdullah; Ozkan, Cumali; Duz, Erkan; Kaya, Abdullah; Akgul, YakupRadiological diagnosis and medical and surgical treatment options of the constipation problem seen in ostrich chicks were investigated in this study. The study was performed in a farm that 60 ostrich chicks were kept that are between 8 and 12 weeks of age. Our clinic was applied to upon seeing loss of appetite, weight loss and sudden death in 2 animals in the farm. Fifteen sick ostrich chicks that gastric impaction problem was found with clinical and radiological examination were included in the study. In the ostrich chicks that were found to be sick in clinical examination, clinical symptoms were observed like loss of appetite, weakness, dehydration, reduced number of defecations, drooping wings, messiness of feathers and inability to stand. Medical treatment was applied to 7 animals that general health status was not severe and that obstruction was found to be not complete in radiological examination and proventriculotomy operation was performed in 8 animals that stomachs were found to be full with foreign materials in radiological examinations and with serious health condition and also in 2 ostrich chicks that did not respond to medical treatment. Five patients out of 7 that medical treatment was applied and 8 patients out of 10 that were treated surgically responded to the treatment and got well. In the autopsies of the animals that did not respond to the treatment and died, macroscopic edema, erosion and hemorrhagic ulcers were found in proventriculus and ventriculus mucosa and in addition, stomach was filled with stones, sand, pieces of wood, metal and glass, rough feed particles and clover fibers. It was concluded that radiological examination will determine the level of obstruction, make the treatment easier and will direct it. It was also, concluded that emergency surgical treatment in cases with complete obstruction not responding to medical treatment would be beneficial if performed with no time loss.Article Morkaraman Kuzularda Radius-ulna Büyüme Plaklarının Kapanma Sürelerinin Radyografiyle Belirlenmesi(2002) Bakır, Bahtiyar; Aslan, Logman; Tas, Abuzer; Atasoy, Nazmi; Gençcelep, MusaBu çalışmada; Morkaraman kuzularda radius-ulnaya ait büyüme plaklarının kapanma sürelerinin radyografiyle belirlenmesi, aylara göre radius-ulna uzunluklarındaki artışlar ve cinsiyetin kapanma üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma 15 erkek 15 dişi olmak üzere toplam 30 kuzuda gerçekleştirildi. Kuzuların 16 ay süresince, her ay canlı ağırlıkları belirlendi, cidago yükseklikleri ölçüldü ve radius-ulnalarının radyografileri çekildi. Çekimler A/P ve M/L pozisyonda gerçekleştirildi. Radius-ulnanın uzunlukları negatoskop üzerinde ölçüldü ve kaydedildi. Kuzularda ilk 5 ay boyunca her iki kemiğe ait büyüme plaklarının tümü açıkken 6. ayda kapanmanın ilk belirtileri dişi kuzularda radiusun proksimal plağında görülmeye başladı. Erkeklerde ise kapanmanın ilk bulguları yine aynı plakta 7. ayda görüldü. Dişi ve erkeklerde kapanma işlemi daha çok 3 ay da tamamlandı. 8 erkekte 3 plakta ve 2 dişide l plakta 4 ay süren kapanmalar gözlendi. Ayrıca 2 erkekte ulnanın . distal büyüme plağında 2 ayda kapanma meydana geldi. Her iki kemiğe ait büyüme plaklarının kapanması dişi ve erkeklerde 9 ay sürdü.