Browsing by Author "Aslan, Murat"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Article 16. Yüzyıl Kasidelerinde Savaşçı Hükümdar Portresi(2018) Aslan, Murat; Keklık, MuratDevlet ve din büyüklerinin övüldüğü kasidelerde memduhun şanı yüceltilir,başarılarının devamı dilenir. Memduha iyi dileklerde ve dualarda bulunulur.Kasidelerde memduh övülürken dönemin insanının zihninde ve kalbinde yer alanideal yöneticinin vasıfları ortaya konulur. Bu vasıflar genel itibariyle cömertlik,adalet, bilgelik, şairlik yeteneği, dine hizmet olarak sıralanabilir. Hükümdarın dinehizmeti İslamın korunması, yeni yerlerin fethedilmesi, İla-yı Kelimetullah, küfrünyok edilmesi gibi görevleri beraberinde getirir. Bu görevlerin yerine getirilebilmesibüyük ve güçlü bir ordunun yanında iyi bir savaşçı olmayı gerektirir. Allahtarafından İslama hizmet için görevlendirildiğine inanılan Osmanlı padişahlarıbir savaşçıda bulunması gereken bütün vasıflara sahip şekilde kasidelerde tasviredilirler. İyi bir komutan ve şehsüvardırlar. Müminlere karşı merhametli, dindüşmanlarına karşı acımasızdırlar. Haşmet ve heybetleriyle düşmanların kalbinekorku salar, askerlere güven ve cesaret aşılarlar. Fethettikleri yerlerde huzur vegüveni tesis ederler. Osmanlı tarihinde fetihler yüzyılı olarak adlandırılan 16. asırpadişahları bizzat seferlere katılmış, ordusunu yönetmiş, savaş meydanlarındasavaşmıştır. Padişahların bu savaşçı kişilikleri eserlere konu olmuş, Selimnâmeler,Süleymânnâmeler, Fetihnameler kaleme alınmıştır. Bu yazıda ise 16. yüzyılpadişahlarının savaşçı yönleri kasidelerden hareketle ele alınmıştır. Farklı meslekgruplarından şairlerin divanları taranarak Osmanlı padişahlarının savaşçıözelliklerinin anlatıldığı beyitler tespit edilerek incelenmiş, divan şairinin zihnindekiideal savaşçı hükümdar portresi ortaya konmaya çalışılmıştır.Doctoral Thesis Analysis of Nesimi's Turkish Divan(2023) Aslan, Murat; Demir, Recep14-15. yüzyıl Azeri sahası klasik Türk edebiyatı şairi Nesîmî yaşadığı dönemden bugüne dek severek okunmuş, örnek alınmış ve sanattaki başarısı takdir edilmiş biri olarak Türk edebiyatının önde gelen sanatçılarındandır. Klasik Türk edebiyatı geleneğinin oluşmasında katkısı bulunan şair, Fazlullah Esterabadi tarafından kurulan Hurufiliğe bağlılığı ve bu düşünceyi şiirlerinde yoğun bir şekilde anlatması bakımından diğer şairlerden ayrılmaktadır. Ortak İslam kültürü çerçevesinde gelişen edebî anlayışın bir şairi olarak Nesîmî, şiirlerinde önemli ölçüde dinî ve tasavvufi düşüncelerini anlatmıştır. Klasik Türk edebiyatı geleneği, İslam kültürü, Kur'an, hadis, tasavvuf ve Hurufilik bilinmeden Nesîmî'yi anlamak mümkün değildir. Bundan dolayı, Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan Nesîmî'yi anlayabilmek için onun şiirlerini bahsi geçen unsurlar ışığında incelemek bir zorunluluktur. Bu amaçla Nesîmî'nin Türkçe Divan'ı; Ali Nihat Tarlan tarafından amaçları belirlenip ilk örneği ortaya konulan, Mehmet Çavuşoğlu tarafından tasnif ve inceleme usulü belirlenen, Harun Tolasa ve Cemal Kurnaz tarafından geliştirilen tahlil yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Nesîmî'nin estetiği Allah'a ulaşmak için bir araç olarak kullandığı, insana Allah'ın tecelli yeri olması dolayısıyla büyük önem verdiği, eserlerinde genellikle Hurufiliğe has vahdet anlayışını anlattığı görülmüştür. Şair, klasik Türk edebiyatı geleneği içerisinde, Kur'an'ı ve Cavidanname'yi temel alarak oluşturduğu sanat evreniyle diğer şairlerden farklı bir yerde durmaktadır. Onun orijinal eserleri pek çok şairi etkilemiş, halk tarafından günümüze dek okunmaya devam etmiştir. Nesîmî'nin şiirlerini anlayabilmek için onları Hurufi metinlerinin ışığında okumanın zorunluluğu bu çalışmayla ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Nesîmî, divan tahlili, Hurufilik, klasik Türk edebiyatı, Azeri sahası Türk edebiyatı.Article Hersekli Dedepaşazâde Osmân Mazhar’ın Banaluka Sahrâsı Muhârebesi Adlı Eseri(2024) Aslan, Murat1736-37 Osmanlı-Rusya ve Avusturya Savaşı pek çok cepheye yayılmış bir muhârebeler serisidir. Avusturya ordusu üç kol üzerinden Vidin’e, Tuna’nın batı tarafına ve Bosna’ya saldırmıştır. Bosna cephesi kumandanı General Joseph Friedrich Hildburghausen (1702-1787), Osmanlı İmparatorluğu’nun Ruslarla savaşmak üzere Bosna ve Arnavutluk’tan yaklaşık 20.000 asker toplamasını ve böylece bu bölgenin askerî açıdan zayıflamasını fırsat bilmiş ve harekete geçmiştir. Bosna Beylerbeyi Hekimoğlu Ali Paşa’nın emrinde bulunan az sayıdaki asker, Bosna halkının yardımıyla Avusturyalılara karşı mücadele etmiş ve bu destansı muhârebe sonunda büyük bir zafer kazanmıştır. İlk olarak Ömer Bosnavî bu mücadeleyi anlatan bir eser yazmış ve bu eseri İbrahim Müteferrika Ahvâl-i Gazâvât-ı der Diyâr-ı Bosna adıyla yayımlamıştır. Ömer Bosnavî’nin eserinden ilham alan başka bir müellif Tevârîh-i Banaluka der Diyâr-ı Bosna adlı bir metin kaleme almıştır. Söz konusu mücadeleye dair diğer bir eser ise Hersekli Dedepaşazâde Osmân Mazhar tarafından tercüme edilen Banaluka Sahrâsı Muhârebesi’dir. Mütercimin tercümeye dair hiçbir bilgi vermemesi dolayısıyla Banaluka Sahrâsı Muhârebesi’nin orijinal hâline ulaşmak mümkün olmamıştır. Bu çalışma Osmân Mazhar’ın Banaluka Sahrâsı Muhârebesi adlı tercümesini edebî ve tarihî açıdan incelemeyi, ayrıca eserin transkripsiyon alfabesine aktarılmış hâlini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Söz konusu eserin incelenmesi için nitel araştırma yöntemlerinden içerik analizi kullanılmıştır.Master Thesis Hurufism in the Arshi's Divan(2019) Aslan, Murat; Demir, RecepHurûfîlik, 14. yüzyılda İran'da ortaya çıkan mistik-felsefî bir akımdır. Bu akım; dini, ibadetleri, Allah'ı, insanı, yaratılışı, gezegenleri, yeryüzü ve gökyüzünü, kısaca her şeyi Arap alfabesinin yirmi sekiz ve Fars alfabesinin otuz iki harfiyle açıklar. Hurûfîliğe göre harfler her şeydir. Hurûfîliğin kurucusu Fazlullah Esterâbâdî'nin idamından sonra, Hurûfîlerden bir kısmı Anadolu'ya gelmiş, kendi inanç ve düşüncelerini burada yaymaya çalışmışlardır. Onların bu konudaki gayretleri sonucu, kısa bir süre sonra Osmanlı sahasında kendi eserlerini verebilecek bir Hurûfî zümre oluşmuştur. Firişteoğlu, Misâlî, Muhîtî ve Arşî bu zümrenin müellif ve şairleri arasındadır. Arşî, 16. yüzyılda yaşamış divan sahibi şairlerden biridir. Her ne kadar onun hayatı hakkında hiçbir tezkirede bilgi bulunmasa da, Divan'ından yola çıkarak şairle ilgili bazı şeyleri bilebiliyoruz. Muhîtî'nin müritlerinden biri olan Arşî, koyu bir Hurûfî'dir. Onun şiirlerinin önemli bir kısmı Hurûfîlik ile alakalıdır. Bu sebeple, Hurûfî Türk şairlerinden bahsedince akla ilk gelenlerden biri odur. Çalışmamızda Hurûfî şairlerden Arşî'nin Divan'ını Hurûfîlik açısından inceledik. Amacımız, Hurûfîlik öğretisinin Arşî Divanı'na ne kadar yansıdığını ortaya koymak ve Arşî'nin, klasik Türk edebiyatı geleneğinin anlam dünyasından oldukça farklı bir içeriğe sahip Hurûfî şiirlerini yorumlamaktır. Çalışmamız, Arşî Divanı'ndaki Türkçe şiirler ile sınırlandırılmıştır. Araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve şerh yöntemi kullanılacaktır. Şerh yönteminde başvuracağımız temel kaynaklar; Fazlullah Esterâbâdî'ye ait Câvidânnâme ve Arşnâme kitaplarının Osmanlıcaya yapılan birebir çevirileri ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırlamış olduğu Kur'an-ı Kerim Meâli'dir.Article Nazirelere Göre Misâlî Divanı’nda Nesîmî Etkisi(2021) Aslan, MuratDivan edebiyatında nazire yazma geleneği oldukça yaygındır. Derleyeni bilinen ya da bilinmeyen pek çok nazire mecmuası bunun en büyük kanıtlarından biridir. Öyle ki bazı araştırmacılar divan edebiyatını nazire edebiyatıolarak vasıflandırmışlardır. Hayatına dair bilinenler rivayetlerden öteye gitmeyen XVI. asır divan şairi Misâlî Hurufiliğiyle meşhur olan ve bu düşünceyi/inancı şiirlerinde yaygın bir biçimde işleyen şairlerden biridir. Oldukça hacimli bir Divan’a sahip olan Misâlî’nin pek çok gazeli Nesîmî’nin gazellerine nazire olarak yazılmıştır. Nesîmî’nin gerek nazire mecmualarında gerek diğer şiir mecmualarında ve cönklerde oldukça sık rastlanan bir şair olduğu malumdur. Onun divan şairleri üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olduğunu anlamak için yalnızca Edirneli Nazmî’nin XVI. yüzyılda derlediği nazire mecmuası Mecma’un-nezair’i incelemek bile yeterlidir. Bununla beraber Nesîmî’nin Misâlî, Muhîtî ve Arşî gibi Hurufi şairler üzerinde daha yoğun bir etkisi bulunmaktadır. Diğer divan şairleri Nesîmî’nin çoğunlukla âşıkâne gazellerini tanzir ederken Hurufi şairler çoğunlukla onun Hurufilik düşüncesini konu aldığı gazellerini tanzir etmişlerdir. Söz konusu nazireler ise genellikle şairlik iddiasıyla ya da Nesîmî’yi geçme hevesiyle değil Hurufilik akidesini insanlara anlatma amacıyla kaleme alınmıştır. Bundan dolayı hem iyi bir şair hem de bir Hurufi büyüğü olan Nesîmî’nin eserleri oldukça fazla sayıda ve çoğunlukla Hurufilik bağlamında tanzir edilmiştir. Bu çalışmada XVI. asır divan şairi Hurufi Misâlî’nin XIV-XV. asır divan şairi Nesîmî’nin gazellerine yazdığı nazireler tespit edilecek ve bu nazirelerin niteliğine dair gerek gazel gerek beyit düzeyinde mukayeseli bir inceleme yapılacaktır. Amacımız Nesîmî’nin Misâlî üzerinde ne kadar etkili olduğunu ortaya koymak, Misâlî’nin Nesîmî’yi tanzir ettiği gazellerinin sanatsal düzeyini tespit etmek ve söz konusu eserlerin içeriğine ve yazılış amacına dair bazı sonuçlara ulaşmaktır.Other Özofagus Kanserinin Cerrahi Tedavisinde Deneyimimiz: 57 Olgunun Analizi(2001) Sönmez, Reşit; Kisli, Erol; Kotan, Çetin; Aras, Abbas; Arslantürk, Hasan; Aslan, Murat; Söylemez, ÖmerAmaç: Özofagus kanseri Van bölgesinde sık görülen gastrointestinal malignitelerden biridir. Bu çalışmada YYÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında ameliyat ettiğimiz özofagus kanserli olgular irdelendi. Metod: 1994- 2000 yılları arasında kliniğimizde 57 özofagus kanseri olgusu ameliyat edildi. Bulgular: Tümör 3 olguda servikal, 21olguda intratorasik ve 33 olguda ise distal özofagusa lokalize idi. Rezektabilite oranı % 91 olarak bulundu ve 52 olguya değişik cerrahi teknikler ile özofajektomi yapıldı. İntratorasik tümörlerde en sık uygulanan ameliyat tekniği % 43 oranı ile, laparotomi, sağ torakotomi ve servikal özofagogastrostomi, distal tümörlerde ise en sık uygulanan ameliyat tekniği % 36 oranı ile, laparotomi, sağ torakotomi, proksimal gastrektomi, distal özofajektomi ve intratorasik özofagogastrostomi olmuştur. Anastomoz 21 (%40.3) olguda sirküler stapler ile yapılmış, 31 olguda ise elle yapılmıştır. Stapler kullanılan olgularda anastomoz kaçağı oluşmamış, ancak elle anastomoz yapılan 4 olguda (% 7.7) anastomoz kaçağı oluşmuştur. Ameliyat sonrası toplam komplikasyon oranı % 56, hastane mortalitesi ise % 10.5 olarak bulunmuştur. Sonuç: Özofagus kanserinin cerrahi tedavisinde farklı cerrahi teknikler, tümör lokalizasyonu ve cerrahın tercihine bağlı olarak tercih edilebilir.Article Sâdık Vicdânî’nin Tefe’ül-nâme-i İmâm Sühreverdî Tercümesi(2021) Aslan, MuratTarihin başından beri insanlar gelecekte ne olacağını bilmek istemiş; bunun için çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Bunlardan biri de fal bakmaktır. Kahve, papatya, yaprak, el, kitap, oyun kartları, harfler ve sayılar gibi pek çok şey fal bakma amacıyla kullanılmıştır. Bu unsurların temel çalışma prensibi ise rastlantıya dayanmaktadır. İslâm dini, gaybın yalnızca Allah tarafından bilinebileceğini; bunun tek istisnasının ise kendisine vahiy ya da ilham yoluyla gayba ait bilgilerin verildiği kimseler olduğunu söyler. Allah’ın kemal sıfatlarından biri olan gaybı bilme, yalnızca O’nun isteği doğrultusunda mümkündür. Kehanet ve fal gibi uygulamalarla gayba ait bilgileri zorla ele geçirmek ise İslâm âlimlerince haram sayılmıştır. Yine de Müslümanlar, hem dinin emirlerini yerine getirmek hem de geleceği bilme dürtüsünü tatmin etmek amacıyla falı İslâmi bir çerçevede konumlandırıp bu yasak uygulamayı meşrulaştırma yoluna gitmişler; bunun sonucunda Kur’an falı ve Câfer-i Sâdık falı gibi fallar icat etmişlerdir. Söz konusu fallardan biri de Tefe’ül-nâme-i İmâm Sühreverdî’dir. Her ne kadar Ebü’n-Necîb Sühreverdî’ye ait olduğu kesin değilse de bu eser, İslâm kültürünün fala nasıl yaklaştığı hususunda ilginç bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Makalede, Tefe’ül-nâme-i İmâm Sühreverdî adlı eseri tercüme edip yayınlayan Sâdık Vicdânî’nin çalışması tanıtılmış ve Latin harflerine aktarılmıştır. İslâm kültürünün fala nasıl yaklaştığı ilgili eser özelinde kısaca incelenmiş ve fal bakma uygulamasının İslâmi bir temele oturtulup meşrulaştırılması hususunda bu eser bir örnek olarak gösterilmiştir.Article Şair Arşî’nin Nesîmî’nin Gazellerine Nazîreleri(2020) Aslan, MuratHurûfîlik, XIV. yüzyılın İran’ında ortaya çıkan İslam temelli mistik bir akımdır. Bu akım, kurucusu Fazlullah Esterâbâdî’nin Timurlular tarafından idam edilmesinden ve takipçilerine baskı yapılmasından sonra Hindistan, Suriye, Irak, Mısır ve Anadolu’ya yayılmıştır. Hayatını kurtarmak ve Hurûfîlik düşüncesini yaymak üzere Anadolu’ya gelen Hurûfîlerin en önemlilerinden biri Nesîmî’dir. Nesîmî, XIV. yüzyıl divan şairidir. I. Murad döneminde Bursa’ya kadar gelmiş, propagandalara başlamıştır; ancak o, Hurûfî olmasından dolayı Anadolu’da benimsenmemiştir. Bu yüzden çok geçmeden Halep’e gitmiş ve faaliyetlerini burada sürdürmüştür. Nesîmî, gerek samimi üslûbu ve gerek şiirindeki yetkinlik sebebiyle divan şairlerini etkilemiştir. Bununla beraber, Nesîmî’den en çok etkilenenler, onunla aynı inancı ve düşünceyi paylaşanlar olmalıdır. Bu çalışmada, XVI. yüzyıl Osmanlı sahası divan şairlerinden Hurûfî Arşî’nin şiirlerinde Nesîmî etkisi biçim ve içerik açısından incelenecektir. Bunun için, Arşî’nin Nesîmî’nin gazellerine yazdığı nazireler tespit edilmiş ve inceleme bu şiirler üzerinden yapılmıştır. Araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve şerh yöntemi kullanılmıştır.specialization-in-medicine-thesis.listelement.badge Thyroid Nodules Frequency in Patients With Chronic Kidney Failure(2021) Aslan, Murat; Alay, MuratÇalışmamızda, toplumda sık görülen tiroid nodüllerinin Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) tanılı hastalarda sıklığını inceledik. Gereç ve yöntemler: Çalışmamız 01.01.2020 - 01.04.2020 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde gerçekleştirildi. Çalışmaya 18-90 yaş arası toplam 57 KBY tanılı hasta dahil edildi. Katılımcıların tıbbi özgeçmişi ve sigara kullanımı öyküleri yüz yüze görüşülerek sorgulandı. Hastaların boy ve kilo ölçümleri yapıldı. Vücut kitle indeksleri (VKI) hesaplandı. Hastalara tiroid ultrasonografisi yapıldı. Sonrasında tüm KBY hastalarında rutin olarak istenen TSH, sT4 ve sT3 laboratuvar tetkikleri istendi. Tiroid nodüllerinin olup olmadığı, varsa boyutu, sayısı, yeri, isthmus kalınlıkları ve tiroid volümleri kaydedildi. Bulgular: Çalışmamıza katılan hastaların 26'sı kadın, 31'i erkektir. Ortalama yaşları 51,98 ± 18,22, ortalama tiroid volümleri 16,57 ± 9,97 mL idi. Çalışmaya katılan 57 hastanın 27'sinde (%47,4) tiroid nodülü saptandı. Kadın cinsiyette ve yaş arttıkça tiroid nodülünün daha sık görüldüğü saptandı. Sigara kullanımı ve diyaliz süresi ile tiroid nodülü arasında anlamlı ilişki olduğu görüldü. Ayrıca sigara kullanımı ile tiroid volümü arasında anlamlı bir ilişki olduğu görüldü. VKI ve tiroid nodülü arasında anlamlı bir ilişki olmadığı görüldü. Çalışmamıza katılan hastaların %92,6'sının ötiroid olduğu saptandı. Hastaların KBY nedenlerine bakıldığında DM (%33,3) ve HT'nin (%29,8) en sık primer nedenler olduğu görüldü. Sonuç: KBY tanılı olup hemodiyalize giren hastalarda tiroid nodül sıklığının arttığını saptadık. Kadınlarda ve yaş ilerledikçe tiroid nodülünün daha sık görüldüğünü saptadık. Sigara içiminin tiroid nodülü sıklığını ve tiroid volümünü arttırdığını saptadık. Ayrıca diyaliz süresi arttıkça tiroid nodülünün daha sık olduğunu saptadık. KBY tanılı olup hemodiyalize giren hastalara rutin tiroid USG takibi önerildi.