Browsing by Author "Aytemiz, Enver"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Alveolar Echinococcosis of the Liver: a Single Center Experience(Medycyna Praktyczna Sp K Sp Zoo, 2012) Dulger, Ahmet C.; Esen, Ramazan; Begenik, Huseyin; Aytemiz, Enver; Demirtas, Levent; Aslan, MehmetINTRODUCTION In humans, alveolar echinococcosis (AE) of the liver is caused by canine tapeworm called Echinococcus multilocularis. The disease is most prevalent in the northern hemisphere and in the eastern part of Turkey. OBJECTIVES The aim of the study was to review the natural history of AE and its clinical and radiological features. PATIENTS AND METHODS The retrospective study involved 23 patients (10 men, 13 women), aged 34-75 years with AE who had been referred to our liver disease clinic in the past 4 years. Only patients with pathologically proven AE were included in the study. The sociodemographic, clinical, and radiological features of AE were also evaluated. RESULTS The main laboratory characteristics of AE included mild eosinophilic leukocytosis with hyper-gammaglobulinemia, elevated C-reactive protein levels, near-normal liver transaminases, and increased levels of cholestatic enzymes and immunoglobulin E. Eight patients (35%) had hepatitis B e antigen-negative hepatitis B infection. Budd-Chiari syndrome was identified in 3 of 23 patients (13%). Eighty-three percent of the patients had a seropositive test result for AE, and approximately one-third of the patients had distant metastasis. Surgical treatment was administered in 4 patients. Four patients died due to complications during follow-up. CONCLUSIONS Patients with AE have numerous complications and advanced disease at the time of diagnosis. The clinical picture of AE comprises a number of hepatic and extrahepatic disturbances related both to destructive and mass effects of the tapeworm.Article Can Ascites and Serum Analyses Differentiate Delta From Hbv Infection in Cirrhotic Patients With Spontaneous Bacterial Peritonitis(Carbone Editore, 2021) Aydin, Mesut; Ozer, Serhat; Aytemiz, Enver; Dirik, Yaren; Dulger, Ahmet C.Aim: We tried in this work to define laboratory differences in ascites and serum of cirrhotic patients with HBV or Delta infection Material and Methods: We conducted a retrospective study in a large hospital experienced in hepatology by including 46 patients with HBV and HDV between January 2018 and September 2020. Data of age and gender-matched 24 patients with HBV and 22 patients with HBV/HDV having SBP were analyzed. Results: White blood cell, neutrophil counts, serum glucose, serum albumin, serum globulin, serum ascites-albumin gradient and serum albumin-globulin gradient levels were similar. Conclusion: Cirrhotic patients with HDV infection had lower platelet and serum fibrinogen and higher INR levels than those with HBV infection.Letter Co-Occurrence of Hepatocellular Cancer and Non-Hodgkin Lymphoma(Medycyna Praktyczna Sp K Sp Zoo, 2013) Dulger, Ahmet C.; Aslan, Mehmet; Olmez, Sehmus; Esen, Ramazan; Tasdemir, Mehmet; Aytemiz, Enver; Kalkan, Nurhan O.Specialist Thesis Comparison of Tumor Markers in Differential Diagnosis of Patients With Ascites(2013) Aytemiz, Enver; Dülger, Ahmet CumhurBu çalışma assitli hastaların laboratuvar özelliklerini ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Assit; fizik muayene, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi ile teşhis edilen, periton boşluğunda bulunan serbest sıvıdır. En sık görülen hepatik nedenler siroz, ağır etanol-ilişkili hepatit ve hepatik vasküler trombozdur. Ekstrahepatik nedenler çoğunlukla; kalp yetmezliği, nefrotik sendrom, hipoalbuminemi, peritoneal karsinomatozis, tüberküloz peritonit ve böbrek yetmezliğidir. Assitli hastalarda tanı; asidik sıvı analizleri ile yapılabilir.Retrospektif olarak yapılan bu çalışmada, Ocak 2009 ve Kasım 2012 arasındaki süreci kapsayan dönemde, assitli yetişkin hastalardaki epidemiyolojik ve klinik özellikler üzerinde çalışılmıştır. Bu çalışmada 96 assitli hastanın epidemiyolojik ve laboratuvar bulgularını değerlendirmek amaçlanmıştır. Çalışma konusu grup 50 bayan ve 46 erkekten oluşmaktadır. Yaş ortalaması 58.96±15.96 ve yaş aralığı 17-90 arasında değişmektedir. Klinik veriler hastane kayıtlarından elde edilmiştir. Hastalar ilk olarak; sirozlu, kardiyak ve malignite ilişkili assitli hastalar olmak üzere üçe ayrılmıştır. D-dimer, fibrinogen seviyeleri, biyokimyasal analizler, tümör markerleri gibi laboratuvar sonuçları ve glukoz, albumin, LDH gibi assit biyokimyasal analiz değerleri kaydedilmiştir. Ortalama serum-asit albümin gradiyenti; siroz grubunda 2.13±0.49, kardiyak grubunda 1.95±0.52 ve malign ilişkili grupta ise 0.72±0.28 olarak bulunmuştur.Kardiyak assit grubunda, serum albumin değerleri sirozlu gruptan yüksek, malign grupla benzer bulunmuştur (sırasıyla; 3.11±0.56, 2.62±0.54 ve 2.87±0.67). Serum globulin, serum glukoz ve serum LDH düzeylerinde gruplar arasında fazla bir farklılık görülmemiştir.Kardiyak assit grubundaki ortalama assit albumin düzeyi (1.16±0.4) siroz grubundan(0.48±0.36) fazla iken ; malign gruptan (2.16±0.6; p<0.001) daha düşüktür. Siroz grubundaki assit glukoz değerleri (145.45±51.44) diger gruplardan (114.4±31.1 ve 94.75±38.2; p<0.001) daha yüksek olduğu bulunmuştur. Çalışmamız ayrıca malign assit grubuna ait assit LDH düzeyi (491.36±501.4) siroz grubundan (206.75±341.59) anlamlı derecede yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Ayrıca; malign assit grubundaki CEA, CA-125, CA15-3 ve CA19-9 değerleri; diğer iki grupla kıyaslandığında daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. (sırasıyla 215.5±489, 840.3±241.9, 143.26±243.6, 223.14±383, p<0.01)Malign grupta ortalama serum fibrinogen düzeyi (414.69±176.66 mg/dl) diğer iki grup olan kardiyak grup (333.45±175.34 mg/dl) ve siroz grubundan (206.85±113.92 mg/dl) anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur.Sonuçlar serum fibrinogen seviyesinin; malign grupta periton hasarına bağlı olarak yükseldiğini göstermektedir. Assit vakalarında bu bulgu; malignite teşhisinin laboratuvar belirteci olarak kullanılabilir. Mevcut çalışmada ayrıca; assit sıvısı globulin düzeyi ve malign ilişkili assitler arasında pozitif korelasyon saptanmıştır. Malign assit içerisindeki LHD konsantrasyonu, sirozlu assit grubundaki değerlerden yüksek olduğu görülmüştür. Bu veriler, başkaları tarafından daha önce yayınlanmış bilgilerle uyuşmaktadır ve assit sıvısı hiperglobulinemi varlığı inflamasyon belirtisi veya malign assitle bağlantılı olduğu fikrini uyandırmaktadır.İlginç bir şekilde, kardiyak assit grubundaki serum fibrinogen düzeyleri, siroz grubuyla karşılaştırıldığında, daha yüksek olduğu görüldü. Bugüne kadar kardiyak assit ve serum fibrinogen düzeyleri arasındaki ilişkiyi saptama noktasında yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma ilk defa; serum fibrinogen düzeyinin, yüksek gradiyentli assitlerde olduğu gibi, kalp yetmezliği hastalıklarında da teşhis edici belirti olarak kullanılabileceğini ortaya çıkarmıştır.Özet olarak; yetişkinlerde assitli hastalıkların birçok nedenleri vardır. Laboratuvar testleri genellikle altta yatan rahatsızlıkları ve nedenlerini açığa çıkarmaktadır. Bu çalışma assitlerin naturünün tam olarak anlaşılmasında ve karaciğer hastalıkları alanında teşhis stratejilerinin belirlenmesinde yardımcı olabilir.Article Dialysis Therapy for Lactic Acidosis Caused by Metformin Intoxication: Presentation of Two Cases(Sage Publications Ltd, 2011) Soyoral, Yasemin Usul; Begenik, Huseyin; Emre, Habib; Aytemiz, Enver; Ozturk, Mustafa; Erkoc, RehaMetformin is an oral antidiabetic, which is frequently used in the treatment of type II diabetes mellitus. Serious side effects may be seen during the administration of high doses of metformin. Two cases of lactic acidosis due to ingestion of high dose metformin for suicidal purposes have been presented here; in both cases, clinical improvement was seen with bicarbonate hemodialysis.Article The Prevalence of Helicobacter Pylori Among Dyspeptic Patients in an Earthquake-Stricken Area(Hospital Clinicas, Univ Sao Paulo, 2015) Suvak, Burak; Dulger, Ahmet Cumhur; Suvak, Ozlem; Aytemiz, Enver; Kemik, OzgurObjectives: Helicobacter pylori is a gram-negative, spiral-shaped, urease-producing bacterium with multiple unipolar flagella. Humans are a major reservoir for H. pylori; however, there are no data on the prevalence of H. pylori among dyspeptic patients who have experienced natural disasters. Therefore, the aim of this study was to examine the prevalence of H. pylori in dyspeptic patients who survived a recent natural disaster and to compare the data between the pre-disaster and post-disaster periods. METHODS: Between December 2011 and February 2012 (similar to one month following an earthquake), 209 dyspeptic patients who underwent gastroscopy were included in the study. For microorganism identification, gastric biopsy materials from the 209 disaster survivors with dyspeptic complaints were tested for urease activity in a medium containing urea and a pH indicator. The obtained results were compared with pre-disaster data from dyspeptic patients in the same city during the corresponding period of the previous year. Furthermore, the current H. pylori prevalence was evaluated among 139 dyspeptic patients between January 2014 and May 2014. RESULTS: We found a significantly higher prevalence of H. pylori in disaster survivors with dyspepsia compared with dyspeptic patients in the pre-disaster period (p<0.005). Interestingly, the current H. pylori prevalence was found to be significantly higher than the prevalence in both the disaster and pre-disaster periods (p<0.005). CONCLUSION: These results suggest that a recent earthquake could contribute to the development of H. pylori infection in subjects who live in the disaster-stricken area. These data also highlight the exceptionally high H. pylori prevalence in dyspeptic patients. Regional variations require further analyses.Article Primary Biliary Cirrhosis Associated With Brucellosis Infection: a Case Report(2010) Yılmaz, Mustafa; Aytemiz, Enver; Güvendi, Bülent; Küçükoğlu, Mehmet Emin; Dülger, Ahmet Cumhur30 yaşında kadın hasta karın ağrısı, aralıklı ateş ve kusma ile başvurdu. İki yıl önce primer biliyer siroz tanısını alan hasta 15 mg/kg/gün dozunda ursodeoksikolik asit kullanıyordu. Hastanın ateşi 39ºC ve nabzı 70/ dakika idi. Laboratuar incelemesinde lökopeni ve trombositopeni saptandı. Karaciğer enzimleri ve C- Reaktif Protein düzeyleri yüksekti. Batın ultrasonografisinde splenomegali ve karaciğer sirozu vardı. Brusella serum aglütinasyon testi pozitif idi. 6 hafta boyunca siprofloksasin ve doksisiklinden oluşan Brusella tedavisi aldı. Tedavi sonunda ateş, ağrı ve laboratuar değerleri eski haline döndü.Article Syndrome of Inappropriate Secretion of Antidiuretic Hormone Cholestasis and Pericardial Effusion Due To Brucellosis Infection: a Case Report(Hindawi Ltd, 2010) Dulger, Ahmet Cumhur; Kemik, Ozgur; Sumer, Aziz; Akdeniz, Huseyin; Kucukoglu, Mehmet Emin; Canbaz, Esra Turan; Aytemiz, EnverSyndrome of inappropriate secretion of antidiuretic hormone (SIADH) is an extremely rare complication of infectious diseases. A rare case of brucellosis complicated by syndrome of inappropriate secretion of antidiuretic hormone (SIADH) cholestasis and pericardial involvement is reported. A 27-year-old woman was admitted for fever, abdominal pain, and scleral icterus. Hermedical history revealed no recent use of diuretic agents. In addition to cholestasis and elevated liver enzymes, euvolemic hyponatremia, hypouricemia, low plasma osmolality, and high urinary osmolality were also detected. Surrenal and thyroid tests were also within normal range. Echocardiography revealed minimal pericardial effusion with normal cardiac functions. The final diagnosis was SIADH due to Brucellosis. Hyponatremia, cholestasis, and pericardial disease were resolved with effective antibrucellar treatment with streptomycine and doxycycline. After completing treatment of brucellosis, there was not any more evidence of cholestasis and pericardial fluid.