Browsing by Author "Bektaş, Mehmet Selçuk"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Akut Batın Nedeniyle Opere Edilen Akut Romatizmal Ateş Olgusu(2011) Kaya, Avni; Üner, Abdurrahman; Temel, Hayrettin; Üstyol, Lokman; Sal, Ertan; Bektaş, Mehmet SelçukAkut romatizmal ateş bir çok sistemi tutan otoimmun bir bağ dokusu hastalığıdır. Streptokoksik bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben 10-14 günlük sessiz bir devreden sonra ateş, halsizlik ve solukluk semptomları ile hastalık başlar. Akut romatizmal ateşte küçük eklem tutulumu nadirdir. Ondört yaşındaki erkek hasta her iki el ve ayak bileklerinde ağrı ve şişlik nedeniyle getirildi. Olgu dış merkezde ateş, karın ağrısı ve kusma şikayetleri ile akut apandisit ön tanısı ile opere edilmiş. Hastaya artrit, kardit, sedimantasyon ve C-reaktif protein yüksekliği, elektrokardiyogramda PR uzaması ve antistreptolisin O yüksekliği bulgularıyla modifiye Jones kriterlerine göre Akut romatizmal ateş tanısı kondu. Akut romatizmal ateşin akut batın tablosunda gelip majör bulgularının yanı sıra nadirde olsa küçük eklem tutulumuna olabileceğine dikkat edilmelidir.Article Çoklu Organ Yetersizliği ile Seyreden Bir Leptospiroz Olgusu(2010) Okur, Mesut; Bektaş, Mehmet Selçuk; Acikgoz, Mehmet; Doğan, Şekibe Zehra; Temel, Hayrettin; Akgün, Cihangir; Kaya, AvniLeptospiroz, leptospira genusundan spiroketlerin neden olduğu, insanları ve hayvanları etkileyebilen, dünyada sık görülen zoonotik bir enfeksiyondur. İnsanlarda subklinik enfeksiyondan çoklu organ yetersizliği ve ölüme neden olabilecek kadar farklı klinik tablolara neden olabilir. Burada ateş, halsizlik, yorgunluk, gece terlemesi yakınmalarıyla getirilen, öyküsünden evde tavşan besledikleri öğrenilen, muayenesinde cilt ve skleralarda sarılık, döküntü, gastrointestinal kanama, hepatosplenomegali tespit edilen, izleminde ensefalopati, kanama diyatezi, hepatik ve renal yetmezlik gelişen, klinik ve laboratuar bulgularıyla leptospiroz tanısı konulan 8 yaşında erkek hasta sunuldu. 14 günlük kristalize penisilin ve yoğun destek tedavisi ile nörolojik ve hematolojik anormallikler ile birlikte renal ve hepatik yetmezliğin düzeldiği görüldü. Sonuç olarak, çocuklarda sarılık, ensefalopati, çoklu organ yetersizliği, kanama diyatezi kliniği ile başvuran hastalarda çevresel risk faktörü varlığında leptospiroz ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamak isteriz.specialization-in-medicine.listelement.badge Evaluation of Reasons and Accompanying Disease in Patients Whose Hospitalized With Anemia(2010) Bektaş, Mehmet Selçuk; Akbayram, SinanY. Y. Ü. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları servisinde Ocak 2008- Aralık 2008 tarihleri arasında yatarak tedavi gören 1ay-18 yıl arası değişen hastalarda yaş ve cinsiyete göre anemi nedenleri ve anemiye eşlik eden hastalıklar retrospektif olarak incelendi. Amacımız kliniğimizde yatan hastalarda anemi sıklığı ve eşlik eden hastalıkların incelemek amacıyla retrospektif olarak dosya taraması yapılması planlandı.Çalışmamıza 2008 yılı içinde çocuk sağlığı ve hastalıkları servisinde her hangi bir nedenle yatan 1767 hasta dahil edildi. Çalışmaya alınan hastaların 521 (%54)'i erkek, 443 (%46)'ü kız ve ortalama yaşları 21±18(1-216) aydı. Anemili olgular değerlendirildiğinde erkek cinsiyette fazla görüldüğü tespit edildi. Yaş gruplarına göre bakıldığında ise 3ay -2 yaş arası anemi görülme oranı anlamlı olarak yüksek bulundu. Çalışmaya alınan olguların 516(%53.5)' sında malnütrisyon tespit edildi ve 250 (%26)'si orta, 242 ( %25)'si hafif, 24 (%2.5) 'ü ağır malnütrisyonlu olduğu görüldü. Demir eksikliği anemisi (DEA) olanlar hastalar içinde ağır ve orta derecede malnütrisyonu olan olguların daha sık olduğunu tespit ettik.Çalışmaya alınan tüm vakaların anemi ayırıcı tanısına göre değerlendirildiğinde; 479(%49.7)'inde akut enfeksiyon anemisi (AEA), 274(%28.4)'ünde DEA, 61(%6.4) 'ünde kronik hastalık anemisi(KHA), 26(%2.7)'sında megaloblastik anemi, 21(%2.7)'inde K vitamini eksikliğine bağlı kanama, 12(%1,3)'ünde fizyolojik anemi, 12(%1,3) 'ünde prematürite anemisi olduğu tespit edildi ve 79(%8)' unun anemi sebebi sıınflandırılamadı.Tüm vakaların 274(%82.4)' DEA olduğu ve 6-24 ay arasındaki hasta grubunun 190(%69.3)'ında DEA tespit edildi.Çalışmızda DEA, AEA, KHA gruplarındaki hastaların hematolojik parametreleri karşılaştırıldı. Çalışmamızda DEA ve AEA'li olgular karşılaştırıldığında AEA'li vakalarda MCV, MCH ve RDW değerlerinin normal, ESR ve CRP'nin yüksek olması demir eksikliğinden ayırdedilmesinde fayda sağlayabileceğini düşünmekteyiz. Çalışmamızda DEA ve KHA olgularda eritrosit indekslerini inceledik. KHA ile DEA grubu arasında MCV, MCH, RBC, ferritin, serum demiri, transferin saturasyonu karşılaştırıldığında bu değerlerin DEA grubunda kronik KHA oranla anlamlı olarak düşük olduğu gözlendiYaptığımız çalışmada anemisi olan ahstalar içinde 351( %36.4)'inin pnömoni, 97(%10)'sinin bronşiolit, 67(%7)' sinin menenjit, 57(%6)'sının sepsis, 31(%3.2)'inin akut gastroenterit nedeniyle yatırıldığını tespit ettik. buDEA sıklığını istatistiki olarak fazla bulduk. Diğerlerinde ise AEA'ne daha sık olduğunu tespit ettik.Çalışmamızda hastanede her hangibir nedenle yatan hasatalara %51.7sinde anemi tespit edilmesi ve tüm olgların %29'unda DEA, %51' inde AEA tespit edilmesi ve bu hastaların %55.4 'ünde malnütrisyon, özellikleed %37'sinde pnömoni tespit edilmesi toplumumuzda anemi ve eşlik eden hasatlıkların boyutunu ortaya koyması yönünden önemli bulunmuştur .Anahtar kelimeler: Anemi, çocuk, hematolojik parametreler, eşlik eden hastalıklarArticle Kadınların Gebelik Esnasında Cep Telefonu Kullanımı Bebeklerde İşitme Sorunlarına Sebep Oluyor Mu? Ön Gözlem(2020) Dasdag, Suleyman; Bektas, Hava; Bektaş, Mehmet SelçukAmaçBazı çalışmalarda, cep telefonları ile uzun süreli görüşme yapmanın işitme kaybına neden olabileceği ileri sürülmektedir. Ancak gebelik esnasında cep telefonu kullanımının anne karnındaki bebeklerin işitme yetileri üzerinde etkileri olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu nedenle, insan popülasyonu üzerindeki bu çalışmamızdaki amacımız cep telefonlarından yayılan intrauterin radyofrekans radyasyonuna (RFR) maruz kalmanın yenidoğanların işitme yetileri üzerindeki etkilerini araştırmaktı.YöntemÇalışma popülasyonu 149 yenidoğandan oluşmaktadır. Çalışmadaki gebeler, RFR maruziyet süresine göre 4 gruba ayrılmış olup bunlar, RFR’ye maruz kalmama, RFR’ye 2–15 dakika/gün maruziyet, RFR’ye 15–60 dakika/gün maruziyet ve RFR’ye 60 dakika/gün’den fazla maruziyet gruplarıdır. Yenidoğanlarda geçici uyarılmış otoakustik emisyon ve oto-işitsel beyin sapı yanıtı şeklinde gerçekleştirilen işitme taraması analizlerinin sonuçları retrospektif olarak araştırılmıştır.BulgularBulgular, gebelik esnasında 900 ve 1800 MHz RFR maruziyetinin yenidoğanlarda işitme kaybına yol açmadığını göstermiştir.SonuçSonuç olarak, yenidoğanlarda işitme hassasiyetinin ve çevre sesi algısının intrauterin dönemde cep telefonlarının yaydığı RFR maruziyetinden etkilenmediğini gözlemledik. Konuyu açıklığa kavuşturmak için ek çalışmalar yapılmalıdır.Other Türkiye'de Van Bölgesinde Faktör V 1691g-a Mutasyonunun Prevalansı(2010) Bektaş, Mehmet Selçuk; Doğan, Murat; Akgün, Cihangir; Öner, Ahmet Faik; Akbayram, SinanArticle Uzamış Periton Dializi Uygulanan Hemolitik Üremik Sendrom Olgusu(2010) Kaya, Avni; Bektaş, Mehmet Selçuk; Akgün, Cihangir; Temel, Hayrettin; Acikgoz, Mehmet; Aktar, FesihHemolitik üremik sendrom; hemolitik anemi, trombositopeni ve akut renal yetmezlik ile karakterize klinik bir tablodur. İnfant ve çocuklarda akut böbrek yetmezliğinin en sık nedenlerinden biridir. Altta yatan patoloji sıklıkla kapillerlerin, daha az sıklıkla arterlerin mikrovasküler tıkayıcı bozukluğu ile giden trombotik mikroanjiyopatisidir. Bu yazıda ateş, kanlı ishal, kusma, idrar renginde koyulaşma ve idrar yapamama şikayetleri ile getirilen yedi aylık erkek olgu sunuldu. 10 gün toplam 240 seans periton dializi sonucunda olgu total anüriden çıktı. Bu olgu Hemolitik üremik sendromlu hastalarda anüriden çıkana kadar periton dializine devam edilmesi gerektiğini vurgulamak amacıyla sunuldu.