Browsing by Author "Belge, Ali"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bir Van Kedisinin Kalça Ekleminde Raslanan Pseudoarthrosis Olgusu(1998) Bakır, Bahtiyar; Atasoy, Nazmi; Belge, Ali; Yiğit, M FurkanPseudoarthrosis küçük hayvanlarda gözlenebilen ve er¬ken dönemde sağılımı yapılmadığı takdirde, ortopedik bozukluklara yol açan bir hastalıktır. Çoğunlukla yangı semptomları göstermeyen, hasta baeak kaslarında atrofi ile seyreden, eklemin artan pasif hareketleri sonucu ağrı veren, ilk 8-10 güne kadar azalan topallıkla karakterize bir durum bozukluğudur. Radyolojik olarak eklemin normal konumunun dışında, yalancı eklemin oluştuğu yerde anormal kemik üremesi ve kollum femorisde ka¬lınlaşma ile karakterizedir. Sunulan bu gözlemde, 2,5 yaşında dişi bir Van Kedisin¬de rastlanılan Pseudoarthrosis olgusu konu edilmektedir. Yapılan klinik ve radyolojik muayeneler sonucu olgu¬nun kronik safhada olması ve hasta sahibinin sağaltım önerilerini kabul etmemesi daha ileri değerlendirmeleri olumsuz kılmıştır.Other Buzağılarda Göbek Lezyonları(1996) Bakır, Bahtiyar; Atasoy, Nazmi; Alkan, İsmail; Belge, AliBu çalışmada, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Kliniğine 1.1.1992 - 31.12.1995 tarihleri arasında getirilen buzağılarda saptanan göbek lezyonlarının toplu bir değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Adı geçen dört yılık süre içerisinde toplam 112 göbek lezyonu saptanmıştır. Bunların içerisinde en fazla karşılaşılan göbek lezyonunun 45 olgu ile omphalitis olduğu ; bunları hernia umbilicalis (30 olgu), hernia umbilicalis + omphalitis (16 olgu), göbek apsesi (12 olgu), omphaloarterophlebourachitis (5 olgu) ve urachus fistülü (4 olgu) olgularının takip ettiği gözlenmiştir. Buzağıların ırklara göre dağılımı, Holstein (33 olgu), Yerli ve Melez (30 olgu), Montofon (26 olgu) ve Simmental (23 olgu) olarak tespit edilmiştir. Buzağıların 66'sı erkek, 46'sı dişi olarak belirlenmiştir. Lezyonların 86'sı 0 - 3 ay; 20'si 3 - 6 ay ve 6'sı 6 ay ve daha yukarı yaş gruplarında gözlenmiştir. Sonuç olarak, 1992 ve 1995 yılları içerisinde kliniğe gelen tüm hastaların % 15.2'sinin buzağı hastalıkları, buzağı hastalıklarının da. % 58.63'ünün göbek lezyonları olduğu anlaşılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; süt inekçiliğinin gelişimine parelel olarak kliniklere gelen hasta buzağı sayısında da bir artış dikkati çekmiştir. Keza, kültür ırkı sığırların bölgeye adaptasyonda problem gösterdikleri; yetersiz doğum hijyeni ve bakım, kolostrumun verilmemesine ilişkin olarak göbek lezyonlarının gözlendiği anlaşılmıştır.Doctoral Thesis Clinical Studies Using Ultrasonography on Diagnosis of Umbilical Lesions of Calves(1999) Daş, Abdullah; Belge, AliIll ı.oz Bu çalışmada, buzağılarda umbilikal bölge lezyonlannın ayırıcı tanısında ultrasonografi kullanımının yararlılığı araştırıldı. Bu amaçla 6 adet sağlıklı, 78 adet umbilikal lezyonlu toplam 84 adet buzağıda umbilikal bölgede meydana gelen yapısal değişimler ultrasonografık olarak ortaya konulmaya çalışıldı. Elde edilen veriler ışığı altında ultrasonografînin buzağılarda ekstraumbilikal lezyonlann tanısında ortalama %96, intraumbilikal lezyonlann teşhisinde %82 oranında diagnostik potansiyele sahip olduğu belirlendi. Anahtar Kelimeler : Ultrasonografi, Buzağı, Göbek Kordonu, Tam. ©CStHAMASYÛK 'Article Erkek Tavşanlarda Uzun Süreli Röntgen (X-ray) Işınlarının Kan Testestron,sperma ve Tesitis Üzerine Etkisi(1998) Taşal, İbrahim; Belge, Ali; Gülyüz, Fetih; Yiğit, M Furkan; Gülbahar, M. YavuzBu çalışmada, erkek tavşanlara uzun süre uygulanan röntgen (X-ray) ışınlarının kan testesteron, sperma üze¬rine etkisi ve testiste meydana getirdiği histopatolojik değişiklikler araştırıldı. Bu amaçla çalışmada 10 adet er¬kek Yeni Zellanda tavşanı kullanıldı. Röntgen ışınları verilmeden önce tüm hayvanlardan kontrol amacıyla sperma ve plazma testesteron düzeyinin tayini için kan örnekleri alındı. Tavşanlar iki gruba ayrılarak 5 adedine direkt, 5 tavşana ise sekunder olarak 40 gün süre ile her gün 500 Rad X-Ray ışını uygulandı. Tavşanlardan 20 ile 40. günlerde testesteron konsantrasyonlarım ölçmek için tekrar kan ve ayrıca aynı hayvanlardan uygulama önce¬si ve sonrasında spermalar alındı. Röntgen uygulaması bitiminde testisler histopatolojik muayene için Patoloji laboratuvarına gönderildi. Kan testesteron seviyelerinin, direkt ve sekunder rönt¬gen ışınları verilen gruplarda 20. günde çok alt düzey¬lerde olduğu (P<0.05) ve 40. günde ise neredeyse mili¬litrede desıfır ng' a düştüğü ( P<0.001) tespit edildi. (Tablo 1). Sperma parametrelerinde kontrol bulgularına kıyasla röntgen ışınları uygulanan tavşanlarda ejekulat miktarı, spermatozoon motilitesi, spermatozoon yoğun¬luğu azalırken, anormal spermatozoon oranının arttığı gözlendi (Tablo 2). Testisin histopatolojik muayenesinde spermatogenezis aşamalarında aksamalar, direkt grupta primer spermato-sit aşamasından sonra dejenerasyonlar ve yer yer germi-natif epitelde kayıpların oluştuğu dikkati çekti. Sekun¬der grupta ise direkt gruba benzer bulguların yer aldığı belirlendi (Şekil 1,2, 3 ve 4). Sonuç olarak, uzun süre uygulanan röntgen ışınlarının kan testesteron seviyelerini önemli ölçüde etkilediği, sperma kalitesini bozduğu ve testiste histopatolojik de¬jenerasyonlara neden olduğu kanaatine varılmıştır.Article Van Kedilerinde Kalça Eklemi Displazisi(1997) Bakır, Bahtiyar; Atasoy, Nazmi; Belge, Ali; Yiğit, M Furkan; Alkan, İsmail1996-1998 yılları arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinik'lerine getirilen, değişik yaş ve cinsiyette 72 Van Kedisi'nin kalça displazisi yönünden, klinik ve radyolojik muayeneleri yapıldı. Displazının radyolojik değerlendirilmesinde Norberg yöntemi ve $\\beta$ açısı ölçümleri kullanıldı. Van Kedilerinde displazi insidansı % 25 oranında saptanırken, bunun cinsiyete göre dağılımı erkeklerde % 26.31 olmasına rağmen, dişilerde % 23.52 olarak tesbıt edildi. Çalışmada; displazili kedilerde barız klinik bulgulara rastlanmazken, radyografilerde asetabulumun sığlaşması ve kollum femorisin kalınlaşması dışında, önemli sekonder değişimlere pek rastlanmamıştır.