Browsing by Author "Bilik, Mehmet Baki"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis City and Disaster: the Vulnerability of Van City Center in Terms of Earthquakes(2019) Bilik, Mehmet Baki; Parin, SuvatBu çalışma afet araştırmalarında giderek kabul gören zarar görebilirlik paradigması bağlamında Van kent merkezinin kırılganlığını ele almıştır. Geçmişinde depremler nedeniyle birçok kayıp yaşamış ve bulunduğu aktif sismik risk bölgesi nedeniyle gelecekte de muhtemel şiddetli depremlere maruz kalabileceği öngörülen Van kent merkezinin sosyomekansal, sosyal ve ekonomik zarar görebilirliği, ulusal ve yerel kaynaklardan edinen veriler etrafında değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında kent merkezini oluşturan Edremit, İpekyolu ve Tuşba ilçelerinin 37 mahallesinde ikamet eden 473.913 kişinin barındığı zarar görebilir konut stoku ile yaşlı, engelli, kadın, çocuk, okuryazar olmayan, yoksul kırılgan grupların dağılımları tespit edilmiştir. Benzer araştırmalardan farklı olarak her bir zarar görebilir unsurun müstakil özelliğinden hareketle, kentin hangi bölgesinin hangi özelliği açısından ne düzeyde zarar görebilir olduğu tablo ve haritalar eşliğinde izah edilmiştir. Yapılan araştırmada 2011 yılında hasar almış konut stokuyla ilgili iyileştirme çalışmalarının yetersizliği başta olmak üzere mevcut konut stokunun %93,3'ünün ruhsatsız diğer bir ifadeyle kaçak olması ve poliçeli yapı oranının %17 ile sınırlı kalması kent merkezinin sosyomekansal açıdan yüksek düzeyde zarar görebilir olduğunu göstermektedir. Özellikle kaçak yapılaşma ve poliçesiz yapı stokunun çevre mahallelerde yoğunlaştığı dolaysıyla merkezden çevreye doğru riskin arttığı tespit edilmiştir. Hasarlı ve hala onarılmamış konut stokunun ise tüm kent merkezi coğrafyasına yayıldığı gözlenmiştir. Sosyal göstergeler açısından yine çevre mahallelerin merkeze oranla çok daha zarar görebilir olduğu tespit edilmiştir. Özellikle yüksek orandaki okuryazar olmayan grupların varlığı, afetlerden sakınım konusunda bilinç düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Yine ortalama hane halkı büyüklüğünün 5 ve üzerinde seyretmesi, işsiz ve niteliksiz kadın nüfusu, güvencesiz yaşlı nüfusu ile yoğun çocuk nüfusu kentin sosyal özellikleri açısından risk teşkil eden diğer taraflarıdır. Merkez nüfusunun %26'sına tekabül eden 123.087 kişinin vakıflardan çeşitli oranlarda yardım aldığının yanı sıra 44.360 çok zayıf, zayıf veya normal nitelikteki hane sayısı kentin ekonomik açıdan da fazlasıyla kırılgan olduğunu göstermektedir. Özellikle 8.273 çok zayıf veya zayıf düzeydeki hane, mevcut halleriyle afet olmadan afet koşullarını yaşamaktadırlar. Özellikle ekonomik zarar görebilirliğin merkezde kalan mahallelere oranla çevre mahallelerde çok daha belirgin olduğu tüm bu özellikleri nedeniyle Van kent merkezinin sismik risk açısından sosyomekansal, sosyal ve ekonomik açıdan yüksek düzeyde zarar görebilir olduğu tespit edilmiştir. Yine kentin çeperindeki mahallelerin merkezdeki mahallelere oranla çok daha fazla kırılgan oldukları bu araştırma ile tespit edilip haritalarla görselleştirilmiştir.Master Thesis The Relationship Betweeen Earthquake and Poverty: Disaster Experience and Preparedness Processes in the Slums of Van(2024) Şahin, Rıdvan; Bilik, Mehmet BakiVan, Türkiye'nin deprem kuşağında bulunan bir kenti olduğundan, tarih boyunca birçok depremle karşı karşıya kalmıştır. Bu depremler, hem can kayıplarına hem de maddi zararlara neden olmuştur. 2011'de meydana gelen Van depremi, özellikle yoksul kesimleri derinden etkilemiştir. Bu deprem sonucunda can kayıpları yaşanmış, birçok insan yaralanmış ve evsiz kalmıştır. İnsanlar kış aylarını çadırlarda geçirmek zorunda kalmıştır. Bu çalışma, Van kent merkezindeki sosyo-ekonomik düzeyi düşük mahallelerde yaşayan yoksul bireylerin deprem öncesi afetlere hazırlık süreçleri, deprem sonrası deneyimleri ve bu deneyimlere bağlı olarak nasıl hazırlandıkları, ayrıca deprem ile diğer doğa olaylarını nasıl anlamlandırdıklarını bilimsel bir perspektifle incelemeyi amaçlayan nitel bir saha araştırmasıdır. Bu bağlamda, deprem sonrasında yardımlara ulaşma, sağlık hizmetlerine erişim, beslenme olanakları, konut koşulları, çadır yaşamı, acil durum planları ve toplum içi dayanışma gibi konular üzerinden, yoksul kesimlerin afetlere karşı geliştirdiği stratejiler ve bu süreçte karşılaştıkları zorluklar detaylı bir şekilde incelenmiştir. Araştırmada, Van depremlerini deneyimlemiş ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarından yardım alan evli yoksul 28 katılımcı ve 6 mahalle muhtarı olmak üzere toplamda 34 katılımcıyla derinlemesine mülakat tekniği kullanılarak, depremin yoksul bireyler üzerindeki etkileri ve toplumsal hafızadaki yansımaları anlamak amaçlanmıştır. Bulgular, özellikle yoksulluk içindeki toplulukların deprem öncesi ve sonrası hazırlık süreçleri, afet deneyimleri ve depremleri nasıl anlamlandırdıkları üzerine odaklanmaktadır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre yoksul kesimler, ekonomik zorluklar nedeniyle afetlere karşı gerekli önlemleri almakta zorlanır ve genellikle kaderlerine bel bağlarlar.Master Thesis Relationship With Migration and Crime: the Case of Van City Center(2024) Karakaya, Mert; Bilik, Mehmet BakiTürkiye, konumu ve çevre ülkeleri ile geçmişten günümüze oluşturduğu kültürel bağları göz önüne alındığında özellikle komşu ülkeler bağlamında neredeyse her dönemde göçler için cazibe sahibi bir ülke olmuştur. Türkiye'nin coğrafi yapısı ve konumu, çevre ülkelerden göç etmeyi düşünen insanlar için tercih edilen ülkelerden biri olmasına neden olmaktadır. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş zamanlarından beri bireysel anlamda yapılan göçler yerini kitlesel göçlere bırakmış; itici faktörler sebebi ile göç eden kişilerin sayısında ciddi bir artış gerçekleşmiştir. Bu artışların bazı nedenleri bulunmaktadır. Bu nedenler, ekonomik, siyasi ve sosyal etkenler olmanın yanında göçler üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Bununla beraber, göç edenlerin Türkiye'yi hedef ülke olarak algılamaları göç alan ülkelerde tartışmalara sebep olduğu gibi Türkiye'de de bu duruma yol açmıştır. Ortadoğu'da yapılan göçler ve bu bölgenin yüksek göç potansiyelinin yanında, Türkiye'ye göç eden kişilerin suç işleme ihtimali, son dönemler de çalışma başlıkları içinde bulunmaktadır. Göç ve suç arasındaki ilişki birbirine paralel olarak sürmektedir. Bazı araştırmacılar, göç edenlerin hedef ülke bireyleriyle kıyaslandığında suça karışma potansiyelinin çok daha fazla olabileceğini ve birçok suçun direkt olarak göç etmiş kişiler tarafından işlendiğini, kimileri ise, suçun göç etmek ile bir ilgisinin olmadığını öne sürmektedir. Göç ve suç ilişkisi bağlamında bu iki düşünce araştırmaların hepsini oluşturmamaktadır. Fakat literatüre baktığımızda, bu iki görüşün çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu sebeple, bu araştırma göç ve suç arasındaki ilişkiyi Van kent merkezi örneği ile incelemektedir. Bu bağlamda, Van'da yaşayan mahalle sakinleri ile anket yapılarak konu açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu araştırmada, göç ve suç arasındaki ilişki göz önünde bulundurularak genel bir sonuç çıkarılmaktadır. Buna ilave olarak; anketlerden elde edilen veriler tablolar ile istatiksel olarak açıklanarak konu Van kent merkezi üzerinden örneklendirilmektedir.Master Thesis Risk- Taking Levels of Doctors Working in Van City Center During the Covid-19 Pandemic Process and the Effects of This Process on Their Social Lives(2022) Şakar, Halil İbrahim; Bilik, Mehmet BakiBu çalışma Covid-19 Pandemisi bağlamında hekimlerin risk alma düzeyleri ve bu durumun sosyal ilişkilere yansıma biçimlerini tartışmaktadır. Pandemi sürecinin hekimlerde kişisel yaşam ve iş hayatı üzerindeki etkilerini ve maruz kaldıkları risk alma düzeylerini tespit etmeyi hedeflemektedir. Ayrıca hekimlerin salgın sırasında yaşadıkları riske maruz kalma durumlarını yönetmek için başvurdukları stratejileri de açığa çıkarmayı hedeflemektedir. Hekimler bu süreçte kendilerine ve birlikte yaşadıkları yakınlarına yönelik yüksek enfeksiyon riskine rağmen pandeminin ön saflarında hizmet etmeye devam ettiler. Bu durum sosyal çevreleri içinde kendilerinin de büyük oranda bir risk unsuru olarak görülmesine neden oldu. Doğal olarak farklı risk düzeylerinin oluşması ve sosyal ilişkilerin bu bağlamda değişimi çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Nicel araştırma yöntemlerinden anket tekniği kullanılarak hekimlerden toplanan veriler SPSS programı ile analiz edilmiştir. Araştırmamızın bulgular bölümünde oluşturulan tablolar yardımıyla veriler yorumlanmıştır. Katılımcılara yöneltilen önermelerde maruz kaldıkları risklerin aile, bireysel ve sosyal yaşamlarında etkili olduğu saptanmıştır. Hekimler bu süreçten maddi ve manevi olarak olumsuz etkilendiklerini belirtmişlerdir. Riske maruz kalma durumu hekimlerin sosyal yaşamlarını ve mesleği icra etme motivasyonlarını olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Covid-19, Risk, Hekimler, Afet Sosyolojisi, Sağlık, Pandemi.Book Review Roman Sosyolojisi, Lucien Goldmann, Der. Ayberk Erkay, Birleşik Yayınları, İstanbul, 2005(2023) Bilik, Mehmet Baki-Master Thesis A Sociological Research on Disasters Preparation Processes of Immigrants: the Case of Van City(2024) Demirtosun, Abdulhaluk; Bilik, Mehmet BakiTürkiye'nin stratejik konumu, onu göçmenler için önemli bir geçiş ve yerleşim bölgesi haline getirmiştir. Van İli, bu göç hareketlerinden önemli ölçüde etkilenmiş, göçmen ailelerin karşılaştığı sorunlar ve uyum süreçleri çeşitli araştırmaların konusu olmuştur. Göçmenlerin yaşadığı zorluklar arasında dil bariyeri, ekonomik sıkıntılar, sosyal dışlanma ve kültürel uyum sorunları bulunmaktadır. Ayrıca, yasadışı göçün getirdiği belirsizlik ve güvenlik sorunları, hem göçmenler hem de ev sahibi topluluklar için ciddi meydan okumalar yaratmaktadır. Göç sürecindeki bireyler, genellikle daha iyi bir yaşam umuduyla, kendi ülkelerindeki savaş, yoksulluk ve insan hakları ihlalleri gibi zorlayıcı koşullardan kaçmaktadırlar. Türkiye, bu süreçte uluslararası koruma ve mülteci hukukuna uygun politikalar geliştirerek, göçmenlerin insan haklarını koruma ve onlara destek olma konusunda önemli adımlar atmıştır. Ancak, göçmenlerin karşılaştığı sorunların çözümü için daha kapsamlı stratejilerin ve uluslararası iş birliğinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Göç, sadece göçmenler için değil, ev sahibi topluluklar için de sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan dönüştürücü bir etkiye sahiptir ve bu nedenle, göç yönetimi, tüm paydaşların katılımıyla ele alınması gereken çok boyutlu bir meseledir. Afet-göç ilişkisi ise sosyolojinin önemli çalışma alanlarından birisidir. Afetler, insan yaşamını derinden etkileyen olaylardır ve bu etkiler arasında göç de önemli bir yer tutar. Afetler sonrasında ortaya çıkan yıkım ve göç hareketleri, insanların ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak yeni koşullara uyum sağlamalarını zorunlu kılar. Bu süreçte, bireylerin karşılaştıkları zorluklar genellikle bireysel çabalarla üstesinden gelinemeyecek kadar büyüktür; bunun üstesinden gelmek geniş çaplı bir iş birliği ve koordinasyon gerektirir. Afet sonrası toplumsal düzenin bozulması, rutinin yıkılması ve yeni etkileşim süreçlerinin ortaya çıkması, afet çalışmalarında odaklanılması gereken önemli noktalardır. Yaptığımız alan araştırmasında göçmenlerin birçoğu afetlere hazırlıklı olmadıkları, afet bilinç düzeyleri düşük olduğu görülmüştür. Dolayısıyla bu çalışma, afet ve göç ilişkisine değinerek; göçmenlerin göç ettikleri ülkelerde afetlere hazırlık süreçleri ve afet sonrası durumları üzerine durulmuştur. Bunun yanında göçmenlerin kırılganlık durumları ve afet bilincine sahip olup olmadıkları sahada araştırılmıştır. Elde edilen bulgular ışığında genel bir kanıya varılmıştır. Bu kanı görüşülen göçmenlerin afet bilinçlerinin zayıf olduğu saplanmıştır.