Browsing by Author "Bora, Gülhan"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Analysis of Carbapenem Resistance of K. Pneumoniae and E. Coli Isolates in People With Disabilities(2022) Ceylan, Mehmet Salih; Bora, GülhanCEYLAN S, Enterobacterıaceae Familyası Ve Antibiyotik Direnci, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Eczacılık Fakültesi, Temel Eczacılık Bilimleri, Farmasötik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Van, 2022. Bakterileri tanımlamak için belirlenmiş klasik kıstaslar vardır; boyutu, morfolojisi, kültürlenme özelliği, hareket özelliği gibi. Enterobakteriler, genel olarak; gram(-) özellikli, spor oluşturmayan, çomak(basil) şekilli, boyları 1-5 μm civarında, kolay kültürlenebilen, fakültatif anaerob, glikoz fermentasyonu yapabilen ve flagellaya sahip oldukları için (genellikle) hareket özelliğine sahip bakterilerdir. Aynı zamanda oksidaz negatif ve genelde katalaz pozitif olup nitral redüktaz pozitiftir. Bu kıstaslar dışında cins ve türleri daha ayrıntılı belirlemek için de fermentasyon tipi, bazı şekerlerin fermente edilmesi, kükürtlü bileşiklerin üretilebilmesi ve bazı metabolik enzimlerin varlığı gibi yöntemler de kullanılır. Bu çalışmada 2021 yılında, Rehabilitasyon merkezinde bulunan70 öğrencinin boğaz, burun ve el bölgelerinden sürüntü örnekleri toplandı. Sürüntü örnekleri soğuk zincir altında Eczacılık Fakültesi Mikrobiyoloji laboratuvarına getirildi. Sürüntü örneklerinden %5 koyun kanlı agar (Acumedia, USA), McConkeyAgar (Oxoid, UK) ve Eosin Methylen Blue (EMB, Oxoid, UK) agara ekimler yapıldı. Petri kapları, 24-48 saat 37̊C'de inkubasyona bırakıldı. Kültürlerin koloni morfolojileri değerlendirildi. Katalaz, oksidaz, indol, H2S ve Gram boyama gibi biyokimyasal testleri yapıldı. Bakterilerin identifikasyonu ve antibiyogram testi değerlendirmesi için Vitek 2 Compact (Biomerieux, USA) cihazı kullanıldı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik mikrobiyoloji laboratuvarında bakterilerin DNA ekstraksiyonu yapıldı. Trypton Soy Agara (Acumedia, USA) bakterilerin ekimi yapıldı ve 37̊C'de 24 saat inkube edildi. Sonra, çoklu ilaç direncine sahip karbapenem dirençli K. pneumoniae suşlarına ait DNA'lar, EcoSpin Bacterial Genomic DNA kit (Echotech Biotechnology, TURKEY) protokolü kullanılarak elde edildi. Bakterilere ait DNA örnekleri -20̊C'de stoklandı. Mikrobiyolojik analiz sonucunda 210 sürüntü örneğinden 28 K. pneumoniae ve 17 E. coli suşu izole edildi. K. pneumoniae suşlarının izolasyon dağılımlarına bakıldığında boğaz sürüntü örneklerinden 21 suş, burun sürüntü örneklerinden 5 suş ve el sürüntü örneklerinden 2 suş olduğu belirlendi. E. coli suşlarının izolasyon dağılımlarına bakıldığında boğaz sürüntü örneklerinden 6 suş, burun sürüntü örneklerinden 4 suş ve el sürüntü örneklerinden 7 suş olduğu belirlendi. Antibiyotik duyarlılık analizi sonucunda 5 K. pneumoniae ve 2 E. coli suşunun çoklu ilaç direnci profili gösterdiği belirlendi. Diğer izolatların ise test edilen antibiyotiklerin neredeyse tamamına duyarlı olduğu görüldü. Çoklu ilaç direnci gösteren K. pneumoniae suşlarının yapılan antibiyotik duyarlılık analizleri sonucu en yüksek direnci AM, AMC, CAZ ve CRO'ya karşı gösterdikleri belirlendi. Ayrıca, ETP, IPM ve MEM dirençlilik dağılım oranlarının aynı olduğu görüldü. K.pneumoniae izolatlarının tamamının CT'e duyarlı olduğu ortaya konuldu. Çoklu ilaç direnci gösteren E. coli suşlarının yapılan antibiyotik duyarlılık analizleri sonucu en yüksek direnci AM, CZ, CXM, CXA, CAZ, CRO, FEP, SPX ve SXT'ye karşı gösterdikleri belirlendi. Ayrıca, IPM dirençliliğinin aynı olduğu görüldü. E.coli izolatlarının tamamının CT'e duyarlı olduğu ortaya konuldu. Test edilen diğer antibiyotiklere ise E. coli izolatlarının duyarlı olduğu belirlendi.Master Thesis Brucella Seroprevalence in Patients Admitted To a State Hospital Between January and August 2021(2022) Gezici, Laleş Güzel; Bora, GülhanBrusellozis, küçük yapılı, gram negatif, hareketsiz, kapsülsüz brusella cinsi bakterilerin neden olduğu, başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere tüm dünyada görülebilmekte olan bir zoonozdur. Brusella enfeksiyonunun etkeni, 1887'de bir hekim olarak çalışan David Bruce tarafından saptanmıştır. İlk olarak Malta'da görüldüğü için Malta Humması adı verilmiştir. Tekrarlayan tifo, tifo-malarya ateşi, tekrarlayan Akdeniz ateşi, Malta humması, Kırım ateşi, Cebelitarık humması da brusellozun bilinen bir diğer isimlerinden bazılarıdır. Bruselloz, insana hayvanlardan birçok yolla bulaşabilmekle beraber pastörize edilmemiş çiğ süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi ise en yaygın bulaş şekillerindendir. İnkübasyon süresi ortalama 2-8 hafta olarak kabul görmektedir. Bütün organlar tutulabilir. Ateş, en sık rastlanan belirti olmakla birlikte ek olarak titreme, bitkinlik, baş ağrısı, myalji, artralji, bulantı, kusma, kilo kaybı, lenf bezi büyümesi görülebilmektedir. Brusellozla uyumlu bulguları olan bir hastada bakteri kültürü veya serum aglütinasyon testi gibi saptayıcı testlerle brusellozun tanısı konmaktadır. Potansiyel bir biyosilah olan brucellanın şu an için yeterince etkili ve güvenli bir aşısı bulunmamıştır. Kendi kendine iyileşmekte olan hastalar da dahil olmak üzere, brusellozlu bütün hastalara, antibiyotik tedavisi uygulanması uygun görülmektedir. Brusellozda akut hastalığı kontrol etmek, komplikasyonları engellemek ve antibiyotiklere direnci azaltmak amacıyla kombine antibiyotik rejimleri uygulanır. Monoterapi, direnç görülmesi ve relapslar açısından önerilmez. Hastalığın tedavisinde tetrasiklinler, kotrimoksazol, aminoglikozitler ve rifampinin çeşitli kombinasyonları kullanılmaktadır. Brusellaya yanlışlıkla maruz kalan laboratuar çalışanlarına kemoprofilaksi önerilmektedir. Topluma, pastörize edilmemiş süt ürünlerinden ve az pişmiş et yemekten kaçınmaları gerektiği öğretilmelidir. Mesleği bruselloz bulaştırabilen hayvanlarla teması gerektiren kişiler, temasları sırasında eldiven, maske giymeli, önlük takmaları konusunda hassasiyete sahip olmalıdır. Bir Devlet Hastanesine Ocak-Ağustos 2021 Tarihleri Arasında Başvuran Hastalarda Brucella Seroprevalansı' nın incelendiği bu çalışma brucella tetkikleri istenmiş 1771 sonucu kapsamaktadır. Çalışmada toplamda 1096 hastanın sonucu yer almaktadır. Olgularda Rose Bengal ve Wight test çalışılmıştır. Wright ve/veya RB testlerine göre brucella seropozitifliği toplamda 24 olguda saptanmıştır.Brucella pozitif vakalardan 11' i (%45.8) kadın , 13' ü (%54.2) erkek hasta olarak tespit edilmiştir. Hasta kadınların yaş ortalaması 35.3, erkek hastaların yaş ortalaması 48.4 olarak tespit edilmiştir.Master Thesis Evaluation of Bacterial Profile and Antibiotic Resistance in Patients in the Chest Diseases Service: a Retrospective Study(2022) Buzkurt, Müslüm; Bora, GülhanBu tezin amacı; Pnömoni,KOAH, Bronşektazi, Hışıltı(Wheezing), Astım ve Bronşit tanılırı ile göğüs hastalıkları servisine başvuruda bulunan hastaların balgam kültür sonuçlarında üreyen bakteri/bakterilerin antibiyotik direnç profillerinin belirlenmesidir. Çalışma Grubu Ocak 2021- Şubat 2022 tarihleri arasında YYÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Servisinde Pnömoni, KOAH, Bronşektazi, Hışıltı(Wheezing), Astım ve Bronşit tanılı olgularda çalışılan balgam kültürleri, üreyen mikroorganizmalar ve antibiyotik dirençleri retrospektif olarak tarandı. Bu çalışmada Pnömoni, KOAH, Bronşektazi, Hışıltı (Wheezing), Astım ve Bronşit tanılarıyla ile takip edilen, 20-87 yaş arası ve yaş ortalaması 36,2 olan ve 295'i (%59) erkek, 205'i (%41) kadın ve toplam olarak 500 hasta izlendi. Hastalarımızın tamamı serviste yatarak tedavi gören; 1 hastada Achromobacter piechaudii, 2 hastada Acinetobacter baumannii 30 hastada Acinetobacter baumannii/haemolyticus, 1 hastada Citrobacter freundii 2 hastada Citrobacter youngae 16 hastada Enterobacter cloacae 1 hastada Enterobacter hormaechei 2 hastada Enterococcus faecalis 7 hastada Enterococcus faecium, 97 hastada Escherichia coli, 28 hastada Gram - Bacilli 12 hastada Haemophilus influenzae, 1 hastada Hafnia alvei 13 hastada Klebsiella oxytoca, 42 hastada Klebsiella pneumoniae, 13 hastada Klebsiella pneumoniae ssp ozaenae 79 hastada Klebsiella pneumoniae ssp pneumoniae, 11 hastada Klebsiella species 2 hastada Pantoea agglomerans 2 hastada Proteus mirabilis, 2 hastada Proteus species, 20 hastada Pseudomonas aeruginosa, 1 hastada Pseudomonas fluorescens/putida 2 hastada Pseudomonas stutzeri 9 hastada Serratia marcescens 78 hastada Staphylococcus aureus ve 1 hastada Staphylococcus schleiferi 6 hastada Stenotrophomonas maltophilia, 2 hastada Streptococcus 1 hastada Streptococcus group C, 1 hastada Streptococcus mitis group), 1 hastada Streptococcus oralis), 7 hastada Streptococcus pneumoniae), 2 hastada Streptococcus species ve son olarakta 1 hastada Yersinia intermedia bakteri üremiştir. Bu hastalara ait olan balgam kültürlerine ve antibiyogram verilerine ulaşılmıştır. Kültürde üremesi olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Hastalarda balgam kültürlerinde yoğun olarak üremiş olup ve saptadığımız bakterilerin antibiyotiklere karşı dirençliliği ise şu şekilde belirlendi. Escherichia Coli, Amikasın (%16,4), Trimetoprim+ Sulfametaksazol (%8,24), Aztreonam (%9,27), Cefazolin (%6,18), Sefaperazon/Sulbaktam (%15,46), Ceftazidim (%20,61), Ampisilin+ Sulbaktam (%10,30), Cefotaxim (%13,40), Cefoxitim (%4,12), Piperasilin+ Tazobaktam (%14,43). Acinetobacter Baumanni, Amikasın (%13,33), Trimetoprim + Sulfametaksazol (%16,66), Aztreonam (%10,00), Cefazolin (%10,00), Sefaperazon/Sulbaktam (%3,33), Ceftazidim (%13,33), Ampisilin + Sulbaktam (%6,66), Cefotaxim (%10,00), Cefoxitim (%6,66), Piperasilin + Tazobaktam (%10,00). Pseudomonas Aeruginosa, Amikasın (%20,00), Trimetoprim + Sulfametaksazol (%15,00), Aztreonam (%10,00), Cefazolin (%10,00), Sefaperazon/Sulbaktam (%5,00), Ceftazidim (%5,00), Ampisilin + Sulbaktam (%15,00), Cefotaxim (%10,00), Cefoxitim (%5,00), Piperasilin + Tazobaktam (%5,00). Klebsiella Pneumonia Ssp, Amikasın (%8,86), Trimetoprim + Sulfametaksazol (%7,59), Aztreonam (%20,25), Cefazolin (%10,12), Sefaperazon/Sulbaktam (%5,06), Ceftazidim (%3,79), Ampisilin + Sulbaktam (%16,45), Cefotaxim (%11,39), Cefoxitim (%2,53), Piperasilin + Tazobaktam (%13,92). Enterobacter Clocae, Amikasın (%12,50), Trimetoprim + Sulfametaksazol (%18,75), Aztreonam (%12,50), Cefazolin (%6,25), Sefaperazon/Sulbaktam (%6,25), Ceftazidim (%6,25), Ampisilin + Sulbaktam (%12,50), Cefotaxim (%6,25), Cefoxitim (%6,25), Piperasilin + Tazobaktam (%12,50). Bu tür mikroorganizma kökenli hastalıklarda elde edilen verilere göre en çok karşılaşılan bakterileri ve bu bakterilere karşı duyarlılık ve dirençlilik verilerine göre hastalardaki etkenin bilinip ampirik tedavi başlanması hasta tedavisinde önemli bir rol alır.Master Thesis Microbiological Examination of Joint Synovial Fluid in Patients With Rheumatoid Arthritis Pre-Diagnosis(2019) Aydın, Hakan; Bora, GülhanRomatoid Artrit (RA) etyolojisi belli olmayan, temelde eklemlerde etki göstererek şekil bozukluklarına sebep olabilen; enflamatuar, kronik ve multisistemik bir hastalıktır. Eklem tutulumu dışında patolojik bulguların, romatoid nodüllerin, göz komplikasyonlarının, laboratuvar bulgularının, akciğer bulgularının ve radyolojik bulguların da görüldüğü bilinmektedir. Araştırmamızda RA etyolojisinde etkili olabilecek ve sinovyal sıvıda bulunabilecek mikroorganizmaların rolünü ve septik artritle RA hastalığı arasında bağlantı olup olmadığını belirlemek için RA ön tanılı ve diz ekleminde akut ödem bulunan 139 (65K, 74E) hastanın eklem sinovyal sıvıları artrosentez yöntemiyle alındı. Örneklerin mikrobiyolojik açıdan incelenmek üzere kanlı agara, EMB (Eozin Methylen Blue) agara ve Mac-Conkey agara ekimini yaptık. Uygun koşullarda inkubasyona bıraktık ve üreme olan kültürlerde koloni morfolojisini, gram boyama, oksidaz-katalaz testlerini yaparak değerlendirdik. 5 kadın ve 7 erkek hastanın örneklerinde bakteri izole ettik. Elde edilen verileri pozitif sonuç sayısı-cinsiyet, bakteri türü-cinsiyet, bakteri türü-yaş grupları ve bakteri türü – antibiyotik duyarlılıkları olmak üzere 4 farklı kategoride değerlendirdik ve istatistik analizini yaptık. RA hastalarında sinovyal sıvıda bakteri izole edilebildiğini ancak bakteri ve cinsiyet arasında ilişki olmadığını gördük. İzole edilen bakteri türü ve sayısı ile cinsiyet ve yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık göremedik. Ancak diğer enfeksiyöz ajanlara göre S. aureus karşımıza daha çok çıktı. Buna ek olarak bakteri türleri ve antibiyotik duyarlılık-dirençlilik arasında da anlamlı bir farklılık elde edilememiştir. Anahtar Kelimeler: Mikrobiyoloji, Romatoid Artrit, S. aureus, Septik artritMaster Thesis Microbiological Examination of Pleural Fluid and Antibiotic Resistance(2021) Gülaçar, Esma; Bora, GülhanPlevral efüzyonların en sık nedeninin infeksiyonlar olduğu, bunların 3/5'inin pnömoniye sekonder, diğerlerinin ise ampiyem olduğu belirlenmiştir.Plevral enfeksiyonlarda en sık izole edilen etkenler Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae,ve Streptococcus pyogenes'tir. Hastane kaynaklı pnömönilerde çok sayıda çoklu ilaç direnci saptanan etken vardır. Çoklu ilaç direncinin görüldüğü bakteriler şunlardır:Burkholderia cepacia (nadir)Stenoptrophomonas maltophilia, Metisiline dirençli Staphilococcus aeureus(MRSA), GSBL ve/veya karbapenemaz (NDM, OXA-48) üreten Klebsiella pneumonia, Acinetobacter baumannii/ calcoaceticus complex , Escherichiacoli ve diğer Enterobacteriaceae (GSBL veya karbapenemaz üreten),Pseudomonas aeuruginosa'dır.Çalışmamızda Van yöresinde plevra sıvılarından izole edilen etkenlerin antibiyotik dirençliliklerini ve bu etkenlerin sıklığını belirlemeyi hedefledik. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma hastanesi yoğun bakım servislerinde tedavi görmekte olan plevral efüzyon tanılı 100 hastanın plevra sıvıları değerlendirildi. Kültürlerin koloni morfolojileri. Katalaz testi, oksidaz testi ve gram boyama gibi biyokimyasal testleri değerlendirildi. Bakterilerin identifikasyonu ve antibiyogram testi değerlendirmesi için Vitek 2 Compact (Biomerieux, USA) cihazı kullanıldı. İzole edilen bakteriler Esherichia coli, Pseudomonas aeruginosa, Klebsiella pneumoniae ve S. aureus olarak belirlendi. Üç izolatınçoklu ilaç direnci gösterdiği, bu izolatların hem karbapenem direncine hem de genişlemiş β-laktam direncine sahip olduğu görüldü. Çoklu ilaç dirençli K. pneumoniae,P. Aeruginosave E.coli nedenli gelişen plevral efüzyonun en iyi kolistin ile tedavi edilebileceği belirlendi. Fenotipik olarak çoklu ilaç direnci gösteren gram negatif bakteriler moleküler incelemeye alınarak blaOXA-48, blaIMPve blaNDM-1geni taşıyıcılıkları değerlendirildi. 8 tane K. pneumoniae izolatının blaOXA-48 taşıyıcısı, 1 E. coli izolatımızın blaNDM-1geni taşıyıcısı olduğu belirlendi. blaIMP genine rastlanmadı. Sonuç itibariyle bulguların bölgede plevral efzüyonda gelişen dirençli suşların direnç genlerinin saptanması antibiyotik dirençliliği ve duyarlılıklarının dünya literatür bilgisine ve enfeksiyonla mücadeleye önemli katkılar sağlayacağı ön görüldü. Anahtar Kelimeler: Antibiyotik dirençliliği, Plevral Efüzyon, Klebsiella Pneumoniae, Karbapenem.Master Thesis S. Aureus Carriage in Disabled People , Mec-A, Van-A and Panton Volantine Toxin Prevelance(2022) İpek, Veli; Bora, GülhanBu çalışmada ' Engelli Bireylerde S.aureus Tasıyıcılığı, Mec-A, Van-A ve Panton-Volantine Toksin Prevelansı'nın incelenmesi amaçlandı. Bu çalışmada 2021 yılında Özel Atlas Özel eğitim ve Rehabilitasyon Merkezine kayıtlı, 2 yasından büyük, sağlık kurulu engelli raporu olan 70 engelli bireyde el, boğaz ve burun dan alınan sürüntü örnekleri kullanıldı. Sürüntü örnekleri soğuk zincir altında Eczacılık Fakültesi Mikrobiyoloji laboratuvarına getirildi. Sürüntü örneklerinden %5 koyun kanlı agar (Acumedia, USA), McConkeyAgar (Oxoid, UK), Eosin Methylen Blue (EMB, Oxoid, UK) agar ve Mannitol Salt agara (Merck, Kanada) ekimler yapıldı. Petri kapları, 24-48 saat 37̊C'de inkubasyona bırakıldı. Kültürlerin koloni morfolojileri değerlendirildi. Katalaz, oksidaz, koagulaz testi ve Gram boyama gibi biyokimyasal testleri yapıldı. Bakterilerin identifikasyonu ve antibiyogram testi değerlendirmesi için Vitek 2 Compact (Biomerieux, USA) cihazı kullanıldı. Mikrobiyolojik analiz sonucunda 210 sürüntü örneğinden 47 S.aureus suşu izole edildi. S.aureus suşlarının izolasyon dağılımlarına bakıldığında boğaz sürüntü örneklerinden 6 suş, burun sürüntü örneklerinden 30 suş ve el sürüntü örneklerinden 11 suş olduğu belirlendi. Engelli öğrencilerden alınan örneklerden elde edilen S.aureus izolatlarına ait antibiyotik direnç profillerinin farklılık gösterdiği belirlendi. Boğaz sürüntü örneklerinden elde edilen 6 S.aureus suşunun en yüksek antibiyotik direncini benzilpenisilin, ampisilin ve eritromisin gösterdiği belirlendi. S.aureus izolatlarının tamamının vankomisin ve rifampin duyarlı olduğu tespit edildi. Burun sürüntü örneklerinden izole edilen 30 S.aureus suşunun en yüksek antibiyotik direncinin benzilpenisilin ve ampisilin olduğu ortaya konuldu. S.aureus izolatlarının tamamının vankomisin, tetrasiklin, tigesiklin ve rifampin antibiyotiklerine duyarlı olduğu belirlendi. El sürüntü örneklerinden izole edilen 6 S.aureus izolatının en yüksek antibiyotik direncinin benzilpenisilin olduğu görüldü. 6 S.aureus izolatının diğer antibiyotiklere yüksek düzeyde duyarlılık gösterdiği tespit edildi. Engelli öğrencilerden alınan farklı sürüntü örneklerinden izole edilen 47 S.aureus suşunun 18'inin mecA geni taşıyıcılığının pozitif olduğu belirlendi. Metisilin dirençli S.aureus taşıyıcılığının bölgesel olarak boğazdan 2 izolat, burundan 13 izolat ve elden 1 izolat şeklinde dağılım gösterdiği ortaya konuldu. Yapılan vanA geni taşıyıcılık oranlarının moleküler analizi sonucunda tüm S. aureus izolatlarının negatif olduğu belirlendi. PVL geni taşıyıcılık oranları analizi sonucunda 47 S.aureus izolatının 11'inin pozitif olduğu belirlendi. Engelli bireylerin bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için bulundukları çevrede enfekte olma ihtimalleri daha yüksektir. Tedavi süreçlerinde antibiyotik kullanımları yüksek olduğu için antibiyotik direnci gelişmektedir. Yaptığımız çalışmada engelli bireylerde S.aureus Tasıyıcılığı, Mec-A, Van-A ve Panton-Volantine Toksin Prevelansı incelendi.Master Thesis Van İli Tuşba İlçesinde Serbest Eczanelerde Karşilanan Antibiyotik Reçete Sikliğinin Araştirilmasi(2023) Yağız, Mehmet; Bora, Gülhan; Dağlı, Sinemis ÇetinAntibiyotikler, mikroorganizmaların (bakteri, mantar, parazit) büyümesini engelleyen veya onları öldüren ilaçlardır. Antibiyotikler genellikle bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Bununla birlikte, antibiyotikler virüslerin neden olduğu enfeksiyonları (örneğin, soğuk algınlığı, grip) tedavi etmek için etkili değildir. Antibiyotik direnci, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi ve enfeksiyonların tedavisinde daha zorlu hale gelmesi anlamına gelir. Çalışmanın amacı Van İli Tuşba ilçesi nezdinde yazılan reçetelerin kaçında antibiyotik reçetesi yazıldığının tespit edilmesi yönündedir. Çalışma ile antibiyotik reçete edilen sağlık kuruluşlarının tespit edilmesi, hangi tanılara antibiyotik yazıldığının tespit edilmesi, hangi anabilim dalında hangi antibiyotiklerin yoğun olarak yazıldığının tespit edilmesi hedeflenmiştir. Elde edilen veriler ile akılcı ilaç kullanımının önemini ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmanın sonuçları Sağlık Bakanlığı, Türk Eczacılar Birliği gibi ilgili sağlık kurumları ile paylaşılarak antibiyotik ilaçların kullanımı hakkında farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışma etik kurul onayı alındıktan sonra yapılmaya başlanmış ve yaklaşık altı ay süren bir çalışma olmuştur. Çalışma formu konu belirleme aşamasında tespit edilen konu ve maddeler dikkate alınarak oluşturulmuştur. Çalışma nüfus yoğunluğu, çalışma yapılan alanda sağlık tesislerinin bulunup bulunmaması, eczane yoğunluğu ve yerleşim yerinin sosyoekonomik yapısı dikkate alınarak çalışma yapılacak yer seçilmiştir. Bu çalışmanın evrenini Van ili Tuşba ilçesindeki 25 serbest eczaneye gelen antibiyotik reçeteler oluşturmaktadır. Çalışma Van Eczacı Odasına kayıtlı Tuşba ilçesinde faaliyet gösteren serbest eczanelerde, rassal olarak seçilmiş öğeler arasında yaklaşık olarak dengeli bir dağılım elde etmek için 15 Eylül 2022 - 15 Mart 2023 tarihleri arasında çalışma formları verilmiş ve çalışma yapılmıştır. Ölçme aracı olarak çalışma formları kullanılmış ve serbest eczanelerde çalışma formları ile uygulanmıştır. Çalışmadan elde edilecek sonuçların güvenirliliğini artırabilmek için ulaşılabilecek en fazla reçete sayısına ulaşılması hedeflenmiş olup 323±%10 reçete incelenmiştir. Tespit edilen hatalar ve eksiklikler dikkate alınıp 360 reçete ile veriler incelenmiştir. Bu doğrultuda elde edilen veriler sonucunda antibiyotik reçetelerin en fazla geldiği yerin 1. basamak sağlık kuruluşları olduğu tespit edilmiş ve 1. basamak sağlık kuruluşlarının antibiyotikleri reçetelendirme nedenlerindeki tanılar incelenmiştir. En fazla ÜSYE tanısıyla antibiyotik reçete edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda incelenen reçetelerin % 48 inde antibiyotik reçete edilmiştir. % 52 oranında ise reçete de antibiyotik yazılmaması durumu mevcuttur. Elde edilen verilere göre çalışmanın amacına göre yapıldığı ve hedeflendiği gibi antibiyotik reçetelerin hangi anabilim dallarında geldiği açıklanmıştır. Elde edilen veriler ve sonuçlar dikkate alındığında sağlık kuruluşlarının tamamında hekimlere yönelik antibiyotik yazılması konusunda eğitimlerin verilmesi gerekli olduğu söylenebilir. Özellikle 1. basamak sağlık kuruluşlarının herhangi bir test yapmadan antibiyotik reçete etmesinin ciddi bir sorun olduğu ve bununla ilgili önlemlerin alınması gerektiği önerilebilir. Aile hekimliklerinde ve acillerde doktorların antibiyotik yazmaları ile ilgili yasal düzenlemeler yapılması gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçeceği düşünülmektedir.