Browsing by Author "Cengiz, Zeynep Taş"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Master Thesis Evaluation of the Frequency of Blastocystis Hominis in Patients Admitted To Van Yüzüncü Yil University Dursun Odabaş Medical Center, According To Age Groups(2023) Hezer, Merve Burçak; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi'ne başvuran hastalarda Blastocystis hominis sıklığını yaş gruplarına göre değerlendirmektir. Çalışma 17.10.2022-28.04.2023 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Araştırma Laboratuvarı'nda yürütüldü. Çalışmaya hastaneye başvuran ve rastgele seçimi yapılan 1-81 yaş aralığında toplam 300 kişi dahil edildi. Dışkı örnekleri nativ-Lugol yöntemiyle değerlendirildi. Çalışmaya dahil edilen hastalar, kreş ve anaokulu, ilkokul, ergenlik, gençlik, olgunluk ve yaşlılık öncesi-yaşlılık dönemi yaş gruplarına ayrıldı. Çalışmada 141 erkek hastanın 25'inde (%17,7) ve 159 kadın hastanın 20'sinde (%12,6) olmak üzere 300 hastanın 45'inde (%15) bir ya da daha fazla intestinal parazit türü saptandı. Hastaların %9,3'ünde B. hominis, %4,7'sinde Giardia intestinalis, %3,7'sinde Entamoeba coli, %0,3'ünde Hymenolepis nana, %0,3'ünde Dicrocoelium dentriticum belirlendi. Kreş ve anaokulu dönemi yaş grubunda %10, ilkokul dönemi yaş grubunda %19,4, ergenlik dönemi yaş grubunda %7,1, gençlik dönemi yaş grubunda %3,9, olgunluk dönemi yaş grubunda %2,5 oranında B. hominis saptandı. Yapılan istatistiksel analizde ilkokul dönemi yaş grubunda B. hominis görülme sıklığının istatistiksel olarak anlamlı olacak derecede diğer dönemlere göre daha yüksek olduğu görüldü (p= 0.002). Ayrıca 18 ve altı yaş grubundaki 161 hastanın %14,9'unun, 18 yaşından büyük 139 hastanın ise %2,9'unun B. hominis yönünden pozitif olduğu görüldü (p= 0.001). Sonuç olarak; B. hominis'in ilkokul dönemi çocuklar ile 18 yaş altındaki bireylerde daha sık görüldüğü saptanmış olmakla beraber yaşın bu parazitin sıklığı üzerine etkisini tam olarak belirlemek için çok daha fazla sayıda kişinin dahil edileceği daha kapsamlı çalışmalar yapılmasına ihtiyaç duyulduğu kanaatine varıldı.Master Thesis Frequency of Intestinal Parasites in Children With Diarrhea Applying To Some Health Institutions in Iğdır(2020) Karakuş, İnan; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışma, Iğdır ilinde, ishal şikâyetiyle sağlık merkezlerine başvuran çocuklarda intestinal parazitlerin sıklığını belirlemek ve bu parazitlerin önemini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Aralık 2019–Şubat 2020 tarihleri arasında Iğdır Devlet Hastanesi ve Özel Bulut Hastanesi'ne ishal şikâyetiyle başvuran 1-16 yaş aralığında olan çocuklar üzerinde yürütülmüştür. Çalışmada hasta grubu 141'i kız, 159'u erkek olan toplam 300 ishalli çocuktan; kontrol grubu, herhangi bir kronik hastalığı ve ishali olmayan 50'si kız, 50'si erkek olmak üzere toplam 100 çocuktan oluşturulmuştur. Dışkı örnekleri nativ-Lugol yöntemi ve modifiye asit-fast boyama yöntemi ile değerlendirilmiştir. Hasta grubundaki 300 çocuğun %35'inde, kontrol grubundaki 100 çocuğun %17'sinde intestinal parazit pozitifliği saptanmıştır. Parazit pozitifliği bakımından, ishalli çocuklar ile sağlıklı kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir (p=0,001). Hasta grubunda en yüksek oranda Blastocystis hominis'e (%13), en düşük oranda Giardia intestinalis'e (%2) rastlanmış, ayrıca %3 oranında Cryptosporidium spp. belirlenmiştir. Hasta grubunda kızların %40,4'ünde, erkeklerin %30,2'sinde, kontrol grubunda ise kızların %20'sinde, erkeklerin %14'ünde intestinal parazit pozitifliği saptanmıştır. İstatistik olarak değerlendirildiğinde, hasta grubu ve kontrol grubu cinsiyetler karşılaştırması sonucunda anlamlı bir fark (erkekler karşılaştırması: p= 0.008; kızlar karşılaştırması: p= 0.004) tespit edilmiştir. Parazite rastlama sıklığı ile hastaların bazı yaşam koşulları arasındaki ilişkide, 'hayvancılık yapılıp-yapılmaması' (p= 0,004) ve 'kanalizasyon şebekesinin olup-olmaması' (p=0,002) karşılaştırılmalarında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Hastalardaki parazit pozitifliği ile karın ağrısı (p= 0,008) ve mide bulantısı (p= 0,003) arasında anlamlı bir fark olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak; ishal, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi klinik belirtileri olan çocukların intestinal parazitler yönünden değerlendirilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca çocuk yaş grubunda intestinal parazitlerin halen önemli bir sağlık sorunu olduğu anlaşılmıştır.Master Thesis Frequency of Intestinal Parasites in Drug Addict Persons(2020) Bozkurt, Yeter Taylan; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışma madde bağımlısı olan kişilerde intestinal parazitlerin sıklığını araştırmak ve önemini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma Mayıs 2019–Şubat 2020 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Araştırma Laboratuarı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yürütülmüştür. Hasta gurubu Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi)'ne başvuran bağımlı 150 hastadan, kontrol grubu ise Dahiliye Polikliniği'ne başvurup kronik herhangi bir hastalığı olmayan, sigara, alkol ya da uyuşturucu kullanmayan 75 hastadan oluşturulmuştur. Dışkı numuneleri nativ-Lugol yöntemi ve modifiye asit-fast boyama yöntemi ile değerlendirilmiştir. Bu çalışmada madde bağımlısı olan 150 hastanın %21,3'ünde ve kontrol grubundaki 75 hastanın %10,7'sinde bir ya da birden fazla bağırsak parazitine rastlanmıştır. Çalışmamızda hasta grubunda Giardia intestinalis %7,3, bol Blastocystis hominis %2,7, Hymenolepis nana ise %0,7 oranında belirlenmiştir. Parazite rastlama sıklığı bakımından hasta grubu ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p= 0,03). Yaş gruplarına göre parazit görülme sıklığı dikkate alındığında 35 ve daha küçük yaş grubundakilerde (%23,8), 35 ve daha büyük yaş grubundakilere göre (%17,2) daha yüksek oranda intestinal parazitlere rastlanmıştır. Bağırsak paraziti pozitifliği metamfetamin kullananlarda en yüksek oranda (%23,8) saptanmıştır. Madde bağımlısı olan hasta grubunda en sık olarak kabızlık (%79,3), ardından ishal (%23) görülmüştür. Çalışmaya dahil edilen madde bağımlısı kişilerden, mesleği şöför olanlarda en yüksek (%33,3), çiftçi olanlarda ise en düşük (%11,5) oranda parazit pozitifliği saptanmıştır. Uyuşturucu bağımlısı olan 150 kişi içerisinde hepatitli olan 19 kişinin ikisinde G. intestinalis'e (%10,5) rastlanmıştır. Bu çalışma ile madde bağımlısı olan kişilerde intestinal parazitlerin sıklığı belirlenerek hem literatüre katkıda bulunulmuş hem de intestinal parazit enfeksiyonlarının, madde bağımlılığının zemin hazırladığı kötü sonuçlardan biri olduğu ortaya konulmuştur. Sonuç olarak, elde ettiğimiz bulgular madde bağımlılarında intestinal parazitlerin dikkate alınması gerektiğini göstermiştir. Ayrıca bu kişilerde intestinal parazit enfeksiyonları hakkında bilgi edinilmesi için daha çok kişinin dahil edildiği daha ayrıntılı çalışmalar yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: İntestinal Parazitler, Madde Bağımlıları, PrevalansMaster Thesis The Frequency of Intestinal Parasites in Patients Admitted To Siirt Training and Research Hospital(2022) Gündüz, Leyla; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı, Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran hastalarda bağırsak parazitlerinin sıklığını belirlemektir. Çalışmamız, 19.04.2021–30.11.2021 tarihleri arasında, Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne farklı şikâyetlerle başvurup dışkı istemiyle Mikrobiyoloji Laboratuvarına yönlendirilen ve 1-90 yaş aralığında olan toplam 300 hastayla (150 çocuk ve 150 erişkin) yürütüldü. Örnekler nativ-Lugol, formol-etil asetat konsantrasyon ve modifiye asit-fast boyama yöntemi ile değerlendirildi. Bu işlemler hastanenin Mikrobiyoloji Laboratuvarı ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Araştırma Laboratuvarında gerçekleştirildi. Bu çalışmada dışkı örnekleri incelenen 150 çocuk hastanın %21,3'ünde, 150 yetişkin hastanın %24'ünde, toplam 300 hastanın %22,7'sinde bir ya da birden fazla türde bağırsak parazitine rastlandı. En yüksek oranda Blastocystis hominis (%18), en düşük oranda Ascaris lumbricoides (%0,7)'e rastlandı. Ayrıca Entamoeba histolytica/Entamoeba dispar (%4,1), Giardia intestinalis (%2) ve Hymenolepis nana (%1,3) belirlendi. Erişkinlerde (%24), çocuk yaş grubuna (%21,3) göre daha yüksek oranda intestinal parazitlere rastlansa da yapılan istatistiksel değerlendirmede parazit sıklığı bakımından yaş grupları arasında anlamlı bir fark belirlenmedi. Kadınlarda %20,7, erkeklerde %24,5 oranında parazite rastlandı ve cinsiyet ile parazit sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Hastalarımızda görülen semptomlardan ishal (p= 0.022) ve iştahsızlık (p= 0.014) ile intestinal parazit pozitifliği arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlendi. Sonuç olarak, özellikle ishal ve iştahsızlık gibi şikayetler ile hastanelere başvuran hastaların intestinal parazitler yönünden de değerlendirilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu çalışma Siirt yöresinde intestinal parazit sıklığı ile ilgili olarak bir fikir vermekler beraber yörede, çok daha fazla kişinin dahil edileceği, daha büyük çapta çalışmalara ihtiyaç vardır.Master Thesis Frequency of Intestinal Parasites in Patients Applying To Derik State Hospital(2022) Alas, Sema Ergezen; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı Mardin Derik Devlet Hastanesi'ne başvuran hastalarda intestinal parazitlerin sıklığını belirlemektir. Çalışma 17.10.2020-30.11.2021 tarihleri arasında Derik Devlet Hastanesi ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Araştırma Laboratuvarı'nda yürütüldü. Çalışmaya Derik Devlet Hastanesi'ne başvuran 150'si çocuk (75'i kız, 75'i erkek), 150'si erişkin (75'i kadın, 75'i erkek) olmak üzere toplam 300 kişi dahil edildi. Dışkı örnekleri nativ-Lugol, formol-etil asetat yoğunlaştırma ve modifiye asit-fast boyama yöntemleriyle değerlendirildi. Bu çalışmaya dahil edilen 150 kız/kadının 19 (%12,7)'unda, 150 erkeğin 18 (%12)'inde olmak üzere, toplam 300 hastanın 37 (%12,3)'sinde bağırsak parazitine rastlandı. Çalışmamızda en yüksek oranda belirlenen parazit Blastocystis hominis (%8,3) oldu. Ayrıca Giardia intestinalis (%1,3), Enterobius vermicularis (%0,3; dışkıda) ve Hymenolepis nana (%0,3) da belirlendi. Yaş gruplarına göre parazit görülme sıklığı dikkate alındığında erişkinlerde (%16,7), çocuklara göre (%8) daha yüksek oranda intestinal parazitlere rastlandı ve parazit pozitifliği bakımından yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark (p= 0,021) bulundu. Parazit pozitifliği çocuk yaş grubunda erkeklerde (%10,7) kızlardan (%5,3), erişkin yaş grubunda ise kadınlarda (%20) erkeklerden (%13,3) daha yüksek oranda belirlendi. Sonuç olarak, çalışmamızın temasın azaldığı, hijyen kurallarına çok daha fazla uyulduğu Covid-19 pandemi sürecinde yapılması nedeniyle Mardin'in Derik ilçesinde intestinal parazit çeşitliliği az, sıklığı düşük oranda bulundu. Çalışmamızda elde ettiğimiz sonuçlar ilçedeki intestinal parazit sıklığı ile ilgili olarak bir fikir vermekle beraber bu parazitlerin prevalansının tam olarak ortaya konulması için daha geniş kapsamlı çalışmalar yapılmasına ihtiyaç vardır.Master Thesis Frequency of Intestinal Parasites in Patients With Stomach Cancer(2019) Gezici, Anıl; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı, mide kanser (CA)'li hastalarda intestinal parazitlerin sıklığını saptamak ve bu hasta grubunda intestinal parazit enfeksiyonlarının önemini ortaya koymaktır. Çalışma 01.08.2017–01.12.2018 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Parazitoloji Laboratuarında yürütülmüştür. Hasta ve Kontrol grubu Dahiliye Polikliniklerine başvuran hastalardan oluşturulmuştur. Hasta grubu 40'ı kadın, 60'ı erkek olmak üzere 100 hastadan; kontrol grubu ise 50'si kadın, 50'si erkek olmak üzere 100 kişiden oluşturulmuştur. Hasta ve kontrol grubundan alınan dışkı örnekleri önce nativ-Lugol yöntemi ile intestinal parazitler yönünden mikroskobik olarak incelenmiş daha sonra formol-etil asetat yöntemiyle çoklaştırılmış ve modifiye asit-fast yöntemiyle boyanmıştır. Yaptığımız bu çalışmada hasta grubunu oluşturan mide CA'lı hastalarda %14, kontrol grubundaki sağlıklı bireylerde %2 oranında intestinal parazit pozitifliği saptanmıştır. Hasta grubunun %11'i Blastocystis. hominis (%4'ü bol B. hominis), %4'ü Cryptosporidium spp., %2'si Giardia intestinalis, %1'i Cyclospora cayetanensis yönünden pozitif bulunmuştur. Yapılan istatistik değerlendirmede intestinal parazit pozitifliği bakımından mide CA'lı hasta grubu ile kontrol grubu arasında istatistik olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p= 0.028). Ayrıca intestinal parazit pozitifliği (p= 0.012) ve bol B. hominis pozitifliği (p= 0.041) bakımından hasta ve kontrol gubunun 51 ve üzeri yaş grupları arasında ayrı ayrı anlamlı fark belirlenmiştir. Cinsiyete göre mide CA'lı hastalarda parazit pozitifliği istatistiksel olarak değerlendirildiğinde hasta ve kontrol grubundaki kadınlar arasında anlamlı fark (p= 0.004) elde edilmiştir. Hasta grubunda Cryptosporidium spp., C. cayetensis, G. intestinalis ve bol B. hominis saptananlarının genellikle ishalli olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar dikkate alınarak ishalli olanları başta olmak üzere tüm mide CA hastalarının hem nativ-Lugol yöntemi hem de modifiye asit-fast gibi boyama yöntemleri ile intestinal parazitler yönünden değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Anahtar sözcükler: Mide kanseri, İntestinal parazitler, PrevalansMaster Thesis Immunitesi Bozulmuş Hastalarda Blastocystis Sp. Sıklığının Araştırılmas(2017) Ismael, Akram Ahmed Ismael; Cengiz, Zeynep TaşIsmael AA. Immunitesi Bozulmuş Hastalarda Blastocystis sp. Sıklığının Araştırılması. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Tıbbi Parazitoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Van, 2017. Bu çalışmanın amacı kanserli (CA), diabetes mellituslu (DM) ve kronik böbrek yetmezlikli (KBY) hastalarda Blastocystis sp. sıklığını belirlemek ve bu hastalarda blastocystosisin önemini ortaya koymaktır. Çalışma 02.01.2017 ve 01.09.2017 tarihleri arasında, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Dahiliye Polikliniklerinden Parazitoloji Laboratuarına yönlendirilen bir grup hasta üzerinde yürütüldü. Hasta grubu immunitesi bozulmuş olan toplam 150 hastadan, kontrol grubu ise sağlıklı 75 kişiden oluştu. Hasta grubunda 29 kişi 35 yaşından küçük, 121 kişi 35 yaşından büyüktü. Bu gruba 68 CA'lı, 42 DM'lu, 40 KBY'li hasta dahil edildi. Hasta ve kontrol grubunun dışkı örnekleri nativ-Lugol yöntemi ile incelendi. Pozitiflik kriteri X40 büyütmede her mikroskop alanında beş ya da daha fazla sayıda Blastocystis sp. varlığı olmuştur. Bu çalışmada intestinal parazitler hasta grubunun %26'sında, kontrol grubunun %13,3'ünde saptandı. Blastocystis sp. pozitifliği (her sahada 5 ve daha fazla sayıda Blastocystis sp.) hasta grubuna ait örneklerin 22 (%14.7)'sinde, kontrol grubundaki kişlerin 3(%4)'ünde belirlendi. Parazitin en yüksek prevalans oranı KBY'li hastalarda (%20) tespit edildi. CA'lı hastalar arasında en yüksek Blastocystis sp. pozitifliği karaciğer CA'lılarda (%25) saptandı. Blastocystis sp. pozitif hastalarda en yaygın olarak görülen form vakuoler formdu. İmmunitesi bozulmuş hasta grubu (150 hasta) ile kontrol grubu (75 kişi) arasında Blastocystis sp. pozitifliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark belirlendi (p= 0.004). Ayrıca parazitin pozitifliği ile DM (p= 0.040) ve KBY (p= 0.015) arasında da önemli farklar saptandı. Hasta grubunda bu parazitin sıklığı bakımından yaş grupları ve cinsiyetler arasında istatistik olarak anlamlı fark yoktu. Hasta grubunda pozitif ve negatif bulunan hastaların şikayetleri karşılaştırıldığında, iki grup arasında sadece karın ağrısı bakımından istatistik olarak anlamlı fark bulundu (p= 0.017). Çalışmamızın bulguları dikkate alındığında, başta DM ve KBY'li hastalar olmak üzere immunitesi bozulmuş hastalarda blastocystosisin dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldı.Master Thesis Intestinal Parasite Frequency in Patients Admitted To Health Sciences University Diyarbakir Gazi Yaşargil Training and Research Hospital(2023) Börkün, Nuriban Özdemir; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran hastalarda intestinal parazit sıklığını belirlemektir. Çalışma 24.01.2022-26.04.2023 tarihleri arasında bu hastaneye farklı semptomlarla başvurup dışkı istemiyle Mikrobiyoloji Laboratuvarına yönlendirilen ve 1-90 yaş aralığında olan 150 çocuk (65'i kız, 85'i erkek), 150 erişkin (80'i kadın 70' i erkek) olmak üzere toplam 300 hastayla yürütüldü. Toplanan örnekler nativ-Lugol ve modifiye asit-fast boyama metotlarıyla değerlendirildi. Çalışmada, 145 kız/kadının 34 (%23,4)'ünde, 155 erkeğin 44 (%28,4)'ünde olmak üzere, toplam 300 hastanın 78 (%26)'inde bir ya da birden fazla intestinal parazit türüne rastlandı. En sık saptanan parazit Blastocystis hominis (%11,3) oldu. Ayrıca Giardia intestinalis (%5,7), Entamoeba histolytica/ Entamoeba dispar (%3), Cryptosporidium spp. (%3), Entamoeba coli (%2,7), Endolimax nana (%2), Chilomastix mesnili (%1,3), Taenia spp. (%0,3) ve Cyclospora cayetanensis (%0,3) belirlendi. Parazit görülme sıklığında yaş grupları dikkate alındığında çocuklarda %32, erişkinlerde %20 oranında intestinal parazit saptandı. Parazit pozitifliği bakımından yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0,017). Yapılan istatistiksel değerlendirmede, parazit pozitifliği ile halsizlik (p=0,016), ishal (p=0,001), karın ağrısı (p=0,004), bulantı (p=0,001), gelişme geriliği (p=0,002) ve kilo kaybı (p=0,001) arasında ayrı ayrı anlamlı ilişki saptandı. Sonuç olarak, bu çalışmada intestinal parazit sıklığının %26 gibi yüksek bir oranda bulunması, Diyarbakır ilinde intestinal parazitozların hala bir halk sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir.Doctoral Thesis Investigation of Enterocytozoon Bieneusi and Encephalitozoon Intestinalis in Patients With Immunocompromised Diarrhea by İfa and Real Time Pcr Methods(2022) Aydemir, Selahattin; Cengiz, Zeynep Taş; Halidi, Ahmed GalipBu çalışmada IFA ve Real-Time PCR yöntemi kullanılarak immün sistemi bozulmuş ishalli hastalarda Enterocytozoon bieneusi ve Encephalitozoon intestinalis sıklığının araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışma, 01.12.2019-01.12.2021 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarı, Muş Bulanık ve Bitlis Devlet Hastanesinde yürütüldü. Çalışmaya Muş Bulanık ve Bitlis Devlet Hastanesinin farklı kliniklerine başvurup Mikrobiyoloji ya da Parazitoloji Laboratuvarına yönlendirilen 18-85 yaş aralığında 88 immün sistemi baskılanmış ishalli (hasta grubu) hasta; 38 immün sistemi sağlam ishalli (kontrol grubu (KG) 1) hasta, 38 immün sistemi baskılanmış ishalli olmayan (KG 2) hasta ve 36 immün sistemi sağlam ishalli olmayan (KG 3) birey olmak üzere toplam 200 kişi dahil edildi. Toplanan dışkı örnekleri E.intestinalis ve E.bieneusi sıklığını belirlemek için IFA-MAbs ve Real Time PCR yöntemleriyle değerlendirildi. İncelenen 200 dışkı örneğinin 90'ı (%45) intestinal microsporidan parazitleri yönünden pozitif bulundu. Pozitif bulunan 90 örneğin 39'unda (%43,33) E. intestinalis, 29'unda (%32,22) E. bieneusi, birinde (%1,11) diğer microsporida türleri, 16'sında (%17,78) E. intestinalis ve E. bieneusi birlikte, dördünde (%4,44) E. intestinalis ve diğer mikrosporidia türleri birlikte, birinde (%1,11) ise E. bieneusi ve diğer mikrosporidia türleri birlikte saptandı. E. intestinalis pozitifliği ile cinsiyet, yaş, ishal durumu ve immün sistem durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmazken E. bieneusi pozitifliği ile sadece ishal durumu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlendi. Real Time PCR yöntemi altın standart olarak kabul edildiğinde, IFA-MAbs yönteminin E. intestinalis tanısındaki sensitivitesi %94,54, spesifitesi 97,24, E. bieneusi tanısındaki sensitivitesi %95,45, spesifitesi %98,72 olarak bulundu. Ayrıca IFA-MAbs yönteminin genel doğruluk oranı E. intestinalis tanısı için %96,5 ve E. bieneusi tanısı için %98 olarak bulundu. Sonuç olarak, çalışmamızdan elde ettiğimiz bulgular E. intestinalis ve E. bieneusi'nin ishalli olan hem immünsüprese hem de sağlıklı bireylerde akla getirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ayrıca E. intestinalis ve E. bieneusi tanısı için Real Time PCR yöntemi yanı sıra IFA-MAbs yönteminin de kullanılabileceği anlaşılmıştır.Master Thesis Investigation of Giardia Intestinalis Positivity in Diarrheic Patients in Van Province by Native-Lugol and Nested Pcr Methods(2021) Ayan, Özge Oktay; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmada, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi'ne başvuran ishalli hastalarda nativ-Lugol ve Nested PCR yöntemi ile Giardia intestinalis sıklığının araştırılması ve bu iki yöntemin tanısal değerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışma, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Parazitoloji Laboratuarı ve Tıp Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Araştırma Laboratuarı'nda 15.12.2020- 15.03.2021 tarihleri arasında yürütülmüştür. Çalışmada, 18-90 yaş aralığında 58'i kadın, 42'si erkek olmak üzere toplam 100 ishalli hastadan alınan dışkı örneğinin artanı kullanılmıştır. Dışkı örneklerinde G. intestinalis pozitifliğini belirlemek için nativ-Lugol ve Nested PCR yöntemleri kullanılmıştır. Nativ-Lugol yöntemi ile ishalli kadın hastaların %10,3'ünde, erkek hastaların %9,5'inde, tüm hastaların %10'unda; Nested PCR yöntemi ile kadın hastaların %12,1'inde, erkek hastaların %14,3'ünde, tüm hastaların %13'ünde G. intestinalis pozitifliği saptanmıştır. Çalışmamızda nativ bakıda pozitif bulunan 10 örnek Nested PCR ile de pozitif bulunmuştur. Nested PCR 'altın standart' yöntem olarak dikkate alındığında, karşılaştırma yöntemi olarak kullandığımız nativ-Lugol yönteminin sensitivitesi %76,9, spesifitesi %100 olarak bulunmuştur. Parazitin pozitifliği bakımından Nested PCR yöntemi ile nativ-Lugol yöntemi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Hastalarda ishal şikayetinin yanı sıra sıklık sırasına göre halsizlik, kilo kaybı, bulantı ve karın ağrısı şikayetleri de saptanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede G. intestinalis pozitifliği ile tüm şikayetler arasında farklı düzeylerde anlamlı fark bulunmuştur. Sonuç olarak, ishal şikayeti ile hastaneye başvuran hastalara yaklaşımda, ishal sebebi olarak G. intestinalis'in de akla getirilmesi ve rutin tanıda sadece nativ-Lugol yöntemi ile sınırlı kalmayıp güvenilirliği yüksek, kısa zamanda sonuç veren ve düşük maliyetli olan ikinci bir yöntemle tanıyı doğrulamanın uygun olacağı kanaatine varılmıştır.Master Thesis Investigation of Pediculus Humanus Capitis in Students of Osmangazi Primary School in Erciş District of Van(2008) Dursun, Nahit; Cengiz, Zeynep TaşBu araştırma, 2007 Yılı Mayıs-Haziran aylarında Van'ın Erciş ilçesi Osmangazi İlköğretim Okulunda yürütüldü. Çalışma, Pediculus humanus capitis'in prevalansının saptanması amacıyla Okulun altıncı, yedinci ve sekizinci sınıflarda öğrenim gören ve yaşları 12?15 arasında değişen öğrenciler üzerinde yürütüldü. Çalışmada 196'sı kız, 426'sı erkek olmak üzere toplam 622 öğrencinin özellikle ense ve başın arkası olmak üzere saçları bitin erişkin, nimf ve yumurtaları yönünden incelendi. Her bir öğrenciye bazı soruları içeren anket formu dağıtıldı ve formlar bir gün sonra toplandı. Muayene edilen öğrencilerden alınan örnekler, içerisine %5 gliserin eklenmiş %70'lik etil alkol içeren küçük şişelere alınarak incelenmek üzere Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Parazitoloji Laboratuarına getirildi. Muayene edilen 196 kız öğrencinin 45'inde (%23), 426 erkek öğrencinin 14'ünde (%3.3) olmak üzere, 622 öğrencinin toplam 59'unda (%9.49) etkenin yumurtalarına rastlandı. Bu araştırmada, Van yöresinde P. humanus capitis prevalansı çok da düşük olmayan bir oranda saptandı. Öğrencilerde saptanan bit infestasyonu ile anket formları birlikte değerlendirildi. Bulguların değerlendirilmesi sonucu, baş biti sıklığı ile cinsiyet, annelerin eğitim düzeyleri, banyo yapma sıklığı ve babanın mesleği ile ilişkili olduğu gözlendi.Doctoral Thesis Investigation of the Frequency of Blastocystis Spp. in Patients With Diarrhea in the Van Region and Determination of Its Subtypes(2024) Gümüş, Meryem; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmada ishalli hastalarda Blastocystis spp. sıklığının araştırılması ve sekans analizi ile alt tiplerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurup dışkı istemi yapılan 0-80 yaş aralığında 100 ishalli (hasta grubu) ve 100 sağlıklı birey (kontrol grubu) olmak üzere toplam 200 gönüllü dahil edildi. Örnekler mikroskopi (nativ-Lugol) ve PCR ile değerlendirildi. Hasta grubunun %20'sinde (20/100), kontrol grubunun %16'sında (16/100) Blastocystis spp. saptandı (p= 0,461). Blastocystis spp. hasta grubunda kadınlarda (11/51, %21,6), kontrol grubunda ise erkeklerde (11/53, %20,7) daha yüksek oranda saptandı. Hem hasta grubunda hem de kontrol grubunda 11-18 yaş aralığındaki bireylerde sırasıyla %40 ve %21,4 oranında olmak üzere en yüksek oranda pozitifliğe rastlandı. Hasta grubu ve kontrol grubu karşılaştırılmasında, parazitin pozitifliği ile yaş grupları ve cinsiyetler arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulundu. Çalışmada toplam hasta sayısı (200 birey) dikkate alınarak 0-18 yaş (%23) grubu ile 19 ve üstü yaş grubu (%10,3) karşılaştırıldığında Blastocystis spp. pozitifliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0,013). Hasta grubunda Blastocystis spp. pozitifliği ile cinsiyet ve yaş grupları arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Karın ağrısı, ateş, bulantı ve kusma şikayetleri ile blastocystosis arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı. Çalışmada ishalli hastalara ait 14 örnekten 10'unda (%71,4) ST1, 4'ünde (%28,6) ise ST2 belirlendi. Sonuç olarak patojenitesi ve patojenite-alt tip ilişkisi hala tartışmalı olan Blastocystis spp.'nin çalışmamızda pozitifliği ile herhangi bir gastrointestinal semptom arasında ilişkisi olduğuna dair istatistiksel olarak bir anlamlılık belirlenmedi. Yapılan araştırmalarda genellikle semptomlarla ilişkili bulunan alt tipler arasında yer alan ST1 çalışmamızda ishalli hastalarda baskın alt tip oldu. Bulgularımız dikkate alındığında ST1'in ishalli hastalarda baskın alt tip olması, alt tip-patojenite ilişkisini desteklese de bu durumun netlik kazanması için çok sayıda semptomatik ve asemptomatik bireyin değerlendirildiği çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu sonucuna varıldı.Master Thesis Investigation of Vitamin A, D and E Levels in the Children With Giardiosis(2010) Yüce, Emel; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışma giardiosis'li çocuklarda A, D ve E vitamin düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Çalışma, Temmuz 2008 ? Haziran 2009 tarihleri arasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları polikliniğine başvuran 2?16 yaşları arasında 43'ü erkek, 31'i kız olan 74 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Dışkı örnekleri Hastanenin Parazitoloji Laboratuarında incelendi. Deneme grubuG.intestinalis yönünden pozitif bulunan toplam 49 kişiden (26 erkek, 23 kız) oluşturuldu. Kontrol grubuna ise herhangi bir paraziter etken belirlenmeyen 25 kişi (17 erkek, 8 kız) dahil edildi. Deneme grubundaki 49 hastanın 20'sinde (%40.8) vitamin A, beşinde (%10.2) vitamin D eksikliği tespit edildi. Kontrol grubunun altısında (%24) vitamin A, sekizinde (%32) vitamin D eksikliği belirlendi.G.intestinalis pozitifliği ile vitamin A eksikliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p<0.05). Cinsiyet ile A, D ve E vitaminlerinin eksikliği arasında anlamlı bir fark tespit edilmedi (p>0.05). Aynı şekilde yaş ile vitamin düzeyleri arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Çalışmamızda, hekimlerin giardiosis'li bir hastanın tedavisinde anti-giardial ilaçların yanında vitamin A takviyesi de yapmaları gerektiği sonucuna varılmıştır.Article A Nasopharyngeal Human Infestation Caused by Linguatula Serrata Nmphs in Van Province: A Case Report(2011) Yılmaz, Hasan; Dülger, Ahmet Cumhur; Cengiz, Zeynep Taş; Çiçek, MutalipBu olgunun sunum nedeni insanlarda nadiren görülen Linguatula serrata’nın Van yöresinde bir hastada belirlenmesidir. Türkiye’nin doğusunda olan Van’ın, Erciş ilçesinde yaşayan vakamız 26 yaşındaydı. Hasta, öksürme ile yaklaşık 4 cm uzunluğunda ağızdan çıkan birkaç kurtçuk ve ayrıca boğaz ağrısı, ses kaybı ve kusma gibi şikayetlerle Erciş Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Polikliniğine başvurmuştur. Poliklinik doktoru kurtçuğun parazit olduğundan şüphelenmesine rağmen teşhis koyamamış ve hastayı Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk etmiştir. Parazit bu hastanenin Parazitoloji Laboratuarında incelendi ve ağız etrafında dört çengel ve küçük çengellere sahip yaklaşık 90 vücut segmenti olan bu parazitin, L. serrata’nın nimfi olduğu anlaşıldı. Hastaya ilaç tedavisi uygulanmadı ve sadece tuzlu su ile gargara önerildi. Sonuç olarak farengeal ağrının eşlik ettiği faranjitis, öksürük, hapşırma ve kusma gibi şikayetler ile sağlık kuruluşlarına başvuran hastalarda, doktorların L. serrata infestasyonunu da dikkate almaları gerektiği kanaatindeyiz.Article Olgu Sunumu: Ağır Anemi Tablosu Olan Bir Hastada Çengelli Solucan İnfeksiyonu(2009) Yılmaz, Hasan; Dülger, Ahmet Cumhur; Çiçek, Mutalip; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmada, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalına ağır anemi nedeni ile yatırılarak bir hafta süre ile izlenen bir hastanın durumu incelendi. Hastanın özgeçmişinde bir aydan beri halsizlik, solgunluk, baş dönmesi ve dört ayda yaklaşık 12 kg kilo kaybı vardı. Yapılan laboratuar tetkikleri sonucunda hastada derin demir eksikliği anemisi saptandı. Hastanın ağır anemi tablosunu açıklayacak hematolojik bir neden saptanamaması üzerine, hastanın dışkı incelemesi istendi. Parazitoloji Laboratuarında yapılan dışkı incelemesinde çok sayıda çengelli solucan yumurtasına rastlandı. Antiparaziter ve anemi tedavisi sonucunda hastanın kliniği düzeldi. Sonuç olarak, sağlık kuruluşlarında demir eksikliği anemisi teşhisi konulan hastalarda ender rastlanan bağırsak parazitleri de akla gelmelidir.Master Thesis Prevalence of Intestinal Parasites in Pediatric Patients Admitted To Van Regional Training and Research Hospital(2019) Türkan, Leyla Aktop; Cengiz, Zeynep TaşBu çalışmanın amacı, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran çocuk hastalarda bağırsak parazitlerinin sıklığını belirlemek, bu parazitlerin sıklığını etkileyen bazı faktörleri değerlendirmek ve çocuklarda intestinal parazitozların önemini bir kez daha ortaya koymaktır. Bu çalışma, Kasım 2012-Mart 2013 tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran 0-17 yaşları arasında 135'i kız, 165'i erkek olmak üzere toplam 300 hasta üzerinde yürütüldü. Ayrıca, hasta ve/veya hasta yakınlarının ailenin aylık gelir düzeyi, ebeveynlerin öğrenim durumu, ebeveynlerin mesleği, çocukların oynadıkları oyun alanı, ailenin oturduğu mesken türü, kardeş sayısı, tuvalet temizliğinin ne ile yapıldığı, kanalizasyon şebekesinin olup olmaması, evde kullanılan suyun kaynağı, meskenin yakınında ahır olup olmaması gibi soruları içeren anket formlarını doldurmaları sağlandı. Dışkı örneklere önce nativ-Lugol yöntemi ile incelendi. Daha sonra bu örneklere modifiye asit-fast boyama yöntemi uygulanarak Cryptosporidium spp. ve Cyclospora cayetanensis gibi etkenler yönünden değerlendirildi. Bu çalışmada, dışkı örnekleri incelenen toplam 300 çocuk hastanın 87'sinde (%29) bir veya birden fazla parazit türü saptanmıştır. Çalışmaya dahil edilen kız hastaların 48'inde (%35,6), erkek hastaların 39'unda (%23,6) intestinal parazit pozitifliği saptanmıştır. Çalışmada Giardia intestinalis %9,7, Blastocystis hominis %8, Crypytosporidium spp. %2,3, C. cayetanensis %0,7 ve Hymenolepis nana %0,7 oranında saptanmıştır. Sonuç olarak çalışmamızda %29 gibi yüksek bir oranda intestinal parazitlerle enfekte olan çocuk hastalarda G. intestinalis ve H. nana gibi parazitlerin yanı sıra Crypytosporidium ve C. cayetanensis de saptanmıştır. Bu sonuçlar hastanelere başvuran çocuk hastaların rutin parazitolojik bakılarında sadece nativ yöntemin değil aynı zamanda modifiye asit-fast gibi boyama yöntemlerinin de kullanılma gerekliliğini ortaya koymuştur. Ayrıca çalışmamızda saptadığımız yüksek intestinal parazit oranı bu etkenlerin çocuk yaş grubundaki önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Anahtar sözcükler: Ġntestinal parazitler, çocuk hastalar, prevalansArticle Siirt'te Bir Kadın Hastada Psychoda Albipennis (Diptera: Psychodidae) Kaynaklı Ürogenital Miyaz(2015) Yılmaz, Hasan; Cengiz, Zeynep Taş; Baran, Ali Irfan; Beyhan, Yunus Emre; Ekici, Abdurrahman; Yakan, ÜmitDiptera dizisindeki sinek larvalarının genital ve üriner kanala yerleşmesi ile oluşan ürogenital miyaz olguları fakültatif tarzda olup, insanlarda nadiren karşılaşılmaktadır. Bu olguda, 20 yaşındaki bir kadında Psychoda albipennis'in neden olduğu ürogenital miyaz olgusu sunulmuştur. Hasta, bulantı, kusma, idrar yapma esnasında yanma şikayetleri ve idrarı içinde hareketli kurtçuklar gördüğü iddiası ile hastanemize başvurmuştur. Hastanın idrarından toplanan 5 adet larva mikroskobik olarak incelenmiş ve P. albipennis in 4. dönem larvası oldukları tespit edilmiştir. Antibiyotik ve idrar yolu antiseptiği uygulamaları sonrasında hastanın şikayetlerinin kaybolduğu görülmüştür. Ürogenital şikayeti olan hastalarda miyaz etkenlerin dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştırMaster Thesis The Distribution of Head Louse in the Students of Primary Schools in Iğdır(2010) Akkaş, Önder; Cengiz, Zeynep TaşBu araştırma, Pediculus capitis'in prevalansının saptanması amacıyla Iğdır'da 2010 Yılı Nisan ve Mayıs aylarında dört ilköğretim okulunda yürütüldü. Çalışma, yaşları 6?15 arasında değişen 1116'sı kız, 1106'sı erkek olmak üzere toplam 2222 öğrenci üzerinde yürütüldü. Öğrencilerin özellikle ense ve başlarının arkası olmak üzere, saçları bitin erişkin, nimf ve yumurtaları yönünden incelendi. Muayene edilen öğrencilerden alınan örnekler, içerisinde %70'lik etil alkol bulunan küçük şişelere alınarak, incelenmek üzere Iğdır Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuarına getirildi. Her bir öğrenciye bazı soruları içeren anket formu dağıtıldı ve bir gün sonra toplandı. Muayene edilen kız öğrencilerin 256'sında (%22.9), erkek öğrencilerin 35'inde (%3.2) olmak üzere, öğrencilerin toplam 291'inde (%13.1) parazitin yumurta, nymph ya da erişkin formlarına rastlandı. Daha sonra öğrencilerde saptanan bit infestasyonu ile anket formları birlikte değerlendirildi. Bulguların değerlendirilme sonucu, baş biti ile cinsiyet, gelir düzeyi, öğrenci annelerinin öğrenim düzeyi, haftalık banyo sayısı, evdeki birey sayısı, evin oda sayısı ve saç uzunluğu arasında istatistiksel olarak ayrı ayrı anlamlı ilişkiler saptandı (p<0.001). Ancak pediculosis capitis ile saç yıkamada kullanılan temizlik maddesi arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Hastalığın kontrol altına alınabilmesi için öğrencilerin düzenli olarak baş biti kontrollerinin yapılması ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği kanaatine varıldı.Master Thesis The Prevalence of Intestinal Parasites and the Factors Affecting the Frequency in the Patients Admitted To Parasitology Laboratory of Dursun Odabaş Medical Center, Yuzuncu Yil University(2014) Ceylan, Abdulkadir; Cengiz, Zeynep Taş. Bu çalışmanın amacı Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Parazitoloji Laboratuarına başvuran hastalarda bağırsak parazitlerinin sıklığını belirlemek ve bu sıklığı etkileyen bazı faktörleri değerlendirmektir. Çalışma, 2012 Haziran–2012 Aralık tarihleri arasında, 443'ü kadın, 557'si erkek olmak üzere toplam 1000 hasta üzerinde yürütülmüştür. Dışkı örnekleri nativ-Lugol, flatasyon (doymuş tuzlu su solüsyonunda), sedimantasyon (formol-eter solüsyonunda) ve trikrom boyama (şüpheli örnekler için) yöntemi ile incelenmiştir. Ayrıca hastalara sosyo-ekonomik durum, yaşam şartları ve kronik bir hastalıkları olup olmadığı ile ilgili soruları içeren bir anket uygulanmıştır. Kadınların %26,4'ünde, erkeklerin %19,2'sinde olmak üzere bütün hastaların %22,4'ünde bir veya daha fazla parazit türüne rastlanmıştır. Çalışmada, Giardia intestinalis (%8), bol Blastocystis hominis (%5,6), Entamoeba coli (%4,5), Iodamoeba butschlii (%1,3), Chilomastix mesnili (%1), Hymenolepis nana (%0,9), Endolimax nana (%0,5), Ascaris lumbricoides (%0,2), Enterobius vermicularis (%0,2; dışkıda), Trichuris trichiura (%0,1) and Taenia spp. (%0,1; dışkıda) türleri saptanmıştır. Parazite rastlama sıklığı ile gelir düzeyi (üç karşılaştırma grubunun ikisinde), eğitim durumu (10 karşılaştırma grubunun birinde), yerleşim yeri (üç karşılaştırma grubunun birinde), kanalizasyon şebekesinin olup-olmaması ve hayvancılık yapılıp-yapılmaması arasında istatistiksel olarak farklı düzeylerde anlamlı ilişkiler belirlenmiştir. Sonuç olarak Van Yöresinde, kanalizasyon ve içme suyu alt yapı eksikliklerinin tamamlanması ve halkın bilgilendirilmesi ile bu parazitlerin yayılışında önemli ölçüde düşüşler sağlanabileceği kanaatine varılmıştır.Article Van Belediye Mezbahasında Kesilen Koyunlarda Akciğer Kılkurtlarının Yayılışı(2000) Akdemir, Cihangir; Cengiz, Zeynep Taş; Bıçek, Kamıle; Değer, Mustafa SerdarBu çalışma Van Belediye Mezbahasında kesilen koyunlarda akciğer kılkurtlarmın yayılışını ve türlerin ide ntifikasy onunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla mezbahada kesilen 120 koyunun akciğerleri ile kesini öncesi 240 koyundan dışkı örneği alınarak incelenmiştir.Dışkı bakılarına göre enfeksiyonun koyıınlardaki vayılışı %85.21, akciğer bakılarına göre ise %55.33 oranında olduğu görülmüştür. Baennan-Wetzel yöntemi ile yapılan dışkı muayenesinde koyunlarda Cystocaulus ocrealus'a %17.4, Dictiyocaulus filaria' ya %11.2, Muellerius capillaris' e %3.5, Protostrongylus spp. 'ye % 1.0. Dictiyocaulus filaria + Cystocaulus ocreatus' a % 11.7, Cystocaulus ocreatus + Muellerius capillaris' e %15.8, Muellerius capillaris + Protostrongylus spp. ' ye %5.6, Dictiyocaulus filaria + Protostrogylus spp. ' ye %11.2, Dictiyocaulus filaria + Cystocaulus ocreatus + Muellerius capillaris' e %18.4, Dictiyocaulus filaria + Protostrongylus spp + Muellerius capillaris 'e %3.5 oranlarında rastlanılmıştır. Akciğerlerin muayenesinde ise Cystocaulus ocreatus' a %25.0, Dictiyocaulus filaria' ya %17.1, Muellerius capillaris' e %4.6, Protostrongylus spp. ' ye %1.5, Dictiyocaulus filaria + Cystocaulus ocreatus'a %15.6, Cystocaulus ocreatus + Muellerius capillaris' e %10.9, Muellerius capillaris + Protostrongylus spp' ye %1.5, Dictiyocaulus filaria + Protostrogylus spp' ye %4.6, Dictiyocaulus filaria + Cystocaulus ocreatus + Muellerus capillaris' e %12.5, Dictiyocaulus filaria + Protostrongylus spp. + Muellerius capillaris 'e %6.2 oranında rastlanılmıştır.