Browsing by Author "Dündar, Faruk"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
speacialist-thesis.listelement.badge Pylora of Anastomotic Leaks After Sleeve Gastrectomypost-Botilinum Injection Treatment: a Rat Study(2024) Dündar, Faruk; Yılmaz, ÖzkanObezite mortalite ve morbiteyi artıran, gittikçe artan, sağlık maliyetlerini yükselten küresel sigara ve savaşlardan sonra ülke ekonomisi üzerinede olumsuz etkileri olan bir sorun haline gelmiştir. 10. Yüzyılda bir sağlık sorunu olarak görülmeye başlansa da ancak 19.yy. da hastalık olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Tüm dünyada hekimler obezite ve metabolik hastalıkları engellemeye ve tedavi etmeye yönelik metodlar geliştirselerde bu küresel salgın hızla büyümektedir. 1952 yılında başlayan açık cerrahi uygulamalar zamanla gelişmiş yerini Minimal Invazif tekniklere bırakmış ve gelişmeye devam etmektedir. Dünya sağlık örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2022 yılında erişkinlerin %16'ü obez ve %43'u aşırı kiloludur. Görülme sıklığı hem yetişkinlerde hemde çocuk ve ergenlerde giderek artmaktadır.(1) Obezite, koroner kalp hastalığı serebrovasküler hastalık, ateroskleroz ve bazı kanserler (kolorektal, meme vd), hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, safra kesesi hastalığı, serebrovasküler hastalık, gastroözefagial reflü hastalığı, depresyon, polikistik over hastalığı, uyku apne sendromu, infertilite ve osteoporoz gibi birçok hastalığa neden olmaktadır. Sonuçta, obezite yaşam süresini kısaltan, hastalıklara ait mortalite ve morbiditeyi arttıran önemli patolojilerden birisidir.(2) Önlenebilir mortalitenin, sigaradan sonra ikinci nedeni obezitedir.(3) Amaç: Tüm dünyada halk sağlığı olarak kabul edilen ve sürekli olarak artmaya devam eden bir halk sağlığı sorunu olması nedeniyle obezite ile mücadele teknikleri sürekli olarak güncelliğini korumaktadır. Obeziteyle mücadelede tedavi algoritmaları oluşturulmuştur. Tedavisinin multidisipliner olması, fiziksel aktivitenin ve psikolojik desteğin artırılması, diyet düzenlenmesi ve medikal tedavi öncelikli olarak önerilse de, bu yöntemlerin çoğunlukla yetersiz kalması cerrahi tedavinin kılavuzlarda ilk sıradaki ve en etkili yöntem olarak kabul edilmesine neden olmuştur. Bu büyüyen problemin çözümünde en kalıcı tedaviyi sağlayan bariatrik cerrahi yöntemler daha sık yapılmaya başlanmış ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda daha da sık yapılacaktır. Cerrahide ki bu artış doğal olarak cerrahi komplikasyonlarda da artışa neden olacaktır. Bu proje işte bu komplikasyonların en ölümcül komplikasyonu olan anastomoz kaçaklarının tedavisi üzerine odaklanmıştır. x Materyal ve metod: Çalışma için her biri 10 erkek winstar albino rattan oluşan toplam 30 rat kullanıldı Ratlar rastgele 3 gruba (n=10) ayrıldı. Grup 1 (n:10): Kontrol grubu. Bu grupta yer alan ratlara sadece standart cerrahi protokol ile sleeve gastrektomi yapıldı ve kontrol grubu olarak belirlendi. Grup 2 (n:10): Cerrahi grubu. Bu grupta ratlara standart cerrahi protokol ile sleeve gastrektomi yapıldı ve anastomoz hattında kaçak oluşturuldu. Grup 3 (n:10): Cerrahi sonrası botilinum verilecek grup. Bu gruptaki ratlara grup 2 deki işlemlere ek olarak pilora botilinum toksini uygulandı. Standart cerrahi işlem: Ratların mideleri bulunduktan sonra mide hacminin yaklaşık %50'si rezeke edildi. Kaçak için mide proksimal kesimde yaklaşık 1 mm ebatlı standart kaçak yapıldı. Botulinium A toksini uygulanması; Botoks+kaçak grubunda ki deneklerin pilorları bulundu ve her dört kadrana 2 İ/U olmak üzere toplam 8 ünite Botulinium A toksini uyguland Bu üç grup uygulamalar tamamlandıktan sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Deneysel Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde 14 gün takip edildi. Ratların ölüm günleri kaydedildi ve postop 14. Gün tam iyleşme olarak kabul edildi. 14 günden erken ölen ratlar açılarak batın içi yapışıklıklar açısından değerlendirildi. Postop 14. gün Ratlar sacrifiye edilmeden önce gavaj yöntemi ile mide metilen mavisi ile şişirildi ardından tüm ratlar yüksek doz anestezik ajan verilerek sacrifiye edildi. Erken ölen ratlara yapıldığı gibi sacrifiye edilen ratlarda açılarak metilen mavisi kaçağı olup olmadığı ve batın içi yapışıklıklar açısından değerlendirildi. 14 günü tamamlayan hiçbir denekte metilen mavisi ekstravazasonu görülmedi Bulgular: 'Tanı gruplarının', sağkalım süresi üzerine istatistik olarak anlamlı bir etkisi gözlenmemiştir (p>0,05). Buna göre; 'Sleeve yapılan' grupta deneklerin ortalama sağkalım süresi (11,5 gün), 'Kaçak gruptaki' deneklerin (5,1 gün), 'Botok- Kaçak' grubunda (8.1 gün) olarak belirlenmiştir. Ancak bu fark anlamlı kabul edilmemiştir. Genel Sağkalıma bakıldığında ise ortalama sağkalım süresi 8,2 gün olduğu görülmüştür. Sonuç: Botoks kaçak tedavisinde olumlu etkilerinin olmasına rağmen tek başına tedavi xi yöntemi olarak kullanılması için yeterli etkide olmadığını saptadık. Botoks; primer onarımlar, endoskopik tedavi yöntemleri veya sadece pigtail ile takibi planlanan minimal sızıntılarda kombine tedavi yöntemi olarak kullanılmasının tedavinin başarı oranını artıracaktır. Ancak bulgularımız bir rat çalışmasından elde edildiğinden doğrudan doğruya klinik olarak yorumlanmasının doğru olmadığını bu sonuçların klinik çalışmalarla da desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.