Browsing by Author "Dağoğlu, Gürdal"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Other Alabalıklarda (Oncorhynchus Mykiss) Yemlerle Verilen Enrofloksasin' İn Serum ve Dokulardaki Düzeylerinin İncelenmesi(2000) Ozkan, Oktay; Dağoğlu, Gürdal; Keles, OyaFlorokinolon grubu bir antibiyotik olan enrofloksasin 'in, balıklarda sağaltım modeline uygun kullanımı ile ortaya çıkan doku ve sentin konsantrasyonları incelendi. Bu amaçla enrofloksasin yemlerle 10 mg/kg dozda 10 gün süresince veri/di. İlacın verildiği dönem ve bunu izleyen 15 gün süresince kan ve doku örnekleri alındı ve enrofloksasin düzenleri HPLC ile belirlendi. Serum ve dokulardaki enrofloksasin konsantrasyonları ilacın verildiği süre içinde zamana bağlı olarak yükselme eğilimi gösterdi ve uygulama döneminin 6-11. günlerinde en yüksek düzeylere ulaştı. Bunu takiben serumdaki düzeyler dokulara oranla hızlı bir şekilde azaldı ve enrofloksasin rezidüleri serumda 13. gün, karaciğerde 15. ve böbreklerde 16. günde saptanamayan düzevlere düştü. Buna karşın 25. günde, sadece kaslarda 0.2 ±0.01ppm rezidü bulundu. Elde edilen bulgular enrofloksasin rezidü düzenlerinin diğer dokulara oranla böbreklerde daha yüksek, kaslarda ise daha uzun süre kaldığını belirledi.Research Project Deneysel Olarak Ccl4 Verilen Ratlarda Vitamin E + Selenyum ve Nigella Sativa (Çörekotu)' Nun Karaciğer Nekrozunu Engelleyici Etkisi(1990) Şahin, Ali; Alkan, Musa; Dede, Semiha; Oto, Gökhan; Dağoğlu, Gürdal; Yener, ZabitBu çalışmada, ratlarda karbontetraklorür ($CCL_4$) ile deneysel oluşturulan karaciğer nekrozunun engellenmesinde Nigella sativa (çörekotu)'nın etkisi araştırıldı. Çörekotunun antioksidan etkisinin karşılaştırılabilmesi amacıyla, yaygın olarak bilinen antioksidan vitamin E ve selenyum minerali seçildi. Denemede 40 adet rat kullanıldı ve her grupta sekiz rat bulunacak şekilde A,B,C,D,E gruplarına ayrıldı. A grubu kontrol olarak belirlendi ve deneme boyunca diğer gruplara içinde $CCL_4$ verilen aynı miktar parafin likid intraperitoneal (i.p.) uygulandı. B grubuna yalnızca likid parafin içinde $CCL_4$ i.p. verildi. C grubuna, i.p. olarak likid parafin içinde $CCL_4$ ve vitamin E+selenyum kombinasyonu ticari bir preparat i.m. uygulandı. D grubuna i.p. olarak likid parafin içinde $CCL_4$, i.m. olarak vit E+Se preparatı ve standart rat peletine %10 oranında katılmış çörekotu ad libitum verildi. E grubuna ise, i.p. olarak likid parafin içinde $CCL_4$ ve standart rat peletine %10 oranında katılmış çörekotu ad libitum verildi. Tüm gruplardan 4 kez, kontrol grubundakilerden bir de deneme başlangıcında olmak üzere 5 kez kan alındı ve bu örneklerde MDA,GSH-Px,SOD,ALT,AST,GSH, serüloplazmin analizleri yapıldı. Biyokimyasal olarak B grubunda lipid peroksidasyon ürünlerinin ve antioksidan enzimlerin belirgin bir şekilde arttığı görüldü. En az % ağırlık kaybı E grubunda gözlendi. Karaciğer örneklerinde en az nekroz oranı D grubunda saptandı. Histopatolojik muayene sonuçları da biyokimyasal sonuçlarla tutarlı idi. Sonuç olarak vitamin E+selenyum ve çörekotunun karaciğer nekrozunu engelleyebildiği kanısına varılmıştır.Article Foeniculum Vulgare (Rezene) Meyvesi Eterik Yağ Ekstresinin Analjezik Etkisinin Araştırılması(2004) Özbek, Hanefi; Dağoğlu, Gürdal; Tekin, Murat; Katı, İsmailRezene bitkisi eterik yag ekstresinin analjezik etkisinin arastırıldıgı bu çalısmada 50 adet fare kullanıldı. Fareler bes gruba ayrıldı: I. gruba (kontrol) periton içi yolla (i.p.) 0.2 ml serum fizyolojik (SF), II. gruba (referans) oral yolla (p.o.) 100 mg/kg aspirin, III. gruba (referans) derialtı yolla (s.c.) 10 mg/kg morfin HCl, IV. gruba i.p. yolla 0.25 ml/kg rezene eterik yagı (REY) ve V. gruba i.p. 0.50 ml/kg REY uygulandı. Uygulama öncesinde ve uygulamadan sonraki 30., 90. ve 150. dakikalarda çalısma grupları tail-flick cihazı ile test edildi. Veriler varyans analiziyle degerlendirildi. Aspirin grubunun çalısmanın 150. dakikasında SF grubuna göre anlamlı seviyede analjezik etki gösterdigi, morfin HCl grubunun ise çalısmanın 30. ve 90. dakikalarında diger tüm çalısma gruplarına göre anlamlı derecede analjezik etki gösterdigi, fakat çalısmanın tüm evrelerinde REY’nın her iki dozunun da analjezik etkisinin bulunmadıgı saptanmıstır.Research Project Article Karbontetraklorid ($cci_4$) ile Deneysel Olarak Karaciğer Nekrozu Oluşturulan Ratlarda Vitamin E+selenyum ve Nigella Sativa (Çörekotu)(2003) Oto, Gökhan; Dağoğlu, Gürdal; Dede, Semiha; Şahin, Ali; Yener, Zabit; Alkan, MusaBu çalışmada, ratlarda karbontetraklorid (CC14) ile deneysel oluşturulan karaciğer nekrozunun engellenmesinde Nigella sativa (çörekotu)'nın etkisi araştırıldı. Çörekotunun antioksidan etkisinin karşılaştırılabilmesi amacıyla, yaygın olarak antioksidan amaçla kullanılan vitamin E ve selenyum elementi seçildi. Denemede 40 adet rat kullanıldı ve her grupta sekiz rat bulunacak şekilde A, B, C, D ve E gruplarına ayrıldı. A grubu kontrol olarak belirlendi ve deneme boyunca intraperitoneal (i.p.) parafın likid, B grubuna i.p. olarak likid parafın içinde CC14, C grubuna i.p. olarak likid parafin içinde CC14 ve i.m. olarak vitamin E + selenyum kombinasyonunun ticari bir preparatı uygulandı. D grubuna i.p. olarak likid parafin içinde CCI4, i.m. olarak vit E + Se preparatı ve standart rat peletine % 10 oranında katılmış çörekotu, E grubuna ise, i.p. olarak likid parafin içinde CCI4 ve standart rat peletine % 10 oranında katılmış çörekotu ad libitum verildi. Tüm gruplardan 4 kez, kontrol grubundakilerden bir de deneme başlangıcında olmak üzere 5 kez kalpten kan alındı ve bu örneklerde Malondialdehid (MDA), Glutasyon peroksidaz (GSH-Px), Süperoksid dismutaz (SOD), Alanin transaminaz (ALT), Aspartat aminotransferaz (AST), Glutasyon (GSH) ve serüloplazmin analizleri yapıldı. B grubunda lipid peroksidasyon ürünlerinin ve antioksidan enzimlerin belirgin bir şekilde arttığı görüldü. En az % ağırlık kaybı E grubunda gözlendi. Karaciğer örneklerinde en az nekroz oranı D grubunda saptandı. Histopatolojik muayene sonuçları da biyokimyasal sonuçlarla tutarlı idi. Sonuç olarak vitamin E + selenyum ve çörekotunun karaciğer nekrozunu engelleyebildiği kanısına varılmıştır.Article Taze ve Salumara Olarak Tüketime Sunulan İnci Kefali (Chalcalburnus Tarichi, Pallas 1881) Örneklerinde Nitrat ve Nitrit Düzeyleri(1998) Türel, İdris; Sağun, Emrullah; Aksoy, Abdurrahman; Dağoğlu, GürdalBu çalışma, Van Gölünde yakalanan ve Van Gölü havzasında taze ve salamura yapılarak tüketime sunulan İnci kefali (Chalcalburnus tarichi, Pallas 1811) örneklerinde nitrat ve nitrit düzeylerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla 24 adet taze ve 60 adet salamura balık örneği spektrofotometrik yöntemle analiz edilmiştir. İncelenen taze ve salamura balık örneklerinde nitrat tespit edilmiş, fakat nitrit saptanamamıştır. Taze ve salamura balık örneklerinde nitrat düzeyleri sırasıyla 8.29-12.43 ppm (ortalama 10.48 ppm) ve 0.6-13.54 ppm (ortalama 3.91 ppm) arasında tespit edilmiştir. Taze ve salamura balıklardaki nitrat miktarlarının sağlık açısından risk oluşturmayacak düzeylerde olduğu, özellikle salamura balıkların nitrozamin yönünden araştırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.Doctoral Thesis The Effcets of Zeranol and Nandrolone (19-Nortestosteron Hekzaphen Ilpropionate), on the Weight Gain, Total Testosterone, FSH, LH, and Some Biochemical Parameters in Akkaraman Male Lambs(1996) Aksoy, Abdurrahman; Dağoğlu, Gürdal55 8. ÖZET Bu çalışmada, anabolizan amaçla kullanılan maddelerden zeranol ve nandrolon ( 19- nortestosteron hekzafenilpropiyonat )'un canlı ağırlık artışı, kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum, klor, üre nitrojeni, total testosteron, FSH ve LH üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Araştırmada kullanılan hayvan materyalini; ortalama 6 aylık ve canlı ağırlık ortalamaları 27.58 ± 3.46 kg olan 35 adet Akkaraman ırkı, karakaş varyetesi erkek kuzu oluşturmuştur. Hayvanların yeme alıştırma, antiparaziter ilaç uygulaması ve gerekli aşılar yapıldıktan sonra canlı ağırlıkları tartılarak, grup ortalamaları birbirine yakın olacak şekilde 10 adet kuzu kontrol grubu, 12 adet nandrolon ve 13 adedi de zeranol grubu olmak üzere 3 gruba ayrılmışlardır. Nandrolon grubu kuzulara ayda bir olmak üzere, iki kez nandrolon 1.1 mg/kg dozunda kas içi uygulanmıştır. Zeranol grubu hayvanlara ise hayvan basma 12 mg zeranol kulak arkasına implante edilerek deneme 12 hafta boyunca sürdürülmüştür. Anabolizan madde uygulamasının canlı ağırlık artışı üzerindeki etkisi önemsiz bulunmuştur ( P>0.05 ). Kalsiyum değerlerinde kontrol ve deneme grupları arasında farklılıklar bulunmuştur. Altıncı haftada kontrol ve nandrolon grubu kalsiyum değerleri arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmazken ( P>0.05 ), zeranol grubu kalsiyum değerleri kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha düşük bulunmuştur ( P<0.05 ). Onuncu haftada ölçülen değerlerde de aynı şekilde zeranol grubu kalsiyum değerleri kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha düşük bulunmuş ve bu fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur ( P<0.05 ). Onikinci haftada ölçülen kalsiyum değerlerinde ise nandrolon ve zeranol grubu, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur ( P<0.05 ). Magnezyum değerlerinde ikinci haftada nandrolon ve zeranol grubunda, kontrol grubuna göre artış saptanmıştır ( PO.05). Dördüncü haftada yapılan ölçümlerde ise deneme gruplarında Mg değerleri, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Altıncı haftada56 yapılan ölçümlerde ise ( 2. nandrolon uygulamasından sonraki ölçüm ) nandrolon grubu kuzularda Mg değerleri, kontrol ve zeranol grubuna göre daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Kontrol ve deneme grubu kuzuların serum sodyum, potasyum, klor, üre nitrojeni değerlerinde, deneme boyunca birbirleriyle karşılaştırıldığında herhangi bir farklılık tespit edilememiştir (P>0.05 ). Nandrolon ve zeranol grubu kuzuların total testosteron değerlerinde istatistik! olarak önemli düzeyde düşüşler tespit edilmiştir ( P<0.05 ). İlk haftada total testosteron düzeyi kontrol grubu kuzularda 6.894 ± 1.75 pg/ml olarak ölçülürken, nandrolon grubunda 0.693 ± 0.2 pg/ml, zeranol grubunda ise 2.205 ± 0.89 pg/ml olarak bulunmuştur. Gruplar arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur ( PO.05 ). Üçüncü haftada ölçülen total testosteron değerleri deneme gruplannda kontrol grubuna göre daha düşük bulunmuştur ( PO.05 ) ( kontrol grubu 20.825 ± 5.99, nandrolon grubu 3.016 ± 1.07 pg/ml ve zeranol grubunda 4.358 ± 0.96 pg/ml ). Sekizinci haftada ise kontrol grubunda total testosteron düzeyi 2.828 ±0.57 ng/ml olarak tespit edilirken, nandrolon grubunda 1.826 ± 0.40 ng/ml ve zeranol grubunda 1.165 ± 0.36 ng/ml olarak bulunmuştur (PO.05 ). Denemenin sonunda ( 12.hafta ) ise ölçülen değerler arasında istatistiki olarak önemli bir farklılık bulunamamıştır ( P>0.05 ). Kontrol grubu FSH değerleriyle karşılaştırıldığında, deneme gruplarının FSH değerlerinde istatistiki olarak bir fark tespit edilememiştir (P>0.05). Sekizinci haftaya kadar olan zamanda, kontrol grubu LH değerleriyle, nandrolon ve zeranol grubu LH değerleri arasında istatistiki olarak önemli bir fark saptanamamıştır ( P>0.05 ). Sekizinci haftada yapılan ölçümlerde, zeranol grubunda LH düzeyleri 1.225 ± 0.84 mlU/mL olarak ölçülürken, nandrolon grubunda aynı değer 0.387 + 0.02, kontrol grubunda 0.560 ± 0.10 mlU/mL olarak belirlenmiş ve istatistiki olarak fark önemli bulunmuştur ( PO.05 ).Article Van Yöresinde Piyasada Satılan Oksitetrasiklin Preparatlarındaki Etken Madde Düzeylerinin Belirlenmesi(2001) Dağoğlu, Gürdal; Türel, İdris; Yılmaz, OrhanVan İlinde satılan 16 adet kaçak oksitetrasiklin preparatı ile 20 adet yerli preparatta etken madde miktarları HPLC ile analiz edildi. Türk Farmakopesi 1974' ün bildirdiği sınırlara göre etken madde miktarlanndaki görülen sapmaların sıklığının, kaçak ve yerli preparatlarda benzer olduğu belirlendi.Research Project Van Yöresinde Tüketime Sunulan Sütlerde ve Otlu Peynirlerde Organik Klorlu İnsektisitlerin Bulunma Düzeyleri(1992) Dağoğlu, Gürdal; Sancak, Yakup CanVan'daki marketlerde tüketime sunulan otlu peynir ve sütlerdeki organik klorlu insektİsit rezidülerinin düzeyini saptamak amacıyla bu çalışmayı planladık. Çalışmamızda 30 adet otlu peynir ve 30 adet süt numunesinde organik klorlu insektisit düzeyi araştırıldı. Numuneler Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında eşit sayıda alındı. Numunelerin ekstraksiyonu n-hexan, dietileter ve petroleteri, temizleme işlemi ise florosil kullanılarak gerçekleştirildi. Analizi yapılan otlu peynirlerin % 80'inde alfa-BHC, % 56.6' da lindan, % 66.6'da endosulfon ve % 40'da PP'-DDE saptandı. Bunların rezidü düzeyleri ise sırasıyla 0.114 ppm, 0.097 ppm, 0.114 ppm ve 0.132 ppm'dir. Süt numunelerinde ise alfa-BHC % 46.6, lindan % 36.6, endosulfon % 33.3, PP'-DDE % 20 oranında, rezidü düzeyleri ise sırasıyla 0.051 ppm, 0.050 ppm, 0.049 ppm ve 0.036 ppm'dir. Ülkemiz açısından, yapılan araştırmaların sonuçlarıyla çalışmamızdan elde edilen verileri kıyaslarsak gerek bulunma oranı ve gerekse rezidü düzeyleri bakımından bir azalma göze çarpmaktadır. Bu da son 10 yıldır ülkemizdeki organik klorlu insektisitlerin kullanımına getirilen sınırlamalarla ilgili olduğu sanılmaktadır. Yapılan bu çalışma getirilen sınırlandırmaların etkin hale getirilmesi ve besinlerin kalıcı nitelikteki pestisitler yönünden sürekli olarak denetlenmesinin zorunlu olduğunu göstermektedir.Article Yem İçerisinde Uygulanan Oksitetrasiklinin Alabalıklardaki (Oncorhynchus Mykiss) Farmakokinetiği(2003) Türel, İdris; Kankaya, Ertuğrul; Yılmaz, Orhan; Dağoğlu, Gürdal; Şen, FazılOksitetrasiklinin (OTC) farmakokinetiği, 10,5 °C sıcaklıktaki tatlı suda yaşayan alabalıklarda araştırıldı. Yetmiş balıktan oluşan gruba 5 mg/kg dozda oksitetrasiklin damar içi (D.l.) yolla verildi. Yüzbeş balıktan oluşan diğer grup, bir kez 100 mg/kg dozda OTC içeren yemle beslendi. OTC plazma yoğunlukları yüksek basınçlı sıvı kromatografisi (HPLC) yöntemi ile tesbit edildi. Farmakokinetik parametreler, D.L ve ağız yoluyla OTC uygulamaları için dağılma yarı ömürlerini (sırasıyla 0,907 saat ve 16,058 saat) ve atılma yarı ömürlerini (sırasıyla 33,5 saat ve 27 saat) veren iki bölmeli açık modele göre belirlendi. Oksitetrasiklinin D.L uygulamasından sonra hesaplanan diğer parametreler, eğri altındaki alan (EAA: 145,078 ± 4,45 pg.mf'.saaf1) ve ilacın ortalama kalış süresidir (OKS: 40,604 ± 1,150 saat). Ağız yoluyla uygulamayı takiben EAA 34,46 ± 1,189 ug.ml\"1.saaf1 ve OKS 59,272 ± 1,541 saat, Ydoruk 0,577 ug/ml ve Tdoruk 36 saat olarak hesaplandı. Oksitetrasiklinin alabalıklardaki ağız yoluyla biyoyararlanımının (F) % 1,187 olduğu bulundu.Article Zeranol ve Nadrolon'un (19-nortestosteron Hekzafenilpropiyonat) Akkaraman Irkı Erkek Kuzularda,canlı Ağırlık Artışı, Fsh, Lh, Total Testosteron ve Bazı Biyokimyasal Parametreler Üzerine Etkileri(1998) Aksoy, Abdurrahman; Dağoğlu, GürdalBu çalışmada, anabolizan amaçla kullanılan maddelerden zeranol ve nandrolon (19-nortestosteron hekzafenilpropiyonat) 'un canlı ağırlık artışı, kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum, klor, üre nitrojeni, total testosteron, FSH ve LH üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Araştırmada kullanılan hayvan materyalini; ortalama 6 aylık ve canlı ağırlık ortalamaları 27.58 i 3.46 kg olan, 35 adet Akkaraman ırkı, karakaş varyetesi erkek kuzu oluşturmuştur. Hayvanlar, yeme alıştırma, antiparaziter ilaç uygulaması ve gerekli aşılar yapıldıktan sonra canlı ağırlıkları tartılarak, grup ortalamaları birbirine yakın olacak şekilde 10 adet kuzu kontrol, 12 adet nandrolon ve 13 adedi de zeranol grubu olmak üzere 3 gruba ayrılmışlardır. Nandrolon grubu kuzulara ayda bir olmak üzere, iki kez nandrolon 1.1 mg/kg dozunda kas içi uygulanmıştır. Zeranol grubu hayvanlara ise hayvan başına 12 mg zeranol kulak arkasına implante edilerek deneme 12 hafta boyunca sürdürülmüştür. Anabolizan madde uygulamasının canlı ağırlık artışı üzerindeki etkisi önemsiz bulunmuştur (P>0.05 ). Kalsiyum değerlerinde kontrol ve deneme grupları arasında farklılıklar bulunmuştur. Altıncı haftada kontrol ve nandrolon grubu kalsiyum değerleri arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmazken ( P> 0.05 ), zeranol grubu kalsiyum değerleri kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha düşük bulunmuştur (P<0.05 ). Onuncu haftada ölçülen değerlerde de aynı şekilde zeranol grubu kalsiyum değerleri kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha düşük bulunmuş ve bu fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur ( P<0.05 ). Onikinci. haftada ölçülen kalsiyum değerlerinde ise nandrolon ve zeranol grubu, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur (P<0.05 ). Magnezyum değerlerinde ikinci haftada nandrolon ve zeranol grubunda, kontrol grubuna göre artış saptanmıştır (P<0.05). Dördüncü haftada yapılan ölçümlerde ise deneme gruplarında Mg değerleri, kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Altıncı haftada yapılan ölçümlerde ise ( 2. nandrolon uygulamasından sonraki ölçüm ) nandrolon grubu kuzularda Mg değerleri, kontrol ve zeranol grubuna göre daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Kontrol ve deneme grubu kuzuların serum sodyum, potasyum, klor, üre nitrojeni değerlerinde, deneme boyunca birbirleriyle karşılaştırıldığında herhangi bir farklılık tespit edilememiştir (P>0.05 ).Nandrolon ve zeranol grubu kuzuların total testosteron değerlerinde istatistiki olarak önemli düzeyde düşüşler tespit edilmiştir (P<0.05). İlk haftada total testosteron düzeyi kontrol grubu kuzularda 6.894 ± 1.75 pg/ml olarak ölçülürken, nandrolon grubunda 0.693 ± 0.2 pg/ml, zeranol grubunda ise 2.205 ± 0.89 pg/ml olarak bulunmuştur. Gruplar arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur ( P<0.05 ). Üçüncü haftada ölçülen total testosteron değerleri deneme gruplarındakontrol grubuna göre daha düşük bulunmuştur (P<0.05 ) (kontrol grubu 20.825 ± 5.99, nandrolon grubu 3.016 ± 1.07pg/ml ve zeranol grubunda 4.358 ± 0.96pg/ml). Sekizinci haftada ise kontrol grubunda total testosteron düzeyi 2.828 ± 0.57 ng/ml olarak tespit edilirken, nandrolon grubunda 1.826 ± 0.40 ng/ml ve zeranol grubunda 1.165 ± 0.36 ng/ml olarak bulunmuştur (P<0.05). Denemenin sonunda ( 12.hafta ) ise ölçülen değerler arasında istatistiki olarak önemli bir farklılık bulunamamıştır ( P>0.05 ). Kontrol grubu FSH değerleriyle karşılaştırıldığında, deneme gruplarının FSH değerlerinde istatistiki olarak bir fark tespit edilememiştir (P>0.05). Sekizinci haftaya kadar olan zamanda, kontrol grubu LH değerleriyle , nandrolon ve zeranol grubu LH değerleri arasında istatistiki olarak önemli bir fark saptanamamıştır (P>0.05 ). Sekizinci haftada yapılan ölçümlerde, zeranol grubunda LH düzeyleri 1.225 ± 0.84 mlU/mL olarak ölçülürken, nandrolon grubunda-aynı değer 0.387 + 0.02, kontrol grubunda 0.5 6 0 ±0.10 mlU/mL olarak belirlenmiş ve istatistiki olarak fark. önemli bulunmuştur (P<0.05 ).