Browsing by Author "Değirmenci, Beyza Ünalan"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Asidik İçeceklerin Yüksek Viskoziteli Universal Bulk Fill Kompozitlerin Renk Stabilitesi Üzerine Etkileri(2021) Değirmenci, Beyza ÜnalanAmaç: Bu çalışmanın amacı 1 gün ve 1 hafta süre ile devamlı olarak kola, portakal suyu ve distile suya maruz bırakılan yüksek viskoziteli universal bulk-fill kompozit rezinin renk stabilitesinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız için bir adet yüksek viskoziteli universal bulk-fill kompozitten paslanmaz çelik kalıp kullanılarak 5 mm çapında ve 2 mm kalınlığında toplam 36 adet disk şeklinde örnek hazırlandı. Hazırlanan örnekler kullanılan içeceklere göre rastgele 3 gruba ayrıldı (n=12). Her örneğin içeceğe maruz bırakılmadan önce başlangıç renk ölçümleri yapıldı. Daha sonra tüm örnekler, 37 ° C'de bir etüvde ilgili içecek içerisinde saklandı. Bu süreç 1 hafta boyunca devam ettirildi ve 1. gün ve 1. hafta sonunda renk ölçümleri tekrarlandı. Veriler SPSS V23 programı ile analiz edildi. Gruplar arası karşılaştırmalar tek yönlü varyans analizi ile incelendi. Bulgular: Test edilen içecek gruplarının bulk-fill kompozitin renk değerleri (∆E1, ∆E2, ∆L1, ∆L2, ∆a1, ∆a2, ∆b1 ve ∆b2) üzerindeki etkileri istatistiksel olarak analiz edildi. Tüm parametreler üzerinde içeceklerin ve zamanın istatistiksel olarak anlamı seviyede etkilerinin olduğu tespit edildi (p<0,05). Sonuç: Yüksek viskoziteli bulk-fill kompozitlerin asidik içeceklere maruz kalması maruziyet süresi ile doğru orantılı olarak renk değişimine neden olmaktadır.dentistry-specialization-thesis.listelement.badge Demands for the Effects of Whitening Toothpastes on the Physical Properties of Hybrid Cad Cam Blocks(2021) Naldemir, Beyza Karadağ; Eskitaşcioğlu, Murat; Değirmenci, Beyza ÜnalanAmaç: Bu çalışmada yaygın olarak kullanılan farklı kimyasal yapıya sahip dört beyazlatıcı diş macunu ile 3 ay, 1 yıl ve 5 yıllık zaman diliminde gerçekleştirilen diş fırçalama işleminin 4 farklı CAD/CAM bloğunun yüzey pürüzlülüğü, mikrosertlik ve üç nokta eğilme direnci üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Materyal ve metot: Çalışmada nanoseramik içeriğe sahip olan Cerasmart, Lava Ultimate, Grandio blok ve kontrol grubu olarak lösit ile güçlendirilmiş cam seramik içeriğe sahip G-Ceram kullanılmıştır. Her bir CAD/CAM bloğuna ait 144 örnek (1,2 x 4 x 14 mm3) olmak üzere toplam 576 adet örnek hazırlanmıştır. Örnekler 48 alt gruba ayrılmıştır (n=12). Bu örneklere üretici firmanın önerisi doğrultusunda yüzey bitim işlemleri uygulanmıştır. CAD/CAM bloklarından elde edilen bu kesitlere, beyazlatıcı ajan olarak mavi kovarin içeren (Signal White Now), hidrojen peroksit içeren (Colgate Optic White), aktif kömür içeren (Colgate Advanced Aktif Kömür) ve kontrol grubu olarak geleneksel içeriğe sahip (Colgate Triple Action) diş macunu solüsyonlarıyla 3 ay (2500 döngü), 1yıl (10000 döngü) ve 5 yıl (50000 döngü) olmak üzere 3 farklı zaman dilimde fırçalama işlemi uygulanmıştır. Fırçalama döngüleri sonunda örneklerin yüzey pürüzlülüğü ölçümlerinin yapılması için AFM analiziyle 3D yüzey topgrafyası ve SEM-EDX analiziyle 2D görüntüleri alınmıştır. Materyalin bütünlüğünü gözlemlemek için XRD analizi uygulanmıştır. Blokların mekanik dayanımlarını ölçmek için örneklere mikrosertlik analizi yapılmış ve 3 nokta eğilme direnci testi uygulanmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen veriler IBM SPSS V23 ile analiz edilmiş ve çoklu örnek karşılaştırması için Tukey HSD testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyinde α=0,05 olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Fırçalama döngüleri sonucunda G-Ceram blokların yüzeyinde diğer bloklara göre yüzey pürüzlüğü daha az gözlemlenirken tüm bloklarda aktif kömür ile fırçalanan bloklarda daha fazla yüzey pürüzlenmesi oluşmuştur. Bununla beraber fırçalama süresi arttıkça yüzey pürüzlülüğünde artış gözlemlenmiştir. Fırçalama sonrası tüm örneklerin silisyum (Si) oranlarında artış görülmüştür. Yüzey pürüzlülük verilerine paralel olarak mikrosertlik verilerinde azalma olmuştur. En az düşüş G-Ceram bloklarda görülürken bunu Grandio bloklar ile Lava Ultimate bloklar takip etmiştir. En düşük mikrosertlik değeri ise Cerasmart bloklarda tespit edilmiştir. 3 nokta eğilme testi verilerine göre en yüksek dayanım değeri Cerasmart bloklarından elde edilirken, en düşük değer ise Grandio bloklarda bulunmuştur. G-Ceram ve Lava ultimate blokların üç nokta eğilme testi direnci ise Cerasmart bloklarından daha düşük olarak buluşmuştur. Aktif kömür içerikli diş macunu tüm örnekler üzerinde en fazla negatif etkiyi oluştururken bunu hidrojen peroksit ve mavi covarin içerikli beyazlatıcı diş macunları takip etmiştir. Fırçalama süresinin artması da bütün örneklerde negatif etki oluşturmuştur. Sonuç: Fırçalama işlemi sonrası CAD/CAM bloklarının mekanik özelliklerin negatif yönde etkilendiği gözlemlenmiştir. CAD/CAM bloklarının ve hem estetik hem de oral hijyen için kullanılan beyazlatıcı diş macunlarının içeriklerinin iyileştirilmesi gerekmektedir.Article Effects of Accelerated Aging Cycles on Resin Cementglass Ceramic Bond Strength(2021) Değirmenci, Beyza Ünalan; Eskitaşçıoğlu, Murat; Bozbay, RabiaAim: A successful restoration is the result of the proper adhesion between dental tissue, cement and restoration material. The long-term durability of this bond is mandatory for clinical success. The aim of the present study is to investigate the influences of three different thermal cycle applications on resin cement-glass ceramic shear bond strength. Methodology: In the present study, a single CAD/CAM glass ceramic block and five different resin cements (Panavia V5, RelyX U200, G-CEM LinkForce, RelyX Veneer,and Variolink Esthetic) were used. A total of 240 sections 2 mm in thickness were obtained under water cooling in a precision cutting machine with the aid of a diamond saw. Cementation of glass ceramic samples was conducted in accordance with the instructions of the manufacturer, and the cemented samples were incubated at 37 °C for 24 hours. Afterwards, samples were randomly divided into four groups according to thermal cycle: control group, 1750, 3500 and 7000 cycles (n = 12). Following aging procedures, the samples were tested for shear bond. Statistical analyses were done by using the IBM SPSS 20.0 program. While the ANOVA test was used for intra-group statistical analyses, LSD multicomparison analysis was used for detection of the inter-group differences. Statistical significance was set at p < 0.05. Results: Although an overall reduction was seen in shear bond of all cement groups following thermal cycle applications, this reduction was found to be statistically significant for Panavia V5, RelyX Veneer and Variolink Esthetic (p<0.05). Following 1750 cycles of thermal cycle application, Panavia V5 and G-Cem LinkForce with dual-cure property showed higher shear bond strength than RelyX Veneer and Variolink Esthetic with light-cure structure (p<0.05). Conclusion: The reduction in bond strength following the thermal cycle procedure is associated with water absorption in the resin cement-glass ceramic interface. So resin cement preferred for cementation of restorations is among the key parameters for clinical success.Article The Effects of Current Production Techniques on The\rsurface Roughness, Oxide Layer Thickness And\rporcelain Bond Strength of Cobalt-Chromium And\rtitanium Substructures(2021) Değirmenci, Beyza Ünalan; Ersoy, Nuri MuratAim: This study aimed to evaluate the oxide layer, surface roughness, and\rbond strength with porcelain of cobalt-chromium (Co-Cr) and titanium (Ti)\rsubstructures produced using casting, milling and selective laser sintering\rtechniques.\rMethodology: A total of 180 disc-shaped metal samples with a diameter\rof 1 cm and a thickness of 3 mm were produced. The samples were divided\rinto six groups (n=15) according to the technique used to produce the\rmetal substructures—casting, milling, and SLS—and the chemical\rcomposition of the metal substructure—Co-Cr and Ti. Then roughness\raverages (Ra) of the sample surfaced were calculated with a contact-type\rprofilometer. Nondestructive energy-dispersive X-ray was performed to\rensure that the layer displayed in contrast was the oxide layer, and the\raverage oxide layer thickness was calculated from scanning electron\rmicroscope images. Metal-porcelain complexes were subjected to shear\rbond strength test and failure types were noted. Two-way multivariate\ranalysis of variance (MANOVA) was used to compare oxide layer thickness,\rsurface roughness, and shear bond strength according to the metal and\rproduction technique, and Tukey’s honestly significant difference (HSD)\rtest was used for multiple comparisons of the main effects.\rResults: Two-way MANOVA revealed that the metal and technique used\rin the substructure production had significant effects on surface\rroughness, oxide layer thickness and shear bond strength (p < 0.001). Ti\rgroups exhibited thicker oxide layer formation than Co-Cr groups. Low\rsurface roughness values were observed in the milling groups. The highest\rshear bond strength value (53.8 MPa) was observed in the Co-Cr group\rproduced by casting, while the lowest value (32.2 MPa) was obtained in\rthe Ti group produced by casting.\rConclusion: It should be kept in mind that there is no ideal production\rtechnique and that the effects of the production technique differ\rdepending on the metal used.Article Evaluating the Masking Ability of Cad/Cam Hybrid Ceramics With Different Thicknesses(2021) Rasool, Farhad Wahid; Değirmenci, Beyza ÜnalanAim: A discoloration existing under tooth restoration can affect the final restoration color, and various techniques can be used to address this. The aim of this study was to investigate the masking ability of the substructure color of different hybrid CAD/CAM ceramics in various thicknesses. Methodology: A total of 120 samples were produced from 4 different CAD/CAM hybrid ceramic blocks (Cerec blocs, GC Cerasmart, Vita Enamic, 3M Lava Ultimate) in 1-, 1.5-, and 2-mm thicknesses. The samples were sliced at a pressure of 100 N with a low-speed precision cutting device under water cooling. The specimens were placed over a neutral grey background for initial spectrophotometric measurements. A three-color posterior nanohybrid composite (14x7x1 mm) was preferred to mimic discoloration in the substructure. The cementation procedure of the composite and the CAD/CAM hybrid ceramic complex was standardized under 10 N continuous pressure and was performed using a dual-cured resin cement. All samples were incubated at 37°C for 24 hours after cementation. The second spectrophotometric measurement was done via the L*, a*, and b* color attributes of the complex specimens. Additionally, ΔE* values were calculated to determine the color differences between each group. A Kruskal Wallis test was used for statistical analysis, and a Dunn’s test was used for group comparison. Significance was evaluated at p<0.05. Results: It was found that as the thickness of the ceramics increased, the substructure color was better masked, the thickness making a statistically significant difference in the masking ability (p<0.01). For 1- mm-thick samples, the highest ΔE* value was found in in Lava Ultimate (11.59) while the lowest value was found in GC Cerasmart (4.27). Conclusion: Within the limitations of this study, it was concluded that the tested CAD/CAM hybrid ceramics showed better masking ability than Cerec blocs.Doctoral Thesis The Evaluation of the Effects of Different Disinfection Processes on the Adhesion of Candida Speciesi Patients With Complete Denture(2019) Kakaı, Rıbaz Tahsın Hayas; Değirmenci, Beyza ÜnalanTam Protez Hastalarında Farklı Dezenfeksiyon İşlemlerinin Candida Türlerinin Tutulumu Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi,Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Van, 2019. Protez hijyeni eksikliğinde protezde mikroorganizmaların adezyonu ve çoğalması ile plaklar meydana gelmektedir. Kötü protez hijyeni protez stomatiti, endokardit, pnömoni ve gastrointestinal enfeksiyonlarla sonuçlanır. Plak oluşumunu kontrol altına almak için antiseptikler, antibiyotikler, oksitleyici ajanlar, bitkisel özler ve enzimler kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı; oral mikrofloranın yaygın üyesi olan Candida suşları üzerine piyasada mevcut olan dezenfeksiyon yöntemlerinin etkinliğini kıyaslamaktır. Hastalar, klorheksidin ve mikrodalga, klorheksidin ve ozon terapi, sodyum hipoklorit ve mikrodalga, sodyum hipoklorit ve ozon terapi, gluteraldehit ve mikrodalga, ve gluteraldehit ve ozon terapi olmak üzere 10'ar kişilik 6 gruba ayrılmıştır. Her gruba ait total protezler, herhangi bir dezenfeksiyon işlemi uygulanmadan önce, Candida spp.türü açısından değerlendirilmiş ve fungal yük sayımı yapılmıştır. Takibinde ilgili kimyasal dezenfektan kullanmaya başladıktan 1 hafta ve 1 ay sonra protez üzerindeki mikroorganizma yükü değerlendirilmiştir. Veriler 2 yönlü ANOVA ve Tukey HSD testleri ile analiz edilmiştir. Protezlerden en sık izole edilen Candida suşu C.albicans (n=32; %53.3) olup bunu C.kefyr (n=11; %18.3), C.glabrata (n=10; %16.7) ve C.tropicalis (n=7; %11.7) takip etmiştir. Dezenfeksiyon yöntemlerinin uygulanmaya başladıktan sonra 1. haftadaki kontrolde, gruplar arasında yapılan karşılaştırmada 1:100 sulandırmada gluteraldehit ve ozon terapi grubu ile klorheksidin ve mikrodalga grubu arasında (p:0.04) ve gluteraldehit ve ozon terapi grubu ile klorheksidin ve ozon terapi grubu arasında (p:0.007) mikroorganizma sayıları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Dezenfeksiyon yöntemlerinin uygulanmaya başladıktan sonra 1. aydaki konrolde, gruplar arasında dezenfeksiyon işlemi öncesinde protezlerden izole edilen mikroorganizma sayıları açısından değerlendirildiğinde; 1:1 sulandırmada klorheksidin ve mikrodalga grubu ile gluteraldehit ve mikrodalga grubu arasında anlamlı bir farklılık (p: 0.012), klorheksidin ve ozon terapi grubu ile sodyum hipoklorit ve ozon terapi grubu arasında (p: 0.035) ve gluteraldehit ve mikrodalga grubu arasında (p:0.001) izole edilen mikroorganizma sayısı açısından anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Çalışmamızın sonuçlarına göre; total protezlerin dezenfeksiyonunda en iyi sonuç klorheksidinin mikrodalga veya ozon terapi ile kombinasyonunda elde edilmiştir. Ayrıca total protezlerin temizliğinde kullanılan 6 farklı kombinasyonun da fungal yük miktarını düşürmede etkili olduğu ve bu etkinin kullanma süresinin uzaması ile daha da arttığı gösterilmiştir.Doctoral Thesis The Evaluation of the Masking Effectiveness of the Crowns Produced by Different Hybrid Cad Cam Blocks in the Various Thicknesses With Rezin Cement(2019) Rasool, Farhad Wahıd Rasool; Değirmenci, Beyza ÜnalanFarklı Hibrit CAD/CAM Bloklarından Farklı Kalınlıklarda Üretilen Kronların Rezin Simanlarla Maskeleme Etkinliğinin Değerlendirilmesi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Van, 2019. Üstün estetik özellikleri ve elastik özelliklerinin diş dokusuna yakın olması ile hibrit seramikler sıklıkla kullanılmaktadır.Hibrit seramikler diş hekimliğinde restorasyon yapımında alt yapının renginin yansımasıdır. Bu alt yapının maskelenmesi için farklı yöntemler mevcuttur. Bu tez çalışmasının amacı, farklı kalınlıklardaki farklı hibrit seramiklerin alt yapı renginin maskeleme etkinliğini araştırmaktır. Çalışmada 4 değişik içeriğe sahip CAD/CAM bloklardan (Cerec blok, GC Cerasmart, Vita Enamic, 3M Lava Ultimate) 1 mm 1,5 mm ve 2 mm kalınlıkta olmak üzere her bir gruba ait 10'ar örnek olacak şekilde toplam 120 test örneği hazırlanmıştır. Çalışmada, test örnekleri isomet bıçağı ile, 100N basınçla, distile su altında kesilerek hazırlanmıştır. Alt yapı olarak A3 renginde Kuraray kompozit kullanılmıştır. Örneklerin simantasyonu için A2 renginde G-CEM Link Force rezin siman kullanılmıştır. Örnekler asitleme ve bonding işleminden sonra alt yapılara 10N sabit basınç altında rezin siman ile simante edilmiştir. Simantasyon işleminden sonra tüm örnekler, etüv cihazında 37 derecede 24 saat boyunca bekletilmiştir. Her bir gruba ait örnekler spektrofotometre cihazı (Spekctroshade Verona, İtalya) ile 5 tekrar ile ölçülmüştür. Örneklere ait L,a,b değerleri excell programına kaydedilmiş ve değerlerin ortalamaları alınmıştır. Renkteki değişiklikler ΔE formülüyle hesaplanmıştır. Örneklere ait değerler ΔE cinsinden SPSS programına kaydedilmiş ve istatistik analiz yapılmıştır. İstatistiksel analiz için Kruskal Wallis test ve ikili karşılaştırmalarında Dunn's testi kullanılmıştır. Anlamlılık en az p<0.05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Çalışmanın bulgularına göre; kalınlığın translüsentlik üzerinde istatistiksel olarak ciddi fark yarattığı bulunmuştur. Seramik kalınlığı arttıkça alt yapı renginin daha iyi maskelendiğini görülmüştür. Materyal açısından en etkili maskeleme etkinliğine sahip olarak GC Cerasmart bulunmuştur. En düşük maskeleme etkinliğinin Cerec bloklarda olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: CAD/CAM, Hibrit Seramik, MaskelemeArticle Farklı Retraksiyon Yöntemleri Kullanılarak Üretilen Cad/cam Kuron Hastalarında Prosedürel Ağrı Düzeylerinin Değerlendirilmesi(2020) Değirmenci, Beyza ÜnalanAmaç: Bu klinik çalışmanın amacı 3 farklı retraksiyonsistemi kullanılarak CAD/CAM (bilgisayar desteklitasarım ve bilgisayar destekli üretim) tekniği ile üretilentek kuron hastalarının işlem anındaki, 1. gündeki ve 1.haftadaki ağrı seviyelerinin değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza kuron endikasyonukonulan 60 hastadaki 60 mandibular molar diş dahiledilmiştir. Dişlerin preparasyonu tek bir klinisyentarafından subgingival seviyede ve chamfer bitimçizgisinde dizayn edilmiş ve hastalar kullanılanretraksiyon tekniğine göre 3’e ayrılmıştır: mekanokimyasal yöntem, kimyasal yöntem ve cerrahi yöntem.Kuronlar CAD/CAM ile dijital olarak dizayn edilipüretilmiştir. Hastalardan prosedür sırasında, prosedürsonrası 1. gün ve 1. haftada hissetikleri ağrı seviyeleriniVAS ile skorlamaları istenmiştir. Veriler SPSS programıile analiz edilmiş ve grup içi VAS değerlerinin zamansaldeğişimlerinin karşılaştırılmasında Friedman testikullanılmıştır.Bulgular: Prosedür esnasındaki ağrı skor medyandeğerleri gruplara göre farklılık göstermektedir. Prosedüresnasında en yüksek ağrı skoru mekano-kimyasalyöntemde iken, en düşük ağrı skorları kimyasal yöntemdetespit edilmiştir. 1. haftada ise hem cerrahi hem dekimyasal yöntemde VAS skorları 0 dır.Sonuç: Gingival retraksiyonda en düşük prosedürel ağrıdüzeyi kimyasal yöntem grubunda tespit edilmiştir.Cerrahi yöntem olan Er,Cr:YSGG lazer ile throughingtekniğinde düşük ağrı seviyeleri gözlemlenmiş olmasınedeniyle iyi bir alternatif olabileceği yorumundabulunulabilir.