Browsing by Author "Demir, Recep"
Now showing 1 - 19 of 19
- Results Per Page
- Sort Options
Doctoral Thesis A Comparative Study on Hatayi-I Tebrizi's and Molla Cami's Yusuf U Zuleyha Mesnevi (Comparison-Text)(2006) Demir, Recep; Macit, Muhsin27110. ÖZETAkkoyunlular döneminde özellikle Uzun Hasan ve Sultan Yakup'unhimayelerinde Tebriz, önemli sanat faaliyetlerine sahne olmuştur. Bu dönemde eserveren şair ve nakkaşlar şiir ve minyatür sanatında bir Türkmen üslubunungelişmesinde katkı sağlamıştır. Şiirde Habûbû ve Kişverû gibi Türk şairleri yanında,Figânû ve Ehlû gibi Farsça yazan önemli şairler için Akkoyunlu sarayı bir sığınakolma özelliğindedir.Bu çalışmada Hatâyû'nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevûsi ile Câmû'nin adnı adlımesnevûsi karşılaştırılmaktadır. Kaynaklarda hayatı hakkında bilgi bulunmayanHatâyû'nin eserini Sultan Yakup adına yazdığı bildirilmektedir. 1234 beyit olan vearuzun fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün vezniyle yazılan eser Fars etkisinden uzaktır. Dahaönce yazılmış olan Türkçe Yusuf kıssaları örnek alınmıştır.Edebû bakımdan XV. yüzyılda eser veren öteki Azerû sahası şairlerine görevasat sayılabilecek olan eser, Türkmen toplumların dinû duygularına hitap etmeküzere yazılmış görünümündedir.Fars edebiyatında yazılan Yûsuf kıssaları içinde en beğenilenlerden biri olanCâmû'nin aynı adı taşıyan mesnevûsi ise, 4500 beyit civarında ve aruzun mefâ'ilünmefâ'ilün fe'ûlün vezniyle yazılmıştır.Aynı konuyu işleyen iki mesnevûnin incelenmesi sonucunda, şairlerin kıssayıkendi zevk ve birikimlerine göre farklı biçimde ele aldıkları görülmektedir. Bu fark,hikâyenin olay örgüsünde belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır. Hatâyû kendisindenönce yazılmış olan Yûsuf kıssalarındaki hikâyeyi aynen tekrar ederken, Câmû tekraradüşmemiş, hikâyede kardeşlerin başından geçen olaylar ve Yûsuf'un kardeşleriylebuluşması gibi bazı bölümlere değinmemiştir. Hatâyû, hikâyesini Yûsuf'un bütünhayat hikâyesi üzerine kurgularken; Câmû, eserini Yûsuf ile Züleyhâ arasındaki aşkıişlemeye hasretmiştir. Bu aşk, Hatâyû'nin eserinde bir kesiti oluşturmaktadır. Olayörgüsündeki bu fark, Hatâyû'nin eserinde şahıs kadrosunu zenginleştirmiş. Câmû'nineserinde hikâyeye yön veren kahramanlar sayıca az fakat, edebû tasvirlerle tanıtıldığıiçin etkileyicidir. Hatâyû'de şahıs kadrosu kalabalık olmasında rağmen kahramanlaryeterince tanıtılmamıştır.İki şair arasındaki fark dile hakimiyet, veznin uygulanışı ve edebû sanatlardada belirgin şekilde görülmektedir. Hatâyû'de vezin kusurları oldukça fazladır ve çokbilinen benzetmelerden başka edebû sanatları da pek kullanamaz. Ancak Câmû, vezinkonusundaki mükemmeliyeti yanında, edebû sanatlar bakımından da son derecebaşarılıdır.Çalışmamızda karşılaştırmalı metnine de yer verdiğimiz Hatâyû'nin eseriTürk edebiyatında pek özgün bir yer tutacak nitelikte bir eser olmaktan uzaktır.Ancak Câmû'nin eseri yazılmış bütün Yûsuf kıssaları içerisinde en güzel ve en özgünmesnevûlerdendir.Doctoral Thesis Analysis of Nesimi's Turkish Divan(2023) Aslan, Murat; Demir, Recep14-15. yüzyıl Azeri sahası klasik Türk edebiyatı şairi Nesîmî yaşadığı dönemden bugüne dek severek okunmuş, örnek alınmış ve sanattaki başarısı takdir edilmiş biri olarak Türk edebiyatının önde gelen sanatçılarındandır. Klasik Türk edebiyatı geleneğinin oluşmasında katkısı bulunan şair, Fazlullah Esterabadi tarafından kurulan Hurufiliğe bağlılığı ve bu düşünceyi şiirlerinde yoğun bir şekilde anlatması bakımından diğer şairlerden ayrılmaktadır. Ortak İslam kültürü çerçevesinde gelişen edebî anlayışın bir şairi olarak Nesîmî, şiirlerinde önemli ölçüde dinî ve tasavvufi düşüncelerini anlatmıştır. Klasik Türk edebiyatı geleneği, İslam kültürü, Kur'an, hadis, tasavvuf ve Hurufilik bilinmeden Nesîmî'yi anlamak mümkün değildir. Bundan dolayı, Türk edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan Nesîmî'yi anlayabilmek için onun şiirlerini bahsi geçen unsurlar ışığında incelemek bir zorunluluktur. Bu amaçla Nesîmî'nin Türkçe Divan'ı; Ali Nihat Tarlan tarafından amaçları belirlenip ilk örneği ortaya konulan, Mehmet Çavuşoğlu tarafından tasnif ve inceleme usulü belirlenen, Harun Tolasa ve Cemal Kurnaz tarafından geliştirilen tahlil yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Nesîmî'nin estetiği Allah'a ulaşmak için bir araç olarak kullandığı, insana Allah'ın tecelli yeri olması dolayısıyla büyük önem verdiği, eserlerinde genellikle Hurufiliğe has vahdet anlayışını anlattığı görülmüştür. Şair, klasik Türk edebiyatı geleneği içerisinde, Kur'an'ı ve Cavidanname'yi temel alarak oluşturduğu sanat evreniyle diğer şairlerden farklı bir yerde durmaktadır. Onun orijinal eserleri pek çok şairi etkilemiş, halk tarafından günümüze dek okunmaya devam etmiştir. Nesîmî'nin şiirlerini anlayabilmek için onları Hurufi metinlerinin ışığında okumanın zorunluluğu bu çalışmayla ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Nesîmî, divan tahlili, Hurufilik, klasik Türk edebiyatı, Azeri sahası Türk edebiyatı.Article Ani Şuur Kaybı Ile Gelen Fahr Sendromu Consciousness(2010) Ulvi, Hızır; Demir, Recep; Emre, Habib; Tamer, A. FurkanFahr sendromu; bazal ganglionların simetrik kalsifikasyonuyla seyreden klinik durumdur. Hastalığın ilişkili olduğu birçok durum olmasına rağmen etiyolojisi halen bilinmemektedir. Sendromun klinik özellikleri değişken olup sıklıkla nöropsikiyatrik, ekstrapiramidal, serebellar semptomlar mevcuttur. Ayrıca nadir olarak koma da görülebilir. 59 yaşında erkek hasta acil polikliniğine ani şuur bozukluğu şikayeti ile getirildi. Anamnezinde daha önce 2 kez generalize tonik klonik nöbet geçirme dışında özellik yoktu. Hastanın nörolojik muayenesinde; şuuru kapalı, oryantasyon ve kooperasyon kurulamıyor, ışık ve kornea refleksi alınıyor, pupiller izokorik, patolojik refleksi ve taraf bulgusu yoktu. Glasgow koma skoru; 4, ağrılı uyarana deserebre postürle cevap vardı. Hasta acil serviste çekilen beyin tomografisinde (BT) dansite ölçümü yapılmadığı için bazal gangliyonlarda ki bilateral simetrik hiperdens lezyon, klinik akut geliştiği için intraserebral hemoraji düşünülerek hospitalize edildi. Hastanın kalsiyumu 2.64 mg/dl olarak tesbit edildi. Kalsiyum replasmanı sonrası kliniği dramatik olarak düzeldi. BT'deki radyolojik bulgular bilateral kalsifikasyon olarak değerlendirilerek intraserebral hemoraji tanısından uzaklaşıldı. Sonuç olarak; ani şuur kaybı ile gelen,BT’deki kalsifik lezyon dansite ölçülmedği için intraserebral hemoroji düşünülen, generalize tonik klonik nöbetlerinin sebebi geç fark edilen atipik seyirli bir Fahr sendromu olgusunu sunduk.Master Thesis Commentary of Selected Gazels From the Divan of Hoca Neş'et(2023) Sağlık, Haci; Demir, RecepHoca Neş'et, 18. yüzyıl Divan şairi olup dönemin önemli şahsiyetlerinden biri olarak kabul edilir. Divan sahibi olan şair, özellikle dönemin Farsça ve Mesnevi üstadı olarak tanınmış ve başta Şeyh Galip olmak üzere birçok önemli şairin yetişmesine vesile olmuştur. Şerh, geçmişi eski çağlara kadar uzanan önemli bir yazınsal faaliyet olarak bilinmektedir. İslam düşüncesinde, Kur'an yorumu olan tefsir çalışmaları ile şerh geleneği başlamış ve zaman içerisinde yaygın bir duruma gelmiştir. Zamanla birçok alanda bir gelenek haline gelen şerh faaliyeti edebiyat sahasında özellikle de Divan şiirinde önemli bir çalışma alanı olmuştur. Şiirlerdeki edebî sanatlar, mazmûnlar ve kalıpsal ifadeler gibi unsurların varlığı şiirlerin şerhedilmesini gerekli kılmıştır. Bu çalışmada Hoca Neş'et'in Divan'ından seçilmiş olan gazellerin şerhi yapılmıştır. Bu şekilde onun, gazellerinde ortaya koyduğu hususlar ortaya konulmaya çalışılmış ve böylece Hoca Neş'et ve gazellerinin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunulmuştur. Bunlar yapılırken sosyal bilimlerin temel araştırma yöntemleri olan doküman analizi, anlama, yorumlama, değerlendirme, mukayese etme gibi metot ve ilkelere başvurulmuştur.Master Thesis The Couplets Wi̇th Dates From Leyla Hanim's and Şeref Hanim's Divans(2019) Temizaltın, Gözde Dede; Demir, RecepBu çalışmada ilk önce Ebced hesabı hakkında, daha sonra Divan edebiyatı kadın şairlerimizden; Leyla Hanım ve Şeref Hanım hakkında bilgi verildi. Şairlerin divanlarında geçen tarih beyitleri şerh edilerek tarihlerin ne için yazıldığı belirtildi. Tarih beyitlerindeki harflerin ebced hesabındaki sayısal değerleri toplanarak tarih beyitlerinin yazıldığı tarihler hesaplandı ve matbu divanda verilen tarihlerle karşılaştırıldı. Leyla Hanım ve Şeref Hanım divanlarındaki tarih beyitleri vezinlerine, beyit sayısına, yazılış amaçlarına, mahlaslarına göre tablo haline getirilip iki şairin divanlarındaki tarih metinleri tablo halinde karşılaştırıldıMaster Thesis Customs and traditions in the 17th century divan poetry: Examples of Şeyhülislâm Yahyâ, Nev'izâde Atâyî, Nef'î and Azmi-Zâde Hâletî(2019) Oskay, Levent; Demir, RecepŞairler eserlerini oluştururken mensup oldukları toplumun sosyal hayatı ile âdet ve geleneklerini eserlerine yansıtırlar. Bu durum XVII. yüzyıldaki divan şairleri için de geçerlidir. Bu açıdan divan şiirine ilham kaynağı olan âdet ve gelenekler ile çeşitli hayat tecrübeleri dönemin zihniyetini yansıtır. 'XVII. Yüzyıl Divân Şiirinde Âdetler ve Gelenekler: Şeyhülislâm Yahyâ, Nev'izâde Atâyî, Nef'î ve Azmî-zâde Hâleti Örnekleri' başlığı altında yapılan bu çalışmada bahsi geçen eserlerdeki âdet ve gelenekler tespit edilmiş ve bu âdet ile gelenekler, örnek beyitlerle açıklanmaya çalışılmıştır. Çalışmada ayrıca XVII. yüzyıl Osmanlı toplumunda mevcut olan âdet ve geleneklerin Şeyhülislâm Yahyâ, Nev'izâde Atâyî, Nef'î ve Azmî-zâde Hâletî divanlarına hangi mahiyette yansıdığı da belirtilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte tespit edilen âdet ve geleneklerin, günümüz toplumuna yansıyan örnekleri de belirtilerek Şeyhülislâm Yahyâ, Nev'izâde Atâyî, Nef'î ve Azmî-zâde Hâleti divanlarında yer alan âdet ve geleneklerin, şiirin anlaşılması bağlamındaki etkisi de açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda tespit edilen bütün unsurlar, tasnif edilmiş ve on bir başlık altında toplanarak ele alınmıştır.Article Divan Şiirinde Kırmızı Renk(2015) Demir, RecepBu makalede kırmızı rengin Osmanlı şairlerinin dünyasında hangi anlam ve çağrışımlara karşılık geldiği araştırılmıştır. Divan şairleri kırmızı rengin heyecan ve gerginlik uyandıran etkisinden olabildiğince yararlanmışlardır. Bu anlamda kırmızı rengin simgesel kullanımı son derece geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Öfke ve savaş çağrışımının yanında kadınlarda güzellik unsuru, hükümdarlık, bayram veya bayrak imgesi hep bu renkle ilişkilendirilmiştir. Aynı rengi ifade eden Türkçe kökenli kızıl sözcüğünün ise daha çok deyimleşmiş kalıp ifadelerde tercih edildiği görülmüştür. Kızılbaş, Kızılelma, kızıl deli, ağzı kızıl gibi... Divan şairleri renklerin yalnızca simgesel anlamlarından yararlanmakla kalmamış, renklerin görsel etkisinden de yararlanmak üzere beyitleri adeta tablo çizen ressam hassasiyetiyle olabildiğince seçici davranmışlardır. Aynı beyitte, kırmızı ile birlikte başka bazı renklere yer verilirken rastlantı söz konusu değildir. Resim sanatında olduğu gibi, görsel etki uyandırmak üzere uyumlu ve karşıt renkler dengeli biçimde bir araya getirilmiştirMaster Thesis Gazel Commentary Selected From the Divân of Nâşid(2023) Demirbağ, Ayşe Müge; Demir, RecepDivan edebiyatı şairlerinin divanlarındaki gazel şerhleri şair hakkında düşünce, inanç, yaşadığı dönem, sosyal hayat, kültür, sanat ve şairlik yönü açısından bilgi edinmemizi sağlayıcı bir kaynak nitelediğindedir.18.yüzyıl divan şairi İbrahim Nâşid hakkında şimdiye dek fazla bir çalışma yapılmamıştır. Bu tez Nâşid divanından seçilmiş bazı gazellerinşerhleriyle Nâşid'in sanat değerinin anlaşılması; düşünce, hayal dünyasının ortaya çıkarılması, ayrıca şairin kişiliğine, psikolojik özelliklerine ve mizacına dair pek çok bilgi edinmeyi ve bu yönde birkatkı sunmayı amaçlamaktadır.Çalışmada ilk olarak şairin seçilmiş gazellerindeki beyitlerde kelime ve kavramlar açıklanmış, nesre çevirilmiş ve çevrilen beyitlerin yorumları ile birlikte şairin beyitlerine benzer olarak başka şairlerden beyitler alınıp örneklendirilmiştir.Gerekli durumlarda kelime ve kavramların açıklanabilmesi ve şiirlerdeki yerinin anlaşılabilmesi için çeşitli kaynaklara başvurulmuştur. Çalışmanın vardığı sonuçlardan hareketle şairin yeni ve orijinal hayaller bulmada oldukça başarılı olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca şairin aşka, içki meclislerine, dini ve tasavvufi değerlere önem verdiği ve döneminde yaşadığı sıkıntılara sıklıkla beyitlerinde işaret ettiği görülmüştür.Article Hamdi'nin Yusuf U Züleyha Mesnevisinde Tercüme ve Yerli Söylem(2010) Demir, RecepYûsuf u Züleyhâ hikâyesi Türk edebiyatında en fazla işlenen konulardan biridir. Hamdî’nin Molla Câmî’nin eserini örnek alarak yazdığı Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi ise Türk edebiyatında en çok beğenilen Yûsuf kıssalarından biridir. Birçok bölümde tercüme yoluyla Câmî’nin eserinden yararlanan şair, hikâyenin oluşturulmasında ona bağlı kalmamış, kıssayı halk arasında yaygın şekliyle anlatmıştır. Câmî’de mevcut olmayan ancak eserde önemli bir yer tutan bu unsurlar değerlendirildiğinde Hamdî’nin Türk edebiyatında kendisinden önce yazılmış olan Yusuf kıssalarından da yararlandığı fakat edebi bakımdan onları aştığı anlaşılmaktadır.Master Thesis History Manuals at Hâtif Divani(2022) Zengin, Esma; Demir, RecepDivan şairleri, edebiyatımıza İran'dan geçmiş tarih düşürme yöntemini çokça kullanmış; doğumdan ölüme, imaretten tahta çıkmaya, sünnetten evliliğe kadar pek çok konuyla alakalı tarih manzumesi yazmışlardır. Bu manzumelerin esas amacı şiirsel etkiden ziyade dönemindeki önemli olaylara ışık tutmaktır. Ayrıca tarih manzumeleri edebiyatın sosyal hayattan kopuk olmadığının da bir göstergesi olarak karşımızda durur. 18. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan tarih düşürme yöntemi Hâtif Ali'yi de etkisi altına almış ve Divanı'nda 77 olaya tarih düşürmüştür. Hâtif Ali'nin tarih manzumelerini incelediğimiz bu çalışmamızda ilk önce 18. yüzyılın siyasi ve edebî görünümü hakkında bilgiler verilmiştir. Ardından ebced hesabının ne olduğu ve nasıl yapıldığıyla ilgili, sonrasında da tarih düşürme yöntemi ve türleri ile alakalı bilgiler verilmiştir. Bu bölümden sonra Hâtif Ali'nin hayatı, sanatı ve eserleri ile ilgili bilgi verdiğimiz bölüme geçilmiş, ardından Hâtif Ali'nin tarih manzumeleri şerh edilerek hangi konu hakkında yazıldığı belirlenmiş ve bu beyitlerdeki harflerin ebced hesabına göre sayı değerleri toplanıp tarih hesaplanmıştır. Divan'da mevcut olan tarihle karşılaştırma yapılarak Hâtif Ali'nin tarih manzumeleri yazılış sebebine, beyit sayısına, kullandığı ölçüye ve tarih düşürme yöntemine göre sınıflandırılmış ve bunlarla alakalı bir değerlendirme de yapılmıştır.Master Thesis History Poems in the Nâşid Divan(2023) Yıldızbaş, Birsen; Demir, Recep18. yüzyıl sosyal, siyasi ve ekonomik anlamda bir gerileme süreci olmakla birlikte bu yüzyılda klasik edebiyat şair kadrosu ve şiir bakımından en verimli çağını yaşamıştır. Zengin şair kadrosuna sahip bu yüzyılda hemen her nazım şekliyle şiirler yazılmış ve sanatlar icra edilmiştir. Bu gelenekte ve bilhassa 18. yüzyılda önemli bir yer işgal etmiş olan sanatlardan biri de 'tarih düşürme'dir. Tarih düşürme, ebced tablosundaki ilgili harflerin karşısındaki sayı değerinin hesaplanmasıyla verilmek istenen olay veya durumun bulunduğu yılı işaret eder. Tarih düşürme ilk olarak sadece vaka, durum ve önemli tarihlerin unutulmaması maksadıyla yazılmış daha sonra şairlerin şiir sanatını da icra ettiği tarih manzumelerine dönüşmüştür. Bu manzumeler; doğum, ölüm, tayin, padişahların tahta çıkışları, cülus dağıtımı, cirit, nişan atışı gibi yaptıkları çeşitli etkinlikler, düğünler, sakal bırakma, kılıç kuşanma, öldürülenler, şehit edilenler, yangın, sel, hastalık, fetih, mimari yapıların inşası ve tamiri gibi alanlarda yazılmıştır. Bu bakımdan tarih manzumeleri yazıldığı dönemin sosyal, kültürel, dini ve iktisadi özellikleri bakımından önemli bir yere sahiptir. Tarih manzumelerinde verimli bir asır olan 18. yüzyıla bu anlamda damgasını vurmuş olan şair Sürûrî'dir ve Sürûrî'nin açtığı bu çığırda birçok sanatçı maharetini göstermiştir. Bu şairlerden biri de aynı zamanda çalışmamızın konusu olan Nâşid ve onun tarih manzumeleridir. Nâşid, babası şair Ahmet Ratıp Paşa ve bulunduğu muhit itibariyle iyi bir edebi disiplinle yetişmiş; III. Mustafa, I. Abdülhamit ve bilhassa III. Selim Dönemlerinde saraydaki görevleri sayesinde padişahların tahta çıkışı, cülus, kılıç kuşanma ve sakal bırakma törenleri, şehzadelerin doğumu, devlet adamlarının mevkiye gelişi, vefat, kasr inşası, padişahın ve devlet erkânının nişan atışları gibi durumlara yakından tanıklık etmiş; bu durumu da tarih manzumelerine yansıtmıştır. Bu çalışmada Nâşid'in 49 tarih manzumesinin içerik, kişiler, mekân, eşya ve şekil bakımından incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu manzumeler yaşanılan döneme ışık tutması ve dönemin sosyal, kültürel, ekonomik ve dini hayatını yansıtması açısından önemlidir.Master Thesis Hurufism in the Arshi's Divan(2019) Aslan, Murat; Demir, RecepHurûfîlik, 14. yüzyılda İran'da ortaya çıkan mistik-felsefî bir akımdır. Bu akım; dini, ibadetleri, Allah'ı, insanı, yaratılışı, gezegenleri, yeryüzü ve gökyüzünü, kısaca her şeyi Arap alfabesinin yirmi sekiz ve Fars alfabesinin otuz iki harfiyle açıklar. Hurûfîliğe göre harfler her şeydir. Hurûfîliğin kurucusu Fazlullah Esterâbâdî'nin idamından sonra, Hurûfîlerden bir kısmı Anadolu'ya gelmiş, kendi inanç ve düşüncelerini burada yaymaya çalışmışlardır. Onların bu konudaki gayretleri sonucu, kısa bir süre sonra Osmanlı sahasında kendi eserlerini verebilecek bir Hurûfî zümre oluşmuştur. Firişteoğlu, Misâlî, Muhîtî ve Arşî bu zümrenin müellif ve şairleri arasındadır. Arşî, 16. yüzyılda yaşamış divan sahibi şairlerden biridir. Her ne kadar onun hayatı hakkında hiçbir tezkirede bilgi bulunmasa da, Divan'ından yola çıkarak şairle ilgili bazı şeyleri bilebiliyoruz. Muhîtî'nin müritlerinden biri olan Arşî, koyu bir Hurûfî'dir. Onun şiirlerinin önemli bir kısmı Hurûfîlik ile alakalıdır. Bu sebeple, Hurûfî Türk şairlerinden bahsedince akla ilk gelenlerden biri odur. Çalışmamızda Hurûfî şairlerden Arşî'nin Divan'ını Hurûfîlik açısından inceledik. Amacımız, Hurûfîlik öğretisinin Arşî Divanı'na ne kadar yansıdığını ortaya koymak ve Arşî'nin, klasik Türk edebiyatı geleneğinin anlam dünyasından oldukça farklı bir içeriğe sahip Hurûfî şiirlerini yorumlamaktır. Çalışmamız, Arşî Divanı'ndaki Türkçe şiirler ile sınırlandırılmıştır. Araştırma yöntemi olarak literatür taraması ve şerh yöntemi kullanılacaktır. Şerh yönteminde başvuracağımız temel kaynaklar; Fazlullah Esterâbâdî'ye ait Câvidânnâme ve Arşnâme kitaplarının Osmanlıcaya yapılan birebir çevirileri ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırlamış olduğu Kur'an-ı Kerim Meâli'dir.Master Thesis Investigation of Historical Poems in Yahya, Esad and İshak Divans(2019) Öntürk, Kübra İnal; Demir, RecepEski Türk edebiyatı metinleri çeşitlilik arz eder. Divanlarda ve şiir mecmualarında yer alan bu türlerin her biri farklı bir işleve yöneliktir. Bunlardan kaside bir kişiyi övmek ya da yermek amaçlı kaleme alınırken, gazel bir sevgiliye duyulan aşkı dile getirir. Mesneviler uzun ve tahkiyeli bir anlatımı karşılarken, rubailerde felsefi bir düşünce yer alır. Bunların dışında daha çok 17. ve 18. yüzyıllarda kaleme alınan kıt'a nazım şekli ise çoğunlukla tarih düşürme gibi bir tür için kullanılmıştır. Klasik Türk edebiyatı şairleri, ebced adı verilen hesaplama yöntemini kullanarak imar faaliyetine, doğum ve ölüm gibi olaylara, düğünlere, padişahların tahta çıkışına ve daha pek çok olaya tarih düşmüşlerdir. Şiirsel değeri olan bu tür manzumeler daha çok tarihi önem taşımaktadır. Bu bağlamda tarih düşürme, hem şair hami ilişkisini ortaya koyması hem de tarihi olayların şiirsel bir şekilde kayıt altına alınması bakımından oldukça önemlidir. Osmanlı Devleti'nin en önemli üç şair-şeyhülislâmı olan Şeyhülislâm Yahya, Es'ad ve İshak Efendilerin divanlarında da çok sayıda tarih manzumesi yer almaktadır. Bu çalışmada, bu üç şeyhülislâm şairin divanlarındaki tarih manzumelerinin yöntem bakımından çözümlenmesi ve şekilsel ve içerik yönünden incelenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca şairlerin hangi olaylara tarih düşürdüğünün tespit edilmesi de onların diğer şairlerden nasıl bir farkları olduğunun gözlemlenmesi açısından önem taşımaktadır.Master Thesis Mevlevihanes in Ottoman Poetry(2021) Karadaş, Hakan; Demir, RecepMevlevilik, Mevlânâ'nın eserlerinden kaynağını alan öğretiler ile yaşamlarını sürdüren kişilerin oluşturduğu tarikatın adıdır. Mevleviliğe ilgi duyan kişilerin bir araya geldikleri mekânlar ise mevlevihanelerdir. Günümüze kadar tespit edilen mevlevihane sayısı doksan birdir. Mevlevihaneler ile alakalı yazılan şiirler hakkındaki çalışmamız sonucunda yetmiş şiir yazıldığının tespitini yaptık. Yetmiş şiir, otuz iki şair tarafından on altı mevlevihane için yazılmıştır. Konu ile alakalı en fazla şiir Şeyh Galib tarafından yazılmıştır. Şeyh Galib mevlevihane konulu on iki şiir kaleme almıştır. Konya Mevlevihanesi adına en fazla şiir yazılanıdır. Bu şiirlere Mevlânâ Türbesi için yazılanlar da dâhildir. Şu an ülkemiz sınırları dışında kalan Şam, Selanik ve Yenişehir Mevlevihaneleri için yazılmış şiirlerde çalışmamızda incelenmiştir. Mevlevihaneyi konu edinen manzumelerde şairlerin gözünden mevlevihanelerin ne ifade etiğinin tespitlerini yaptık. Mevlevihanelerin; cennete, Kâbe'ye, bahçeye, aynaya, hastaneye, saraya benzetilmesi bu tespitlerden bazılarıdır. Tamire ihtiyaç duyan yapıların hali, mevlevihanelerin aşkın mekânı oluşu gibi kavramların şiirlerde nasıl ele alındığına dair incelemelerde bulunduk.Master Thesis Nâbî's date determinitation(2019) Temel, Emine; Demir, RecepNâbî, yaşarken ünü tüm Osmanlı coğrafyasına yayılmış, yaşadığı dönemde şiiri diğer şairler tarafından beğenilmiştir. Devlet ricali tarafından da sevilip takdir gören Nâbi pek çok şairi, eseriyle etkilemiş önemli bir divan şairidir. Osmanlı Devletinin XVII. yüzyılda her alanında yaşadığı çözülmeye sessiz kalmamış, eserinde insanlara hikemi bir tarzda öğütler vermiştir. Her şeyi şiirle söyleyebilmesindeki başarı ile edebiyatın her alanında on adet eser kaleme almıştır. Nâbî Divan'ındaki kimi bölümler ve Hayriyye ile dönemine ayna tutmuştur. Nâbî, Türk edebiyatında en güzel tarih söyleyen usta şairlerden biridir. Divan'ında bulunan yüz elli beş adet tarih manzumesiyle dönemindeki pek çok olaya tarih düşürmüştür ve dönemine tanıklık etmiştir. Tarih düşürme ilk defa İran edebiyatında ortaya çıkmış, kuralları bu edebiyat içinde belirlenmiştir. Tarih düşürme İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiş, Arap edebiyatı şairleri de tarih düşürmeyi Türklerden öğrenmiştir. Türkçe düşürülen tarihlerin sayısı Arap ve Fars diliyle yazılan tarihlere göre oldukça fazladır. Tarih düşürme edebiyatımızda XIII. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamıştır. Bu yüzyılda önceleri lafzen tarih düşürülmüş, nazımla tarih düşürme XV. yüzyılla beraber yaygınlaşmıştır. XVII. yüzyılda tarih düşürme gelişerek yükselmiş, XVIII. yüzyılda ise altın dönemini yaşamıştır. XVII. yüzyıl tarih düşürme için bir hazırlık aşamasıdır. Bu dönemin şairi olan Nâbî, şiirdeki kabiliyetini tarih düşürmede de göstermiş ve birbirinden güzel tarih manzumeleri yazmıştır. Tarih manzumelerinin başka bir özelliği ise edebiyatla sosyal hayat arasındaki ilişkiyi açık bir şekilde ortaya koymasıdır.Master Thesis The Qasidas Presented for Shaikh Al-Islams in the Classical Turkish Poetry(2019) Tunçadam, Özcan; Demir, RecepDivan edebiyatında kaside sunma geleneği, bu edebiyatın ilk dönemlerinden itibaren görülmektedir. Şairlerin bir kişiyi övmek, yermek veya ondan himaye ummak gibi vesilelerle çeşitli devlet adamlarına sundukları kasideler belli bir maksatla kaleme alınmışlardır. Hemen her şairin divanında yer alan kasideler, divan şiirindeki şair-patron ilişkisini göstermesi bakımından da önem arz etmektedir. Belirli formlarda yazılan kasidelerde genel olarak tasvir mahiyetinde yazılan giriş bölümünün ardından medhedilecek şahsiyetin iyi vasıfları, güzel meziyetleri sıralanır ve aynı zamanda medhedilen şahsiyetle ilgili bir prototip oluşturulur. Bu bölümlerin ardından bazı kasidelerde fahriye ve tegazzül denilen bölümler de yer alır. Bu bölümlerden sonra da övülen kişiye dua edilen kısma geçilir. Burada da övülen kişinin vasıflarından bahsedilir. Kasidenin sunulduğu kişinin çoğu özellikleri, benzetildiği olağanüstü ve mitolojik varlık ve şahsiyetler, hayatı boyunca yaptığı iyi ve güzel işlerden hareketle o şahsiyetin divan şiirinde nasıl algılandığı ortaya konulur. Çalışmamızda, kaside ve kaside sunma geleneği, Osmanlı'da şeyhülislâmlık kurumu hakkında bilgi verilmiş şeyhülislâmlar tanıtılmıştır. Divan edebiyatında şeyhülislâmlara sunulan kasidelerden hareketle onların divan şairlerince nasıl algılandığının ve nasıl bir şeyhülislâm profilinin oluşturulduğunun ortaya konması amaçlanmıştır. Ayrıca ele alınan şiirler şekil ve içerik bakımından incelenmiştir.Article Role of the Trigeminal System on Posterior Communicating Artery Remodelization After Bilateral Common Carotid Artery Ligation(Sci Printers & Publ inc, 2013) Aygul, Recep; Aydin, Mehmet Dumlu; Kotan, Dilcan; Demir, Recep; Ulvi, Hizir; Karalar, Mustafa; Eseoglu, MetehanOBJECTIVE: To examine whether or not there is a possible relationship between the neuron density of trigeminal ganglion (TGG) and the severity of posterior communicating artery (PComA) vasodilation values after permanent bilateral common carotid artery ligation (BCCAL). STUDY DESIGN: This study included 25 rabbits. Both the common carotid arteries of 20 rabbits were explored and denervated. Five animals served as controls. Permanent BCCAL was applied in 15 of the 20 rabbits, and the other 5 were used as the SHAM group without ligation. All animals were followed for 2 months and then sacrificed. Their brains and cranial nerves were extracted and fixed in 10% formalin solution. The relationship between PComA vasodilation values and TGG neuron densities were compared. RESULTS: Elongation, convolution and enlargement were detected in all the basilar arteries of all ligated animals and 2 from the SHAM group. On histopathogical examination vascular wall thinning, luminal enlargement, flattened inner elastic membrane, flattened vessel muscle cells, endothelial desquamation and intimal erosions were detected. An inverse relationship was discovered between the neuron density of TGG and the severity of PComA vasodilation index. CONCLUSION: BCCAL may lead to important beneficial and hazardous histomorphological changes at the posterior communicating artery. The high neuron density of TGG may provide a beneficial effect by facilitating PComA enlargement via its vasodilatory properties for the increase of decreased cerebral circulation, although this situation may be hazardous for certain subjects with congenital or acquired cerebrovascular pathologies.Master Thesis Social Life İn İbrahim Tırsî Diwan(2021) Çidal, Ozan; Demir, RecepXVIII. yüzyıl Osmanlı'nın sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda gerileme yaşadığı bir dönemdir. Ancak bu gerilemeye karşılık bilim, kültür ve edebiyat gelişimini sürdürmüştür. Bu yüzyıl içerisinde mahali unsurların ve konuşma dilinin ön planda olduğu görülmektedir. Şiirde yerli konulara kaside, gazel ve mesnevi nazım şekilleriyle yer verilmiştir. Klasik şiirin estetik yapısında değişiklikler meydana gelerek önceki dönemlerde görülen kalıplaşmış şiir anlayışının dışına çıkılmıştır. Şiir de daha somut unsurların ön plana çıktığı, önceki dönemlerde sevgili bağlamında kullanılan mazmunların değişkenlik göstererek sevgilinin müşahhas unsurlarla anlatıldığı, günlük konuşma dili ve yerli konuların şiire dâhil olduğu görülmektedir. Bu dönemde Nedîm ve Şeyh Galib gibi kıymetli şairler yetişmiştir. Bu iki şairimiz gibi çok ön planda olmasa da bu dönemde yer edinmiş şairlerden biri de XVIII. yüzyılın şair ve hattatlarından olan İbrahim Tırsî'dir. Esnaflık, kaptanlık gibi farklı mesleklerde çalışmış olan şair, argo ifadelerle yüklü, lâtife, hiciv ta'rîz, şathiyât gibi divan şiirinin mizahla ilgili şiir tarzını benimsemiştir. Bu çalışmada amacımız sosyal hayat bağlamında deyimler, atasözleri, yiyecek ve içecek unsurları vb. konularda eserin değerli bir kaynak olabileceğini ortaya koymaktır. Çalışmada Kadriye Yılmaz'ın 'İbrahim Tırsî ve Divanı İnceleme-Tenkidli Metin' adlı eseri esas alınmıştır. Çalışmanın giriş kısmında İbrahim Tırsî'nin hayatı, eserleri ve edebi kişiliğine yer verilmiştir. Giriş kısmından sonra sosyal hayata dair unsurlar başlıklar halinde sıralanarak konuyla ilgili tespit edilen beyitlere yer verilmiştir.Article Yusuf Kıssalarına Göre Mısır'da Yaşanan Salgın(2020) Demir, RecepKur'an'da anlatÕlan Yusuf kÕssasÕ, klas൴k edeb൴-yatÕn en fazla ൴úlenen konularÕndan b൴r൴ olmuútur. Türk edeb൴yatÕnda mesnev൴ nazÕm úekl൴yleyazÕlan bazÕ Yusuf ൴le Züleyha h൴kâyeler൴neg|re, MÕsÕr'da yed൴ yÕllÕk bolluktan sonra baúlayan kÕtlÕk yÕllarÕyla eú zamanlÕ olarak b൴r salgÕnda yaúanmÕútÕr. MÕsÕr h k mdarÕnÕn ölümünesebep olan bu hastalÕ÷Õn ൴sm൴ c ' 'l-kelb (köpekaçlÕ÷Õ) olarak kayded൴lm൴út൴r. Esk൴ tÕp k൴taplarÕnda, bu hastalÕkla benzer bel൴rt൴ler g|sterd൴÷൴bel൴rt൴len c ' 'l-bakar (öküz açlÕ÷Õ) adlÕ baúka b൴r