Browsing by Author "Demiröz, Ali Pekcan"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Menenjitli Bir Olguda Brucella ve Tüberküloz Koenfeksiyonu(2008) Irmak, Hasan; Karsen, Hasan; Karahocagil, Mustafa Kasım; Demiröz, Ali PekcanÜlkemiz, önemli halk sağlığı sorunları olan gerek bruselloz gerekse tüberküloz için endemik bölgeler içinde yer almaktadır. Her iki etken tarafından oluşturulan menenjit tablosu ise, klinik ve laboratuvar bulguları açısından birbirine benzemekte ve karıştırılabilmektedir. Bu raporda, menenjit tanısı konulan bir hastada tespit edilen Brucella ve tüberküloz koenfeksiyonu sunulmaktadır. Hayvancılıkla uğraşan 19 yaşında bir kadın hasta, şiddetli baş ağrısı, kusma, ateş, şuur bulanıklığı, meningeal irritasyon bulguları ve diplopi yakınmalarıyla kliniğimize başvurmuştur. Başlangıçta hastaya, anamnez (hayvancılıkla uğraşma, çiğ süt ürünleri tüketimi, 4-5 aydır brusellozla uyumlu klinik bulguların varlığı), fizik muayene bulguları ve beyin omurilik sıvısı (BOS) laboratuvar bulguları ile Brucella menenjiti tanısı konulmuştur. BOS ve kan kültürlerinde Brucella spp. üremesi olmayan hastanın BOS'unda 1/80, serumunda 1/640 titrede standart tüp aglütinasyon (STA) testi ile Brucella antikor pozitifliği mevcuttur. Seftriakson, rifampisin ve doksisiklin tedavisi başlanan hastada, ikinci günün sonunda klinik düzelmenin olmaması ve ajitasyon ve şuur bulanıklığının devam etmesi üzerine tekrar alınan BOS örneğinin incelemesinde asidorezistan bakteri pozitifliği saptanmıştır. Bu bulgulara göre hastaya Brucella ve tüberküloz koenfeksiyonu ön tanısı konularak, tedavi seftriakson, streptomisin, rifampisin, izoniazid ve morfozinamid şeklinde değiştirilmiştir. Tüberküloz menenjiti tanısı, alınan BOS kültüründe (BACTEC, Becton Dickinson, ABD) 14. günde Mycobacterium tuberculosis üremesi üzerine doğrulanmıştır.Tedavinin birinci ve üçüncü aylarında yapılan kontrollerde, klinik ve BOS bulgularının düzeldiği gözlenmiş, herhangi bir şikayeti kalmayan hasta izleme alınmıştır. Olgumuz, Brucella ve tüberküloz menenjitinin bir arada görülmesi nedeniyle nadir saptanan bir olgu olup, bu enfeksiyonların endemik olduğu bölgelerde bu tür koenfeksiyonların görülebileceğinin akılda tutulması amacıyla sunulmuştur.Article Serum Interleukin-6, Interleukin -10, Tumor Necrosis Factor -Alpha, Neopterin and Plasma Soluble Urokinase Plasminogen Activator Receptor Levels in the Patients With Pandemic H1n1 Influenza Infection(2015) Fidan, Yasemin; Özdamar, Sema; Demiröz, Ali Pekcan; Irmak, Hasan; Cesur, Salih; Karabulut, Erdem; Karahocagil, Mustafa KasımAmaç: Bu çalışmada, klinik ve laboratuvar bulgularıyla kesin pandemic influenza A (H1N1) enfeksiyonu tanısı konan yatan hastalar, üst solunum yolu enfeksiyonu enfeksiyonu tanısı konan poliklinik hastlarında serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ve plazma solubl ürokinaz plazminojen aktivatör reseptörü (suPAR) düzeyinin klinik öneminin belirlenmesi amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya influenza A (H1N1) enfeksiyonu tanısı klinik ve laboratuvar testiyle (polimeraz zincir reaksiyonu: PZR) tanısı konan 26 yatan hasta, üst solunum yolu enfeksiyonu (akut sinüzit, akut tonsillofarenjit, akut nazofarenjit vb.)tanısı konan 30 poliklinik hastası ve hiçbir yakınması olmayan 24 sağlıklı birey dahil edildi. Serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ve plazma suPAR düzeyi ELISA yöntemiyle üretici firmanın önerileri doğrultusunda belirlendi. İstatistiksel değerlendirmede Kruskal- Wallis, Mann-Whitney U testi ve Ki-kare testleri kullanıldı.Bulgular: İnfluenza A (H1N1) enfeksiyonu olan yatan hastalarda serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ile plazma suPAR düzeyleri median değeri sırasıyla; 27,8 ng/ml, 9,29 ng/ml, 11,04 ng/ml, 8,82 ng/ml ,5,64 ng/ml olarak belirlendi.Üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı konan poliklinik hastalarında serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ve plazma suPAR düzeyi median (ortanca) değeri sırasıyla; 7,24 ng/ml, 1,9 ng/ml, 19,74 ng/ml, 4,37 ng/ml, 3,33 ng/ml idi.Sağlıklı bireylerde ise serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ve plazma suPAR düzeyi median değeri sırasıyla; 0,97 ng/ml, 0,16 ng/ml, 4,46 ng/ml, 2,38 ng/ml, 1,65 ng/ml olarak belirlendi.İnfluenza A (H1N1) enfeksiyonu tanısı konan yatan hastalarda serum IL-6, IL-10, neopterin düzeyleri, üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı konan poliklinik hastalarınkınden istatistiksel olarak anlamlı yüksekti. Üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı konan poliklinik hastalarında serum TNF-alfa düzeyleri H1N1 tanısı konan yatan hastalardan daha yüksekti. Üst solunum yolu enfeksiyonu tanısı konan poliklinik hastalarında, serum IL-6, IL-10, TNF-alfa, neopterin düzeyleri ile plazma suPAR düzeyleri kontrol grubundan anlamlı oranda yüksekti.İnfluenza A (H1N1) enfeksiyonu tanısı alan yatan hastalarda serum IL-6, IL-10,neopterin ve plazma suPAR düzeyi sağlıklı bireylere göre anlamlı yükseklik gösterdi.Sonuç: Serum IL-6, IL-10, neopterin, TNF-alfa düzeyleri ve plazma suPAR düzeyi influenza A (H1N1) enfeksiyonu olan hastaların klinik izleminde kullanılabilirOther Van Edremit İlçesi Gölkarşı Köyünde Yapılan Bruselloz Araştırması(2000) Deveci, Aydın; Buzgan, Turan; Irmak, Hasan; Akdeniz, Hayrettin; Karahocagil, M. Kasım; Timurkan, Hüseyin; Demiröz, Ali PekcanVan ili Edremit ilçesi Gölkarşı köyünde hayvancılıkla uğraşan 12 kişilik bir ailenin 5 bireyinde akut bruselloz saptanması ve aynı köyde benzer şikayetlere sahip hastalar bulunduğunun öğrenilmesi üzerine adı geçen köye gidilerek, ateş, terleme ve eklem ağrısı şikayetleri olan hastaların fizik muayeneleri ve daha sonra serolojik taramaları yapıldı. Brusellozla uyumlu şikayetleri olan 98 kişiden alınan kan örnekleri önce lam aglutinasyon metodu ile değerlendirilerek brucella aglııtinasyonu pozitif olanlar ayrıldı. Lam aglutinasyonu ile pozitif bulunan 12 serum örneğinin , 9'unda tüp aglutinasyonu ile 1/160 ile 1/2560 arasında değişen titrelerde pozitiflik saptandı. Tüp aglütinasyonunda 1/160'tan düşük sonuç veren 3 hastada aglutinasyon Coombs'lu olarak tekrarlandı, bruselloz kabul edilen 9 kişide hastalığın akut veya kronik seyirli olduğunu araştırmak için rivanollü tüp aglütinasyonları çalışıldı. Bruselloz olgularının bulunduğu ailelerin hayvanlarının da hasta olduğu ve bu hayvanlarda yavru atma olayının sık görüldüğü tespit edildi. Bölgemizde, sütün kaynatılmadan mayalanması ve elde edilen peynirin taze tüketilmesi yaygın bir gelenek olduğundan; olgularımızda infeksiyon kaynağının hasta hayvanlar; bulaş yolunun ise direkt temas yanında, infekte sütle hazırlanmış taze peynir ve yağ tüketimi olduğu düşünüldü.Other Van ve Yöresinde Yersinia Enterocolitica Enfeksiyonunun Kültür ve Serolojik Yöntemlerle Araştırılması ve Brusellozla Ayırıcı Tanısındaki Önemi(2001) Seçkinli, Tahir; Irmak, Hasan; Akdeniz, Hayrettin; Demiröz, Ali Pekcan; Buzgan, TuranAmaç: Çalışmamızda Van ve yöresindeki Yersinia enterocolitica enfeksiyon oranının dışkı kültürü ve serolojik olarak saptanması ve bruselloz ile çapraz reaksiyonların gösterilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın yapıldığı yer: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, Van. Materyel ve Metod: Dışkı kültürü çalışması için, akut gastroenteritli hastalardan alınan 190 dışkı örneğinin SS, EMB ve CIN agar'a ekimleri yapılmıştır. Serolojik çalışma için, (1) diyareli 100 hasta, (2) artralji-artrit şikayeti olan 50, (3) brusellozlu 50, (4) üveit-konjonktivitli 40, (5) çeşitli tiroid hastalığı olan 52 hasta ve kontrol grubu olmak üzere 50 sağlıklı kişiden kan alınarak Yersinia aglütinasyonları çalışılmıştır.Bulgular: Akut gastroenteritli 190 hastanın dışkı kültüründe 2 hastada (%1.05) Y. enterocolitica izole edilmiştir. 292 kişilik hasta ve 50 kişilik kontrol grubu olmak üzere toplam 342 kişide yapılan serolojik çalışmada ise 1 hastada O:3 serotipine, 9 hastada O:9 serotipine karşı toplam 10 hastada 1/160 ve üzeri titrede pozitiflik (%2.92) elde edilmiştir.Sonuç: Bu olgularda serumun Brucella abortus suşu ile absorbsiyonu sonunda aglütinasyon titresi düşen 3 hastada çapraz reaksiyon görüldüğü ve 7 hastada Yersinia enfeksiyonu olduğu sonucuna varılmıştır.Article Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Hastaların Çeşitli Kültür Örneklerinden İzole Edilen Acinetobacter Baumannii Suşlarının Antibiyotik Duyarlılıkları(2017) Irmak, Hasan; Demiröz, Ali Pekcan; Kınıklı, Samı; Cesur, Salih; Özhak, Betil Baysan; Berktaş, Mustafa; Yalçın, Ata NevzatAmaç:Bu çalışmada. üç farklı merkezde, yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların çeşitli klinik örneklerinden izole edilen 80 Acinetobacter baumannii (A.baumannii) suşunun farklı antibiyotik gruplarına direnç oranlarının E-test veya disk difüzyon yöntemleriyle belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2010-2012 yılları arasında Ankara, Antalya ve Van illerindeki üç merkezde yoğun bakım ünitesinde yatan toplam 80 hastanın tek bir klinik örneğinden izole edilen 80 A.baumannii suşu dahil edildi. Suşların 34'ü derin trakeal aspirat, 16'sı yara, 14'ü idrar, 10'u kan, 2'si kateter, 2'si balgam, 2'i ise beyin-omurilik sıvısı örneğinden izole edildi. A. baumanii suşlarında kolistin (CO), tigesiklin (TG), doripenem (DOR), piperasilintazobaktam (TZP) ve sefoperazon-sulbaktam (CES) duyarlılıkları E-test yöntemiyle, imipenem (IMP), meropenem (MEM), tikarsilin-klavunat (TIM), siprofloksasin (CIP), sefepim (FEB), ampisilin-sulbaktam (SAM), tobramisin (TOB), netilmisin (NET), amikasin (AK) duyarlılıkları ise disk-difüzyon yöntemiyle Klinik ve Laboratuar Standartları Kurumu (CLSI) önerileri doğrultusunda çalışıldı. Bulgular: Yoğun bakım ünitesinde yatan hastalardan izole edilen 80 A.baumannii suşunun çoklu ilaca dirençli (ÇİD) olduğu saptandı.İzole edilen çoklu ilaca dirençli A.baumannii suşlarında E-test yöntemiyle CO direnci saptanmazken, TG'ne %6 oranında , DOR' e %87, TZP'ye %92 , CES'a % 89 oranında direnç saptandı. Kirby-Bauer disk-diffüzyon yöntemiyle saptanan direnç oranları ise; IMP'e %94, MEM'e %90, TIM'a %95, CIP'e %100, FEB'e %97, SAM'ne %91, NET'e %79, AK'e %82, TOB'ne %90 idi. İzole edilen suşlarda CO, TG, DOR, CPS ve TZP için MİK50 ve MİK90 değerleri sırasıyla; 0.125,0.75; 0.75,24; 24, 128; 32,128 ; 128,256 olarak belirlendi. Sonuç: Çalışmada yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların çeşitli örneklerinden izole edilen ÇİD A.baumannii suşlarında MİK50 ve MİK90 değerleri göz önüne alındığında en etkili antibiyotikler sırasıyla; kolistin ve tigesiklin olarak belirlendi. Karbapenemlere (DOR, MEM ve IMP), TZP ve CES'e ve diğer antibiyotiklere yüksek oranlarda direnç saptanması dikkat çekiciydi. Sonuç olarak yoğun bakım ünitelerinde ÇİD-A.baumannii enfeksiyonlarının önlenmesi için enfeksiyon kontrol önlemlerinin titizlikle uygulanması ve akılcı antibiyotik tedavisi ve antibiyotik direnç oranlarının izlenmesi gereklidir.