Browsing by Author "Doğan, Şekibe Zehra"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çoklu Organ Yetersizliği ile Seyreden Bir Leptospiroz Olgusu(2010) Okur, Mesut; Bektaş, Mehmet Selçuk; Acikgoz, Mehmet; Doğan, Şekibe Zehra; Temel, Hayrettin; Akgün, Cihangir; Kaya, AvniLeptospiroz, leptospira genusundan spiroketlerin neden olduğu, insanları ve hayvanları etkileyebilen, dünyada sık görülen zoonotik bir enfeksiyondur. İnsanlarda subklinik enfeksiyondan çoklu organ yetersizliği ve ölüme neden olabilecek kadar farklı klinik tablolara neden olabilir. Burada ateş, halsizlik, yorgunluk, gece terlemesi yakınmalarıyla getirilen, öyküsünden evde tavşan besledikleri öğrenilen, muayenesinde cilt ve skleralarda sarılık, döküntü, gastrointestinal kanama, hepatosplenomegali tespit edilen, izleminde ensefalopati, kanama diyatezi, hepatik ve renal yetmezlik gelişen, klinik ve laboratuar bulgularıyla leptospiroz tanısı konulan 8 yaşında erkek hasta sunuldu. 14 günlük kristalize penisilin ve yoğun destek tedavisi ile nörolojik ve hematolojik anormallikler ile birlikte renal ve hepatik yetmezliğin düzeldiği görüldü. Sonuç olarak, çocuklarda sarılık, ensefalopati, çoklu organ yetersizliği, kanama diyatezi kliniği ile başvuran hastalarda çevresel risk faktörü varlığında leptospiroz ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamak isteriz.Article Hastaneye Başvuran Malnutrisyonu Ve/veya Tekrarlayan Akciğer Enfeksiyonu Olan Çocuklarda Kistik Fibrozis Sıklığı Araştırılması(2010) Doğan, Şekibe Zehra; Peker, Erdal; Okur, Mesut; Akbayram, Sinan; Doğan, Murat; Arıyuca, Sevil; Cesur, YaşarKistik fibroz (KF), transmembran ileti regülasyonu genindeki mutasyon sonucu oluşur ve otozomal resesif kalıtım gösteren beyaz ırkın en sık rastlanan ölümcül hastalığıdır. Hastalığın sıklığı beyaz ırkta 1/2500-1/3500, Afrika kökenli Amerikalılarda 1/1700 civarındadır. KF’nin ülkemizdeki sıklığı ise bilinmemektedir. Bu çalışmada, hastaneye başvuran tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ve/veya malnutisyonu olan çocuklarda Kistik fibrozis sıklığının bulunması amaçlanmıştır. Çalışmaya Şubat 2007 ile Ocak 2010 tarihleri arasında kliniğimize başvuran tekrarlayan akciğer ve/ veya malnutrisyonu olan vakalar alındı. Vakalarda kistik fibrozis tanısı, kistik fibrozis kliniği ile uyumlu bulgulara sahip olma, diğer hastalıkların dışlanması ve ter testi pozitifliği esaslarına göre kondu. Çalışmaya 491 çocuk vaka alındı. Vakaların yaşları minimum 2, maksimum 216 ay olup ortalama 26,1±35.01 ay idi. Vakaların 335 (%68.3)’si erkek, 156 (%31.7)’ü kız idi. Çalışmaya alınan vakalar ter testi sonucuna göre değerlendirildiğinde pozitif ter testi vaka sayısı 35 (%7.1) idi. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu olan çocuklarda KF sıklığı %5.3, malnutrisyonu olanlarda %8.8, malnutrisyonu ve/ veya tekrarlayan akciğer enfeksiyonu olan çocuklarda ise %7.1 (%95 Confidence interval 3.9 -9.2) olarak bulundu. Bu çalışma ile biz hastaneye başvuran malnutrisyon ve/veya tekrarlayan akciğer enfeksiyonu olan olgularda Kistik Fibrozis tanısının erken konulması ve geç komplikasyonlarının önlenmesi için mutlaka akılda tutulması gerektiğini vurgulamak istedik.specialization-in-medicine.listelement.badge The Examination of Trace Elements' Levels in Children With Pneumonia(2013) Doğan, Şekibe Zehra; Akbayram, SınanDünya Sağlık Örgütü?nün 1999 verilerine göre dünyada her yıl iki yaş altında 10,5 milyon çocuk önlenebilir ve tedavi edilebilir 5 hastalık nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Bu ölümlerin %28?inden solunum yolları enfeksiyonları sorumludur. Alt solunum yolu enfeksiyonu, gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde 1 yaş altı çocuk ölümlerinde 2.sırayı, 5 yaş altı çocuk ölümlerinde ise 1. sırayı almaktadır. Bu veriler gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde 2 yaş altı çocuklarda pnömonilerin yüksek mortalite ve morbiditeye yol açan önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir. Tüm canlılarda hücrelerin proliferasyonu ve büyümesi için glukoz, yağ asitleri ve vitaminlerin yanında minarellere ve eser elementlere de gereksinim olduğu bilinmektedir. Biyolojik eser elementler tüm hücrelerin DNA replikasyonu, RNA transkripsiyonu, hücre bölünmesi ve aktivasyonu için gereklidir. Ayrıca önemli proteinlerin yapısına girer, enzimlerin aktif bölgelerinde görev alırlar. Eser elementlerin eksikliklerinde ise immün sistemin fonksiyonunu bozulur ve enfeksiyonlara direnç azalır, T lenfositler yeterince etkili olamaz. Toprak ve bitki analizleri Türkiye?de toprakların ve bitkilerinin bazı eser elementleri çok düşük düzeyde içerdiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle biz bu çalışma ile sağlıklı çocuklardaki ve yaşamın ilk yıllarında pnömoni geçiren ve hastaneye yatırılan hastalarda, serum eser element seviyelerini tespit etmeyi amaçladık. Çalışmaya Ocak 2013-Mart 2013 tarihleri arasında Çocuk sağlığı ve hastalıkları servisnde yatan 40 pnömonili çocuk ile herhangi bir sağlık problemi olmayan 30 sağlıklı çocuk alındı. Hasta ve kontrol gruplarında eser element düzeyleri incelendi. Hasta grubunun fizik muayene bulguları kaydedildi. Olgu grubunun yaşları 1-24 ay arasında değişmekte olup ortalama 14.2±5,67 aydı. Kontrol grubunun yaşları ise olgu grubuna benzer şekilde 1-24 ay arasında olup ortalama 13,2 ± 5,29 aydı. Her iki grup arasında yaş dağılımı açısından fark bulunmadı (p>0,05). Her iki grup arasında cinsiyet dağılımı açısından fark yoktu (p>0,05). Gruplar arasında aşılanma, D vitamini desteği, demir proflaksisi ve gebelik haftalarına göre dağılımları açısından anlamlı fark yoktu (p>0,05). Olgu gruplarının anne sütü kullanım süresi, evde yaşayan kişi sayısı ve kardeş sayıları açısından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark görüldü. Çalışma grubunda anne sütü alım süresi daha kısa idi. Gruplar arasında hemogram, beyazküre, hematokrit, trombosit sayıları, serum sodyum, potasyum, AST, ALT, çinko ve bakır düzeyleri açısından anlamlı farklılık görüldü. Eser elementlerden serum çinko ve bakır düzeyleri çalışma grubunda kontrol grubuna göre belirgin şekilde düşük bulundu. Bununla birlikte serum çinko düzeyleri kalp yetmezliği gelişen grupta gelişmeyen gruba göre oldukça düşüktü. Ayrıca CRP düzeyleri, hastanede kalış süresi ve eksitus oranları ile serum çinko düzeyleri arasında negatif korelasyon bulundu. Sonuç olarak bu bulgular pnömonili çocuklarda çinko desteğinin rutin antibiyotik tedavisi yanında verilebilecğini düşündürmektedir.