Browsing by Author "Doğan, Eser"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Specialist Thesis Retrospective Evaluation of Patients Followed Up With the Diagnosis of Immune Thrombocytopenic Purpura, Eser Dogan, Md., Dissertation, Van,(2020) Doğan, Eser; Karaman, KamuranAmaç. Bu çalışmada İTP tanısı almış hastaların retrospektif olarak incelenmesi ve hastaların başvuru anındaki klinik özellikleri ve tedavi seçiminin etkinliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem. Çalışma Van Dursun Odabaşı Tıp Merkezi Hastanesi Pediatrik Hematoloji Polikliniği'nde 1 Ocak 2013- 31 Eylül 2019 tarihleri arasında ITP tanısı alan 503 olgunun dosyaları retrospektif olarak incelenmesi ile gerçekleştirilmiştir. Olguların sosyodemografik özellikleri ile tanı ve tedavi özellikleri kaydedilmiştir. Veriler SPSS 21,0 paket programında uygun istatistiksel yöntemler ile analiz edilmiş, p<0,05 olması anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular. Çalışmaya Pediatrik Hematoloji Polikliniğinde ITP tanılı 503 çocuk alınmıştır. Olguların %52,3'ü(n=263) erkek, %47,7'si kızdır(n=240). Başvuru anında veya yakın zamanda %29,8'inde(n=148) üst solunum yolu enfeksiyonu, %7,6'sında(n=38) akut gastroenterit, %3,2'sinde(n=16) aşı hikâyesi vardı. Olguların tanı anındaki fizik muayenelerinde %54,9(n=273) ekimoz, %21,7(n=108) epistaksis, %20,3'ünde(n=101) peteşi saptandı. Olguların %69,6'sı(n=346) ilk üç ay içinde, %2,8'i(n=14) üç ayı geçen ancak bir yıllık süre içinde remisyona girmiş, %27,6'sı(n=137) bir yıllık süreçte remisyona girmeden kronikleşmiştir. Takiplerde kronik İTP tanılı olguların %65'i(n=89) remisyona girmiştir. Çalışmamızdaki tüm olguların %88,7'si(n=446) remisyona girmiştir. İlk bir yılda remisyona giren olguların tedavisinde %40,2'sine(n=200) İVİG, %9,1'ine(n=45) İVİG + pulse steroid, %7,2'sine(n=36) pulse steroid, %2,4'üne(n=12) İVİG + düşük doz steroid uygulanmış, %34,6'sı(n=172) tedavisiz takip edilmiştir. Kronik İTP'li olguların tedavisinde %6,6'sına (n=33) düşük doz steroid, %2,6'sına (n=13) İVİG +düşük doz steroid, %1,8'ine (n=9) pulse steroid, %1,8'ine (n=9) İVİG +düşük doz steroid + Eltrombopag, %1,4'üne (n=7) İVİG verilmiş, %6,2'sine (n=31) herhangi bir tedavi verilmemiştir. Çalışmamızda kronik ITP'li kız cinsiyeti olan olguların kronik İTP'li erkeklere göre istatistiksel olarak daha az remisyona girdikleri saptandı(p<0,05). Tanı anında veya yakın zamanda ÜSYE geçiren olguların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla remisyona girdikleri saptanmıştır(p=0,024). Tanı anında epistaksis bulgusu olmayan olguların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla remisyona girdikleri saptanmıştır(p=0,027). Tanı anındaki kan tetkiklerinde MPV değeri düşük, platelet sayısı ve sedimantasyon değeri yüksek olan olguların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha fazla remisyona girdiği saptanmıştır(p<0,05). Tanı anında verilen ilk tedavilerde pulse steroid, düşük doz steroid ve IVIG seçimlerinde benzer yanıt alındığı, istatistiki olarak birbirlerine üstünlüğü olmadığı belirlenmiştir(p>0,05). Kronik ITP tanılı olgulardaki tedavi seçiminde anti-D tedavisi verilen olguların istatiksel olarak daha az remisyona girdiği, diğer tedavilerden pulse steroid(p=0,008), düşük doz steroid(p=0,021), eltrombopag(p=0,001), IVIG(p<0,001) ve splenektomi(p=0,007) yapılan olgularda alınan tedavi yanıtında istatiksel bir fark olmadığı görüldü. Sonuç. ITP tanılı olgulardan erkek cinsiyet, daha küçük yaşta tanı alan, başvuru anında epistaksis şikâyeti olmayan, ÜSYE hikâyesi olan olguların remisyon sıklığının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Tanı anında trombosit sayısı ve sedimantasyon değeri yüksek olan, MPV değeri daha düşük olguların remisyon sıklığının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kronik ITP'li olgularda Anti-D tedavisi almayanların remisyon sıklığının daha fazla olduğu tespit edilmiştir.