Browsing by Author "Efe, Servet"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Association of Multiple Myeloma and Gastric Adenocarcinoma(2011) Atmaca, Murat; Demir, Cengiz; Efe, Servet; Taşdemir, EyüpMultipl miyeloma ile solid tümör birlikteliği gösterilmiştir. Ancak multipl miyelomanın ikincil bir tümör gelişiminde bir risk faktörü olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Biz burada multipl myeloma ve mide adenokarsinomu tanılı bir olgu sunduk. Olgumuz 77 yaşında erkek hasta kemik ağrısı, sol bacakta güçsüzlük, kilo kaybı ve epigastrik ağrı şikayetleri ile başvurdu. Hastada monoklonal gammapati, kemiklerde litik lezyonlar ve kemik iliğinde plazma hücre infiltrasyonu tespit edildi. Endoskopik incelemede midenin kardiya proksimalinde kitle tespit edildi, ülsere kitleden alınan biyopsi örneklerinde adenokarsinom saptandı.Sonuç olarak, bu iki hastalık birlikte görülebilir. Bu iki hastalığın birlikte görülmesinin açıklaması ileri geniş çaplı araştırmaların yapılmasını gerektirmektedirArticle Bruselloz Olgularında Yüksek Ferritin Düzeyleri:3 Olgu Sunumu(2007) Karahocagil, Mustafa Kasım; Akdeniz, Hayrettin; Dilek, İmdat; Efe, ServetBruselloz bir infeksiyon hastalığı olması nedeniyle, C-reaktif protein ve ferritin gibi akut faz reaktanlarını yükseltmektedir. Çalışmamızda; bruselloz tanısı konan ve çok yüksek ferritin değerleri olan 3 olgu sunuldu. Üçü de erkek olan olguların yaşları sırasıyla 17, 40 ve 45 idi. Her üç olgu da semptomatik olup brusella aglütinasyon titreleri 1/1280’in üzerindeydi. Olguların ferritin değerleri sırasıyla 1500 ng/mL, 893 ng/mL ve 816 ng/mL bulundu. Olgulardan ilk ikisi doksisiklin, streptomisin ve rifampisin, diğeri ise doksisiklin, gentamisin ve siprofloksasin ile tedavi edildi. Bruselloz tedavisi sonrası, klinik tablo düzeldi ve ferritin düzeyleri normal sınırlara geriledi. Sonu olarak, bu üç olgu bruselloz hastalarında ferritinin çok yüksek düzeylere çıkabileceğini göstermektedir.Article Prevalence of Autoantibodies Related To Some Autoimmune Disorders in Patients With Chronic Idiopathic Thrombocytopenic Purpura(Sage Publications inc, 2011) Demir, Cengiz; Esen, Ramazan; Atmaca, Murat; Efe, ServetWe investigated the prevalence of antinuclear antibody (ANA), thyroid antimicrosomal (AMA) and antithyroglobulin (ATA), antigliadin (AGA) immunoglobulin G (IgG)-A, anti-endomisium (EMA) IgG-A, and tissue transglutaminase (tTG) IgG-A in 87 patients with chronic idiopathic thrombocytopenic purpura (cITP) and in 95 healthy controls. Antinuclear antibody positivity was found in 13 of 87 patients and 3 of 95 controls (P = .007). Antithyroglobulin positivity was found in 27 of patients and in 7 of the controls (P < .001). AMA positivity was found in 20 of patients and 8 of the controls (P = 0.008). Antigliadin IgG was positive in 17 patients and 1 controls (P < .001) whereas Antigliadin IgA was positive in 9 of patients and in 1 of the controls (P = .007). Anti-endomisium (IgG and IgA were not different between both groups. Tissue transglutaminase IgG was detected in 7 of patients and in 1 of the controls (P = .029). Tissue transglutaminase IgA was detected in 5 of patients and in none of the controls (P = .023). We believe that larger studies are needed to determine the long-term impact and clinical importance of these autoantibodies.specialization-in-medicine.listelement.badge Yuzuncu Yil University Trainning Hospital Donated Blood and Product Units To Evaluate the Indications of Blood Product Type Distribution Rates in the Manner of Early Complications, Complication Frequencies According to the Type of Product(2007) Efe, Servet; Dilek, İmdatBu çalışma, Aralık 2005 - Haziran 2006 tarihleri arasında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Kan Merkezinden kliniklere transfüzyon amacıyla verilen 1989 ünite kan veya kan ürününün transfüzyon endikasyonları, komponent kullanma oranları, erken dönem transfüzyon komplikasyonları ve komplikasyonların verilen kan komponentine göre dağılımını belirlemek amacıyla prospektif olarak yapılmıştır. Transfüze edilen ürünlerin %50'si tam kan, %26'sı eritrosit süspansiyonu, %19.8'i taze donmuş plazma ve %4.2'si trombosit süspansiyonu idi. Kan ve komponentlerinin %30.8'i İç Hastalıkları, %11.9'u Genel Cerrahi, %16.8'i Kadın Doğum, %15.3'ü Çocuk Hastalıkları ve % 25.2'i ise diğer servislerde kullanıldı. Kullanılan tam kanların %54.8'i taze kan idi. Tam kanların %45.3'ü hemoglobin değerleri 8-10 g/dl arasında olan hastalara transfüze edildi. Eritrosit süspansiyonların %46'sı hemoglobini 8 g/dl'nin altında olan hastalara transfüze edildi. Trombosit süspansiyonların %56.2'si trombosit sayısı < 10x103/mm3 olan hastalara transfüze edildi.Taze donmuş plazmaların %36'sıi oral antikoagülan kullanımına bağlı kanaması olan hastalara verildi. Tüm transfüzyon yapılan hastaların %3'ünde transfüzyonla ilişkili akut komplikasyonlar gelişti. Bunların %1.8'inde akut febril nonhemolitik reaksiyon (FNHR) gelişti.( Akut FNHR, tam kan alan hastaların %1.9'unda, eritrosit süspansiyonu alanların %2.3'ünde ve trombosit süspansiyonu alan hastalarında %6.25'inde ). Akut FNHR daha çok (%61.2) beş ünite ve üzerinde transfüzyon yapılan hastalarda görüldü. Ürtiker olguların %0.95'inde görüldü.( Tam kan alanların %0.9'unda, eritrosit süspansiyonu alanların %1.14'ünde ve trombosit süspansiyonu alanlarında %5'inde ). İki hastada (%0.1) hipokalsemi, ACE inhibitörü kullanan 2 hastada (%0.1) hipotansiyon, bir hastada (%0,05) transfüzyon sonrası hipertansiyon ve bir hastada ise (%0.05) hiperkalemi gelişti. Sonuç olarak hastanemizde tam kan kullanım oranının ortalama %50 olduğu ve en çok kan ve kan ürününü kullanan bölümün İç Hastalıkları olduğu görüldü.Tam kan kullanım oranlarımızın Türkiye ortalamasına yakın olduğu anlaşıldı. Bununla birlikte tam kan kullanım oranının hala yüksek olduğu görülmektedir. Transfüzyonlara bağlı akut reaksiyon oranlarının literatürde bildirilen oranlara benzer olduğu görüldü. Komponent kullanımının artırılması ve hastaların gereksiz riske sokulmaması için konu ile ilgili bilgilendirilme çalışmalarının artarak devam etmesi gerektiği kanaatine varıldı.