Browsing by Author "Ekin, Zehra"
Now showing 1 - 20 of 20
- Results Per Page
- Sort Options
Article Accumulation and Tolerance of Pb in Some Bioenergy Crops(Hard, 2018) Celebi, Seyda Zorer; Ekin, Zehra; Zorer, Ozlem SelcukContamination of agricultural soil is a worldwide problem, with heavy metals being a major part of the concern. Bioenergy crop production is also a profitable phytoremediation strategy using biofuel crops for both utilization and remediation of contaminated soil. To investigate lead (Pb) accumulation and tolerance of three different energy crop cultivars, three-week-old healthy seedlings were grown in Hoagland solution supplemented with five different concentrations of Pb 0, 25, 50, 100, and 150 mg/kg. At the end of 30 days, Pb content and translocation, tolerance index, bioconcentration factor, and growth parameters of the plants were evaluated in the study. Results showed that increasing Pb concentrations did not affected the growth and development of Sunburst (Panicum virgatum L.) and Dincer (Carthamus tinctorius L.) cultivars. The highest Pb contents were also found in roots and shoots of Sunburst and Tarsan-1018 (Helianthus annuus L.) cultivars. Dincer cultivar has a high ability to transfer Pb from root to shoot when compared to others. These results suggest that these cultivars may be good candidates for remediation of Pb-contaminated areas for use in biofuel production.Article Bazı Patates (Solanum Tuberosum L.) Çeşitlerinin Ahlat Ekolojik Koşoullarındaki Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi(2009) Ekin, ZehraBu araştırma farklı olum sürelerine sahip bazı patates çeşitlerinin Bitlis-Ahlat ekolojik koşullarında adaptasyon yeteneklerini tespit etmek amacıyla 2007 ve 2008 yıllarında yürütülmüştür. Çalışma Tesadüf Blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Araştırma sonucunda denemeye alınan patates çeşitlerinin Ahlat koşullarında morfolojik özellikler ile verim ve kalite özellikleri açısından önemli derecede farklılıklar gösterdikleri belirlenmiştir. İki yıllık ortalama değerlere göre patates çeşitlerinin toplam yumru verimi değerleri 3.89 t da-1 (Van Gogh) ile 11.37 t da-1 (Melody) arasında değişim göstermiştir. Orta geçci Melody çeşidi her iki yılda da en yüksek yumru verimi ile ön plana çıkarken, bu çeşidi Pasinler 92, Caspar ve Lady Olympia çeşitleri izlemiştir.Master Thesis Determination of Agricultural and Technological Characteristic of Newly Developed Some Safflower (carthamus Tinctorius L.) Varieties in Van Condition(2022) Aktaş, Hicret; Ekin, ZehraBu araştırma, yeni geliştirilen bazı aspir çeşitlerinde Van koşullarında verim ve bazı kalite özelliklerini tespit etmek amacıyla 2020 yılı vejetasyon döneminde (Nisan-Eylül) yürütülmüştür. Araştırmada Balcı, Linas, Olas, Göktürk, Asol, Hasankendi, Zirkon, Olein, Koç, Safir, Sevetağa, Ayaz, Yenice, Dinçer ve Remzibey olmak üzere 15 aspir çeşidi kullanılmıştır. Tarla denemesi tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Araştırmada çeşitlere göre; bitki boyu 57.2 – 82.9 cm (Olein-Yenice), ilk dal yüksekliği 39.9 - 68.0 cm (Koç-Yenice, Linas), bitki başına dal sayısı 3.4 – 6.5 adet (Asol, Servetağa-Koç), bitki başına tabla sayısı 13.1 – 4.3 adet (Asol-Koç), tabla çapı 24.93 – 21.23 mm (Ayaz-Zirkon), tabla başına tane sayısı 21.73 - 37.17 adet (Olas-Zirkon), bin tane ağırlığı 29.63- 44.07 g (Yenice-Linas, Dinçer, Balcı, Koç), tane verimi 102.0 - 249.3 kg/da (Dinçer-Ayaz, Koç), kabuk oranı % 41.98 - 60.34 (Yenice-Koç, Hasankendi), yağ oranı %25.3 – 28.9 (Zirkon-Göktürk) ve yağ verimi 26.1 - 66.4 kg/da (Dinçer-Ayaz) arasında değişmiştir. Araştırma sonucunda, tane ve yağ verimi bakımından yüksek değerlerin elde edildiği Ayaz, Koç ve Remzibey-05 çeşitlerinin Van koşullarına uygun olduğu ve benzer ekolojik koşullara sahip yörelerde başarılı bir şekilde yetiştirilebileceği kanısına varılmıştır.Doctoral Thesis Determination of Agro-Morphological and Quality Characteristics and Genetic Relationships With Agro-Morphological and Quality Properties of Native and Foreign-Originated Sweet Fennel (foeniculum Vulgare Mill. Var. Dulce) Cultivars and Populations at the Molecular Level(2024) Demir, Savaş; Ekin, ZehraBu araştırma, 2022 ve 2023 yıllarında Van ekolojik koşullarında farklı yörelerden temin edilen yerli ve yabancı orijinli rezene (Foeniculum vulgare var. dulce) çeşit ve popülasyonlarının agro-morfolojik ve kalite özellikleri ile genetik ilişkilerinin moleküler düzeyde belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Denemede bitki materyali olarak biri Almanya kökenli tescilli çeşit (Berfena) ve 37'si yerli ve yabancı orijinli olmak üzere toplam 38 rezene genotipi kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuçlara göre, rezene genotipleri arasında fenolojik, verim ve kalite bileşenleri yönünden istatistiksel olarak önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Dekara meyve verimleri iki yılın ortalaması itibariyle 103.33-242.00 kg/da arasında değişmiştir. Çalışmada en yüksek meyve verimi Sazak köyü genotipinden elde edilmiş olup bunu İzmir (236.95 kg/da) ve Şanlıurfa I (223.51 kg/da) genotipleri izlemiştir. Uçucu yağ oranları %1.12-3.84 arasında değişmiş olup, en yüksek uçucu yağ içeren genotip Berfana çeşidi olmuştur. Uçucu yağ bileşenleri bakımından, başlıca bileşenlerden trans-anethol (%38.33-90.3), estragol (% 3.96-42.56), fenchone (%0.83-11.51) ve limonene (%1.91-15.21) olmuştur. Sonuç olarak dekara meyve verimi, uçucu yağ oranı ve bileşenleri ve diğer özellikler bakımından yerel orijinli Burdur-Sazak köyü genotipi başta olmak üzere, İzmir, Şanlıurfa I ve Tokat I genotipleri ile yabancı orijinli rezenelerden Almanya kökenli Berfena ve Berg, Irak kökenli Erbil ve İran orjinli Urmiye ve Şiraz genotiplerinin üstün özellikleriyle öne çıkan genotipler olduğu belirlenmiştir. Çalışmada rezeneye ait 38 genotip örneğinin moleküler tanılaması yapılmış ve örneklerden izole edilen genomik DNA'lardan ITS bölgelerinin çoğaltılması amacıyla evrensel ITS4 ve ITS5 primerleri kullanılarak PCR analizine tabi tutulmuş ve Sanger sekanslama ile analizi sonucunda tüm PCR ürünlerinin Foeniculum vulgare var. dulce olduğu belirlenmiştir. Örneklerin filogenetik ilişkileri değerlendirildiğinde birbirleriyle yakın ilişkili olduğu belirlenmiştir. Popülasyonlar ile bulundukları alanlar arasında genetik farklılaşma olduğu tespit edilmiştir.Master Thesis Determination of Morphological, Yield and Quality Characteristics of Crambe Orientalis L. Naturally Grown in the Province Van(2019) Kaya, Mensur; Ekin, ZehraBu çalışma, Van ili doğal florasından toplanılan Crambe orientalis var. orientalis türünün morfolojik, verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla 2018 yılında 3 farklı lokasyonda (Erciş, Van Merkez, Gevaş) yürütülmüştür. C. orientalis'in meyve ve tohumlarında yağ oranları ve yağ bileşenleri belirlenmiştir. Araştırmada bitki boyu (134.15-145.08 cm), ana dal sayısı (1.54-2.23 adet/bitki), ilk dal yüksekliği (9.62-12.00 cm), meyve çapı (3.35-3.42 mm) ve tohum çapı (2.60-2.71 mm) bakımından lokasyonlar arasındaki farklılıklar önemli bulunmamış, en yüksek bitki başına meyve ağırlığı(118.24 g/bitki ve 146.96 g/bitki) ve tohum ağırlığı (81.04 ve 100.17 g/bitki) sırasıyla Van Merkez ve Erciş lokasyonlarında, bitki başına tohum sayısı (12575.0 adet/bitki) Erciş'te, bin tohum ağırlığı (8.34 g) ve bin meyve ağırlığı (11.80 g) ise Van Merkez'de belirlenmiştir. Araştırmada C. orientalis'in en yüksek meyve ve tohum yağ oranı sırasıyla %18.13 ve%37.97 ile Van Merkez'de elde edilirken,endüstriyel olarak önemli olan erusik asit içeriği ise meyve ve tohum yağında sırasıyla %39.23 ve %41.21 ile Erciş lokasyonundan elde edilmiştir. Araştırma sonucunda Erciş ve Van Merkez lokasyonlarında bu bitkilerin verimlerinin, yağ ve erusik asit oranlarının arttırılmasına yönelik daha ileri araştırmalara ihtiyaç olduğu kanısınavarılmıştır. Anahtar kelimeler:Crambe orientalis, Erusik asit, Yağ oranıArticle Determination of Yield and Quality Characteristics in Some Maize (Zea Mays L.) Varieties(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ, 2018) Kilinc, Sevda; Karademir, Cetin; Ekin, ZehraThis study was carried out to determine quality, yield and yield components and suggesting suitable maize varieties for the region. The research was laid out as randomized complete block design with four replications in 2015 maize growing season in Diyarbakir GAP International Agricultural Research and Training Center. PR31D24, Kalipso, 70MAY82, Suerto, P1921, DKC6724 grain maize varieties with different properties were used as material. According to the obtained results, there were significant differences among varieties in terms of ear length, ear diameter, stem diameter, the number of ear per plant, kernel/ear rate, 1000 kernel weight, grain moisture at harvesting, starch rate, crude fat rate and hectoliter. The P1921 variety sustained the highest yield of 1518.10 kg da(-1).Master Thesis Determination of Yield and Quality Characteristics of Some Safflower (carthamus Tinctorius L.) Varieties Grown Under Hakkari-Yüksekova Conditions(2022) Özer, Hicran; Ekin, ZehraBu çalışma, Hakkari/Yüksekova ekolojik koşullarında farklı aspir çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) verim ve kalite özelliklerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Denemede ülkemizde yetiştiriciliği yapılan Remzibey, Linas, Yenice, Balcı, Göktürk ve Dinçer aspir çeşitlerinin yanı sıra 2018 ve 2019 yıllarında tescil edilen yeni geliştirilmiş Hasankendi, Olein, Koç ve Safir aspir çeşitleri olmak üzere on farklı aspir çeşidi materyal olarak kullanılmıştır. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Yapılan istatistiki analiz sonucunda incelenen özelliklerin farklı seviyelerde önemli olduğu; tane verimi (168.1 kg/da) ve ham yağ oranı (%33.0) bakımından Balcı çeşidinin, ham yağ verimi değerleri bakımından Balcı (48.9 kg/da) ve Linas (49.1 kg/da) çeşitlerinin, bitki boyu (62.7 cm) ve ilk dal yüksekliği (47.7 cm) bakımından Yenice çeşidinin, bitki başına tabla sayısı (8.0 adet) bakımından Olein çeşidinin, tabla çapı bakımından Olein (23.36 mm), Hasankendi (22.74 mm), Koç (22.54 mm), Safir (22.18 mm) ve Dinçer (22.18 mm) çeşitlerinin ve bin tane ağırlığı bakımından Linas, Dinçer ve Balcı (sırasıyla 40.78, 40.23 ve 40.03 g) çeşitlerinin üstün olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonuçları Yüksekova koşullarında Balcı ve Linas çeşitlerinin başarı ile yetiştirilebileceğini göstermiştir.Article The Effect of Bacillus Sp Osu-142 Inoculation at Various Levels of Nitrogen Fertilization on Growth, Tuber Distribution and Yield of Potato (Solanum Tuberosum L.)(Academic Journals, 2009) Ekin, Zehra; Oguz, Faruk; Erman, Murat; Ogun, ErdalThe objective of this study was to evaluate the yield response of potato to inoculation with Bacillus sp. OSU-142 at three levels of N fertilization (0, 120, and 240 kg ha(-1)) under field conditions in Ahlat District of Eastern Anatolia Region of Turkey in 2006 and 2007. Tuber inoculation with Bacillus sp. OSU-142 significantly affected yield and yield components in both years. Tuber yields and yield components were higher at all levels of nitrogen fertilizer in the inoculated plots as compared to the control. However, beneficial effect of Bacillus sp. OSU-142 on tuber yield was noted at 120 kg N ha-1, possibly indicating either more effective of inoculation in the low-N input agriculture or an interaction of Bacillus sp. OSU-142 with higher yielding seasonal conditions. In general, more response to inoculation was observed in the absence of major crop growth limitations, suggesting the complementary contribution of the Bacillus sp. OSU-142 treatment to more efficiently developing higher yielding potato.Master Thesis Effect of Foliar Application of Urea and Nano-Nitrogen Fertilizers on Some Morpho-Physiological, Yield and Quality Characteristics of Basil (ocimum Basilicum L.)(2022) Al-salıhı, Mahır Essa Jumaa; Ekin, ZehraLamiaceae familyasından fesleğen bitkisi (Ocimum basilicum L.), gıda, kozmetik ve sağlık endüstrilerinde kullanılan en önemli aromatik ve tıbbi bitkilerden biridir. Bu çalışma farklı dozlarda uygulanan nano-azot ve üre gübresinin fesleğenin morfo-fizyolojik özellikleri ve uçucu yağ verimi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla, 2021 yılında Kalar Süleymaniye, Irak'ta tesadüf bloklarında faktöriyel deneme desenine göre 3 tekerrürlü yürütülmüştür. Denemede nano-azot (N) ve üre (U) gübreleri 4 farklı dozda ( 0, 4, 8 ve 12 kg/da) uygulanmıştır. Azotlu gübreler çiçeklenme dönemine kadar 15 gün ara ile yapraktan uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, farklı form ve dozda uygulanan azotlu gübrenin bitki boyunu, bitki yaş ve kuru ağırlıklarını, klorofil içeriğini, yaprak alanını, yaprak ve dal sayısını, taze ve drog herba verimlerini, drog yaprak verimini ve uçucu yağ içeriğini önemli ölçüde etkilediği tespit edilmiştir. Her iki gübre uygulamasında kök yaş ve kuru ağırlıkları artan gübre dozları ile artmış, ancak iki çeşit gübre arasında önemli bir fark bulunmamıştır. En yüksek klorofil içeriği ve yaprak alanı nano azot (N4) uygulamasından elde edilmiştir. Taze ve drog herba verimleri açısından ise uygulamalar arasında önemli bir fark bulunmuştur. Ayrıca, nano-azot (N4) uygulaması, uçucu yağ içeriğini ve verimini önemli ölçüde arttırmış ve kontrole göre sırasıyla %59.3 ve %81.5 daha yüksek verim sağlamıştır. Araştırma sonuçları, azotlu nano gübrenin yaprak uygulanmasının, fesleğen bitkisinin drog herba ve yaprak verimleri ile uçucu yağ içeriğini artırmada önemli etkilerinin olduğunu göstermiştir.Doctoral Thesis The Effects of Biofertilizer Applications Under Water Stress on Morphological, Physiological and Yield Parameters, Essential Oil Ratio and Components and Antioxidative Enzyme Activities of Basil (ocimum Basilicum L.) Plant(2023) Özmen, Seyran; Ekin, ZehraSürdürülebilir bitkisel üretim, son yıllarda yoğunluklu olarak yürütülen faaliyet alanlarının öncelikli üretim tekniklerinden biridir. Bu çalışmada, su stresi koşullarında biyogübre uygulamalarının fesleğen (Ocimum basilicum L.) bitkisinin morfolojijk, fizyolojik ve verim parametreleri, uçucu yağ oranı ve bileşenleri ile antioksidatif enzim aktiviteleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışmada Pseudoalteromonas tetraodonis (TV126C) ve Brevibacillus choshinensis (TV53D) bakterileri yalnız ve vermikompost ile karışım halinde midnight fesleğen çeşidine ait bitkilere inokule edilerek, tarla kapasitesinin (TK) azalan katlarıyla oluşturulan üç farklı su stresi (kontrol grubu: %100TK, orta şiddetli su stresi: %50TK ve şiddetli su stresi: %25TK) altında yetiştirilmiştir. Faktörler, tesadüf parsellerinde faktöriyel düzende uygulanmıştır. Çalışmada en yüksek bitki boyu (32.39 ve 32.20 cm), yeşil herba ağırlığı (12.04 ve 11.93 g/bitki), drog herba ağırlığı (2.69 ve 2.71 g/bitki) ve yeşil yaprak ağırlığı (9.77 ve 9.75 g/bitki) sırasıyla orta şiddetli su stresi altında TV126C+V ve %100 sulama düzeyinde TV126C+TV53D+V uygulamalarından elde edilmiştir. En yüksek drog yaprak ağırlığı (2.31 g/bitki) ve klorofil içeriği (27.91 ve 27.39 µg cm-2) değerleri ise orta şiddetli su stresi koşullarında TV126C+TV53D+V ile %100 sulamada TV126C uygulamalarında belirlenmiştir. Araştırmada şiddetli ve orta şiddetli su stresi koşullarında TV126C+TV53D bakterilerinin gerek yalnız gerekse vermikompost ile birlikte uygulamalarından en yüksek uçucu yağ oranı değerleri elde edilirken, linalool, 1,8-cineole, metil cinnamate, eugenol, methyleugenol, trans-caryophyline, δ-cadinol, β-elemene ve germacrene-D uçucu yağ bileşenlerinin ise biyogübre uygulamalarına göre değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. Çalışmada şiddetli su stresi koşullarında bakterilerin yalnız ve vermikompost ile karışım halinde uygulamalarında en yüksek CAT, APX ve SOD enzim aktiviteleri belirlenirken, MDA ve H2O2 aktivitelerinde ise azalış gösterdiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, azot fikse edebilen TV126C ve fosfor çözebilen TV53D bakterileri ile vermikompostun birlikte uygulamalarının fesleğen yetiştiriciliğinde su stresine karşı etkili ve sürdürülebilir bir yöntem olduğu değerlendirilmektedir. Anahtar kelimeler: Antioksidan enzim aktivitesi, Biyolojik gübreler, Fesleğen, Kuraklık stresi, Uçucu yağ, VermikompostArticle Evaluation of Plant Metal Content and Biomass Yield for the Phytoextraction of Pb and Cd by Hydroponically Cultivated Crop(Parlar Scientific Publications (p S P), 2017) Celebi, Seyda Zorer; Ekin, ZehraThe aim of this study is to determine the hyperaccumulation and phytoextraction capacities of TR3080 (sunflower), Blackwell (swtichgrass) and Linas (safflower) varieties toward lead and cadmium heavy metals. Plants are grown in 5 Pb (0, 25, 50, 100, 150 mg kg(-1)) and 5 Cd (0, 1, 5, 10, 20 mg kg(-1)) concentrations of Hoagland solution. In Pb concentrations of TR3080, root and shoot growth did not decrease. Blackwell was the variety that could absorb the highest amount of Pb in its root and shoot. Both of the variety continued their growth under Pb and showed property of accumulating high amounts of Pb; these facts indicate that they have hyperaccumulation capacity. High BCF and TF values in Pb concentrations of TR3080, Blackwell, and Linas yielded that these varieties could be used for phytoextraction in Pb contaminated soils. In all varieties, although a decrease in growth as a result of high Cd concentrations was observed, they could store high amounts of Cd and high BCF values were recorded. Nevertheless, TF values of all varieties were low. Therefore, usability of TR3080, Blackwell, and Linas varieties for remediation of Cd contaminated areas by phytostabilization should be considered.Article Integrated Use of Humic Acid and Plant Growth Promoting Rhizobacteria To Ensure Higher Potato Productivity in Sustainable Agriculture(Mdpi, 2019) Ekin, ZehraIn sustainable agriculture, seeking eco-friendly methods to promote plant growth and improve crop productivity is a priority. Humic acid (HA) and plant growth promoting rhizobacteria (PGPR) are among the most effective methods that utilize natural biologically-active substances. The aim of the present study was to analyze the effect of the presence of HA on potato (Solanum tuberosum L.) inoculation with PGPR (Bacillus megatorium and Bacillus subtilis) when compared to control and recommended doses of NPK. Seed tubers treated by humic acid (200, 400, and 600 kg ha(-1)) and PGPR, separately or in combination, and NPK (50% and 100%) were planted into soil and untreated soil. Treatments were assessed for plant growth, classified tuber yields, quality, and mineral contents of potato tubers. There were highly significant increases in potato growth, tuber yields, and quality in PGPR and HA inoculated crops. Tuber size, weight, specific gravity, dry matter, starch, protein, and mineral contents (except Cu) were improved with PGPR treatments and further increased when administered with humic acids. Inoculation with PGPR mixed culture and 400 kg ha(-1) HA increased total potato tuber yield by about 140% while conventional single treatment of 100% NPK fertilizer only led to an increase in potato production of 111% when compared to the control. The results demonstrated that this integrated approach has the potential to accelerate the transformation from conventional to sustainable potato production.Article Lead Phytoremediation Potential of Hydroponically Cultivated Crop Plants(Friends Science Publ, 2017) Celebi, Seyda Zorer; Ekin, Zehra; Eryigit, TamerSome plants can be used for phytoextraction in order to remediate lead (Pb) heavy metal-contaminated soils. This study was conducted to investigate the Pb phytoextraction and biomass production potentials of Meric (sunflower), Trailblazer (switchgrass) and Remzibey-05 (safflower) varieties in hydroponic cultures. Three different plant varieties were tested in Hoagland solution supplemented by 0, 25, 50, 100, 150 mg/kg Pb concentrations. The obtained results showed that these plants could phytoextract Pb heavy metal, the ability of accumulation differed with varieties and concentrations of heavy metal. Meric's and Remzibey-05's root and shoot biomass were less affected from increasing Pb concentrations than those of Trailblazer's were. When compared to other varieties however, Trailblazer absorbed Pb through its roots more effectively. BCF (bioconcentration factor) and TF (translocation factor) values that were important in accumulation and translocation of heavy metals showed differences among varieties. While high BCF values were recorded for Trailblazer, higher TF values were recorded for Meric and Remzibey-05 than they were for Trailblazer. These results led that Meric and Remzibey-05 varieties are good candidates for phytoextraction, because of their high biomass and TF values. Trailblazer might be also utilized for the purpose of phytostabilization because it has both high root Pb content and low TF value. (C) 2017 Friends Science PublishersArticle P-Solubilizing Bacteria and Phosphorus Fertilizer Applications To Sunflower Improves Seed Set, Seed Filling Efficiency and Concentration of Macro-And Micro-Nutrients of Seeds(Soc Field Crop Sci, 2011) Ekin, ZehraPhosphate solubilizing bacteria (PSB) have an ability converting insoluble forms of phosphorus to an accessible form. The study was conducted to investigate how bacterial inoculation to unfertilized sunflower (Helianthus annuus L.) or fertilized with phosphorus affected seed set and filling efficiency, kernel yield and chemical composition of seed under field conditions. Study plots were treated with two levels of P-solubilizing Bacillus M-13 bacterium (Control and PSB) and three levels of phosphorus fertilizer (0, 50 and 100 kg P2O5 had) with three replications. Applications of PSB significantly increased seed set (8.2-20.0%), seed filling efficiency (1.3-1.9%), kernel yield (37.3-67.0%) and quality by reducing hull percentage (15.2- 24.3%) and by improving nutrient concentrations of seeds. It was concluded that application of 50 kg ha(-1) dose of P fertilizer with PSB can give similar seed set and kernel yield as with 100 kg ha(-1) dose of P fertilizer. Besides, PSB application caused a substantial increase in all macro-and micro-nutrients in seeds. In conclusion, application of P-solubilizing bacteria with or without P fertilizer leads to increase in seed set and kernel yield and alteration in nutrient concentrations in the seeds of sunflower plant.Article Performance of Phosphate Solubilizing Bacteria for Improving Growth and Yield of Sunflower (Helianthus Annuus L.) in the Presence of Phosphorus Fertilizer(Academic Journals, 2010) Ekin, ZehraThe ability of phosphate solubilizing bacteria (PSB) to convert insoluble forms of phosphorus to an accessible form is an important trait in sustainable farming for increasing plant yields. The beneficial effects of PSB on crop productivity have been widely described, but the use of PSB as biofertilizer is scarcely documented in sunflower. The objective of this study was to evaluate the effect of application of PSB, Bacillus M-13, with and without varying amounts of phosphorus (P) fertilizer on growth and yield of sunflower under field conditions. The PSB application was able to mobilize P efficiently in the sunflower and improved seed quality and oil yield. It also enhanced the head diameter, 1000 seed weight, kernel ratio and oil content and led to seed and oil yield increases of 15.0 and 24.7% over no application, respectively. However, when PSB was used in conjunction with P fertilizers, a much greater effect was observed. It was found that the highest seed yield of sunflower possible with 100 kg P(2)O(5) ha(-1) fertilizer was achieved with about 50 kg P(2)O(5) ha(-1) when used in conjunction with PSB. But the important effect of PSB on oil yield was noted at 100 kg P(2)O(5) ha(-1), possibly indicating increased PSB activity in the rhizosphere following PSB application and consequently by enhanced P solubilization as evidenced by the higher levels of P content of seed.Article Performances of Sesame Genotypes (Sesamum Indicum L.) With Different Seed Shell Colors in Semi-Arid Climate Conditions(Parlar Scientific Publications (p S P), 2018) Arslan, Huseyin; Ekin, Zehra; Hatipoglu, HasanThis research was conducted to determine the adaptability of some sesame (Sesamum indicum L.) varieties as a second crop under semi-arid climatic conditions during 2014 and 2015. The experiment was conducted on the research area of Agricultural Faculty, Kezer Campus, Siirt University, Turkey. Thirteen registered sesame species were used as material in the experiment. The experiment was carried out in a randomized block design with four replications. Planting of sesame seeds was performed by hand following the harvest of wheat planted as the first crop. The plant height, number of side branches in the plant, the first branch height in the plant, the number of capsules per plant, the number of seeds per capsule, the weight of 1000 seeds, seed yield, fat content, fat yield and protein content were determined in the study. The results of two-year study revealed that 10 out of 13 varieties were not suitable to semi-arid climatic conditions (Siirt province ecological conditions). The varieties which were not adopted to semi-arid climatic conditions (Tan 99, Sarisu, Tanas, Ozberk 82, Kepsut 99, Muganli 57, Baydar 2001, Ottoman 99, Orhangazi 99 and Cum-huriyet 99) are widely cultivated sesame cultivars in the Aegean and Mediterranean regions. The other three varieties (Arslanbey, Hatipoglu and Boydak) are mostly recommended for the Southeastern Anatolia Region. The study clearly revealed the importance of genotype x climate interaction in adaptation of sesame species to a region.Master Thesis Phytoextraction of Heavy Metals by Safflower (carthamus Tinctorius L.) Grown on Cadmium, Chromium and Lead-Contaminated Soils(2018) Karataş, Yahya; Ekin, ZehraBiyolojik temizleme yöntemleri içinde yer alan fitoekstraksiyon toprakta kirliliğe neden olan ağır metallerin, bitki kökleri vasıtası ile alınarak bitkinin yeşil aksamına taşınması ve biriktirilmesi işlemidir. Fitoekstraksiyonla metal kirleticilerin topraktan uzaklaştırılmasında biyodizel üretiminde kullanılabilecek enerji bitkilerinin yetiştirilmesi ise sürdürülebilir bir yaklaşımdır. Bu araştırmada, önemli bir biyodizel bitkisi olan aspir (Carthamus tinctorius L.)'in gelişimi, fitoekstraksiyon kapasitesi ve mineral içerikleri kadmiyum (Cd), krom (Cr) ve kurşun (Pb) ile kirlenmiş bir toprakta saksı denemesi yapılarak araştırılmıştır. Araştırmada Remzibey-05 aspir çeşidine Cd'un 0, 2.5, 5, 10, 20 mg/kg, Cr'un 0, 40, 80, 120, 160 mg/kg ve Pb'nun 0, 30, 60, 90, 120 mg/kg konsantrasyonları uygulanmıştır. 6 haftalık gelişme periyodu sonunda hasat edilen bitkilerin bitki boyu, yeşil aksam yaş ve kuru ağırlığı, ağır metal birikimi, büyüme parametrelerine göre tolerans indeksleri (Tİ), biyokonsantrasyon faktörü (BKF) ve mineral içerikleri (N, P, K, Mg, Ca, Fe, Cu, Zn ve Mn) belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre topraklarda artan ağır metal konsantrasyonlarına bağlı olarak bitkinin Cd, Cr ve Pb alımı büyük ölçüde artmıştır. Yüksek konsantrasyonlarda artan kirletici dozlarına bağlı olarak bitki yeşil aksamı azdan çoğa doğru Cd>Pb>Cr biriktirmiştir. Aspir bitkisinin tüm ağır metal uygulamalarında biyokonsantrasyon faktörünün>1 olması Cd, Cr ve Pb ile kirlenmiş toprakların fitoekstraksiyonunda kullanım potansiyelinin yüksek olduğunu göstermiştir. Remzibey-05 aspir çeşidi başta Cr olmak üzere Pb ve Cd ağır metallerine karşı yüksek tolerans gösterdiğinden, biyodizel üretimi için bu metallerle (Cd, Cr ve Pb) ile kirlenmiş toprakların temizlenmesinde iyi bir akümülatör bitki adayı olduğu düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Carthamus tinctorius, Fitoekstraksiyon, Kadmiyum, Krom, KurşunArticle Some Analytical Quality Characteristics for Evaluating the Utilization and Consumption of Potato (Solanum Tuberosum L.) Tubers(Academic Journals, 2011) Ekin, ZehraPotato tubers were widely evaluated as a source of carbohydrates, protein, minerals and vitamins for the human diet. In view of the importance of consumer's preferred potato types in use and consumption, the purpose of this research was to determine the physical and chemical quality of potato tubers and identify the best forms of use and consumption. The experiment was designed in randomized block design with three replications under field conditions in Ahlat district of Eastern Anatolia region of Turkey, in 2007 and 2008. The physical quality aspects represented by tuber width, tuber length, tuber shape, tuber calibration, specific gravity and water content and the some chemical quality characteristics represented by crude protein, starch content and mineral elements were influenced by cultivar. In this study, the highest starch content and specific gravity obtained from Melody and Lady Olympia, whilst the lowest protein content obtained from Pasinler 92 and Caspar. Tubers of cultivars Melody, Pasinler 92 and Lady Olympia were outstanding with best characteristics for industrial processing. Lady Olympia and Melody were suitable for frying, cooking and roasting. Tubers of Pasinler 92, Caspar, Lady Christl, Granola, Van Gogh and Marfona were appropriate suitable for boiling and more specifically for salads. However, this study demonstrated the wide variability of health-promoting micronutrient levels within the potato cultivars as well as the significant contribution that distinct potato tubers may impart to the intake in dietary iron and zinc.Doctoral Thesis The Effects of the Different Sowing Date and Plant Density on the Agronomical, Physiological, Yield and Quality Components of Oilseed Sunflower (Helianthus Annuus L.) Cultivars in Van(2005) Ekin, Zehra; Arslan, BurhanÖZETVAN'DA YAĞLIK AYÇİÇEĞİ (Helianthus annuus L.) ÇEŞİTLERİNDEFARKLI EKİM ZAMANI VE BİTKİ SIKLIKLARININ TARIMSAL,FİZYOLOJİK, VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİLERİEKİN, ZehraDoktora Tezi, Tarla Bitkileri Anabilim DalıTez Danışmanı: Doç. Dr. Burhan ARSLANAralık 2005, 166 sayfaBu araştırma, Van ekolojik koşullarında farklı ayçiçeği çeşitleri için enuygun ekim zamanı ve bitki sıklığını belirlemek amacıyla 2002 ve 2003 üretimyıllarında yürütülmüştür. Çalışmada sulu koşullarda farklı ekim zamanı (5 Mayıs, 15Mayıs ve 25 Mayıs) ve bitki sıklıklarının (3000, 5000, 7000 ve 9000 bitki/da), üçfarklı ayçiçeği çeşidinin (TR-3080, TR-4098 ve TARSAN-1018) verim özellikleriüzerine etkileri araştırılmıştır. Deneme, bölünen bölünmüş parseller denemedesenine göre üç tekrarlamalı olarak kurulmuştur.Araştırmada ilk tabla görülme süresi, ilk çiçek görülme süresi, yetişmesüresi, bitki boyu, sap kalınlığı, tabla çapı, tabladaki tane sayısı, 1000 tane ağırlığı,tane tutma oranı, tane eni, tane boyu, tek tabla verimi, tane verimi, iç oranı, yağoranı, protein oranı, yağ verimi ve protein verimi gibi karakterler incelenmiştir.Elde edilen bulgulara göre ekim zamanı ve bitki sıklığı uygulamalarınınincelenen karakterler üzerine etkileri her iki deneme yılında da önemli (P<0.01)bulunmuştur. Araştırmada iki yılın ortalamasına göre en yüksek tane verimi (488.9kg da-1) ilk ekim zamanından elde edilirken, en düşük tane verimi (468.5 kg da-1)son ekim zamanında elde edilmiştir. Araştırmada bitki sıklığının artması ile yağoranı, tane ve yağ veriminde önemli artışlar olduğu ve en yüksek değerlerinin 9000bitki/da sıklığından elde edildiği tespit edilmiştir.Sonuç olarak, Van'da sulu koşullarda yetiştirilen ayçiçeğinde en uygunekim zamanının 5 Mayıs ve en uygun bitki sıklığının ise 9000 bitki/da olduğu tespitedilmiştir.Anahtar kelimeler: Ayçiçeği, Bitki sıklığı, Çeşit, Ekim zamanı, VerimMaster Thesis Vangölü Havzasında Bazı Tıbbi Bitkilerin Çiçek ve Köklerinde Besin Elementi ve Metal İçeriklerinin Belirlenmesi(2019) Tunç, Tufan; Ekin, ZehraBu araştırmada, Van Gölü Havzasında üç farklı lokasyonda (Ahlat, Gürpınar ve Tatvan) dağılım gösteren ve halk tarafından tedavi amaçlı çiçek ve kökleri/rizomları yaygın olarak kullanılan tıbbi bitkilerden Civanperçemi [Achillea millefolium L. (Asteraceae)], Kısalmahmut [Teucrium polium L. (Lamiaceae)] ve Süpürge otu [Centaurea virgata Lam. (Asteraceae)] bitkilerinin çiçeklerinde, Hindiba [Cichorium intybus L. (Asteraceae)], Isırgan otu [Urtica dioica L. (Urticaceae)] ve Heliz [Prangos ferulacea L. (Apiaceae)] bitkilerinin köklerinde ve alındıkları topraklarında bazı mineral besin elementi ve metal içerikleri incelenmiştir. Araştırmada bitki ve toprak örneklerinde besin elementleri (K, Mg, Ca, Na, Fe, Mn, Zn, ve Cu) ve metal (As, Cd, Cr, Co, Ni, ve V) içerikleri belirlenmiştir. Araştırmada lokasyonlara göre çiçek, kök ve toprak örneklerinin oldukça değişen miktarlarda makro ve mikro besin elementi içerdiği ve metal içerikleri bakımından ise insan sağlığı açısından toksik seviyede olmadığı belirlenmiştir. Farklı bitki türlerine göre en yüksek K, Mg, Ca, Fe, Mn ve Cu içerikleri Teucrium polium L., Na ve Zn içeriği Achillea millefolium L. çiçek örneklerinde belirlenirken, en düşük K, Ca ve Na, Fe, Mn, Zn ve Cu içerikleri Centaurea virgata L. ve Mg içeriği Achillea millefolium L., çiçeklerinde tespit edilmiştir. İncelenen tıbbi bitkilerin ortalaması olarak, çiçek örneklerinde makro element içerikleri Ca > K > Mg > Na, mikro element içerikleri ise Fe > Zn > Mn > Cu azalan sıralamasını izlemiştir. Araştırmada köklerinden faydalanılan tıbbi bitki türlerine göre en yüksek K, Ca, Na, Fe ve Mn içeriği Cichorium intybus L. köklerinde, Mg, Zn ve Cu içerikleri Prangos ferulacea L. kök örneklerinde belirlenirken, en düşük K, Mg, Ca, Na, Fe, Mn, Zn ve Cu oranı Urtica dioica L. köklerinde tespit edilmiştir. İncelenen tıbbi bitkilerin ortalaması olarak, kök örneklerinde makro element içerikleri K > Ca > Mg > Na, mikro element içerikleri ise Fe > Zn > Mn > Cu azalan sıralamasını izlemiştir. Araştırmada bitki ve toprakların metal içeriklerinin ise insan sağlığı açısından risk taşımadıkları belirlenmiştir.