1. Home
  2. Browse by Author

Browsing by Author "Eratalay, Sevda Özen"

Filter results by typing the first few letters
Now showing 1 - 8 of 8
  • Results Per Page
  • Sort Options
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Birecik dialect lexial
    (2022) Algaç, Nurhan; Eratalay, Sevda Özen
    Ağız araştırmalarının önemi her geçen gün daha da hissedilmektedir. Son dönemlerde hız kazanmış olan bu çalışmalar gün geçtikçe daha da zorlaşmaktadır. Sanayileşme ve bu bağlamda değişen nüfus, teknoloji ile birlikte gelişen araç gereçlerin varlığı (televizyon, bilgisayar) vb. etkenler ağız çalışmalarını olumsuz etkilemiştir. Bu sebeple Türkiye ve Türkiye sınırları dışında konuşulan Türkçenin ağızlarını derlemek ve kayıt altına almak öncelikli dil çalışmaları içerisinde değerlendirilmelidir. Bu çerçevede ağız çalışmalarının özellikle önemsendiği bu süreçte, olumsuz koşulların gölgesinde kalmaması için hemen her yörenin hız kesmeden ağız derlemelerinin yapılmasını önemli hale getirmektedir. Çalışmada, stratejik bir öneme sahip olan Şanlıurfa'nın Birecik ilçesi ve bazı köylerinin ağız araştırması yapılmıştır. Fırat nehrinin Doğu kıyısında yer alan Birecik ağız incelemeleri bağlamında da oldukça önemli bir yapıya sahiptir. Yapılan çalışmada Birecik yöresi ve köylerinde yaşayan yerli halkın ağız özellikleri incelenmiş ve bu çerçevede metinlerden elde edilen farklı sözcükler köken bağlamında da değerlendirilerek anlamlandırılmıştır. Yörenin ağız özelliklerinin tespit edilmesi çerçevesinde ilçe merkezi ve köylerinden derlemeler yapılmış, söz konusu derlemeler Türk Dil Kurumu'nun tavsiye ettiği transkripsiyon alfabesi temelinde yazıya aktarılmıştır. Çalışmanın Giriş bölümünde yörenin tarihi, nüfusu, ekonomik durumu vb. özelliklerine yer verilmiştir. Çalışmanın ilk kısmı derlemelerden elde edilen dil özellikleri ses bilgisi bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmanın ana unsurunu oluşturan ikinci kısmında, derlenen metinlerin transkripsiyon alfabesi ile yazıya geçirilmiş bölümü yer almaktadır. Üçüncü ve son kısımda sözlüğe yer verilmiş olup burada farklı biçim ve anlamdaki sözcüklerin kökeni parantez içinde gösterilerek örnek cümlelerle anlamlandırılmıştır.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Freguency dictionary of Süheyl ü Nev-bahâr
    (2022) Yeke, Burcu; Eratalay, Sevda Özen
    XIV. yüzyılın önemli eserlerinden olan Süheyl ü Nev-bahâr, 1350 yılında Hoca Mesud bin Ahmed ve yeğeni İzzeddin Ahmed tarfından Farçadan Türkçeye çevrilmiştir. Eser Yemen padişahının oğlu Süheyl ve Çin hükümdarının kızı Nevbahâr arasındaki aşkı anlatan mesnevi tarzında bir eserdir. Türk dilinin önemli eserlerinden biri olan Süheyl ü Nev-bahâr hacimli bir mesnevidir. Eser, zengin bir kelime hazinesine sahiptir ve bu yönüyle araştırmacıların dikatini çeken bir metintir. Çalışma üç ana bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde eserle ilgili bazı bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde, bazı kavramlara yer verilerek belirli sınırlar çerçevesinde, Türkiye'de yapılmış bazı sıklık sözlüğü çalışmaları ele alınmıştır. Üçüncü bölümde ise belirlenen eserde (Süheyl ü Nev-bahâr) kimi sözcükler alfabetik sıra ile anlamlandırılarak sayısal bağlamda bu sözcüklerin eser üzerinde ne kadar kullanıldığı üzerinde durulmuştur. Çalışma ile sözlük çalışmalarına katkı sunulması ve tarihsel metinlerdeki sözcüklerin hangi sıklıkta karşımıza çıktığı ve bu bağlamda bunların sebeplerinin ne olabileceği amaçlanmıştır. Ayrıca çalışma Cem Dilçin'in yayımlamış olduğu Süheyl ü Nev-bahar eserinden faydalanılarak oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Eski Anadolu Türkçesi, kelime, kelime sıklığı, Süheyl ü Nevbahâr.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Kerkük Türkmen Ağzında Hastalık Adları
    (2020) Eratalay, Sevda Özen
    B൴reyler, yaúadÕklarÕ çevrede k lt rel ba÷lamdaed൴nd൴÷൴ her b൴lg൴y൴ kend൴ler൴nden sonra geleceknes൴llere ulaútÕrmak ൴ç൴n bell൴ b൴r çaba harcamaktadÕr. ønsano÷lu hayatÕ boyunca, ed൴nd൴÷൴t m b൴lg൴y൴ beyn൴nde ൴úleyerek d൴le taúÕmakta veoradan da s|zc kler vasÕtasÕyla dÕú d nyayaaktarmaktadÕr. D൴l൴n anlamlÕ ses b൴rl൴kler൴ olanbu s|zc kler aynÕ zamanda pek çok varlÕ÷Õn venesnen൴n de adÕdÕr. Ço÷u zaman bu varlÕk venesneler൴n |zell൴÷൴nden |t r konulan adlarÕnbenzetme yoluyla oluúturuldu÷u b൴l൴nmekted൴r.Bu çerçevede halkÕn rett൴÷൴ hastalÕk
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    -la Ekinin Farklı Bir İşlevi Üzerine
    (2020) Yıldız, Şahin; Eratalay, Sevda Özen
    Canlı bir varlık olan dil sürekli olarak bir değişime uğrar. Dildeki değişim hem yazı hem de konuşma dilinde hissedilebilir. Bu değişim bir dili bulunduğu konumdan çok farklı bir yere getirebilir. Buna bağlı olarak dilde değişen yapıları saptamak amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu çalışmada isimden fiil yapma eki olarak bilinen “-lA-” üzerinde durulacaktır. Eklendiği yapıların anlamlarını derinden etkilemeyip bazen sadece anlamın pekişmesine yardımcı olan ya da bir işin sürekli yapıldığını gösteren bu ek, kaynak olarak gösterilen ya da okutulan hemen her eserde isimden fiil yapma ekleri arasında gösterilmektedir. Oysa Türkçenin bazı dönemlerinde ekin, fiilden fiil yapma eki olarak da kullanıldığına dair örnekler bulunmaktadır. Eğer dil bilgisel bağlamda yeni bir kural oluşturulacaksa, belirlenen dilin dönemleri içerisinde bu kurala uygun örneklerin saptanması gerekir. Bulunan örnekler hatırı sayılır dereceye ulaştığında bilinen kuralla ilgili yeni şeyler söylenmeli ve bilinen mutlak gerçek değiştirilmelidir. Bu bağlamda çalışmada “-lA-” ekinin bilinen işlevinden ziyade farklı bir işlevi daha ortaya çıkarılmış ve bununla ilgili örnekler tespit edilerek gerekli açıklamalar yapılmıştır. Ekin, Türkçenin çağdaş ve tarihî lehçelerindeki örnekleri, Türkiye Türkçesindeki kullanımları tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın, eklere farklı bir bakış açısı kazandırmak ve Türkçenin zenginliğini ortaya çıkarmak açısından katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Anahtar Kelimeler: Türkçe, gramer, yapım ekleri, fiil yapımı, -lA
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    Particles Used in Conjunctions Found in the Tarama Dictionary
    (2024) Duru, Şura Gökce; Eratalay, Sevda Özen
    ÖZET Edatlar, bulundukları cümlede kelimeleri çeşitli yönlerden etkileyen ve farklı işlevler üstlenen dil unsurlarıdır. Tek başlarına kullanıldıklarında bir anlam ifade etmeyen bu yapılar, genellikle yardımcı sözcükler olarak kabul edilir. Edatların bir türü olan çekim edatları, cümlede bir isimle birlikte kullanılır ve başkalık, benzerlik, yer-yön, zaman, sebep, beraberlik ve miktar gibi anlamlar katar. Çeşitli kökenlerden türeyebilen bu edatlar, dilin anlam zenginliğini artırarak cümledeki öğeler arasındaki ilişkileri düzenler. Bu edatların kullanımı, özellikle edebî metinlerde tür, dönem ve üslûba göre değişir. Şiirlerde soyut kavramları somutlaştırma, roman ve hikâyelerde ise karakter ilişkilerini güçlendirme amacıyla tercih edilir. Modern edebiyat, bu edatları dilin akıcılığını artırmak, anlam derinliğini ve bağları güçlendirmek için sade bir biçimde kullanır. Türk dilinde son çekim edatları üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, bu yapıların anlam, bağlam ve gramer ilişkilerinin anlaşılması açısından büyük önem taşır. Necmettin Hacıeminoğlu, Muharrem Ergin, Zeynep Korkmaz, Kâmil Tiken gibi araştırmacılar son çekim edatlarının Türkçedeki cümle yapısındaki rolünü açıklamışlardır. Bu çalışmalar, çekim edatlarının anlam ve yapı üzerindeki katkılarını ortaya koyan önemli bir birikim unsurudur. Tarama Sözlüğü'nde Yer Alan Çekim Edatları adlı yüksek lisans tezi, Dehri Dilçin ve Ömer Asım Aksoy öncülüğü ve yönlendirmesiyle hazırlanan ve Türk Dil Kurumu tarafından 2019 yılında yayımlanan sekiz ciltlik Tarama Sözlüğü'nden faydalanılarak oluşturulmuştur. Çalışmanın ana hatları, sözlükte yer alan çekim edatları etrafında şekillendirilmiştir. Edatların tespitinde, Necmettin Hacıeminoğlu'nun Türk Dilinde Edatlar adlı eseri temel alınmıştır. Tarama Sözlüğü'nde yapılan incelemelere göre, en sık karşılaşılan çekim edatları arasında ile, için, içün, sonra, tâ, artuk gibi edatlar yer almaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, tezin amacı, hedefleri ve kullanılan yöntem açıklanmıştır. Birinci bölümde, Tarama Sözlüğü'nün oluşum süreci ve tarihsel gelişimi ele alınmıştır. İkinci bölümde, edatlar ve araştırmacıların bu konudaki görüşleri tartışılmış, edatlar üzerine yapılan sınıflandırmalar ayrıntılı olarak incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, Tarama Sözlüğü'nde yer alan çekim edatları tespit edilerek bu edatların kullanım sıklığı ve en çok kullanılanları gösterilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Master Thesis
    The Syntax Study Of Halide Edip Adıvar's Novel: Tatarcık
    (2021) Özen, Yusuf Ziya; Eratalay, Sevda Özen
    Her canlının kendine özgü iletişim becerisi bulunmaktadır. İnsanları tüm canlılardan ayıran en belirgin özellik ise dildir. Duygu ve düşüncelerimiz dil sayesinde dışarıya aktarılır. Bir dili doğru kullanmak ya da iyi anlayabilmek için o dilin kurallarını bilmek gerekir. Bu bağlamda söyleyebiliriz ki bir dilin söz dizimini iyi anlamak o dili iyi bilmek demektir. Söz dizimi hemen her dilde farklılıklar gösterir. Türk dili söz dizimi açısından çok da zor olmayan diller arasındadır. Türk dilini ya da farklı dilleri daha iyi anlamak, bilmek için yapılması gerekenlerden biri belki de söz dizimi çalışmalarına bakmaktır. Bu, dili doğru kullanma açısından son derece önemlidir. Türkiye Türkçesinin önemli çalışma alanlarından biri olan söz dizimi çalışmaları birçok akademik çalışmaya konu olmaktadır. Bu çalışmada Halide Edip Adıvar'ın Tatarcık romanı söz dizimi açısından incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı daha önce yapılan söz dizimi çalışmalarından da yararlanarak Tatarcık romanını sözcük grupları, cümlenin ögeleri ve türleri bakımından inceleyerek eserde nasıl kullanıldığını ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca Tatarcık romanından hareketle yazarın kullandığı dil hakkında çeşitli tespitler yapmaktadır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümde Halide Edip'in hayatı, edebi kişiliği üzerinde durularak romanın özetine yer verilmiştir. İkinci bölümde belirtme grupları hakkında bilgi verilerek romandaki örneklerine yer verilmiştir. Üçüncü bölümde cümlenin öğeleri ayrıntılı açıklanarak romandaki örneklerine yer verilmiştir. Dördüncü bölümde ise cümle çeşitleri; yüklemlerine göre, anlamlarına göre, yükleminin yerine göre ve yapısına göre ayrıntılı olarak incelenerek metinde geçen örneklerine yer verilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Tarihsel ve Çağdaş Türkçede “kıskanmak” Anlam Alanına Giren Sözcükler
    (2018) Eratalay, Sevda Özen
    İnsanoğlunun yaradılışından bu yana değişmeyen parçaları arasında duyguları da vardır. Duygu kişinin pek çok olaya karşı farklı hislere bürünme durumudur ve bu hislerle var olan bir olayı ya da konuyu algılama biçimidir. Kıskançlık da insanda bulunan bu önemli duygulardandır. Öyle ki tarihte, edebiyatta, sanatta, efsane, hikâye vb. bilinen pek çok tarihî olay ya da durumun altında yatan hemen her olumsuzluğun başkahramanı olarak gösterilebilir. Örneğin Hz. Âdem ve Havva’nın cennetten çıkarılmalarının altında şeytanın onları kıskanması yatar. Hatta insanlık tarihinin ilk cinayeti olarak bilinen Kabil’in Habil’i öldürme sebebi ya da Yunan mitolojisinde Hera’nın eşi Zeus’u kıskanması uğruna yaptıkları,insanların içinde beslediği bu onulmaz derdin (duygunun) sonucudur. Tarih boyunca pek çok olayın sebebi olarak gösterilen bu duygu tarihsel Türkçe metinlerde de çokça karşımıza çıkmaktadır. Türkçenin ilk dönem eserlerinde kıskanmak eylemini karşılayan pek çok sözcük bulunmaktadır. Bu bağlamda çalışmada Türkçenin tarihi seyri içinde kıskanmak duygusunun hangi kavramlarla karşılandığı, nasıl bir yapıya ve anlama büründüğü, ne tür değişikliklere uğradığı üzerinde durulmuştur. Kısaca; Türkçenin farklı dönemleri içerisinde yazılmış eserlerde eylemin/sözcüğün hangi yapı ve anlamda karşımıza çıktığı sorusuna cevap aranmıştır. Ayrıca bugün ölçünlü dilde kıskanmak/kıskançlık yerine başka kullanımların var olup olmadığına da kısaca değinilmiştir.
  • Loading...
    Thumbnail Image
    Article
    Yapı ve Anlam Bakımından Klasik Türk Şiirinde Arkaizm Örnekleri
    (2019) Keklık, Murat; Eratalay, Sevda Özen
    Dil kültürün koruyucusu ve aktarıcısıdır. Yazıya geçirilen dil sayesinde kültür öğeleri de muhafaza edilir ve geleceğe aktarılır. Türk edebiyatının yazılı ürünler bakımından en zengin dönemi hiç şüphesiz klasik Türk edebiyatı dönemidir. Klasik Türk edebiyatı metinleri yalnızca edebiyatçılar için değil dilciler için de zengin kaynaklardır. Türk dilinin söz varlığını, gramer yapılarını, arkaik unsurlarını klasik Türk edebiyatı metinlerinden takip edebilmek mümkündür. Ancak klasik Türk edebiyatı uzun yüzyıllara yayıldığından dilin yapısı evirilip değişmiş hatta bazen dilin gerçek dokusundan uzaklaşan yapılar ortaya çıkmıştır. Bu yapıları incelemek ve çözümleyebilmek için klasik Türk şiirini hakkıyla anlamak ve Türk dilinin tarihsel dönemlerine ait özellikleri bilmek gerekir. Çalışmada Hayretî Divanı’nda tespit edilen on yedi arkaik kavram ve deyim (ağzına söğmek, alaçlık olmak, ancalayın, arkalanmak, aylandurmak, baş koşmak, başına topraklar saçmak, bun demi, cân kefde baş etekte, cân yidürmek, çığrışmak, ege komak, el kavşurmak, el yumak, gönlekcek, kan yalaşmak, tevbeyi sımak) üzerinde durulmuştur. Tespit edilen kavram ve deyimler diğer divanlarda da taranarak beyit örnekleri çoğaltılmıştır. Kavram ve deyimler köken ve yapı bakımından incelenmiş örnek beyitlerin dil içi çevirisi yapılarak ele alınan kavram ve deyimlerin anlam çerçeveleri ve kullanıldıkları bağlamlar gösterilmiştir.