Browsing by Author "Fidan, Enes"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Article Bazı Sırık ve Bodur Fasulye Genotiplerinde Tuz Uygulamalarının Bitki Gelişimine Etkisi(2020) Fidan, Enes; Ekincialp, AytekinBu çalışmada, 20 adet farklı fasulye genotipinin (13 adet sırık, 7 adet bodur) 0 mM, 25 mM ve 50mM tuz (NaCI) stresine gösterdikleri tepkileri incelenmiştir. Tuz uygulaması, 4 gün boyunca hergün aynı saatte sulama suyu ile birlikte verilmiştir. Tesadüf parselleri deneme desenine göre 3tekerrürlü olarak hazırlanan çalışmada bitkiler, 2:1 oranında torf-perlit içeren saksılarda 23±2ºCsıcaklıktaki iklim odası koşullarında yetiştirilmişlerdir. Fasulye genotiplerinde tuzluluğatoleransın belirlenmesi için kök kuru madde, kök yaş ve kuru ağırlığı ile yeşil aksamda bazı besinelementi (Fosfor-P, Bakır-Cu, Çinko-Zn, Mangan-Mn, Demir-Fe ve Magnezyum-Mg) içerikleriincelenmiştir. Çalışmadan elde edilen veriler, tuz stresinin hem genotiplerde hem deuygulamalarda farklı tepkiler verdiğini ortaya koymuştur. 25 mM ve 50 mM tuz stresindeuygulamaların ortalamaları incelendiğinde, kontrol grubuna göre kök yaş ve kuru ağırlığı, kökkuru madde (%) ve Fe içeriğinin arttığı; Mn ve P içeriğinin ise azaldığı tespit edilmiştir. Tuzstresine maruz bırakılan genotipler arasında ikisi sırık (13 ve 19 no’lu) ve ikisi bodur (8 ve 11no’lu) olmak üzere toplam 4 genotip tuza toleranslı; biri sırık (14 no’lu) ve ikisi bodur (18 ve 20no’lu) olmak üzere toplam 3 genotip ise tuza hassas olarak değerlendirilmiştir.Doctoral Thesis Effects of Arbuscular Mycorrhizal Fungi (amf), Trichoderma Harzianum and Rhizobacteria (pgpr) on the Development of Tomato (solanum Lycopersicum L.) and Control of Branched Broomrape [phelipanche Ramosa (l.) Pomel] Problem in Tomato(2023) Fidan, Enes; Tepe, IşıkSolanaceae familyası içerisinde bulunan domates (Solanum lycopersicum L.) dünyada en çok üretilen sebzelerden biridir. Domatesin de konukçusu olduğu mavi çiçekli canavar otu [Phelipanche ramosa (L.) Pomel; Syn: Orobanche ramosa L.] patates, patlıcan, mercimek, tütün ve ayçiçeği gibi birçok önemli kültür bitkisini parazitlemekte ve ciddi verim kayıplarına neden olmaktadır. Şu ana kadar etkili bir mücadele yöntemi bulunmayan canavar otları sadece konukçusu olduğu bitkilerin köklerinden salınan kimyasalların etkisiyle çimlenmekte ve yaşamını devam ettirmek için gerekli su ve besin maddelerini konukçusu olduğu bitkilerden temin etmektedir. Çalışmada bitkisel materyal olarak Rio Grande standart domates çeşidi kullanılmıştır. Domateste iki farklı mikorhiza (AMF) türü [Funneliformis mosseae ve Endo Roots Soluble (ERS)], Trichoderma harzianum T22, iki farklı bitki gelişimini teşvik eden rizobakteri (PGPR) izolatı (Pseudomonas caspiana V30G2 ve Bacillus velezensis V40K2), MİX (Plant Success Great White Premium Mikorhiza) ve bunların kombinasyonlarının kullanılmasıyla canavar otunun tutunmasının engellenmesi amaçlanmıştır. Denemeler 4 litre hacimli saksılarda, dört tekerrürlü, canavar otlu ve canavar otsuz olarak iki grup olacak şekilde yürütülmüştür. Çalışmada; canavar otunun tüberkül sayısı, canavar otu ile enfekte olan ve olmayan domates bitkilerinin morfolojik özellikleri, bazı oksidatif stres enzimleri, lipit peroksidasyonu, toplam fenolik ve antioksidan madde, fosfor içeriği ve mikorhizal kolonizasyon parametreleri incelenmiştir. Canavar otu ile bulaşık olmayan grupta kullanılan mikroorganizma ve biyolojik preparatların genel olarak domates bitkilerinin morfolojik parametrelerini olumlu etkilediği gözlenmiştir. Canavar otu ile bulaşık olan grubun yaprak sayısı, sürgün boyu, kök uzunluğu, sürgün yaş ve kuru ağırlığı ve klorofil içeriği canavar otu ile bulaşık olmayan uygulamalara göre daha düşük çıkmıştır. Canavar otu bulaşıklığı domateste oksidatif strese neden olmuş ve bitkiler bu strese farklı tepkiler vermiştir. Yapılan uygulamalar kontrol grubu ile karşılaştırıldığında MİX, M1, M2P2 ve TH uygulamalarının sırasıyla %72.7, %61.8, %60.9 ve %60 oranında tüberkül oluşumunu engellediği tespit edilmiştir. Yukarıda adı geçen mikroorganizmaların canavar otlarıyla mücadelede ümitvar sonuçlar verdiği görülmüştür.Article Farklı Oranlarda Mavi Çiçekli Canavar Otu (Phelipanche Ramosa (L.) Pomel) Tohumlarının Bazı Kültür Bitkileri Üzerindeki Etkileri(2024) Fidan, Enes; Ozkan, Reyyan Yergın; Tepe, IşıkMavi çiçekli canavar otu olarak da bilinen Phelipanche ramosa (L.) Pomel (Syn: Orobanche ramosa L.), Orobanchaceae familyasına ait bir holoparazit bir bitkidir. Canavar otu patlıcangiller familyasından domates, patlıcan ve patatesi; baklagillerden ise mercimek, ayçiçeği ve baklayı konukçu olarak tercih eder. Bu çalışmada, farklı oranlarda canavar otu tohumlarının bazı bitki büyüme parametreleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma 2022 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bitki Koruma Bölümü iklim odası ve laboratuvarlarında yürütülmüştür. Çalışmada canavar otu domates, patlıcan ve biber bitkileri kullanılmıştır. Bu bitkilerin tohumları ekilmeden önce her saksıya 250, 500, 1000, 2000 ve 4000 adet canavar otu tohumu 8 cm toprak derinliğine homojen bir şekilde karıştırılmıştır. Deneme tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü; her saksıda iki domates, iki biber ve bir patlıcan bitkisi olacak şekilde planlanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, canavar otunun sadece domates ve patlıcan köklerine tutunduğu, biberde ise tutunmadığı gözlenmiştir. Canavar otu tohumu miktarındaki artış tüberkül sayısını artırmıştır. Canavar otu bulaşıklığı arttıkça domateste yaprak sayısı, sürgün uzunluğu, kök uzunluğu, sürgün çapı, klorofil içeriği, toplam yaş ve kuru ağırlığı, patlıcanda ise yaprak sayısı ve sürgün boyunun azaldığı tespit edilmiştir. Artan tohum sayısının tür içi rekabet açısından olumsuz bir etkiye sahip olmadığı da söylenebilir.Article Şeytan Elması (Datura Stramonium L.) ve Sirken (Chenopodium Album L.) Etanol Ekstraktlarının Bitki Patojeni (Macrophomina Phaseolina ve Rhizoctonia Solani) Fungusları Üzerine Allelopatik Etkileri(2024) Taştan, Ayhan; Fidan, Enes; Kaya, IlhanBu çalışmada şeytan elması (Datura stramonium L.) ve sirken (Chenopodium album L.)’den elde edilen etanol ekstraktlarının toprak kökenli bitki patojeni olan Macrophomina phaseolina ve Rhizoctonia solani AG3 fungusları üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu patojenlerin mücadelesinde bitki koruma ürünlerine alternatif olabilecek bitkilerde sentezlenen doğal bileşikler ile insan ve çevreye duyarlı yöntemlerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmalar tesadüf parselleri deneme desenine göre beş tekrarlı olarak Patates dekstroz agar (PDA) besi ortamında 9 cm’lik petri kaplarında in vitro koşullarda yürütülmüştür. Negatif kontrol için Captan 50 içerikli fungisit, pozitif kontrol için ise %0 saf su kullanılmıştır. Toplanan şeytan elması ve sirken bitkilerinden elde edilen etanol ektraktları %2, 4, 8, 16 ve 32 konsantrasyonlarında uygulanmıştır. Söz konusu test patojenlerinin ekimi gerçekleştirilmiş ve 24±1°C’ye ayarlı inkübatörlere gelişim için bırakılmıştır. Yedinci günün sonunda bu uygulamaların miseliyal gelişimleri ölçülerek değerlendirilmeye alınmıştır. Bu değerlendirmelere göre, şeytan elması ve sirkenden elde edilen etanol ekstraktlarının her iki patojenin gelişimini olumsuz etkilediği gözlenmiştir. Özellikle %8 üzerindeki etanol dozlarının her iki test patojeninde gelişimini tamamen engellediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, şeytan elması ve sirkenin etanol ekstraktlarının M. phaseolina ve R. solani AG3 etmenlerine karşı pestisitlere alternatif olabilmeleri açısından ümitvar olduğu düşünülmektedir.