Browsing by Author "Güler, Osman"
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Article Adhesiv İnce Bağırsak Obstrüksiyonlarının Görülme Sıklığı(2004) Güler, Osman; Söylemez, Ömer; Kisli, Erol; Kotan, Çetin; Başer, Murat; Aydın, MetinAmaç: Abdominal cerrahi sonrası adhezyonlara bağlı gelişen ince barsak obstrüksiyon (İBO) sıklığını incelemektir. Metod: Kasım 1994 - Nisan 2000 arasında kliniğimizde abdominal cerrahi yapılan 2173 hastanın dosyaları retrospektif oiarak incelendi. Bulgular: Abdominal cerrahi yapılan 2173 olgunun 76'sında etyolojik sebep daha önce herhangi bir nedenle geçirmiş oldukları abdominal operasyona ikincil olarak gelişen adhezyonlardı.Buolguların 66'sına bridektomive 10'una ise bridcktonıi ile birlikte ilave cerrahi yapıldı- Rektosigmoid operasyonu yapılan olguların %13.86'ı, kolon operasyonu yapılanların %12.19'u, kolon dışı barsak operasyonu yapılanların %3.94'ü, diğer abdominal bölge operasyonu yapılanların %2.25'i ve apendektomi yapılanların %1.5'i adhezyonlara bağlı gelişen İBO'u nedeni ile ikinci kez öpere edildiler. Sonuç: Kliniğimizde İBO'Jarının en sık sebebi geçirilmiş operasyonlara bağlı gelişen adhezyonlar idi. Poştoperatif adhezyonların en sık sebebi ise geçirilmiş kolorektal operasyonlar idi.Article Akut Apandisit Tanısında Peritoneal Aspirasyon Sitolojisinin Yeri(2003) Özgören, Ersin; Aydın, Metin; Arslantürk, Hasan; Kisli, Erol; Bayram, İrfan; Güler, OsmanAmaç: Peritoneal aspirasyon sitolojisinin (PAS) akut apandisit tanısındaki etkinliğini araştırmaktır Gereç ve yöntem: Apendektomi uygulanan 50 olguya operasyon öncesi PAS yapıldı. Sitoloji, histopatolojik inceleme bulguları ile karşılaştırıldı. Bulgular: Klinik tanıya bağlı negatif apendektomi oranı %20 dir. PAS 32 olguda pozitif, 18 olguda negatif sonuçlandı. PAS 1+) 32 hastanın 30 (%93.75)'unda histopatolojik olarak akut apandisit, PAS (-) 18 olgunun 8 (%44.4)'inde normal apendiks saptandı. Yalancı pozitiflik %6.2, yalancı negatiflik %55.6 idi. PAS'ın duyarlılığı, özgüllüğü, pozitif öngörü ve negatif öngörü değerleri sırasıyla %,75, %80, %93.8, %44.4 ve doğruluk %76 olarak hesaplandı. Sonuç: PAS (+) sonuçlar akut apandisit tanısını güçlendirmekle birlikte, PAS (-) sonuçlar akut apandisit tanısını ekarte ettirmez.Article Batın Ön Duvarında Ekinokok Kisti: Olgu Sunumu(2000) Sönmez, Reşit; Aydın, Metin; Güler, Osman; Arslantürk, Hasan; Ünal, Özkan; Kisli, ErolEchinococcus granulsus parazitinin neden olduğu hastalık en sık olarak karaciğerde görülmektedir. Sistemik dolaşıma geçen parazit yumurtaları teorik olarak vücudun herhangi bir yerinde yerleşebilmesine rağmen batın duvarına yerleşim oldukça nadirdir. Bu yazıda batın duvarında saptanan bir ekinokok kisti olgusu sunulmaktadır.Other Biliyer Obstrüksiyon Nedenleri ve Uygulanan Tedaviler: 139 Olguluk Seri(2000) Kisli, Erol; Güler, Osman; Aydın, Metin; Çıkman, Öztekin; Aras, AbbasKliniğimizde obstrüktif ikter tanısı ile yatan 139 hasta etyoloji ve uygulanan tedavi açısından retrospektif olarak incelendi. Hastaların 62'si erkek (%44.6), 77'si kadındı (%55.4) ve ortalama yaş 48 (17-87) olarak bulundu. 99 hastada (%71.2) benign, 40 hastada (%28.8) malign nedene bağlı obstrüktif ikter tespit edildi. Tedavi olarak ERCP ile sfinkterotomi ve koledoktan taş ekstirpasyonu, bilio enterik drenaj (koledokoduodenostomi, koledokojejunostomi, hepatikojejunostomi, transduodenal sfinkterotomi, kolesistojejunostomi), eksternal bilier drenaj, whipple ameliyatı uygulanmıştır.Other The Effect of Hepatic Plexus Vagectomy on the Sphincter of Oddi in Humans(1999) Karaayvaz, Muammer; Aydın, Metin; Dilek, Osman Nuri; Güler, OsmanRight upper quadrant billary type pain is classified in three types. Biliary group lll patients have only biliary type pain that is due to sphincter of Oddi dyskinesia and without any abnormalities. In these patients, endoscopic sphincterotomy is a current treatment method that is performed to decrease the choledochal pressure and to facilitate bile flow into the duodenum. In this prospective study, the effect of hepatic plexus vagectomy as an adjunct to cholecystectomy on the sphincter of Oddi was investigated in biliary group lll patients who were potential sufferers of postcholecystectomy syndrome. Common bile duct pressures in 62 cholelithiasis patients were recorded by means of a catheter introduced through the cystic duct after open cholecystectomy. The upper limit of normal choledochal pressure was hypothesized to be 15cm H 2 O. The perfusion pressures were above this limit in 15 patients. The first 7 patients formed the study group and the subsequent 8 patients were the controls. Hepatic plexus vagectomy was performed on the patients in the study group. The mean decrease of common bile duct pressure was 31.6% after hepatic plexus vagectomy and was significant (p<0.001). Neither right upper quadrant pain nor the pathologic symptoms due to vagectomy were reported in the study group during the follow up. Resisting right upper quadrant pain without an organic disorder was determined in 3 of the 8 patients in the control group and in 1 of the 47 remaining patients. Hepatic plexus vagectomy performed as an adjunct to cholecystectomy in biliary group lll patients eliminates the sphincter spasm that is the cause of biliary tract pain and it may be an alternative treatment to sphincterotomy.Other Ektopik Paratiroid Adenomu(1997) Barut, İbrahim; Uğraş, Serdar; Arslan, Halil; Aydın, Metin; Güler, OsmanEktopik yerleşim gösteren bir paratiroid ade¬nomu olgusu sunuldu. Normal anatomik lo-kalizasy onunda patoloji saptanamayan primer hi-perparatiroidili olgularda, paratiroid glandların ektopik yerleşimli olabileceği ve bu anatomik var¬yasyonların tanıda gecikmeye ve cerrahi müdahale sırasında teknik zorluklara neden olabileceği be¬lirtildi.Other İnsizyonlar ve İnguinal Herni İlişkisi(1997) Barut, İbrahim; Dilek, Osman Nuri; Özgören, Ersin; Aydın, Metin; Güler, OsmanSon bir yıl içinde hastanemiz Genel Cerrahi polikliniğine çeşitli nedenlerle başvuran ve herhangi bir nedenle abdo¬minal yolla ameliyat olmuş, karın insizyonu mevcut 96 hastada inguinal herninin varlığı araştırıldı. 8 hastada (% 8.3) sağ inguinal herni tesbit edildi. Sağ inguinal fıtık tesbit edilen hastaların 7'sinde apandektomi için Mc Bur¬ney insizyonu yapıldığı, bir hastada ise sağ göbek altı paramedian insizyon yapıldığı tesbit edildi. Sağ inguinal fıtık oluşumunun Mc Burney insizyon ile anlamlı olarak birlikte görülmesinde, insizyon sırasında ilioinguinal ve iliohypogastric sinirlerin travmatik olarak yaralanmaları¬nın fıtık gelişimine neden olabileceği düşünüldü. Sonuç olarak göbek altında ve her iki karın alt kadranda yapılacak insizyonlar. sırasında, özellikle sağ veya sol Mc Burney insizyonlar sırasında travmatik sinir lezyonlann-dian korunmak için daha dikkatli insizyon ve diseksiyon yapmanın yararlı olacağı görülmektedir.Other Kolorektal Kanserlerde Tedavi Yaklaşımlarımız(2001) Güler, Osman; Aydın, Metin; Kisli, Erol; Başer, Murat; Özgören, Ersin; Şahin, Şevki; Aslantürk, HasanKolorektal kanser insidansı Türkiye'de geniş bir coğrafi dağılım göstermektedir. Bir çok hasta ileri evrelerde saptanabilmekte ve çoğu zaman tek tip bir tedavi ile takip edilmektedir. Bu konuda kliniğimizin yaklaşımını ortaya koymak amacıyla,1994-2001 yılları arasında Y.Y.Ü Tıp Fakültesi Genel Cerrahi kliniğinde kolorektal kanser tedavi protokolüne alınmış 69 hastanın dosyaları retrospektif olarak tarandı. Seride rektal kanserli hastalar çoğunlukta idi (%30) bu hastaların 9'una abdomino-perineal rezeksiyon uygulandı, diğer hastalara tümör yerleşim yerlerine göre ve preoperatif evreleme göz önüne alınarak cerrahi rezeksiyonlar yapıldı. İnrezektabilite oranı %7 idi ve rektal kanserli hastalarda sfinkter korunabilme oranı %52 idi. Tüm kolorektal kanserli hastaların %96'sı adenokarsinomdu. Modifiye Aster -Çöller evrelemesinde evre B ve C olarak değerlendirildiler. Evre A'da hiç hasta yoktu. Ortalama takip süresi 48 ay olan hastaların bu süre içerisinde 28'inde nüks gelişti, (%40) ve 6 hasta (%0.08) uzak organ metastazlarına bağlı olarak kaybedildi. Ülkemizde kolorektal kanser hastalarının büyük bir kısmına ileri evrelerde tanı konulabilmektedir (1). Multimodalite tedavi protokollerinin uygulamaya konulması ve lokoregional ve sistemik kontrolün iyi bir biçimde sağlanabilmesi ile ileri dönemde tespit edilen hastalar içinde bir takım güçlüklerin üstesinden gelinebilir.Other Laparoskopik ve Açık Apendektomi Sonuçlarının Karşılaştırılması: 146 Olgunun Retrospektif Analizi(1998) Dilek, Fatma Hüsniye; Aydın, Metin; Güler, OsmanBu retrospektif çalışmada, Yüzüncü Yıl üniversitesi Tıp Fakültesinde akut apendisit nedeniyle öpere edilen 109 açık, 37 laparoskopik apendektomi olgusunun sonuçları karşılaştınlmıştır. Ortalama ameliyat süresi açık apendektomi (AA) yapılanlarda 37, laparoskopik (LA) grupta 49 dakika idi. Apendektomi sonrası oral gıdaya AA' da ortalama 36 saatte, LA'da 18 saatte başlanabildi. Toplam komplikasyon oranı AA'da %14.7, LA'da %5.4 oldu. Analjezi ihtiyacı LA'da daha az idi. Yoğun yapışıklıklar ve kanama nedeniyle 2 laparoskopik olguda açığa dönülmek zorunda kalındı (%5.4). Hastanede kalış süresi LA'da daha kısa idi. Sonuç olarak, Laparoskopik apendektominin güvenli olduğunu ve hastaya belirgin bir konfor sağladığını düşünüyoruz.Other Mide Tümörlerinde Cerrahi Tedavi(1996) Uğraş, Serdar; Güler, Osman; Aydın, MetinMide malignitelerinin tedavisinde cerrahi girişimler esas¬tır. Y.Y.Ü. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi kliniğinde 1994-1996 arasında 21 mide tümörü olgusu öpere edildi. Ol¬guların 16'sı erkek 5'i kadın idi. Yaş ortalaması 53 idi (28-74). 12 olguya total gastrektomi ve Roux-en-y özofagoje-junostbmi, 7 olguya subtotal gastrektomi ve gastrojejunos-tomi, 1 olguya drenaj amaçlı ğastrojejunoştomi, 1 olguya eksploratris laparotomi yapıldı. Kardiyak problemleri olan 1 olgu exitus oldu. Hiçbir olguda anastomozdan sı¬zıntı olmadı. Sadece 1 olguda cerrahi sınırda tümör doku¬su vardı. Takip süremiz 2-24 aydır, ilk bir yıl içinde kay¬bettiğimiz olgu sayısı 3'tür. Bir yılı aşan süre hayatta ka¬lan olgu sayısı ll'dir. Sonuç olarak, hastanın genel duru¬mu son derece bozuk veya yaygın metastazlar olmadıkça her. gastrik neoplazm olgusu cerrahi olarak eksplore edil¬melidir.Other Özofajektomi Sonrası Erken Enteral Beslenme(1999) Karaayvaz, Muammer; Özgören, Ersin; Dilek, O. Nuri; Aydın, Metin; Güler, OsmanBu çalışmada özofagus karsinomu nedeniyle özofajektomi yapılan hastalarda erken enteral beslenmenin yeri ve önemini araştırdık. Çalışmaya özofagus karsinomu nedeniyle özofajektomi yapılan 20 hasta dahil edildi. Enteral beslenme operasyon esnasında duodenuma geçirilen nazogastrik sonda yoluyla yapıldı. Postoperatif 3. günde enteral beslenmeye geçildi. Hastaların hastanede yattığı sürede postoperatif komplikasyonlar, abdominal semptomlar, pre ve postoperatif albümin konsantrasyonu ve maliyet araştırıldı. Bir hastada enteral beslenmeye devam edilemedi. Postoperatif dönemde anastomoz kaçağı görülmedi. Enfeksiyöz komplikasyonlar 6 hastada (% 30) saptandı. Serum albümin seviyesi postoperatif % 29 oranında düştü. Enteral beslenme iyi tolere edildi. Özofagus kanseri nedeniyle özofajektomi yapılan hastalarda nazoduodenal yerleştirilen sonda ile yapılan enteral beslenme güvenli, tolere edilebilir ve ucuz bir yöntemdir.Other Serum Çinko, Bakır Değerleri ve Bakır-çinko Oranının Anastomoz Kaçağı Üzerine Etkisi(1997) Karaayvaz, Muammer; Güler, Osman; Şekeroğlu, Mehmet Ramazan; Aydın, MetinBu çalışmada gastrointestinal sistemde manuel anasto¬moz yapılan hastalarda çinko ve bakır düzeylerinin postoper-atif komplikasyon oranlarını ne şekilde etkilediği araştırıldı. 57 GİS malignitesi (22 mide, 35 özofagus) çalışma kapsamına alındı. Ameliyat öncesi ve sonrası 3,5 ve 7'inci günlerde serum çinko ve bakır değerleri ölçüldü. Anastomoz kaçağı görülen olgularda postoperatif serum çinko düzeylerinin normal değerin altında olduğu ve çinko düzeyleri bakımından anasto¬moz kaçağı olanla olmayanlar arasında anlamlı bir fark tespit edildi. Bakır değerlerinde anlamlı bir değişiklik tespit edilme¬di. Bu bulguların ışığında çinkonun anastomoz iyileşmesinde önemli rol oynadığı sonucuna varıldı.