Browsing by Author "Gümrükçüoğlu, Hasan Ali"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
specialization-in-medicine.listelement.badge Clinic, Laboratory, Echocardiographic and Epidemiological Characteristics of Infective Endocarditis in Our Service(2010) Akdağ, Serkan; Gümrükçüoğlu, Hasan AliAmaç: Bu çalışmada, kliniğimizde infektif endokarditli (İE) olguların klinik, laboratuvar, mikrobiyolojik ve ekokardiyografik özelliklerinin incelemesi ve hastane içi mortaliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlandı.Çalışma planı: Kliniğimizde yaklaşık dört yıllık süre içinde ( Aralık 2006-Ekim 2010) 61 hasta (33 erkek, 28 kadın; ort.yaş 44±18) EE tanısıyla tedavi edildi ve izlendi. Tüm hastalar transtorasik ekokardiyografi ve/veya transözofageal ekokardiyografi ile değerlendirildi. Kültürler aerob ve anaerob ortamlara ekildi. Enfektif endokardit tanısı Duke ölçütlerine göre kondu. Hastalar yaş, cins, altta yatan kalp hastalığı, predispozan faktörler, mikrobiyolojik ve ekokardiyografik bulgular, klinik özellikleri, tedavi, komplikasyonlar ve mortalite açısından incelendi.Bulgular: Erkek/kadın oranı 1.2 bulundu. Başvuru sırasında en sık yakınma (n=50, %82,2) ateş idi; bunu halsizlik (n=45, %73.8) ve nefes darlığı (n=34, %55.7) izlemekteydi. Transtorasik ekokardiyografi 51 hastada (%83.6) vejetasyon saptanmasında yeterli olurken, EE'ye ait kitle lezyonları 34 hastada (%87,2) transözofageal ekokardiyografi ile saptanabildi. Romatizmal kalp hastalığı (%50,8) en yaygın kapak patolojisiydi. En sık mitral kapak tutulumu (%60,7) izlendi; doğal kapak tutulumu (%65,5) protez kapak tutulumundan fazlaydı. 58 hastada (%94,9) komplikasyon gelişti; bunlar içinde en sık komplikasyon konjestif kalp yetersizliği (n=22; %36,1) idi. 27 hastaya (%44,3) medikal ve cerrahi tedavi birlikte uygulandı. Hastane içi mortalite 10 hastada (%16.4) görüldü. Hastaların yalnızca 37'sinde (%60,7) sorumlu mikroorganizma kültürde gösterilebildi. Bunlardan en sık etken stafilokoklar (%43,2) idi, bunu streptokoklar (%24,3), brusella (%21,6) ve enterokoklar (%5,4) izlemekteydi. Ortalama izlem süresi 40±11 gün (dağılım 18-70 gün) idi.Sonuç: Enfektif endokarditin tanı ve tedavisinin planlanmasında, ülkemizdeki epidemiyolojikve klinik verilerin batı ülkelerinden farklılıklar gösterdiği dikkate alınmalıdır. Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, hasta grubumuzda EE daha erken yaşta gözlendi ve altta yatan en sık faktör romatizmal kalp hastalığı idi.specialization-in-medicine.listelement.badge Idiopathic Long QT Syndrome and QT Duration in Congenital Sensori-Neural Hearing Loss Students of Van School for the Deaf.(2009) Gümrükçüoğlu, Hasan Ali; Güneş, YılmazGümrükçüoğlu H.A, Van yöresindeki doğumsal İşitme engelli çocuklarda QT süresi ve Uzun QT Sendromu.Giriş: Uzun QT sendromu (UQTS) nadir kalıtımsal bir hastalık olup doğumsal işitme engelli bireylerdeki sıklığı 0,21% olarak rapor edilmiştir. UQTS hastaları tekrarlayan bayılma ve ölümcül ventriküler aritmiler için yüksek risk altındadırlar. Yine, doğumsal işitme engelli bireylerde QT süresinin sağlıklı bireylere göre daha uzun olduğu rapor edilmiştir.Amaç: Van ve çevre illerdeki doğumsal işitme engelli çocukların QT süresi değerlendirmek, UQTS sıklığını araştırmak, klinik ve elektrokardiyografik olarak çocukların uzun dönem takibini yapmaktır.Metot: Doğumsal işitme engelli olan 127 çocuk ve 50 tane aynı yaş gurubunda sağlıklı çocuk kontrol grubu olarak çalışmaya dâhil edildi. Tüm çocuklar kardiyolog tarafından fizik muayeneden geçirildi. Elektrokardiyografileri (EKG) çekildi. Deneyimli bir kardiyolog tarafından D2 veya V5 derivasyonları kullanılarak QTc değeri hesaplandı. QTc değeri >430 msn olanlara doğrulamak için tekrar EKG çekildi. QTc dispersiyonu (QTcD) herhangi bir derivasyondaki maksimum ve mininmum QTc süresi arasındaki fark olarak alındı. UQTS tanısı için Schwartz kriterleri kullanıldı. UQTS şüphesi olan bireylere (QTc>430msn) ekokardiyografi ve 24 saat ambulatuvar EKG kaydı yapıldı. İşitme engelliler ile kontrol grubunun EKG bulguları (kalp hızı, QTc, QTcD) karşılaştırıldı.Bulgular: Schwartz kriterlerine göre 1 çocuğa UQTS tanısı konuldu. Toplam 16 çocuğun EKG'sinde QTc değeri >430 msn olduğu için UQTS şüphesisle tekrar EKG çekildi. Bu çocukların ekokardiyografilerinde yapısal veya fonksiyonel kap hastalığına rastlanmadı. 24 saat ambulatuvar EKG kaydında patolojik bulguya rastlanmadı. QTc değeri >430 msn olan çocukların, Schwart kriterlerine göre aldığı puanlar 1,5-4 arasındaydı. QTcmax ve QTcD değeri işitme engelliler grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha uzundu (397,82±26,56 msn karşı 384,9±19,2 msn <0,001 ve 40,54±8,4msn ye karşı 33,54±4,6 msn <0,001). İki yıllık takipte anlamlı EKG değişikliği ve klinik olay gözlenmedi.Sonuç: İşitme engelli grubunda UQTS sıklığı düşüktü (0,8%). QTcmax ve QTcD değeri kontrol grubuna göre işitme engelli grubunda daha uzundu fakat bunun klinik önemi belirsizdi.specialization-in-medicine.listelement.badge The Clinical Features, Risk Factors and Treatment Methods of the Patients With Acute Coronary Syndrome(2012) Aladağ, Nesim; Gümrükçüoğlu, Hasan AliAkut koroner sendrom terimi miyokard?n kan ak?m?n?n bozulmas? sonucu ortaya ç?kan akutgöğüs ağrısı veya miyokardiyal iskeminin diğer semptomları ve miyokard iskemisine bağlıelektrokardiyografik değişikliklerin de genellikle eşlik ettiği klinik tabloları tanımlamaktadır.Karars?z anjina pektoris (KAP), ST segment elevasyonu olmayan miyokard enfarktüsü(NSTEMI), ST segment elevasyonlu miyokard enfarktüsü (STEMI) ve ani kardiyak ölümü içerentrombotik koroner arter hastalığına bağlı gelişen bir dizi olayı ifade eder.Biz bu çalışmamızda tersiyer bir merkez olan üniversite hastanemize başvuran AKShastalar?n?n klinik özelliklerini, geleneksel KAH risk faktörleri prevalans?n? ve uygulanan tedaviyöntemlerini belirlemeyi, daha h?zl? ve etkin tedavi imkânlar?n? art?rmay? hedeflemenin yan?s?ra,?önlenebilir? nitelikteki KAH?tan korunma stratejilerini geliştirmeyi, bölgemiz ve hastanemiziçin AKS tedavi stratejilerinin daha iyi ve k?lavuzlara uygun olarak yap?labilmesi için bu yöndedikkat çekmeyi ve bilinci art?rmay? amaçlad?k.Çalışmamızda ortaya çıkan sonuç; olgular?n, kadın/erkek oranının yaklaşık 1/3 olduğu, yaşortalamas?n?n 59,4 olduğu, acil servisten kliniğe yatırılana kadarki geçen sürenin ortalama 28dakika olduğu, tüm hastalarda en sık risk faktörlerinin hipertansiyon ve sigara içiciliği,kad?nlardaki en s?k risk faktörlerinin HT ve DM, erkeklerdeki en s?k risk faktörlerinin sigaraiçiciliği ve HT olduğu saptand?. AKS tanılı hastaların dağılımı; KAP %48,3, NSTEMI %14,3 veSTEMI %37,4 olarak saptand?. Her iki cinsiyette de en s?k tan? KAP iken, kad?nlarda KAPanlaml? olarak daha fazla saptand?. STEMI ise literatür ile uyumlu olarak erkeklerde kad?nlaragöre daha fazla saptand?. NSTEMI ise her iki cinsiyette litetüre göre daha az görüldü. Koroneranjiografi (KAG) sonucu; Koroner arter hastalığı (KAH) oran? %95 saptan?rken, Koroner arter104hastalığı (KAH)?nın erkeklerde daha çok olduğu saptand?. Hastaların ortalama yaşı; Ortadoğuülkeleri, Güney Asya ve Afrika'dan daha yüksek, Batı Avrupa ülkerinin ortalama yaşlar?ndan 4yaş aşağı saptandı..Bu çalışmada, kliniğimize AKS tanısıyla yatırılan hastalar ile ilgili veriler elde edilmiştir.Olgu sayımız yeterli olmadığı için bir genelleme yap?lmas? mümkün olmasa da, bu tür verilerinAKS olgularının tanı ve tedavisinde yol gösterici olacağını düşünmekteyiz. Yine buçalışmamızda görüldüğü üzere AKS tanısı konulan hastaya hızlı müdahale ve en doğru tedavininhastanın morbidite ve mortalitesi üzerine çok etkili olduğu izlenmiştir. Aynı şeklilde; yaş,cinsiyet, aile öyküsü gibi modifiye edilemeyen risk faktörlerinin aksine modifiye edilebilir riskfaktörleri olan DM, HT, sigara kullan?m? ve hiperlipideminin kontrol alt?na al?nmas?yla KAH vebuna bağlı gelişen komplikasyonların önüne geçilebileceği açıktır. Bu konuda Halk sağlığıuygulamalarının ve koruyucu hekimlik çalışmalarının daha etkin bir şekilde yürütülmesiyle KAHgeleneksel risk faktörlerinin kontrol alt?na al?nabilme imkan?olabilecebilceğini düşünmekteyiz.Anahtar Kelimeler: Akut koroner sendrom, koroner arter hastalığı, risk faktörlerispecialization-in-medicine.listelement.badge The Use of Trimetazidine in Patients With Stable Coronary Artery Effect on T Wave Alternans(2013) Yaman, Mehmet; Gümrükçüoğlu, Hasan AliKardiyovasküler mortalitede azalma olmasına rağmen iskemik kalp hastalığı halen batı dünyasında en önde gelen ölüm nedenidir. Gelişmiş ülkelerde AKÖ ise KVS öümlerin yarısından sorumludur. Tüm kardiyovasküler ölümlerin yaklaşık yarısını oluşturan ani kalp ölümü (AKÖ) gelişmiş ülkelerde halen en önde gelen ölüm nedenidir (4). Ani ölümde altta yatan ritim bozukluklarının %80'den fazlasını ventrikül taşiaritmileri oluşturmaktadır (5). Bu nedenle, AKÖ için risk altında bulunan hastaları önceden belirlemek amacıyla değişik klinik parametreler ve girişimsel olmayan testler geliştirilmeye çalışılmıştır Elektrokardiyografideki T-dalgasında vurudan vuruya ortaya çıkan mikrovolt düzeyindeki değişimlerin ölçümüne dayanan mikrovolt T-dalgası değişim (MTDD) testi, AKÖ riski bulunan hastaların risk derecelendirmesinde kullanılan girişimsel olmayan bir tanı yöntemidir. Trimetazidin enerji kaynağını yağ asidi metabolizmasından glukoz metabolizmasına kaydıran farmakolojik bir ajandır.Hücre enerji üretimini , Beta oksidasyonu inhibe ederek glikoliz yönüne kaydırır. Bu metaboliketkilerin koroner arter hastalığı ve AKÖ önleme tedavisinde ek fayda sağladığı gösterilmiştir (173). Çalışmaya iskemik kalp hastalığı olan 100 hasta (23 kadın, 77 erkek; ortalama yaş 55,6 +- 9,2) alındı. Tüm hastalar sinüs ritmindeydi ve koroner arter hastalıkları medikal tedavi altında stabil durumdaydı, aktif kardiyak şikayetleri yoktu. Almakta oldukları rutin tedaviye ek olarak trimetazidine 60 mg/gün dozunda en az 3 ay devam edilmek üzere başlandı. Kan örnekleri alındı, transtorasik ekokardiyografi yapıldı ve T dalga alternansı ölçebilen 24 saatlik ritim holter izlemi tedaviden önce ve sonra yapıldı. sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları, vital bulguları,T dalga alternansları ve labaratuar değerleri değerlendirildi Çalışma populasyonun çoğunu erkek cinsiyet (%77) oluşturuyordu. KAH risk faktörlerinden en sık sigara ikinci sırada HT bulunmaktaydı. En fazla uygulanan revaskülizasyon tipi stentleme (%96) idi. 3 aylık trimetazidin tedavisi sonrası LA volümünde anlamlı azalma (p:0,002), LVEF'da anlamlı olmayan artma (p:0,16) saptandı. EDZ, IVGZ ve Septal S'de anlamlı düzelme saptandı (p:0,01, p:0,00, p:0,02) . T max değerinde anlamlı değişiklik olmazken (p:0,319) T min ve T ort değerlerinde anlamlı azalma izlendi (p:0,000) ve (p:0,003) Sonuç olarak ; aritmi açısından düşük riskli stabil KAH olan (%96'sında EF:>%40) çalışma grubumuzda 3 aylık trimetazidin tedavisi ile AKÖ'ün noninvaziv göstergelerinden biri olan MTDD'de anlamlı azalma sağlandı. Diğer çalışmalardan farklı olarak MTDD'de sayısal olarak analiz edilmiş ve sayısal parametrelerde (TDmin, TDort) anlamlı düzelme saptanmıştır. Bunun yanında trimetazidin tedavisi ile önceki çalışmalara benzer olarak LV sistolik ve diyastolik parametrelerinde düzelme saptanmıştır. Anahtar kelimeler: İskemik kalp hastalığı, kardiyak enerji metabolizması, trimetazidin, T dalga alternansı, ani kardiyak ölüm.