Browsing by Author "Gür, Mehmet Hafit"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Alt Konka Bülloza: Olgu Sunumu(2016) Bozan, Nazim; Garça, Mehmet Fatih; Çankaya, Hakan; Kıroğlu, Ahmet Faruk; Gür, Mehmet HafitAlt konkanın değişik derecelerdeki pnömatizasyonu olarak tanımlanan alt konka bülloza, nazal pasaj içerisinde lateral nazal duvarın nadir bir anotomik varyasyonudur. Genellikle asemptomatik olmakla birlikte konka büllozanın pnömatizasyonun büyüklüğüne, ve nazal septumla olan ilişkisine göre semptomatik olabilir. Burun tıkanıklığı, sinüzit, postnazal akıntı, baş ağrısı, koku almada bozukluk semptomlar arasında sayılabilir. Tanısında anterior rinoskopik muayene, endoskopik muayene ve paranazal sinüs tomografisi yer alır. Alt konka pnömatizasyonunun cerrahi tedavisinde tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Cerrahi tedavi konka ve paranazal sinüs fonksiyonlarını en az oranda etkileyen teknikler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu yazımızda burun tıkanıklığı ile başvuran tek taraflı alt konka bülloza olgusu sunulmuşturArticle Baş-boyunda Cilde Fistülize Olmuş Tularemi Olgu Sunumu(2015) Bozan, Nazım; Turan, Mahfuz; Yuca, Köksal; Gür, Mehmet Hafit; Çankaya, HakanTularemi Kulak Burun ve Boğaz (KBB) kliniklerinde nadir olarak görülen bir zoonozdur ve çeşitli formları mevcutdur; ülseroglandüler, orofarengeal, pnömotik ve septik form. Tularemi, etkeni Francisella tularensis olan zoonotik bir hastalıktır. Francisella tularensis gram-negatif, hareketsiz bir kokobasildir. Hastalığın bulaş yolları; kirli sular, kemirgenler, tavşan, kene, sivrisinek, kaplumbağa, koyun, inek, kuşlar ve geyik gibi hayvanlardır. Bu çalışmamızda baş boyun cildine fistülize olmuş ve aldığı çeşitli antibiyoterapilere rağmen düzelmeyen ve kontamine su tüketimi hikayesi olan bir tularemi olgusu sunulmuştur.Article Disfajinin Nadir Bir Nedeni: Etmokoanal Polip(2016) Gür, Mehmet Hafit; Bozan, Nazım; Kılıçaslan, Saffet; Uluyol, SinanKoanal polipler nadiren görülmekle beraber çok nadir olarak disfaji ve dispne kliniği oluşturular. 21 yaşındaki kadın hasta, disfaji nedeni olan etmokoanal polip tanısıyla literatür eşliğinde sunulmuştur 21 yaşında kadın hasta 3 aydır var olan disfaji şikayeti ve boğazda kitle hissi ile kliniğimize başvurdu. Endoskopik muayenede sağ orta konka posteriorundan kaynaklanan ve orofarenkse uzanan polipoid kitle saptandı. Sınırlıendoskopik sinüs cerrahisi ile kitlenin posterior etmoid hücrelerden köken aldığı görüldü ve posterior etmoidektomi ile birlikte total eksizyon uygulandı. Disfajinedeniolanetmokoanalpolipoldukçanadirgörülen bir durumdur ve disfaji ayırıcı tanısında koanal polipler akılda tutulmalıdır.Article Kronik Lenfositik Lösemi'ye Bağlı Yumuşak Damakta Destrüktif Lezyon: Olgu Sunumu(2016) Demir, Cengiz; Bozan, Nazim; Çankaya, Hakan; Kıroğlu, Ahmet Faruk; Turan, Mahfuz; Gür, Mehmet Hafit; Ebinç, SennarKronik Lenfositik Lösemi sık görülen bir B hücre neoplazisidir. Bu çalışmada, kliniğimizde KLL nedeni ile takip edilen yumuşak damak, uvula ve tonsil lokalizasyonunda KLL ye bağlı destrüktif lezyonu olan, medikal tedavi sonrası remisyona giren bir hastayı tartıştık. Tedavi sonrası nazofarenks ve yumuşak damakta adezyon ve hava pasajının engellendiğini tespit ettik. Bu vakanın literatürde nadir rastlanan bir durum olması nedeni ile burada sunmak istedikArticle Kronik Otitis Mediada Dirençli Patojen: Stenotrophomonas Maltophilia(2016) Gür, Mehmet Hafit; Reşat, Mehmet; Çankaya, Hakan; Bayram, Yasemın; Bozan, Nazım; Turan, Mahfuz; Özçalımlı, İsaStenotrophomonas maltophilia dirençli nazokomial enfeksiyonlara neden olabilen aerob, nonfermantatif Gram negatif bir basildir. Beta-laktamaz, aminoglikozit asetil transferaz ve eritromisini inaktive eden enzimleri ve aktif pompaları kodlayan genleri nedeni ile S. maltophilia birçok antibiyotiğe intrensek olarak dirençlidir. Bu nedenle tedavide birçok direnç sorunuyla karşılaşılmaktadır. Olgumuzda 8 yıldır her iki kulağında akıntı ve işitme kaybı olan 52 yaşındaki bayan hastanın yapılan sağ kulak kültüründe dirençli Stenotrophomonas maltophilia izole edildi. Bu olgu çoğul direnç gelişimi gösteren ve özellikle nozokomiyal enfeksiyonlarda giderek ön plana çıkan Stenotrophomonas maltophilia suşlarının, nozokomiyal infeksiyonlardaki rolünü araştırmak ve antibiyotiklere direnç durumunu ortaya koymak amacıyla sunulmuşturArticle Mastoid Kemikte Nadir Görülen Tümöral Kitle: Ossifiye Fibrom(2015) Çankaya, Hakan; Bozan, Nazim; Gür, Mehmet HafitBaş ve boyun bölgesine lokalize ossifiye fibroma vakaları genellikle mandibula ve maksillada gözlenir. Nazal, ethmoid sinus, temporal ve oksipital kemikte ossifiye fibroma vakaları nadir olarak literatürde bildirilmiştir. Bu makalede mastoid bölgede ossifiye fibromu olan bir olgu sunulmuştur.Specialist Thesis Our Clinic Outcomes in Cases With Acquired Nasolacrimal Canal Obstruction After Endoscopic Endonasal Dacryocystorhinostomy(2009) Gür, Mehmet Hafit; Yuca, KöksalEpifora, gözyaşının nazolakrimal sistemdeki tıkanıklığa bağlı olarak burun boşluğuna ulaşamaması nedeniyle gözlerde sulanma ile karakterize bir klinik tablodur. Nazolakrimal kanal tıkanıklığı (NLKT) için uygulanan standart tedavi yöntemi genellikle eksternal DSR'dir. Son yıllarda endonazal patolojilerin tanı ve tedavisinde endoskopik aletlerin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasıyla EDSR daha sık ve güvenilir olarak uygulanır olmuştur. EDSR günümüzde primer ya da genellikle açık teknik sonrasında revizyon amacıyla kullanılmaktadır. Bu yöntemde girişim kolaylığı olması, daha az morbidite oluşturması ve eksternal yönteme yakın başarı oranlarına ulaşılabilmesi cerrahlara cazip gelmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı edinsel NLKT olan hastalarda EDSR sonrası klinik sonuçlarımızı değerlendirmektir.Göz polikliniğine epifora şikayeti ile başvuran ve yapılan oftalmolojik muayene ile çekilen lipiodollü dakriosistografi sonucunda kronik dakriyosistit tanısı ile KBB polikliniğine yönlendirilen ve yapılan EDSR ameliyatı sonrası düzenli kontrol muayenelerine gelen 80 hastanın klinik sonuçları değerlendirildi. Hastaların 70'i kadın 10'u erkekti. Kadın hastaların 12'sine bilateral EDSR yapılmış olup 82 kadın hasta gözü ve 10 erkek hasta gözü olmak üzere toplam 92 hasta gözü çalışmaya alındı. Hastaların 72'sine bikanaliküler silikon tüp, 5'ine keseye insizyon yapılarak T tüp yerleştirilirken, 15 hastanın da sadece lakrimal kesesi nazal pasaja ağızlaştırıldı. Şikayetleri 60 ve 120 aydır devam eden 20 hastadan lakrimal keseden biyopsi, lakrimal kese insizyonu esnasında belirgin püy gelen 10 hastadan da kültür alındı. Hastalar en az 6 ay ve en çok 36 ay takip edildi. Silikon tüp uygulaması yapılan 72 hastanın silikon tüpleri en az 3 ay ve en çok 6 ay olmak üzere ortalama 4.64 ay yerinde bırakıldı. Lakrimal keseye T tüp uygulaması yapılan 5 hastanın T tüpü 6 ay sonra çıkarıldı ve hepsinde tam başarı sağlandı.Çalışmaya alınan 92 hasta gözünün 72'sinde (%78.3) tam başarı, 14'ünde (%15.2) kısmi başarı sağlanırken, 6'sında (%6.5) ise EDSR başarısızlıkla sonuçlandı. Genel başarı oranımız %93.5 olarak literatürdeki çalışmalarla uyumlu bulduk. Çalışmamızda görülen en sık komplikasyon ve başarısızlık nedeni nazal sineşi ve ostium etrafındaki granülasyon dokuları oldu.Sonuç olarak; çalışmamızda EDSR'nin hastalar tarafından iyi tolere edilebilen, dışarıdan görülebilir insizyon skarına neden olmadığı için de kozmetik açıdan tercih edilen, travma potansiyelinin az ve başarı oranının yüksek olduğu fonksiyonel bir operasyon olduğu kanısına vardık.Article Tekrarlayan Öksürük Nedeni: Tonsil Aktinomiçesi(2016) Yıldız, Hanifi; Bozan, Nazım; Turan, Mahfuz; Kalkan, Ferhat; Bulut, Gülay; Gür, Mehmet Hafit; Demiray, UtkuAktinomikoz insanda servikofasiyal, abdominopelvik ve torasik bölgeleri etkileyebilen bakteriyel bir enfeksiyondur. Ağız florasının konak bakterilerinden olmasına rağmen predispozan faktörlerin etkisi ile patojenite kazanabilir ve farklı klinik tablolar gösterebilir. Bu olgu sunumuzda tekrarlayan tonsillit atağı ve hipertrofisi nedeniyle tonsillektomi yapılan ve postoperatif patoloji sonucu tonsiller aktinomiçes olarak raporlanan hastada postoperatif öksürük şikayetinin azaldığını tespit ettik. Kronik öksürük etyolojisinde tonsiller aktinomiçes patolojisinin de bulunabileceğini düşünmekteyiz. Bu makalede tonsiller aktinomiçes ile tekrarlayan tonsillit atağı ve kronik öksürük varlığı arasındaki ilişki vurgulanmıştır