Browsing by Author "Garça, Mehmet Fatih"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Article Alt Konka Bülloza: Olgu Sunumu(2016) Bozan, Nazim; Garça, Mehmet Fatih; Çankaya, Hakan; Kıroğlu, Ahmet Faruk; Gür, Mehmet HafitAlt konkanın değişik derecelerdeki pnömatizasyonu olarak tanımlanan alt konka bülloza, nazal pasaj içerisinde lateral nazal duvarın nadir bir anotomik varyasyonudur. Genellikle asemptomatik olmakla birlikte konka büllozanın pnömatizasyonun büyüklüğüne, ve nazal septumla olan ilişkisine göre semptomatik olabilir. Burun tıkanıklığı, sinüzit, postnazal akıntı, baş ağrısı, koku almada bozukluk semptomlar arasında sayılabilir. Tanısında anterior rinoskopik muayene, endoskopik muayene ve paranazal sinüs tomografisi yer alır. Alt konka pnömatizasyonunun cerrahi tedavisinde tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Cerrahi tedavi konka ve paranazal sinüs fonksiyonlarını en az oranda etkileyen teknikler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu yazımızda burun tıkanıklığı ile başvuran tek taraflı alt konka bülloza olgusu sunulmuşturSpecialist Thesis Assesing the Amount of E-Selectin, P-Selectin and Caspase-3 In Serum Samples of Chronic Otitis Media Patients(2014) Özçalimli, İsa; Garça, Mehmet FatihKronik otitis media (KOM), tüm dünyada sıkça görülen ve sosyal bir sorun olarak da değerlendirilen bir hastalıktır. Kişinin lisan gelişimini, iletişimini, kavrama yeteneğini, okul başarısını etkileyebilmekte ve yaşamını tehdit eden komplikasyonlara sebep olmaktadır. Kronik otitis media riskini artıran faktörler; erkek cinsiyet, ırk, küçük yaş grubu, malnütrisyon, yaşamın ilk altı ayında ortaya çıkması, üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE), genetik faktörler (kötü temporal kemik pnömotizasyonu, damak/dudak yarıkları, Down sendromu, Kleinfelter sendromu gibi kraniofasiyal anomaliler), östaki tüpü disfonksiyonu, kötü çevre koşulları, sigara içilen ortamda bulunma, beslenme, mevsimsel faktörler, akut otitis media (AOM) ve efüzyonlu otitis media (EOM)'nin yetersiz ve uygun olmayan tedavisi, orta kulak hastalığına ait aile anamnezi ile ailesel veya kişisel alerji hikayesidir. Kronik otitis media ve kolesteatomanın etiyopatogenezi halen tam olarak aydınlatılmamıştır. Bununla ilgili olarak osteoklastik aktivite, sitokinler, kronik inflamasyon, endotoksinler gibi pek çok neden suçlanmaktadır. Çalışmamızda otit tablosunda kronikleşme sürecinde ve kolesteatom formunda inflamasyon ve apoptozisin olası rolünü araştırdık. İnflamasyon fazı için E-selektin P-selektin apoptozis belirteci olarakta kaspaz-3 ün serum seviyelerini araştırdık. Bu çalışma Y.Y.Ü. Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi KBB kliniğinde kronik otit tanısı almış 61 hasta ve 30 sağlıklı kontrol grubunda yapılmıştır. Hastaların tümü kronik otit nedeniyle opere edilmiştir. Bu hastalardan ameliyattan önce kanlar alındı ve serumları hazırlanarak uygun koşullarda saklandı. Benzer şekilde kontrol grubunda da serumlar hazırlandı ve saklandı. Hasta grubu kolesteatomlu ve kolesteatomsuz olarak iki gruba ayrılarak adezyon moleküllerinden E-selektin P-selektin ve apoptozis markeri olarak kaspaz-3 değerleri ölçüldü ve kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Kronik otit hastalarının 40'ı kolesteatomsuz ve 21'i kolesteatomlu idi. Hastaların 35 i kadın ve 26'sı erkek hastaydı. Kronik otit hastalarında inflamatuar süreç belirteci olarak ölçtüğümüz E-selektin P-selektin düzeylerinin tümü kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşük bulundu (p<0,001). Apoptozis belirteci olarak değerlendirilen kaspaz-3 değeri anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001). Otit tablosunun kronikleşmesinde ve bu tablonun şiddetine göre meydana gelen doku hasarında özellikle kolesteatoma patogenezinde kronik inflamasyon ve apoptozisin neden olabileceğini düşünmekteyiz. Anahtar Kelimeler: Kronik Otit. Kolesteatom. Adezyon Molekülleri. Apoptozis E-selektin. P-selektin. Kaspaz-3Article Comparison of the Efficacy of Auditory Steady-State Response (ASSR) and Otoacoustic Emission (OAE) in Neonatal Hearing Screening(Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2024) Garça, Mehmet Fatih; Erdem, Mehmet ZekiTo investigate the correlation among auditory steady-state response (ASSR) and transient evoked otoacoustic emission (TEOAE) and screening brainstem auditory evoked response (s -BAER) tests in children with sensorineural hearing loss (SNHL). TEOAE, multiple-ASSR, and click s-BAER recordings and analyses of 30 healthy newborns and 74 newborns with high- risk of SNHL were performed prospectively. The three techniques were compared between healthy and high -risk SNHL newborns. In addition, average test durations were calculated in minutes. Hyperbilirubinemia requiring transfusion was the most common ris k factor in the high-risk SNHL group. In the ASSR test, the rate of failure was higher at low frequencies and was dramatically lower at high frequencies. In both ASSR and TEOAE, the sensitivity and accuracy rates increased at high frequencies. Average test duration (including preparations) was 30.2±6.45 min for multiple-ASSR, 1.26±0.81 min for TEOAE, and 1.86±0.87 min for s-BAER. Multiple-ASSR was found to be more sensitive in predicting behavioral hearing status compared to TEOAE. Based on our findings, we consider that multiple-ASSR is an objective test that can be used safely in predicting rapid frequency -specific behavioral hearing of bilateral ears simultaneously without requiring practitioner’s interpretation, particularly in high -risk neonates. However, further evidence and studies are needed to ensure that the newborn’s hearing prediction alone is sufficient.Specialist Thesis Comparison of the Efficiacy of Auditory Steady-State Response(ASSR) With Otoacoustic Emissions in Newborn Hearing Screening(2014) Erdem, Mehmet Zeki; Garça, Mehmet FatihPediatrik odyolojide amaç işitme tayininde frekansa spesifik işitme eşiklerini belirlemede güvenilir sonuçlar veren prosedürleri belirlemektir. Bu çalışmada amaç sensorinöral işitme kaybı olan çocuklarda işitme taramasında işitsel hazır durum cevabı ( auditory steady-state response-ASSR) ile taramada kullanılan otoakustik emisyon ve tarama uyarılmış işitsel beyinsapı cevapları (audiometry brain stem response- ABR) testleri arasındaki korelasyonu araştırmak. Materyal ve Metod Prospektif olarak sağlıklı 30 yenidoğan ve Joint Committee on Infant Hearing (JCIH) 2007 tarafından modifiye edilen kriterlere göre işitme kaybı açısından yüksek riskli 74 yenidoğanın TEOAE kayıtları, multi-uyaran ASSR ve klik tarama BERA ve yapıldı. Sağlıklı ve riskli yenidoğanlarda elde edilen frekansa özgü ASSR sonuçları TEOAE ve klik t-BERA sonuçları ile karşılaştırıldı. Çalışma süresince her bir yenidoğan için TEOAE, multi-uyaran ASSR ve klik t-BERA için geçen süre dakika olarak ölçüldü. Sonuçlar Sağlıklı 30 ve riskli 74 olmak üzere 104 yenidoğanda toplam 208 kulağın işitme testleri yapıldı. Riskli grupta en sık tranfüzyon gerektiren hiperbilirubinemili hastalar vardı. Tüm yenidoğanların frekansa özgü multi-uyaran ASSR sonuçlarında düşük frekanslarda testten kalan yenidoğanlar fazla iken yüksek frekanslarda bu oranlar dramatik azalmaktadır. Sağlıklı grupta TEOAE ile %6.66, riskli grupta ise %31.08 testten kalırken Multi-uyaran ASSR de tüm sağlıklılar testten geçerken riskli gurupta bu oranlar 2000 Hz de sırasıyla 5 (%4,8) ve 8 (%7,7) olarak görüldü. ASSR ile TEOAE arasındaki karşılaştırma yüksek frekanslarda duyarlılık ve doğruluk oranı artmaktadır. Benzer durum riskli yenidoğan grubunda da gözlendi. 500 Hz'de toplam 146 kulaktan 75 (%50,68) kulak testten kalırken bu oran yüksek frekanslar da azalmakta 4000 Hz'de 8 (%5,47) yenidoğanın testten kaldığı görüldü. ASSR ile t-BERA sonuçları arasında duyarlılık ve doğruluk oranı uyumu en fazla 2000 Hz de olduğu görüldü. Multi-uyarımlı ASSR ile bir yenidoğanın test süresi hazırlıklar dahil 30,1 (+/-6,4) dakika olarak ölçüldü. Bu süre TEOAE da 1,26 (+/-0,81) ve t-BERA'da 1,86 (+/-0,87) dakika olarak ölçüldü. Yargı Multi-uyaran ASSR uyuyan yenidoğan davranışsal işitme tahmininde TEOAE ile karşılaştırmasında duyarlı olduğu görüldü. Özellikle riskli yenidoğanlarda Multi-uyaran ASSR uygulamacının yorumuna gerektirmeden aynı anda iki kulağın hızlı frekansa spesifik davranışsal işitme tahmininde güvenle kullanılabilecek bir objektif testtir. Buna karşın yenidoğanda işitme tahmininde tek başına yeterliliğine daha fazla kanıt sağlamak için çalışmalara ihtiyaç vardır.Specialist Thesis Evaluation of the State of Oxidative Stress in Supernatants of Chronic Otitits Media Patients(2013) Tuna, Bakır; Garça, Mehmet FatihAmaç: Kronik otitis media ve kolesteatomanın etiyopatogenezi halen tam olarak aydınlatılmamıştır. Bununla ilgili olarak osteoklastik aktivite, sitokinler, kronik inflamasyon, endotoksinve lipid peroksidasyon ürünlerinin toksik etkileri gibi pek çok neden suçlanmaktadır. Çalışmamızda otit tablosunda kronikleşme sürecinde ve kolesteatom formunda organizmanın oksidatif stres durumunun etkin olup olmadığını ve kronik otit formları arasında oksidatif ürünler ve antioksidan savunma sistemi arasındaki dengesizliğin yol açtığı oksidatif streste farklılığı vurgulamak amaçlandı. Oksidatif ürünler ve antioksidan savunma sistemi arasındaki dengesizliğin yol açtığı oksidatif stresi gösterebilmek amacıyla oksidatif markırlar olan MDA, 4-HNE, MPO, NO ile vücudun total antioksidan kapasitesini serumda araştırdık.Materyal-Metot: Bu çalışma Y.Y.Ü. Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi KBB kliniğinde kronik otit tanısı almış 61 hasta ve 30 sağlıklı kontrol grubunda yapılmıştır. Hastaların tümü kronik otit nedeniyle opere edilmiştir. Bu hastaların amaliyattan önce oksidatif ürünler ve antioksidan savunma sistemi arasındaki dengesizliğin yol açtığı oksidatif stresi gösterebilmek amacıyla oksidatif markırlar olan MDA, 4-HNE, MPO, NO ile vücudun total antioksidan kapasitesini değerlendirmek üzere kanları alındı ve serumları hazırlanarak uygun koşullarda saklandı. Benzer şekilde kontrol grubunda da serumlar hazırlandı ve saklandı. Hasta grubu kolesteatomlu ve kolesteatomsuz olarak iki gruba ayrılarak oksidan ve antioksidan değerleri ölçüldü ve kontrol grubu ile karşılaştırıldı.Bulgular:Kronik otit hastalarının 40?ı kolesteatomsuz ve 21?i kolesteatomlu idi. Hastaların 35 i kadın ve 26?sı erkek hastaydı. Kronik otit hastalarında oksidatif stres markırları olarak ölçülen MDA, 4-HNE, MPO, NO düzeylerinin tümü kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,001). Ayrıca bu gruplar arasında total anti-oksidan kapasite ise kronik otit hastalarında alamlı olarak düşük bulundu (p<0,001). Hasta gruplarında bakılan oksidatif stres markırları ve total anti-Voksidan kapasite düzeyleri arasında anlamlı fark olmamakla beraber, kolesteatomlu hastalarda bu düzeyler yüksek bulundu. (p>0,005).Sonuçlar:Otit tablosunun kronikleşmesinde ve bu tablonun şiddetine göre meydana gelen doku hasarında oksidatif stresi oluşturan serbest radikallerin etkin olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle tedavi sürecinde cerrahi prosedürlerin yanında antioksidan destek tedavisi de düşünülmelidir.Anahtar Kelimeler: Kronik Otit; Kolesteatom; Oksidatif Stres; TAOK, MPO, MDA, 4-HNE, NO