Browsing by Author "Hazar, Abdussamet"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Koroner Arter Cerrahisi Sonrası Atrial Fibrilasyon Gelişiminde Rol Oynayan Faktörler(2004) Turan, Erdal; Karadağ, Melike; Hazar, Abdussamet; Kutay, Veysel; Demirbag, Recep; Ekim, HasanAmaç: Koroner arter cerrahisi sonrası en sık görülen aritmi atriyal fibrilasyondur (AF). Bu çalışmada amacımız koroner cerrahisi sonrası gelişen AF insidensini ve oluşumunda etkin olan faktörleri belirlemektir. Metod: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalında Ocak 2000 ile Kasını 2003 tarihleri arasında koroner bypass cerrahisi uygulanan hastalardan 245'i çalışma kapsamına alınmıştır. Kronik böbrek hastası hikayesi olanlar, redo koroner operasyonlar, kapak hastalığı olanlar, tiroid hastalığı olanlar, yentrikül anevrizması olanlar ve beta-bloker kullananlar AF çalışma kapsamına alınmadı. Bulgular: Hastaların 19.4'ü erkek, 52'si kadın olup yaşları 28 ile 90 arasında değişmekte olup ortalama yaş 58±3 idi. Hastalardan 68'inde atan kalpte, diğerlerinde ise kardiyopulmoner bypass (CPB) ile ameliyat yapıldı. AF gelişen hasta grubunda ileri yaş, erkek cinsiyet ve hipertansiyon hikayesi daha fazla idi. Sol atriyum çapı, ejeksiyon fraksiyonu (EF), CPB zamanı, kros klemp zamanı bakımından AF gelişen grupla diğer grup arasında bir fark yoktu. Sonuç: İleri yaş, erkek cinsiyet, hipertansiyon ve P dalgasının süresinin uzaması koroner cerrahisi sonrası AF gelişiminde rol oynayan faktörlerdir. CPB'dan sakınmak AF oluşumunu azaltmamaktadır.Article Perimembranöz Ventriküler Septal Defektin Kapatılmasında Triküspid Kapağın Septal Leaflet'inin Geçici Olarak Kaldırılmasının Önemi(2004) Kutay, Veysel; Başel, Halil; Tuncer, Mustafa; Hazar, Abdussamet; Ekim, Hasan; Karadağ, MelikeAmaç: Çalışmamızın amacı perimembranöz ventriküler septal defekt tanısıyla opera ettiğimiz hastaların sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Ocak 2000 ile Mart 2004 tarihleri arasında hastanemizdeperimembranöz ventriküler septal defekt tanısı konulan 20 hastaya sağ atriyotomi ve triküspid kapağın septal leafletinin annulusdan geçici olarak ayrılmasıyla ameliyat edilmiştir. Hastalarımızdan 7'si kız, 13'ü erkek olup, yaşları 2 ile 27 arasında değişmekte ve ortalama yaşta 10.05±7.11 yıldı. Bulgular: Erken veya geç dönemde kaybettiğimiz hastamız olmadı. Tüm hastalarda ventriküler septal defekt dakron greft ile onarıldı. Ayrıca 3 hastaya ventriküler septal defekt onarımının yanında ek girişimler de yapıldı. Bir hastada patent foramen ovale kapatıldı. Birisinde aort kapak replasmanı yapıldı. Diğerinde ise patent ovale kapatıldı ve sağ ventrikül çıkım yolu genişletildi. Sonuç: Triküspid kapağın septal leafletinin ventriküler septal defekt'i ekspoze etmek için geçici olarak annulusdan ayrılması etkin ve emniyetli bir teknik olup operasyonun süresini azaltmaktadır.Article Tek ve İki Damar Hastalarında Çalışan Kalpte ve Kardiyopulmoner Bypass ile Yapılan Myokardiyal Revaskülarizasyonların Karşılaştırılması(2004) Kutay, Veysel; Ekim, Hasan; Hazar, AbdussametAmaç: Bu klinik çalışmamızın amacı tek veya iki damar lezyonu bulunan düşük riskli hastalarda çalışan kalpte ve kardiyopulmoner bypass (CPB) ile yapılan koroner bypass ameliyatlarını perioperatif morbidite ve prognozları bakımından karşılaştırmaktır. Yöntem: Hastalar çalışan kalpte ve kardiyopulmoner bypass ile öpere edilenler olarak iki ayrı gruba ayrıldı. CPB ile koroner bypass yapılan hastaların 24'ü erkek, 6'sı kadın olup yaşları 40-70 arasında değişmekte ve ortalama yaşta 56,2±5,1 idi. Çalışan kalpte koroner bypass yapılan hastaların 27'i erkek, 5'i kadın olup yaşları 42-67 arasında değişmekte ve ortalama yaşta 57,2±2,1 yıl idi. İki olguda operasyona çalışan kalpte başlandığıhalde,hemodinamikstabiliteninbozulmasıvesolanteriordesandanarterin(LAD) intramyokardiyal seyirli olması nedeniyle CPB'a geçildi. Bu iki olgu çalışma kapsamından çıkarıldı. Her iki grupta da preoperatif klinik özellikler benzer idi. Bulgular: Postoperatif drenaj, kan transfüzyonu gereksinimi ve mekanik ventilasyon süresi çalışan kalpte öpere edilen grupta anlamlı olarak azalmıştı. Ayrıca kreatin fosfokinaz (CPK-MB) seviyesi atan kalpte bypass yapılan grupta CPB ile öpere edilen gruba göre anlamlı olarak düşüktü. Postoperatif atriyal fibrilasyon insidensi her iki grupta da benzer idi. Sonuç:Çalışan kalpte myokardiyal revaskülarizasyon, CPB ile yapılanlar gibi emniyetle ve başarıyla yapılabilir.