Browsing by Author "Körpe, Kadir"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Specialist Thesis A Retrospective Comparison of Patients Who Was Performed With Retro Intrarenal Surgery and Mini Percutaneous Nephrolithotomy on Renal Lower Pole and Pelvis Stones With Stone Size of 10-30 Mm(2021) Körpe, Kadir; Eryılmaz, RecepBöbrek taşları toplumda sık görülen bir hastalıktır. Bu çalışmada taş boyutu 10-30 mm olan alt pol veya pelvis taşı olan hastaların tedavisinde uygulanan Mini Perkütan Nefrolitotomi (Mini-PNL) ve Retrograd intrarenal cerrahi (RİRC) tekniklerinin komplikasyon ve başarı oranlarını karşılaştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Çalışma için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlaç Dışı Klinik Uygulamalar Etik Kurul'undan izin alındı. Taş boyutu 10-30 mm olan alt pol veya böbrek pelvis taşı olan hastalar çalışmaya alındı. Ameliyat öncesi böbrek taşı ve böbrek özellikleri renal ultrasonografi, intravenöz pyelografi ve/veya kontrastsız Batın bilgisayarlı tomografisi (BT) ile değerlendirildi. Çalışmamızda RİRC ve Mini-PNL cerrahi yöntemleri yapılan hastalar değerlendirildi.. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 45,3±15,2 yıl olan 67 (%61,5)'si erkek ve 42 (%38,5)'si kadın olmak üzere toplam 109 hasta alındı. Hastalardan 56 (%51,4)'sında RİRC uygulanır iken 53 (%48,6)'üne Mini-PNL uygulandı. RİRC uygulanan hastalar Mini-PNL uygulanan hastalara göre daha ileri yaştaydı (49,6±14,6 yıla karşın 40,7±14,7 yıl) (p=0.002). RİRC uygulanan hastalardan 34 (%60,7)'ü erkek 22 (%39,3)'si kadın iken Mini-PNL uygulanan 33 (%58,9) hasta erkek iken 20 (%35,7) hasta kadın cinsiyete sahipti (p>0.05). Hastaların 63 (%57,8)'ünde sol böbrekte ve 46 (%42,2)'sında ise sağ böbrekte taş olduğu saptandı. Bununla birlikte hastaların 76 (%69,7)'sında alt polde yerleşimli, 18 (%16,5)'inde pelvik yerleşimli ve 15 (%13,8) hastada ise pelvik ve alt pol birlikte yerleşimli böbrek taşı saptandı.RİRC ve Mini-PNL uygulanan hastalar arasında taşın bulunduğu böbrek ve taşın yerleşim yerleri açısından anlamlı fark saptanmadı (sırasıyla; p=0.248 ve p=0.602). Mini-PNL grubunda operasyon süresi (83,9±10,0 dk. karşın 71,2±11,0 dk.) ve toplam skopi kullanım süresi (97,4±20,7 sn. karşın 3,9±0,9 sn) RİRC grubundan anlamlı şekilde uzun saptandı (p<0.001). Hastaların böbrek taşı HU skoru ise 923,5±285,1 HU saptanır iken Mini-PNL grubundaki hastaların HU skoru RİRC grubundaki hastalardan daha yüksekti (1012±256,0 HU'ya karşın 839,8±287,9 HU) (p=0.001). Mini-PNL grubundaki hastaların böbrek taşı boyutu RİRC grubunda yer alan hastalardan daha büyük saptandı (21.1±5,5 mm'ye karşın 19.6±3,7 mm) (p<0.001). Hastalardan 86 (%78,9)'unda taşsızlık sağlandığı, 23 (%21,1)'ünde rezidü taş kaldığı saptandı. RİRC grubunda 43 (%76,8) hastada taşsızlık sağlanır iken Mini-PNL grubundaki 43 (%81,1) hastada taşsızlık sağlandı (p<0.001). Hastaların 75 (%68,8)'inde Double J kateteri kullanılır iken 34 (%31,2)'ünde üreter katateri kullanıldığı saptandı. RİRC uygulanan hastalarda Doule J kateteri kullanımının Mini-PNL grubuna göre daha yüksek oranda olduğu saptandı (%98,2'ye karşın %37,7) (p<0.001). Mini-PNL uygulanan hastalarda ise üreter katateri uygulama sıklığı RİRC grubundan daha sık saptandı (%62,3'e karşın %1,8). 84 (%77,0) hastanın Grade 0, 9 (%8,3) hastanın Grade 1, 11 (%10,1) hastanın Grade 2, 5 (%4,6) hastanın Grade 3 skora sahip olduğu ve Grade 4/5 olan hasta saptanmadı. Mini-PNL grubunda 2 (%3,8) hastada ve RİRC grubundaki hastalardan 7 (%12,5)'sinde analjezik, antipiretik ve/veya atiemetik ihtiyacı (Clavien Grade 1) gelişti. Mini-PNL grubundaki hastalardan 7 (%13,2)'sinde enfeksiyon ve 3 (%5,7)'inde kan transfüzyon ihtiyacı gelişir iken RİRC grubundaki hastalardan 1 (%1,78)'inde enfeksiyon gelişti (Clavien Grade 2). Hastalarda Clavien Grade 3 komplikasyon gelişim durumu değerlendirildiğinde ise Mini-PNL grubundaki 3 (%5,6) hastada DJS yerleştirilmesi ve 1 (%1,9) hastada ise DJS değişimi saptandı. RİRC grubundaki hastalardan 1 (%1,78)'inde ise subkapsüler hematom geliştiği saptandı (Clavien Grade 3). Mini-PNL grubunda Grade 2 ve Grade 3 Clavien skoruna sahip olma sıklığı RİRC grubundan daha yüksek oranda saptandı (p=0.003) Mini-PNL uygulanan hastaların RİRC uygulanan hastalara göre daha fazla hastanede kaldığı saptandı [2 (1/15) güne karşın 1 (1/11) gün] (p<0.001). RİRC grubundaki hastalarda kan transfüzyon ihtiyacı gelişmez iken Mini-PNL grubundaki hastaların 3 (%5,7)'üne kan transfüzyonu uygulandı. Sonuç: Mini-PNL büyük boyutlu ve daha sert taşlarda uygulanabilmesi ve yüksek taşsızlık oranlarına sahip olma gibi avantajlarına karşın daha sık kanama oranı, daha uzun operasyon ve skopi süresi ile artan hastane yatış ihtiyacı gibi dezavantajlara sahiptir. RİRC'nin düşük komplikasyon oranları ve kısa hastanede kalış süresi avantajlarına rağmen, bu yöntemde başarı için birden çok seansa ihtiyaç duyulabilmektedir. Her iki yöntemin kendine özgün avantaj ve dezavantajları hastaların kararına sunulmalı ve tedavi seçimine hasta ile birlikte karar verilmelidir.