Browsing by Author "Kahramanoğlu, İhsan"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Koyunlarda Over Korteks Doku Parçalarının Heterotopik Olarak Testisin Duktus Deferensi ve Korteksine Heterogreftlenmesi(2004) Can, Şaban; Düz, Erkan; Bayram, İrfan; Gül, Abdulaziz; Kahramanoğlu, İhsanAmaç: İmmün sistemden korunan duktus deferens ve immün sistemden korunmayan testis korteksine over foliküllerinin heterotopik olarak transplantasyonu sonrası folikül yaşamını ve gelişimini inceleyerek karşılaştırmak ve genç yaşta malignensisi olup, kemoterapi ve radyoterapi ile over fonksiyonunu kaybetme riski taşıyan kadınların over foliküllerinin eşin duktus deferensinde saklanabilme olasılığını araştırmayı amaçladık. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Araştırma Laboratuarı. Materyal ve Metod: Çalışmada; bir yaşında beş erkek ve bir dişi koyun kullanıldı. Dişi koyuna laparatomi ile bilateral ooferektomi yapıldı. Over korteksi 1x2 mm boyutunda çok sayıda doku kesitlerine bölündü. Tüm erkek koyunların sol duktus deferens lümenine over doku kesiti yerleştirildi. Aynı zamanda over korteksinden alınan doku örneği testis korteksinin içerisine implante edildi. 5 ay sonra sol testisten alınan dokular histopatolojik olarak değerlendirildi. Bulgular: Beş erkek koyun testisinin duktus deferenslerinin incelenmesinde; normal over dokusu izlenmedi. Fibrozis ve kalsifikasyonlar görüldü. Testis korteksine implante edilen over dokularının incelemesinde; bir koyunun testis korteksi implantasyon bölgesinde kalsifikasyon alanları ve primer folikül kalıntıları görüldü. Diğer dört koyunun testis korteks implantasyon bölgesinde over dokusu izlenmedi, kalsifikasyon alanları, hiyalinizasyon, fibrozis ve multipl histiositler izlendi. Sonuçlar:Duktus deferense implante edilen over dokularının rejeksiyona uğraması, immün sisteme kapalı olan duktus deferensin cerrahi işlemle immüniteye açık hale gelmesinden kaynaklanabileceği gibi, duktus deferensteki yüksek androjenik aktivite de atrezi de rol oynamış olabilir. Daha sofistike çalışmalar ile; duktus deferensi immunite etmeden ve leydig hücrelerinde hormonal süpresyonla androjenik aktiviteyi azaltarak, duktus deferenslere yapılacak over korteksinin heterotopik transplantasyonunun başarılı olabileceğini düşünmekteyiz.Article Siklik Masatlji Prevalansı ve Metilksantin İçeren Bazı Gıdaların Mastalji Üzerindeki Etkileri(2008) Kahramanoğlu, İhsan; Gül, Abdulaziz; Sucaklı, Mustafa HakiAMAÇ: Siklik mastalji prevalansını ve metilksantin içeren bazı gıdaların sklik mastalji sıklığı ve şiddeti üzerine olan etkilerini incelemek. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği ve Van 1 nolu, 4 nolu Sağlık Ocakları. Materyal ve Metot: 15-44 yaş arası 1795 kadında siklik mastalji şikayeti olup olmadığı sorgulandı. Mastaljinin şiddeti; hafif, orta ve ağır olarak derecelendirildi. Mastaljinin şiddeti; çay, kahve, kola ve çikolata tüketim sıklığı açısından da sorgulandı.BULGULAR: 1795 kadının 797’sinde(%44.4) mastalji şikayeti olduğu 998’inde(%55.6) olmadığı saptandı. Mastaljisi olan 797 kadının 539’unda(%67.63) hafif, 157’sinde (%19.70) orta, 101’inde(%12.67) şiddetli mastalji olduğu belirlendi. Mastaljinin, kadınların 324’ünde(%40.65) menstrüel dönemde, 192’sinde(%24.09) proliferatif fazda, 281’inde (%35.36) ise luteal fazda,olduğu belirlendi. Siklik mastalji ile metilksantin içeren gıda tüketimi arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. SONUÇ: Bölgemizdeki siklik mastalji prevalansının (%44.4) literatür ile uyumlu olduğu saptandı. Çay içen kadınlarda mastajinin istatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber çay içmeyen kadınlara göre daha fazla olduğu tespit edildi (p=0.06). Kahve, kola ve çikolata kullanma alışkanlığı ile mastalji arasında anlamlı bir ilişki bulunmadı. Bu bulguların da literatürdeki çelişkili sonuçlar arasında yer aldığı gözlendi.Other Tubal Sterilizasyon Olgularının Değerlendirilmesi(2002) Şahin, Güler; Kamacı, Mansur; Güvercinci, Mehmet; Şengül, Muzaffer; Kahramanoğlu, İhsan; Zeteroğlu, ŞahinAMAÇ: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum kliniğinde yapılan tubal sterilizasyon olgularının değerlendirilmesi amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEM: 14 Aralık 1994- 31 Temmuz 2001 tarihleri arasında tubal sterilizasyon yapılan olguların retrospektif olarak yaş, gebelik, parite ve yaşayan çocuk sayısı, sterilizasyon tipi, operasyon tekniği ve komplikasyonları değerlendirildi. Ana operasyona ek olarak yapılan, postpartum dönemde ve poliklinikten tüp ligasyonu amacıyla yatırılan hastalar karşılaştırıldı. BULGULAR: Toplam 630 tubal sterilizasyon yapılmış olup olguların ortalama yaşı 34.42±6.44, ortalama gebelik sayısı 6.81±2.93, parite 5.21±2.60, yaşayan çocuk sayısı 4.66±2.25 olarak saptandı. 413 olguya (%65.56) laparotomik, 217'ine (%34.44) ise laparoskopik yöntem uygulandığı tespit edildi. 358 (%56.82) olguya tubal sterilizasyon ek bir operasyon esnasında ikincil olarak yapılırken, 175 (%27.77) olgunun polikliniğe tubal sterilizasyon amacı ile başvurup opere edildikleri saptandı. 97 (%15.39) olguya postpartum tubal sterilizasyon yapıldığı görüldü. Laparotomik tüp ligasyonu olguların tümüne pomeroy metodu uygulanırken, laparoskopi yapılan olguların 5'ine (%2.30) parsiyel salpenjektomi, 212' sine (%97.70) bipolar koter+insizyon tekniği uygulandı. Laparoskopi yapılan hiçbir olguda erken dönem komplikasyon saptanmadı. Laparotomik tüp ligasyonu uygulanan olguların 2'sinde (%0.45) daha sonra gebelik tespit edildi. Bir olguda (%0.23) ise yara yeri enfeksiyonu ve açılması saptandı. SONUÇ: Ek bir operasyon esnasında ikincil olarak yapılan tubal sterilizasyon olguları oranının yüksek olduğu, tüp ligasyonu amacı ile yatırılıp opere edilen olgular oranının ise düşük olduğu göze çarpmaktadır. Yöremizde grandmultiparitenin yaygın olduğu dikkate alındığında özellikle elektif ve postpartum dönemdeki tubal sterilizasyonların özendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.